Buradasın
Türkiye'nin Ekonomik ve Sosyal Sorunları Üzerine Derin Analiz
youtube.com/watch?v=beINo7Jl5ecYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Derin Analiz" adlı programda Hasan Bey ve çeşitli konuklar (Piri Reis Üniversitesi Direktörü Profesör Dr. Oral Erdoğan, Borsa İstanbul'da görev yapmış bir uzman, Türkiye Varlık Fonu yetkilisi) yer almaktadır. Programda ayrıca Necati Bey (Kurtlar Vadisi oyuncusu) da kısa bir süre konuk olmuştur.
- Program, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Türkiye'nin su kaynaklarının yabancı şirketlere satılması, sermaye piyasaları, bankacılık sistemi, mali yapı, eğitim sistemi ve işsizlik sorunları gibi konular detaylı olarak tartışılmaktadır. Ayrıca Türkiye'nin askeri gücü, Almanya ile ilişkileri ve Türkiye Varlık Fonu'nun rolü de programda yer almaktadır.
- Programda Türkiye'nin dış dünyaya bağımlılığı, bankacılık sistemindeki vade uyuşmazlığı, sermaye piyasasının derinleşmesi, eğitim sistemindeki eksiklikler ve gençlerdeki yüksek işsizlik oranı gibi stratejik sorunlar ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Türkiye'nin çağdaşlaşması için gerekli olan değişiklikler ve çözüm önerileri sunmaktadır.
- Programın Başlangıcı ve Konuk Tanıtımı
- Derin Analiz programına Piri Reis Üniversitesi Direktörü Profesör Dr. Oral Erdoğan konuk olarak katılmıştır.
- Konuşmacılar arasında yeni yapılan bir yolun kalitesi hakkında kısa bir tartışma yaşanmıştır.
- 01:14İçme Suyu Sektöründe Yabancı Kontrol
- Dünyada şişelenmiş içme suyunun yüzde yetmisine sahip bir İsviçreli şirket bulunmaktadır.
- Türkiye'nin kendi suyunu kendisine satamadığı, bunun yerine yabancı şirketlerin bu suyu satmakta olduğu belirtilmiştir.
- Türkiye'nin suyu, madeni kömürü gibi stratejik bir kaynak olduğu ancak bunun satıldığı vurgulanmıştır.
- 03:05Suyu Satmanın Sorunları
- Bir ülkenin suyu satıldığında, üretimini başarıp da ayakta kalamama sorunu yaşanmaktadır.
- Dünyada su satışı konusunda rekabet edilemeyecek bir konumda olan şirketlerin, taşıma maliyeti nedeniyle rekabet edilemeyecek fiyatlarla su sattığı belirtilmiştir.
- Konuşmacı, devletin suyunu satmaması gerektiğini ve suyunun devletin kontrolünde kalması gerektiğini savunmaktadır.
- 04:40Piyasa Likiditesi ve Fiyatlama
- Konuşmacı, Çimen Borsa başkanlığı yönetim kuruluna teşekkür ederek, piyasaların likidite, derinlik ve fiyatlama konusunda ciddi bir katılımcı kitlesine sahip olduğunu belirtiyor.
- Ekonomide büyümeye, resesyona veya kırılganlıklara yönelik beklentiler üzerine modeller kurulmasına rağmen, geleceğin aynen tahmin edilmesi değil, daha iyi ürünler ortaya çıkartmak ve halkın daha fazla refaha ulaşması için çaba sarf edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Yeni bilgiyi elde etme veya mevcut bilgiyi daha kaliteli kullanma, aşırı kazanç ve adaletsizliklerin oluşmasına neden olabilir, bu nedenle üretilen fikirlerin tüm piyasa katılımcıları tarafından hemen öğrenilmesi önemlidir.
- 06:45Borsa ve Şirketler Arasındaki İlişki
- 1996-1997 yıllarında yapılan bir çalışmanın sonuçları, şirketlerin borsa tarafından sorulduğunda "tebliğe göre açıklanacak bir şeyimiz yoktur" cevabını verdiği durumları ele alıyor.
- Fiyatlar ani bir şekilde yükselip sonra düşen şirketlerde, borsa tarafından sorulduğunda şirketlerin "açıklanacak bir şey yok" cevabını verdiği halde, fiyatlar genellikle hafif bir düzeltme yapmadan düşüyor.
- Aksine, fiyatlar ani bir şekilde düşen şirketlerde de, borsa tarafından sorulduğunda şirketlerin "açıklanacak bir şey yok" cevabını verdiği halde, fiyatlar genellikle daha da kötüleşiyor.
- 09:50Sermaye Piyasalarının Derinleşmesi
- Şirket yöneticilerinin iyi haberleri değil, kötü haberleri uzun vadeli geciktirmeye yönelik bir yaklaşım olduğu literatürde belirtiliyor.
- Sermaye piyasalarının derinleşmesi ve bankaların dominant olmaktan çıkarılması için çaba gösteriliyor.
- Kredi garanti fonu mekanizması sayesinde bankalar en ciddi kazanan kurumlar olup, devletin riski üstlenmesiyle kredi pompalamayı eski kredileri yenileme veya yeni krediler verme şeklinde fırsat yakalıyor.
- Bankaların kredi vermek için mevduat faizlerini yükseltmek zorunda kaldıkları, bu da yüzde 13-14 civarında mevduat faizlerine neden oluyor.
- 11:57Merkez Bankası ve Banka Sistemi
- Merkez bankası, kendi uygun araçlarıyla ağır esas itibariyle bankalara para veriyor.
- Bankalar, müşterilerden topladıkları mevduatlarla işletmelerini sürdürüyorlar.
- Devlet, bankaları aracı kurum olarak kurması ve senedi alıp satması için kurmuş, ancak bankaların yatırımcıları bilgilendirmesi gerekiyor.
- 13:21Borsa ve Asimetrik Bilgi
- Sokaktaki borsaya yatırım yapan çok az kişi bilanço okuyor ve borsa yatırımcı sayısı azalıyor.
- Asimetrik bilgi, bir kişinin bildiği bilginin diğerinin bilmediği durumudur ve bu durumda kazanma şansı olmaz.
- Borsanın kuruluş amacı, biriktirilen parayı toplamak ve kullanmaktır.
- 14:16Banka Sisteminin Değiştirilmesi
- Parayı basıp dağıtan tek bir banka sistemi kurulursa, mevcut bankaların sermayeleri devlete aktarılabilir.
- Banka sektöründe çalışan sayısının azalması, paranın maliyetini düşürebilir.
- Bankaların dışında her şey paranın içinde olduğu vurgulanıyor.
- 16:26Vergi ve Faiz Sistemi
- Bir sistemden hem vergi alınması hem de faiz alınması teorik olarak ödenmesi mümkün değildir.
- Amerika'nın dokuz trilyon dolarlık borç sorunu, bu sistemle başa çıkamaması göstergesidir.
- Bu sistemi çözmek için adım adım yaklaşım gereklidir.
- 18:11Rekabet ve Şirket İçi Çatışmalar
- Dünyada her yerde rekabet oyunu vardır; ülkeler, bireyler ve firmalar arasında haksız rekabet ve adil olmayan anlayışlar bulunur.
- En güzel şirketler genellikle kardeşler tarafından kurulur, ancak en kanlı ayrılmalarda da kardeş şirketleri olur; vefat eden bir kardeşten sonra aile üyeleri şirketi ayırmak için mücadele ederler.
- Aile şirketleri profesyonelleşmek istese de, kurumsallaşma sürecinde sorunlar yaşanabilir; profesyonel bir yönetici getirildiğinde, kısa sürede şirketin kontrolü ona geçebilir.
- 20:22Yönetimde Çatışmalar ve Çözüm Önerileri
- 60'lı ve 70'li yıllarda M&A ve Jensen gibi akademisyenler, ortaklarla yöneticiler arasında çıkar çatışmalarının şirketlere maliyet olarak baktıklarını belirtmişlerdir.
- Bu çıkar çatışmaları zamanla genişleyerek devlete bile getirilebilecek boyutlara ulaşabilir.
- 1990'lara gelindiğinde kurumsal yönetim ilkeleri ortaya çıkmış, OECD tarafından gönüllü sonra zorunlu ilkeler yayınlanmıştır.
- 21:42Tek Seslilik Yaklaşımı
- Jensen'in yeni teorisi "one world" (tek seslilik) olarak adlandırılmış, bir kurumda veya ortamda taraf olanların birbirinin ne bildiğini bilmeleri ve hepsinin bu bilgiye göre hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
- Bir fikirde değişikliğe gidildiğinde diğerlerinin haberi olmaması sistemde bozuşmaların başlamasına neden olur.
- Bu yaklaşımın başarılı olması için gıybet, fitne, fesat, arkadan konuşmalar ve yalan söylemeyi önlemenin gerekliliği belirtilmiştir.
- 23:52Türkiye'de Mali Sistem ve Bankacılık
- Türkiye'de bankalar factoring, leasing ve fonlar kurar, emeklilik fonlarının ana müşterisidir; bankalar birer holding gibidir.
- 2005-2006 zor dönemlerden sonra BDDK ana kumanda olarak kurulmuş, Türkiye bu düzeni daha üst ivmeye götürmek için yapılanmaya ihtiyaç duyuyor.
- 2003'ten sonra siyasi değişimden sonra bankacılık sisteminin kontrol altına alınması başarısı gösterilmiştir.
- 26:42Mali Sistemdeki Sorunlar
- Türkiye'de mali sistem ikiye bölünür: bankacılık ağırlıklı taraf ve sigorta-emeklilik sistemi.
- Bankacılık tarafının bilançosunun sağ tarafı (parayı bulduğu yer) esas itibariyle çok kısa vadeli olup, bu durum aktif-pasif arasında vade uyuşmazlığı oluşturur.
- Vade uyuşmazlığı finans literatüründe faiz riski olarak adlandırılır ve bu risk enflasyona sebep olabilir.
- 28:46Sigortacılık ve Emeklilik Sistemlerindeki Riskler
- Sigortacılık ve emeklilik sistemlerinde toplanan paralar (primler) 10-20 yıl gibi uzun vadeli ama yatırımlar çok kısa vadeli olduğu için bilançonun sağ tarafı uzun vade, sol tarafı kısa vade olarak kalmaktadır.
- Bu sistemde iki farklı faiz riski yaşanmaktadır; yatırımlar çok kazanırsa kazanç, çok kaybederse zarar olmaktadır.
- Bu iki sistemi yakınlaştırmak ve entegre etmek için sermaye piyasası araçları kullanılmalıdır.
- 30:04Döviz Riski ve Reel Sektör
- Bankacılık kesimi 2008'den sonra döviz riskini heceler etme konusunda çok uzmanlaşmış ve başarılı olmuştur.
- Reel sektörde ise net döviz açığı 100 milyar doların üzerinde olup anormal risk altında bulunmaktadır.
- Türkiye ihracatçı olmak istese bile doların yükselmesi yerine düşmesini istemekte ve doların yükselmesiyle ekonomiye zarar görülmektedir.
- 31:36Sermaye Piyasası Çözümleri
- Bankaların döviz riskini heceler etmesi gibi, reel sektör için de sermaye piyasası araçları kurgulanmalıdır.
- Bankaların üzerinde BDDK kontrol edebildiği gibi, reel sektörde de risk pozisyonlarına göre sermaye yeterlilik şartları getirilmelidir.
- Türkiye'de karşı korunma mekanizması yurtdışında yapılmakta, ancak Türkiye bunu getirememektedir.
- 33:00Döviz İşlemlerinin Düzenlenmesi
- Türkiye'de forex piyasasında kanunsuz işlemler yapılmakta, yurtdışından Kıbrıs üzerinden işlem yapanlar bulunmaktadır.
- Bu işlemlerin Türkiye'ye zarar verdiği, para yurtdışına gidiyor ve geri dönmediği belirtilmektedir.
- Borsa yönetiminin bu konuya önem verdiğini ve havuzun Türkiye'de kurulmasıyla bu sorunun çözülebileceği ifade edilmektedir.
- 35:26Eğitim ve Gelişme
- Amerika'daki Fed'in genç ekonomi uzmanlarını yetiştirip münazara yaptırarak geleceğe hazırladığı belirtilmektedir.
- Türkiye'nin tarihi ve insanlarıyla dünyada önemli bir konuma sahip olduğu vurgulanmaktadır.
- Satranç örneğiyle, daha iyi olanla mücadele etmek ve öğrenmek için birlikte çalışmanın önemine vurgu yapılmaktadır.
- 39:38Konuşma Tarzı ve Ortamın Yumuşaması
- Türkiye'de ve dünyada konuşurken bağırma eğilimi var, halbuki yumuşak sesle de konuyu anlatmak mümkün.
- Türkiye'den başlayarak ortamların yumuşaması ve karar ortamlarında belli bir seviye sağlamak gerekiyor.
- Bu durumun temeli avcı-toplayıcı döneminden geliyor; o dönemde ya ölürsün ya öldürürsün mantığı geliştirmiş.
- 41:01Galip Gelme Felsefesi ve Alternatif Yaklaşım
- Günümüzde "ben galip gelmek için konuşuyorum" felsefesi yaygın, ancak galip geldikten sonra ne yapacağına dair bir plan yok.
- Tavsiye edilen yaklaşım, mevzuyu konuşmak ve ortada ne varsa onu görmek, birlikte bir yol çizmek.
- İnsanlar paraya çok önem veriyor, ancak parayla ne yapacaklarını bilmiyorlar.
- 42:10Dünya Eşitsizliği ve Sorumluluk
- Somali'de açlıktan ölmek üzere bir kız çocuğu iki metre ötesinde bir akbaba bekliyor, aynı zamanda Suudi Arabistan'da milyar dolar harcayarak yat yaptırılıyor.
- Aynı dünyada yaşayan insanlar arasında böyle uçurumlar oluşması gerekli değil.
- Amerika gibi güçlü ülkeler her şeyi kontrol ederken, insanlar ölürken ve açlık çektiğinde daha fazla sorumluluk göstermek gerekiyor.
- 46:22Türkiye'nin Rolü ve Atatürk'ün Mesajı
- Türkiye'de milyonlarca Suriyeli göçmen alınıp yirmibeş milyar dolarlık para harcandı, ancak Avrupa Birliği ile gerginlik yaşanıyor.
- Atatürk'ün "hiç övünmeye, hava atmaya, kibire gerek yok. Büyüklük odur ki" sözü hatırlatılıyor.
- Türkiye dünyaya örnek olduğunda bile bunu dünyaya duyurulmuyor, bu nedenle çalışıp başarılı olmak ve kibirlenmemek gerekiyor.
- 48:03Enerji Sorunu
- Türkiye'nin enerji açısı zor, bu sorunu çözmek için çalışmalar yapılacak.
- Avrupa kömür birliği ve Avrupa enerji birliği gibi kurumlar var, İngiltere Brexit olsa da Avrupa enerji birliğinden ayrılmadı.
- Türkiye'den Avrupa enerji birliğine giden temsilci olmalı.
- 48:40Almanya'nın Tutumu ve Türkiye'nin Tepkisi
- Konuşmacı, Almanya'nın "bu veriyi veririz, bu veriyi vermeyiz" şeklinde tutumunu eleştiriyor.
- Almanya'nın Türkiye'ye veri verme konusunda "uslu çocuk, yaramaz çocuk" mantığıyla davranması eleştiriliyor.
- Konuşmacı, Almanya'nın Türkiye'ye veri vermeyi reddedince "kime satacaksın" sorusuyla kendini savunmasız hale getirdiğini belirtiyor.
- 49:38Orta Avrupa Ülkeleri ve Türkiye
- Konuşmacı, Almanya'nın Türkiye'ye veri vermeyi reddedince Orta Avrupa ülkelerine (Macaristan, Romanya) vermesi durumunda, orada yeni bir nesil yetiştirilmesi ve bu sürecin zaman alacağı konusunda endişe duyuyor.
- Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun uydurma bir imparatorluk olduğu ve Voltaire'in "ne kutsaldır, ne Roma-Cermen" diyerek eleştirdiği belirtiliyor.
- Konuşmacı, geçmişle ilgili tartışmalardan uzak durup, dünyanın haline bakarak akıllı adamların yönettiği bir dünya olup olmadığına düşünmemiz gerektiğini vurguluyor.
- 50:57Dünya Savaşı ve Türkiye'nin Durumu
- Konuşmacı, Türkiye'nin Dünya Savaşı'na girmesinin nedenini bilmediğini ve kısa sürede topraklarını kaybettiğini belirtiyor.
- Mondros Antlaşması ve 35 yıllık anlaşma sonrasında Türkiye'nin borçlu hale geldiğini anlatıyor.
- Türkiye'nin silah üretimi konusunda uzun yıllar askeri gemi alanında ilerleme kaydedemediğini, Ata Utku Profesör Türkiye'de gemiciliğin kurucusu olarak bilindiğini ve 1960'lar-1970'lerde hamlelerin başladığını, 1980'lerde önem kazandığını ve 2000'li yıllara gelindiğinde kendi savaş uçak gemisini yapacak duruma geldiğini söylüyor.
- 52:42Türkiye'nin Deniz Gücü ve Ekonomik Gücü
- Türkiye'nin askeri gemileri almanya'dan, Amerika'dan almak yerine kendi yapabilecek duruma geldiğini ve bu durumun rakipleri rahatsız ettiğini belirtiyor.
- Türkiye'nin kendi uçak gemisi yapacak duruma geldiğini ve bu durumun Amerika'nın rahatsız olabileceği konusunda endişe duyuyor.
- Konuşmacı, deniz kuvvetlerinin güçlü olduğu dönemlerin paranın güçlü olduğu dönemlere denk geldiğini, Barbaros dönemi ve Amerika örneğini vererek bu ilişkiyi vurguluyor.
- 54:01Hatalar ve Dersler
- Konuşmacı, Türkiye'nin yaşadığı olaylara rağmen dimdik ayakta durmasının önemli bir durum olduğunu belirtiyor.
- Hayatta olanların olmuştur, pişmanlığa gerek olmadığını ve sadece yanlış anlayışların ve hataların iyi ayırt edilmesi gerektiğini vurguluyor.
- Eksik bilgilendirmenin hır çıkmasına neden olduğunu ve her şeyin ortaya konulması gerektiğini söylüyor.
- 55:01Eğitim Sisteminin Önemi
- Toplum kapalı kalırsa ve insanlar dışa açılamazsa, en ufak bir telkinle kandırılabiliyorlar.
- Türkiye çağdaş olmak istiyorsa, tüm vatandaşların en iyi şekilde eğitilmesi ve dış dünyaya hazır açık bilgi toplumu haline getirilmesi gerekiyor.
- Herkes kendi fikirlerini başka fikirlerle tartışabilmesi için eğitimde bu becerinin öğretilmesi önemli.
- 56:31Eğitimde Değişim Gerekliliği
- Geçmiş yılların sıkıntısı bugün insanlar arasında bir geçimsizlik oluşturmuş.
- Küçüklükten itibaren münazara etmeyi öğrenmek gerekiyor.
- İlkokuldan itibaren çocuklar hem arkadaş olacak hem de tartışa bilecekler, konu değiştirilerek doğruyu bulmanın önemli olduğu anlatılmalı.
- 57:42Eğitim Sistemindeki Sorunlar
- Akademik bakılağında yüzlerce öğrenci doldurulan sınıflarda, öğretmen ders anlatırken öğrenciler yarısı uyuyor, yarısı ciklet yapıyor.
- Üniversite ortamlarında motivasyonu yüksek öğrenciler çok az, oransal olarak çoğu ailelerinden uzaklaşmış.
- Ortaokulda ve lisede daha çok futbol fanatikleri oluşmuş, bu topluma doğru gitmeyi döndürmek gerekiyor.
- 59:02Kalite Odaklı Eğitim
- Kalite, kalite niteliği önem verilecek, sayıdan çok nitelik ve başarıya odaklanılacak.
- Kalite kurulu oluşmuş ve üniversitelerin daha kaliteli olması için sistematikler, endeksler oluşturuluyor.
- Kalite odaklı eğitimde zorla değil istekli katılım sağlanmalı.
- 1:00:48Eğitim Sistemindeki Yapısallık Sorunu
- Sistematik olarak ilkokuldan liseye, üniversiteye sonuna kadar silsile halinde bilgilerin birbirini takip ettiği bir anlayışın oluşması gerekir.
- Öğrencilerin sürekli hatırlatma yapması gereken bir sistemde eğitim alıyorlar.
- Öğretmenlerin az sayıda konuyu kalıcı hale getirmesi, öğrencilerin diğer konuları kendileri geliştirebilmesi önemli.
- 1:02:14Mesleki Eğitim ve İşsizlik Sorunu
- İki yıllık meslek okullarında sadece öğretmeye odaklı kalınırken, direkt iş hayatına sokulan bir mekanizma olması gerekiyor.
- Sanayide ciddi sorunlar var: çok iş arayan var ama istenen adam yok.
- Gençlerde işsizlik oranı yüzde yirmi beş, bu durum vahim bir sorun.
- 1:03:35Üniversite Mezunları ve İşsizlik
- Her yıl bir milyon iki yüz bin üniversite mezunu çıkıyor, ancak iş bulma sorunu var.
- Her sene bir milyon üniversite mezunu iş bulacak bir sistem gerekiyor.
- İş bulan bir milyon kişinin ekonomik çarpıcı etkisi olacak, Türkiye kısa sürede zengin dönecek.
- 1:05:05Varlık Fonu Hakkında Açıklamalar
- Türkiye'de bir milyon üniversite mezunu var, bu durumda varlık fonu için büyük bir sorumluluk yükü bulunuyor.
- Varlık fonu, Türkiye ekonomisi için varlıkların daha verimli kullanılmasıyla ilgilenen bir portföy olarak tanımlanıyor.
- Varlık fonunda henüz nakitler toplanmamış, bu fon banka gibi bir kurum değil, sadece varlıkların toplandığı bir mekanizmadır.
- 1:08:32Varlık Fonu'nun Amacı ve Çalışmaları
- Önümüzdeki süreçte varlıkların Türkiye için daha verimli ve etkin olması için çalışmalar yapılıyor ve hazırlanıyor.
- Varlık fonuna düşecek yeni büyük projeler ve Türkiye'nin önünü açacak konularda öneriler oluşturuluyor.
- Bu öneriler, geleceği döşenen taşlar olarak değerlendiriliyor ve altyapı hatası yapmamak için dikkatli düşünülüyor.
- 1:10:01Sektörler Arası Entegrasyon
- Bankacılık ve sigortacılık gibi farklı sektörleri nasıl bir bütün halinde değerlendirebilecek bir mekanizma oluşturulması hedefleniyor.
- Bu süreçte bankalar, devlet bürokratları ve bakanlarla istişare ve görüşmeler yapılarak fikir altyapısı oluşturuluyor.
- Türkiye'nin ekonomik krizlerde yaşadığı sıkıntıların sebebi, sürekli müdahale ve deviasyon uygulaması olarak belirtiliyor.
- 1:11:14Türkiye'nin Geleceği İçin Yaklaşım
- Türkiye'ye entelektüel bir bakış açısı ve finansal entelektüel yapı oluşmaya başlıyor.
- İki farklı sektör arasındaki dengesizliği gidermek için bu alanları bir araya getirme çabası önemli bir konu olarak vurgulanıyor.
- Türkiye'nin artık dış düşmanlara karşı değil, dahili ve harici sorunları bir arada ele alacak bir döneme girdiği belirtiliyor.