Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir televizyon programında hukukçular ve uluslararası ilişkiler uzmanları arasında gerçekleşen bir tartışma formatındadır. Programda Profesör Dr. Ümit Kocasakal, Profesör Dr. Selami Kuran, Avukat Serkan Topar, Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir ve diğer uzmanlar yer almaktadır.
- Video iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, Madrid'de gerçekleşen NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya ile imzalanan mutabakatın hukuki değerlendirmesi yapılmakta ve Türkiye'nin NATO üyelik sürecindeki rolü ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise Türkiye'de idam cezasının tarihsel süreci, yasal durumu ve insan hakları açısından değerlendirilmesi tartışılmaktadır.
- Programda Türkiye'nin NATO'ya katılım sürecindeki veto hakkının önemi, PKK, PYD/YPG ve FETÖ örgütlerine karşı alınan kararlar ve terörle mücadele konusundaki taahhütler detaylı olarak incelenmektedir. Ayrıca idam cezasının caydırıcılık etkisi, yargılamadaki hataların telafi edilemezliği ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne bağlılığı gibi konular da ele alınmaktadır.
- 00:07NATO Zirvesi ve Türkiye'nin Veto Hakkı
- Programın ikinci bölümünde hukukçu konuklarla siyaset gündemini hukukla kesişen konuları değerlendirilecek.
- Bu hafta Madrid'deki NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya ile altına imza atılan mutabakat konusu merkezi konu.
- Türkiye'nin veto hakkının tamamen kaldırılıp kaldırılmadığı ve ilerleyen süreç hakkında tartışmalar yapılacak.
- 01:14NATO'nun Önemi ve Türkiye'nin Rolü
- NATO zirveleri hem bölgesel hem de küresel anlamda güvenlik politikaları açısından çok önemli toplantılardır.
- Türkiye, NATO'ya en önemli katkıları veren ülkelerin başında gelmekte ve ikinci büyük orduyu barındırmaktadır.
- Türkiye, geçtiğimiz NATO zirvesinin gündemini belirleyen ülkeydi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine olumlu yaklaşmadığını açıkça belirtmişti.
- 04:51NATO Üyeliği Süreci ve Veto Hakkı
- Türkiye'nin NATO üyeliği için Washington Antlaşması'na göre üye ülkeler arasında oy birliği şartı vardır.
- Veto mekanizması, hem organizasyonun önceliklerini öne alan bir yaklaşımı sağlaması hem de her müttefik ülkenin kendi ulusal çıkarlarını gözeten bir yaklaşımı sağlaması için işletilir.
- Üçlü mutabakat, Türkiye'nin veto hakkını kaldırdığı anlamına gelmez, sadece İsveç ve Finlandiya'ya davet edilmiş ülke statüsü verilmiştir.
- 06:31NATO Üyeliği Sürecinin Teknik Ayrıntıları
- NATO üyelik sürecinde, davet edilmiş ülke statüsü verildikten sonra ilgili ülkelerin kurmayları ve heyetleri Nato ekibi ile görüşmeler yapar.
- Aday ülke, Nato'nun belirlediği yükümlülükleri yerine getireceğine ilişkin resmi bir mektup verir ve Nato Konseyi'nde oy birliği şartıyla onaylanır.
- Her müttefik ülke kendi iç hukukunda bu anlaşmayı onaylaması gerekir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylama yapılması şarttır.
- 10:39Türkiye'nin NATO Üyeliği İçin Protokol
- Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın mutabakat metninde yer alan taahhütlerin uygulamada nasıl gerçekleştirileceğini takip edecek ve bu ülkelerin taahhütlerini yerine getirip getirmeyeceğini kontrol edecektir.
- İsveç ve Finlandiya, YPG, PYD ve FETÖ örgütlerini terör örgütü olarak tanıdılar ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini sağlayacağına ilişkin taahhütte bulundular.
- Türkiye'nin elinde veto kartı bulunmakta olup, İsveç ve Finlandiya taahhütlerini yerine getirmezlerse, Türkiye'nin veto hakkı kullanılabilir.
- 13:02Protokolün Önemi ve Sonuçları
- Türkiye, sadece PKK ile değil, aynı zamanda Kuzey Suriye ve Irak'taki PYD-YPG ile de mücadele etmektedir.
