Buradasın
Türkiye'nin Sığınma Sistemi ve Avrupa Birliği İlişkileri Üzerine Bir Sohbet
youtube.com/watch?v=PEVDOZ54c4wYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, mülteci hukuku konusunda uzman bir avukat ve İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu'nun başkanı gibi hukuk uzmanlarının yer aldığı bir sohbet formatındadır.
- Video, Türkiye'nin sığınma sistemi ve Avrupa Birliği ile ilişkileri üzerine kapsamlı bir inceleme sunmaktadır. İçerik, Türkiye'deki sığınma statüleri (mülteci, şartlı mülteci, ikincil koruma ve geçici koruma), Avrupa Birliği'nin göç politikaları, Türkiye'nin AB üyelik sürecindeki zorluklar ve 2009 yılında çıkarılan sığınma yasasının uygulanmasındaki sorunlar gibi konuları ele almaktadır.
- Sohbette ayrıca idari gözetim uygulamalarındaki eksiklikler, avukatla görüşme haklarının kısıtlanması, ailenin birliği ilkesi, geri gönderme merkezlerindeki uygulamalar ve mülteci davalarında zorunlu müdafilik mekanizmasının eksikliği gibi konular da tartışılmaktadır. Video, soru-cevap bölümüyle tamamlanmaktadır.
- Geçici Koruma Statüsü
- Bir ülkede durum ayrımsız, şiddet yaygın ve riskli olduğunda, o ülkeden kaçanların bireysel mülakatına gerek olmadan doğrudan koruma altına alınması söz konusu olur.
- Geçici koruma statüsünün amacı, sınırınıza bir milyon-iki milyon kişi geldiğinde her birine tek tek mülakat yapamamanız durumunda, kaçanların hepsi aksi ispat edilene kadar koruma altındadır şeklinde bir statü sağlamaktır.
- Avrupa Birliği bu statüyü hiçbir zaman kullanmamış, Suriyeliler için de kullanmamaktadır.
- 00:49Türkiye'deki Geçici Koruma Durumu
- Türkiye'de geçici koruma statüsü siyasi kararlar sonucu hayata geçirilmektedir, ancak sunulan haklar oldukça sınırlıdır.
- Türkiye'de mültecilerin geçici koruma statüsüne tabi olduğu kabul eden bir düzenleme yapılmıştır.
- Türkiye'de dört ayrı statü bulunmaktadır: mülteci statüsü, şartlı mülteci statüsü, ikincil koruma ve geçici koruma.
- 01:52Avrupa Birliği'nin Göç Politikası
- 1999 yılına kadar Avrupa Birliği'nde iltica, güç ve göç konuları yeknesak değildi, ancak Amsterdam gelişmesiyle bu konular yeknesaklaştırılmaya karar verildi.
- 2005 yılına kadar Avrupa Birliği ülkeleri kim mülteci değildir, geçici koruma statüsü, parmak izi sistemi, Frontex mekanizması, geri gönderme, toplu sığınma, mavi kart gibi konuları baş döndürücü bir hızla düzenlediler.
- Türkiye 1999 yılında bu konuda önemli bir yük alan bir ülke değildi, daha çok transit ülkeydi.
- 03:25Avrupa Birliği'nin Göç Düzenlemeleri
- Avrupa Birliği ülkeleri dışarıdan hem göçmenlerin hem de sığınmacıların gelmesini mümkün mertebe sınırlayıcı bir yaklaşıma girmekte, bu düzenlemelere "kale Avrupası" denilmektedir.
- Vize sistemi sıkılaştırıldı ve Avrupa Birliği ülkelerine yolcu taşıyan şirketlere, geçerli belge olmadan taşıdıkları takdirde ciddi cezai yükümlülükler getirildi.
- Frontex sistemi kabul edildi, Akdeniz'de ve Avrupa Birliği dış sınırlarında yasadışı geçmeye çalışanları avlayan bir mekanizma yaratıldı.
- 04:39Sığınma Taleplerinde Yeni Düzenlemeler
- Ulaşanların sığınma talebinde başarılı olma şansını düşüren düzenlemeler yapıldı.
