Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Tarife" adlı bir programda sunucu Taşansu Hoca'nın, Profesör Dr. Emre Ekrem, Doçent Dr. Hakan Erkiner ve diğer hukuk uzmanları ile gerçekleştirdiği bir röportajdır. Program, akademik bir formatta uluslararası hukuk konusunda detaylı bir sohbet sunmaktadır.
- Video, uluslararası hukukun tarihsel gelişiminden başlayarak, Batı uygarlığı ve İslam hukukunun karşılaştırmasını, Vestfalya Barışı'nın önemi, uluslararası hukukun temel kaynaklarını ve Türkiye'nin deniz hukuku meselelerini ele almaktadır. Ayrıca Lozan Antlaşması, rebustantibs ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye'nin hukuki konumu gibi güncel meseleler de tartışılmaktadır.
- Programda, uluslararası hukukun sadece 1648 Vestfalya Antlaşması ile değil, 3000 yıl öncesine kadar uzanan bir tarihe sahip olduğu vurgulanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun uluslararası hukuk sistemindeki yeri, Karlofça ve Paris Barış Antlaşmaları, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, Montrö Boğazlar Antlaşması gibi önemli tarihsel belgeler detaylı şekilde incelenmektedir.
- 00:18Uluslararası Hukuk ve Güncel Konular
- Program, uluslararası hukuk konusunu tarihinden bugüne kadar kapsayacak şekilde ele alacak.
- Günümüzde gündemde olan uluslararası adalet divanı ve uluslararası ceza mahkemesi konuları ele alınacak.
- 01:36Uluslararası Adalet Divanı ve Ceza Mahkemesi
- Uluslararası adalet divanı (Milletlerarası Adalet Divanı) devletlerarası davalara bakar ve uluslararası örgütlerin danışma görüşü istemelerini sağlar.
- Uluslararası ceza mahkemesi 1998'de Roma Statüsüyle kurulmuş olup insanları yargılar ve suç işleyenlerin yetkisini önceden tanımış olması gerekir.
- İki yargı organı arasında ilişki olabilir; bir devlet görevlisinin ceza mahkemesinde yargılanması, devletin uluslararası sorumluluğunun gündeme gelmesi ve uluslararası adalet divanı önüne taşınması mümkündür.
- 04:48Uluslararası Hukukun Uygarlık Tarihi
- Uluslararası hukuk, Cemil Bilsel'in "hukuk medeniyetin kılıcı ve kalkanıdır" sözüne göre, şiddetin kontrol altına alınması ve siyasal özneler arasındaki şiddetin medenileştirilmesinin temel disiplinidir.
- Uluslararası hukukun tarihi, yazıyla yazının tarihi kadar eski olup, MÖ 3100 yılında ilk Sümer kent devletleri arasında yapılmış bir çivi yazısı tabletteki antlaşma arkeolojik buluntu olarak elde edilmiştir.
- İlk şehir devletleri arasındaki savaşları sona erdiren ve barışı kurallara bağlayan uluslararası hukuk, uygarlık tarihi içerisinde tekrar eden kalıplarla ilerlemiştir.
- 07:52Uluslararası Hukukun Gelişimi
- Şehir devletinden bölgesel devlete geçişte, akat (diplomasi) ve ticaret ile siyasal bağımsız özneler arasındaki ilişkileri sus içinde yönetmek için kurallar geliştirilmiştir.
- İlk askeri emperyalizm olan Asur militarizmi, Hitit ve Mısır arasındaki Suriye'deki çatışmayı sona erdiren Kadeş Antlaşması ile diplomatik çözüm sağlamıştır.
- Akdeniz ve Ön Asya'da ilk emperyal sulh barışı olan Pax Romana'dan önce, Mısır İmparatorluğu fethedilen yerlere barışla ticaret tesis etmiştir.
- 09:36Batı Uygarlığının Özellikleri
- Batı uygarlığı kendini ve diğer uygarlıkları iyi çalışan bir uygarlıktır, bu üstünlük ve ilham alınması gereken tarafıdır.
- Yunan uygarlığı, müessese gelişimindeki yeri, tahkimidir ve konfederasyon yapısıyla Pers tehdidine karşı Yunan birliğini tesis etmek için çalışmıştır.
- Batı tarihindeki kültürel-siyasal kod, kendi kurallarını kendinden olmayanlara tanımamaktır.
- 10:25Batı ve Diğer Uygarlıkların Hukuki Yaklaşımları
- Yunan'da Aristo ve Platon, Yunan içi savaşlarda savaşın vahşetini minimize etmek için kaideler geliştirirken, barbarlarla savaşı hayvanlarla savaşmaya indirger ve bu kuralları kendinden olmayanlara tatbik etmezler.
- Babil, Roma'dan yirmi asır evvel ön Asya ticaretinde kanunlarını hem kendinden olanlara hem olmayanlara müşterek tatbik etmişken, Roma İmparatorluğu kendinden olanlara sivilize hukuk olan J, kendinden olmayanlara ise Kavimler Hukuku olan Jus Gentium'ı tatbik etmiştir.
- Ortacağ'da Hıristiyan Kavimler Hukuku'nda da aynı durum görülür; Hıristiyan prensler ve papalar, kafirlerle ve paganlarla savaşta Hıristiyan kurallarının tatbik edilmesine gerek görmemektedir.
- 12:42Modernitenin Getirdiği Değişimler
- Modernitenin başlamasıyla Batı'da bu yaklaşım değişmeye başlamıştır ve İslam geleneğiyle bir bağlantı vardır.
- Roma'nın emperyal ideolojisi ve Helenizm'de Stoacılık, tanrısal aklın (logos) bütün bireylerde bulunduğunu ifade eder.
- Roma, Helenizm ve Osmanlı İmparatorluğu gibi imparatorluklar fethettikleri toprakları yönetir ve kendi ülkesinin parçası kılarlar, ancak 18-19. yüzyılda Batı tipi kapitalist sömürge imparatorlukları oraları sömürmek için fethediyorlar.
- 14:04İslam Devletler Hukukunun Evrenselciliği
- Farabi "Müslüman Stoa" olarak adlandırılır ve İslam devletler hukukunun evrenselciliği, kendisine tatbik ettiği kuralları müslümanların gayrimüslimlerle olan savaşlarında da uygulamasıdır.
- İslam haklı savaşı ve devletler hukukunun haddi aşmama ilkesi, İslam'ın kiminle savaşırsa savaşsın caridir.
- İslam mesaileri, Farabi, İbni Sina, İbn Rüşd'e kadar giden bir silsile oluşturur ve bu düşünce Avrupa'ya taşınmıştır.
- 15:34Batı Ortacağında Ulus-Devletlerin Gelişimi
- Batı Ortacağında papalık, feodalite ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu gibi üç dört karakteristik kurum vardır.
- Batıda önce merkezi monarşi, sonra ulus icat edilir; ulus-devlet önce devlet, sonra ulus olur.
- Fransa'da, İngiltere'de, Rusya'da, İsveç'te ve İspanya'da milli monarşiler güçlenirken, 30 Yıl Savaşında ve Alman İç Savaşı'nda protestanlık-katoliklik çatışmaları yaşanır.
- 17:49Düşünsel Boyut ve Doğal Hukukçular
- Bu süreçte Vitoria, Suarez, Centilis, Grotius gibi düşünürler doğrudan hukukçular olarak kendini gösterir.
- Vitoria, doğal hukukçudur ve İspanya'da gözlemlediği ihtiyaçlara göre öğretisi değişir.
- Bu kalıplar antikiteden moderniteye doğru dünya çapında kendini tekrar eder.
- 18:34Uluslararası Hukukun Tarihi ve Felsefi Temelleri
- Suárez, Victoria'ya karşı tarihsel pozitivist kalıyor.
- Grotius, rasyonalist doğal hukuk felsefesini uluslararası hukuk disiplinine taşıyor.
- Uluslararası hukukun tarihi, doğal hukukçuluk, pozitivizm ve rasyonalizm gibi felsefi akımlarla şekilleniyor.
- 20:16Vestfalya Antlaşması ve Modern Egemenlik
- Vestfalya Antlaşması'nın "teba prensin dinine göredir" hükmü modern egemenliği başlatıyor.
- Uluslararası hukukun bir evren olarak insanın değerli görmeye başlaması, savaş hukukunda düşmanınıza bile kendiniz için tanıdığınız hakkı tanıma meselesidir.
- Hümanizmanın gelişimiyle birlikte "biz ve öteki" dikotomisi önem kazanıyor.
- 21:37Vestfalya Barışı'nın Önemi
- 1648 Vestfalya Barışı, 30 yıl savaşına son veren önemli bir kırılma noktasıdır.
- Vestfalya, Münster ve Osnabrück iki şehrin adıdır ve anlaşmalar burada müzakere edilmiştir.
- Teorik olarak Vestfalya Barışı'nın günümüzde hala yürürlükte olduğu söylenebilir çünkü açıkça lağvedilmedi.
- 22:52Uluslararası Hukukun Dönüşümü
- Uluslararası hukukun tarihini 1648'de başlatmak Avrupa merkezli bir bakış açısı yansıtmaktadır.
- 1648'de yeni bir düzen ortaya çıkıyor, egemen devletler yerini alırken Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu bir hatıra haline geliyor.
- Bodin ve Hobbes gibi düşünürler, egemen devletlerin teorisi için önemli rol oynamışlardır.
- 25:18Uluslararası Hukukun Laikleşmesi
- Uluslararası hukukun oluşumuyla paralel olarak laik bir evrensellik kabul edilmeye başlanmıştır.
- Uluslararası hukuku laikleştirenler din adamları veya inanmış düşünürler olmuştur.
- 16. yüzyılda Vitoria ve Suárez gibi düşünürler, uluslararası toplum ve hukuk tasavvurunda Müslümanlara ve Osmanlı'ya da yer vermişlerdir.
- 27:32Uluslararası Hukuk ve Teamül
- Günümüzde yaklaşık 200 kişilik, merkezi otoriteye sahip olmayan ve Afrika'nın ortasında unutulmuş bir kabileye benzetilebilecek bir kabileden bahsediyoruz.
- Uluslararası hukuk, devletin, ailenin ve özel mülkiyetin kökenini araştırmak için antropolojik çalışma gerektiren bir disiplindir.
- Teamül uluslararası hukukta bağlayıcı bir kaynak olup, devletlerin teamül ihlalinden mahkum olabileceği bir kavramdır.
- 29:01Uluslararası Kamu Düzeni ve Osmanlı'nın Avrupa Sistemi
- 18. yüzyılda devletler kendi aralarındaki ilişkileri anlaşmalarla düzenlemeye başlamış ve "Uss Publicum Europeum" (Avrupa Kamu Hukuku) kavramı ortaya çıkmıştır.
- Osmanlı'nın 1856 Paris Barış Antlaşması ile Avrupa devletler toplumuna kabul edildiği genellikle kabul görür, ancak Osmanlı'nın anlaşma pratiği 1387 Cenova ile yapılan ticaret anlaşmasına kadar uzanır.
- 1699 Karlofça Antlaşması, Osmanlı'nın psikolojik olarak Avrupalılarla eşit olduğunu kabul ettiği önemli bir dönüm noktası olmuştur.
- 32:49Uluslararası Hukukun Kaynakları
- Uluslararası Adalet Divanı Statüsü'nde (1945) asli kaynaklar olarak anlaşmalar, teamüller ve hukukun genel ilkeleri (medeni milletlerce kabul edilen) belirtilir.
- Hukukun genel ilkeleri, uluslararası hukukla ulusal hukuk sistemlerinin ortak kesişim alanında yer aldığı ve hukukun en temel ilkelerinden oluşan bir kavramdır.
- Roma hukukunun önemini, yazılı arşivinin varlığı ve ortaçağda kilise tarafından saklanması, modernite ile yeniden keşfedilmesi ve Latince'nin zenginliği açıklar.
- 37:40Osmanlı ve Hukuki Kaynaklar
- İslam hukukunda Şeybani'nin "Siyer Ülkeleri" ve "İslam Devletleri" adlı eserleri, 805 miladi (2. asır Hicri) tarihinde yazılmıştır.
- Bu eserlerde Roma hukukuna mukayeseli bir şekilde çalışılmış ve Roma hukukunun üstünlüğü vurgulanmıştır.
- 38:32Modernite ve Ulus Devlet Kavramı
- Konuşmacılar, modernite ve ulus devlet kavramı hakkında tartışmaya devam ediyorlar.
- Modernite, üç asırlık bir mesele olarak tanımlanıyor ve disiplinlerin perspektifinden değerlendiriliyor.
- Vestfalya Antlaşması'nda modernite, papalık elçisinin bulunmaması ve papa tarafından aforoz edilmesine rağmen Fransız katolik kralı ve İsveç protestan kralı tarafından kabul edilmesiyle ifade ediliyor.
- 39:49Modernite ve Devlet İlişkisi
- Moderniteye varılırken Fransız kralları, Haçlı seferlerinde Selçuklu'da gördükleri medreseleri takip ederek kendi okullarını kurmuşlar.
- Laik sınıf, kiliseden bağımsız olarak devlete ve krala sadık memurlar olarak ortaya çıkmış.
- Modernleşme, sekülerleşme, laikleşme ve dindışılaşma Batı'da kendine çok yararlı olmuş.
- 41:26Kilise ve Devlet İlişkisi
- Türkiye'de ciddi bir sorun olarak Türklerin kilisenin ne olduğunu bilmediği belirtiliyor.
- Hristiyan kilise, Roma Devleti'nin diyanet isleri başkanlığı olarak tanımlanıyor.
- Rönesans, barbar kavimlerin kilisenin tedrisatından geçerek ergenleşmesi olarak görülmüş.
- 42:18Kilise Yapısı ve Farklılıklar
- Freud'un tespiti olarak, Avrupa'da Katoliklikle Protestan'ı ayıran sınırın Roma İmparatorluğu'nun en geniş sınırlarına bakılması gerektiği belirtiliyor.
- Roma İmparatorluğu'ndaki diyosezler daha sonra kilisenin diosezlerine dönüşmüş ve Bizans'ta da aynı yapı devam etmiş.
- Selçuklu Devleti'nde ve Osmanlı'da papalığa benzer bir yapı olmadığı için Batı tipi reformlar olamamış.
- 43:571982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf olmadı çünkü üçüncü maddesi karasuları 12 deniz miline kadar genişletme imkanı veriyor.
- Sözleşmede "çekince yasağı" bulunuyor, yani bir maddeden vazgeçilerek taraf olunamıyor, ya hepsi ya hiç.
- Türkiye, 12 deniz mili konusunu kabul etmediği halde, sözleşmenin geri kalanı uluslararası örf ve adet hukuku kuralı değerindedir.
- 46:49Teamül Hukuku
- Uluslararası hukukta yazılı antlaşmadan ziyade yazısız teamül hukuku kuralı daha kudretli bir normdur.
- Teamül hukuku, devletlerin uymaya gönlü var, manevi olarak benimsemiş oldukları kuralı ifade eder.
- Uluslararası hukukta uymaya niyetin olmayan bir antlaşmadan daha kıymetli bir disiplindir.
- 47:48Ege Denizi ve Adalar Meselesi
- Ege'deki aidiyeti belirli olmayan adalar ve adacıklar, adaların silahlandırılması meselesi ve Yunanistan'a devrini hükümsüz kılıp kılmayacağı sorunu vardır.
- Türkiye, Viyana Antlaşmalar Hukuku Konvansiyonu bakımından bu konularda haklıdır.
- Yunanistan, Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik bölge meselesine rağmen bir Doğu Akdeniz devleti değildir.
- 48:57Montreux ve Karadeniz Rejimi
- Montreux bir boğazlar rejimi antlaşması değil, bir Karadeniz rejimi anlaşmasıdır ve Karadeniz'i yönetir.
- Montreux, Türkiye'ye boğazların tam egemenliğini sağladı.
- Montreux'un 19. maddesi, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı operasyonunu savaş olarak tanımlayarak Türkiye'ye büyük bir hükümranlık sağladı.
- 53:29Lozan Antlaşması ve Gizli Maddeler
- Lozan Antlaşması'nın 100. yılı 2023'te geçti.
- Bazı kişilerin Lozan'ın 2023'te sona ereceği iddiası bulunuyor, ancak bunun Lozan metninde bir madde, uluslararası hukuk normu veya gizli bir anlaşmayla dayanak noktası olmadığı ortaya çıktı.
- 54:12Uluslararası Hukuk ve Rebus Sic Stantibus
- Uluslararası hukuk, uluslararası ilişkilerde bir silah olarak kullanılır ve Türkiye devleti bunu zamanında çok iyi kullanmayı biliyor.
- Rebus sic stantibus (koşullar böyle olduğu gibi) ilkesi, Roma hukukundan gelen bir kuraldır ve Türkiye'nin diplomatik başarısıdır.
- Montrö Anlaşması, soğuk savaştan, Sovyetlerin çöküşünden, Gürcistan ve Ukrayna'daki savaşlardan geçerek uzun ömürlü bir anlaşma olarak kalabilmiştir.
- 55:27Kapitülasyonların Kaldırılması
- 1914'te Kapitülasyonlar iddia edilirken, Adliye Nezareti bir mütalaa hazırlamış ve Tahir Taner, rebus sic stantibus ilkesine dayanarak bu mütalayı hazırlamıştır.
- Sultan Reşat'ın 1914 Kasım ayında iradesiyle kapitülasyonlar kaldırılmış, bu İttihat ve Terakki'nin bağımsızlaşma ve ekonomiyi bağımsızlaştırma çabalarının bir parçasıydı.
- Lozan Antlaşması'nın 28. maddesi kapitülasyonları resmen kaldırırken, Türkiye heyeti "taviz vermeyin, mecbur kalırsanız masayı terk edin" telafuzuyla zafer kazanmıştır.
- 57:27Kapitülasyonların Kaldırılma Tarihi
- Lozan Antlaşması'nda kapitülasyonların ne zaman kaldırıldığı konusunda belirsizlik vardır; 1924 yılında mı yoksa 1914 yılında mı?
- Lozan'da yer alan bazı maddeler, kapitülasyonların 1914'te kaldırıldığını ima ediyor.
- 1914'te kapitülasyonlar iddia edildiğinde hukuk boşluğu oluştu ve İttihat ve Terakki, bu boşluğu doldurmak için iki geçici kanun çıkarmıştır.
- 59:33Lozan Antlaşması ve Türk Vakıfları
- Lozan Antlaşması'nın 64. ve 65. maddeleri, Türk kişilerin yurt dışında kalan mal varlıklarını koruyor ve iade edilmesini öngörüyor.
- Bu maddeler sadece gerçek kişiler değil, tüzel kişileri de kapsıyor ve Osmanlı vakıfları bu koruma altındadır.
- Lozan Antlaşması'nda özel mülkiyetin egemenlik değişikliğine karşı bağışıktığı açıkça belirtilmiş, bu durum uluslararası hukukun bir teamül kuralıdır.
- 1:02:43Özel Mülkiyet ve İnsan Hakları
- Günümüzde mülkiyet sadece bir mütekabiliyet meselesi değil aynı zamanda bir insan hakları meselesidir.
- Herhangi bir mal sahibinin veya onun mirasçılarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açmasını engelleyen hiçbir kural bulunmamaktadır.
- Osmanlı vakıf mallarının peşine düşülmesinin milli menfaatler açısından hayırlı olabileceği düşünülmektedir.
- 1:04:06Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakkında
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi adlı uluslararası bir örgütün mahkemesidir.
- Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi üzerine kurulmuş ve sözleşmeye taraf olan devletler, bizzat vatandaşların doğrudan başvuru hakkını kabul ettiler.
- Türkiye, Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biri olup, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri hazırlayan devletlerden biridir.
- 1:06:27Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Arasındaki Farklar
- Avrupa Birliği denilen ulus üstü yapının yargı yeri Avrupa Adalet Divanı'dır.
- Avrupa Konseyi'nin İnsan Hakları Mahkemesi ile Avrupa Birliği arasında bir alakası yoktur.
- Avrupa Konseyi'ne göre Avrupa Birliği'ne nazaran elliye yakın üye bulunur.
- 1:07:09Uluslararası Hukuk ve Devlet Egemenliği
- Uluslararası hukuk ve siyasetin bir kesişim kümesi vardır ve devletlerin egemenliği bu konuda önemli bir rol oynamaktadır.
- Uluslararası hukukun antitezi imparatorluk hukuk, kamu hukukudur.
- Hukuk devletinde egemenlik ve uluslararası mekanizmaların bir ahengini bulmak gerekir.
- 1:08:33Uluslararası Hukukun Evrensel Boyutu
- Uluslararası hukuk evrensel bir mit olarak görülür.
- Durkheim'ın sözüne göre, "Eğer töreler yeterince güçlü değilse normlar uygulanamaz, eğer töreler çok güçlüyse zaten normlara gerek yoktur."
- Uluslararası hukukun işlemesi için uluslararası adil bir sistem gereklidir.