- Protokolde İsveç ve Finlandiya'nın PYD, YPG ve FETÖ örgütlerini terör örgütü olarak tanıması, bu konuda ilk kez bir uluslararası belgeye geçmiştir ve NATO kayıtlarına kaydedilmiştir.
- Protokolde PYD, YPG ve PKK-FETÖ örgütlerinin çalışmalarının yasaklanacağı, bunlarla ilgili paravan örgütlere izin verilmeyeceği ve ilgili kişilerle iade işlemlerinin başlatılacağı belirtilmiştir.
- 16:42Görüşler ve Değerlendirmeler
- Konuşmacı, Türkiye'nin bu mutabakatı ilk aşama için yeşil ışık kazanımı olarak değerlendirmektedir.
- Konuşmacı, Türkiye için iyi olan her şeyin tüm vatandaşlar için de iyi olduğunu, kötü olan her şeyin de tüm vatandaşlar için kötü olduğunu vurgulamaktadır.
- Konuşmacı, NATO'yu "sivil örümceğin ağı" olarak tanımlamakta ve Türkiye'nin NATO'dan çıkması gerektiğini savunmaktadır.
- 21:19Muhalefetin Eleştirileri ve NATO İlişkileri
- Konuşmacı, muhalefetin eleştirilerinde samimiyet olmadığını ve belgelerle kanıtlayacağını belirtiyor.
- Ünal Çeviköz'ün anlaşmayı iyi bulması konuşmacıyı rahatsız ediyor.
- İktidarın NATO ile ilgili sicili iyi değil, 2009'da Fransa'nın NATO'ya dönüşünü onaylamış, o sırada Sarkozy'nin Türkiye karşıtı çizgisini göz ardı etmiş.
- 22:24NATO İlişkilerindeki Önemli Olaylar
- PKK, Roj TV ve karikatür krizi nedeniyle Rasmussen'in genel sekreter olarak onaylanmayacağını söyleyenler, 2009'da onaylamış ve genel sekreter yardımcısı bir Türk.
- 2016'da İsrail'in NATO'da daimi ofis sahibi olması onaylanmış, ilişkiler kötü durumdayken.
- 2009'da ABD'nin NATO Baltık planı onaylanmış.
- 23:17NATO Mutabakat Metninin Değerlendirilmesi
- Konuşmacı, belgelere geçildiğini ancak bunların birebir yerine getirileceği kabulüne göre ne kazanıldığını sorguluyor.
- Mutabakat metninde NATO'nun hiçbir zorlayıcı rolü yok, sadece üç imza var ve NATO genel sekreteri sadece kolaylaştırıcı.
- Finlandiya ve İsveç'in PYD-YPG ve Türkiye'de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacakları belirtiliyor, ancak "terör örgütü" ifadesi kullanılmıyor.
- 25:50Terör Örgütü Tanımlaması ve Kazanımlar
- Finlandiya ve İsveç PKK'nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit ederken, diğer örgütler için "terör örgütü" tanımlaması yapılmıyor.
- Tüm Avrupa Birliği ülkeleri PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul etmelerine rağmen, Almanya başta hepsinde cirit atıp, haraç toplayıp her şeyi yapıyor.
- Finlandiya ve İsveç'in mevzuatlarını değiştireceği belirtiliyor, ancak konuşmacı bunun ne faydası olacağını sorguluyor.
- 29:45NATO İlişkilerinin Stratejik Değerlendirmesi
- İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişini asıl isteyen ve çeşitli stratejik sebeplerle buna ihtiyaç duyan Amerika Birleşik Devletleri.
- Konuşmacı, Finlandiya ve İsveç ile müzakerelerin stratejik kazanımlar açısından yeterli olmadığını savunuyor.
- Ünal Çeviköz'e göre NATO güçlenmiştir, İsveç ve Finlandiya'nın Türkiye'nin NATO'ya engel kalktı, kimse taviz vermedi ve her taraf kendi açısından istediğini aldı.
- 33:16Türkiye'nin NATO İlişkileri
- Konuşmacı, Türkiye'nin NATO ile ilişkileri hakkında eleştirel bir bakış açısıyla konuşmaktadır.
- Türkiye'nin NATO'ya karşı taviz vermediğini ve NATO'ya karşı yumuşak davranmadığını vurgulamaktadır.
