Buradasın
Bediüzzaman'ın Davasını Yürütmek İçin Eskişehir'e Giden Bir Avukatın Hikayesi
youtube.com/watch?v=2Uey9Pfj2KEYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir avukatın kendi hikayesini anlattığı bir röportaj formatındadır. Konuşmacı, 1971 muhtırası döneminde Adapazarı'nda yazıhanedeyken, Eskişehir'de tutuklu bulunan Hüsrev Aldım ve Başak ile birlikte 60-80 civarında kişinin davalarını yürütmek için kendisine vekalet verilmesini kabul ettiğini anlatıyor.
- Videoda, konuşmacının Eskişehir'e gidiş yolculuğu sırasında yaşadığı bir olay detaylı olarak aktarılıyor. Konuşmacı, 1964 model Opel arabasının kontak anahtarlarını kaybettiğini ve arabanın çalışmaması durumunda duruşmaya katılamayacağını düşünerek distribütörden bir M'yi alıp arabanın çalışmasını sağladığını anlatıyor. Ayrıca, tutukluların mütevazı davranışları ve Bediüzzaman'ın cezaevlerini "medrese-i yusufiye" olarak görmesi gibi dini görüşlerini de paylaşıyor. Konuşmacı, bu tür olayları anlamak için "ehl-i hal" olmanın gerekliliğini vurguluyor.
- Vekâlet Talebi
- Konuşmacı, Adapazarı'daki yazıhanesinde bir ekip tarafından Eskişehir'de tutuklu bulunan Hüsrev Aldım Başak ile ilgili davaları yürütmek için vekâlet talebinde bulunulduğunu anlatıyor.
- Eskişehir'in uzaklığı ve gidiş-geliş masrafları konusunda müzakere edildiğinde, konuşmacı ücret istemeyeceğini ancak kendisine bir araba tahsis edilmesini istediğini belirtiyor.
- Konuşmacı, vekâlet aldıktan sonra Hüsrev Efendi ile ziyaretine gittiğini ve onun mütevazı ve içten davranışlarından etkilendiğini ifade ediyor.
- 02:51Davacıların Sözleri
- Davacılar, Eskişehir'de bulunmalarının bir takdirin icabı olduğunu ve cezaevlerinin onlar için "medrese-i Yusufiye" olduğunu belirtiyorlar.
- Davacıların suçları sadece Risale-i Nur'u okumak, yazmak ve yaymak olduğu, başka bir suçla içeri alınmamaları gerektiği vurgulanıyor.
- Davacılar, konuşmacıya güventelerini dile getiriyor ve sonucun Allah'ın takdirine bağlı olduğunu, onlar sadece esbabına tevessül etmek durumunda olduklarını söylüyorlar.
- 03:59Araba Meselesi
- Konuşmacı, duruşmaya gideceğinden dolayı arabasının kontak anahtarını kaybettiğini ve arabayı çalınmaması için distribütördeki M'yi cebine koyduğunu anlatıyor.
- Sabah arabaya bindiğinde, anahtar cebinde olduğunu fark ettiğini ve arabayı çalıştırdığını, ancak Eskişehir'e 10 kilometre kala tekrar M'yi çıkarıp cebine koyduğunda arabayı çalıştıramadığını söylüyor.
- Duruşmadan ayrılırken davacılar konuşmacıyı üzdüklerini söylemişler ve konuşmacı, bu tür ehl-i hall insanlarının harikulade hallerini anlamak için rahle-i tedrisde bulunmak gerektiğini belirtiyor.