Buradasın
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencilerinin Hak İhlalleri Raporu Röportajı
youtube.com/watch?v=kSfJ6tVfWtoYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 19 Mayıs'ta yayınlanan bir röportaj programıdır. Programda sunucu, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri Defne Suzan ve İldeniz Civci ile bir mini gençlik toplantısı gerçekleştiriyor.
- Röportajın ana konusu, 19 Mart'tan itibaren yaşanan olaylarda tespit edilen hak ihlallerini belgelemek için 56 öğrenci tarafından hazırlanan rapor. Rapor, İstanbul Valiliği'nin toplantı yasaklaması, polis şiddeti, haksız gözaltı ve tutukluluk kararları gibi hak ihlallerini içermektedir. Röportajda ayrıca Türkiye'deki insan hakları durumu, yargı sistemi ve gençlerin siyasi eylemleri ele alınmaktadır.
- Röportajda, öğrencilerin doğrudan gözlemledikleri ve sosyal medyadan gelen bilgileri teyit ederek hazırladıkları raporun içeriği detaylı şekilde incelenmektedir. Ayrıca, 2011 sayılı kanun ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'ndaki eksik düzenlemeler, Anayasa'nın 90. maddesinin beşinci fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının Türkiye'deki hakların somut anlamlarını gösterdiği vurgulanmaktadır.
- 19 Mayıs ve Gençlerin Eylemleri
- 19 Mayıs, Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlere armağan ettiği ve Cumhuriyet'in kuruluş yolculuğunun başladığı önemli bir gündür.
- Gençler, kendilerinden önceki kuşakta iş olmadığı ve mesele batırıldığı için ülkenin geleceğine ilişkin dümeni ele alma gayreti göstermektedir.
- Gençler şiddete başvurmadan, demokratik haklarını kullanarak ve akılcı yöntemlerle kendi geleceklerini inşa etmeye çalışıyorlar.
- 00:56Mini Gençlik Toplantısı
- Bugün gençler adına bir mini gençlik toplantısı yapılacak ve gençlerin eylemleri, düşünceleri, beklentileri ve eylemlerin profili konuşulacaktır.
- Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, bu eylemlerle ilgili bir rapor hazırlamışlardır.
- Toplantıda Defne Suzan ve İldeniz Civci sözcü sıfatıyla yer almaktadır.
- 02:22Raporun Hazırlanma Amacı
- Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, yaşanan haksızlıklara sessiz kalmamak kaydıyla kamusal denetim aktörü olarak kendilerini tanımlamışlardır.
- Öğrenciler, öğrendikleri hukukla sokaktaki hukuk uygulamasının ve Türkiye'yi yönetenlerin hukuku ele alış biçiminin paralellik göstermediğini gözlemlemişlerdir.
- Rapor, idarenin nötr bir konumda olması gerekenden ne kadar sapıldığı, yapılan yanlış uygulamalar ve yaşanan haksızlıkları somutlaştırmak amacıyla hazırlanmıştır.
- 03:44Hukuk İhlallerinin Kurumsallaşması
- İçinde bulundukları süreçte hukuk ihlalleri kurumsallaşmış durumdadır; kanun, yönetmelik, ikincil mevzuat ve anayasa önemli değil, halkın sesi çıkmamaktadır.
- Hukukun tanımı, belli kuralların belli yaptırımlara bağlanmış olmasıdır; yaptırım yoksa ve hukuku ihlal edenler hesap vermiyorsa hukuktan bahsetmek anlamsızlaşmaktadır.
- Öğrenciler, hukuk okuyorlar ve bir şeyleri yazmaları, konuşmaları gerektiğini düşünmüşlerdir.
- 04:33Hukukun Üstünlüğünün İhlali
- Aylar önce Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruda ilhak ihlali kararı vermiş, Yargıtay ise bunu tanımamıştır.
- Anayasa Mahkemesi kararlarının madde 153'e göre bütün yasama, yargı ve kamu kurumları için bağlayıcı olması gerektiği halde, Yargıtay bunu tanımamıştır.
- Öğrenciler, hukukun üstünlüğünü savunmak için ses çıkarmaları gerektiğini ve sadece değişmesi gerektiğini söylemelerinin yetmeyeceğini, nasıl değişeceğini göstermeleri gerektiğini düşünmüşlerdir.
- 06:29Anayasa ve Hukukun Uygulanması
- Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuyorsa, resmi gazeteye bakmanın anlamı yoktur ve diğer mahkemenin kararlarına uyulacağının garantisi yoktur.
- Anayasa yargısı, anayasanın varlığının ve üstüne bağlayıcı olmasının tek ve en büyük teminatıdır; anayasaya aykırılık denetimini yapan bir kurum yoksa anayasanın şeklin var olmasının hiçbir anlamı yoktur.
- Anayasa sadece siyasi erklerin nasıl kullanılacağını değil, temel hak ve özgürlükler kataloğu ve bunların hangi koşullar altında sınırlanabileceğini açık açık göstermektedir.
- 08:36Raporun Hazırlanma Süreci
- 20 Mart sabahı sınıf gruplarında "bir şeyler yapmamız lazım" konuşulmaya başlanmış, hukuk öğrencileri ne yapacaklarını düşünmüşlerdir.
- Öğrenciler, sokağa çıkanlara anayasaya uygun şekilde haklarını kullanmalarını, gözaltı durumunda başlarına gelebilecekleri şeyleri bilmelerini istemişlerdir.
- Rapor, kolluk kuvvetinin bu durumu ne kadar uygun bir şekilde kullandığı ve yaşanan çelişkili olayları ele almaktadır.
- 10:10Raporun Hazırlanma Süreci
- Raporun hazırlanmasında önemli olan, sokakta eylem yapan ve sorunları aktaran arkadaşlarla doğrudan iletişim kurmaktı.
- Sosyal medyada yayınlanan fotoğraflar ve videolar, özellikle polis uygulamaları ve müdahaleleri hakkında hak ihlallerini belgelemek için kullanıldı.
- Hukuk öğrencileri olarak, anayasal hakları kısıtlayan polis uygulamalarını belgelemek ve devletin soruşturma yükümlülüğünü doğurmak için çaba gösterdiler.
- 12:39İlk Rapor ve Yasağın Anayasal Aykırılığı
- 25 Mart'ta ilk rapor yayınlandı, olaylar 19 Mart'ta başlamıştı.
- İstanbul Valiliği'nin tüm toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklaması anayasaya aykırıydı çünkü bu tür yasaklar spesifik olmalı ve somut risk analizi yapılmalı.
- Anayasa'nın 13. maddesi, temel hak ve özgürlüklerin nasıl sınırlandırılabileceğini düzenler ve bu sınırlamaların orantılı, meşru amaçlı ve kanun dayanağı olması gerektiğini belirtir.
- 16:28Raporun İçeriği ve Anonimlik İlkesi
- İlk rapor 13 sayfa iken, şu anda 38 sayfa olmuş ve giderek kalınlaşacak gibi görünüyor.
- Raporda yaklaşık 30 vakayı belgelediler ve bize ulaşanların hepsini rapora koymaya çalıştılar.
- Anonimlik ilkesine uygun olarak, bilgilerin tamamı kodlama sistemine girdi, isimler sadece baş harfleriyle kısaltıldı ve bedensel detaylar yer verilmedi.
- 19:20Hak İhlallerinin Türleri
- Hak ihlallerinin çoğu polis şiddeti şeklinde gerçekleşti: darp, coplama, biber gazı kullanımı ve çeşitli kırıklara yol açan olaylar.
- İdarenin hukuka uymaması ve adliyenin hukuka uymadığı durumlar da raporda yer aldı: haksız gözaltı kararları, haksız uzamalar ve tutukluluğu gerektirmeyen hallerde alınan tutukluluk kararları.
- Kolluk yetkisi, idarenin kamu düzenini korumak ve bozulduysa yeniden tesis etmek için temel hak ve özgürlükleri sınırlamasıdır ve hukuk sistemimizde adli kolluğumuz ve idari kolluğumuz polis olarak birleşmiştir.
- 20:31Toplantı ve Gösteri Yürüyüşünde Polis Müdahalesi ve Hak İhlalleri
- Bir birey toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldığında, polis biber gazı sıkabilir, su fışkırtabilir, coplayabilir ve ulaşımı engelleyebilir.
- Polis, katılımcının fotoğraflarını çekebilir, adını alabilir veya HTS kayıtlarından telefonunu bulup kimliğe ulaşabilir.
- Toplantı ve gösteri yürüyüşünü engellemek, biber gazı sıkmak ve su fışkırtmak sadece o anki hak ihlali değil, aynı zamanda katılımcıyı ve arkadaşlarını anayasal haklarını kullanmaktan caydırır.
- 22:38Kişisel Verilerin Korunması ve Kötü Muamele
- Polis, katılımcının maskelerini çıkartıp fotoğraflarını ve videolarını çekerek kişisel verilerini ihlal eder, bu da Anayasanın 20. maddesinde korunan kişisel verilerin ihlali olarak değerlendirilir.
- Polis, katılımcının sağlık sorunlarına yol açacak şekilde müdahalede bulunduğunda, kötü muamele yasa (Anayasanın 17. maddesinin 3. fıkrası) devreye girer.
- Polis, katılımcıyı yakalayabilir, gözaltına alabilir, tutuklayabilir ve bu durumda soruşturma ve kovuşturma başlatılabilir.
- 24:53Toplantı ve Gösteri Yürüyüşünün Sınırları
- Barışçıl gösteri yürüyüşü hakkı Anayasayla koruma altına alındı ancak sınırlanabilir.
- 2911 sayılı kanunun 23. maddesinde, kimliği saklamak amacıyla yüzü örtü veya sahil bezle kapatmak, kesici, delici alet taşımak gibi durumlar kanuna aykırı hale getirir.
- Kanunun 28. maddesi, kanuna aykırı hallerde katılanlar, düzenleyenler ve organize edenlere hapis cezası öngörerek, kanunsuz gösteri yürüyüşünü suç boyutuna getirir.
- 26:47Polis Müdahalesinin Kanunsal Çerçevesi
- Polisin yapması gereken, barışçıl bir şekilde toplantıya devam etmelerini sağlamak ve kanuna aykırı bir şeyler yapıldığında onları dağıtmaktır.
- Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda polisin kanuna aykırı gösteri güçlerini dağıtmak için zor kullanabileceği belirtilse de, hangi koşullarda, nasıl ve neden kullanılacağı belirtilmemiştir.
- Kanunda yetkinin nasıl kullanılacağı ve hangi sınırlara tabi olduğu belirtilmemesi, öngörülebilirlik eksikliği ve belirsizlik yaratır.
- 29:37Gölgede Kalan Hak İhlalleri
- Polis tarafından çekilen fotoğraflar ve videolar, kişisel verilerin korunması açısından önemli bir hak ihlali oluşturabilir.
- Bu tür hak ihlalleri, kamu görevine gelmek isteyen insanların caydırıcı etki yaratır.
- Bu sınırların daha çok belirli olması, her anlamda daha önemli bir konudur.
- 31:31Yargı Organlarının Uluslararası Hukuk Normlarına Uyması
- Yargı organlarının önemli silahları arasında Anayasanın 90. maddesinin 5. fıkrası bulunmaktadır.
- Bu madde, kanunlarla usulüne göre yürürlüğe konmuş temel hak ve özgürlükleri düzenleyen uluslararası anlaşmalar çatışırsa, uluslararası anlaşma normuna öncelik verilmesini gerektirmektedir.
- Yargı ve idari merciler doğrudan doğruya uluslararası hukuk normlarını dikkate almak zorundadır.
- 32:30Uluslararası Hukukun Önemi ve Uygulanması
- Yargı makamlarının ve idari makamların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye'nin taraf olduğu Sosyal ve Siyasi Haklar Sözleşmesi gibi uluslararası hukuk normlarına uyması gerekir.
- Bu sözleşmeler ifade özgürlüğünü, toplantı ve gösteri yürüyüşünü korur ve işkenceyi yasaklar.
- İdarenin uluslararası hukuk standartlarına göre davranmadığı her koşulda Türkiye uluslararası hukuku ihlal etmiş olur ve devletin ajanı tazminata mahkum olabilir.
- 33:40Raporun İçeriği ve Kolluğa Yönelik Hesap Vermezlik Sorunu
- Raporda çok fazla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı kullanılmıştır.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı, hakların somut olarak ne ifade ettiğini görmemizi sağlar.
- Kolluğa yönelik hesap vermezlik sorunu, insanların mahkemeye başvurduklarında başlarına ne geleceğini ve gerçekten bir çözümün olup olmayacağını sorgulayan bir sorundur.
- 34:33Anayasal Hakların Korunması
- Toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi anayasal hakların engellenmesi sadece bir sorun değil, kamu tarafından yapılan hataların hesabını sorma özgürlüğünün de engellenmesi anlamına geliyor.
- Devletin insan hakları konusunda hem olumsuz (işkence yapmamak) hem olumlu (işkence iddialarını araştırmak ve sorumluları cezalandırmak) yükümlülükleri bulunuyor.
- İşkence yapan polislerin görevden uzaklaştırılmaması veya cezasız kalması, işkence yasağı gibi insan haklarının pratik bir anlamı kalmaması anlamına geliyor.
- 36:26Soruşturma Süreci ve Korku
- Gezi ve sonrasında şiddete karıştığı iddia edilen kolluk görevlilerinin soruşturulup cezalandırılmadığı konusunda içtihat bulunamamış.
- İşkence yapan polislerin TCK 256, 94-96 eziyet ve işkence suçları kapsamında yargılanması gerekiyor.
- İnsanları hak aramaktan, gösteriye katılmaktan ve kayıt altına alınarak geleceğinin karartılmasından korkutmak, geçici bir korku yaratıyor.
- 38:38Korkunun Etkisi ve Rapor Hazırlama
- Konuşmacılar korkuyorlar ancak bu geçici bir korku ve gelecek için daha iyisi için korksa da yapacaklarını düşünüyorlar.
- Gözaltı süreçleri, şafak baskınları ve tutuklu yargılanırken insanların başına gelen her şey korkunç olsa da bunu engelleyecek bir şey olarak görmemeleri gerekiyor.
- Rapor hazırlamak ve sokağa çıkmak gibi eylemleri korkmadan yapıyorlar, çünkü korksalardı raporu saklayabilirlerdi.
- 40:02Hukuk ve Siyaset
- Türkiye'de hukuk yok, Can Atalay cezaevinden çıkarılıp meclise getirilemiyor ve Anayasa Mahkemesi'nin kararları yargıtay ve siyaset tarafından yok sayılıyor.
- Konuşmacılar herhangi bir partiye üye değiller ve parti çatı altısında siyasete girişmediler.
- Doğduklarından beri zorunda bırakılan bir siyasileşme ile karşı karşıya olduklarını ve haksızlığa uğradıklarını hissettiklerini belirtiyorlar.
- 41:52Eğitim ve Demokrasi
- Konuşmacılar okulda çok fazla ders yükü var ve sadece hukukla ilgili ders çalışıyorlardı.
- 19 Mart'tan sonra artık derslerine giremeyeceklerini ve ticaret hukuku derslerine bile giremeyeceklerini belirtiyorlar.
- Yerel demokrasinin yok olduğunu ve genel seçimlerde kullandıkları oyunun çıktısının mecliste yansımadığını düşünüyorlar.
- 43:10Gençlerin Eylemlere Katılım Nedenleri
- Türkiye'nin en pahalı üniversitesinde okuyanlarla devlet üniversitesinde bursla veya kredi ile okuyanlar, ortak ailevi, siyasi geçmişi veya beklentisi olmaksızın benzer bir çatı altında buluşup eylem yaptılar.
- Gençlerin eylemlere katılım nedeni gelecek kaygısı ve bıkkınlıktı; "şu anki halinden bıktık, nereye gideceğini göremiyoruz, her geçen gün daha kötüsü oluyor" diyerek ifade ettiler.
- Ekonomik durumun kötüleşmesi ve yaşama alanlarının daralması gençlerin eylemlere katılmalarını tetikledi; dışarıda yaşamak, yemek, içmek ve oturmak imkansız hale geldi.
- 45:29Eylemlerin Gelişimi ve Sönümlenmesi
- Eylemlere pozitif bakma ve destekleme oranı okullarda yüksek olsa da, herkesin eylem tecrübesi olmadığı için başlangıçta tecrübesizlik vardı.
- Eylemlerin başlangıçta yoğun bir hareket olduğu ancak gün geçtikçe sönümlenmesi, bazı eylemlerin organize eden öğrencilerin tutuklanması ve alternatif yollar denemeye başlanması nedeniyle gerçekleşti.
- Öğrenciler, her gün aynı yere gidip yürümek yerine farklı şeylere yönelmeye başladıklarını ve unutturmamak için her türlü şeyi yaptıklarını belirttiler.
- 48:40CHP'nin Rolü ve Beklentiler
- Öğrenciler, CHP'nin öncü bir rolde olduğunu düşünmüyor ve CHP'nin kendilerini çağırmadığını, kendilerinin CHP'yi davet ettiğini belirttiler.
- CHP'nin eski tavrından büyük bir değişim olduğunu ancak öğrencilere daha fazla destek vermeleri gerektiğini düşünüyorlar.
- Öğrencilerin yargılanma süreçlerinin daha fazla duyurulması ve görünür olması gerektiğini, boykot günlerinin etkili olmamasının en büyük sebebinin CHP'nin aynı çağrıda bulunmaması olduğunu belirtiyorlar.
- 50:44Polis Eylemleri ve Raporlama
- Saraçhane döneminde, Özgür Özel'in mitinginin bitmesini bekleyerek polislerin öğrencileri dövdüğü ve bu rutine binmiş olduğu belirtildi.
- Öğrencilerin raporlarını yayınlamaya devam ettiklerini ancak aynı ihlalleri tekrar etmekten rahatsız olduklarını, şu anki odaklarının raporu olabildiğince yaymaya çalışmak olduğunu ifade ettiler.
- Yargı aşamasında da sorunlar olduğunu belirttiler.
- 53:22Yargı İhlalleri ve Öğrencilerin Durumu
- Tutuklananların isnat edilen suçları henüz düzenlenmemiş, ancak ilk sorgu tutanakları sonrasında tutuklamaya sebep olan suçlamalar anayasal hak kullanımından kaynaklanan ve cezalandırılması gerekmeyen suçlardır.
- Yargının ihlalleri idarenin ihlallerinden daha vahim sonuçlar doğurmaya başlamıştır; öğrenciler derslerine ve sınavlarına giremiyor, ne zaman girebilecekleri belli değildir.
- Yargı raporu hazırlamak için zamansal bir plan vardır; gözaltı sürecindeki ihlallerle ilgili rapor hazırlamak daha meşakkatli bir süreç olacak.
- 54:46Gözaltı ve Hak İhlalleri
- Hak ihlalleri katman katman başlar: gözaltına alınma, kötü muamele, arama ve üst arama gibi süreçler.
- Çıplak arama iddiaları var ancak doğrulanmamıştır; çıplak aramanın kanuni bir dayanağı yoktur.
- Gözaltı tedbiri Türkiye'de çok sık uygulandığı için normalleştirilmiş, halbuki temel hak ve özgürlükleri çok fazla müdahale ettiği için istisnai bir uygulama olmalıdır.
- 56:18Yatarı Olmayan Suçlar ve Tutukluluk
- Cumhurbaşkanına hakaret için şafak operasyonu ile insanların alınması gibi yatarı olmayan suçlar (ceza verilse bile hapse girmeyecek suçlar) için tutuklama yapılmaktadır.
- Yatarı olmayan suçlar için hapiste bir gün bile geçirmemesi gereken kişiler tutuklanmaktadır.
- CMK'da belirtilen şartlar (delilleri karartacağı şüphesi veya kaçma şüphesi) olmadan tutuklama yapılmamalıdır.
- 57:19Hak İhlallerine Karşı Savunma
- Üniversitede Türkiye'nin önde gelen hukukçularının bir bölümü hoca olmasına rağmen, bu hak ihlallerine karşı savunma grubu oluşturulmamıştır.
- Dava açmanın belli şartları ve usulü hukuk kuralları vardır.
- Tutukluluk kararı bir tedbir olduğu için itiraz edilebilir, itiraz reddedildiğinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulabilir.
- 58:50Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Başvuru
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AHİM) başvurularak ihtiyati tedbir istenebilir.
- AHİM, Türkiye'ye toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde biber gazının nasıl kullanılacağına dikkat etmesi gibi tedbirler verebilir.
- AHİM kararlarına uymayı tercih eden Türkiye, ceza ödeyip AHİM kurallarına uymayı tercih etmektedir.