- Meral Aksener'in NATO'nun güçlenmesinin önemli olduğunu söylediği belirtilmektedir.
- 34:45İsveç ve Finlandiya'nın NATO Üyeliği
- İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda Türkiye'nin taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
- Türkiye'nin veto kartını kullanma imkanı olduğu ve bu stratejik bir kazanım olduğu vurgulanmaktadır.
- Türkiye'nin milli güvenliği ile ilgili uluslararası alanda bir belgede taleplerinin yer alması önemlidir.
- 37:55NATO İlişkilerinin Değerlendirilmesi
- Ankara merkezli bakış açısından önemli bir diplomatik başarı olduğu, Brüksel'den bakıldığında mutluluk verici, Moskova'dan bakıldığında ise hüzün verici olduğu belirtilmektedir.
- Millet İttifakı iktidara geldiğinde bu anlaşma meclisten çıkarılacağı öne sürülüyor.
- Türkiye'nin NATO'ya karşı ciddi bir nato sevgisi olduğu ve Türkiye'nin gücünü ve özgül ağırlığını ortaya koymak istediği vurgulanmaktadır.
- 39:44İsveç ve Finlandiya'nın Terörle İlişkileri
- İsveç'in teröre finans sağlayıp, terör örgütlerinin arkasında durduğu ve lojistik destek verdiği iddia edilmektedir.
- İsveç'in PKK uzantılarını terör örgütü olarak teyit ettiği ve Türkiye'nin milli güvenliği için risk teşkil eden FETÖ, PYD ve YPG ile alakalı desteklemeyeceğini açıkça beyan ettiği belirtilmektedir.
- Türkiye'nin Suriye'de ve Irak'ın kuzeyinde yaptığı operasyonlarda elinde uluslararası bir metin bulunduğundan eli rahatlandığı vurgulanmaktadır.
- 42:16Türkiye'nin NATO İlişkilerinin Geleceği
- Türkiye'nin NATO'dan çıkması gerektiği, NATO'ya mahkum olmadığı ve NATO'da kalmak noktasında çaresiz olmadığı belirtilmektedir.
- Türkiye'deki darbelerin ve kargaşaların arkasında NATO olduğu iddia edilmektedir.
- 1947'den sonraki dünyanın faşizm tehlikesinin sona erdiği, komünizm tehlikesinin var olduğu ve 1991'den sonra soğuk savaş sonrası Türkiye'nin rolünün yeniden belirleneceği vurgulanmaktadır.
- 44:09NATO İlişkileri ve Türkiye'nin Stratejik Pozisyonu
- Konuşmacılar, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya kabul edilmesi sürecinde Türkiye'nin oynadığı rolü tartışıyor.
- NATO'nun en büyük gücü, uzun çalışmalar sonucu kötülüklerin anası olmadığına inandırabilmesi olarak tanımlanıyor.
- Türkiye'nin NATO'ya mahkum olmadığı, Amerika'yı masaya oturttuğu ve bağımsız bir dış politika izlediği vurgulanıyor.
- 45:35Türkiye'nin Stratejik Hedefleri
- Devlet Bahçeli'nin Türkiye'nin stratejik hedefi olarak Türk dünyası ve 57 İslam ülkesi ile Asya ve Ortadoğu stratejik güvenlik örgütü kurulması fikrini paylaşıyor.
- Türkiye'nin NATO'ya karşı çıkmasının Moskova'nın menfaatleri açısından olduğu belirtiliyor.
- Türkiye'nin NATO ile müzakereleri sırasında gösterdiği irade ve dayanışma, ülkenin milli güvenliği için önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
- 47:20NATO İlişkilerinin Geçmişi ve Geleceği
- Türkiye'nin 1991'e kadar NATO'ya olan faydalarını, yeni kurulmuş cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal'in milli denge politikası ve Sovyet Rusya'nın varlığı nedeniyle geliştiği belirtiliyor.
- Türkiye'nin artık yeni kurulmuş değil, medeniyet güneşinin üç coğrafyada doğması iddiasını ortaya koyan büyük Türkiye hayalini kurduğu vurgulanıyor.
- Türkiye'nin YPG/PYD ve FETÖ'nü milli güvenlik riski olarak kabul ettirme başarısı, stratejik bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
- 52:47Diplomatik Müzakerelerin Önemi
- Diplomatik temasları ve müzakereleri önceleyen bir yaklaşımın uluslararası hukukta önemine vurgu yapılıyor.
- Türkiye'nin kendi uluslararası ve ulusal menfaatlerinin çıkarlarını gözeterek dış politikada müzakereyi önceleyen bir yaklaşımı egemen kılması gerektiği belirtiliyor.
- Eğer Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğini önceden kesinlikle karşılamasaydı, bugün üçlü muhtırayı olağanüstü bir diplomatik başarı olarak değerlendirebileceklerdi.
- 53:42Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki duruşu
- Türkiye, İsveç ve Finlandiya ile üçlü muhtıra bir sözleşme imzaladı ve terörle mücadele konusunda normatif düzenleme değişiklikleri yapılmasına ilişkin yükümlülükler yükledi.
- Türkiye, terör örgütü üyelerinin iadesi için hukuki ve fiili koşulları oluşturdu ve bu diplomatik başarı olarak nitelendirildi.
- Türkiye'nin dış politikasının Türkiye'nin ulusal ve uluslararası menfaatlerine dayalı olması gerektiği vurgulandı.
- 54:19Türkiye'nin önceki açıklamaları ve muhtıranın değerlendirilmesi
- Bir yıl önce Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı olduğunu belirtmiş, ancak Türkiye'nin veto hakkı sayesinde önemli bir kartı olduğu ifade edildi.
- Cumhurbaşkanı, üçlü muhtıradaki taahhütlerin ifa edilmediği durumda parlamentoda onaylanmayacağı konusunda açık bir mesaj verdi.
- Pragmatik ve faydacı bir bakış açısıyla, Türkiye'nin açıklamasının daha iyi bir şekilde ifade edilmesi gerektiği düşünüldü.
- 57:24Suçluların iadesi konusundaki çelişkiler
- Suçluların iadesinin söz konusu olabilmesi için en temel ilke mütekabiyettir, ancak Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımadığı örgütlerin üyelerinin iadesi talep edilmesi bir çelişki oluşturuyor.
- İsveç ve Finlandiya'nın kendi iç hukukunda terör örgütü olarak tanımlama yapmasa bile, Türkiye'nin iade taleplerini karşılayacağı belirtiliyor.
- Avrupa iade sözleşmesi ile uyumlu biçimde Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerinin işleme konulacağı belirtiliyor.
- 1:02:18Programın devamı
- Program, NATO süreci ile ilgili konukların görüşlerini paylaşmasından sonra diğer konulara geçileceği belirtildi.
- Geçen hafta yangınlar sırasında Cumhurbaşkanı'nın ifadeleri ve Pınar Gültekin cinayeti ile ilgili konuların ele alındığı belirtildi.
- Konukların hukukçu olduğu için idam konusunda fikirlerini paylaşacakları belirtilerek program sonlandırıldı.
- 1:02:54İdam Cezasının Tarihsel Gelişimi
- 1984'ten 2004'e kadar Türkiye'de idam cezası istisnalarla birlikte yürürlükte kalmıştır.
- 2001'de terör, savaş tehdidi ve terör suçları dışındaki suçlar için idam cezası kaldırılmıştır.
- 3 Ağustos 2012'de idam cezası savaş ve çok yakın savaş tehdidallerinde işlenen suçlar hariç olmak üzere kaldırılmıştır.
- 7 Mayıs 2004'te bir kanun anayasadan çıkarılmış ve 14 Temmuz 2004'te Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezası kaldırılmıştır.
- 1:03:23İdam Cezası Tartışmaları
- Türkiye'de hemen hemen bütün siyasi aktörler idam cezası ile ilgili açıklamalar yapmaktadır.
- Özellikle orman suçları, canavarca eylemler, vaziyet çektirerek öldürme, kadın cinayetleri ve cinsel istismar suçlarında kamu vicdanını rahatsız eden olaylar yaşanmaktadır.
- Ceza hukukunun temel prensibi olan "geriye yürümez" ilkesi gereği, idam cezası kaldırıldıktan sonra geçmişte işlenen suçlar için idam cezası uygulanamaz.
