Buradasın

Türkiye'nin Avrupa Konseyi İlişkileri ve Osman Kavala Davası

youtube.com/watch?v=zBXcl7kXH60

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Ankara Politikalar Merkezi'nin YouTube kanalında yayınlanan bir söyleşidir. Sunucu Tülin Dalıoğlu, emekli büyükelçi ve diplomat Erdoğan İscan ile birlikte yer almaktadır.
Söyleşide Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile ilişkisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin işleyişi ve özellikle Osman Kavala davası üzerinden Türkiye'nin Avrupa Konseyi kararlarına yaklaşımı ele alınmaktadır. Video, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nde "büyük üye" statüsü, İstanbul Sözleşmesi ve Riga Protokolü gibi konularda oynadığı rol ile Avrupa Konseyi ihlal prosedürleri hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır.
Konuşmacı, Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile ilişkilerinin tarihsel gelişimini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının uygulanması sürecini ve özellikle Kavala davası bağlamında Bakanlar Komitesi'nin kararlarının Türkiye üzerindeki etkilerini açıklamaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile ilişkilerindeki ihlal süreçleri ve bunların olası sonuçları da detaylı şekilde ele alınmaktadır.

00:15Osman Kavala Davası ve Avrupa Konseyi Kararı: Osman Kavala, bir iş insanı ve sivil toplum kuruluşlarının kurucusu, Gezi Parkı davasından beraat ettikten sonra casusluk suçlamasıyla başka bir davanın konusu oldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala'nın aynı iddialarla tekrar yargılanmasının mantıksız olduğunu belirterek derhal salıverilmesi çağrısında bulundu.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi kurucusu olduğu bu kurumdan ihlal sürecinin başlatılması için 2 Şubat'ta üçte iki çoğunlukla karar verildi.
02:17Konuşmacının Özgeçmiş: Konuşmacı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk eğitimi almış, 1978'de Dışişleri Bakanlığı'na girmiş ve 40 yıllık hizmetini 2009'da emekli olarak tamamlamıştır.
2009'da Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite üyesi seçilmiş ve aynı yıl İstanbul Kültür Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak görev yapmaya başlamıştır.
Ukrene, Güney Kore ve Kuzey Kore'de büyükelçi olarak görev yapmış, Strazburg'da Avrupa Konseyi'nde daimi temsilci olarak görev yapmıştır.
05:50Avrupa Konseyi ve Türkiye İlişkisi: Avrupa Konseyi'nden alınan karar beklenmedik değil, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olduğu için bu karar bekleniyordu.
Avrupa Konseyi ve Türkiye'nin bulunduğu diğer bölgesel kuruluşlar, Türkiye'nin karşısındaki değil, Türkiye'nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı kuruluşlardır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin anayasasının 90. maddesi uyarınca Türk hukuk sisteminin bir parçasıdır ve Türkiye'nin yargı organlarından biridir.
09:37Türkiye'nin Uluslararası Sistemdeki Konumu: Türkiye'nin uluslararası toplumla üç ana köprüsü vardır ve bu köprüler Türkiye'yi Batı İttifakı'nın parçası olarak görür.
20. yüzyılda iki büyük dünya savaşı yaşanmış, Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Milletler Cemiyeti ikinci bir dünya savaşı yaşanmasını önleyemedi çünkü hukuken bağlayıcı normatif yapı eksikliği vardı.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ve merkezinde Birleşmiş Milletler'in bulunduğu sistem, barış ve güvenliği sağlamak, kalıcı istikrar ortamında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik ilerleme sağlamayı amaçlamaktadır.
11:44Güvenlik Kavramının Boyutları: Güvenlik kavramında askeri güvenlik yanında demokratik güvenlik de önemli bir boyuttur.
Birleşmiş Milletler'in temel felsefesi, barış ve güvenlik ortamında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmaktır.
Barış ve güvenliğin temeli sosyal adalet ve insan haklarına saygının sağlanmasıdır.
13:38Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları: 1945'te Türkiye'nin de kurucu üyeler arasında olduğu Birleşmiş Milletler Antlaşması, 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi yapılmıştır.
Birleşmiş Milletler, çok taraflılık anlayışı ve diyalog ile kurallara dayalı bir sistem geliştirmiştir.
1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, uluslararası insan hakları hukukunun anayasası olarak kabul edilir.
15:24Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Gelişimi: Uluslararası insan hakları hukuku, II. Dünya Savaşı sonrası gelişmiştir.
Birleşmiş Milletler sistemi tüm üyeler için bağlayıcı bir yapıdır.
Bölgesel düzeyde bu felsefenin devamı niteliğinde Avrupa Konseyi 1949'da kurulmuştur.
