• Buradasın

    Fyodor Dostoyevski'nin "Kumarbaz"ından Sesli Okuma

    youtube.com/watch?v=T8WAo9G-XTc

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Fyodor Dostoyevski'nin "Kumarbaz" romanından bir bölümün sesli okunmasını içermektedir. Anlatıcı, General, Polina Alexandrovna, Fransız, İngiliz (Mr. Esley), Matmazel Bloş ve Baron gibi karakterlerle etkileşim halindedir.
    • Video, anlatıcının Rulettenburg'daki günlerini, Paris'teki maceralarını ve rulet salonundaki deneyimlerini anlatmaktadır. Hikâye, anlatıcının Polina'ya olan karmaşık duygularını, General'in borç sorunlarını ve karakterler arasındaki toplumsal ilişkileri konu almaktadır. Anlatıcı, kumarbazlık deneyimlerini, Polina'nın isteği üzerine rulet oynayarak kazanıp kaybettiği paraları ve Baron ile yaşadığı gerilimli karşılaşmaları aktarmaktadır.
    • Videoda ayrıca Alex Ivanovic adlı 22 yaşındaki, üniversite eğitim görmüş soylu bir öğretmen karakteri de yer almaktadır. Hikâye, karakterler arasındaki aşk, kontrol, kölelik ve toplumsal statü temalarını ele alırken, anlatıcının kendi kendini değersiz bulması ve Polina'ya olan derin duygularını da içermektedir.
    Rulettenburg'a Dönüş
    • Fyodor Dostoyevski, iki haftalık bir ayrılıktan sonra Rulettenburg'a dönmüş.
    • General, Dostoyevski'ye soğuk bir şekilde bakmış ve kız kardeşi Maria Philia'ya göndermiş.
    • Maria Philia, Dostoyevski'ye borç para alırken dikkatli saymış ve anlattıklarını sonuna dek dinlemiş.
    00:47Oteldeki Durum
    • Polina Alexandrovna, Dostoyevski'yi görür görmez neden geciktiğini sormuş ve yanıt beklemeden gitmiş.
    • Dostoyevski için otelin dördüncü katında küçük bir oda ayırmışlar, çünkü General'in yakını olduğu biliniyordu.
    • General akşam yemeğinden önce Dostoyevski'ye iki frank vermiş, böylece bir hafta kadar onları milyoner gözüyle bakacaklardı.
    01:30General'in Uyarısı
    • General, Dostoyevski'yi çağırdığında ona çocuklarla kumarhanelere yaklaşmamasını, parkta dolaşmamasını söylemiş.
    • General, Dostoyevski'nin sorumluluk taşımadığını ve kumarın çekiciliğine kendini kaptırabileceğini söylemiş.
    • Dostoyevski'nin borcunu hesaplayarak 120 ruble borcu olduğunu söylemiş ve bunu 100 talere çevirmiş.
    02:57Yemekten Önce
    • Yemekten önce çocuklarla döndüğünde, General ve diğerleri kim bilir hangi arabi'yi görmeye gidiyorlardı.
    • İki şahane araba ve görkemli atlarla, Maria Philia ve Polina Alexandrovna arabalara binmiş, General ve diğerleri at sırtında eşlik etmiş.
    • Dostoyevski'nin getirdiği 4000 frank'ta, onların ödünç aldıkları para yaklaşık 7-8000 frank civarındaydı.
    03:56Yemekte Karşılaşma
    • Yemekte karşılaştıklarında, General Dostoyevski'yi görünce kınayan bakışlarla süzmüş.
    • İyilikli Maria Philia yer göstermiş, Dostoyevski'yi kurtaran ise orada bulunan İngiliz Mr. Esley olmuş.
    • Mr. Esley, Dostoyevski'yle önce Prusya'da, sonra Fransa'da ve son olarak İsviçre'de karşılaşmış, Polina'ya aşık olduğu belliydi.
    05:25Yemekte Tartışma
    • Fransız yemek sırasında böbürlenmeye başlamış, herkese tepeden bakıp saygısız davranmış.
    • General arada bir ona karşı çıkacak oldu ama saygınlığına gölge düşürmemek için pek fazla ileri gidememiş.
    • Dostoyevski, General'in kuyruğunda sürtüp durmasının nedeniyle kendini sorgulamaya başlamış.
    06:05Dostoyevski'nin Kabalığı
    • Dostoyevski, General'e yüksek sesle Rus birinin otelde tabi yemesi olanaksız olduğunu söylemiş.
    • Fransızca konuşarak Paris'te, Ren kıyılarında ve İsviçre'de Polonyalılar ve Fransızların Rus'a konuşma hakkı tanımadığını anlatmış.
    • Fransız, Dostoyevski'nin Paris'te bir Polonyalı ve Polonyalıdan yana çıkan bir Fransızla kavga ettiğini söylemiş.
