Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir röportaj formatında olup, Yiğit Gökçen Koçoğlu adlı bir hukukçu ile Denizbank şube müdürü Seçil Erzan'ın dolandırıcılık olayı hakkında yapılan bir sohbeti içermektedir.
- Videoda, Seçil Erzan'ın 12 yıl boyunca futbolcuların paralarını yönettiği ve sonrasında kendi kurduğu bir fonla dolandırıcılık yaptığı iddia edilmektedir. Erzan'ın "Saadet Zinciri" olarak adlandırılan dolandırıcılık şeması, banka dışı bir sistem kurarak özel belgede sahtecilikten dava açılmıştır. Röportajda, olayın Ponzi sistemi benzeri bir yapıya sahip olduğu ve BDDK'nın hazırladığı raporda paraların banka dışında teslim edildiği belirtilmektedir.
- Videoda ayrıca, Cumhurbaşkanı ve Denizbank Genel Müdürü ile yapılan görüşmelerden bahsedilmekte, Denizbank Genel Müdürü'nün "parayı dışarıda vermişsiniz, bankanın bir kusuru yok" diyerek müştekilere "paranızı ispatlayamazsınız, problemi Seçil'e çözün" dediği aktarılmaktadır. Emre Çolak örneği üzerinden Erzan'ın nasıl para topladığı ve dolandırıcılık yöntemleri detaylı olarak anlatılmaktadır.
- Bankanın Suç Duyurusu ve Ponzi Sistemi
- Banka, bazı futbolcular hakkında tefecilik, zor kullanma ve banka itibarının zedelendiği iddiasıyla suç duyurusu yapmıştır.
- Yiğit Gökçek, Türkiye'de kuralla kazanmanın daha kolay olduğunu ve Saadet Zinciri duruşmasından geldiğini belirtmiştir.
- Saadet Zinciri davasında 2937 şikayetçi bulunmakta ve herkesin "parayı elden verdik" dediği, aslında bir Ponzi sistemi olduğu iddia edilmektedir.
- 01:56Seçil Erzan'ın Hareketleri ve Banka İlişkisi
- Seçil Erzan, Florya'dan ayrılıp Levent Büyükdere Caddesi'ne gelerek 12 yıl boyunca futbolcuların parasını yönetmiştir.
- Erzan, Florya'dan ayrıldıktan sonra paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek yakın arkadaşlarına başvurmuştur.
- Banka şube müdürü olarak 12 sene boyunca futbolcuların parasını yönetmiş, portföy yöneticiliğini yapmıştır.
- 02:36Dava Açılışı ve Evraklar
- İlk olarak özel belgede sahtecilikten dava açılmıştır çünkü evrakların banka evrakı olmadığı, özel belge statüsünde olduğu tespit edilmiştir.
- Evrakların çoğu A4 kağıdına yazılmış ve şube müdürü Seçil Erzan'ın kaşesinin olduğu resim belge olamaz.
- Son aşamalarda bankanın kendi evraklarında oynamalar yapılmış, müşteri ismi, müşteri numarası ve valor tarihi değiştirilerek dolandırıcılık olayı gerçekleştirilmiştir.
- 04:18Seçil Erzan'ın İş Yöntemi
- Seçil Erzan, işi banka kanalıyla yaparsa büyük sıkıntı yaşayacağını bildiği için hep banka dışında yapmıştır.
- Banka içerisinde yaptığı işler çok nadir olup, parayı kendi teslim almaz, Ali Yörük veya başka bir çalışanı teslim aldırır.
- Emre Çolak olayında Seçil Erzan, Emre Çolak'a doğrudan ulaşarak onu kandırmış ve gizli bir fon olduğunu iddia etmiştir.
- 06:20Fatih Terim ve Güven Unsuru
- Seçil Erzan, Fatih Terim'in isminin var olduğunu söyleyerek güven unsuru oluşturmuştur.
- Seçil Erzan'ın nişanlı olduğu kişi Fatih Terim'in avukatı olduğu belirtilmiştir.
- Seçil Erzan, aldığı paraları hem banka dışında alıyor hem de "bunu banka öder" diyerek Türk Borçlar Kanunu'nun 66 ve 116. maddelerini kullanmaya çalışıyor.
- 08:36Dava Süreci ve BDDK'nın Rolü
- Bankaya karşı haciz kararı açılmış ancak BDDK'nın muhakeme şartını uygulamaması sebebiyle dava dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilikten açılmıştır.
- BDDK, bu olayı banka dışı olarak değerlendirmiş ve yazılı başvuru yapmamıştır.
- Eğer BDDK muhakeme şartını kullanmış olsaydı, dava 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'ndaki bankacılık zimmetinden olacak ve daha ağır cezalar doğuracaktı.
- 10:00Saadet Zinciri ve Para Kaybı
- Konuşmacı, Saadet Zinciri'ni bir titan olarak tanımlıyor ve orada para alıp verme sistemi olduğunu belirtiyor.
- Seçil Erza'nın duruşmada "paranız bende değil, birilerinin cebinde" dediği ve bu kişilerin ev, araba aldığını veya yatırım yaptığını söylediği aktarılıyor.
- Seçil Erza'da para yoksa, bu kadar insanın bir şey elde edecek gibi durduğu belirtiliyor.
- 10:36BDDK Raporu ve Soruşturma
- BDDK'nın bir rapor hazırladığı ve denetim yaptığı, paraların banka dışında teslim edildiği ve dekontlarda sistemde görünmediği için bankayı kusurlu bulduğu söyleniyor.
- Cumhurbaşkanı'nın da BDDK'ya araştırma konusunda talimat verdiği ve zararı bankanın gidersin diye yönlendirdiği iddia ediliyor.
- Konuşmacı, Cumhurbaşkanı'na ve Denizbank Genel Müdürü'ne gidildiğini, Denizbank Genel Müdürü'nün "parayı dışarıda vermişsiniz, bankanın bir kusuru yok" dediğini aktarıyor.
- Genel Müdür'ün, parayı havale ile gönderdiklerini ispatlayamazlarsa problemi Seçil'e çözmeleri gerektiğini söylediği belirtiliyor.