- 1:04:52Türkiye'deki Ceza Uygulaması Sorunları
- Türkiye'deki temel problem soyut cezada değil, somut cezada ve cezanın bireyselleştirme vasıtalarında yatmaktadır.
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ömür boyu tek kişilik hücrede kalma, 15 günde bir yakınlarıyla görüşme ve günde bir saat havalandırma boşluğuna çıkma gibi sıkı infaz rejimine sahiptir.
- Haksız tahrik indirimi, takdirin sebepleri gibi kurumlar sayesinde ağır suçlarda cezaların çok kısaltılması kamu vicdanını rahatsız ediyor.
- 1:08:18İdam Cezasına Karşı İhtilaf
- Çağdaş ceza sistematiğinde bedensel ceza yoktur ve idam cezası bedensel ceza olarak değerlendirilmektedir.
- Türkiye'nin uluslararası hukuk boyutu ile ilgili sıkıntıya sokabilir ve Avrupa Birliği-ABD ilişkilerini geriletebilir.
- İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Ekno 6 Protokolü'nde idam cezası kaldırılmış ve Avrupa'da Belarus dışında uygulanmamaktadır.
- 1:09:43İdam Cezasının Telafisi Yokluğu
- İdam cezasının en temel itirazı telafisi yokluğu olup, ceza muhakemesi kanununun 311. maddesinde bir yargılamanın yenilenmesi kurumu vardır.
- Yeniden yargılama kurumu, hapis cezalarında telafi imkanı sağlarken, idam cezası infaz edildikten sonra telafisi olmamaktadır.
- Yargılamada bir hata olduğunda, idam cezası infaz edildikten sonra yeniden yargılama kurumunun işlevsiz hale geldiği ve telafisi yapılamadığı belirtilmektedir.
- 1:12:26İdam Cezasının Tehlikeleri
- İdam cezası uygulandığında telafi edilemez bir durum yaratır, yargılamada yapılan hatalar telafi edilemez.
- İdam cezası dünyanın 53 ülkede uygulanmakta olup, Amerika Birleşik Devletleri'nde 31 eyalette bulunurken, Belarus hariç Avrupa Konseyi ve Avrupa Sözleşmesi tarafı ülkelerinde uygulanmamaktadır.
- Bilimsel ve akademik çalışmalar idam cezasının caydırıcılık etkisinin olmadığı sonucuna ulaşmıştır.
- 1:13:10İdam Cezasının İstisnasız Tehlikeleri
- Amerika'da 1973'ten beri 160 kişi yanlışlıkla idam edilmiş, bu durumun telafisi mümkün değildir.
- Bedensel cezaya karşı çıkılır çünkü telafisi yoktur ve Türkiye'nin uluslararası hukuk anlamında sıkıntıya sokar.
- Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ilişkilerini tahkim etmek durumunda olduğumuz bir konjonktürde, idam cezası imajı ve saygınlığı tartışılır hale getirir.
- 1:14:26İdam Cezası Destekçileri
- İdam cezası, ölüm cezasının asılarak gerçekleştirilmesi ve idam anlamına gelir.
- Özellikle cinsel saldırı sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölmesi, çocuğun cinsel istismar sonrası bitkisel hayata girmesi veya ölmesi ve canavarca insan öldürme suçlarında idam cezasının uygulanması gerektiği savunulmaktadır.
- İdam cezasının uygulanması için anayasa değişikliği gerekir ve 38. maddede "ölüm cezasına hükmedilmez" ifadesinin değiştirilmesi gerekmektedir.
- 1:15:39İdam Cezasının Uygulanması İçin Gerekli Koşullar
- İdam cezası için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onaylanması gerekir ve bu onaylanma sayısını mevcut iktidarın insiyatifinin dışına çıkararak nitelikli bir hale getirmek için 400 milletvekilinin 3/2 çoğunluğuna ihtiyaç vardır.
- Bu şekilde mecliste grubu olan birçok partinin üzerinden mutabık kaldığı şekilde onaylanabilir ve yargılamadaki hatalar giderilmiş olur.
- İdam cezası, kamuoyu vicdanının rahatlaması açısından önemli bir öneme sahiptir.
- 1:19:24İdam Cezası ve İnsan Hakları Tartışması
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesi "mahkemelerce verilmiş ölüm cezası hariç yaşam hakkı dokunulmazdır" diyerek bir cevaz vermiştir.
- Ek protokol de savaş halinde dahi ölüm cezasının uygulanamayacağına dikkat çekmiştir.
- Türkiye'de anayasa değişikliği yapılarak bu durum değiştirilebilir ve diplomatik hamlelerle uluslararası yükümlülüklerle ilgili sorunlar halledilebilir.
- 1:22:03Cinsel İstismar ve Ceza Tüzelere Dair Görüşler
- Konuşmacı, cinsel istismar ve saldırıda en ağır cezaların verilmesi gerektiğini vurguluyor.
- Konuşmacı, on beş senedir kadın aşı ve kadın cinayetiyle ilgili sosyal sorumluluk projesi yaptığını belirtiyor.
- Hukukçu olarak idam cezası konusunda popülist bir söylem yerine ilkelere dayanan bir yaklaşım benimsemiş.
- 1:22:45Müşterek Faillik ve Yargılamalar
- Konuşmacı, müşterek faillikten ötürü mağduriyetler var diyenlerin yargılamalarda haklı olduğunu kabul ediyor.
- Balyoz örneğinde olduğu gibi Türkiye'deki tüm yargılamaların doğru olmadığını sorguluyor.
- Türkiye'de parti içi demokrasi olmadığı, grup kararı alınarak kararlar uygulandığı için bu çözümün etkili olmadığını belirtiyor.
- 1:23:33Ölüm Cezası Tartışması
- Konuşmacı, idam cezası tartışmasının gerçekte kamuoyunun hassasiyetlerini kullanmak ve başka sorunlara dikkat çekmeyi engellemek için kullanıldığını düşünüyor.
- Ölüm cezası kavramını kabul etmediğini, çünkü bu bir ceza değil, cezanın genel ve özel önleme etkileri olduğunu ancak birini öldürdüğünüzde bunu engelleyemeyeceğinizi belirtiyor.
- Felsefi anlamda birini öldürdü diye onu öldürmek, aynı konuma düşmek ve meşruiyeti yitirmek olduğunu vurguluyor.
- 1:25:39Türkiye'de Ölüm Cezasının Tarihi
- 3 Ekim 2001'de ölüm cezası savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında kaldırılmış, bu değişikliği DSP-MHP-ANAP koalisyonu yapmış.
- 2002'de anayasa değişikliği yapılmış, Öcalan hakkında verilen karar ömür boyu hapse dönüştürülmüş.
- 9 Ocak 2004'te Başbakan Erdoğan, 7 Mayıs 2004'te ölüm cezası tamamen kaldırılmış, bu değişiklik 457 oyla kabul edilmiş.
- 1:27:05Ölüm Cezası Uygulaması ve Sonuçları
- Bu süreçte 712 kişi idam edilmiş, 1923'ten 1984'e kadar 64 senede 84 kişi idam edilmişti.
- Konuşmacı, Türkiye'de ölüm cezasının kaldırılmasının politik açıdan zararlı olduğunu düşünüyor.
- İdamı onaylayanların bazıları sonradan yanlış yaptıklarını kabul etmiş, bazıları ise idamın gerekli olduğunu savunmuş.
- 1:29:01Meclis'teki Değişen Görüşler
- Başbakan Erdoğan, hukuk devletinde yaşıyor olduklarını ve idamların ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüştürüldüğü bir dönemi yaşadıklarını belirtmiş.
- Başbakan Nimet, idamın kaldırılmasını savunurken Deniz Gezmiş'in bugün yargılansaydı idam edilmeyeceğini söylemiş.
- Konuşmacı, ölüm cezasını uygulayan ülkelerin (Afghanistan, Antigua ve Barbuda, Barbados, Belize, Bangladeş, Amerika, Kuveyt, Komorlar, Jamaica) listesini vererek Türkiye'nin bunlarla bir tutulmaması gerektiğini vurguluyor.
- 1:31:45İdam Cezası Tartışması
- Konuşmacı, Amerika'yı örnek alarak idam cezası savunmasını eleştiriyor ve 2021 raporlarına göre 18 ülkede 579 kişi idam edildiğini, Çin'den sonra en fazla İran'da olduğu bilgisini paylaşıyor.
- İdam cezasının caydırıcılık konusunda bilimsel verilerin olmadığını, aksine İngiltere'de halka açık yapılan idamları izleyenlerin ciddi bir kısmının idamlık suçları işlemiş olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, idam cezasının insan hakları açısından eleştirilmesi gerektiğini ve felsefi bir bakış açısından kadının eziyet çektirerek canavarca öldürülmesi suçlarında idam cezasının sınırlı olması gerektiğini vurguluyor.
- 1:34:27İdam Cezası Tartışmasında Farklı Görüşler
- İdam cezası konusunu savunmak veya eleştirmek hukukçu olup olmamakla ilgili değil, hukukçular arasında da tartışmalı bir konu olduğu belirtiliyor.
- İdam cezası, Avrupa'da 1965'te, Amerika Birleşik Devletleri'nin 31 eyaletinde, Japonya ve Güney Kore'de uygulanan bir ceza olduğu ifade ediliyor.
- İdam cezasını savunanlar caydırıcılık ve adaletin tecelli etmesi açısından önemli olduğunu, karşı çıkanlar ise caydırıcılıkla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının aynı etkiyi sağladığını ve yaşam hakkının insan hakları evrensel beyannamesine dayanarak kutsal olduğunu savunuyorlar.
- 1:37:33Türkiye'de İdam Cezası Uygulaması
- Türkiye'de 1921 ile 1984 arasında 712 kişi idam edilmiş, bunların önemli bölümü askeri darbelerin altında yatan hukuk garabetleri ve demokrasinin gerilemesi dönemlerinde gerçekleşmiş.
- 1971'de Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilmiş, 1980'den sonra idam edilenler sağdan soldan kamuoyuyla paylaşılmış.
- Türkiye'de askeri dönemlerde infaz edilme oranı %13,50 iken, sivil dönemlerde %0,70 olarak sınırlı sayıda infaz edilmiş.
- 1:39:17İdam Cezası ve Türkiye'nin Durumu
- Türkiye'de tartışılan kadın cinayetleri, vatana ihanet, terör suçları, çocukların öldürülmesi ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlarla ilgili idam cezası, bazı ülkelerde bu suç kategorilerine göre düzenlenmiştir.
- Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne bağlı olması, altıncı ve on üçüncü protokollere bağlılığını gerektirir.
- Toplumda adalet duygusunun tecelli etmediğine ilişkin yaygın bir kanaat oluşması bir sorun olarak görülür.
- 1:41:17Devletin Görevi ve Adalet
- Yaşam kutsal olsa da, devlet kamu otoritesi olarak masum insanların katledilmesine karşı önlem almak zorundadır.
- Hukukun en öncelikli tek misyonu adaleti tecelli ettirmektir ve bu toplumsal vicdanı rahatlatacak.
- Devlet suçlarla mücadele noktasında en etkin mekanizmaları işletmek zorundadır.
- 1:42:38Türkiye'nin Uluslararası Tercihleri
- Türkiye'nin Batı İttifakı, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ile ilgili stratejik bir karar alma durumunda kalırsa, bu konular tartışılacaktır.
- Konuşmacı, belirli suç kategorileri için devletin etkin bir mücadele edecek ve sonuç alacaksa, gerektiğinde ölüm cezasını getirebileceğini belirtiyor.
- Türkiye'nin AB'ye girmek için şartları kabul etmesi gerektiği, bu şartların yerine getirilmesi durumunda üye kabul edileceği ifade ediliyor.
- 1:44:40İdamın Tarihsel Gelişimi
- Türkiye'de idam cezası, terör suçlarıyla ilgili olarak bu ülkede mevcuttur.
- İdam cezası, Erdoğan ve Bahçeli'nin olduğu hükümetler tarafından, MHP döneminde savaş suçları hariç olmak üzere kaldırılmıştır.
- İdam cezasının kaldırılması 2004'te başlamıştır.
- 1:45:32Siyasi Boyut
- Tartışma, siyasi bir oyun olarak değerlendiriliyor ve yasa ve anayasa değişikliklerinin bir süreç gerektirdiği vurgulanıyor.
- Konuşmacı, idam cezası tartışmasının bilimsel ve akademik düzeyde, sosyolojik olarak ele alınıp ele alınmayacağı sorguluyor.
- Konuşmacı, idam cezası tartışmasının Amerika perspektifine bağlanıp bağlanmadığı konusunda şüphe duyuyor.