    07:15Roma'daki Hikaye
    • Dostoyevski, Roma'ya gitmek için pasaportunu vize ettirmek üzere Paris'teki papalık elçiliğine gitmiş.
    • Orada karşılaştığı elli yaşlarında, sıska ve donuk suratlı bir rahip onu bekletmiş.
    • Dostoyevski, baş rahip'in kendisini kabul etmemesine sinirlenip "Monsenyör'ün kahvesine tükürmek istediğini" söylemiş.
    07:54Pasaport Meselesi
    • Baş rahip, Dostoyevski'nin pasaport işlemi için beklemesini istemiş.
    • Dostoyevski, baş rahip'e herkesi kabul eden Monseñör'ün kendisiyle de ilgilenmesi gerektiğini söylemiş.
    • Baş rahip, Dostoyevski'nin Monseñör'ün kahvesine tükürmek istediğini söylemesine dehşetle kapıya doğru atılmış ve kardinalle görüştüğü sırada olup olmadığını sormuş.
    09:02Roma Vizesi Meselesi
    • Konuşmacı, Roma vizesi için pasaportunu gösterdiğinde, rahip ona bakıp pasaportu kapıp yukarı çıktı ve kısa sürede vizeyi verdi.
    • Fransız, konuşmacının kendini barbar ve dinsiz göstermesinin onu kurtardığını söyleyerek, Rusların durumlarda kendilerini savunamadıklarını belirtti.
    • Oteldeki kişiler, konuşmacının rahip olayını anlattığında ona daha saygılı davranmaya başladılar.
    09:54Fransız Subay Hakkında Anı
    • Konuşmacı, 1812 yılında bir Fransız avcı subayının tüfeğini temizlerken açtığı ateşle yaralanan biriyle tanıştığını anlatıyor.
    • Bu kişi, 12 yaşında iken ailesi Moskova'dan kaçamadı ve Fransız askeri tarafından yaralandı.
    • Konuşmacı, Fransız subayla bir ağız kavgasına tutuşmak üzereyken, General de onu desteklemeye başladı.
    10:48Polina ile Konuşma
    • Akşam yemeğinden sonra Polina ile 15 dakika kadar parkta baş başa kalabildi.
    • Polina, konuşmacıya sadece 700 golden verdiğini söyleyerek, Paris'te rehine verdiği elmaslar karşılığında en az 2000 golden beklediğini belirtti.
    • Polina, St. Petersburg'dan gelen iki önemli haberden bahsederek, büyükannenin ağır hasta olduğu ve iki gün içinde ölebileceği haberi verdi.
    11:45Miras Konusu
    • Polina, herkesin bir bekleyiş içinde olduğunu ve altı aydır başka bir umudunun kalmadığını söyledi.
    • Konuşmacı, Polina'nın kendisine büyük bir para düşeceğini söylediğinde, Polina bunun doğru olduğunu doğruladı.
    • Polina, General'in ondan borç para aldığını ve büyükanne konusunda bilgi sahibi olduğunu belirtti.
    13:07İngiliz ve Fransız Hakkında
    • Polina, İngilizle tanışma anısını anlattı ve İngiliz'in konuşmacıya aşık olduğunu söyledi.
    • Polina, İngiliz'in hem dürüst hem de Fransız'dan on kat daha zengin olduğunu belirtti.
    • Konuşmacı, Fransız'ın bir marki olduğunu ve ondan daha akıllı olduğunu söylerken, Polina'nın bu bilgilere sinirlendiğini fark etti.
    14:14Polina'nın İsteği
    • Polina, konuşmacının her türlü soruyu sorma hakkına sahip olduğunu söyleyerek, onun için artık yaşamın hiçbir önemi olmadığını belirtti.
    • Polina, konuşmacıya Matmazel Bloş'un Generalle evleneceğini ve büyükanne'nin ölüm haberinin gelmesini beklediklerini söyledi.
    • Polina, konuşmacıya 700 florini alıp rulet oyunu oynayarak ne pahasına olursa olsun para kazanmasını istedi.
    15:45Polina Hakkında Düşünceler
    • Konuşmacı, Polina'ya beslediği duyguların çözümlenmesine kaptırdığını ve son iki haftalık ayrılık sırasında kendini daha hafif hissettiğini belirtti.
    • Yolculuk boyunca Polina'yı düşlerinde her an gördüğünü ve onu sevdiğini düşünürken, aynı zamanda ondan nefret ettiğini kabul etti.
    • Polina'nın kendisine ulaşamayacağını bildiği için zevkten deli olduğunu düşündü.
    17:46Rulet Oyunu
    • Konuşmacı, rulet oyunundan hiç haz etmediğini ve başkaları için oynamak aklı başında geçmediğini belirtti.
    • Oyun salonuna girdiğinde suratı asıktı ve salonun görünüşü ilk bakışta pek hoşuna gitmedi.
    • Dünyadaki gazetelerin ve magazin yazarlarının yazdıkları gibi, salonda ne lükstür ne de masalarda altın vardı.
    18:30Kumarhaneye Giriş
    • Mevsim boyunca İngilizler, Asyalılar ve Türkler kumar oynamak için gelip dünyanın parasını kazanıp kaybedebilirler.
    • Kumar genellikle ufak miktarda para ile oynanır ve masalarda çok az para döner.
    • Konuşmacı ilk kez bir kumarhaneye girince oynamakla oynamamak arasında bocaladı ve kalabalık salon nedeniyle soğukkanlılığını kaybetti.
    19:01Rulet Oyununa Karşı Tutum
    • Konuşmacı uzun zamandır rulet oynamak istemiş ve Hamburg'dan geldiğinde oynamayacaksa hayatında köklü bir değişiklik olacağını düşünmüştü.
    • Kumardan bir şeyler ummayı saçma bulan düşünceyi gülünç bulan konuşmacı, kumarda kazananların oranının %1 olduğunu kabul ediyor.
    • Konuşmacı o akşam bir köşeye oturup ortamı kolaçan etmeye karar verdi ve oyunu incelemek, kurallarını öğrenmek istedi.
    19:52Kumarhanenin Çevresi ve İnsanlar
    • Başlangıçta her şey konuşmacıya kirli ve iğrenç göründü, ancak oyun masalarının çevresindeki yüzlerin açgözlülüğüne karşı tiksinti duymadı.
    • Konuşmacı, kazanç ve çıkar tutkusunun her zaman çirkin olmadığını, kendisinin de güçlü bir kazanma tutkusuna kapıldığını belirtti.
    • Rulet masalarının çevresindeki kişilerin ağırbaşlı ve kendinden geçmiş duruşları, iki farklı kumar tarzı arasındaki ayrımı gösteriyordu.
    21:20İki Tür Kumar
    • İki tür kumar vardır: biri centilmenlere özgü, öbürü ise ayak takımına özgü açgözlü kumar.
    • Centilmenler oyunu sadece eğlence aracı olarak görür, kazanç isteği yerine merak dürtüsüyle oynarlar.
    • Ayak takımındaki kumarbazlar ise centilmenlerin zengin olduklarını ve sadece eğlenmek için oynadıklarını düşünmek isterler.
    22:31Centilmenlerin Oyun Tarzı
    • Kumarhanede 15-16 yaşlarındaki gençlerin anneleri tarafından kumar masasına itildiği görüldü.
    • General, ağırbaşlı bir tavırla masaya yaklaştı, 300 altın frank kazandı ve parayı masada bıraktı, ancak elde kırmızı geldiğinde 1200 frank kaybetti ve gülümseyerek ayrıldı.
    • Gerçek bir centilmen tüm servetini kaybetse bile soğukkanlılığını bozmayacaktır.
    23:41Centilmenlik ve Kumar
    • Centilmenlik, kalabalığa karışmakta ancak gözlemci olarak bulunmakta ve onlarla ilişki kurmamakta da bulunabilir.
    • Konuşmacı, ahlak konusundaki kişisel görüşlerini sayıp dökecek olmadığını, son günlerde düşüncelerini ve davranışlarını ahlaki ölçülere vurmanın zor olduğunu belirtti.
    • Ayak takımı ahlak kurallarına uygun biçimde oynamıyor ve masalarında adi hırsızlıkların yapıldığını sanıyor.
    25:25Rulet Oyunu ve Deneyim
    • Başlangıçta rulet karmakarışık ve anlaşılması güç bir oyun gibi göründü, ancak ayrı renklerdeki tek ve çift sayıların üzerine para konulduğu anlaşıldı.
    • Konuşmacı, Polino Alexandrovna'nın verdiği paranın 100 güldenini kaybetme pahasına şansını denemeye karar verdi.
    • Bir başkası adına kumar oynamak düşüncesi konuşmacının kafasını karıştırdı.
    25:43Rulet Oyunu ve Polina ile Karşılaşma
    • Konuşmacı, Polina adını oynadığında uğurunun bozulacağına inanarak rulet masasında oynamış ve başlangıçta kaybetmiş, ardından kazanmıştır.
    • Oyuna on altınla başlamış, kazandıktan sonra parayı çift sayıların üzerine koyarak toplamda yüzaltmış altın kazanmıştır.
    • Kazandığı parayı Polina'ya vermiş ve artık kendi şansını denemek istediğini, kimseye bağlanmak istemediğini söylemiştir.
    28:31Polina ile İlişki
    • Konuşmacı, Polina ile arasında garip bir ilişki olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır.
    • Polina, konuşmacıyı adam yerine koymadığını gizleme ihtiyacı duymadan, onun duygularını umursamadığını açıkça göstermiştir.
    • Polina, konuşmacıya özel işlerinden bahseder ancak içini bütünüyle dökmüş değildir, özellikle tehlikeli işlerde konuşmacıyı daha samimi davranması gerektiğine inanmıştır.
    30:51Petersburg Telgrafı ve Fransız
    • Petersburg'a çekilen ve henüz cevabı gelmeyen bir telgraf, ailede dört gün boyunca konuşulmuştur.
    • General derin düşüncelere dalmış ve üzgün görünürken, Fransız çok heyecanlı ve General ile uzun uzun konuşmuştur.
    • Fransız ve General'in Rusya'da ortak bir fabrika kurma tasarısı olduğu ve Fransız'ın bir yıl önce General'in zimmetindeki otuzbin rublelik açığı ödeyerek onu zor durumdan kurtardığı bilinmektedir.
    31:58Matmazel Bloş
    • Matmazel Bloş, annesini hiç yanından ayırmayan ve yüklü serveti bulunan soylu bir Fransız'dır.
    • Marcie ile arasında ikinci veya üçüncü dereceden akrabalık vardır.
    • Paris'e gitmeden önce Fransız ve Matmazel Bloş birbirlerine karşı resmi ve çekingen davranıyorlardı.
    32:20Dostluk ve Akrabalık İlişkileri
    • Dostluk ve akrabalık ilişkileri daha yakın ve samimi görünüyor, ancak kim bilir, belki de parasal durumumuzu yapmacık bir saygı göstermeyecek kadar kötü buluyorlar.
    • Mr. Slee'in Matmazel Bloş ile annesine bakışı, Fransız'ın Mr. St. ile daha önceden tanıyormuş gibi davrandığı gözlemleniyor.
    • Mr. St. içe dönük ve çekingen bir insan olmasına rağmen, Fransız'ın selam verişine karşı çekindiği yok, ancak onunla konuşmak istemiyor.
    33:30Matmazel Bloş'un Tanıtımı
    • Zavallı general oldukça kaygılı görünüyor, halasının ölümünü bildirecek telgrafi iple çekiyor.
    • Matmazel Bloş oldukça güzel bir kadın ama insanı ürperten güzellikte bir yüze sahip, yirmibeş yaşlarında, uzun boylu, iri yapılı ve yuvarlak omuzlu.
    • Matmazel Bloş, esmer tenli, kehribar gibi kapkara ve gür saçlı, sarı aklarlı siyah gözleri, küstah bakışları, pırıl pırıl dişleri ve her zaman boyalı dudakları var.
    34:12Matmazel Bloş'un Özellikleri
    • Matmazel Bloş mis gibi kokuyor, göz kamaştıracak kadar çarpıcı giyiniyor ve çok ince, zevkli.
    • Elleri ve ayakları olağanüstü güzellikte, sesi hafif boğuk ve kontrato, arada bir bütün dişlerini ortaya çıkaran kahkahalarla güler.
    • Genellikle sessizce oturur ve küçümseyici gözlerle ortalığı süzer, doğru dürüst bir öğrenim görmemiş olabilir, akıllı sayılmaz ama kuşkucu ve kurnaz.
    35:16Genel Durum ve Mr. St.
    • İki haftalık yokluğum sırasında yaşananların haddi hesabı yok, ancak General ve Matmazel Bloş'un kesin bir karara varıp varmadıklarını bilemiyorum.
    • Her şey para durumuna, daha doğrusu General'in biraz para bulmasına bağlı, büyükannenin ölmediğini bildiren haber alınacak olsa Matmazel Bloş o an kalkıp gidecektir.
    • Mr. St. oldukça ilgimi çekti, onun Polina'ya adamakıllı aşık olduğunu kanaat getirdim, utangaç ve dürüst birinin aşık olduktan sonra bakışlarındaki anlam garip ve gülünç bir hal alıyor.
    36:15Mr. St. ve Polina
    • Gezintilerde Mr. St. şapkasını çıkararak selam verip yoluna giderken bize katılma isteğiyle yanıp tutuşuyor, ancak bu öneriyi hemen reddediyor.
    • Gazinoda, konser salonlarında ya da havuz başında hep bizim oturduğumuz yerin yakınlarında bulunuyor, nereye gidersek gidelim onu bir çalılığın ardında ya da en yakın patikada görmeye yetiyordu.
    • Mr. St. benimle baş başa konuşmak için fırsat kolluyor, bir gün karşılaştığımızda Matmazel Bloş hakkında konuşuyor ve Polina'nın çiçekleri çok sevdiğini sordu.
    37:42Rulet Oyunu
    • Polina için rulet oynamaya gittim, ondan altmış altın frederi kaldım, birincisi onunla ortak olmayacaktım, ikincisi de Polina kazanmaya neden bu kadar ihtiyacı olduğunu açıklayacaktı.
    • Oyun salonlarında kalabalık vardı, kulüpiye'nin yanı başına oturup her seferinde iki eksi üç altın sürerek ufak ufak oynamaya başladım.
    • Bazı kumarbazların hesap kitap tutarak oynama işi etkili değil, bazen ardı ardına sıralanmasında sistemli olmasa da ilginç bir düzen var.
    40:02Rulet Sonuçları
    • İki eksi üç kez devam eden kazançlarla birkaç dakika içinde dörtyüz frederiye yakın para kazanmıştım, ancak yazgıya kafa tutmak isteyerek tüm parayı kaybettim.
    • Polina'ya parayı kaybettiğimi yemekten biraz önce söyledim, o zamana kadar parkta aylak aylak dolandım.
    • Yemekte Matmazel Bloş da bizimle birlikteydi, o sabah oyun salonundaymış ve her şeyi görmüş, bana karşı daha alttan alan, sevecen bir tavır takınmış gibiydi.
    40:57Yemekte Tartışma
    • Fransız sözü hiç uzatmadan kaybettiğim paranın benim olup olmadığını sordu, sanırım bu işte Polina'nın parmağı olabileceğinden şüpheleniyor.
    • Bozuntuya vermeden kendi param olduğunu söyledim, General şaşırmıştı, bu parayı nereden ve nasıl bulmuştum.
    • Oyuna altınla girdiğimi, altı eksi yedi kez üst üste kazanarak iki katına çıkardığımı, böylece beş eksi altıbin guldene kadar yükseldiğimi ama son iki elde hepsini kaybettiğimi anlattım.
    41:44Fransız ve General
    • General rahatsız ve kaygılıydı, belki de kendisi sıkıntılı bir durumdayken benim gibi umarsız bir sersemin böylesine büyük bir parayı kaybetmesine bozulmuştu.
    • Sanırım Fransız ve General dün akşam atışmışlardı, kapıyı kapatıp başbaşa vermişler, aralarında ateşli bir tartışma geçmişti.
    • Fransız benim kumarda yüklüce kaybettiğimi öğrenince pis püsküllere, hatta biraz da düşmanca bir eda ile başıma almam gerektiğini söyledi.
    42:53Ruslar ve Almanların Farklı Yaklaşımları
    • Konuşmacı, Rusların sermaye edinme yeteneğinden yoksun olduklarını ve ellerini avuçlarına geçeni bir çırpıda yok edebildiklerini belirtiyor.
    • Ruslar çalışmadan, kolay yollardan insanı iki saat içinde zengin edecek bir yola başvururken, Almanlar dürüst bir çalışmayla birikim yaparlar.
    • Konuşmacı, Almanların servet biriktirme biçimini "put" olarak nitelendiriyor ve bunun yerine bir Kırgız çadırında yaşamayı tercih edeceğini söylüyor.
    44:07Almanların Dürüstlük Anlayışı
    • Konuşmacı, Almanların her evinde erdemli ve dürüst bir "vater" (baba) bulunduğunu, akşamları toplanıp yararlı kitaplar okuduklarını anlatıyor.
    • Alman ailelerinde baba, büyük oğluna sanatını veya toprağını bırakırken, kızı çeyiz parası yerine hava alıyor ve zavallıcık koca bulamıyor.
    • Küçük oğlan ya uşak gibi kullanılıyor ya da paralı asker olarak satılıyor, elde edilen para da baba sermayesine ekleniyor.
    45:21Dürüstlük ve Sermaye Büyümesi
    • Konuşmacı, Almanların dürüstlüğe özen gösterdiğini, bunun tek bir neden adına abartıldığını ve bu durumun kadına yapıldığını belirtiyor.
    • Büyük oğlan için işler istenildiği gibi gitmiyor, gönlünde yatan ama parayı tamamlayamadığı için evlenemediği bir amelyası vardır.
    • Dürüstlük ve erdem sayesinde yeterince para biriktirildiğinde, water kırk yaşına varmış oğluyla otuzbeş yaşındaki pörsük memeli, kırmızı burunlu amelyasını gözyaşları arasında kutsar.
    46:09Sermaye Büyümesinin Devamı
    • Erdemli bir water olma sırası büyük oğlanın gelirken, aynı öykü sil baştan elli ya da altmış yıl sonra bir water'in torunu büyük bir sermayenin sahibi olur.
    • Bu sermaye oğluna bırakılır, o da kendi oğluna, böylece beş-altı kuşak sonra bu aileden bir baron rothschild veya hop ve ortakları firması çıkabilir.
    • Konuşmacı, bu durumu "çok görkemli bir manzara" olarak nitelendiriyor ve kendisinin Ruslar gibi sefahat içinde yüzmeyi veya rulette para vurmayı tercih ettiğini söylüyor.
    47:47Polina ile Gezinti
    • Konuşmacı, Polina ile çocukları alıp parka havuza doğru giderken, Fransız'ın Polina'ya eşlik etmemesinin nedenini sormaktan çekinmiyor.
    • Polina, Fransız'ın alçağın biri olduğunu söyleyerek, General'in büyükanneye karşı borç aldığı ve çiftliğini ona ipotek ettiğini anlatıyor.
    • Eğer büyükanne ölmezse, Fransız bütün mallara el koyacak ve General'in karısı olamayacağı belirtiliyor.
    49:02Polina ile Tartışma
    • Konuşmacı, General'in parayı için evlenmeye yanaştığını ve Görgü kurallarının aksine her şeyin törensiz yapıldığını söylüyor.
    • Polina, konuşmacının neşeli olduğunu ve nasıl olabildiğini sorguluyor, konuşmacının parayı kumarda kaybettiğini öğreniyor.
    • Konuşmacı, Polina'ya parayı kazanacağına inandığını ve bunun için rulette oynamak istediğini açıklıyor.
    51:28Para İçin Çabalama
    • Konuşmacı, kendisi için oynamaya başladığında kazanacağından adım gibi emin olduğunu söylüyor.
    • Polina, konuşmacının ciddi bir sıkıntı karşısında olabileceğine inanmadığını ve düzensiz, deli biri olduğunu belirtiyor.
    • Konuşmacı, parayı borç ödemek için istediğini ve para sayesinde Polina'nın gözünde bambaşka bir insan olup çıkacağını, köle olmaktan kurtulacağını söylüyor.
    53:58Kölelik ve Özgürlük Tartışması
    • Konuşmacı, kölelikten zevk aldığını ve alçalmanın ve küçük düşürülmenin bazı zamanlarda büyük bir tat verebileceğini söylüyor.
    • Konuşmacı, General Mark Greo'ya karşı duyduğu öfkeyi ve onu toz toprak ederken nasıl davranmak istediğini anlatıyor.
    • Konuşmacı, insanın her durumda saygınlığını koruması gerektiğini ve savaşmak insanı yüceltme ama alçaltmamalı dediği şekilde davranacağını vurguluyor.
    55:12Rus ve Avrupalı Karşılaştırması
    • Konuşmacı, Rusların bol ve değişik yeteneklere sahip olduğunu ve bunları belirli bir kalıba sokmayı çabucak başaramadıklarını belirtiyor.
    • Fransızların ve diğer Avrupalıların kalıbının görkemli olduğunu, resmiyete ve dış görünüşe çok önem verdiklerini anlatıyor.
    • Fransızların, kendilerini yüreğinden vuran hakareti sindirebilirken, geleneksel görgü kurallarına aykırı buldukları küçük bir hakarete tahammül edemediklerini açıklıyor.
    56:18Kişisel Düşünceler ve Sevgi
    • Konuşmacı, kendisini sık sık ikaz etmenin gerekli olduğunu ve konuşurken aklından geçenleri saymak istediğini belirtiyor.
    • Kendisini dış görünüş açısından ve her yönden değersiz ve yoksul biri olarak kabul ediyor.
    • Konuşmacı, sevdiği kişinin güzelliğinden, yüreğinden ve zekasından emin olmadığını, ancak onu sevdiğini açıkça ifade ediyor.
    57:50Karşılaşma ve İlişki
    • Konuşmacı, küçük bir hücrede kaldığı yerde karşısındaki kişinin eteğinin hışırtısını düşündüğünde hırsından parmaklarını kemirmek istediğini belirtiyor.
    • Konuşmacı, karşısındaki kişiyi bir gün öldüreceğini söylüyor, ancak bunun sevgiden bıkmak yerine, onu yiyip yutmak için dayanılmaz bir arzu duyduğu için olduğunu açıklıyor.
    • Karşısındaki kişi öfkeyle susturulurken, konuşmacı onu sık sık sinirlendirmenin kendisine hoş geldiğini itiraf ediyor.
    58:56Aşk ve Tehlike
    • Konuşmacı, karşısındaki kişiyle birlikte gezintiye çıkmanın tehlikeli olduğunu, onu dövmek, suratını dağıtmak veya gırtlağına sarılıp boğmak için dayanılmaz bir istek duyduğunu söylüyor.
    • Umutsuz bir aşkla sevdiğini ve bundan sonra da bin kat daha fazla seveceğini belirtiyor.
    • Bir gün onu öldürürse kendini de öldürmek zorunda kalacağını, ancak on olmadan yaşamanın verdiği acıyı artırmak için belki de daha güç öldürür kendini diyor.
    59:38Uçurumdan Atılma Tehlikesi
    • Konuşmacı, geçen gün Schellenberg'de karşısındaki kişiyi kışkırttığı zaman, "bana bir tek sözcük söyleyin, uçurumdan atayım kendimi" dediğini hatırlatıyor.
    • Karşısındaki kişi, bu konuşmanın saçma olduğunu söylerken, konuşmacı "saçma ya da akıllıca olması umurumda bile değil" diye karşılık veriyor.
    • Konuşmacı, karşısındaki kişiyle birlikte olduğunda konuşmak istediğini ve gururunu ayaklar altına aldığını itiraf ediyor.
    1:00:36Zorbalık ve Üstünlük
    • Konuşmacı, zevkin her zaman yararlı olduğunu ve insanın yaradılışında zorbalığın olduğunu, acı vermekten zevk aldığını belirtiyor.
    • Karşısındaki kişi, konuşmacının saçma ve anlamsız duygular yüzünden onu küçümseyici bir tavırla süzdüğünü hatırlıyor.
    • Konuşmacı, Schellenberg'de uçurumdan atlamak konusunda ciddi olduğunu ve karşısındaki kişiye emretse hemen atlacağını söylüyor.
    1:01:33Ölüm Emri
    • Karşısındaki kişi, konuşmacının korkak olup olmadığını sorduktan sonra, belirli bir kişiyi öldürür mü diye soruyor.
    • Konuşmacı, emredilen kişiyi kim olursa olsun öldürürğini söylüyor.
    • Karşısındaki kişi, emir verip kendini koruyacağını ve konuşmacının cinayeti işledikten sonra onu öldürmeye kalkabileceğini söylerken, konuşmacı bu durumu ciddiye alıyor.
    1:03:35Son Karşılaşma
    • Karşısındaki kişi birdenbire gülmeye başlıyor ve konuşmacı şaşırıyor.
    • İki kişi, çocukların oyun oynadıkları alanın karşısında, yolcuların gazinoya giden yolda arabaları indirmek için durduğu yerde bir bankta oturuyorlar.
    • Karşısındaki kişi, şişman Barones'i ve elinde baston tutan uzun boylu, sıska Prusyalıyı göstererek, üç gün önce buraya geldiklerini ve iki gün önce kendilerine nasıl baktıklarını hatırlatıyor.
    1:03:59Polina'nın İstekleri
    • Konuşmacı, barones'in yanına gidip şapkasını çıkarıp ona Fransızca bir şeyler söylemesi için isteniyor.
    • Konuşmacı, Shalenberg'in tepesinden atlayacağını yemin etmiş ve kimi gösterirse gözünü kırpmadan öldüreceğini söylemiş.
    • Polina, konuşmacıyı kışkırtarak barones'e hakaret etmesini istiyor ve bunun sadece eğlenmek için olduğunu söylüyor.
    1:04:31Konuşmacının Tereddütü
    • Konuşmacı, Polina'nın isteğinin çılgınca olduğunu ve bu olay yüzünden generalin başına bir iş açılmasından endişe duyuyor.
    • Polina, konuşmacıyı küçümseyici bakışlarla süzerek palavra atan bir gevezeden başka bir şey olmadığını söylüyor.
    • Konuşmacı, aptalca bir istek olmasına rağmen Polina'nın emrini yerine getirmeye karar veriyor.
    1:05:32Sonrası
    • O budalaca günün üzerinden iki gün geçti ve bu süre zarfında bir kargaşa, gürültü ve patırtı yaşanmış.
    • Konuşmacı, yaptığı tüm aptallıkların ve bayağılıkların nedeninin kendisinden olduğunu düşünüyor.
    • Konuşmacı bazen aklını kaçırdığını, çocukluktan ve öğrencilik çağından kurtulamadığını, yaptıklarının okul yaramazlıkları olduğunu zannettiğini belirtiyor.
    1:06:18Polina Hakkında
    • Konuşmacı, Polina'nın çok güzel olduğunu ve birçok erkeğin aklını başından alacağını düşünüyor.
    • Polina'nın uzun boylu, hoş bir vücudu var ancak biraz fazla narin, uzun ve daracık ayak izi, kızıl saçları ve kedininki gibi kurumla, küstahça bakışları var.
    • Konuşmacı, Polina'ya dört ay kadar önce, bir akşam salonda The Grio ile konuşurken olan bakışlarıyla aşık olduğunu anlatıyor.
    1:07:04Baron ve Baronese ile Karşılaşma
    • Konuşmacı, ana yola çıkan patikada baron ve baronese'yi beklerken, onları selamladı.
    • Baron, uzun boylu, sıska ve dalgın görünümlü bir adamken, baronese kısa boylu, şişman ve küstahça bakışlı bir kadındı.
    • Konuşmacı, şapkasını çıkarıp selam verdi, eğilerek şapkayı başına geçirdi ve baronun önünden geçerken sevimli bir tebessümle yüzüne baktı.
    1:08:23Baron ve Baronese'nin Tepkisi
    • Baron öfkeli bir şaşkınlıkla "Ne?" diye bağırdı ve bastonu sallayarak "Deli misin?" dedi.
    • Konuşmacı, Berlinlilerin "Ya oh" sözcüğünü öykünerek uzatıp bağırdı, bu durumda baron ve baronese çabucak arkalarını döndüler ve koşarcasına uzaklaştılar.
    • Kalabalık arasında bazıları aptalca ifadelerle konuşmacıya bakarken, konuşmacı sanki hiçbir şey olmamış gibi Polina Alexandrovna'nın yanına gitti.
    1:09:52Otele Dönüş ve Generalle Karşılaşma
    • Otele döndüğünde, generalin huzuruna çıkarıldı ve otelde iki daire tutulmuştu.
    • General, konuşmacıya "Bayım, neler karıştırdığınızı sorabilir miyim acaba?" diye sordu.
    • Konuşmacı, Baron W. Merhem'in çok önemli biri olduğunu ve kendisinin onlara karşı kaba davranmadığını, sadece "Ya oh" sözcüğünü kullanarak sinirlendiğini açıkladı.
    1:11:57Generalin Tepkisi ve Sonuç
    • General, konuşmacının davranışının budalaca ve okul çocuklarına yaraşır bir yaramazlık olduğunu kabul etmesini istedi.
    • Konuşmacı, son günlerde hasta olduğunu, sinirli olduğunu ve bu durumun bağışlanmasını istediğini belirtti.
    • General, konuşmacıyı mahiyetinden çıkaracağını söyledi ve 4 Frederick altını ve 3 florin borcu olan konuşmacıya para ve hesap vererek ayrılıp gitti.
    1:14:51General ile Karşılaşma
    • Konuşmacı, generalden hesap sorarak ilişkilerinin kesildiğini ve yarından itibaren otel giderlerinden sorumlu olmayacağını bildiriyor.
    • General, konuşmacıya Baron'un sert eleştirilerine hedef olmasına üzüldüğünü söylüyor, ancak konuşmacı bunun General'in sorumluluğunda olmadığını belirtiyor.
    • Konuşmacı, kendisinin 22 yaşında, soylu biri olduğunu, General ile yakınlığının olmadığını ve Baron'un kendisine karşı davranışını hesap soracağını açıklıyor.
    1:16:23General'in Tepkisi
    • General, konuşmacının Baron'dan hesap soracağını duyunca dehşete düşüyor ve onu tutuklatılacaklarını, sınır dışı edileceklerini söylüyor.
    • Konuşmacı, General'e rezalet olmadığını ve Baron'un hesabını soracağını, kendi özgürlüğünü savunacağını açıklıyor.
    • General, konuşmacıya Tanrı aşkına vazgeçmesini, kendisini üzmemesini ve konuşmacının işe tekrar alınabileceğini söylüyor.
    1:18:01Rusların Yabancı Ülkelerde Davranışı
    • Rusların yabancı ülkelere gittiklerinde korkaklaşıp, kendilerini belirli bir kalıba sokuşlarını ve dikkatli davranmalarını anlatıyor.
    • Konuşmacı, General'in özel bir durumu olduğunu ve bu durumun onu dikkatli davranmaya zorladığını belirtiyor.
    • Konuşmacının asıl amacı Polina'yı öfkelendirmek, onu kendisine yaklaştırmak ve Baron'a karşı gururlu bir şekilde davranmak istemesi.
    1:19:34Maria Philippe'nin Gitmesi
    • Konuşmacı, merdivende karşılaştığı dadıdan Maria Philippe'nin Karlspark'taki kuzeninin yanına gitmiş olduğunu öğreniyor.
    • Dadı, Maria Philippe'nin General ile tartıştığını ve bu matmazel Blonşun yüzünden olduğunu söylüyor.
    • Konuşmacı, Maria Philippe'nin gitmesinin bir anlamı olduğunu düşünüyor.
    1:20:05Mr. Degree ile Karşılaşma
    • Ertesi sabah konuşmacı, hesabının General'in hesabından ayrı tutulmasını istiyor ve Mr. Esley ile görüşmek üzere İngiltere oteline gidecekken, Mr. Degree odasına geliyor.
    • Degree, General'in elçisi olarak gönderildiğini ve konuşmacıyı Baron'dan hesap sormaktan vazgeçirmek istediğini söylüyor.
    • Konuşmacı, Degree'in bu işi nasıl yapacağını öğrenmek istediğini ve Baron'un kendisini kapı dışarı etmeyeceğini, belki de dikkatiyle dinleyeceğini belirtiyor.
    1:24:18Baron'un Şikayeti ve Kendi Durumu
    • Baron, konuşmacıyı generale şikayet etmiş ve işten çıkarılmasına neden olmuştu.
    • Baron, konuşmacıyı bayağı biriymiş gibi davranarak küçük düşürmüştü.
    • Konuşmacı, yaş farkı ve toplumsal statü farkı nedeniyle gülümsemekten kendini alamıyordu.
    1:24:41Özür Dileme Kararı
    • Konuşmacı, baron ve barones'ten özür dilemekten vazgeçiyordu.
    • Son günlerde sağlık durumu kötüydü ve işini kaybetmişti.
    • Baron'un şikayet etmesi nedeniyle özür dilemek artık uygun olmazdı çünkü herkes onun korktuğunu ve işe alınmak için özür dilediğini zannetmeyi bırakmazdı.
    1:25:10Baronun Özür Dilemesi Gerekliliği
    • Sonuç olarak, özür dilemesi gereken kişi barondu.
    • Baron en azından ağız ucuyla özür dilemek zorundaydı.
    • Örneğin, konuşmacıya hakaret etmek istemediğini söylemesi gerekiyordu.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor