Buradasın
Yas Tutma Süreci ve Psikolojik Boyutları Üzerine Bir Seminer
youtube.com/watch?v=QDGTyZtVa4AYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde gerçekleşen, Prof. Dr. Volkan Volkan tarafından sunulan bir seminer formatındadır. Sunucu Dr. İncir Şak tarafından Prof. Volkan'a tanıtım yapılmakta ve konferans boyunca dinleyicilerle etkileşimli bir şekilde ilerlemektedir.
- Seminerin ana konusu "Yas Tutma" olup, yas tutma sürecinin psikolojik boyutları, aşamaları ve farklı durumlardaki uygulamaları detaylı şekilde ele alınmaktadır. Konferans, kişisel kayıpların yas tutma sürecini, özdeşim kavramı, çocukluk ve ergenlik dönemlerindeki psikobiyolojik gelişimin etkisi, "bağlantı okçuları" olarak adlandırılan nesnelerin rolü ve anıtların toplumsal yas tutma sürecindeki önemi gibi konuları kapsamaktadır.
- Seminerde ayrıca kültürel faktörlerin yas tutma sürecine etkisi, paylaşılan yas tutma, kayıplı yas tutma ve farklı kültürlerdeki anıtların psikolojik etkileri tartışılmaktadır. Prof. Volkan, Amerika'dan gelen ve mültecilerle çalışmış bir konuşmacının Gürcistan'dan kaçan mültecilerle ilgili deneyimlerini de paylaşmaktadır.
- 01:17Prof. Dr. Volkan Volkan'ın Özgeçmişinden
- Prof. Dr. Volkan Volkan, Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden emekli profesör ve Washington Psikanaliz Enstitüsü'nden emekli eğitici ve süper vizyon analiz ve SSK Bridge Merkezindeki kıdemli akademisyenlerden biridir.
- Uluslararası Diyalog Girişimi Kurumu'nun kurucusu ve başkanı olan Volkan, Türk-Amerikan Nöropsikiyatri Birliği ve Uluslararası Siyaset Psikolojisi Topluluğu'nun kurucularından ve eski başkanlarından biridir.
- Volkan, Finlandiya, Türkiye ve Rusya'daki üniversitelerden doktora ünvanı almış, Harvard, Viyana ve Bahçeşehir Üniversitesi'nde konuk profesör olarak hizmet vermiş ve 52 kitap yayınlamıştır.
- 05:03Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin Tarihi
- Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, 1981 yılında başlamış olup, Prof. Dr. Volkan Volkan, hastanenin yapım aşamasında, döşemesinde ve personelin eğitiminde önemli rol oynamıştır.
- Hastanenin kuruluş sürecini en iyi bilen kişiler arasında eski sağlık bakanı Sayın Özel Tahsin ve dönemin müsteşarı Sayın Ay Tembel Kalka yer almaktadır.
- 07:07Yas Tutma Konusuna Giriş
- Konuşmacı, yas tutmanın hem psikolojik hem de politik bakımdan önemli olduğunu, bazen insanların duygularının politik anlaşma yapmayı zorlaştırdığını belirtiyor.
- Konuşma, önce bir kişinin yas tutmasının ne olduğunu anlatarak, sonra sosyal yas tutmanın nasıl geliştiğini ve bunlarla nasıl başa çıkılacağını ele alacak.
- Yas tutmanın psikolojik açıdan anlaşılabilmesi için, öncelikle bir insanın ölümünden ve kaybettiğimiz insanlarla yas tutmamızdan bahsedilecek.
- 12:30Yas Tutma Süreci
- Birisi kaybolduğunda veya öldüğünde yas tutma süreci başlar, ancak bu süreçten önce bir şok geçirmek normaldir ve bu kriz dönemi birkaç ay veya bazı durumlarda birkaç yıl veya hayat boyu sürebilir.
- Kriz döneminde şok, ağlama, pazarlık yapma, suçluluk duygusu, bölünme ve öfke gibi duygular yaşanır.
- Yas tutma, kaybolan kişinin içimizdeki tasarımı ile ilişki kurma sürecidir; fiziksel kişiyi gömüyorsak da psikolojik ikiziyle ilişkimiz devam eder.
