Buradasın
Türkiye'nin Bankacılık Sektörünün Yabancılara Geçişi ve Ekonomik Analizi
youtube.com/watch?v=TlOCeKUPq1EYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Türkiye'nin bankacılık sektörünün yabancı bankalara geçişini ve bunun ekonomik etkilerini analiz eden bir konuşmacının sunumudur.
- Video, Türk bankacılık sektörünün özelleşme sürecini ve Yunan bankalarının Türkiye'deki faaliyetlerini ele alıyor. Konuşmacı, National Bank of Greece'in Finansbank'ı satın alması, Yunan Ortodoks Kilisesi'nin bankadaki hisseleri ve bankanın tanıtım kitabındaki haritalar hakkında bilgiler veriyor. Ayrıca, bankacılık sektörünün yabancılara geçmesinin Türkiye halkını borçlandırarak "esir alınma operasyonu" olarak nitelendiriyor ve mevcut ekonomik programın KOBİ'leri zayıflattığını, düşük gelir grubunu artırdığını ve ülkenin birliğini tehlikeye attığını savunuyor.
- Türk Bankacılık Sektöründe Yabancı İlgisi
- Kaldırma çalışmaları tamamlandı ve banka özelleşme sürecine girdi, kamuya ait sadece Vakıfbank ve Ziraat Bankası kaldı.
- Türk finans sektörünün kalbi durumundaki bankalarda Yunan bankalarının ilgisi dikkat çekiyor.
- National Bank of Greece (NBG), Finansbank'ın %46'lık hissesini 2,20 milyar Euro'ya satın aldı ve EFG Euro Bank, Teklambank'ın %70'ini 185 milyon dolar karşılığında satın aldı.
- 00:55Yunan Ortodoks Kilisesi'nin Bankacılık Sektöründeki Rolü
- Finansbank hisselerinin %46'sını, kurucu hisselerinin tamamını satın alan NBG'nin en önemli ortaklarından birinin Yunan Ortodoks Kilisesi olduğu belirtiliyor.
- 2004 sonu itibariyle NBG'de 265.729 hisseye sahip olan Yunan Ortodoks Kilisesi'nin bankadaki yatırımların toplamının 10 milyon Euro'yu bulduğu tahmin ediliyor.
- Yunanistan'da her türlü vergiden ve mali denetimden muaf tutulan kilisenin tam olarak ne kadar bir mali güce sahip olduğu bilinmiyor.
- 01:54NBG'nin Misyonu Hakkında İpuçları
- NBG'nin kendisini tanıttığı "Greek Bandness of Journey 1822-2022" isimli çalışmada yer alan iki harita, bankanın misyonu hakkında yeterli ipuçlarını veriyor.
- Bir haritada Yunanistan'ın bugüne kadar geçirdiği tarihi evreleri, Osmanlı'dan aldıkları yerleri gösteriyor.
- Diğer harita ise Yunanlıların 1920'de kaybettikleri yerleri almayı hedeflediklerini ve İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Yalova'nın bir kısmını (Bizans'ı) dinin hedef haline getirdiklerini gösteriyor.
- 02:42Bankacılık Sektörünün Yabancılara Geçmesinin Sonuçları
- Türkiye'nin şu anda çekirdeğini ele geçirildiği ve halkın borçlanma açısından daha gidebileceği çok yol olduğu belirtiliyor.
- Bankalar reel sektöre kredi vermiyor, kredi kartı aylık faizi %5, gecikme faizi %5-6, konut kredisi ve taşıt kredisi yüksek faizle Türk halkı borçlandırılıyor.
- Bu borçlar sonunda halk kıpırdayamayacak hale gelecek ve insanların sadece borçlarını ödemeye çalışacak, böylece bir dalga halinde insanların borçlarının dalgalandığı durumda hiç kimsenin sesi çıkmayacak.
- 03:40IMF ve Türkiye İlişkisi
- Bu durum bir esir alınma operasyonu olarak tanımlanıyor ve bankacılık sektörü bu operasyonun merkezi olarak görülüyor.
- IMF'nin dünyada belki de en fazla sömürdüğü, at oynattığı, her türlü sözünü dinlettiği tek ülke Türkiye olarak belirtiliyor.
- Türkiye gibi bir ülke iddiasında olmakta olup, IMF ile böyle bir ilişkisi olan bir ülke kalmadığı, Çek Cumhuriyeti'nin Türkiye ile kıyaslanamayacağı vurgulanıyor.
- 04:01Doğu Bloku Ülkelerindeki Durum
- Doğu Almanya'da Hitler'in işgal etmek istediği bütün yerler Avrupa Birliği'ne dahil oldu ve oradaki bankalar Alman bankalarına satıldı.
- İtalya'da St. Paulo Grup, Almanya'da Dodge Bank oradaki bütün bankaları ele geçirdi.
- Doğu blok ülkelerinde mali sektör tamamen Almanya'nın elinde, medya tamamen Almanya'nın elinde ve büyük işletmeler Alman şirketlerinin eline geçti.
- 06:14Türkiye'nin Ekonomik Programı ve Sonuçları
- Türkiye'de uygulanan ekonomik program yanlış ve bu yanlış teşhis sonrası dış politika da yanlış oluyor.
- Türkiye'de enflasyonu düşürmek ve kamu borcunu çevirebilmek adına KOBİ'ler adeta telef ediliyor, maliyetleri düşmüyor ama piyasa fiyatı ithal ürünler sayesinde sürekli geliyor.
- Bu kafayla gidersek KOBİ'lerimizin iş hayatına veda etme noktasında kalacağı veya üretimini başka ülkelerden göreceğimiz belirtiliyor.
- 07:07Ekonomik Programın Toplumsal Etkileri
- Düşük gelir grubunda anormal artış görülecek ve bu insanlar inançlarını, ahlaki değerlerini korumaya da kaybetmesin.
- İnsanı zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma getirirseniz insan yönünü katletmiş olursunuz ve bu insan her şeyi yapabilir.
- Şu anki gidişat Türkiye'de temelini yok ediyor, milleti zayıflatıyor, devleti tasfiye etme sürecine götürüyor ve Türkiye'nin yaş ortalaması 28 olduğu, genç insanları aç ve umutsuz olduğu vurgulanıyor.