17:00Türkiye'nin Uluslararası Konumu: Türkiye, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi'nin kurucu üyeler arasında sayılır.
NATO'da da demokrasi standartlarına uyum, üyesi olmanın ön koşullarından biridir.
Türkiye, AGİT gibi diyalog forumlarında da aktif bir üyedir ve İstanbul'da yapılan 1999 zirvesinde kabul edilen belgeler günümüzde referans olarak kullanılmaktadır.
19:57Türkiye'nin Uluslararası Köprüleri: Türkiye'nin uluslararası konumunu belirleyen üç ana köprü: Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Konseyi'dir.
Bu üç ana köprü Türkiye'nin iç siyasi istikrarı, sosyal huzuru, ekonomik refahı ve uluslararası etkinliği açısından olmazsa olmaz koşul olarak görülür.
Diğer uluslararası kuruluşlarla da bağlar güçlendirilmelidir.
24:36Siyaset ve Hukuk İlişkisi: Konuşmacı, İkinci Dünya Savaşı sonrası siyasi aklın bulduğu sistemi beğenmiyorsak reforme etmeye çalışmak gerektiğini, yok edersek yine benzerini kurmaya çalışacağımızı ve bunun çok daha zor olacağını belirtiyor.
Beğenmediğimiz sistem değil, II. Dünya Savaşı sonrası vurgulanan değerleri uygulayan siyasetçileri eleştirmemiz gerektiğini vurguluyor.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve NATO için siyasi karar süreçleri sonuçta siyasi yapıların ürettiği unsurlar olup, hukuk bir ölçüde etkileyebilir ancak final kararı veren siyaset baş oyuncu.
26:22Hukuk ve Siyaset İlişkisinin Önemi: Hukuk ve siyaset ilişkisi anlaşılması kolay olmayan bir ilişki olup, hukuk belirli bir göreli özelliği var ve siyasetin başrolde yer aldığı bir sahnede yer alıyor.
Siyaset tek başına olduğu tümüyle özgür ve başına buyruk değil, hukuk onu belli ölçülerde hukuk zemininde tutma yönünde çaba gösteriyor.
Son dönemde popülist akımların, otoriter eğilimli popülist akımların yaygınlaşması ve güçlenmesi nedeniyle hukukun rolünün azaldığı ve demokratik güvenliğin sürdürülebilirliğinde bir risk ortaya çıktığı belirtiliyor.
29:03Türkiye ve Avrupa Konseyi İlişkisi: Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Osman Kavala davasındaki kararını uygulamadığı için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat'ta Türkiye'nin ihlal süreci prosedürünün başlaması için üçte iki çoğunlukla karar verdi.
Avrupa Konseyi 1949 doğumlu ve 73 yaşına gelmiş, 1990'a kadar 23 üyesi olan kuruluş, 1990 sonrasında Varşova Paktı üyesi devletler ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan yeni devletlerin üye olmalarıyla 47 üye devletten oluşan yapına ulaştı.
Avrupa Konseyi, Rejkjavik'ten Vladivostok'a kadar olan geniş bir coğrafyada 800 milyonun üzerinde toplam nüfusla demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları temelinde demokratik güvenliği sağlamak amacıyla kurulmuş.
31:52Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile İlişkileri: Türkiye baştan beri Avrupa Konseyi'nde etkin üye olmuş, 1990'lar terörizmle mücadelenin yoğun olduğu dönemde standartlara uyum ilerlemesi öncelik olamamış ve ilişkiler durgunlaşmış.
1980'lerde 12 Eylül darbesi sonrasında bir ara askıya alınma durumu yaşanmış, 1990'lar zor ve ilerlemenin kolay olmadığı bir dönem olmuş.
2000'lerden sonra terörizmle mücadelenin belli bir aşamaya ulaşması ve Türkiye'de yeni bir siyasi yönelimin ortaya çıkmasıyla AB üyelik hedefi için Avrupa Konseyi standartlarında ilerleme ihtiyacı duyulmuş.
34:31Türkiye'nin Avrupa Konseyi Standartlarına İlerlemesi: 2000'lerin başlarında Türkiye birçok Avrupa Konseyi sözleşmesine taraf olmuş ve işkenceye sıfır tolerans yaklaşımı göstererek iyi örnek ülke olarak gösterilmeye başlanmış.
Terörizmle mücadelede zarar görenlerin zararlarının tazmini konusunda bir Avrupa Konseyi tavsiyesi uyarınca yasa kabul etmiş ve bunu etkin bir şekilde uygulamış.
2004 yılında Türkiye'nin Avrupa Konseyi standartlarındaki ilerlemesi sonucunda AB Komisyonu, Türkiye ile katılım müzakerelerinin başlaması tavsiyesinde bulunmuş ve 2005'te AB Konseyi Türkiye'nin katılım müzakerelerini başlatma kararı almış.
37:21Türkiye'nin Uluslararası Platformlarda Görünürlüğünü Artırması: Türkiye, uluslararası alanda saygınlığını yükseltme iradesini somut uygulamalara dönüştürdü.
2013 yılında Türkiye, gönüllü olarak talep olmadan Birleşmiş Milletler'e yıllık katkı payını ciddi oranda artırdı ve böylece Cenevre Grubu'na üye oldu.
Türkiye, Avrupa Konseyi'nde de önemli bir hamle yaptı ve büyük üye olma girişiminde bulundu.
38:38Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki Yeri: Avrupa Konseyi'nde 47 üye devletin 42'si nüfus ve ulusal gelire bağlı formül sonucu bütçeye katkıda bulunurken, Türkiye ekonomisi ve nüfusu nedeniyle yüksek katkıda bulunan ülkeler arasındaydı.
Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya dışında Türkiye de "büyük üye" olarak adlandırılan gruba katıldı.
Türkiye'nin büyük üye olması, Avrupa Konseyi'nde beş büyük üyenin sayısını altıya çıkardı, ancak Türkiye bu statü için katkı payını bir ölçüde artırdı.
42:01Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi: Avrupa Konseyi, yürütme (Bakanlar Komitesi), yasama (Parlamenter Meclis) ve yargı (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kanadlarından oluşur.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 47 üye devletten birer yargıçla toplam 47 yargıçtan oluşan bağımsız bir yargı organıdır.
Mahkeme, bireysel veya devlet başvuruları üzerine çalışır ve iki aşamada (7 yargıçtan oluşan daire ve 17 yargıçtan oluşan büyük daire) inceler.
48:36Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Yetkisi: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargı hiyerarşisi içinde tüm üye devletler için, Türkiye dahil, iç hukuk yollarının en üstündeki yargı organıdır.
Türkiye için Anayasa Mahkemesi son iç hukuk yoludur ve yeni ek protokolle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulabilme süresi 6 aydan 4 aya düşürüldü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı iç yargı kararlarıyla çelişmesi durumunda geçerlidir ve uygulanma yükümlülüğü vardır.
50:40Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Kavala Davası: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sivil toplum kuruluşu kurucusu ve yöneticisi Osman Kavala'nın tutukluluğuna derhal son verilmesi gerektiğini kararlaştırmıştır.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu kararı uygulamama konusunda ısrar etmektedir.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden ihlal sürecini başlatan prosedüre yeşil ışık yakmıştır.
52:06Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin İşleyişi: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi'nin yapısında yer alır ve üye devletlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerini ihlal etme durumunda kararlar verir.
Mahkeme, ihlal kararını verdiğinde, bu kararın uygulanmasını izlemek için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gönderir.
Bakanlar Komitesi, yılda dört kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasını denetlemek için toplanır.
54:28İhlal Kararlarının Uygulanması: İhlal kararları ilgili devlete bildirilir ve devlet, kararın bireysel ve genel önlemler bakımından uygulanmasını Bakanlar Komitesi'ne bildirir.
Bakanlar Komitesi, kararın tatminkar bulunması durumunda gündemden düşürür, ancak bu izleme süreci bazen yıllarca sürebilir.
Türkiye ve diğer ülkeler hakkında yıllardır izlenmesi süren ihlal kararları bulunmaktadır ve bu sürecin hızlandırılması gereklidir.
55:3918. Maddede İhlal: Kavala davasında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18. maddesinin ihlal edildiği belirlenmiştir.
18. madde, temel hak ve özgürlüklerin sözleşmede öngörülen sınırlama ölçülerinin ötesinde sınırlanması durumunu düzenler.
Bu maddeye göre, ihlalin tamamen ortadan kaldırılması ve "restitutio in integram" (önceki duruma dönüş) sağlanması istenir.
58:2318. Maddede İhlal Kararlarının Uygulanması: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 18. maddede ihlal kararı verdiği bugüne kadar 18 karar vardır.
Bu kararlardan ilk 16'sı uygulanmış ve gündemden düşmüş, 17. ve 18. kararlar ise henüz uygulanmamıştır.
18. madde ihlalinin giderilmesi için, sadece serbest bırakma değil, tüm suçlamaların düşürülmesi ve adli sicil kayıtlarının silinmesi gerektiği belirlenmiştir.
1:00:06İhlal Sürecinin Başlangıcı: Azerbaycan'da Mamadoff adlı muhalif siyasetçinin davasında 18. madde ihlali kararını veren mahkemenin kararı uygulanmaması üzerine, tarihte ilk defa 2007 yılında Bakanlar Komitesi ihlal prosedürünü başlattı.
Bakanlar Komitesi, mahkemenin kararın gereğini yerine getirilip getirilmediğini değerlendirmesini istedi.
Mahkeme, kararın gereği yerine getirilmemiş olduğunu bildirdi.
1:01:02Avrupa Konseyi ve Azerbaycan İhlal Süreci: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Azerbaycan ile ilgili ihlal sürecini başlatmış ve bu konu her hafta yapılan toplantıların daimi gündem maddesi haline gelmiştir.
Azerbaycan, Mamadoff kararının gündeme girmesini rahatsız edici bulmuş ve Avrupa Konseyi ile ilişkilerinin zarar göreceğini düşünerek Mamadov'u serbest bırakmış, suçlamaları düşürmüş ve adli sicil kayıtlarını silmiştir.
Azerbaycan'ın bu adımlarıyla ihlal süreci gündemden düşmüş ve yaptırımlar hiyerarşisinin uygulanması aşamasına geçilmemiştir.
1:03:26Türkiye'nin Avrupa Konseyi İhlal Süreci: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin gündeminde sadece Kavala ve Demirtaş kararlarının uygulanmasının izlenmesi maddesi bulunmaktadır.
Kavala kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46. maddesi dördüncü paragrafı uyarınca ihlal prosedürü uygulaması kapsamında değerlendirilmektedir.
Mahkeme, Bakanlar Komitesi'nin sorusunu değerlendirecek ve ihlal kararının gereğini yerine getirilip getirilmediğini belirleyecektir.
1:05:28Türkiye'nin Uygulama Pozisyonu: Türkiye hükümeti, mahkeme kararını uygulama iradesini reddetmemiş, ancak uygulama anlayışı farklıdır.
Türkiye, "ben bunları yaptım, uygulamış sayılmam gerekir" diyorken, Bakanlar Komitesi bu görüşü kabul etmemektedir.
Mahkeme kararı muhtemelen ihlal kararının gereğini yerine getirildiği şeklinde olmayacak, bu durumda Bakanlar Komitesi statünün 8. maddesi uyarınca yaptırımlar hiyerarşisini uygulayabilir.
1:08:44Avrupa Konseyi Statüsü ve yaptırımlar: Avrupa Konseyi ile ilişkilerinde Türkiye'nin istikrarın sürdürülememesi veya köprüsünün kapanma riski bulunmaktadır.
Avrupa Konseyi Statüsü'nün 3. maddesi, üye devletlerin Avrupa Konseyi standartlarını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulama yükümlülüğünü taşımaktadır.
Statünün 8. maddesi uyarınca, yükümlülükleri yerine getirmeyen devletlerin temsil hakları askıya alınabilir, üyelikten çekilmeleri veya üyeliklerine son verilmesi mümkündür.
1:13:41Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararının İcra Süreci: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararına bakılacak ve bir seçenek sunulacak, iş bitecek ya da hayır diyecek.
Karar bakanlar komitesine gidecek ve orada sekizinci madde gündeme gelecek, bu süreç ilkbahar-yaz aylarına doğru olabilir.
Türkiye'nin önünde iki seçenek olacak: 2 Şubat kararına ısrar edip yaptırımlar hiyerarşisi başlatabilir veya siyasi irade ile yeniden değerlendirme yapabilir.
1:14:55Türkiye-Avrupa İlişkilerinin Önemi: Türkiye-Avrupa Konseyi ilişkileri, Türkiye'nin Avrupa ile, uluslararası toplum ile ve NATO ile ilişkilerini etkileyebilecek nitelikte önemli bir ilişki boyutu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyum, uyma ya da uymama durumu Türkiye'nin uluslararası konumunu, saygınlığını ve etkinliğini büyük ölçüde etkileyebilir.
1:16:15Bakanlık Açıklaması: Bakanlık açıklamasına göre, 2 Şubat 2022'de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Kavala davasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etmiştir.
Bakanlık, bu kararı "iç hukukta devam eden dava süreci göz ardı edilerek siyasi saiklerle alınan önyargılı bir karar" olarak nitelendirmektedir.
Bakanlık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu kararın değerlendirilmesinde iç hukukta devam eden dava sürecini dikkate almasını ve ilk derece mahkemesi gibi hareket etmemesini temenni etmektedir.
1:19:12Diplomasideki Görüşler: Konuşmacı, bakanlığın açıklamasını "siyasetin kararı" olarak nitelendirerek, diplomatik tavsiyeleri bilmediğini belirtiyor.
Gelecekte mahkemenin önünde seçenekler olacak ve Türkiye'nin önünde en erken ilkbaharda veya sonbaharda bir tablo oluşacaktır.
Konuşmacı, gelecekte farklı değerlendirme yapma durumunda olabileceğini ve bunu siyasetin iradesi olarak değerlendiriyor.
1:21:28Avrupa Konseyi ve Bakanlar Komitesi Hakkında Değerlendirmeler: Uygulanmayan kararlar olduğu bir gerçektir, ancak bunun bir başkasının yanlışı olduğu iddia edilmesi mazeret olarak öne sürülmemelidir.
Avrupa Konseyi ve Bakanlar Komitesi sadece Türkiye ile uğraşmaz, her oturumda yaklaşık 20-25 devlet hakkında 50-60 civarında karar alır.
Bakanlar Komitesi siyasi bir organ olmasına rağmen, hukukun sınırları hukuk zemininin dışına çıkmadan siyasi yönlendirme yapar.
1:25:06Avrupa Konseyi Üyelerinin Yapısı: 47 Avrupa Konseyi üye devleti içinde 27'si Avrupa Birliği üyesidir ve tüm AB ülkeleri aynı zamanda Avrupa Konseyi üyesidir.
İsviçre, Norveç ve diğer ülkeler genelde Avrupa Birliği ile birlikte davranır.
Avrupa Birliği bir konuda karar almak için danışma ve dayanışma girişimleri yaptığında, 35-36 oyu neredeyse garantilemiş olur, ancak son dönemde Polonya, Romanya ve Macaristan gibi ülkeler AB içinde ilk defa aykırı davranmaktadır.
1:26:40Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi İlişkileri: Balkan ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkeleri genellikle Avrupa Birliği ile geleceğe yönelik beklentilerini dikkate alarak birlikte davranma eğilimini sürdürüyorlar.
Avrupa Birliği siyasi olarak ağırlıklı olarak yönlendirebildiği, kararlarında etkili olabildiği ve çoğunluğu sağlayabildiği bir siyasi mekanizma olarak vurgulanıyor.
Avrupa Konseyi, demokratik güvenlik amacı doğrultusunda hukuken bağlayıcı ve etkin olarak denetlenen normatif bir yapı geliştirme amacına yönelik çalışma yapmaktadır.
1:28:41Avrupa Konseyi'ndeki Türkiye'nin Rolü: Avrupa Konseyi bugün yaklaşık 225 sözleşmesi bulunmaktadır, bunların arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de yer almaktadır.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nin hazırlama sürecinde öncü rol oynamış, 2011'de imzalanmış ve 2015'te yürürlüğe girmiştir.
İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesi sonrası, Türkiye'nin diplomatı ilk başkanı seçilmiştir ve aynı dönemde denetim organı GREVIOD'un başkanı da Türk akademisyen Prof. Feride Acar olmuştur.
1:31:30Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki Diğer Katkıları: Yabancı Terörist Savaşçılar konusunda, Türkiye öncülük ederek Riga Protokolü'nün hazırlanmasını sağlamıştır.
Avrupa Konseyi'nde terörizmle mücadele alanında strateji olmadığı için Türkiye taslağı hazırlamış ve bugün Avrupa Konseyi'nde bir terörizmle mücadele stratejisi bulunmaktadır.
Türkiye, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde göçmen ve mültecilerin insan hakları konularını gündeme daimi olarak getirmeyi başarmıştır.
1:33:30İstanbul Sözleşmesi ve Türkiye'nin Çekildiği Tartışma: Türkiye, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesinden çekilmiş, bu sözleşmenin Türkiye tarafından yapı taşları inşa edilmesine rağmen.
Türkiye, Avrupa Konseyi'nde 1950'den beri önemli bir rol oynamıştır.
Konuşmacı, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki durumunun benzer şekilde olumsuz bir şekilde değişmemesi gerektiğini belirtmiştir.
1:34:42Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye'nin Dış Siyaseti: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin yargı sisteminin bir parçası olarak değerlendirilmelidir, bu da yargıya müdahale olarak görülmemelidir.
Türkiye'nin siyasi coğrafyası, ekonomik potansiyeli ve sosyokültürel özellikleriyle siyasi irade ve iç istikrar sağlanması gerekmektedir.
Hukukla çatışan devlet görünümü, Türkiye'nin dış siyaset hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabilir, bu algıyı değiştirebilecek gelişmelerin önemi vurgulanmıştır.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi İlişkileri ve Osman Kavala Davası

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir