Buradasın
Türkiye'de Savunma Sanayi ve Devlet İlişkileri Üzerine Bir Değerlendirme
youtube.com/watch?v=66fJmf_fNgEYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir televizyon programında sunucu ve Ferit Bey adlı bir konuk arasında geçen bir tartışma formatındadır. Konuk, hukukçu olarak kendini tanıtmaktadır.
- Programda, Cumhurbaşkanı'nın damadı Selçuk Bayraktar'ın sahibi olduğu Baykar firmasının Tiha teslim töreni ele alınmaktadır. Konuk, törende Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve diğer devlet yetkililerinin yer aldığı büyük bir PR kampanyası olduğunu, bu durumun demokratik hukuk devleti prensiplerine aykırı olduğunu ve devlet ile aile ilişkilerinin karıştırılmasını eleştirmektedir. Ayrıca, Yargıtay binasının açılışı ve yargı sisteminin durumu hakkında da görüşlerini paylaşmaktadır.
- 00:01Baykar Firmasının Tüketici Ürünleri ve Devlet Destekleri
- Cumhurbaşkanı'nın küçük damadı Selçuk Bayraktar'ın sahibi olduğu ve babasıyla birlikte sahibi olduğu Baykar firması, İHA, SIHA ve TIHA adlı taarruzi amaçlı insansız silahlı araçlar üretiyor.
- Konuşmacı, Türkiye Cumhuriyeti'nde savunma sanayinde veya diğer teknolojik sahalarda kimin taş üzerine taş koyduğunu, yeni fikir ürettiğini veya proje geliştirdiğini, kim olduğuna bakmaksızın alkışladığını ve desteklediğini belirtiyor.
- Baykar'ın TIHA teslim töreninde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tamamı, başbakan, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkan yardımcısı, genelkurmay başkanı, milli savunma bakanı, müsteşar, bakanlar, milletvekillerinin ve iş dünyasının binlerce insanı üç buçuk saat boyunca toplandığını, hatta Bayraktar ailesinin annesinin elini öpme seremonilerinden dahil olmak üzere aile fotoğrafları çekildiğini ifade ediyor.
- 01:44Demokratik Hukuk Devleti ve Şahsileşme Endişesi
- Konuşmacı, demokratik hukuk devleti'nde bu firmaların parasının nereden geldiğini merak ediyor ve 2015 yılından itibaren Selçuk Bayraktar'ın devletin ne kadar desteğini gördüğünü, üretilen silahların Türk savunma sanayine kaça satıldığını ve kaça mal olduğunu sorguluyor.
- Konuşmacı, devletin böyle pr kampanyalarıyla, tanıtım kampanyalarıyla, ahbap-çavuş ilişkileriyle ve devlet mekanizmasının bu kadar kişiselleştirilebilir olup olmadığını, devletle ailelerin bu kadar iç içe girebilir olup olmadığını sorguluyor.
- Üç buçuk saat boyunca devlet ricalinin tamamının fabrikada gezdiği, bunu başkası için yapmadıkları ve burada kurumsallaşmaktan uzaklaşıldığını söylemeyi gerektirdiğini belirtiyor.
- 04:23Yargıtay Binası Açılışı ve Adalet Kavramı
- Konuşmacı, Yargıtay binasının açılışını eleştirerek, yargı ve adaletin binalardan çıkmadığını, adaletin hukuk bilincinden, sağlam bir hukuk külliyatından, hukuka inanmış, bağımsız ve tarafsız yargıdan çıktığını vurguluyor.
- Adaletin binaların lüksünden veya şatafatından çıkmadığını, adaletin altyapısına ihtiyaç duyduğunu ancak sadece inşaat yapmakla kafayı takılmadığını belirtiyor.
- Konuşmacı, kendi on sekiz yıldır sonuçlandırılmamış davaları olduğunu ve yargıda binadan bahsedilmesinin adaletin, hukuk bilincinin, tarafsız ve bağımsız yargının olmaması anlamına geldiğini ifade ediyor.
- 06:00Devlet Mekanizmasının Şahsileşmesi
- Konuşmacı, IHA, SIHA, TIHA gibi ürünlerin nasıl üretilip ihaleye girip girmediğini, hangi rakamlar döndüğünü ve bunların aktarılmadığını sorguluyor.
- Bakanların artık eskisi gibi bakamamaktan çıkmış, yeni sistemde cumhurbaşkanı yardımcısı veya sekreter gibi bir vazife aldıklarını belirtiyor.
- Konuşmacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil eden herkesin bir PR için komuta alıp, nasıl poz vermesi gerektiğini, maskelerini çıkarıp takmasını gerektirdiğini ve bu kadar keyfilik, şahsileşmenin olmaması gerektiğini, bir devletin ciddiyetini koruması gerektiğini vurguluyor.