Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu videoda Malcolm Bey, Yedikule Ermeni Hastanesi Vakfı'nın mülkiyet mücadelesini anlatıyor. Konuşmacı, vakfın 1955 yılında vasiyet edilen ve 1960 yılında yeniden inşa edilen İstiklal Caddesi'ndeki taşınmazın mülkiyet hakkını nasıl koruduğunu paylaşıyor.
- Video, vakfın mülkiyet haklarının nasıl ele geçirildiğini, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün açtığı davayı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmayı anlatıyor. Konuşmacı, vakfın 300 yakın talebe eğitim verdiği, devletten para almadan bu hizmeti sürdürdüğü ve hastanenin günümüzde %70'ini Müslüman hastaların kullandığı bilgisini veriyor. Ayrıca, Türkiye'nin hukuk devleti statüsünün bu olayla nasıl etkilendiğini ve gençlere haklarını korumaları tavsiyesini yapıyor.
- 00:59Yedikule Ermeni Hastanesi Vakfı'na Vasiyet Edilen Taşınmaz
- Yedikule Süpürge Era Hastanesi Vakfı'na vasiyet edilen İstiklal Caddesi'nde 36-38 numara kapı numarası taşınmaz, 1955 yılından evvel vasiyetname ile vakfa verilmiş ve tapuda tespit edilmiştir.
- Bu gayrimenkul o zaman iki katlı bir kagir ev mahiyetindeydi, ancak 1960 yılında cemaat vakıfları yasal mevzuatta imaratmak kaydıyla yıkma ruhsatı alarak yıkıp, projeye tasdiki yaptırarak yedi kattan ibaret yeniden inşa etmiştir.
- 02:07Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Dava Açması
- 1992 senesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü, taşınmazın 36 beyannamesinde yer almadığı gerekçesiyle dava açmıştır.
- Beyanname statü olamaz, tapu noter kanalıyla verilmiş ve devlet tarafından onaylanmış olsa da, 36 beyannamesi yeterli değildir.
- Yargıtay'da aleyhimize karar verildikten sonra, vakıflar genel müdürlüğünde toplantıda Avrupa İnsan Hakları'na gitme kararı alınmıştır.
- 03:02Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Süreci
- Türkiye'de Müslümanlar doğru gidiyordu, ancak o dönem çok karanlık bir dönemdi.
- Cemaat toplandı ve Avrupa İnsan Hakları'na gitme kararı alındı, bu bir iç hukuk yolunun devamı olarak anlatıldı.
- Konvansiyonun ilgili maddesine uyan bir insan hakkı ihlali olduğu belirtilerek, basından alınan makaleler, kitaplar ve kutsal dayanaklarla Yargıtay uygulamasının yanlış olduğu ve insan hak ihlali olduğu uzun uzun ek belgelerle hazırlanmıştır.
- 04:33Taşınmazın Satılma Tehdidi
- Devlet kademesindeki bürokrasi, taşınmazı ikinci el satarak kurtarabileceklerini düşünmüştür.
- Bir gün ihaleye katılmak isteyenlerden biri, Fitaş'ın yanında satılık bir yer olduğunu ve 4,5 milyon dolara kadar çıkabileceğini söylemiştir.
- Taşınmazın 97 metrekare olduğu ve satılırsa Avrupa'da büyük sansasyon olacağı belirtilerek, taşınmazın satılmaması sağlanmıştır.
- 05:36Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden Dostane Çözüm Önerisi
- Bir müddet sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden dostane çözüm önerisi gelmiştir.
- Yönetim kurulu, taşınmasın tarafına iadesi talep etmiştir.
- Görüşme günü, mahkemenin kararının hiçbir hukuki dayanağının olmadığı ve kanunda herhangi bir değişiklik olmadan böyle bir kararın çıkmasının yerinde olmadığı anlatılmıştır.
- 06:52Vakıfın Amacı ve Türkiye'nin Hukuk Devleti Durumu
- Vakıfta şu anda 300 yakın talebe bulunmakta ve bu öğrenciler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup devletten bir tek kuruş para almamaktadır.
- Vakıf, fakir fukaranın teslim olduğu, yetiştiği, yaptığı ve kalktığı yerlerin yöneticisidir.
- Türkiye laik bir devlet olmasına rağmen uygulamada hukuk devleti gibi değildi, bu hukuksuzluktan arınması gerekiyordu.
- 08:32Hastanenin Kullanımı ve Gençlere Tavsiye
- Hastanede Türkler, Ermeniler, Rumlar ve turistler de yatmaktadır, ancak devlet vakıflara ayrım yapmıştır.
- Şu anda hastaneye gidip baktığınızda zaman belki yüzde yetmiş'i Müslüman kardeşlerdir.
- Konuşmacı gençlere haklarını korumalarını tavsiye etmektedir.