• Buradasın

    Charles Dickens'in "Mali'nin Hayaleti" Öyküsü

    youtube.com/watch?v=EVe0-RZ1wsc

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Charles Dickens'in "Mali'nin Hayaleti" adlı öyküsünün bir anlatımıdır. Hikâyede Ebenezer Scrooge (Skruch), Jacob Marley (hayalet), Bob Kreşit ailesi ve diğer Noel ruhları gibi karakterler yer almaktadır.
    • Video, cimri ve açgözlü bir karakter olan Scrooge'un Noel gecesi yaşadığı hayalet ziyaretlerini kronolojik olarak anlatmaktadır. Hikaye, Scrooge'un eski ortağı Jacob Marley'in hayaletinin ziyaretiyle başlayıp, üç farklı Noel ruhunun ona geçmişini, geleceğini ve insanlığın durumunu gösterdiği ziyaretlerle devam eder. Scrooge'un bu deneyimlerden sonra yaşadığı pişmanlık ve değişim, hikayenin ana temasını oluşturmaktadır.
    • Hikayede Noel atmosferi, insanların samimi anları ve Scrooge'un yaşadığı farklı yerler (çocukluğu, Bob Kreşit'in evi, madencilerin yaşadığı bölge, deniz feneri ve gemi) detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Scrooge'un yeğeni Fred, Bob Kreşit'in sakat oğlu Tim ve diğer karakterlerin hikayeleri de hikayenin önemli parçalarını oluşturmaktadır.
    00:02Mali'nin Ölümü
    • Charles Dickens'in bir Noel şarkısı olan "Mali'nin Hayaleti" anlatılıyor.
    • Mali bir kapı çivisi kadar ölü biriymiş, ölüm kayıtlarında rahip, cenaze memuru, levazımatçı ve yas tutanların imzası vardı.
    • Skruch, Mali'nin vasiyetini yerine getirecek tek yetkili kişi, yasal varisi, dostu ve yas tutanıydı.
    01:25Skruch'un Davranışı
    • Skruch, mükemmel bir tüccar olarak cenaze günü işi kazançlı bir şekilde tamamını ertirmiş ve üzücü olay karşısında o kadar sarsılmamıştı.
    • Mali'nin cenazesinden söz etmek, öykünün olağanüstü hiçbir yanı kalmayacaktı.
    • Skruch, Mali'nin adını tabeladan hiç silmedi ve deponun kapısının üstünde yıllarca asılı durdu.
    02:29Skruch'un Karakteri
    • Skruch ve Mali şirket olarak bilinirdi, ilk kez gelenler onu bazen Skruch, bazen de Mali diye çağırdılar.
    • Skruch, yılların eskitemediği cimri, tuttuğunu koparan, açgözlü, yakaladığını bırakmayan, suyunu sıkan yaşlı günahkar biriydi.
    • Ona çarpan, hiçbir çekiciliğin çıkarmayacağı kadar güçlü kıvılcımlar saçan sert ve keskin bir çakmak taşı gibiydi.
    03:00Skruch'un Karakteri
    • Skruch, sırlarla dolu, kendine yeterli ve istiridye kadar yalnız bir kişiliğe sahipti.
    • İçindeki soğukluk yaşlı yüz hatlarını katılaştırmış, sivri burnunu dondurup düşürmüş, yanaklarını büzmüş ve yürüyüşünü kasıp dikleştirmişti.
    • Skruch, gittiği her yere kendi ayazını da beraberinde götürür, sıcak havalarda bile yazıhanesinde buz keserdi ve Noel'de bile buzlar çözülmezdi.
    04:12Skruch'un Sosyal İlişkileri
    • Skruch, arada bir efendice dindikleri olsa da asla dinmezdi ve onu yolda durdurup sevgili diye hitap eden asla olmazdı.
    • Hiçbir dilenci ondan sadaka dilenmez, hiçbir çocuk ona saatin kaç olduğunu sormazdı ve hiçbir kadın veya erkek ondan yolu öğrenmek istememişti.
    • Körlerin köpekleri bile onu tanıyorlarmışçasına onun geldiğini görünce sahiplerini kapı önlerine çeker ve kuyruk sallardı.
    05:07Noel Günü Skruch'un Dükkanında
    • Noel gününde Skruch, tefeci dükkanında işinin başına çökmüştü ve dışarıda dondurucu, insana ısıran bir soğuk vardı.
    • Şehirdeki saatler henüz üçü vurmuş ama hava çoktan kararmıştı ve mahalledeki işyerlerinin pencerelerinde yanan mumların ışıkları titreşiyordu.
    • Sis bütün çatlaklı adam anahtar deliklerinden içerilere kadar sızıyordu ve avlu çok dar olduğu halde karşıdaki evler birer hayalet gibi duruyordu.
    06:54Skruch ve Yeğeni Arasındaki Tartışma
    • Skruch'un yeğeni neşeli bir sesle "Mutlu Noeller dayı, Tanrı sizi korusun" diyerek içeri girdi.
    • Skruch, yeğeninin "Mutlu Noeller" demesine sinirlenerek "Mutlu olmaya ne hakkın var senin?" diye sordu.
    • Yeğen, Skruch'un mutsuzluğuna karşı çıkarak "Neden bu kadar karamsarsınız? Yeterince zenginsiniz?" diye sordu.
    08:33Yeğenin Noel Hakkındaki Görüşü
    • Yeğen, Skruch'a "Sen istediğin gibi kutla noelini ve bırak ben de istediğim gibi kutlayayım" dedi.
    • Yeğen, Noel'i kökenlerindeki kutsallıktan kaynaklanan saygınlığından bağımsız olarak, mutlu, iyi, cömert ve merhametli bir gün olarak düşündüğünü söyledi.
    • Yeğen, Noel'i "koskoca yıl boyunca kadınıyla, erkeğiyle herkesin kimseye açmadıkları, kalplerini özgürce açmaya gönüllü oldukları, kendilerinden yoksul olanları bile ebedi yolculuğun yoldaşı olarak benimsedikleri tek gündür" olarak tanımladı.
    10:00Skruch'un Yeğenine Tepkisi
    • Skruch, yeğeninin konuşmasını "çok iyi bir konuşmacısınız bayım" diyerek alkışladı ve "neden parlamentoya girmiyorsunuz merak ettim" dedi.
    • Skruch, yeğenine "onu ille de görecekse" dedi ve yeğen "neden evlendin?" diye sordu.
    • Skruch, "hayır, evlenmeden önce geliyordunuz da şimdi de gelmenizin bahanesi evlenmiş olmam mı?" diye homurdandı ve "hayır, sizden hiçbir şey istemiyorum, hiçbir beklentim de yok" dedi.
    11:35Skruch'un Yeni Ziyaretçileri
    • Skruch'un yeğeni yolcu ettiği kapıdan şimdi de iki şık giyinli, cüsseli kibar beyefendiyi buyur etmekteydi.
    • Bu adamlar, Skruch'un eski ortağı Bayma'nın yerine gelmişlerdi ve Skruch, Bayma'nın yedi yıl önce öldüğünü söyledi.
    • Adamlar, fakir ve yardıma muhtaç kimselere yardım eli uzatmak için bulunmaz bir fırsat olduğunu ve binlerce insanın en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını belirttiler.
    13:32Skruch'un Yardım Hakkındaki Görüşü
    • Skruch, "ben noel'i kutlamıyorum ve aylakları şenlendirmeye kessem el vermez" dedi.
    • Skruch, "ben noel'i kutlamıyorum ve aylakları şenlendirmeye kessem el vermez" dedi.
    • Skruch, "ben noel'i kutlamıyorum ve aylakları şenlendirmeye kessem el vermez" dedi.
    14:37Noel Günü Sokaklar
    • Sis ve karanlık o kadar artmıştı ki, ellerinde meşalelerle kimi insanlar atlarını çektiği arabalara yol göstermek için koşturup durmaktaydı.
    • Homurtulu eski çan'ın gotik bir pencereden gizlice Skruch seyrettiği eski bir kilise kulesi görünmezleşti ve gerek saat başlarına, gerekse çeyrekleri bulutların içinden buz gibi soğuktan dişleri takılıyormuşçasına titrek seslerle vurdu.
    • Yalnızlığa terkedilmiş, çeşmeden akan sular donup kalmış, tehlikeli buzdan saçaklara dönüşmüştü ve çoban püskülünden yapılma yeni yıl taşları ve süslerle vitrinde parıldayan ışıklar altında yanıp sönüyor, o sırada önlerinden geçen solgun yüzleri de kırmızıya boyuyorlardı.
    15:38Noel Günü ve Kasap Dükkanı
    • Kasap ve manavların işleri Noel'de eğlenceli bir hale gelmiş, belediye başkanı da Noel'i resmi ikametgahında 50 aşçısı ve hizmetkarıyla kutlamıştı.
    • Sokaklarda sarhoş gezdiği için beş yıl ceza kestiği terzi bile Noel tatlısını karıştırmaktaydı.
    • Sis ve soğuk artarken, genç bir adam su kurucu anahtar deliğine eğilip Noel şarkısı mırıldanmaya başlamıştı.
    16:59Su'nun Çalışma Saati
    • Yazıhaneye kapatma vakti geldiğinde Su, hücresinde umutla bekleyen katibe ciddiyetle tatil yapmak istediğini itiraf etti.
    • Katip, Su'nun hiçbir şey yapmadığı bir günün hak edilmemiş ücretini ödediğinde kendisinin sömürülmüş olup olmadığını sordu.
    • Su, katibe bir gün izin verdi ve ertesi sabah erkenden gelmesini istedi.
    18:03Su'nun Evine Dönüşü
    • Dükkan kapandıktan sonra Su, beyaz atkısıyla Con Hil'deki yokuştan çocukların oluşturduğu sıraya takılıp Noel'in hatırına buz tutmuş bir yoldan kaynadıktan sonra Kaden Ta'daki evine koştu.
    • Su kasvetli akşam yemeğini lokantasında yedi, gazeteleri okudu ve banka defterini inceleyerek yatmaya gitti.
    • Ölen ortasının kiralık odalarında oturan Su, somutkan binaların arasındaki avlunun kalakalmış bir yerde yaşıyordu.
    19:04Su'nun Evinin Özellikleri
    • Diğer odalar ofis olarak kiralanmıştı ve avlu o kadar karanlıktı ki Su bile el yordamıyla ilerlemek zorunda kalırdı.
    • Su, Londra'daki herhangi bir kişi gibi hayal gücünden nasibini almamış, ortağı mahalleyi aklının ucuna bile getirmemişti.
    • Su, anahtarını deliğe sokup çevirdiğinde kapı tokmağının gözle görülebilen hiçbir değişim olmaksızın mahallenin suratına dönüştüğünü fark etti.
    20:13Mahallenin Suratı
    • Mahallenin suratı avludaki diğer nesneler gibi koyu gölgeler içinde değildi, zayıf bir ışık saçıyor ve karanlık bir mahzendeki bayat bir ıstakoz gibi parlıyordu.
    • Mahallenin suratı kızgın ya da korkutucu değildi, Su'nun bakışları bu görüntüye kilitlenince yüz yeniden kapı tokmağına dönüştü.
    • Su, kapıyı açıp içeriye girdi, mumu yaktı ve kapıyı kapatmadan önce bir an durdu, ancak kapının arkasında sadece vidalar ve somunlar vardı.
    21:50Su'nun Evindeki Merdivenler
    • Su, kapıyı kilitleyip holü geçti ve elindeki mumla ağır merdivenleri tırmandı.
    • Merdivenler, atlı atlı arabanın eski güzel günlere ait merdivenleri gibi uçağa çıkmasından veya bugünün kötü bir parlamento kararını ezip geçmesinden söz edilir.
    • Su, karanlığın içinde önünde bir cenaze arabası gördüğünü sandı ve yarım düzine sokak lambası bile bu merdiveni doğru dürüst aydınlatamazdı.
    22:46Skruch'un Odasında Bekleyiş
    • Skruch karanlığa aldırış etmeksizin yukarı tırmandı ve oda kapısını kapatmadan önce her şeyin yerli yerinde olup olmadığını kontrol etti.
    • Odada yulaf ezmesi hazır duruyordu ve Skruch kravatını çıkarıp sabahlarını takkesini ve terliklerini giyip yulaf ezmesini yemek üzere ateş karşısına yerleşti.
    • Şömine, Hollandalı bir tüccar tarafından yaptırılmış, İncil'deki öyküleri betimleyen nadir Hollanda çinileriyle kaplı antika bir parçaydı.
    25:02Hayaletlerin Zilinin Çalması
    • Skruch, üst kattaki bir odayla iletişimini sağlayan çıngırak zilini gördü ve zilin yavaş yavaş sallanmaya başladığını fark etti.
    • Ziller yüksek sesle çalmaya başladı, ardından derinlerden gelen madeni bir ses duyuldu ve mahzenin kapısı bombalanmış bir gürültüyle açıldı.
    • Mahzenin kapısı açıldığında, zincir şakırtısı merdivenleri tırmandı ve tam kapının önünde durdu.
    26:09Hayalet Yakup Marley'nin Girişi
    • Hayalet ağır kapıdan içeriye girip gözlerinin önünde durunca Skruch beti benzi attı ve şöminede sönmeye yüz tutan ateş bile onu tanıyınca parlayıp sonra tekrar sönmüştü.
    • Hayalet, tıpatıp aynı at kuyruğu yapılmış saçı, her zamanki yeleği, pantolonu, çizmeleri ve zinciriyle içeri girdi.
    • Zincir kasalar, anahtarlar, asma kilitler, hesap defterleri, faturalar ve çelikten ağır para kutularına oluşmuştu ve gövdesi saydamdı.
    27:24Hayaletle Karşılaşma
    • Skruch, hayaletin gerçekliğini kabul etmek istemese de, hayaletin saydamlığına, ölü gözlerinin solukluğuna ve boynuna sarılmış atkının dokuma tarzına ayırt edebilmesine rağmen hala inanmıyordu.
    • Hayalet, "Yaşarken senin ortağın Jacob Marleydim" diyerek kendini tanıttı ve şöminenin karşısına kuruldu.
    • Skruch, hayaletin gerçekliğini kabul etmek istemese de, hayaletin saydamlığına, ölü gözlerinin solukluğuna ve boynuna sarılmış atkının dokuma tarzına ayırt edebilmesine rağmen hala inanmıyordu.
    28:11Hayaletle Konuşma
    • Hayalet, Skruch'un inanmamasına rağmen, "Bana inanmıyorsun" dedi ve Skruch, duyularının en küçük bir şeyden bile etkilenebileceğini, midesi bozulsa yanılabilirdiğini söyledi.
    • Hayalet, Skruch'un taşlaştırıcı bakışlarını üzerinden uzaklaştırmak için "Şükürdan'ı görüyor musun?" diye sordu.
    • Hayalet, zincirlerini sallayarak korkunç bir gürültü çıkardı ve kafasındaki sargıları çıkartıp çenesi göğsüne düştüğünde Skruch dizlerinin üzerine çöküp dua eder gibi ellerini birleştirdi.
    30:28Hayaletin Hikayesi
    • Hayalet, "Bana inanıyor musun, inanmıyor musun?" diye sordu ve Skruch, "Sana inanıyorum" dedi.
    • Hayalet, "Her insanın taşıdığı ruhun diğer insanlarla her şeyi paylaşıp gideceği kadar uzaklığa gitmesi istenir, bunu yaşarken yapmamışsa ölümünden sonra yapmaya mahkum edilir" dedi.
    • Hayalet, "Ben yaşarken paylaşamadıklarım, paylaşıp da mutluluğa dönüştüremediklerimin cezasını çekiyorum" dedi.
    31:11Zincirin Anlamı
    • Skruch, "Neden ben hayatım boyunca kendi yarattığım zincirleri taşıyorum?" diye sordu ve hayalet, "Ben onları kendi ellerimle halka halka karış karış yaptım, özgür irademle yarattım onları ve kendi özgür irademle kuşandım bu zinciri" dedi.
    • Hayalet, "Bu halkalar yedi yıl önceki Noel arifesinde de bundan bu kadar uzun ve ağırdı, hatta o gün bugün üzerinde çalışmışsın" dedi.
    • Hayalet, "Teselli başka yerlerden gelir, Ebenezer, Skruch ve başka elçilere, başka türlü insanlara getirilir" dedi.
    32:43Hayaletin Pişmanlığı
    • Skruch, "Epey zamandır yollarda olmalısın Yakup" dedi ve hayalet, "Yedi sene oldu öyle ama hala geziyorsun" dedi.
    • Hayalet, "Bütün bu zaman boyunca ne bir dinlenme, ne bir anlık, sadece bitmez tükenmez bir azap, pişmanlık ve vicdan azabı" dedi.
    • Hayalet, "Ben de böyleydim, ne yazık ki ben de böyleydim" dedi ve Skruch, "Sen bir iş adamıydın Yakup" diye karşı çıktı.
    34:10Hayaletin Acısı
    • Hayalet, "Benim işim insanlık olmalıydı, insanlığın refahı, mutluluğu, merhamet, yardımlaşma, anlayış, iyilik ve sabır olmalıydı işim" dedi.
    • Hayalet, "Tüccar olarak iş hayatım gerçek işlerin denizine bir damla olmalıydı sadece" dedi.
    • Hayalet, "Yeni bir yıla gireceğimiz şu sıralar en çok acı çekmek zorunda kaldığım zaman oluyor" dedi ve Skruch, hayaletin bu tarzda konuşup durmasından dehşete kapılmış ve gitgide aradan bir titreme nöbetine tutulmuştu.
    35:27Hayalet Ziyareti
    • Yakup, Ebenezer'e sonuma ulaşmamak için hala bir şansının olduğunu söylemek için gelmiştir.
    • Ebenezer, Yakup'un kendisi için hep iyi bir dost olduğunu belirtmiştir.
    • Hayalet, Yakup'a üç ruh tarafından ziyaret edileceğini ve bu ziyaretlerin acı dolu yollara düşmemesi için önemli olduğunu söylemiştir.
    36:12Ziyaret Saatleri
    • Hayalet, ilk ziyaretin yarın gece saatler biri vurduğunda, ikincisinin ertesi gece aynı saatte, üçüncüsünün ise bir sonraki gece saatler oniki'yi son kez vururken geleceğini belirtmiştir.
    • Hayalet, Yakup'un kendisini tekrar görmeyi ummamasını ve konuşmalarını aklından çıkarmamasını istemiştir.
    • Hayalet, sargılarla başını sardıktan sonra pencereden dışarı süzülmüş ve karanlık boşluğu bırakmıştır.
    37:39Pencereden Görülen Hayaletler
    • Pencereden dışarı bakıldığında, havada inleyerek bir oraya bir buraya süzülen bir dolu hayalet görülmüştür.
    • Her bir mahallenin hayaletinin taşıdığı zincirlerden kuşanmış olduğu ve bazılarının birbirine bağlı olduğu belirtilmiştir.
    • Hayaletlerin çektikleri acı, iyilik adına dünya meselelerine karışmak istedikleri halde, bu gücün sonsuza kadar ellerinden alındığı gerekçesiyle yüz yüze gelmiş olmalarından kaynaklanıyordu.
    38:37Sukun'un Durumu
    • Sukun, gece eve dönerken o hale dönmüş ve pencereyi kapatarak hayaletin içinden geçtiği kapıyı incelemiştir.
    • Kapı çifte sürgülenmiş olarak duruyordu ve sürgülere dokunulmamıştı.
    • Sukun, yaşadığı duygu yoğunluğundan, günün yolculuğundan, görünmeyen dünyayı görmüş olmaktan veya dinlenme ihtiyacı içinde olmasından dolayı doğrudan yatağına gitmiş ve uykuya dalmıştır.
    39:24Suk'un Uyanışı ve Saat Sorunu
    • Suk uyandığında ortalık çok karanlıktı ve saat 12'yi geçiyordu, ancak cep saati 12'yi çaldıktan sonra sustu.
    • Suk, bütün gün uyuduğunu ve bir sonraki gece uyanmış olabileceğini düşündü, ancak güneşin öğlen 12 olamayacağını fark etti.
    • Dışarıda sisli ve soğuk bir hava vardı, konuşan insan sesleri ve cadde kalabalığı gürültüsü duyuluyordu.
    41:27Suk'un Düşünceleri ve Hayaletin Ziyareti
    • Suk, olanlara anlam veremedi ve düşündükçe kafası karıştı, mahallenin hayaleti onu rahatsız ediyordu.
    • Hayaletin saat 1'i vurduğunda bir ziyaretçisi olacağını hatırladı ve uyanık yatarak beklemeye karar verdi.
    • Saat 1'i vurduğunda, odanın içine ışıklar yanıp sönmeye başladı ve cibinliğin perdesi sarılarak açıldı.
    43:12Hayaletin Görünümü
    • Hayaletin garip bir yaratık olduğu, çocuk gibi ama çocuk gibi de değil, yaşlı bir adam gibi olduğu belirtildi.
    • Hayaletin bembeyaz saçları, pembe-beyaz cildi, uzun ve kaslı kolları, alışılmadık güce sahip elleri ve çıplak bacakları vardı.
    • Üzerinde bembeyaz tüneğin belinde parıldayan ışıklı bir kemer vardı ve elinde taptaze bir demet çoban püskülü dalı tutmaktaydı.
    44:02Hayaletin Özellikleri ve Kimliği
    • Hayaletin başındaki taştan yayılan ve her şeyi görünür kılan parlak ışık hüzmesi vardı.
    • Hayaletin biçimi sürekli değişim gösteriyordu; bir kollu, bir bacaklı oluyor, yirmi bacaklı başsız bir gövdeye dönüşüyordu.
    • Hayaletin sesi yumuşak, dostça ve alçaktı, "Geçmiş Noellerin ruhuyum" dedi.
    45:55Hayaletin Teklifi
    • Suk, hayaletin kendisini buraya getiren nedeni sormaya cesaret edebildi ve hayaletin "senin iyiliğin için" dediğini duydu.
    • Hayaletin dokunuşunun yumuşak ve nazik olmasına rağmen karşı konulmayacak kadar güçlü olduğu belirtildi.
    • Hayaletin "daha da yükseleceksin" sözleriyle duvara geçip iki yanında tarlaların uzandığı bir köy yoluna ulaştılar.
    47:12Sukuç'un Geçmişine Dönüşü
    • Kent tamamen yok olmuş, karanlık ve sis de gitmiş, pırıl pırıl ama soğuk bir kış günü kar her yere örtmüştü.
    • Sukuç, burada büyüdüğünü ve çocukluğunu geçirdiğini hatırlayarak ellerini birbirine kenetledi.
    • Ruh, Sukuç'un duygularını etkileyen dokunuşuyla ona rehberlik etmek istedi ve Sukuç, gözünü kapalıyken bile yolu bulabileceğini söyledi.
    48:17Kasabanın Yeniden Canlanması
    • Uzaklarda kilise ve nehir üzerindeki köprüyle küçük bir kız kasaba belirdi, sırtlarında çocuk taşıyan yerli midilliler onlara doğru gelmekteydi.
    • Çocuklar, çiftçilerin sürdüğü araba ve faytonlarda neşe içinde birbirlerine kasaba ağzı ile seslenerek şakalaşıyorlardı.
    • Ruh, geçmişte yaşayanların gölgesinin sadece var olduğunu ve onların varlığından haberdar olmadığını söyledi.
    49:21Okulun İçindeki Yalnız Çocuk
    • Okul tamamen boşalmış değil, arkadaşları tarafından görmezden gelinen yalnız bir çocuk var içerde hala.
    • Ana yoldan ayrılıp kırmızı tuğladan yapılmış eski bir malikaneye ulaştılar, çatıdaki çan kulesinde horoz biçiminde bir rüzgar gülü vardı.
    • Binanın içinde eski günlerin ihtişamını taşıdığı söylenemezdi, geniş odaları kullanılmadan, duvarları rutubetli ve yosun tutmuş bir haldeydi.
    50:32Zavallı Çocuğun Odası
    • Holün sonunda binanın arka tarafına bakan bir odaya doğru ilerlediler, kapı kendiliğinden açıldı.
    • Uzun, çıplak ve kasvetli bir oda serili gözlerinin önüne, dizi dizi sıraların varlığı odayı daha da boş gösteriyordu.
    • Zayıf bir ateşin yanında yalnız bir çocuk sıralardan birine oturmuş kitap okumaktaydı.
    51:16Sukuç'un Çocukluğuna Bakışı
    • Sukuç, evin içinde yankılanan gizli sisler, süpürgeliklerin aralarındaki farelerin tıkırdası, tulumbadan akan suyun şırıltısı gibi hiçbir şeyin olmadığını fark etti.
    • Ruh kolunu dürtüp Sukuç'un okuduğu kitaba dalmış çocukluğunu işaret etti.
    • Pencerenin dışında tuhaf giysiler giymiş, baltası ve odun yüklü katırı olan Alibaba belirdi.
    51:49Sukuç'un Anıları
    • Sukuç, Noel arifesinde zavallı yalnız çocuk burada tek başına bırakıldığında gelmiş olan Alibaba'yı tanıdı.
    • Sultan'ın cinler tarafından tepetaklak edilen uşağı, papağan, Robinson Crusoe gibi anılarını hatırladı.
    • Adam düş gördüğünü sanıyordu ama düş değildi, papağanda konuşan, canını kurtarmak için dereye koşan Cuma'yı tanıdı.
    53:05Sukuç'un Acısı
    • Sukuç, zavallı çocuğa bakarak "Keşke" diye mırıldandı ve tekrar ağlamaya başladı.
    • Ruh düşünceli bir şekilde gülümseyip eliyle işaret ederek "Hadi gel gidip başka Noellerde görelim" dedi.
    • Suskun çocukluğu biraz daha büyüdü ve o da biraz daha karanlık, biraz daha pis bir hal aldı.
    54:17Kızın Ziyareti
    • Kapı açıldı ve içeri genç adamdan yavaşça çok küçük bir kız girdi, kız ona doğru koşup kollarını boynuna dolayarak onu öpücüklere boğdu.
    • Kız, babasının eskiden olduğundan çok daha farklı olduğunu, yumuşak bir adam olduğunu ve evin cennet gibi olduğunu söyledi.
    • Kız, babasının onu eve dönmene izin vermesini istemesi için cesaretini gösterdiğini ve babasının "Evet, dönmeli" dediğini anlattı.
    55:39Okul Müdürü
    • Koridordan ürpertici bir ses duyuldu: "Sukuç Efendi'nin sandığını getirin."
    • Okul müdürü, Sukuç'a tepeden sert bakışlarla bakıyordu ve gencin eline sıkarak düşüncelerini alt üst etti.
    • Okul müdürü, soğuk duvarlardaki haritaları, pencerelerin içindeki yer ve gök kürelerine bal mumu gibi kaplamıştı.
    56:25Okuldan Ayrılış
    • Kurucunun sandığı arabayla yüklenmiş ve bağlanmıştı.
    • Gençler okul müdürüne hoşça kal dedikten sonra bahçe yolundan neşe içinde geçip arabaya bindiler.
    • Ruh, kız kardeşinin narindi ama kocaman bir yüreği olduğunu söyledi.
    57:08Şehrin Kalabalığı
    • Okul binasını geride bırakıp şehrin koşuşturmacasına geri döndüler.
    • Gölgeler içinde yolcuların dönüp dolaştığı, faytonların ve arabaların kavga ettiği kalabalık bir caddedeydiler.
    • Noel zamanı olduğu dükkanların süslenmesinden açıkça belliydi.
    57:36Depoda Karşılaşma
    • Ruh bir deponun kapısında durup Suk'un bilip bilmediğini sordu.
    • Suk, çıraklığı burada yaptığını söyledi ve içeri girdiler.
    • Yüksekçe bir tezgahın arkasında galler peruğu takmış yaşlı adamı gören Sukuş büyük heyecanla bağırdı: "Bu bizim yaşlı Fezivik."
    58:01Noel Gecesi Hazırlıkları
    • Yaşlı Fezivik kalemini bıraktı, saatine baktı, ellerini ovuşturdu ve bol ceketini düzeltti.
    • "Hey siz ebenezar dik" diyerek genç bir adam olan Skruch ve diğer çırakları içeri daldılar.
    • Fezivik, Noel gecesi olduğu için çalışma yeter dedi ve kepenkleri kapatmalarını istedi.
    58:43Deponun Temizlenmesi
    • İki genç kepenkleri yerleştirdiler ve dörtyüzellialtı sürüklediler.
    • Fezivik yüksek taburesinden atlayarak "Haydi neşeli evlatlarım, ortalığı biraz açalım bakalım" dedi.
    • Depo soğuk bir kış gününde içinde olunmak istenecek kadar sıcak, kuru ve kucaklayıcı bir yer oluverdi.
    59:42Noel Partisi
    • Kemancı içeri girdi, masaya çıkıp sahne yaptı ve Bayan Fezevik geldi.
    • Güzel ve cana yakın üç kızı, onlara aşık altı genç adam ve çalışanlar geldi.
    • Yirmi çift bir araya dönerek geliş yönüne doğru ilerledi, yarım daire oluşturup ilerledi ve çeşitli figürler yaptı.
    1:01:04Dans ve Eğlence
    • Fezivik dansı durdurdu ve kemancı bira kasesine daldırdı.
    • Kemancı yeniden ortaya çıktığında kemanı konuşturmaya başladı ve milleti ayağa kaldırmaya ant içmiş gibiydi.
    • Daha çok dans, daha çok ödül, biraz daha pasta ve sıcak şarap vardı.
    1:01:41Kemancının Performansı
    • Gecenin asıl muhteşem anı kemancının çalmaya başladığı andı.
    • Önce yaşlı Fezivik ve eşi dansa kalktılar, baş çift çok iyiydiler bu dansta.
    • Fez'in bacakları neredeyse gözle görülür bir ışık saçıyordu, dansın her adımına ay gibi parlatıyorlardı.
    1:02:51Partinin Sonu
    • Saat onbir'i vurduğunda bu aile içi eğlenceli sona erdi.
    • Bay ve bayan Fezivi kapının iki yanında durup misafirlerin ellerini sıkarak ve herkese mutlu noeller dilediklerinde bulunarak hepsini uğurladılar.
    • Geride yalnızca iki çırak kalınca onlara da aynı dileklerde bulundular ve neşe dolu sesler uzaklaştı.
    1:03:18Skruch'un Duyguları
    • Bütün bu süre boyunca Skruch aklını kaçırmış gibi davrandı.
    • Yüreği ve ruhu eski varlığı ile o sahnede yerlerini almıştı, her şeyi doğruladı, her şeyi anımsadı ve her şeyden keyif aldı.
    • Kendi eski hali ve Dikin parlak yüzü kaybolunca ruhun varlığını atlayamadı.
    1:03:48Ruh ve Sukuş'un Sohbeti
    • Ruh, çıraklarını dinlenmesini istedi ve Sukuş, Fezivik'in ölümlülerin parasından birkaç pound harcadığını merak etti.
    • Ruh, Fezivik'in insanları mutlu ya da mutsuz kılma gücüne sahip olduğunu, sözlerinin ve bakışlarının işleri zorlaştırıp kolaylaştırabileceğini açıkladı.
    • Ruh, Sukuş'a zamanının azaldığını söyledi ve bu söz etkisi hemen gösterdi.
    1:05:18Sukuş'un Yaşlı Hali
    • Sukuş kendini yaşlı bir erkek olarak gördü, para hırsı ve titizliğin belirtilerini taşımaya başlamıştı.
    • Yanında yas giysiler içinde genç ve güzel bir kız oturuyordu, gözyaşları geçmiş noeller ruhunun saçtığı ışıkla yüzünde parlamaktaydı.
    • Kız, Sukuş'a yerini başka bir aşk aldığını ve gelecekte daha büyük bir huzur ve mutluluk vereceğini söyledi.
    1:06:13Kızın Sukuş'a Uyarısı
    • Kız, Sukuş'a altın aşkı ve dünyanın ikiyüzlülüğünü anlattı, hiçbir şeyin yoksulluk kadar zor olamayacağını söyledi.
    • Kız, Sukuş'un tüm soylu amaçlarının birbiri adına yıkılışını izlediğini, kazanma hırsının hepsini yıktığını belirtti.
    • Sukuş, akıllanmamış olabileceğini kabul etse de bu duygularının değiştiğini göstermediğini söyledi.
    1:07:00Kızın Ayrılık Kararı
    • Kız, ikisinin yoksulken ve mutluyken anlaştıklarını, dünyalığını sabrıyla ve emeğimizle elde edeceklerini hatırlattı.
    • Sukuş, dünyalığını elde ettiklerinde artık başka bir adam olduğunu söyledi, kız ise o zamanlar çocuk olduğunu belirtti.
    • Kız, Sukuş'un zincirlerinden kurtarabileceğini, ancak kendisinin özgürlüğünü istemediğini, değişerek başka bir ruh edinerek ve başka bir umudun peşine düşerek sevgisini değerli kılacak her şeyi bırakarak dedi.
    1:08:08Kızın Son Sözleri
    • Sukuş, aralarında yaşayanlar olmasaydı ve kızı yeni tanısaydı yine peşine düşüp kazanmaya çalışıp çalışmayacağını sordu.
    • Kız, Sukuş'un özgür olsaydı bile kendisini seçebileceğini inanamayacağını, ilişkisinde her şeyi kazançla ölçen biri olarak başta bunu görmezlikten gelmiş bile olsan sonradan pişman olmayacağını bilemeyeceğini söyledi.
    • Kız, Sukuş'u özgür bıraktı ve onu terk etti, Sukuş ise Ruh'a bir şey göstermemesini istedi.
    1:09:30Sukuş'un Yeni Gölgesi
    • Sukuş, başka bir sahnede ve yerdeydi, çok büyük ya da şatafatlı değildi ama çok rahat bir odaydı.
    • Odada alev alev yanan ateşin başında oturan, bir öncekine çok benzeyen genç ve güzel bir kız vardı.
    • Odada son derece coşkulu bir gürültü vardı, çünkü Sukuş'un o anda heyecandan karmakarışık olmuş, aklının alamayacağı kadar çok çocuk vardı ortalıkta.
    1:10:23Sukuş'un Çocuk Hayali
    • Sukuş, o örgülü saça dokunamaz, bozuk dağıtamaz, bir tutamını bile koparamaz, beline dolanamazdı.
    • Sukuş, o gözüpek küçük haydutlar gibi beline dolanamazdı, dudaklarını dokuna bilmeyi, onları aralasın diye sorular sormayı, kızı bozanmadan o önüne bakan gözlerdeki kıvırcık kirpikleri bakabilmeyi çok isterdi.
    • Sukuş, istediklerini yapabilmek için çocuklar kadar özgür yaptığımın değerinin farkında olmak için de yetişkin bir erkek olabilmeyi isterdi.
    1:11:14Noel Günü
    • Kapının vurulduğu duyuldu ve hemen ardından öyle bir koşuşturmaca başladı, kız yüzünde bir gülümseme ile eteğe çekiştire çekiştire, kıpkırmızı suratıyla ve neşe dolu bir çocuk yumağının ortasına kapıya doğru sürüklendi.
    • Bütün bunlar, babalarıyla birlikte gelen ve kucağı noel armağanlarıyla yüklü bir adamı karşılamak için bir barış, bir çağırış ve zavallı, savunmasız uşağı yapılan saldırı, merdiven yapılıp tırmanılan sandalyelerden ceplere dalmalar, kahverengi kağıtları, sarılı paketleri uzanmalar, kravatından çekiştirip boynuna asılmalar, sırtına yumruklamalar ve sevgiyle bacağına tekmeler atmalar, ele geçirilen her bir paketin adına atılan şaşkınlık ve sevinç çığlıkları, ardından da en küçük kardeşin oyuncağı bir tabaka yapışık olan saati hindi yuttuğu türünden bir haberin yayılıp herkesin yüreğini ağzına gelişi ve bunu akıl asılsız bir haber olduğunu anlaşılmasın gerektiği rahatlama, neşe, şükran ve coşku.
    • Çocuklar yavaş yavaş odalarına çekildikçe gürültülerini de yanlarında götürdüler, tek tek merdivenlerden çıkıp evin yukarılarına, yatak odalarına gittiler.
    1:12:34Sukuş'un Son Gölgesi
    • Evin erkeği bir yanında işi, diğer yanında koluna yaslanmış kızı olduğu halde şöminenin başına oturdu.
    • Adam, karısına "Belle" dedi gülümseyerek, bu öğleden sonra senin eski bir dostunu gördüm, kimi tahmin et, nereden bilebilirim? diye ekledi.
    • Adam, Bay S. Dükkanın önünden geçtiğini, perdelere çekili değildi ama içeride tek bir mum yandığını bile zar zor seçebildiğini, ortağın ölüm döşeğini olduğunu duymuş olduğunu söyledi.
    1:13:25Sukuş'un Uyanışı
    • Sukuş, Ruh'a "Beni götür buradan, bunlar geçmişte yaşandığın gölgeleri" dedi, Ruh ise "Ne yaşandıysa o, beni suçlama, götür beni, dayanamıyorum" diye bağırdı.
    • Sukuş, Ruh'un ışığının daha parlak ve daha yukarıda yandığını fark etti, şapkayı yakalayıp Ruhun kafasına bastırarak ışığı söndürmeye çalıştı.
    • Şapkanın altında ufaldı ve cismani varlığı yok oldu, fakat Sukuş bütün gücüyle bastırdığı halde ışığı yok edemiyordu, ışık kesintisiz bir sel gibi şapkanın altından yere akıp gitti.
    1:14:46Sukruç'un İkinci Ruhla Karşılaşması
    • Sukruç, Marley'in haber verdiği gibi ikinci ruhu karşılamak üzere tam zamanında uyandı ve perdeleri açarak çevreyi gözetlemeye başladı.
    • Sukruç, ruha karşı meydan okumaya ve sürprizle karşılaşıp sinirlerini bozmamaya kararlıydı.
    • Saat bir olup da hiçbir şey çıkmayınca titremeye başladı ve ışık hüzmesi karşısında ne yapacağını bilemedi.
    1:17:15Bitişik Odadaki Değişim
    • Sukruç, hayaletimsi ışığın bitişik odadan geldiğini düşünerek kapıya yöneldi ve kapı tokmağına değdiğinde garip bir ses onu adıyla seslendi.
    • Odada duvarlar ve tavan yenilen yeşilliklerle kaplanmış, pırıl pırıl parlayan böğürtlenlerin sarktığı bir koruyu andırıyordu.
    • Yerde hindiler, ördekler, av etleri, domuz butları, sosisler, kıymalı börekler, tatlılar, istiridyeler, kestane kebabı, elmalar, portakallar, armutlar, ay çörekleri ve sıcak şarap duruyordu.
    1:18:33Noel Armağanlarının Ruhu
    • Dev, eline belli olmayan bolluğu simgeleyen bir meşale tutarak Sukruç'u içeri davet etti.
    • Noel Armağanlarının Ruhu, sade, eteklerine beyaz kürk geçirilmiş yeşil bir elbise giymiş, çıplak ayaklı ve başına buz parçacıklarından sarkan bir çelenk takmıştı.
    • Ruh, koyu kumral, uzun bukleli saçları dalga dalga sarkıyordu ve yüzünde parlayan gözler, açık el, neşe saçan ses ve sınır tanımaz tavırları vardı.
    1:21:16Noel Sabahı Kent Sokakları
    • Noel sabahında kentin sokaklarında insanlar, evrenin önündeki ve çatılarındaki karları kürelerken kaba saba ama kulağa kötü gelmeyen bir müzik yaratıyordu.
    • Evlerin ön cepheleri karardı, pencereler daha da karaydı ve caddelerin köşelerinde araba ve fayton tekerleğin açtığı derin yarıklar vardı.
    • Gökyüzü karanlık ve kasvetliydi, ancak evlerin damlarındaki karları küreyenler neşe içindeydi ve birbirlerine sesleniyorlardı.
    1:22:59Manavlar ve Meyve Dükkânları
    • Tavuk satılan dükkanlar açıktı ve manavlar parlaklıkları ile ışık saçmaya devam ediyordu.
    • Sepetler dolusu şiş göbekli yuvarlak kestane, al yanaklı, kahverengi kabuklu, geniş enli ispanyol soğanları, armut ve elma piramitleri, üzüm demetleri, fındık öbekleri, norfolk elmaları, sarı portakallar ve limonlar vardı.
    • Satıcının meyve cümbüşü arasına yerleştirdiği kavanozlardaki kırmızı ve gümüş renkli süs balıkları, aptal ve soğuk kanlı bir türden gelmiş olmalarına rağmen, etrafta bir şeyler döndüğünün farkına varmışlar gibi küçük dünyalarında tekdüz hareketlerle dönüp durmaktaydılar.
    1:24:32Noel Günü Bakkallar
    • Baharat, meyve ve sebze dükkanları neredeyse kapanmak üzereydi, ancak içeride neşeli sesler, tartılar, paket iplikleri, teneke kutular ve baharatların kokusu insanları çekiyordu.
    • Müşteriler coşku ve telaşla alışveriş yapıyor, kapılara çarpışıyor, sepetleri tutuşturuyor ve unuttuklarını tekrar tekrar topluyorlardı.
    • Dükkan sahipleri ve çalışanları cana yakın ve keyifliydiler, önlüklerini tutan parlak kalp biçimli tokalar ve Noel kargaları onları süslüyordu.
    1:26:17Noel Açanlar ve Fırıncılar
    • Noel açanlar bütün iyi insanları kiliselere çağırdı ve herkes en güzel giysisi içinde sokaktan aktı.
    • Yoksul inançlı insanlar Noel yemekleri taşıyarak sayısız yan yollardan, avlulardan ve dönemeçlerden çıktılar.
    • Sukruch, fırıncının kapısının yanında durmuş, gelen tencerelerin kapaklarını kaldırıp meşalesini yemeklere tütsü yapıyordu.
    1:27:27Sukruch'un Bahşişi
    • Sukruch'un serptiği şeyde özel bir baharat vardı ve bu baharat her yemeğe yakışır, en çok da yoksulluğun yemeğine yakışırdı.
    • Sukruch, insanların masum ve eğlenceli sekteye uğratıp sınırladığını, doğru dürüst yemek yapabilecekleri yerleri kapatıp haftanın yedi gününü esirgiyor olduklarını sorguladı.
    • Sukruch, bu dünyada onca varlığın arasından çıkıp insanların masum ve eğlenceli sekteye uğratıp sınırladığını, doğru dürüst yemek yapabilecekleri yerleri kapatıp haftanın yedi gününü esirgiyor olduklarını sorguladı.
    1:28:46Sukruch'un Yolculuğu
    • Sukruch, görünmez olarak kentin dış mahallelerinden doğru yola çıktılar ve devasa cüssesine rağmen her yere rahatlıkla sığabiliyordu.
    • Sukruch, Bob Kraliçe'nin evini kutsadı ve Bob'un haftalığı onbeş yıldı, her cumartesi bu onbeş yıl cebine atardı.
    • Bob'un evinde Bayan Kreşit, ortanca kızı ve Peter Kreşit Noel hazırlıklarını yaparken, çocuklar fırının önünden geçerken aldıkları kokunun kendi kazlarına ait olduğuna hükmetmişlerdi.
    1:31:01Marta'nın Dönüşü
    • Marta, Noel'in yarım saat erken gelmesiyle eve döndü ve annesi onu düzinelerce öpücüğe boğarken, alışkanlıkla kızının şalını ve bonesini çıkardı.
    • Marta, dün geceden kalan bir yığın işin olduğunu ve bu sabah bitirmek zorunda olduklarını söyledi.
    • Bob, Noel gününde küçük Tim'i kiliseden buraya kadar at gibi sırtında taşıyarak eve getirdi ve Marta, babasının düş kırıklığına uğradığını görmek istemediğinden dolap kapağının arkasından çıkması gerekenden daha erken çıktı ve babasının kollarına atıldı.
    1:32:52Bob'un Hikayesi
    • Bob, Marta'nın çok sık yalnız kaldığından bazen düşüncelere dalıyor ve duyabileceği en tuhaf fikirler geliyor aklına eve dönerken.
    • Bob, bir sakat olduğu kilisede mümkün olduğunca çok kimsenin görmüş olmasını ümit ettiğini, çünkü onun bu sakat halini görenlerin, şu Noel gününde kimin körlerin gözlerini açıp sakat dilencileri yürüttüğünü anımsamaları iyi olacağını söyledi.
    • Bob, küçük Tim'in büyüyüp yüreklendiğini söylerken sesindeki titreme daha da arttı ve Temin koltuk değneklerinin sesi duyuldu.
    1:33:56Noel Yemeği
    • Aile, ender bulunan bir kuş olan kazın tadını çıkarıyor ve bu yemeğin kendileri için özel olduğunu belirtiyor.
    • Bayan Kreşit sosu kızarttırdı, Peter patates püresi yaptı, Belinda elma kompostosu hazırladı ve Marta tabakları temizledi.
    • Bob, küçük temin masasına yerleştirdi ve aile, yerlerini kaptırmamak için kaşıklarını ağızlarında bekleyerek yemek masasına oturdu.
    1:34:42Kazın Pişirilmesi
    • Tabaklar konduktan sonra şükran duası edildi ve Bayan Kreşit bıçağı kazın göğsüne sokarak yemeği açtı.
    • Kazın içindeki malzeme dışarı akınca masadan keyifli bir mırıltı yükseldi ve Tim bile bıçağını masaya vurarak "yaşasın" diye bağırdı.
    • Bob, bugüne kadar böylesine lezzetle pişirilmiş bir kaz olabileceğine inanmadığını söyledi ve ailenin tazeliği, lezzeti, büyüklüğü ve ucuzluğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti.
    1:35:42Tatlı Hazırlığı
    • Bayan Belinde kapaklı tabakları değiştirirken, Bayan Kreşit tek başına odadan çıktı ve tatlıyı çıkarıp getirirken yanında tanık istemeyecek kadar heyecanlıydı.
    • Tatlı, kocaman bir boğa kümesi tatlı bakır kaptan ayrılmıştı ve çamaşır günündeki gibi bir koku yayıyordu.
    • Yarım dakika sonra yanakları al al olmuş ama gururla gülümseyen Bayan Kreşit elinde tatlı ile girdi içeri ve tatlı üstü süslü bir top mermisini andırıyordu.
    1:37:25Noel Kutlaması
    • Yemek bitti, masa toplandı, ocağın önü süpürüldü ve ateş canlandırıldı.
    • Testideki içkinin yanı sıra masaya portakallar ve elmalar konuldu, ateşteki kestanelerin çıtırtısı ateşin çıtırtısına karışıyordu.
    • Bob kadehini kaldırıp ailesine seslendi: "Hepinize mutlu Noeller canlarım, Tanrı bizi korusun."
    1:38:15Ruhun Uyarısı
    • Küçük tüm, babasına hemen yanı başında oturuyordu ve Bob, oğlunun solgun küçük elini tutmaktaydı.
    • Ruh, daha önce hiç hissetmediği bir ilgiyle "Söyle bana, küçüktüm, yaşayacak mı?" diye sordu.
    • Ruh, ocağın yanı başında boş bir sandalye ve duvarda dayalı duran koltuk değneği gördüğünü, eğer bu gölgeler gelecek tarafından değiştirilmezse çocuk öleceğini söyledi.
    1:39:14Bob'un Kararı
    • Bob, ruhun daha önceki kendini söylemiş olduğu sözlerden alıntı yaptığını duyunca üzüntü ve pişmanlıkla başına eğdi.
    • Bob, ruhun azallayıcı tavrı karşısında ezilmişti ve titreyerek bakışlarını yere çevirdi.
    • Bob, "Veli nimetimize" diyerek Bay Su Kurca'nın sağlığına içti ve Bob, "Bugün Noel senin ve bugünün hatırına onun sağlığına içeceğim" dedi.
    1:40:36Aile Dinlenmesi
    • Çocuklar annelerinin ardından kadeh kaldırdılar ve bu işlerinden gelmeyerek yaptıkları ilk işte o gece en son küçük demişti.
    • Bay Su Kurca'nın adının anılması ailenin karabasanı oldu ve adının anılması üzerine kara bir gölge düşürmüştü.
    • Gölgenin dağılması için tam beş dakika geçmesi gerekmişti ve gölge dağıldıktan sonra öncekinin on misli fazla neşelendiler.
    1:41:07Peter'in İş Fikri ve Aile Hayatı
    • Bob Kreşid, Peter için haftada beş şili ve iki pens getirebileceği bir iş fikri sundu.
    • Küçükler Peter'ın iş adamı olabileceği fikrini eğlenceli bulup güldüler.
    • Şapkacı çırak olarak çalışan Marta, ne tür işler yaptığını ve ertesi gün tatil olduğu için nasıl geç saatlere kadar uyuyacağını anlattı.
    1:41:54Noel Kutlamaları
    • Sürahi ve kestaneler elden ele dolaşırken, herkes birer şarkı söyledi.
    • Küçük Tim hüzünlü sesiyle "Karada Gezerken Kaybolan Bir Çocuk" şarkısını yorumladı.
    • Kibar, soylu bir aile olmayan bu aile, giyim kuşamları vasattı ve ayakkabıları su geçirmez değildi.
    1:42:38Ruhun Gezisi
    • Skruch gözlerini Peter ve küçük Tim'den alamıyordu.
    • Hava kararmaya başlamış ve kar hızını arttırmıştı.
    • Mutfaklarda, salonlarda ve diğer odalarda çatırdayan ateşlerin parıltılarını seyretmek için çok güzel bir geceydi.
    1:43:04Evlerdeki Kutlamalar
    • Koyu kırmızı perdeler, soğuğu ve karanlık dışarıda bırakmak için her an kapanmaya hazırdı.
    • Evlerdeki çocuklar, evli abilerini, ablalarını, kuzenlerini, dayılarını, teyzelerini kapıda karşılamak için karlı sokaklara fırlıyorlardı.
    • Perdelere birbirleriyle buluşan insanların gölgeleri düşüyordu.
    1:43:56Ruhun Şenlik Tütsüsü
    • Ruh ne kadar sevinçliydi, göğsünü şişirmiş, kocaman avcunu açmış uçuyordu.
    • Geçtiği her şeyin üzerine cömert elinden parlak şenlik tütsüsünü serpiyordu.
    • Tozlu sokaklara ışıklar, benekler saçarak ilerleyen ve geceyi bir yerlerde kutlamak üzere süslenmiş olan bekçi bile, ruh onun üzerinden geçerken yüksek sesle güldü.
    1:44:24Madencilerin Mezarlığı
    • Ruh herhangi bir uyarı yapmamış olmasına karşın bir yanda kendilerini inancının top oynadığı bir alanda buluverdiler.
    • Koca koca taş kütleleri sağa sola saçılmıştı, sanki burası devlerin mezarlığıydı.
    • Heryerden sular fışkırıyordu, yosun, karaçalılar ve bildik yabani otun dışında yetişen hiçbir şey yoktu burada.
    1:45:04Madencilerin Kulübü
    • Skoç, "Yeryüzünün kalbinde çalışan madencilerin yaşadığı bir yer" dedi.
    • Kulübenin birinin camından ışık sızıyordu, hızla pencereye yaklaştılar.
    • Kil ve taştan örülü duvardan geçip içeri girdiklerinde yanan ateşin etrafında toplanmış neşeli bir toplulukla karşılaştılar.
    1:45:28Madencilerin Topluluğu
    • Rengarenk giysilerle çok yaşlı bir adam ve bir kadın, çocukları, onların çocukları, hatta bir sonraki kuşakta bir araya toplanmış, neşe içinde oturuyorlardı.
    • Yaşlı adam, eski, çok eski, onun gençlik zamanlarından kalma bir Noel şarkısı söylüyordu ve zaman zaman diğerleri de ona katılıyordu.
    • Grup burada fazla oyalanmayıp su kurucu eteklerine asılmasını söyledi.
    1:46:03Deniz Feneri
    • Fındıklıkların üzerinden geçtiler, hızlandılar ve denize yönelmişlerdi.
    • Kıyıdan bir hayli açıkta, suların yıllar boyunca çarpıp oyduğu, yarı yarıya suya batı kayaların üzerinde yükselen yalnız bir deniz feneri vardı.
    • Feneri bekleyen iki adam, burada bile bir ateş yakmışlar, sofra kurmuşlardı.
    1:47:28Gemideki Kutlamalar
    • Sukca söylediği kadarıyla artık herhangi bir kara parçasından çok uzaktaydılar, bir gemiye indiler.
    • Ön güvertede dümencinin yanına dikildiler, nöbette olan denizcilerin hepsi görevlerinin başındaydı.
    • Gemideki her adam iyi ya da kötü uykuya da uyanık arkadaşlarına karşı yılın diğer günlerinde olduklarından daha iyi davranıyor, elinden geldiğince kutlamalara katılıyor, uzakta olan sevdiklerini anıyor ve onların da onu andıklarını bildiği için mutlu oluyorlardı.
    1:48:32Skorucun Yeğeni
    • Kendini ruhun yanı sıra başında karanlık, kuru, pırıl pırıl bir odada buldu.
    • Ruh gülüyor, şefkatli bakışlarla yeğenini gözlüyordu.
    • Skorucun yeğeni bu şekilde kasıklarını tutarak, başını sallayarak ve tuhaf pozlar keserek kahkahalar attıkça, karısı da onun kadar içten kahkahalar atmaya başladı.
    1:49:25Yeğenin Özellikleri
    • Skorucun yeğeni "Noel'in bir saçmalık olduğu söylendi" dedi ve hal böyle olduğuna inanıyor.
    • Yeğenin gamzelere ve dünyaya şaşırmış gibi bakan kusursuz bir yüzü, küçük, dolgun ve öpülmek için yaratılmış bir ağzı vardı.
    • Güneş gibi ışıltılı gözleri vardı, güldüğünde çenesinde sevimli çukurcuklar birbirine geçiyordu ve tahrik edici denebilecek biriydi ama tamamen rahatlatıcı, sakinleştirici bir yanı da vardı.
    1:50:08Sukuç'un Yeğeni ve Zenginliği
    • Sukuç'un yeğeni, zengin olmasına rağmen servetinin onda bir faydası olmadığını ve kendine rahat ve huzuru layık görmediğini belirtiyor.
    • Yeğen, Sukuç'un zenginliğiyle onları mutlu edebileceğini farkında olmadığını söylüyor.
    • Sukuç'un yeğeni, ona acıyıp kızamadığını ve huysuzluklarının cezasını kendisinin çektiğini belirtiyor.
    1:51:21Noel Ziyafeti
    • Yemekten sonra tatlı masada onları bekliyordu ve Fred, acemi ev sahiplerine pek fazla güvenemeyeceğini söylüyor.
    • Fred, Sukuç'un onlardan hoşlanmadığına rağmen ona her yıl Noel'e gidip merhaba demeyi teklif ettiğini ve onu zavallı katibine birvirgülelli pount verecek kadar yumuşatmayı hedeflediğini belirtiyor.
    • Fred, Sukuç'u silkelediğini söyleyince gülme sırası ötekilere gelmişti, ancak Fred hoşgörülü bir yapıdaydı ve onları yüreklendirdi.
    1:53:16Müzik ve Oyunlar
    • Çayın ardından müziğe başladılar ve müziğe yeteneği olan bir aileydi, koro halinde şarkı söylerken ne yaptıklarını çok iyi bildikleri konusunda temin edilebilirdi.
    • Sukuç, eski Noel ruhunun hatırlattığı bir parçayı dinlerken giderek yumuşamaya başladı ve hayatın sevinç veren yanlarını kendi elleriyle mutluluğuna katmış olsaydı Jacob Marley'ye gömen mezarın küreğine başvurmak zorunda kalmazdı.
    • Geceyi yalnızca müziğe ayırmadılar, sonunda ceza verilen oyunlarda oynadılar çünkü Noel'den daha uygun bir zamanda çocuklaşmak iyidir.
    1:54:23Körebe Oyunu
    • İlk oyun körebeydi ve Tombul baldızın peşinden gidişinin bir rastlantı olduğuna inanmak insanın saflığı ile alay etmek olurdu.
    • Tombul kız kardeş yakalandığında, Sukuç'un yeğeni ona karşı iğrenç davrandı, saçını başını yoklaması, yüzüğüne dokunması, kolyesini ellemesi pek yüzsüzce ve canavarcaydı.
    • Gelin körebe oynayanlar arasında değildi, onu köşede rahat bir koltuğa oturtup ayaklarının altında bir puf koymuşlardı.
    1:55:53Sözcük Oyunları
    • Sukuç'un yeğeni sözcük oyunlarına katıldı ve "sevgisini bütün harflerle başarıyla sevdi" oyununda birinciliği kimseye kaptırmadı.
    • Orada genciyle yaşlısıyla yirmi kişi vardı ve hepsi bütün bu oyunlara katıldı, Suk bile oynadı ve sorulara yüksek sesle cevaplar veriyordu.
    • Ruh, Sukuç'un yeğeninin havaya girmesinden çok hoşnuttu ve yüzündeki dostça ifadeyi gören Sukuç, bir çocuk gibi son konukta gidene kadar kalmaları için yalvardı.
    1:56:50Evet Hayır Oyunu
    • Evet hayır oyununda Sukuç'un yeğeni aklından bir şey tutacak, diğerleri de bunun ne olduğunu bulmaya çalışacaklar ve yalnızca evet ve hayır diye yanıt verebilirlerdi.
    • Yeğenin aklında tuttuğu şeyin pek de hoş olmayan, biraz yabani, kimi zaman hırlayan, homurdanan, bazen konuşan bir hayvan olduğunu, Londra'da yaşadığını, sokaklarda gezindiğini ama onu gezdiren biri olmadığını öğrendiler.
    • Tombul baldız kahkahalar arasında "buldum, ne olduğunu biliyorum Fred" diyerek "Dan Squich" olduğunu söyledi ve herkes hayranlığını dile getirdi.
    1:58:10Sukuç'un Dayısıyla İçki
    • Fred, "Dayım hepinizi çok eğlendirdi" diyerek onun sağlığına içmemek nankörlük olur dedi ve sıcak şarap içtiler.
    • Fred, "Sukuç dayıya" diye bağırdı ve "ne olursa olsun ihtiyarı mutlu Noeller, mutlu yıllar" dedi.
    • Sukuç dayı bir anda öyle neşelenmiş, öyle hafiflemişti ki, ruh ona aynı zaman fırsat verse de varlığından habersiz topluluğa duyulmayan sesi ile seslenip teşekkür edecekti.
    1:58:50Ruhun Sonu
    • Çok gezdiler, çok şey gördüler, birçok evi ziyaret ettiler, hasta yataklarının başucunda durdu ve ondan memnun, hoşnut oldular.
    • Yabancı ülkelerdeki kendilerini memleketlerinde hissettiler, mücadele edenler daha büyük bir sabırla umutlarını taşımaya başladı, yoksullar kendilerini zengin hissettiler.
    • Sukuç, ruhun gitgide yaşlanması gerektiğini fark etti ve "Ruhların ömürleri bu kadar kısa mı?" diye sordu.
    1:59:57Cehalet ve Yoksulluk
    • Sukuç, ruhun elbisesinin eteklerinden dışarı sarkan tuhaf bir şeyler gördüğünü söyledi ve eteklerinden perişan, korkmuş, zavallı ve sefil görünümlü iki çocuk çıkardı.
    • Çocuklar solgun, denizli, sıska, raphane görünümlü, çatık kaşlı, karanlık, vahşiydiler ama bir yandan da bütün uysallıkları içinde bitkin durumdaydılar.
    • Ruh, "Onlar senin mi?" diye sordu ve "Onlar insanlığın, eteklerine yapışıyorlar çünkü babalarından yakınıyorlar" dedi.
    2:02:02Cehalet ve Yoksulluktan Korunma
    • Ruh, "Bu oğlan cehalet, kız ise yoksulluk" dedi ve "Onlardan ve onlar gibilerinden koru kendine, ama özellikle oğlandan koru" dedi.
    • Ruh, "Çünkü alnında insanlığın sonu diye yazdığını görüyorum, o yazı silinmedikçe kork" diye bağırdı.
    • Sukuç, "Barınabilecekleri bir yer, onlara tahsis edebilecek bir kaynak yok mu?" diye bağırdı ve saat oniki'yi vurdu.
    02:47Hayalet Görüntüsü
    • Bir kişi ruhu gözleriyle aradı ancak göremedi.
    • Son vuruşun titreşimi yok olup gittiğinde Jacob Marley'in sözlerini anımsadı.
    • Başını kaldırıp baktığında başı otülü, vakur bir hayalet gördü ve yerden yükselen bir sis gibi ona yaklaşıyordu.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor