Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir Türk romanının sesli okunumu formatında sunulmaktadır. Hikayede Yusuf, Kaymakam Salahattin Bey, Muazzez, Hilmi Bey ve oğlu Şakir, Kübra ve annesi gibi karakterler yer almaktadır.
- Video, Yusuf'un şehirdeki altı yıllık yaşamını, şehirdeki sosyal ilişkileri ve özellikle Muazzez ile olan ilişkisini kronolojik olarak anlatmaktadır. Hikaye, Bayram günlerindeki meydanda yaşanan olaylardan başlayıp, bir Çineli kadının ve kızı Kübra'nın yaşadığı zorlukları, Hilmi Beylerin zenginliği ve iktidar oyunları, kumar oyunları ve son olarak Muazzez'in Şakir ile evlenmek istemesi üzerine yaşanan aile çatışmalarına kadar uzanmaktadır.
- Hikayede ayrıca Edremit'teki eşraf aileleri arasındaki ilişkiler, sosyal sınıflar arasındaki gerilimler ve karakterlerin kişisel çatışmaları detaylı şekilde ele alınmaktadır. Yusuf'un Şakir'e karşı olan geçmiş hıncı, Muazzez'in evlilik planları ve Kübra'nın Hilmi Beylerle olan trajik ilişkisi hikayenin ana temaslarını oluşturmaktadır.
- 00:01Yusuf'un Yeni Hayatı
- Yusuf, Kuyucak'tan ayrıldıktan altı sene olmuştu ve artık orayı unutmuş gibiydi.
- Bu altı seneyi yazın kırlarda, Selahattin Bey'in bağında, kışın fabrikanın önünde zeytin çuvallarında oyun oynayarak ve Selahattin Bey'in zeytinliğinin silkilip toplanmasına nezaret ederek geçirmişti.
- Yusuf, gitgide konuşmayı daha az sevmiş ve mektebi bitirdikten sonra babasının işini eline alan Ali ile Bayram yerindeki dükkanın önünde saatlerce konuşmadan oturur olmuştu.
- 01:18Yusuf'un Gözünden Şehir
- Dükkanın önünde büyük bir şadırvan vardı, camiye gidecek ihtiyarlar burada abdest alırdı ve ördekler şadırvanın etrafında dolaşır, çamurlu suları süzerlerdi.
- Gölgesi meydanı kaplayan büyük çınar ağaçları ışıldar ve karpuz oğullarının konaklarındaki leylek yavrularına uçmak öğretmek isterdi.
- Alışveriş ezanı yakın başlardı ve Yusuf ile Ali, gözlerini çınarın yapraklarına veya ördeklere dikerek uzun müddet düşünebilirlerdi.
- 02:25Kış Günü Yaşamı
- Kış günleri Yusuf, güneş doğmadan kalkıp zeytinliğe giderdi ve orada işçilerin zeytin toplama işini seyrederdi.
- Buruşuk yüzlü, her sene budanmaktan şeklini kaybetmiş eğri büğrü ağaçlar, uzun bir hikayeyi anlatan garip şekilli harfler gibiydi.
- Yusuf işçilerin dilini herkesten iyi anlardı ve kadınların yorulduğunu görür görmez derhal işi bırakır, onlara acırdı.
- 04:02Yusuf'un Şehirdeki Yaşamı
- Yusuf, altı seneden beri kendisine benzeyen birine rast gelmemiş ve kendini şehirde yabancı ve ayrı buluyordu.
- Şehirdeki insanlar bazen şaka olsun diye aldatırlar ve yalan söylerlerdi, bu durum Yusuf'u hayrete düşürürdü.
- Yusuf, Allah'ı her istediğini yapan korkunç bir şey olarak tasavvur ediyordu ve onun gazabını ayaklandıracak bir şey yapmadığı için ondan korkmak ihtiyacını duymuyordu.
- 05:25Muazzez'in Hayatı
- Muazzez on yaşına gelmiş, ibtidai dört sınıflı okulu bitirmiş ve nakış, gergev, dikiş öğreniyordu.
- Terzi Mürüvvet Hanım'dan ud dersi alıyordu ancak Yusuf, bu dersleri birdenbire kesti ve sebebini söylemedi.
- Yusuf, evin en sözü geçen adam oluvermiş ve Şahin de bile buna alışmıştı.
- 06:52Ramazan Bayramı
- Ramazan Bayramı, bir aylık bekleyiş ve hazırlıktan sonra geldiği için şehirde coşkunluk yaratırdı.
- Çocuklar oruç tutar, namaz kıyar, sahura kalkmak ve öğleye kadar uyumak zevkli bulurlardı.
- Şehirdeki çocuklar, Ramazan ayı boyunca çeşitli aktivitelerle meşgul olurlardı: camide vaazlar dinler, ikindi mukabeleleri izler, top atışlarını seyrederlerdi.
- 09:18Bayram Günü
- Ramazan Bayramı'nın birinci günü sabahleyin, Yusuf yeni elbiseleriyle Muazzez'i seyrediyor ve gülümsüyordu.
- Ali geldiğinde, Kazım'ın babasının öğle yemeğinden evvel izin vermediğini, bayram sabahı dükkan açmanın çok kar getireceğini söylediğini anlattı.
- Yusuf, Muazzez ve Ali, her üçü de yepyeni giyinmişlerdi; Ali'nin lüks giysileri, Yusuf'un pırıl pırıl parlayan elbisesi ve Muazzez'in şık elbisesiyle iri tokalı iskarpinleriyle dikkat çekiyordu.
- 10:44Bayram Meydanı ve Salıncaklar
- On üç yaşında ve güzelleşen Muazzez, olgun ve yetişkin bir hanım kız olmuştu.
- Ali ve Muazzez Bayram Meydanı'na giderken, meydan her taraftan yükselen gürültüyle doluydu.
- Meydanın kenarında sergilerin altında çerçiler bilezik, kurdela, sakız, kına satıyor, çocuklar düdüklerini ötürüyordu.
- 12:00Salıncaklarda Eğlence
- Meydanın ortasında salıncaklar kurulmuştu; küçük çocuklar mini salıncaklarda, büyükler ise kayın salıncaklarda eğlenceli vakit geçiriyordu.
- Ali ve Muazzez salıncaklara binerken, Ali iki taraftan iplere sarılıp kolan vururken, Muazzez korkak bir şekilde oturuyordu.
- Salıncak sallanırken, Muazzez'in yüzü kıpkırmızı olurken, Ali de Muazzez'e bakıp kızarıyordu.
- 13:22Şakir'in Sarhoş Davranışı
- Yanındaki salıncakta Hacı Rıfat'ın oğlu İhsan ve fabrikatör Hilmi Bey'in oğlu Şakir binmişti.
- Yaşının on sekizden fazla olmamasına rağmen, kasabada herkese yaka ettirmiş, ayyaş, hovarda ve ahlaksız bir çocuk olan Şakir, fena halde sarhoştu.
- Şakir, salıncakta kolon vurmaya başlayınca, başındaki oyalı yemeniyle Muazzez'in salıncaklarını vurarak korkak bir çığlık koparmıştı.
- 15:01Yusuf'un Müdahalesi
- Yusuf, salıncaktan inenlere "eve gide durun" diyerek Şakir'e laf etmek istedi.
- Yusuf, Şakir'e yumruğunu savurarak onu yere yuvarladı ve iki tekme daha savurdu.
- Muazzez ve Ali, Yusuf'un saldırısını görenlerken, Şakir'in arkadaşı Hacı Ethem geldi ve sarhoşu zorla götürmeye başladı.
- 16:18Hacı Ethem ve Partisi
- Hacı Ethem, yirmi dört yaşlarında güzel ve kurnaz bir çocuktu, ismi anası babası hacca götürdükleri için böyle kalmıştı.
- Ethem, zengin ve hovarda arkadaşlarından paralar kazanıp, eğlencelerine mahluklar tedarik ederek hizmetler görüyordu.
- Ethem'in partisinde yaşlıca hovardalar vardı ve bu grup, paralarını yiyip bitirdikten sonra gençlerin servetlerinden istifade ederek geçiniyordu.
- 17:28Şehrin Eski Eşrafları
- Şehrin eski ve itibarlı ailelerinden gelen eşraflar, düşkün olsalar da eski nüfuzlarını devam ettirmeye çalışırlardı.
- Yaşlı kadınlar, eşrafların konaklarından eski alemleri ve merhum ağalarını tekrar görür gibi olurlardı.
- Eşrafların kızlara bulunan en iyi koca olarak kabul edildikleri ve şehrin en iyi ailelerinin kızlarını istedikleri zaman alabildikleri bir mukavele vardı.
- 18:43Eşrafların Durumu
- Eşrafların kucağına atılan genç kızlar, bu çökmüş ve hastalıklı adamların evlerinde faciaların yuvası olurdu.
- Bu adamların şehirdeki nüfuzlarının bir kısmını, kendileri gibi iflas etmeyip akıllı davranarak mevkilerini sağlamlaştırmış akrabalarına borçluydular.
- Yusuf'un kaymakamın oğlu olması, onları daha ihtiyatlı hareket etmeye ve beklemeye sebep oluyordu.
- 20:24Yusuf'un Durumu
- Yusuf, bayram olayından sonra birçok arkadaşının tavırlarının değiştiğini fark etmiyordu, hepsi Şakir'den ve onun partisinden çekiniyordu.
- Yusuf'un kendisini hiç terk etmeyen Ali, ona bir çok bilmediği şeyleri öğretmeye çalışıyordu.
- Kışın bazı olaylar, Yusuf'un kendisiyle uğraşanların olduğunu ona anlattı.
- 21:28Zeytin İşçisi Meselesi
- Soğuk bir günde Yusuf, zeytinlikte tanımadığı bir kadın ve on iki yaşındaki kızla karşılaştı.
- Köse İbrahim, bu kişilerin Şakir Beygiller'den olduğunu ve boğaz tokluğuna da olsa Yusuf'un yanında kalacaklarını söyledi.
- Kızın sarı yüzü, zayıflık ve kansızlıktan değil, bir hastalıktan kaynaklanan yeşilimtırak sarılıktı ve çok tecrübeli bir bakışı vardı.
- 23:26Çineli Kadın ve Kızın Hikayesi
- Kadın, Aydın Çinesinden olduğunu, zaptiye başçavuşunun karısı olduğunu ve kocasının bir orospu ile kaçarak onları yüzüstü bıraktığını anlattı.
- Kız akşama kadar ağaçların dibinde oturarak, annesinin yanında dolaşarak veya zeytin silkenlere bakarak boş gezdi ve hiç kimseyle konuşmadı.
- Ertesi gün kadın geldiğinde kızı yanında yoktu, hastalanmış bir evde yatıyormuş.
- 24:48Ev Ziyareti
- Yusuf, hastaya bakacak kimsesi olmayan kızı düşündü ve akşam üzeri kadına şehre kadar gelmesini işaret etti.
- Kadın, Değirmenönü denilen yerde, kayalık tepede çıkan bir incir ağacının dalları sarkan bir kerpiç kulübeye oturuyordu.
- Kulübenin içinde zifiri karanlık ve sadece ocak kılıklı bir şeyin üzerinde bir yağ kandili vardı.
- 25:58Kızın Hastalığı
- Yusuf, köşede bir yer yatağında yatan kızı gördü, başını duvara çevirmiş ve üstünü örtmeye çalışıyordu.
- Kız, Yusuf'a doğru baktı, doğrularak sırtını duvara dayadı ve yorganı göğsüne çekti.
- Kızın omuzlarına kadar çıplak olan kolları soğuktan diken dikendi ve yatağın üst tarafında duvarda bir delik ve kireçle sıvanmış bir cam parçası vardı.
- 27:35Çorba Meselesi
- Yusuf, kızın hasta olup olmadığını sordu, kız "değilim" dedi ve tekrar sükut başladı.
- Dışarıda hafif ayak sesleri oldu ve kireçli pencerede bir insan başı belirdi, Yusuf kapıya koştu ama kadın onu yakaladı.
- Çorba hazırlandıktan sonra kız, tası ve kaşığı elinden fırlatıverdi, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve annesi Yusuf'a "git, buralardan git" dedi.
- 29:40Kadının Hikayesi
- Dışarıda yağmur yağarken, Yusuf yatağın kenarında oturmuş, ağlama nöbetleriyle kesilen kadının hikayesini dinliyor ve Kübra yatağın bir köşesinde sessizce yatar.
- Kadın, yerlerinden ayrılıp buralara gelmelerinin kaderde yazılı olduğunu, kocasının önce iyi bir adam olduğunu ama burada değişmeye başladığını anlatıyor.
- Kocası Seyit Efe, takipten gelip sarhoş ve bitkin durumda eve döndüğünde, kadın onun bir şeyin olduğunu hissediyor ama Seyit Efe hiçbir şey söylemiyor.
- 32:19Kübra'nın Durumu
- Kübra akşam mektebe giderken, mahalle kızlarıyla oyun oynamaya başlıyor ve babasından dayak yemesinden korkuyor.
- Eve döndüğünde Kübra, babasını ister diye ağlıyor ve Seyit Efe, kızını kucağına alıp öpmeye başlıyor.
- Seyit Efe, kızını bağrına basarak dolaplarını sarıyor, martinini alıp gözlerini çevresine kurulayıp gitmiş ve bir daha dönmemiş.
- 34:43Seyit Efe'nin Kaybolması
- Kübra, babasının giderken boynundaki muskayı alıp kendi boynuna taktığını söylüyor ve annesi, Seyit Efe'nin takibe gittiğini düşünüyor.
- Kadın, kaymakama gidince Seyit Efe'nin Kaşıkkıran'dan Hayriye'yi almış kaçtığını öğreniyor.
- Seyit Efe'nin gittikten sonra evdeki yiyecekler tükendi ve iki gün üç gün aç kaldılar.
- 36:08Yeni Hayat
- Kadın, komşu Yunus Ağanın yardımını arayarak Hilmi Beyler'in evine hizmetçi olarak gidiyor.
- Hilmi Bey'in hanımı, kadına iş veriyor ve Kübra ile küçük bir oda veriyorlar.
- Kadın, kızının namuslu bir esnafa verilmesini ve damadının yanına alınmasını umut ediyor.
- 38:54Hacı Ethem'in Ziyareti
- Hacı Ethem, yağmurda gocu ile eve geliyor ve Yusuf'u görünce geriliyor.
- Kadın, Hacı Ethem'e kızını utandırdığını ve her şeyi meydana vurduğunu söylüyor.
- Hacı Ethem, kadına tokat atıyor ve Yusuf, Hacı Ethem'i boğazından yakalayıp vuruyor, Hacı Ethem sallanıp yere yıkılıyor.
- 41:54Kaymakam Salahattin Bey
- Kaymakam Salahattin Bey, gündüzleri işiyle, geceleri içkisiyle meşgul oluyor ve ziyafetlere pek aldırış etmiyor.
- Memuriyetlerin tecrübesi sayesinde, namuslu kalmak niyetinde olduğu için ziyafetlere katılmıyor.
- Avukat Hulusi Bey'in Tavşan Bayırı'nda büyük, güzel bir evi var ve bahçesi Edremit'te en güzel bahçelerden biri.
- 43:04Edremit'te Bir Toplantı
- Oldukça serin bir kış gecesinde, Salahattin Bey, ceza reisi ve birkaç avukat Hulusi Bey'in evinde toplanmışlardı.
- Kapı çalındığında içeriye fabrikatör Hilmi Bey ile Hacı Ethem girdi.
- Hilmi Bey, Edremit'in eski eşraf ailelerinden birine mensup, Midilli Lisesi mezunu, oldukça servetli bir adamdı.
- 43:58Hilmi Bey ve Oğlu Şakir
- Hilmi Bey ile oğlu Şakir arasında bazı gizli meseleler olduğu ve birbirine bazı sırlarla bağlı oldukları şehirde dolaşan laflardandı.
- Hilmi Bey, Şakir'in hareketlerini düzeltmek yerine aynı şeyleri kendisi de hatta daha fazla yapardı.
- İzmirli, Midilli veya yerli Rum çocukları ile yazın kışın hamam alemleri tertip eder, avuç avuç para saçardı.
- 44:50Oyunun Başlaması
- Hilmi Bey'in tesadüfi gibi görünen ziyareti ve Hacı Ethem ile beraber gelmesinde muhakkak bir maksat gizliydi.
- Ceza reisi, nadiren poker oynamalarına rağmen genellikle "otuzbir" adı verilen bir oyundan bahsediyordu.
- Bu akşam Hilmi Bey, "kılıç keser" adlı bir oyun oynamak istediğini söyledi ve kaymakamı da oyunun bir parçası olmaya ikna etti.
- 47:01Oyunun Kızması
- Yarım saat sonra oyun kızışmış, sesler kesilmiş, çehrelerden tebessüm giderek yerine heyecan ve hırs ifadesi gelmişti.
- Masanın kenarındaki ayaklı lamba ışığını ancak oyuncuların halkasına veriyor ve odanın diğer tarafları sessiz bir loşluğa dalıyordu.
- Masanın kenarındaki oyuncuların iri gölgeleri, duvarlarda garip bir kocaman mahluklar gibi mübalağalı hareketler yapıyordu.
- 47:36Kumarcılık Oyunu
- Kumarcılık oyununda rakı, pastırmalı yumurta ve turşu meze olarak sunulmuş, oyuncular keyifli bir şekilde oyunu sürdürmüş.
- Kumarcılar rakının etkisiyle sararmış, titremiş ve paralarını cebinden çıkararak oyunu sürdürmüşler.
- Hulusi Bey ve diğer iki avukat fazla zarar görmemişken, Selahattin Bey ve Hilmi Bey büyük zararlar görmüş.
- 48:43Kumarcılık Oyununun Sonu
- Selahattin Bey rakının etkisiyle kendini şaşırmış, cebindeki bütün parayı verip Hilmi Bey'e elli altın kadar borçlanmış.
- Selahattin Bey acemi kumarbazlar gibi çılgın bir oyunla talihi kendine çevirmek istemiş, ziyanı aklı başında olduğu zaman düşünmekten bile korkacağı bir miktara çıkmış.
- Oyun sabah ezanları okunurken bitti, Selahattin Bey Hilmi Bey'e borçlu olduğu üçyüzyirmi lirayı öğrenince yeter dedi ve eve gitti.
- 51:54Selahattin Bey'in Durumu
- Selahattin Bey ertesi gün vazifeye ancak öğleden sonra gidebildi, yüzü hala sarı ve tıraşlıydı.
- Evde Şahin de ile şiddetli bir kavga etmiş ve zihnini büsbütün karıştırmıştı.
- Avukat Hulusi Bey onu ziyaret ederek durumun çaresine bakılması gerektiğini söyledi.
- 52:47Senet İmzalama
- Kaymakam birdenbire Hacı Ethem'in yüzünü görür gibi oldu ve şaşırdı.
- Ethem diğerlerini iterek öne sokuldu ve kaymakamın önüne bir kağıt sürdü, kaymakam şaşkınlıkla kağıda bir göz attı ve titreyerek imza attı.
- Kaymakam diğerlerinin kağıtlarını da göz gezdirmeden imzaladıktan sonra Hulusi Bey'e döndü ve dün akşamki para için senet imzalattıklarını söyledi.
- 53:34Hilmi Bey'in Planı
- Hulusi Bey, Hilmi Bey'in kendisine kötülük dokunmuş olamayacağını, başka bir maksatları olabileceğini söyledi.
- Hilmi Bey'in kendisine borçlu etmek zevki içinde bu kadar paraya kıyamayacağını ima etti.
- Kaymakam, bir müddet bekleyip durumun kokusunu çıkarmayı önerdi.
- 54:23Şahin de'nin Haberi
- Selahattin Bey eve döndüğünde Şahin de kendisini gülerek karşıladı, bir iki saat evvelki kavgadan sonra bu iltifat onu hayrete düşürdü.
- Şahin de, Hilmi Bey'in kızları Muazzez için görücü geldiğini söyledi.
- Selahattin Bey, bu iki günün vukatını birbirine bağlamaya, onlara mana vermeye çalıştı.
- 55:58Hilmi Bey'in Planının Açıklanması
- Kulesi Bey haberi duyunca yüzünü buruşturdu ve yazık olacağını söyledi.
- Kulesi Bey, üçyüz lirayı Selahattin Bey'in Edremit'i bırakıp gidemezsin diye verdiklerini ima etti.
- Şakir'in evlenmek aklına nereden geldiğini anlamaya çalışırken, Hilmi Bey'in kızını vermek mecburiyetinde kalacağını akla almıyordu.
- 57:00Selahattin Bey'in Kararı
- Selahattin Bey işi savsaklamayı en uygun çare olarak buldu ve Yusuf'a hiçbir şey açmamayı tercih etti.
- Yusuf'un bu işten haberi olmasını şimdilik münasip bulmadı.
- On eksi onbeş gün kadar bir zaman geçti ve tam bu sıralarda Yusuf'u Yunus A. isminde bir papuçcu, perişan kıyafetli bir kadın ve hasta kılıklı bir kız getirdiler.
- 58:04Yusuf'un Yarası ve Kübra Meselesi
- Yusuf'un yarası ağır değildi, kasanın yanına baldırına saplanan bıçak onu 15-20 gün yatağa bağlamaktan başka bir şey yapmayacaktı.
- Salahattin Bey, Yusuf'un kıymetli olduğunu anlayarak günün birkaç kere eve uğrayarak onun yanına çıkıyor ve Kübra ile annesinin kim olduklarını sormak istiyordu.
- Kübra ile annesi evde hizmetçi gibi davranıyor, şehirde ise bu mesele çok konuşuluyor ve Hilmi Bey ile Şakir'in bu konuda telaşa düştükleri söyleniyordu.
- 59:39Muazzez'in Merakı
- Muazzez her şeyin aslı öğrenmek istiyor, ancak Yusuf iyileşmeden önce sormaya cesaret edemiyordu.
- Kübra'nın annesi olayı kısa anlatırken, Muazzez'in sorularına cevap verirken bazı tuhaflıklar gözlemleniyordu.
- Muazzez nihayet Yusuf'un yattığı odaya girdi ve ona Kübra hakkında sordu, Yusuf ise "O da Allah'ın garibi" diyerek cevap verdi.
- 1:01:04Muazzez'in Dilekleri ve Yusuf'un Tepkisi
- Muazzez, Kübra'nın kendisini çok sevdiğini ve ona yakınlaşamadığını anlatırken, Yusuf cevap vermedi.
- Muazzez, Hilmi Bey'in oğlu Şakir için kendisini istediklerini ve Şakir'in annesinin kendisine altın bilezikler verdiğini söyledi.
- Yusuf, Muazzez'in bileziklerini çıkarmasını ve onları bükmesini isteyerek, ona daha iyi kocalar bulacağını söyledi.
- 1:05:03Şakir'in Planı
- Şakir, Bayram günü Yusuf'la kavga ettikten sonra sarhoşlukta Muazzez'i karı diye alıp evine götürmeyi yemin etmişti.
- Şakir, Yusuf'a karşı bir mukabelede bulunmak istiyordu ve Muazzez'i alarak "Bu muydu benden sakladığın kız" diyerek ona ceza vermeyi planlıyordu.
- Babası Hilmi Bey başta bu fikri kabul etmedi, ancak uzun bir münakaşadan sonra kaymakam bir eşin işe yarayabileceğini düşünerek razı oldu.
- 1:06:47Salahattin Bey'in Sıkışması
- Memleketin sözü geçen takımı Salahattin Bey'i sıkıştırmaya başladı, ilk başta rica ve kandırma yolları tuttular.
- Salahattin Bey, hükümet memurunun kıymetinin az olduğunu ve kaymakamın bir kukla olduğunu bildiği için ümidi kesmiş gibiydi.
- Hilmi Bey'in elindeki senet olmadıkça burayı bırakıp gitme imkansız olduğu için, Salahattin Bey başka türlü düşünmeye başladı.
- 1:08:16Şakir'in Değişimi ve Evlilik Önerisi
- Şakir'in kirli hayata karşı duyduğu nefret ve iğrenme, ona bir aile hayatı kurmak arzusu vermişti.
- Avukat Hulusi Bey, Şakir'in geçmişini unutup hayırlısı olsun diyerek taviz vermişti.
- Salahattin Bey, bir akşam yemeğinden sonra Yusuf'u kenara çekerek Muazzez'in evlenme çağına geldiğini ve Şakir'in onu istemesini söyledi.
- 1:09:20Şakir Hakkındaki Görüşler
- Salahattin Bey, Şakir'i önce edepsiz biri olarak tanıdığından bahsederek, şimdi birçok kişinin onun aslında fena bir delikanlı olmadığını, sadece gençliğin kötü arkadaşlıklarının etkisiyle taşkın bir hayat geçirdiğini söyledi.
- Muazzez'i istedikten sonra Şakir'in herhangi bir hafifliği görülmediği ve uslu uslu durduğu belirtildi.
- Yusuf, Salahattin Bey'in konuşmasını dinlemeyerek perdenin püsküllerini örmekle meşgul olduğunu gördü ve canı sıkılarak sözünü kesti.
- 1:10:16Yusuf'un Tepkisi
- Yusuf, kararını verdiğini ve Salahattin Bey'in neden ona bunları anlattığını sordu.
- Salahattin Bey, Muazzez'in babası olduğunu ve onu daha çok düşünmesi gerektiğini, Yusuf'un Muazzez'e hem abilik hem de babalık yaptığını hatırlattı.
- Yusuf, Şakir'in bir it olduğunu ve böyle birine kız verilmediğini söyledi.
- 1:11:15Şakir Hakkındaki İddialar
- Yusuf, Şakir'in bugünlerde dokuz doğurduklarını bildiğini ve beygillerin işkilli olduklarını söyledi.
- Salahattin Bey, bunların büyütülmüş veya uydurulmuş vakalardır ve böyle iddialara bakıp hüküm verilmediğini belirtti.
- Yusuf, "Bildiğinizi yapın" diyerek konuşmayı sonlandırdı.
- 1:12:21Yusuf'un Sinirsel Çöküşü
- Salahattin Bey, Yusuf'u kolundan tutarak odadan çıkmasını engelledi.
- Yusuf, sapsarı yüzle hepinin birlik olup kendisini öldürmeye niyet ettiklerini, şehrin ve evinin içindekilerin de dahil olduğu bir hücum ve mahvetmeye karar verdiklerini söyledi.
- Yusuf, durumun devam ederse ya kaçacağını ya da kafasına kurşun sıkacağını, Muazzez'i Şakir'e vermeyeceğini söyledi.
- 1:13:25Yusuf'un Acıları ve Selahattin Bey'in Soruları
- Yusuf, kendisine karşı sonsuz merhamet ve sevgi duyar ve bir adamın dudaklarının titremesine karşı acı çeker.
- Selahattin Bey, Kübra ve annesinin Hilmi Beylerle olan ilişkisini anlamak istediğini söyler.
- Yusuf, Kübra ve annesini odaya çağırarak Hilmi Beylerle ilgili hikayelerini anlatmalarını ister.
- 1:14:56Kübra'nın Hikayesinin Başlangıcı
- Kübra, Muazzez'in Hilmi Beylerin evini terk etmelerinin sebebi hakkında konuşmak istememektedir.
- Selahattin Bey, Kübra'ya Muazzez'in iyiliğini düşünerek ne bildiğini söylemesini ister.
- Kübra, "Yazık olur, Muazzez onlara verilmeyin" diyerek cevap verir.
- 1:16:02Kübra'nın Acı Deneyimleri
- Selahattin Bey, Kübra'ya her şeyin geçeceğini ve unutulacağını söyler, ancak Kübra "Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var" diyerek cevap verir.
- Kübra, Hilmi Beylerin evinde orta işte çalıştığını ve Şakir Bey'in odasına girdiğinde onunla karşılaştığını anlatır.
- Şakir Bey, Kübra'yı rahatsız eder ve onu rahatsız etmeye devam eder, Kübra ise korkudan sesini çıkarmaz.
- 1:21:01Kübra'nın Bahçedeki Acısı
- Bahar vaktinde, hanım Kübra'yı bağda eşyaları yerleştirmek için çağırır.
- Kübra, bağda vişne yemeye başlar ve eşyaları evin içine taşırken Şakir Bey'in merdivenlerden çıktığını görür.
- Kübra, Şakir Bey'in sırıtan yüzünü görünce ağlayarak annesinin kucağına sığınır.
- 1:23:45Kübra'nın Son Anıları
- Yusuf odadan çıkmak isterken, Kübra'nın annesinin sesini duyarak geri döner.
- Kübra'nın annesi, kızının pencereden dışarı sarktığını ve oğlanın eteğinden yakaladığını söyler.
- Bahçe kapısının içindeki kuyunun taşında Hacı Ethem'in çomak yonturduğunu anlatır.