- 16:23Yas Tutma Süresi ve Özdeşim
- Yas tutma süresi genellikle bir sene ile iki sene arasında değişmektedir, ancak bu süre kişinin kaybettiği kişinin yaşına ve yas tutma şekline bağlıdır.
- Hazırlıklı olmayan yas tutma, kişinin kaybettiği kişinin psikolojik özelliklerini ve davranışlarını kendi içselleştirerek uygulamasıdır.
- Özdeşim, bir kişinin başkasının imajını ve faaliyetlerini kendine alarak büyümek anlamına gelir.
- 18:42Özdeşim Örneği
- Bir delikanlı, babasının kazada öldükten sonra babasının işini devralıp aynı şekilde davranmaya başlar, bu özdeşim yapmasıdır.
- Özdeşim, kaybedilen kişinin hal ve tavırlarını kendi içselleştirerek uygulamak ve kişiyle özdeşleşmektir.
- Normal giderse, yas tutma süreci iki sene sonra kişinin iç dünyasını zenginleştirmektedir.
- 21:44Yıkıcı Özdeşimler
- Bazı özdeşimler yıkıcı olabilir ve kişinin iç dünyasını zenginleştirmek yerine fakirleştirebilir.
- Amerika'da "Kokona Grow" olayında 800 kişi öldüğü bir yangında, yas tutanlar ölen kişiler gibi yürüyorlardı.
- Saraybosna'da bir hekim, vurulan bir çocuğun bacaklarını kesildiğini gördükten sonra özdeşim yaparak kendi ayaklarında ağrı hissetmeye başlamıştır.
- 24:21Kayıp ve Tasarım İlişkisi
- Kaybettiğiniz kişiyle önceden sürekli kavga ediyorsanız, bu kişiyi hem seviyorsunuz hem nefret ediyorsunuz, bu kişi ölüyor ve tasarımla özdeşim oluşturuyorsunuz.
- Kayıptan sonra içimizde bir savaş olur ve depresyon ortaya çıkar, bu tehlikeli olabilir çünkü tasarımla özdeşim yaptığı için kendinizi öldürmek gibi hissedersiniz.
- Bazı hastalar kaybolan kişiyle birleşmek isteyebilir, örneğin babası intihar eden biri aynı tabancayla kendini öldürmek isteyebilir.
- 25:40Kayıp ve Kazançların Psikolojik Etkileri
- Kayıplar ve kazançlar hayatımızın kaçınılmaz psikolojisidır çünkü hepimizin kayıpları ve kazançları vardır.
- Herkesin yas tutma şekli farklıdır çünkü insanlar büyürken psikobiyolojik kayıplar ve kazançlardan geçer.
- Çocuklukta biyolojik olarak yas tutmanın modellerini öğreniriz, ancak çocuklukta problemler varsa yas tutmada zorluk çekebiliriz.
- 27:39Ergenlik ve Yas Tutma
- Ergenlik zamanında çocukluğun önemli kişilerin tasarımlarını yeniden değerlendirmeye başlarız ve erkek/kadın olma süreci geçeriz.
- Ergenlikten geçişimiz doğru olursa biyolojik ve psikolojik olarak yas tutmayı öğreniriz, ancak bu süreçte problem yaşanırsa yas tutmada zorluk çekebiliriz.
- Hazırlık yapmış olabilirsiniz, örneğin Vietnam harbi sırasında kocası savaşa giden bir kadın, televizyonda kocasının ölümünü izler ve tasarımı öldürüp, geri dönen kocasını tanımadığı gibi hisseder.
- 30:18Ambivans ve Travma
- Çok bağımlı olarak gelişen kişilerde hem sevme hem nefret etme gibi patolojik olmayan bir durum görülebilir.
- Ambivans durumunda kayıp olduğunda ne yapacağını bilmezsiniz.
- Travma durumunda kayıp sonrası birkaç sene sonra bile acı çektiğiniz halde bile içimizde bir kazanç olmaz, travma problemleri işe karışınca işler karman çorman olur.
- 32:39Bilinçaltı Fantaziler
- Bilinçaltı fantaziler yas tutmayı bozabilir, herkesin fantazileri vardır ancak bunları bilmiyor veya söze dökemiyor olabilir.
- Örneğin, bir Türk hanımın çocukken kızamık olduğu, kız kardeşi de kızamık olduğu ve öldüğü, bu durumda çocuk kendi kendine "ben katilim" fantezisi oluşturmuş olabilir.
- Bu kadın evlenmedi, kız kardeşinin oğlunu kendi oğlu gibi yetiştirmiş, oğlan büyüdüğünde para göndermemeye başlayınca kadın depresyona girmiş ve bu hikaye ortaya çıkmıştır.
- 35:28Kültürel Yas Tutma Gelenekleri
- Eski zamanlarda birisi öldüğünde insan tutardı, pencereye gider, bağırır ve "beni niye bırakıyorsun gidiyorsun?" diye sorgular.
- Bu tür öfke ifadeleri yas tutmaya bir yararı vardır.
- Freud'lar gibi psikologlar, yas tutmanın iki sene sonra bittiğini düşünmüşlerdir.
- 36:54Yasın Anı Olarak Kalması
- Bir yas tamamıyla bitmez, anısı kafanızda kalır ve bu anı yapmak için tasarımı bir anı haline getirmek gerekir.
- Tasarım bir anı haline geldiğinde artık onunla her gece uğraşmaz, ağlamaz ve hatırlamazsınız.
- Birisiyle evlenirken, o kişinin tasarımı kaybolmaz ve yıldönümü tepkileri olarak anısına rüyalarınızda veya aklınıza gelebilir.
- 38:24Bitmeyen Yasın Örnekleri
- Konuşmacı, Amerika'da yaşadığı bir olayla ilgili hikayesini anlatıyor: Oda arkadaşı Erol'un vurulması ve 36 sene sonra gerçek yasını tutması.
- Bir adam, kardeşiyle konuşurken, aslında altı sene önce ölen kardeşiyle konuşuyormuş ve bu durum "intro project" olarak adlandırılıyor.
- Tasarımı alıp yemediğinizde, içinde yabancı bir cisim olarak kalır ve bu durum patolojik değildir.
- 44:15Bağlantı Okçuları
- Ölen kişinin tasarımı ve yas tutma sürecini dışa koyan kişiler "bağlantı okçusu" olarak adlandırılıyor.
- Bağlantı okçuları, ölen kişinin tasarımı ve kendi tasarımıyla birlikte bir nesneye (örneğin şişe) yerleştirip kilitliyorlar.
- Bu nesneler, yas tutmanın dışa çıkarıldığı ve normal yaşamın devam ettirildiği birer bağlantı noktası olarak kullanılıyor.
- 46:58Sınırlı Bağlantılar
- Sınırlı bağlantılar, ölen kişiyle olan özel anıları temsil eden nesnelerdir (örneğin, bir kadın annesinin entarisini giyerek onu anımsamak).
- Araba kazasında ölen bir çocuğun yanında bulunan taş, telefon çalıp kardeşin boğulduğunu öğrenmek gibi durumlar da sınırlı bağlantı örnekleridir.
- Bir şarkı, bir resim gibi nesneler de kaybedilen kişiye bağlanabilir ve bu durum "bağlantı opsi" olarak adlandırılır.
- 48:07Hatıra ve Bağlantı Opsisi
- Aile üyelerinin resimleri genellikle hatıra niteliğindedir ve geçmişimizi bilmek için önemlidir.
- Bağlantı opsi, nesnenin nerede olduğunu bilmeniz gerektiği ve onu her yere götürmeniz gereken özel bir bağlantıdır.
- Konuşmacı, bu durumun patolojik olmadığını ve kendisinin de bitmemiş yasının olduğunu belirtiyor.
- 50:46Kişisel ve Paylaşılan Kayıplar
- Kişisel kayıpların yaratıcılıkla ifade edilmesi, örneğin bir şarkının veya fundasyonun oluşturulması gibi geçiş nesneleri olarak adlandırılabilir.
- Kaybolan kişilerin ailelerinde uzun süre yas tutma devam edebilir ve bu durumda bir bağlantı nesnesi olarak düşünülebilir.
- Kıbrıs'ta kayıp komiteleri var ve bu kişilerin büyük olasılıkla uzun süre yas tutan kişiler olduğu düşünülebilir.
- 53:34Mülteciler ve Bağlantı Noktaları
- Filistinlilerin mültecilerken ceplerinde anahtarlarını tutmaları, evlerine dönmek için bağlantı noktaları olarak düşünülmüştür.
- Deprem, tsunami veya Çernobil gibi doğal afetlerde insanlar genellikle Allah'a kızar ve bu durumda Tayyip Erdoğan gibi liderlere kızmanın zor olduğu belirtiliyor.
- Aktarım figürleri olarak adlandırılan, halk tarafından bilinen kişiler kaybolsa, tüm halk paylaşılan yas tutar.
- 56:30Büyük Grup Kimliği ve Kayıplar
- Büyük grup kimliği nedeniyle öldürme, etnik, milliyetçi veya komünist nedenlerle bilerek birini öldürme durumudur.
- Büyük grup kimliğinde baskı, darbe veya travma varsa, yas tutma normal aile içindeki yas tutmadan farklılaşır.
- Köylerde Rumların kalan eşyaları kullanmak istemezlik, büyük grup kimliğinin etkisiyle kayıpların yas tutma sürecini etkilediği bir örnektir.
- 1:01:36Anıtlar ve Tarihsel Bellek
- Paylaşılan bağlantı noktaları olarak anıtlar, bitmeyen kayıpları içine koyar ve genellikle mermer veya demirden yapılır.
- Vietnam Harbi anıtı gibi, tükürük gibi görünen anıtlar, ziyaretçilerle birleşerek yas tutma deneyimi yaşatır.
- Saz Osetya'daki ağlayan baba heykeli gibi anıtlar, kayıpları ve yas tutmayı ifade eder, ancak bazı anıtlar (örneğin Miloseviç'in Kosova Harbi anıtı) savaşları teşvik edebilir.
- 1:05:39Kıbrıs'taki Mültecilerin Durumu
- Konuşmacı, Kıbrıs'ta yaşanan durumu örnek olarak vererek, 3 bin kişinin yaşadığı zorlu bir durumu anlatıyor.
- Gürcistanlılar, Aządan kaçarak Kıbrıs'taki lüks bir otelde yerleşmişler ve kayıplar tutuyorlar.
- Konuşmacı, bu insanların kocaları, kızları, oğulları öldüğü, kendileri yaralandığı ve evlerini kaybettiği bir durumda olduklarını belirtiyor.
- 1:07:02Mültecilerin Psikolojik Durumu
- Konuşmacı, bu 3 bin kişilik mülteci topluluğunu bir çöp kutusu gibi düşündüğünü ve onların psikolojik durumunun derin olduğunu vurguluyor.
- Mültecilerin hepsi kayıplar yapmış ve psikolojik olarak zor durumda olduklarını ifade ediyor.
- Konuşmacı, bu duruma karşı bir çözüm geliştirmenin önemini vurguluyor.
- 1:07:50Mültecilerin Hayatı ve Bağlantıları
- Mültecilerin arasında bir telefon olduğu ve bu telefonun sahibinin baş aile olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, bu aileyle beş sene çalıştığını ve insanların kaçarken köpeklerinin kaldığını anlatıyor.
- Mülteciler, eski köpeklerine benzeyen bir köpek bulup "bağlantı okçusu" olarak kullanmışlar ve geri döneceklerini umut ediyorlar.
- 1:08:49Mültecilerin Teşekkür Gösterisi
- Mülteciler, konuşmacıya yardım ettikleri için şeref göstermek istediklerini ve onun için bir oda yapacaklarını söylemişler.
- Altı ay sonra gelen konuşmacı, çöplüğün içindeki güzel bir odayı gösterilmiş ve mültecilerin tüm üç bin kişinin bir araya gelip yedi oda yaptığını anlatıyor.
- Bu mülteci yeri böylece bir numara olmuş.
- 1:10:09Düşmanlarla Konuşmanın Zorlukları
- Konuşmacı, metodla dünya genelinde düşmanları bir araya getirdiklerini belirtiyor.
- Kayıplara bakmadan, kayıpların yasını tutmadan düşmanla konuşmanın çok zor olduğunu vurguluyor.
- Düşmanlarla bir yere varmanın zorluğunu, düğme basıldığında eski imajların ve hislerin ortaya çıkarak konuşmaların bozulduğunu anlatıyor.