Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" romanından alınmış bir okuma parçasıdır. Ana karakterler arasında Ivan Fyodoroviç, Alyoşa, Dimitri Fyodoroviç, Fedor Pavloviç ve Smerdyakov bulunmaktadır.
- Video, Ivan Fyodoroviç'in babası Fedor Pavloviç ile olan ilişkisini, Moskova'ya gitme kararını ve Smerdyakov ile yaşadığı gergin diyalogları konu almaktadır. Ayrıca Alyoşa ile Ivan arasında din, inanç ve insan doğası hakkında derin bir tartışma yer almaktadır. Hikaye, Ivan'ın içsel çatışmalarını, Smerdyakov'un Dimitri ile olan ilişkisini ve Fedor Pavloviç'in yaşadığı olayları anlatarak ilerlemektedir.
- Videoda ayrıca Ivan'ın Tanrıya yönelik monologu, Dimitri'nin babasını öldürme ve para çalma ihtimali, Smerdyakov'un nöbetleri ve Gruşenka'nın geleceği gibi konular da ele alınmaktadır. Karakterler arasındaki ilişkiler ve çatışmalar, Dostoyevski'nin romanının derin psikolojik yapısını yansıtmaktadır.
- 00:3916. Yüzyılda Edebiyat ve Tiyatro
- Olay 16. yüzyılda geçiyor ve o dönemde şairler göktekileri yeryüzüne indirerek şiirlerine kahraman yapmayı adet edinmişlerdi.
- Fransa'da mahkeme katipleri ve manastırda rahipler, Meryem Ana'yı, melekleri, azizleri, İsa'yı ve Tanrı'yı tiyatrolarında sahneye çıkarmaya başlamışlardı.
- Victor Hugo'nun "Notre Dame'ın Kamburunda" 11. Louis devrinde Paris'te Veliahtın doğumu nedeniyle halka parasız olarak "Pek Kutsal Bakirenin Adil Kararı" adında bir tiyatro oynanmıştır.
- 01:30Türk Edebiyatında Göktekiler
- Bizde Petro devrinde bazen tevrat'tan alınma dram şeklinde tiyatrolar yazılmıştı.
- Ülkenin her yanında pek çok şiir ve öykü yazılmış, yazarlar azizlerle melekleri ve bütün gök alemini konu olarak almışlardı.
- Manastırlarda mensur şiirlerin başka dillerden çevrilenleri olduğu gibi yenileri de yazılmıştı, bunlar tatar yayılmacılığı sırasında yapılmıştı.
- 02:05Meryem Ana'nın Cehennemi Dolaşması
- "Meryem Ana'nın Cehennemi Dolaşması" manastır işi şiirlerin Yunancadan alınma örneklerinden biridir.
- Bu mensur şiirde Meryem Ana cehenneme iner, başmeleklerden Mihail onu cezalarını çekenlerin arasında gezdirir.
- Meryem Ana, günahkarlara çektirilenleri görür ve dehşet içinde gözyaşlarına boğularak Tanrı'nın tahtı önünde diz çökerek günahkarların bağışlanmasını diler.
- 02:57Tanrı ve Meryem Ana'nın Diyalogu
- Tanrı ile Meryem Ana arasında geçen konuşmada, Tanrı kutsal oğlunun ellerinde ve ayaklarındaki çarmıha çivilendiği zamandan kalma izleri gösterir.
- Meryem Ana, azizlere, çilekeşlere, melek ve başmeleklere hep birlikte Tanrı'nın ayaklarına kapanarak günahkarların kurtuluşu için yakarlar.
- Tanrı bu yakarmaya karşılık her yıl Kutsal Cuma ile Kutsal Üçlük yortusu arasındaki süreçte günahkarların işkencesine ara vermeye razı olur.
- 03:53Hükümdarın Yeniden Gelişi
- Hükümdarın yeniden hükümdarlığı ele almak için verdiği sözün üzerinden neredeyse onbeş asır geçti.
- Onbeş asır önce kitaplarında "yakında geleceğim" sözleri geçiyordu, ancak geleceği, günü ve saati göklerdeki babadan başka, hatta oğul bile bilemez diye yazılıydı.
- İnsanlar yine de eski imanları ve içten duygularıyla onu bekliyorlar, hatta daha büyük bir imanla, çünkü onbeş asırdır gökten gelen işaretler kesildi.
- 04:40Mucizeler ve Yeni Din
- O zamanlar pek çok mucize olurdu, azizler ruhları kurtarmak için birbirleriyle yarışırdı.
- Bazı yaşanmış öykülerde gökler Tanrıçasının onları ziyarete geldiği yazılıydı.
- Kuzeyde, Almanya'da yeni, korkunç, aykırı bir din türedi; bu dinin temelinde Tanrı'ya küfür sayılan mucizeye inanmamak yatıyordu.
- 05:40Tanrı'nın Yeryüzüne İnmesi
- İnsanlar yüzyıllardan beri imanla, ateşle "bize görün ne olur büyük Tanrı" diye yalvarırken, Tanrı da sonsuz acımasıyla yalvaran kullarının dileğini yerine getirerek yeryüzüne inmeyi istedi.
- Bazen indiği iyi, doğru kimseleri, çilekeşleri, kutsal kişileri ziyaret ettiği oldu.
- Hayatına ait yazılarda, çarmıhın yükü altında ezilen köle kılığında gökler kralı ana toprağımızı kutsayarak baştan başa dolaştığı söyleniyor.
- 06:41Engizisyonun Zamanında Sevil
- Hikaye İspanya'nın Sevil şehrinde, Engizisyon'un en kızışmış zamanında geçiyor; her gün ateşe verilen din sapını yakanlar var.
- Anlatılan kişi, dünyanın sonu yaklaşırken, 15 asır önce yaptığı gibi, alevlere bürünmüş bir memlekette çocukları görmek istiyor.
- Güney şehrinin sıcak sokaklarından geçerken, halk onu tanıyor ve önüne geçilmez bir kuvvetle sarılıyor.
- 08:09İnsanların Ona Tepkisi
- Sessizce, sonsuz acıma dolu bir gülümsemeyle geçerken, insan kalplerinde sevgi yankıları uyandırıyor ve halka doğru ellerini uzatarak onları kutsuyor.
- Ona dokunanlara şifalı bir kuvvet saçıyor; kör bir yaşlı adam aniden görebiliyor ve halk onun bastığı toprağı öpüyor.
- Sevil Baş Kilisesi'nin avlusuna girdiğinde, bir ailenin ölü kızını diriltiyor ve halk şaşkınlık içinde kalıyor.
- 10:21Büyük Engizisyoncu'nun Karşıtı
- Tam o anda, 90'lık ama dimdik yürüyen, uzun boylu ve çukura batık gözleri hala kor gibi yanar bir adam olan Büyük Engizisyoncu kardinal geçiyor.
- Kardinal, kalabalığın önünde durarak olanları seyrediyor ve taputu ayaklarının dibine koyduklarını, kızın dirildiğini görüyor.
- Kardinal, korumalarına onu yakalamalarını emrediyor ve halk sessizce boyun eğmeyi almış olup, korumalar onu yakalayıp götürüyorlar.
- 11:53Tutuklama ve Mahkeme
- Korumalar tutukluyu pusu Engizisyon Mahkemesi'nin bulunduğu eski binadaki kemerli, dar, sıkıntı kokan tutuklu evine götürüp kapatıyorlar.
- Gün batınca, koyu, sıcak Sevil gecesi defne ve limon kokularıyla doluyor ve hapishanenin demir kapısı zifiri karanlığa açılıyor.
- Yaşlı Büyük Engizisyoncu elinde meşale ile içeri giriyor ve tutuklunun yüzünü dikkatle süzüyor.
- 12:35Engizisyoncu ve Tutuklu Arasındaki Diyalog
- Engizisyoncu, tutukluya "Senin kim olduğunu bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. O musun yoksa sadece onun benzeri misin?" diye soruyor.
- Engizisyoncu, tutukluyu yarın en azılı din düşmanı olmak suçuyla yakacağını ve bugün ayaklarını öpen halkın yarın ateşi odun taşımaya koşacağını söylüyor.
- Alyoşa, bu hikayenin çok iyi tasarlanmış bir hayal, ihtiyarın bir yanlışı mı yoksa akla gelmez bir "guid proguo" mu olduğunu sorguluyor.
- 15:06Engizisyoncu'nun Tutukluya Sormaları
- Engizisyoncu, tutukluya "Alemin sırlarından birini bize açıklayabilir misin?" diye soruyor ve "Hayır, bunu yapmaya hakkın yok" diye cevap veriyor.
- Engizisyoncu, tutuklunun açıklamalarının insan hürlüğüne indirilmiş yeni darbeler olacağını ve 1500 yıl önce insanların iman özgürlüğüne önem verdiğini hatırlatıyor.
- Engizisyoncu, 15 asırdır özgürlüğe karşı savaşarak kökünden hallettiklerini ve insanların özgür olduklarına daha emin olduklarını ancak özgürlükleri kendi elleriyle teslim ettiklerini söylüyor.
- 17:34Engizisyoncu'nun Son Sözleri
- Engizisyoncu, özgürlüğe üstün gelmenin insan mutluluğu uğruna şerefli bir görev olduğunu ve şimdi ilk defa insan mutluluğunu düşünmek mümkün olduğunu belirtiyor.
- Engizisyoncu, başkaldıranların mutlu olamayacağını ve uyarma, öğüt eksik olmadığını, ancak dinlenmediğini söylüyor.
- Engizisyoncu, kitaplarına göre tutuklunun çölde bir korkunç akıllı ruhla konuşmuş ve bu ruhun sorduğu üç sorunun dünyayı kökünden sarsacak gerçek mucize olduğunu belirtiyor.
- 19:27Üç Önemli Soru
- İnsanlara verilen görev, üç kelime veya üç cümle ile dünyanın ve insanların tüm geleceği anlatılabilen üç soru bulmaktı.
- Dünyadaki tüm zeka ve akıl birleşerek, çölde sorulan üç soruya benzer sorular sorabileceklerini düşünmek zordur.
- Bu soruların ortaya atılmasındaki mucize, karşısında sonsuz ve mutlak bir zekanın bulunduğunu göstermektedir.
- 20:05Soruların Önemi
- İnsanlık bir bütün halinde toplanarak geleceğini üç soruya sığdırabilmiştir.
- Bu sorular, insan doğasının çözümlenmemiş ve tarih leşmiş çelişkilerinin üç şeklidir.
- On beş asır sonra bu üç soruda her şeyin önceden kararlaştırılmış olduğu görülmektedir.
- 20:46Birinci Soru ve Özgürlük
- Birinci soruda, insanlar alemine gitmek isteyen kişiye ekmek yapması ve onları özgürlükten yoksun etmesi önerilmiştir.
- İnsan toplumunun ezelden beri özgürlükten çok yadırgadığı şey olmamıştır.
- Konuşmacı, ekmek fiyatına satın alınan boyun eğmenin değersiz olduğunu düşündüğünü ve "yalnız ekmekle yaşanmaz" diyerek öneriyi geri çevirdiğini belirtmiştir.
- 21:47Gelecek ve İstikrar
- Bir gün toprak ruhu, yeryüzünün ekmeği sebebiyle konuşmacının üstüne yürüyecek ve insanlar onun peşinden koşacaklardır.
- Asırlar boyunca insanlar akıl ve bilim ağzıyla suçu ve günahı hiçe sayarak sadece açlığın önemli olduğunu haykıracaklardır.
- İnsanlar "karınlarımızı doyur, sonra bizden erdem iste" diyerek tapınağı yıkmaya ve yeni bir Babil kulesi yapmaya çalışacaklardır.
- 23:36Özgürlük ve Karın Doyması
- İnsanlar özgür kaldıkça dünyanın bütün bilgileri onların karnını doyuramayacaktır.
- Sonunda insanlar özgürlüklerini bir yana atarak köleliğe razı olacak ve karnlarının doyması için yalvaracaklardır.
- Özgürlükle karın tokluğunun, dünya nimetlerinin bir arada olamayacağını anlayacaklar ve bunu paylaşmayacaklardır.
- 24:13İnsanların İhtiyacı
- Konuşmacı, insanların gökteki nimetleri yeryüzündeki nimetlerden üstün tutmayacağını belirtmektedir.
- Zayıf ve acizlerin değerini bilen konuşmacı, insanların sonunda yola geleceğini ve onlara hayran olacağını söyler.
- İnsanların özgürlükten korktuğunu ve konuşmacının sözüyle hüküm sürdüklerini söyleyeceklerini belirtmektedir.
- 25:35Tanrı Arayışı
- Konuşmacı, konuşulan sorunun dünyanın en büyük sırrını sakladığını ve yeryüzü nimetlerini kabul etmekle insanların ezeli derdini çözüme kavuşturduğunu belirtmektedir.
- İnsanların en büyük kaygıları başıboş kaldıkça tapınacağı bir tanrı bulmaktır.
- İnsanların sadece kendi tanrılarını bulmak değil, herkesin ve ille hep birlikte imanla baş tacı edecekleri birini bulmak istedikleri vurgulanmaktadır.
- 26:24Toplu Tapınma ve İnsan Doğasının Sırrı
- Toplu tapınma ihtiyacı, insanlığın tarihinin başından beri başlıca acı konusu olmuştur.
- Toplu tapınma yüzünden insanlar birbirlerinin kanına girer, farklı tanrılar için savaşır ve bu durum kıyamete kadar devam edecektir.
- İnsan doğasının temel sırrı, özgürlüklerini başkalarına devretmek istemeleridir ve ekmek kaygısı en önemli davadır.
- 28:16Özgürlük ve Vicdan Huzuru
- İnsanların var olmasının sırrı sadece yaşamakta değil, yaşamalarının nedeninde bulunmaktadır.
- İnsanlar ne için yaşadıklarını bilmeden yaşamayı kabul etmez, hatta dünya nimetlerine boğulsa bile kendini yok etme yoluna gider.
- İnsanlar vicdan özgürlüğüne değer vermeyip rahatı ve hatta ölümü yeğlerler.
- 29:18İnsan Sevgisi ve Özgürlük
- İnsan özgürlüğünü avucunda tutacak yerde artırmış, insanların iç alemine sonsuzluğa kadar sürecek ızdıraplar katarak insan sevgisini arzulamıştır.
- İnsanlar özgürlükle kendi başına karar verecekler, ancak bu ağır yük altında ezilenlerin verilen gerçeği de itip hatta inkara varacaklarını düşünmemiştir.
- İnsanlar çeşitli kaygılar ve çözümsüz problemler bırakarak endişelenip üzülmeye başlamış, böylece kendi krallığının temelini sattığı söylenmiştir.
- 30:34Mucize, Sır ve Otorite
- İnsanların vicdanlarını ve kendi mutluluklarını sonsuzluğa kadar bağlayan üç kuvvet vardır: mucize, sır ve otorite.
- Tanrı oğlu olup olmadığını öğrenmek için kendini aşağı atma teklifini reddetmiş, bu bir tanrıya yakışır, gururlu bir davranış olsa da insanlar için uygun değildir.
- İnsan doğası mucizeye karşı koyamaz, hayatın korkunç anlarında sadece kalpten gelen kararlarla yetinemez.
- 32:41İnsanların Mucizeye İhtiyacı
- İnsanların tanrıya bağlı oldukları için mucizeye ihtiyaçları kalmayacağını ummuş, ancak insanın mucizeyi inkar eder etmez peşinden tanrı'yı da inkara kalkışacağını bilememiştir.
- İnsan tanrı'dan çok mucize arar, mucizesiz duramayacağı için kendisi yeni mucizeler yaratmaya kalkar.
- Özgür, açık bir inanç peşindeyken, kölelerin hayranlığını değil içten gelme sevgiyi beklemiş, ancak insanlara hak ettiklerinden daha büyük değer vermiştir.
- 33:51İnsan Doğasının Zayıflığı
- İnsanoglu bilinenden çok daha zayıf ve basit bir yaratıktır, ondan fazla çaba istenmiş ve görev yükü hafifletilmemiştir.
- İnsanlar zayıf ve alçaktır, başkaldırıp ayaklanmaları çocukça bir davranıştır.
- İnsan doğasının kutsallığı küfre, tanrısızlığa ve inançsızlığa katlanamamıştır, eğer böyle bir şey yapmışsa kendi cezasını kendi eliyle vermiştir.
- 35:56Seçme Kimseler ve Toplum
- Büyük peygamber'in hayallerinde ölümden sonra ilk dirilmeyi gören tanıkların her kabileden on iki bin kişi olduğu belirtiliyor.
- Seçme kimseler yıllarca çölde çirkinliklerle yaşamış, özgürlük ve sevgi çocuklarıyla olağanüstü fedakarlıklar yapmışlar.
- Zayıf insanlar güçlü olanların çektiklerini çekmediği için suçlu sayılacaklar mı diye soruluyor.
- 37:10Sırrın Dayandığı Temel
- Sır kabul edildiğinde insanlara kalbin ve sevginin önemi olmadığını, vicdanın sesini körelterek itaat etmeleri öğretilmiş.
- Peygamberin eseri başka şekil verilerek temelini mucize, sır ve otoriteye dayandırmışlar.
- İnsanlar yüreklerinden onlara azap vermekten başka işe yaramayan yükün kalkmasına sevinmişler.
- 38:18Sırrın İçeriği
- Konuşmacı, peygamberin sevgisini istemediğini ve kendisini sevmediğini söylüyor.
- Sırrın içeriği "biz seninle değil onunlayız" şeklinde açıklanıyor.
- Sekizyüz yıl önce peygamber dünyanın bütün krallıklarını gösterilip teptiği, bu nimetleri onlar aldıkları belirtiliyor.
- 39:57Evrensel Birleşme İhtiyacı
- İnsanların üçüncü ve son derdi evrensel birleşme ihtiyacı olarak tanımlanıyor.
- Öteden beri toplu olarak yaşama çabası içindeydiler ve tarihleri büyük olan birçok millet gelip geçti.
- Timur, Cengizhan gibi büyük fatihler, bilmeden insanların evrensel birleşme ihtiyacına cevap vermişlerdi.
- 40:47Sezar Kılıcı ve Kurtuluş
- Sezar kılıcı konuşmacıların eline geçince, peygamber reddedildi ve ötekinin peşinden gittiler.
- Akıl serbestliği, ilim ve yamyamlık hengamesinin önünün alınmasına daha yüzyıllar var.
- İnsanlar ancak yamyamlık döneminde, sırlı kupayı havaya kaldırarak huzura ve mutluluğa kavuşacaklar.
- 41:39Seçme Kimselerin Durumu
- Peygamber sadece bir tek sınıfa sahipken, kurtuluş için bütün insanlık gerekli.
- Seçilen güçlü kimselerden çoğu beklemekten yorulup ruhlarının, kalplerinin gücü başka alanlara yönlendirildi.
- Çok geçmeden hepsi peygamberin karşılarına çıkacak ve başkaldıracaklar.
- 42:24Özgürlük ve Mutluluk
- İnsanlar özgürlüklerini ellerine teslim ederek gösterilen yoldan gittiklerinde tam anlamıyla özgürlüklerine kavuşacaklarına inandırılacaklar.
- Özgürlük, düşünce özgürlüğü ve ilim insanları içinden çıkılmaz bir hale sokacak, isyana ve haşin olanlar kendi kendilerini yok etmeye başlayacak.
- Sağ kalan aciz ve bahtsızlar, sırrın yalnız onların ellerinde olduğunu söyleyerek onlara dönecekler.
- 44:14İnsanların Mutluluğu
- Sürüyü parçalayan ve bilinmez yollara sürdüren kimse soruluyor.
- Sürü toparlanıp uslanacak ve onlara yaradılışlarına göre, zayıf yaratıkların kaldırabileceği sakin bir mutluluk verilecek.
- İnsanlar gururdan vazgeçirilecek, zayıf güçsüz olduklarını ama en tatlı mutluluğun da çocuk mutluluğu olduğunu gösterecekler.
- 45:05İnsanların Yönetimi
- İnsanlar kızgınlıkla dolup sonra işaretle neşeye, gülmeye, temiz bir sevince geçecekler.
- Çalıştırılacaklar ama işten arta kalan zamanlarını çocuk oyunlarına benzeyen şarkılarla doldurulacaklar.
- Günah işlemelerine izin verilecek, iznimizle işlenen günahların bağışlanacağı ve cezasının üzerimize alındığı söylenecek.
- 46:36Sırların Koruyucuları
- İnsanlar kişisel özgürlükten ve karar verme işkencesinden kurtulacaklar.
- Yalnız sırların koruyucusu olan yüzbin kişi mutsuz olacak, öbür dünyada da kaderleri sadece ölüm olacak.
- Konuşmacı, peygamberin yeryüzüne bir daha geleceğini ve zaferler kazanacağını söylentilerini aktarıyor.
- 48:25Son Karşılaşma
- Konuşmacı, peygamberden korktuğunu, çölde kaldığını ve çekirgeyle karnını doyurduğunu söylüyor.
- Deliliğe hizmet etmek istemediğini, peygamberin eserini düzelten kütleye katıldığını belirtiyor.
- Yarın peygamberi yakacaklarını söyleyerek konuşmasını sonlandırıyor.
- 49:31Alyoşa'nın Tepkisi
- Ivan heyecanlı bir şekilde konuşuyor ve sözünü bitirince gülümsüyor.
- Alyoşa, abisinin anlattıklarını sessizce dinliyor ve sonunda kendisi de heyecanlanıyor.
- Alyoşa, sözünü söylemek için kendini tutuyor ama sonra yerinden kalkarak "Saçmalık bu" diyerek bağırmaya başlıyor.
- 50:03Alyoşa'nın Şikayetleri
- Alyoşa, şiirde İsa'nın kötülenmediğini ve tam bir övgü olduğunu söylüyor.
- Özgürlüğün böyle anlaşılmaması gerektiğini ve bu ortodoks kilisesinin anlayışının olmadığını belirtiyor.
- Ivan'ın Roma'nın, Katolikliğin en kötü yanını (engizisyoncuları, cizvitleri) aldığını iddia ediyor.
- 50:32Cizvitler Hakkında Tartışma
- Alyoşa, şiirde bahsedilen "sır küplüğü eden ve insanların mutluluğu uğruna Tanrı'nın acımasızlığını reddedenler" hakkında sorular soruyor.
- Cizvitler hakkında söylenenlerin kötü olduğunu kabul ediyor ancak şiirdeki karakterlere benzer olmadığını belirtiyor.
- 50:50İvan'ın Katoliklik Hakkındaki Görüşleri
- İvan, Roma'nın imparator olarak atadığı ruhani bir başkanla yönetilen birleşik bir dünya hayali peşinde koşan Roma ordusu üyelerinin sadece hükümdarlık ve bayağı maddi zevkler peşinde olduğunu söylüyor.
- Alyoşa, Peder Pasi'nin öğrettiği gibi Katolikliğin sadece kirli çıkarlar peşinde yürüdüğüne ve sadece yönetmek arzusundan doğduğu konusunda şüphe duyuyor.
- İvan, cizvitler ve engizisyoncular arasında derin, büyük acılar duyan, insan sever, sıkıntı çeken kişilerin çıkabileceğini belirtiyor.
- 52:40Engizisyoncu Hakkında Anlatılan Hikaye
- İvan, yaşlı engizisyoncu ömrü boyunca çölde bitki kökleriyle karnını doyurarak nefsi yenmek için çırpındığını ve özgürlüğe, daha iyiye ulaşmak için bunları yaptığını anlatıyor.
- Engizisyoncu, milyonlarca tanrı yaratığın haline bakarak onların alay için yaratıldıklarını ve daha iyiye doğru tek bir adım atamadıklarını fark ederek, akıllı insanlar safına katılmış.
- İvan, engizisyoncunun Tanrı'ya inanmadığını ve sadece öfkeyle inkarcılık yaptığını söylüyor.
- 54:11Engizisyoncunun Felsefi Kararı
- Engizisyoncu, hayatının son günlerinde vardığı görüşe göre, alay için yaratılmış denemelik güçsüz başkaldırıcılara ancak büyük, korkunç ruhun öğütledikleri az çok bir düzen verebileceğini düşünüyor.
- Bu görüşe göre, aklın yok olmaya götüren yolunu izlemek gerektiğini anlayarak, yalanı, hileyi bağrına basmak ve insanları bile bile ölüme, yok olmaya götürmek gerektiğini kabul ediyor.
- İvan, böyle eylemlerin başında daima ihtiyar gibi tiplerin bulunduğuna emin olduğunu ve Roma Kilisesi büyükleri arasında da ona benzeyenler çıkardığını düşünüyor.
- 55:45Masonluk ve Katoliklik İlişkisi
- İvan, aciz insanları mutlu kılmak için sırrı onlardan saklamak için kurulmuş gizli bir birliğin olabileceğini ve Masonluğun temelinin buna benzer bir sırra dayandığını düşünüyor.
- Katolikler Masonlardan tiksinir, onları düşman görür ve düşünce bütünlüğünün dağılmasının nedeni olarak görürler.
- Alyoşa, İvan'ın Mason olup olmadığını ve Tanrı'ya inancının olup olmadığını sorguluyor.
- 56:49Şiir ve Kardeşler Arasındaki Diyalog
- İvan, şiirinin sonunu anlatıyor: Engizisyoncu konuşurken tutuklu sessizce ona öpücük veriyor, ihtiyar ise "git ve bir daha gelme" diyor.
- Alyoşa, İvan'ın bu şiirini ciddiye alıyor ve onun Cizvitlere katılmayacağını sanıyor.
- İvan, "otuzumu bulayım, ondan sonra kadehimi kırarım" diyerek, Alyoşa'nın sevdiği şeylerle nasıl yaşayacağını sorguluyor.
- 58:51İvan'ın Felsefi İnançları
- İvan, "Karamazov kuvveti" olarak tanımladığı alçaklığın kuvvetiyle her şeye dayanabileceğini söylüyor.
- Alyoşa, İvan'ın Demytri'nin "her şey mübah" sözünü kapı verdiğini düşünüyor.
- İvan, "her şey mübah" formülünden vazgeçmedikçe Alyoşa'nın onu geri çevireceğini kabul ediyor.
- 1:00:56Kardeşler Arasındaki Son Karşılaşma
- Ivan, Alyoşa'ya taze bahar yapraklarını bir gün severse hep onu aklına getireceğini söylüyor.
- İvan, Alyoşa'ya bir daha karşılaşırlarsa bu konuları açmayacaklarını ve Dimitri'ye de söz açmayacağını söylüyor.
- İvan, otuz yaşına gelip kadehini yere çarpmak niyetinde olursa Alyoşa'yı bulmak için Amerika'dan bile geleceğini söz veriyor.
- 1:02:39Alyoşa'nın Manastıra Dönüşü
- Alyoşa, kardeşinin arkasından bakarak Ivan'in sağ omzunun sol omzundan daha düşük olduğunu fark ediyor.
- Alyoşa ani bir hareketle dönerek manastıra doğru koşmaya başlıyor.
- Alyoşa, daha önce Dimitri'yi bulmaya karar vermiş olsa da, İvan'dan ayrıldıktan sonra bunu nasıl unutabildiğine şaşacak.
- 1:04:07İvan'ın Eve Dönüşü
- İvan, Alyoşa'dan ayrıldıktan sonra Fyodor Pavlovic'in eve doğru gidiyor.
- Eve yaklaşırken içini birdenbire dayanılmaz bir sıkıntı kaplıyor ve bu sıkıntı her adımda biraz daha artıyor.
- 1:04:25Ivan Fyodoroviç'in Can Sıkıntısı
- Ivan Fyodoroviç'in tuhaflık, sıkıntıda değil, bu sıkıntıdan kaynaklanan tuhaflıkta yatıyordu.
- Ertesi gün, eskiden olduğu gibi yeni umutlar besleyecek ve hayattan çok şey bekleyecekti, ancak ne istediğini bilemeyecekti.
- Baba evine karşı duyduğu tiksinti onu rahatsız ediyordu, ancak bu duygu tam olarak can sıkıntısının nedeni değildi.
- 1:05:29Alyoşa ile Vedalaşma
- Bunca yıl dünyaya karşı sustuğu ve kimseyi açılmaya değer bulmadığı bir kişi olarak, Alyoşa ile vedalaşırken içini kemiren bir şey vardı.
- Gerçekten bu genç varlığın içindekileri gereken şekilde açıklamayı beceremediği için kendi kendine karşı duyduğu kızgınlık olabilirdi.
- Ivan Fyodoroviç düşünmemeyi denedi ancak bu da bir çıkış yolu değildi.
- 1:06:14Can Sıkıntısının Nedeni
- Can sıkıntısının ona yabancı, bütünüyle dışında bir nitelik taşıması onu en çok kızdırıyordu.
- Bu durum, gözün önünde duran ancak düzeltmeyi akıl etmediğimiz bir aksaklığa benziyordu.
- Ivan Fyodoroviç sinirleri gerilmiş bir halde baba evine ulaştığında, içindeki rahatsızlığın Smerdyakov'dan geldiğini anladı.
- 1:07:32Smerdyakov'a Karşı Duygular
- Daha önce Alyoşa'nın Smerdyakov ile karşılaşmasını anlatırken kötü bir duygu kalbine saplanmış, onu sinirlendirmişti.
- Ivan Fyodoroviç son zamanlarda, özellikle son günlerde bu adamı çekemiyormuş ve ona karşı tiksinti duymaya başlamıştı.
- İlk geldiği sıralarda Smerdyakov'a özel bir ilgi göstermiş, onu ilginç bulmuş, fakat adamın sersemce hallerine ve içini kemiren huzursuzluğa şaşırmıştı.
- 1:09:01Ivan Federoviç ve Smerdyakov Arasındaki Gerilim
- Ivan Federoviç, güneş, ay ve yıldızlar hakkında konuşurken, Smerdyakov'un kafasında bambaşka şeyler olduğunu fark etmiş, bu durum onu rahatsız etmişti.
- Smerdyakov, Ivan Federoviç'e karşı saygısızlık gösteriyordu; konuşurken savcı gibi davranıyor, dolambaçlı sorular soruyor ve konuyu aniden değiştiriyordu.
- Ivan Federoviç, Smerdyakov'un davranışlarını anlamaya çalışırken, sonunda ona karşı duyduğu tiksintinin sebebini anlayabildi.
- 1:11:31Smerdyakov'un İstekleri
- Ivan Federoviç, Smerdyakov'u görmezden gelmek istediğini düşündüğünde, uşak onunla konuşmak istediğini gösteren bir hareketle ayağa kalktı.
- Smerdyakov, Ivan Federoviç'e "Bizim gibi iki akıllı insanın konuşacakları önemli şeyler var" diyerek onun dikkatini çekmeye çalıştı.
- Ivan Federoviç, öfkeyle "Defol karşımdan kerata" diyerek bağırmak üzereyken, beklenmedik bir şekilde "Babam uyuyor mu, uyandı mı?" diye sordu.
- 1:13:00Smerdyakov'un Durumu
- Smerdyakov, Ivan Federoviç'e "Çem Yaşna'ya neden gitmiyorsunuz?" diye sorduğunda, Ivan Federoviç şaşkınlıkla tepki gösterdi.
- Smerdyakov, "Fedor Pavlovich, kendisi size bu kadar yalvardılar diye geveledi" diyerek Ivan Federoviç'e karşı öfkeli bir tavır sergiledi.
- Ivan Federoviç, Smerdyakov'un durumunun korkunç olduğunu ve nereden yardım göreceğimizi bilemediğini söyledi.
- 1:15:35Smerdyakov'un Sorunları
- Smerdyakov, Fedor Pavlovich ve Dimitri Federoviç'in aklı başında olmadığını, çocuktan farksız olduklarını söyledi.
- Fedor Pavlovich, Gruşenka'nın gelip gelmeyeceği konusunda sürekli Smerdyakov'u sorguluyor, Dimitri ise onu Gruşenka'yı kaçırma tehdidinde bulunuyordu.
- Smerdyakov, uzun bir sara nöbeti geçireceğini ve bu nöbetin birkaç saat, hatta bir iki gün sürebileceğini belirtti.
- 1:20:24Smerdyakov'un İşaretleri
- Smerdyakov, Fedor Pavlovich ile arasında bir sır olduğunu açıkladı ve Fedor Pavlovich'in Gruşenka'yı beklediğini anlattı.
- Fedor Pavlovich, Gruşenka'nın gelmesi durumunda Smerdyakov'a "tak, tak, tak" işaretini vermesini, önemli bir durum için ise "tak tak, tak" işaretini vermesini öğretmişti.
- Dimitri Federoviç de bu işaretleri öğrenmişti ve Smerdyakov, bu işaretleri bildirdiği için suç ortağı sayılacaklarını korktuğunu belirtti.
- 1:23:26Ivan ve Smerdyakov'un Konuşması
- Ivan, Smerdyakov'a Dimitri Federovic'in işaretleri nasıl öğrendiğini sorguluyor.
- Smerdyakov, Dimitri'nin sürekli tehditler savurduğu için kendini savunmak için işaretleri söyleyip söylemediğini göstermek istediğini açıklıyor.
- Ivan, Dimitri'nin girmek isterse onu bırakmaması gerektiğini söylüyor.
- 1:24:51Grigori ve Marfa'nın Durumu
- Smerdyakov, Grigori'nin hastalandığını ve Marfa'nın onu tedavi etmek için özel bir şurup kullandığını anlatıyor.
- Marfa'nın yaptığı şurup, Grigori'yi baygın bırakıyor ve uzun süre uyumaya sevk ediyor.
- Smerdyakov, Dimitri'nin içeri girmesine engel olacaklarını sanmadığını belirtiyor.
- 1:26:16Dimitri'nin Beklenen Ziyareti
- Ivan, Dimitri'nin neden geleceğini sorguluyor ve Smerdyakov'un bu durumda bir oyun oynadığını düşünüyor.
- Smerdyakov, Dimitri'nin Sara nöbetinden kuşkulanarak odaları aramaya kalkışabileceğini ve babasının üzerinde "Meleğim Grushenka" yazan 3000 rublelik bir zarf bulunduğunu bildiğini söylüyor.
- Ivan, Dimitri'nin para çalmaya veya babasını öldürmeye gelmeyeceğini savunuyor.
- 1:28:55Smerdyakov'un Tavsiyesi
- Smerdyakov, Grushenka'nın babalarına varmasının nedenlerini açıklıyor ve Dimitri'nin babasının ölümünden sonra miras kalacağından bahsediyor.
- Smerdyakov, Ivan'a acıyan bir tavırla, böyle bir işe bulaşmaktansa uzaklaşması gerektiğini söylüyor.
- Ivan, Smerdyakov'u aptal ve alçakça buluyor ve Moskova'ya gideceğini söylüyor.
- 1:31:38Ivan'ın Moskova'ya Gitme Kararı
- Smerdyakov, Ivan'ın Moskova'dan telgrafla çağrılabilir ve geri dönmek zorunda kalabilir dediği için Ivan tekrar döndüyor.
- Ivan, Smerdyakov'un Moskova'dan daha uzak olduğunu ve yol parasını acıttığını düşünüyor.
- Ivan, gülümseyerek babasının yanından geçip tavan odasına çıkıyor ve babasının beklenmedik bir şekilde düşmanlık göstermesi onu şaşırtıyor.
- 1:35:12Gece Sonrası
- Yarım saat sonra ev kilitleniyor ve ihtiyar tek başına odalarda geziniyor, beklenen beş tıklatmayı bekliyor.
- Gece ilerledikçe Ivan Federovic hala uyumuyor ve düşünüyor.
- O gece çok geç saat ikiye kadar yatmış ve kafasından neler geçtiğini anlatmak zor olacak.
- 1:35:58Ivan Federoviç'in İçsel Çatışması
- Ivan Federoviç'in kafası belirli düşüncelerden ziyade karmaşık ve anlatılmaz duygularla doluydu, artık kontrolünü kaybetmişti.
- Acayip isteklerle mücadele ediyordu, örneğin gece yarısından sonra kapı açmak veya Simerdiyakova'ya sopa çekmek gibi.
- Zaman zaman anlaşılmaz bir korku ve nefret hissediyordu, özellikle Simerdiyakova'yı dünyanın en büyük ara bozucusu olarak görüyordu.
- 1:37:33Ivan Federoviç'in Gece Hareketleri
- Ivan Federoviç, Fedor Pavloviç'in hareketlerini kollamak için kapıyı usulca açıp merdivene çıkıyordu.
- Uzun süreler boyunca soluğunu tutarak ve kalbi çarpa çarpa aşağıyı dinliyordu, ancak bunu neden yaptığını bilmiyordu.
- Bu hareketini ömrünün sonuna kadar çirkin sayarak, varlığının gizli köşesinde en bayağı hareket olarak nitelendiriyordu.
- 1:38:51Ivan Federoviç'in Ani Gidişi
- Gecenin yarısından sonra yattığı Ivan Federoviç, deliksiz bir uykuya daldı ve saat yediye doğru uyandı.
- Uyandığında umulmadık derecede dinç ve kuvvetli hissetti, hızla hazırlanmaya başladı.
- Ani bir gidiş hazırlığına rağmen, bir gün önce Katarina Ivanovna'ya ve Simerdiyakova'ya ertesi gün gideceğini söylemesine rağmen, bu fikri gece yatarken bile düşünmemişti.
- 1:40:26Ivan Federoviç'in Moskova'ya Yolculuğu
- Ivan Federoviç neşeli bir şekilde eve indi ve babasıyla selamlaştıktan sonra bir saat sonra Moskova'ya gideceğini haber verdi.
- Yaşlı adam, oğlunun gidişine şaşkınlık göstermeden, Çeryaşna'ya uğraması için onu ikna etmeye çalıştı.
- Ivan Federoviç, Moskova'ya giden trenin saat 19:00'de kalkacağını ve oraya yetişebilmek için gideceğini belirtti.
- 1:41:53Baba-Öğürların İşleri
- Baba, Ivan'a Beggy Jeff ile Diachkin'in fundalığını Baba-Öğürlar Maslowlara sadece 8000 ruble vermişlerken, geçen yıl bir alıcı 12.000 ruble teklif etmişti.
- Baba-Öğürlar Maslowlara, yerel halktan kimse karşı koyamadığı, yüzbinlik herifler olduğu ve milleti avuçlarında tuttukları belirtildi.
- Papazdan gelen mektupta, Gorki'nin geldiğini ve fundalığa 11.000 ruble teklif ettiğini yazdığını, ancak Gorki'nin namussuz olduğunu ve sahtekar olduğunu anlattı.
- 1:44:12Baba-Öğürların İşini İncelenmesi
- Baba, Ivan'a Gorki'nin özelliklerini anlattı: pis, cılız, kırmızı sakalı var ve sakalı titrerse doğruyu söylüyor, sol eliyle sakalını sıvazlayıp sırıtırse yalan söylüyor.
- Baba, Ivan'a bir mektup verip Gorki'ye göstermesini istedi ve 11.000 rubleden 1.000 ruble indirim yapabileceğini, ancak fazlasına yanaşmamasını söyledi.
- Ivan Federoviç, Moskova'ya gitmek için acele ettiğini belirterek babasının isteğini reddetti, ancak sonunda yolda karar vereceğini söyledi.
- 1:47:14Ayrılık
- Baba, mektubu yazdı, araba için haber gönderdi ve meze ile konyak geldi, sevindiği zaman kendinden geçerdi.
- Baba, oğlunun ayrılığını hiç etkilemedi, merdivenden aşağı uğurlarken yüzünde bir gülümseme belirdi.
- Ivan Federoviç arabaya bindi, babası "güle güle Ivan, pek gücenme bana" dedi ve ev halkı onu uğurlamaya çıktı.
- 1:48:47Yolculuk
- Ivan Federoviç arabaya binince Smerdyakov'a 10 ruble bahşiş verdi ve Smerdyakov, "Çeryaşna'ya gidiyorum" dediğini duydu.
- Smerdyakov, "Akıllı insanla konuşmak zevklidir" diyerek Ivan'a bir söz söyledi.
- Ivan Federoviç, hava temiz ve serin, gök açıkken arabayla yolculuğa başladı ve alyoşa ile Katarina Ivanovna'nın hayalleriyle ilgili düşündü.
- 1:50:26Moskova'ya Varış
- İlk menzile çabuk vardılar, atları değiştirerek Volovye'ye doğru yol almaya başladılar.
- Ivan Federoviç, arabacılarla konuşmaya çalıştı ancak cevapları pek kavrayamadığını fark etti.
- Volovye istasyonuna vardılar, arabayı hazırlamalarını söyledi ve Moskova'ya giden treni yetişebilir mi diye sordu.
- 1:52:08Moskova'ya Yolculuk
- Ivan Federoviç, akşamın 19:00'de trene binip Moskova'ya yollandı ve geçmişle ilişkisini bitirdiğini düşündü.
- Trenin içinde ruhunu sevinç yerine derin bir karanlık kapladı, kalbi ömründe duymadığı bir hüzünle sızladı.
- Tren Moskova'ya girdikleri sırada kendine gelir gibi oldu ve içinden "Alçağın biriyim" diye mırıldandı.
- 1:52:56Baba-Öğürların Evindeki Olaylar
- Baba-Öğürlar, oğlu yola çıktıktan sonra oldukça mutluydu, sevinçten uçacak gibiydi.
- Evde ters bir olay yaşandı: Smerdyakov bodrumdan merdivenden aşağı yuvarlandı ve nöbet tuttu.
- Marfa, Smerdyakov'u bodrumdan yukarı çıkarmak için yardım isteyerek komşulardan yardım aldı.
- 1:54:22Smerdyakov'un Durumu
- Smerdyakov, krizler arada bir kesilir gibi oluyor ama çok geçmeden yeniden başlıyordu.
- Doktor Hertzenştube, yaşlı ve saygıdeğer bir doktor, krizin tehlikeli olduğunu söyledi.
- Hastayı Marfa ile Grigori'nin dairesine, bitişikteki odaya yatırdılar.
- 1:55:33Baba-Öğürların Gününün Devamı
- Yemeği Marfa yaptı ancak çorbası bulaşık suyu gibi, tavuğu öylesine kurutmuştu ki çiğnenmiyordu.
- Akşam Grigori'nin büsbütün yatağa düştüğünü ve belinin iyice tutulduğunu haber verdiler.
- Baba-Öğürlar, Guruşenka'nın gelmesini bekliyordu ve yaşına rağmen oldukça uçarı olan adamın kalbi huzursuzlukla çarpıyordu.
- 1:56:57Bekleyen Umut
- Kapıyı hemen açacak ve ziyaretçiyi antrede bir saniye bile tutmadan içeri alacaktı.
- Fedor Pavloviç oldukça telaşlıydı ama kalbi umutla dolup taşmıştı.
- Bu sefer ziyaretçinin kesinlikle geleceğine inanıyordu.