- Güvenli üçüncü ülke standardı, bir kişinin güvenli olduğu farz edilen bir ülkeden geçerek AB üyesi ülkesine sığınma talebinde bulunması durumunda, orada başvurması gerektiğini belirtmektedir.
- İlk iltica ülkesi kavramı da benzer şekilde, bir ülkeye gitmiş kişi sığınma talebinde bulunmuş, koruma almış, beğenmemiş devam etmiş ve sonunda AB'ye gitmişse, orada kalması gerektiğini belirtmektedir.
- 06:16Cenevre Konvansiyonu ve İnsan Hakları
- Bu düzenlemeler Cenevre Konvansiyonu'na aykırıdır çünkü Cenevre Konvansiyonu bireysel olarak bütün devletlere sığınma talebinde bulunan yabancı ülkesinde risk altında olacaksa koruma yükümlülüğü yüklüyor.
- Uluslararası hukukta devletlerin kendi topraklarından yasadışı şekilde geçmiş kişileri geri kabul etmesi gibi bir yükümlülük yoktur, sadece vatandaşlarını kabul etme yükümlülüğü vardır.
- Avrupa Birliği, geri kabul antlaşmalarını kabul etmek için vize serbestisi, ekonomik kalkınma yardımı gibi stratejiler uygulamıştır.
- 08:37Türkiye'nin Geri Kabul Antlaşması
- Türkiye katılım sürecinde olduğu için, üyelik müzakerelerinin bir parçası olarak geri kabul antlaşması müzakere etme yükümlülüğü getirilmiştir.
- Türkiye uzun süre direndi ancak yakın tarihte vize meselesini daha önemli bir mesele olarak gördü ve geri kabul antlaşmasını kabul etti.
- Geri kabul antlaşması, Türkiye'nin güvenli üçüncü ülke olursa, Türkiye'den geçen yabancıların Türkiye'ye geri gönderilebilmesi için alt yapıyı oluşturuyor ve Türkiye'nin koruma eğitimini son derece arttırıyor.
- 09:54Zincirleme Geri Gönderme Yasası
- Zincirleme geri gönderme yasağı, bir devletin kişiyi kendi vatandaşı olduğu, risk altında olduğu ülkeye değil, başka bir ülkeye göndermiş olabilir ama o ülkede standardı olmayıp o kişiyi menşei ülkeye göndermişse, ilk gönderen ülke yine de sorumlu oluyor.
- Belçika ve Yunanistan kararı, Belçika'nın risk altında olduğu Yunanistan'a gönderdiği kişilerin sorumlu olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıdır.
- Türkiye'nin önüne konulan geri kabul antlaşması müzakere etme, coğrafi sınırlamayı kaldırma, iltica sistemini ve kabul sistemini geliştirme yükümlülükleri, Türkiye'nin mükemmel bir güvenli ülke olmasını sağlamaktadır.
- 11:59Türkiye'nin İltica ve Göç Politikası
- Türkiye 2003 yılında yabancılar yasası ve iltica yasası yapacağını, sınırlamaları kaldıracağını ve daha liberal bir sığınma sistemi kuracağını belirtmişti.
- 2005 yılında Türkiye, Avrupa Birliği'nin güvenli ülke ve iltica ülkesi standartlarının bulunduğu iltica usulleri yönergesini kabul etti ve bu sayede Dubai'de güvenli ülke statüsüne sahip oldu.
- Türkiye'nin iltica ve göç konusundaki tutumu, AB'nin atacağı adımlara bağlı olarak koşullu bir yaklaşım sergiledi.
- 13:11AB'nin Türkiye'ye Etkisi
- Avrupa Birliği dışarıdan bakıldığında Türkiye'nin ticari göç konusundaki açılımlarını en çok destekleyen örgüt gibi görünse de, aslında tam tersidir.
- Türkiye 2003'te AB'nin ABTES boğazındaki değişiklikler yüzünden güvenli yüküm artacak diyerek bu adımları atamadı.
- Türkiye 2001 sonrasında AB uyum yasaları geçerken hemen hemen her konuda açılım yaparken, bu konuda AB hukukunun kendisi nedeniyle adım atamadı.
- 14:07Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Etkisi
- 2000 yılında Türkiye, Birleşmiş Milletler'in mülteci olarak kabul ettiği bir kişiyi İran'a sınır dışı etmeye çalışırken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden hem 3 hem 13. madde ihlal kararları aldı.
- Cebari kararından sonra Türkiye BMMMK ile yakın bir ilişkiye girdi ve ortak bir veri tabanı tutmaya başladılar.
- BMMMK kabul ederse kalsın, reddederse sınır dışı politikası uygulandı, ancak BMMMK PD konvansiyona göre değerlendirme yapıyor ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi değil.
- 16:06Sığınma Sürecinin Sorunları
- BM yakalandığında karara uymaz hale geliyor ve 2006 yılında bir talimatname çıkardı, mülakata yapacaklarını belirtti.
- Türkiye karar içeriğinden haberi yok, sınır dışı etme kararı vermişken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduktan sonra Dışişleri Bakanlığı BMMMK'ya yazı yazıyor.
- Sığınma süreci çok detaylı düzenlenmesi gereken bir konu olmasına rağmen, 1950 tarihten kalan yasalar ve 1994 tarihli yönetmelik dışında yasa yok.
- 17:23Abdülkani Karim Davası ve Yasa Hazırlığı
- 2009 yılında Abdülkani Karim davasında, İranlı halkın mücahitleri örgütü üyelerinin sığınma talepleri reddedildiği ve mahkemeye başvurdukları ancak işe yaramadığı belirtildi.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sınır dışı varsa yargıya başvurma yürütmeyi durdurmalı diye karar verdi ve bu karar sonrası 200 küsur başvuru geldi.
- Bu durum üzerine yasa hazırlanması gerektiği anlaşıldı ve 2009 yılında yasa geçti, ancak AB dayattığı için değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları verdiği ve arkada 600 tane daha olduğu için.
- 19:29Sığınma Uygulamasının Sorunları
- Sığınma talebinde bulunanların megapollerde bulunması tercih edildi ve bu nedenle "uydu şehir uygulaması" geçildi.
- Türkiye'de mülteci hukuku uzmanı yok ve yasa hazırlanırken bu durum sonradan fark edildi.
- Yasanın uygulanması için hazırlanması gereken yönetmelik hala hazırlanmadı ve gizli hale getiriliyor.
- 21:18Şeffaflık ve Uygulama Sorunları
- Yasa hazırlanırken en önemli beklenti şeffaflık sağlanmasıydı, ancak bu yeterince olamadı ve hala esas uygulama gizli genelgeler çerçevesinde yönetiliyor.
- Anayasa Mahkemesi'nin tedbir kararı varken, avukat idari gözetim altında müvekkilliği görmeye çalışıyor ancak gösterilmiyor.
- Havaalanında sığınma talebinde bulunan bir kişi kabul edilmez bir yolcu olarak görülmüş ve yargıya başvuru yürütmeyi durdurmayacağından diye bir ifade gizli genelgede görülmüş.
- 23:36Türkiye'de Sığınma ve İdari Gözetim Uygulamaları
- Türkiye, Avrupa Birliği'nin sığınma konusundaki müktesebatını yeterince takip edemiyor ve bu konuda ciddi sıkıntılar yaşıyor.
- Sığınma başvuruları önce Ankara'da karar verilirken, şimdi yetki devri yapılarak valilere ve il mahkemelerine devredilmiş durumda.
- İdari gözetim kararlarına karşı ceza mahkemeleri devreye sokulmuş, ancak ceza mahkemesinden sulh ceza hakimine döndükten sonra kararlar korkunç hale gelmiş.
- 25:09Kumkapı ve İdari Gözetim Sorunları
- Kumkapı ile ilgili 2014 yılında üç tane idari gözetim kararı çıkmış, ancak bu konuda henüz bir şey yapılabilmiş değil.
- Türkiye'de iki tür idari gözetim var: uluslararası koruma talebinde bulunanların ve yasadışı yakalanan göçmenlerin gözetim koşulları tamamen farklı.
- Sığınma talebinde bulunan kişilerin gözetim süresi maksimum bir ay olmalı, ancak uygulamada yasadışı göçmen olarak değerlendirilip sığınma talebinde bulunanlar da gözetim altına alınıyor.
- 27:10Avukatla Görüşme ve İdari Gözetim Uygulamaları
- Sığınma talebinde bulunanlar avukatla görüşmek istiyorlar ancak birçok yerde telefonlar kaldırılmış ve aile yakınları ile görüşmesine izin verilmiyor.
- Göç İdaresi, avukatlarla görüştürmemelerinin gerekçesi olarak "mafya avukatları geliyor" diyerek savunmasını yapıyor.
- İdari gözetime karşı hakime başvurulduğunda, hakim salıvermeye karar verse bile, bu kararın uygulanması ve icrası çok sıkıntılı bir konu.
- 31:30Anayasa Mahkemesi Kararları ve Ailenin Birliği
- Anayasa Mahkemesi, Suriyeli başvurucuların gözetim altında alınması ve sığınma başvurularının alınmaması konusunda ihlal kararı vermiş.
- Anayasa Mahkemesi, çok küçük yaşta çocukları ülke dışında kalan ebeveynlerin Türkiye'de çocuklara ulaşamaması durumunda ailenin birliğinin sağlanması konusunda tedbir kararı vermiş.
- Bu karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bile bulunmayan bir standart olarak değerlendiriliyor.
- 34:34Türkiye'deki Mülteci Uygulamaları
- Türkiye'de çok az konvansiyon mültecisi bulunmakta, ancak yeni yasalar esnek olmayan uygulamalar yaratabilmektedir.
- Türkiye'de doğmuş, büyümüş ancak hiç vatandaşlanmamış bir mülteci, İstanbul dışına çıkarken valiliğinden izin alması gerektiği tebligatı aldıktan sonra şok geçirmiştir.
- Bu tür uygulamalar, yeni düzenler ortaya çıkarken bazı esnekliği olmayan uygulamalar yaratabilmektedir.
- 35:37Kamu Güvenliği ve Mülteci Kabulü
- Cenevre Konvansiyonu'nda kamu güvenliği ve kamu düzeni kavramları tanımlanmamıştır.
- Mülteci kabul etmeyi yasaklamak sözleşmenin konuğu ve amacını ortadan kaldırır, bu nedenle mümkün değildir.
- TC Konvansiyonunda değerlendirmeler bireysel bazda yapılır ve kişinin kamu güvenliği veya kamu düzeni riski teşkil ettiği düşünüldüğünde özgün olarak değerlendirme yapılmak zorundadır.
- 36:39Avukatlık Uygulamaları ve Sorunlar
- İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu'nun geri gönderme merkezleri ile ilgili bir çalışması bulunmaktadır.
- Avukatların doğru düzgün kabul edilmediği ve uygulamalarda zorluklar çıkarıldığı belirtilmektedir.
- Mafya avukatlığı konusunda duyumlar ve rüşvetlerin döndüğü iddiaları bulunmaktadır, ancak bunların izinin sürülmesi ve ortaya çıkarılması gerekir.
- 39:26Zorunlu Müdafilik ve Yasal Düzenleme
- Zorunlu müdafilik benzeri bir mekanizma olmadan, idare kararı altında bulunan kişilere temel hakların tanınmasına yönelik etkili bir çözüm pek mümkün değildir.
- Sivil toplum kuruluşları yasanın yapılması sürecinde bu konuda çalışmış ancak başarılı olamamışlardır.
- Barolarda bu konudaki yaklaşım, kaynakların sınırlı olması nedeniyle kendi vatandaşlarına yetişemeyen baroların mültecilere kaynak ayırmakta zorlanmasıdır.
- 41:10Sınır Dışı Etme Süreci
- Uluslararası Koruma Kanunu'nda kamu düzeni ve kamu güvenliğini tehdit edecek kişi sınır dışı etme kararı alınır denilmektedir.
- Sınır dışı etme süreci polisle başlar, fezlekeyle kişi gözaltına alınır ve doğrudan mahkemeye gönderilir.
- Mahkeme serbest bıraksa dahi kişi Kumkapı'ya konulur, Zeytinburnu Emniyet Müdürlüğü doğrudan Kumkapı'ya gönderme yapmaktadır.