• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir öğretmenin TYT ve MSV sınavlarına hazırlık amacıyla hazırladığı kapsamlı bir biyoloji dersidir. Öğretmen, 2013'ten bu yana çıkmış sınav sorularını analiz ederek konuları anlatmaktadır.
    • Video, canlıların ortak özellikleri ile başlayıp, temel bileşikler, hücre yapısı, organik moleküller, enzimler, vitaminler, hormonlar, hücre zarı, madde geçişleri, canlıların sınıflandırılması, hücre bölünmesi, genetik kalıtım ve ekoloji konularını kapsamaktadır. Her bölüm, konu anlatımı ve sınav soruları üzerinden pekiştirme şeklinde yapılandırılmıştır.
    • Ders, MEB kazanımlarına uygun konu anlatımlı kitaptan hazırlanmış olup, özellikle TYT ve MSV sınavlarına hazırlanan öğrenciler için önemli bilgiler içermektedir. Video boyunca 2013-2024 yılları arasında çıkmış sınav soruları üzerinden konular pekiştirilmekte ve öğrencilerin sınavlarda karşılaşabilecekleri soru tipleri gösterilmektedir.
    00:43TYT Full Tekrar Videosu Tanıtımı
    • Video, 2013'ten bu yana çıkmış sınav sorularını analiz ederek TYT ve MSV sınavlarında hangi konulardan soruların geldiğini göstermektedir.
    • Anlatım, MEB kazanımlarına uygun konu anlatımlı kitaptan yapılacaktır.
    • Video, TYT ve MS öncesi hazırlık için önemli bir kaynak olacaktır.
    02:36Canlıların Ortak Özellikleri
    • Canlıların ortak özellikleri: hücresel yapı, beslenme, boşaltım, üreme, homeostazi, adaptasyon, organizasyon, uyarılara tepki verme ve metabolizmadır.
    • Canlılar hücre ya da hücrelerden meydana gelir; sayısına göre tek hücreli ve çok hücreli, yapısına göre prokaryot ve ökaryot olarak ikiye ayrılır.
    • Prokaryot canlılar çekirdeği ve zarlı organeli olmayan, ökaryot canlılar ise çekirdeği ve zarlı organeli olan canlılardır.
    03:50Tek Hücreli ve Çok Hücreli Canlılar
    • Tek hücreli canlılar: bakteri, arke, amip, öglena ve paramesyum gibi prokaryot canlılar ve amip, öglena, paramesyum gibi ökaryot canlılardır.
    • Çok hücreli canlılar: bazı protistalar (algler), bitkiler, hayvanlar ve çoğu mantardır (maya mantarı hariç).
    • Prokaryot canlıların tamamı tek hücreli iken, ökaryot canlıların tamamı çok hücreli değildir; ökaryotlar içerisinde hem tek hücreli hem çok hücreli canlılar vardır.
    04:50Beslenme
    • Canlılar ATP ihtiyaç duyarlar ve bu ATP'yi kendi ürettikleri besinden veya dışarıdan hazır aldıkları besinden karşılarlar.
    • Beslenme yönüyle canlılar üç gruba ayrılır: üretici (ototrof), tüketici (heterotrof) ve hem üretici hem tüketici (öğle ayı).
    • Üretici canlılar inorganik maddeyi kullanarak organik madde sentezler; enerji kaynağına göre fotosentetikler (ışık enerjisi) ve kemosentetikler (kimyasal enerji) olarak ikiye ayrılır.
    06:30Solunum ve Boşaltım
    • Solunum, beslenme sonucundan besin monomerlerinin parçalanarak enerji elde edilmesi olayıdır.
    • ATP üretim mekanizmaları: hücresel solunum (oksijenli ve oksijensiz) ve fermantasyon olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Boşaltım, canlıların metabolik faaliyetleri sonucu oluşturdukları atıklarını hücre ya da vücutlarından uzaklaştırmaları işlemidir; bitkinin yaprak dökmesi, insanlarda terleme ve solunumla karbondioksit verme boşaltım örnekleridir.
    08:18Hareket
    • Canlıların hareketi pasif ve aktif olmak üzere iki çeşittir.
    • Canlıların ortak özellikleri ile ilgili sorularda genelleme ifadesi kullanılmalıdır; "tüm canlılar hareket eder" doğru, "tüm canlılar aktif hareket eder" yanlıştır.
    • Tüm canlılar aktif hareket etmez, örneğin süngerler pasif bir şekilde hareket eder.
    08:48Canlıların Ortak Özellikleri
    • Canlılar iç ve dış çevreden gelen fiziksel ve kimyasal uyarılara tepki verirler, örneğin köpeğin kulaklarını dikleştirmesi veya öglenanın ışığa doğru yönelmesi.
    • Metabolizma, canlı vücudunda gerçekleşen anabolik (yapım tepkimeleri), katabolik (yıkım tepkimeleri) ve dönüşüm reaksiyonlarının toplamıdır.
    • Anabolizma reaksiyonları sırasında ATP enerjisi harcanırken, katabolizma reaksiyonları sırasında ATP enerjisi harcanmaz.
    10:37Homestezi ve Adaptasyon
    • Homestezi, canlıların değişen ortam şartlarına karşı kendilerini belirli sınırlar içerisinde tutmalarıdır; örneğin yemek yedikten sonra pankreasın etkisiyle salgılanan insülin hormonu kan şekerini dengelemek için homestezi sağlar.
    • Adaptasyon, canlıda hayatta kalma ve üreme şansını artıran kalıtsal özelliklerdir ve doğal seçilim sonucu oluşur.
    • Kurak bölge bitkilerinin yaprak yüzeylerinin daha dar olması, gaz alışverişi sırasında fazla su kaybını önlemek için bir adaptasyondur.
    12:02Organizasyon ve Büyüme
    • Tek hücreli canlılarda organizasyon basamakları atom, molekül, organel ve hücre olmak üzere dört basamaktan oluşurken, çok hücreli canlılarda doku, organ, sistem ve organizma basamakları da eklenir.
    • Tek hücreli canlılarda büyüme hacim ve kütle artışı ile olurken, çok hücreli canlılarda hacim ve kütle artışına ek olarak hücre sayısının artmasıyla da gerçekleşebilir.
    • Üreme, neslin devamlılığı için zorunlu olup, canlı olmak için zorunlu olmayan ortak özelliklerden biridir ve eşeyli ve eşeysiz olmak üzere ikiye ayrılır.
    13:58Tüm Canlılarda Ortak Yapılar
    • Tüm canlılarda hücre zarı, ATP, sitoplazma, ribozom, enzim, DNA ve RNA ortak olarak bulunur.
    • Ribozomun görevi protein sentezini gerçekleştirmektir ve bu süreç tüm canlılarda ortak olarak gerçekleşir.
    • Protein sentezinde aminoasitler bir araya gelerek protein yapar ve açığa en eksi bir su çıkar, bu dehidrasyon tepkimesi olarak adlandırılır.
    15:21Canlıların Temel Bileşikleri
    • Canlıların temel bileşikleri inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır; inorganik bileşikler canlı bünyesinde üretilemez, dışarıdan hazır olarak alınır ve genellikle enerji verici değildir.
    • Organik bileşikler karbonhidratlar, yağlar, proteinler, enzimler, ATP, vitaminler, hormonlar ve nükleik asitler olmak üzere çeşitli moleküllerden oluşur.
    • Organik bileşikler içerisinde yapıcı, onarıcı, düzenleyici ve enerji verici olanlar vardır; karbonhidratlar enerji verici, protein ve lipid yapıcı ve onarıcı, protein, lipid, enzim, vitamin, hormon ve nükleik asitler düzenleyici olan organik bileşiklerdir.
    16:58Su Özellikleri
    • Su, asit, baz ve tuz gibi inorganik bileşiklerden farklı olarak kolay çözücüdür ve hidroliz reaksiyonlarında kullanılır.
    • Su, yüksek öz ısısı nedeniyle geç ısınır ve geç soğur, bu da su altında yaşayan canlıların hayatını kolaylaştırır.
    • Enzimler %15'in altındaki su varlığında çalışamazlar, bu nedenle susuz ortamda besinler daha iyi korunur.
    • Bakteriler suyun olduğu ortamda daha çok faaliyet gösterir ve enzimatik reaksiyonlar sayesinde bozulma olayı daha hızlı gerçekleşir.
    • Su, damarlarımızda kanın akmasında taşıyıcı özelliğe sahiptir.
    18:00Mineraller
    • Mineraller genel olarak düzenleyici rol oynar ve enerji vermezler çünkü inorganik bileşiklerdir.
    • Kemosentetik canlılar bazı inorganik bileşikleri enerji verici olarak kullanabilir.
    18:33Monomer ve Polimer Kavramları
    • Monomer, yapıtaşı veya birim olarak adlandırılan küçük maddelerdir ve hücre zarından sindirilmeden geçebilirler.
    • Polimer, aynı veya benzer birçok molekülün bir araya gelmesiyle oluşan büyük maddelerdir ve hücre zarından sindirilmeden geçemezler.
    • Monomer maddeler arasında aminoasit, glikoz, galaktoz ve fruktoz bulunurken, polimer maddeler arasında nişasta, glikojen, selüloz, kitin, protein, enzim ve nükleik asitler yer alır.
    21:23Dehidrasyon ve Hidroliz Reaksiyonları
    • Dehidrasyon, küçük maddeden büyük madde oluşurken açığa su çıkartma olayıdır ve anabolizma olarak da adlandırılır.
    • Hidroliz, büyük maddenin suyla birlikte parçalanması olayıdır, ancak su kullanılan her tepkimeye hidroliz denmez.
    • Karbonhidratlar yapıcı, onarıcı ve enerji vericidir, ancak düzenleyici değildir.
    23:40Karbonhidratların Türleri
    • Karbonhidratlar yapılarındaki şeker sayısına göre monosakkaritler, disakkaritler ve polisakkaritler olmak üzere üçe ayrılır.
    • Monosakkaritler içerdiği karbon sayısına göre üç karbonlu, beş karbonlu ve altı karbonlu olmak üzere üçe ayrılır.
    • Beş karbonlu monosakkaritler (riboz ve deoksiriboz) nükleik asitlerin yapısına katılır ve enerji vermez.
    25:07Monosakkaritlerin Özellikleri
    • Monosakkaritler tek şekerlerdir ve yapısında glikozit bağı bulunmaz.
    • Altı karbonlu monosakkaritler arasında glikoz (kan şekeri), galaktoz (süt şekeri) ve fruktoz (meyve şekeri) bulunur.
    • Fruktoz en tatlı şekerdir, galaktoz ise en tatsız şekerdir.
    27:14Disakkaritlerin Yapısı ve Türleri
    • Disakkaritler, iki tane monosakkaritin bir araya gelmesiyle oluşur ve glikozit bağı ile bağlanır.
    • Disakkaritler hücre zarından direkt geçemezler, sindirilmeden (hidroliz edilmeden) geçemezler.
    • En önemli disakkaritler maltoz (arpa şeker), laktoz (hayvansal kaynaklı) ve sükroz (çay şeker) olmak üzere üçtür.
    27:56Disakkaritlerin Yapısı
    • Maltoz, iki tane glikozun birleşmesiyle oluşur ve açığa su çıkar.
    • Sükroz (çay şeker), glikoz ve fruktozun birleşmesiyle oluşur.
    • Laktoz, glikoz ve galaktozun birleşmesiyle oluşur ve açığa su çıkar.
    29:37Polisakkaritler
    • Polisakkaritler (çok şekerler), çok sayıda monosakkarit bir araya gelerek oluşur ve polimerdir.
    • Polisakkaritler yapısal (selüloz ve kitin) ve deposal (glikojen ve nişasta) olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Glikojen ve nişasta, en tane glikozun bir araya gelmesiyle oluşur, ancak bağlanma biçimleri farklı olduğu için farklı isimler alır.
    31:01Polisakkaritlerin Özellikleri
    • Glikojen, hayvanlar, bakteriler, arkeler ve mantarların depo polisakkaritidir; insanlarda karaciğer ve kaslarda depolanır.
    • Nişasta, bitkilerin depo polisakkaritidir; hayvanlarda bulunur ancak depo edilmez, sindirimi hücre dışında gerçekleşir.
    • Selüloz, bitki ve alplerin hücre çeperinin yapısına katılır; insanlar tarafından sindirilmez ancak sindirim kanalında kuş salgısını uyararak sindirimin daha kolay gerçekleşmesini sağlar.
    • Kitin, böceklerin dış iskeleti ve mantarların hücre duvarında bulunur.
    33:00Lipitler (Yağlar)
    • Lipitler (yağlar) enerji verici olarak kullanılır, büyük moleküllerdir ancak polimer değildir çünkü yağ asitleri ve gliseroller farklı maddelerdir.
    • Lipitler yapıcı, onarıcı, düzenleyici ve enerji verici özelliklere sahiptir.
    • Lipitler trigliseritler, fosfolipitler ve steroidler olmak üzere üç gruba ayrılır; trigliseritler ve fosfolipitlerde ester bağı bulunurken steroidlerde yoktur.
    34:06Trigliseritler
    • Trigliseritler polimer değildir, depo yağlardır ve yapı taşları arasında ester bağı bulunur.
    • Nötral yağ üç yağ asidi ve bir gliserolden oluşur ve sentezinde üç su açığa çıkar.
    • Yağ asitleri doymuş ve doymamış olmak üzere ikiye ayrılır; doymuş yağ asitlerinde karbon atomları arasında çift bağ, doymamış yağ asitlerinde tek bağ vardır.
    35:12Esansiyel Maddeler
    • Esansiyel maddeler, canlı bünyesinde üretilemeyip dışarıdan hazır olarak alınan maddelerdir.
    • Esansiyel maddeler aminoasitler, bazı yağ asitleri, vitaminler ve minerallerdir.
    • Fosfolipitler iki yağ asidi, bir gliserol, kolin ve fosfat grubundan oluşur ve hücre zarının yapısına katılır.
    36:02Steroidler
    • Steroidler en küçük yağ molekülleridir ve ester bağı yoktur.
    • Steroidler kolesterol, A, D, E, K vitaminleri ve eşeysel hormonlar (östrojen, progesteron, testosteron) olmak üzere dört gruba ayrılır.
    • Proteinler genetik şifreye göre sentezlenir, DNA'daki bilgiye bakılarak RNA yazılır ve RNA'dan protein sentezi gerçekleştirilir.
    36:54Proteinlerin Özellikleri
    • Proteinler sindirilmeden hücre zarından geçemez, büyük moleküllerdir ve polimerdir.
    • Karbonhidrat, yağ ve protein solunumla parçalanması sonucu karbondioksit, su, ATP ve ısı açığa çıkar; sadece proteinlerde amonyak açığa çıkar.
    • Proteinler aminoasitlerin bir araya gelmesiyle oluşur ve aminoasitlerin radikal grubunun değişmesi protein çeşitliliğini sağlar.
    38:46Protein Sentezi ve Yapıları
    • Proteinlerin farklı olmasını sağlayan elemanlar aminoasit sayısı, sırası ve dizilişidir.
    • Protein sentezi ribozomda gerçekleşir, ancak aminoasit sentezi ribozomda gerçekleşmez.
    • Proteinler primer, sekonder, tesir ve kuarterler olmak üzere dört farklı yapıda bulunabilir; primer yapının işlevsel olmadığı, diğerlerinin işlevsel olduğu belirtilir.
    39:58Denatürasyon ve Renatürasyon
    • Denatürasyon, proteinin yapısının bozulması durumudur.
    • Renatürasyon, denatürasyon sonucu bozulan proteinin eski haline gelmesi durumudur.
    • Denatürasyon sırasında proteinin üç boyutlu yapısı bozulur, ancak aminoasit sayısı, sırası ve dizilişinde ve aradaki peptit bağlarında değişiklik olmaz.
    41:21Enzimlerin Özellikleri
    • Enzimler reaksiyonu başlatmazlar, başlamış olan reaksiyonu hızlandırırlar.
    • Enzimler tepkime sonucunda etkilenmeden çıkar ve tekrar tekrar kullanılabilirler.
    • Enzimin etki ettiği maddeye substrat denir ve substrat düzeyi arttıkça tepkime hızı artar.
    41:54Enzimlerin Çalışma Prensibi
    • Enzimler substratların dış yüzeylerinden etki ederler, bu nedenle substrat yüzeyini artırarak reaksiyonu hızlandırabiliriz.
    • Enzimler genellikle takım halinde çalışır ve bir enzimin ürünü başka bir enzimin substratı olabilir.
    • Nişasta hidrolizinde amilaz enzimi nişastayı maltoz ve dekstrine, maltoz hidrolizinde maltaz enzimi maltozu glikozlara ayırır.
    43:25Enzimlerin Türleri
    • Enzimler aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır, aktif enzimlerin sonu genellikle "az" ile biter.
    • Enzimler basit enzim ve bileşik enzim olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Bileşik enzimlerin yapısında protein ek olarak yardımcı bir grup bulunur, bu gruba kofaktör denir.
    43:50Kofaktörler ve Vitaminler
    • Kofaktör organik bir molekülse koenzim, inorganik bir molekülse mineral olarak adlandırılır.
    • Enzimlerin yapısına katılacak yardımcı grup inorganik olursa mineral, organik olursa vitamin olur.
    • Enzimler protein yapılı olduğu için gen kontrolü altında sentezlenir.
    44:30Substrat Düzeyinin Etkisi
    • Substrat düzeyi arttıkça tepkime hızı artar, bu nedenle patatesin yüzeyini artırarak reaksiyon hızını artırabiliriz.
    • Karaciğerdeki katalaz enzimi H₂O₂'yi hidrolize eder ve karaciğerin yüzey alanını artırarak reaksiyon hızını artırır.
    • Reaksiyon hızının artmasının sebebi substrat düzeyinin artırılması değil, enzim sayısının artmasıdır.
    46:32Vitaminler
    • Vitaminler genellikle insan vücudunda sentezlenmediği için esansiyeldir ve dışarıdan hazır olarak alınmalıdır.
    • Vitaminler enerji vermez, organik bileşikler içerisinde enerji vermeyenlerden biridir.
    • Vitaminler suda çözünenler (B vitaminleri) ve yağda çözünenler olmak üzere ikiye ayrılır.
    47:06Vitaminler ve Hormonlar
    • B ve C vitaminleri suda çözünen vitaminlerdir, A, D, E ve K vitaminleri ise yağda çözünen vitaminlerdir.
    • Yağda çözünen vitaminlerin fazlası karaciğerde depo edilir, bu nedenle eksikliği daha az hissedilir.
    • Suda çözünen vitaminlerden B12 hariç fazlası idrarla atılır.
    47:22Hormonlar ve ATP
    • Hormonlar hedef organı etkileyen organik bileşiklerdir ve düzenleyici olarak görev yaparlar.
    • Bitkisel hormonlar (örneğin muzun olgunlaşmasında görev alan hormonlar) ve hayvansal hormonlar vardır.
    • ATP (adenozin trifosfat) tüm canlılarda enerji tüketimini gerçekleştirmek için kullanılır ve depolanıp transfer edilmez.
    48:09ATP ve Nükleik Asitler
    • Enerji açığa çıkaran tepkimeler exergonik, gerçekleşmesi için enerjiye ihtiyaç duyulan tepkimeler ise endergonik tepkimelerdir.
    • ATP'nin üretilmesine fosforilasyon, yıkılmasına ise de fosforilasyon denir.
    • Nükleik asitler çok sayıda nükleotitin bir araya gelmesiyle oluşan polimer maddelerdir ve DNA ile RNA olmak üzere ikiye ayrılır.
    48:45DNA ve RNA'nın Yapısı
    • Nükleotit yapısında azotlu organik bazlar, beş karbonlu şeker ve fosfat grubu bulunur.
    • Azotlu organik bazlar pürin ve primidin olmak üzere ikiye ayrılır; pürinler beşgen ve altıgen halkalarının birleşiminden oluşurken, primidinler sadece altıgen halkadan oluşur.
    • DNA'ya özgü azotlu organik bazlar timin ve kent, RNA'ya özgü azotlu organik bazlar ise urasidir.
    49:32DNA ve RNA'nın Farklılıkları
    • DNA'da beş karbonlu şeker deoksiriboz, RNA'da ise ribozdur.
    • DNA'nın iki ipliği birbirine fosfodiester bağı ile bağlanırken, karşılıklı iki iplik zayıf hidrojen bağlarıyla bağlanır; adeninle timin arasında ikili, guanin ve sitozin arasında üçlü zayıf hidrojen bağı bulunur.
    • Nükleik asitlerde bulunmayanlar protein, aminoasit, peptit bağı ve yağdır.
    50:47DNA'nın Özellikleri
    • DNA, çok sayıda nükleotitin bir araya gelmesiyle oluşur ve genetik şifreye göre protein ve RNA çeşitlerini sentezler.
    • Bir DNA molekülünde adenin, timin, guanin, sitozin oranı her zaman birdir ve pürin ile primidin oranı da her zaman birdir.
    • Bir DNA molekülünde azotlu baz sayısı, fosfat sayısı, deoksiriboz sayısı ve nükleotit sayısı birbirine eşittir.
    51:51DNA ve RNA'nın Farklılıkları
    • DNA kendini eşleyebilir (replikasyon) ve bu olay hücre bölünmesiyle ilişkilidir.
    • Vücudumuzda her yerde aynı DNA bulunur ancak aktif genler farklı olduğu için farklı organlar oluşur.
    • RNA, DNA'ya göre tek ipliklidir ve RNA çeşitleri mRNA, tRNA ve rRNA olmak üzere üçe ayrılır; en fazla tRNA bulunurken en az mRNA bulunur.
    53:12Hücre Türleri
    • Hücreler yapı ve gelişmişlik düzeyine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Prokaryot hücreler çekirdeği ve zarlı organeli olmayan bakteriler ve arkelerdir.
    • Ökaryot hücreler çekirdeği ve zarlı organeli olan protistalar, bitkiler, mantarlar ve hayvanlardır.
    54:50Çekirdek
    • Ökaryot bir hücrenin kalıtım materyalini oluşturan çekirdek, hayatın devamlılığı için önemlidir.
    • Genelde bir hücrede bir çekirdek olur, ancak toplanma bölünmesi gerçekleşmezse bazı hücrelerde birden fazla çekirdek bulunabilir.
    • Çekirdek çift zarlıdır ve geniş porlar içerir, bu porlar hücre zarından daha büyük şeylerin geçişine olanak sağlar.
    55:39Organellerin Türleri
    • Zararsız organeller: ribozom ve sentrozom.
    • Çift zarlı organeller: plastikler (kloroplast, kromoplast, leucoplast) ve mitokondri.
    • Tek zarlı organeller: koful, peroksizom, golgi, endoplazmik retikulum ve lizozom.
    56:32Ribozom ve Sentrozom
    • Ribozom, protein sentezinin gerçekleştiği yapıdır ve prokaryotlarda, ökaryotlarda ortak olarak bulunur.
    • Sentrozom, iyi ipliklerini oluşturmakla görevli olan yapıdır ve prokaryotlarda, gelişmiş bitki hücrelerinde, mantarlarda ve bazı hayvan hücrelerinde bulunur.
    • İnsanlarda sentrozomun kaynağı spermden gelen sentrozomdur, bu nedenle sentrozom babadan, mitokondri ise anneden alınır.
    57:48Endoplazmik Retikulum ve Golgi
    • Endoplazmik retikulum, hücre içerisinde madde taşınmasında görev alır ve ribozom bulundurup bulundurmamasına göre granüllü ve granülsüz olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Golgi, glikoprotein, glikolipit ve lipoprotein üretiminde görev alır ve bu yapılar hücrenin kimliğini kazanmasını sağlar.
    • Golgi, glikoprotein, glikolipit ve lipoproteinlerin hem üretiminde hem de salgılanmasında görev alır.
    58:39Lizozom ve Peroksizom
    • Lizozomun görevi hücre içi sindirim yapmaktır ve içerisindeki enzimleri granüllü endoplazmik retikulum üretir.
    • Peroksizom, bitki ve hayvanlarda ortak olarak bulunan organellerden biridir ve zehirli maddelerin zehirsizleştirilmesini sağlar.
    • Peroksizom, ökaryot bir hücrede oksijen kullanımını gerçekleştiren organellerden biridir, ancak mitokondri gibi ATP üretmez.
    59:32Koful
    • Koful çeşitleri çeşitli görevlerde bulunur.
    • Koful çeşitleri arasında kontraktil koful ve merkezi koful bulunmaktadır.
    • Koful çeşitleri ile ilgili sorular sınavlarda sorulabilir.
    1:00:00Mitokondri ve Kloroplast
    • Kofullar birleşerek merkezi kofulu meydana getirir ve bitki hücresi aklına gelmesi gerekir.
    • Mitokondri ve kloroplast çift zarlı organellerdir ve sıkı bir ilişki içinde çalışırlar.
    • Mitokondrinin görevi oksijenli solunum yaparak ATP üretmektir ve annemizden, sentrozomumuzu babamızdan alırız.
    1:00:49Plastikler
    • Plastikler kloroplast, kromoplast ve lokoplast olmak üzere üçe ayrılır ve en önemli olan kloroplasttır.
    • Fotosentezin gerçekleşmesi için kloroplast şart değildir, klorofil pigmenti şarttır.
    • Prokaryot canlılarda zarlı organel bulunmaz ve fotosentez için kloroplast şart değildir.
    1:01:35Mitokondri ve Kloroplast İlişkisi
    • Mitokondri oksijenli solunum yaparak besini oksijenle parçalayıp karbondioksit ve su açığa çıkarır.
    • Kloroplast ışık enerjisini kullanarak inorganik maddeleri bir araya getirerek besin sentezini ve oksijen açığa çıkarma işlemini gerçekleştirir.
    • Bu sıkı ilişkiden dolayı sorularda ortak ve farklı özellikler sorulabilir.
    1:02:06Diğer Plastik Çeşitleri
    • Kromoplast fotosentezin gerçekleştiği bir yapı değildir, içerdiği karotenoidler sayesinde renkli olmasını sağlar.
    • Karotenoidler fazla ışığı emerek klorofilin çok ışıktan zarar görmesini engeller.
    • Lokoplast bitkinin renksiz kısımlarında besinlerin depo edilmesini sağlayan yerlerdir ve bazı plastikler ışığın etkisine bağlı olarak birbirlerine dönüşebilir.
    1:02:42Hücre İskeleti
    • Hücre iskeleti elemanı görüldüğünde kesinlikle bir ökaryot hücre olduğu anlaşılır çünkü prokaryot hücrelerde bulunmaz.
    • Hücre iskeleti mikrotübül, mikrofilament ve ara filament olmak üzere üçe ayrılır.
    • Hücre iskeleti hücrenin yapısını ve hareketini sağlar.
    1:03:16Sınav Soruları
    • 2020 yılında hayvan ve bitki hücresinde ortak özelliği olmayan sorulmuş, 2022 yılında da benzer bir soru sorulmuştur.
    • Bakteri ile hayvanın karşılaştırması da sorulabilir ve ÖSYM karşılaştırmalı soruları sever.
    • Hücre zarı tüm canlılarda ortak olarak bulunan bir yapıdır, ancak hücre duvarı tüm canlılarda ortak değildir.
    1:04:34Hücre Zarı
    • Hücre zarı tüm hücrelerde bulunan, seçici geçirgen bir yapıdır.
    • Hücrenin yapısını açıklayan en önemli model akıcı mozaik zar modelidir ve çift sıra fosfolipit tabakadan oluşur.
    • Fosfolipit tabaka akışkan bir özellikte olup, glikolipit ve glikoprotein gibi yapılar hücrenin özgürlüğünü kazandırır.
    1:05:56Hücre Zarının Bileşenleri
    • Kolesterol steroid yapılı bir molekül olup hayvan hücrelerinin zarının bileşenini oluşturur, esneklik ve dayanıklılık kazandırır.
    • Kanal proteinleri madde alışverişini sağlayan yapılardır.
    • Fosfolipit tabakada suyu seven ve sevmeyen kısımlar vardır ve hücre zarından geçebilen ve geçemeyen maddeler önemlidir.
    1:06:24Hücre Duvarı ve Madde Geçişleri
    • Hücre duvarı, bazı canlılarda hücre zarının dışında bulunan bir katmandır.
    • Normal ortamda bulunan bir hücreyi kendinden daha yoğun bir ortama atarsak, hücre büzülür ve zar ile çeper arası mesafe artar.
    • Bazı bakterilerde peptidoglikan, arkelerde pseudopeptidoglikan, bitkilerde ve alplerde selüloz, mantarlarda kitin adı verilen hücre duvarı bulunur, hayvanlarda ise hücre duvarı yoktur.
    1:07:49Hücre Zarından Madde Geçişleri
    • Küçük maddelerin geçişi pasif ve aktif taşıma olmak üzere ikiye ayrılır; pasif taşımada ATP harcanmazken, aktif taşımada harcanır.
    • Pasif taşımada çoktan aza doğru, aktif taşımada azdan çoğa doğru taşınma gerçekleşir.
    • Pasif taşıma çeşitleri difüzyon (basit ve kolaylaştırılmış difüzyon), ozmoz ve diyaliz olmak üzere üçtür.
    1:08:31Büyük Maddelerin Geçişi
    • Büyük maddelerin hücre içine alınması endositoz, hücre dışına atılması egzositoz olarak adlandırılır.
    • Hücre içine alınan katı madde fagositoz, sıvı madde ise pinositoz olarak adlandırılır.
    • Hücre zarından geçebilen maddeler küçük maddelerdir, büyük maddeler geçememektedir.
    1:09:41Difüzyon ve Ozmoz
    • Kolaylaştırılmış difüzyonda taşınan madde çoktan aza doğru taşınır, enzim kullanılmaz ancak taşıyıcı protein görev alır.
    • Aktif taşımada enzim kullanılır, taşıyıcı protein görev alır ve ATP harcanır.
    • Ozmozda suyun geçişi çoktan aza doğru gerçekleşir ve taşıyıcı protein (aquapoin) görev alır.
    1:11:05Ozmotik Basınç ve Emme Kuvveti
    • Ozmotik basınç su alma isteğidir ve emme kuvveti ile doğru orantılıdır.
    • Turgor basıncı fazla suyun çepere zara yaptığı basınçtır ve ozmotik basınçla ters orantılıdır.
    • Plazmaliz, bir maddeyi kendinden çok yoğun bir ortama attığımızda maddenin içindeki suyun dışarı çıkması ve büzülmesi durumudur.
    1:13:24Aktif Taşıma ve Endositoz
    • Aktif taşımada azdan çoğa doğru geçiş gerçekleşir ve iki ortam arasındaki fark artırılır.
    • Endositoz olayında hücre zarının yüzey alanı küçülür, egzositozda ise büyür.
    1:14:40Hücre Zarından Madde Geçişleri
    • Endositoz durumunda hücre zarının yüzey alanı azalır çünkü hücre zarının bir kısmı koful oluşumuna katılır.
    • Egzositozda hücre zarının yüzey alanı artar çünkü madde dışarı atıldığında kullanılabilir alan artar ve kofulda hücre zarına katılır.
    • Hücre zarından madde geçişleri ile ilgili şekilli sorularda yorumlama yapabilmek çok önemlidir.
    1:16:43Hücre Zarından Madde Geçişleri Örnekleri
    • Nişasta büyük bir madde olduğu için yarı geçirgen zardan geçemez, bu nedenle kabın içerisinde nişasta olmadığı için mavi renk alamayacaktır.
    • İyot yarı geçirgen zardan geçebilecek küçüklükteki bir madde olduğu için geçebilir ve nişastanın olduğu ortamı mavi-mor renk almasını sağlar.
    • Glikoz yarı geçirgen zardan geçebilirken, nişastayı sindiren enzim büyük bir madde olduğu için kaba döküldüğü zaman kaptan yarı geçirgen zara geçemez ve nişasta sindirilemez.
    1:18:13Aktif Taşıma ve Kolaylaştırılmış Difüzyon
    • Aktif taşıma ile kolaylaştırılmış difüzyonun ortak özelliği taşıyıcı proteinin kullanılıyor olması ve çift yönlü bir şekilde gerçekleşmesidir.
    • Tablolar hücre zarından madde geçişlerini karşılıklı olarak gösterir ve hangi taşıma çeşitlerinde neyin taşındığını belirtmek önemlidir.
    1:19:06Bilimsel Yöntem Basamakları
    • Bilimsel yöntem basamaklarında önce gözlem yapılır, veriler toplanır ve problem tespit edilir.
    • Tespit edilen probleme uygun hipotez kurulur, hipoteze dayalı tahminler yapılır ve kontrollü deneylerle incelenir.
    • Deney sonucunda hipotez yanlış çıkarsa tekrar hipotez kurma aşamasına dönülür, doğru çıkarsa deney tekrarlanır ve herkes tarafından aynı sonuç verildiyse bilgi geçerlidir.
    1:20:14Bağımlı ve Bağımsız Değişken
    • Deneyde etkisi araştırılan değişkene bağımsız değişken, bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkene bağımlı değişken adı verilir.
    • Örneğin, minerallerin bitki gelişimine etkisini inceleyen bir deneyde mineral bağımsız değişken, bitki gelişiminin değişimi ise bağımlı değişkendir.
    1:21:02Canlıların Çeşitliliği ve Sınıflandırılması
    • Günümüzde geçerli olan sınıflandırma filogenetik sınıflandırma olup, canlıları köken benzerliklerine göre sıralar ve homolog organları dikkate alır.
    • Günümüzde geçerli olmayan ampirik sınıflandırmada analog organları dikkate alır, analog organların kökenleri farklı, görevleri aynı olan organlardır.
    • Tür kavramı çiftleştiğini ve verimli döller verebilmesi ayırt edici bilgilerdir, tür kavramı ikili adlandırma ile ifade edilir ve birinci isim cins ismi, ikinci isim tanımlayıcı isimdir.
    1:22:24Hayvan Türleri ve Sınıflandırma
    • Aynı cinsteki iki hayvan türü için tanımlayıcı ismi aynı olması yakın akrabalık anlamına gelmez, tanımlayıcı ismi farklı olan canlılar iki farklı tür olabilir.
    • Bilimsel adları verilen dört tür (Morus nigra, Morus alba, Can domesticus ve Felis domesticus) arasında üç farklı cins (Canis, Felis ve Morus) vardır.
    • Filogenetik sınıflandırma basamakları: Tür, Cins, Familia, Takım, Sınıf, Şube ve Alem şeklindedir.
    1:23:54Sınıflandırma Kademeleri ve Canlı Alemleri
    • Türden aleme doğru gidildikçe canlı çeşitliliği artarken benzerlik azalır.
    • Aynı takımda yer alan canlıların takımın üstünde yer alan bütün sınıflandırma kademeleri aynıdır, altları aynı da olabilir, farklı da olabilir.
    • Prokaryot canlılar bakteriler ve arkelerdir; bakterilerde DNA'nın etrafı çıplaktır, histon proteini kaplı değildir, arkelerde ise kaplıdır.
    1:27:12Bakterilerin Özellikleri
    • Bakteriler prokaryot, zarla çevrili organellerin olmadığı, ototrof veya heterotrof (üretici veya tüketici) olan, genellikle peptidoglikan hücre duvarına sahip canlılardır.
    • Bakteriler zorlu ortamda endospor oluşturabilir, bu bir üreme biçimi değil, canlıyı zorlu şarttan koruyan bir katmandır.
    • Bakterilerde üreme basit bir şekilde ikiye bölünme şeklinde gerçekleşir, mitoz bölünme evreleri (profaz, metafaz, anafaz, telefaz) görülmez.
    1:28:53Bakterilerin Beslenme Şekilleri
    • Bakteriler fotosentetik (ışık enerjisini kullanarak besin sentezi gerçekleştiren) veya kemosentetik (kimyasal enerjiyi kullanarak besin sentezi gerçekleştiren) olabilir.
    • Saprofit bakteriler ayrıştırıcı bakterilerdir, hücre dışına sindirim enzimi göndererek organik maddeleri parçalayarak besin elde ederler.
    • Parazit bakteriler hazır sindirilmiş besin alır, hücre dışı sindirim enzimi yoktur ve organik besinlerin bulunduğu ortamda yaşayamazlar.
    1:30:18Prokaryot Canlılar
    • Zorunlu aerob bakteriler sadece oksijenli ortamda yaşayan bakterilerdir ve mitokondri içermezler.
    • Arkeler tek hücreli prokaryot canlılardır ve her baba yiğit'in yaşayamadığı ortamlarda yaşarlar.
    • Arkelerde metan gazı üretim özelliği görülür.
    1:31:28Protista Alemi
    • Protista alemi çok fazla canlı çeşitliliğine sahiptir ve amip, öglena ve paramesyum gibi canlılar önemlidir.
    • Protista alemi içerisinde tek ya da çok hücreli organizmalar, eşeyli eşeysiz üreyebilen, üretici ve tüketici canlılar bulunur.
    • Paramesyum bölünerek eşeysiz olarak çoğalabilir, öglena boyuna bölünme gerçekleştirir, amip ise rastgele bölünme yapar.
    1:32:30Bitkiler Alemi
    • Bitkiler tohumsuz bitkiler ve tohumlu bitkiler olmak üzere ikiye ayrılır, tohumsuz bitkiler damarlı ve damarsız olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Damarsız tohumsuz bitkilere kara yosunlu, damarlı tohumsuz bitkilere eğrelti otu örnek verilebilir.
    • Tohumlu bitkiler iletim demeti, gerçek kök, gövde ve yaprak gibi kısımları içerir ve tohumların açık ya da kapalı olmasına göre açık tohumlu ve kapalı tohumlu olmak üzere ikiye ayrılır.
    1:33:16Mantarlar Alemi
    • Mantarlar tüketici canlılardır, depopolisakkaritleri glikojendir ve klorofil ya da kloroplast gibi yapıları bulunmaz.
    • Mantarların geneli çok hücrelidir, sadece maya mantarı tek hücrelidir ve kitinden oluşan hücre duvarları vardır.
    • Mantar ve alp birlikteliğine bizlikken, mantar ve bitki birlikteliğine mikoriza adı verilir.
    1:34:16Ökaryot Canlıların Sıralaması
    • Ökaryot canlılar basitten gelişmişe doğru sıralandığında protestolar, bitkiler, mantarlar ve hayvanlar gelir.
    • Mantarlar bitkilerin ve hayvanların ortasında kalır, bu nedenle bazı özellikleriyle bitkilere, bazı özellikleriyle de hayvanlara benzer.
    • Hayvanlar alemi en gelişmiş kısma gelir, ökaryot canlılardan oluşur ve hiç tek hücreli organizma bulunmaz.
    1:35:15Omurgasız Canlılar
    • Omurgasız canlılarda sinir şeritleri karın kısmındadır ve genellikle açık kan dolaşımı bulunur, omurgalıların hepsinde kapalı dolaşım vardır.
    • Omurgasız canlılar süngerler, selenterler, solucanlar, yumuşakçalar, eklem bacakları ve derisi dikenler olmak üzere altıya ayrılır.
    • Süngerler hayvanlar aleminin en basit grubunu oluşturur, organ ve sistemleri yoktur ve pasif hareket eden canlılardır.
    1:36:13Solucanlar ve Yumuşakçalar
    • Solucanlar doku ve organ farklılaşması görülen ilk omurgasızlardır ve yassı, yuvarlak ve halkalı solucan olmak üzere üçe ayrılır.
    • Yassı solucanlarda ilk merkezi sinir sistemi görülmüş olup, ağız ve anüs ayrımı yoktur.
    • Yumuşakçalar yumuşak olduğu için bu ismi alır ve çoğunda açık kan dolaşımı vardır, ancak kalamar, mürekkep balığı ve ahtapot gibi kapalı kan dolaşımı olan canlılar da vardır.
    1:37:01Eklem Bacaklı ve Derisi Dikenli Canlılar
    • Eklem bacaklı omurgasızlar içerisinde en fazla canlı çeşitliliğine sahiptir, çizgili kasları vardır ve kitinden oluşan dış iskeletleri vardır.
    • Derisi dikenli omurgasızlar omurgasızlar içerisindeki en gelişmiş olanlardan olup, denizyıldızı, deniz kestanesi ve deniz hıyarı örnek verilebilir.
    • Omurgasızlarda sinir kordonları karın kısmında değil sırt kısmında bulunur ve tamamında kapalı kan dolaşımı görülür.
    1:37:50Omurgalı Hayvanlar
    • Omurgalı hayvanlar en basitten gelişmişe doğru balıklar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere beşe ayrılır.
    • Balıkların kalpleri iki odacıklı, soğukkanlı canlılardır ve boşaltım artıkları amonyaktır.
    1:38:22Omurgalı Hayvanların Sınıfları
    • Kurbağalar, hayatlarının bir evresini suda, bir evresini karada geçirdikleri için bu ismi alıyor, vücutları kaygan yüzeylidir, metamorfoz geçiriyorlar ve kalpleri üç odacıklıdır.
    • Sürüngenler karasal ortama uyum sağlayan ilk canlı grubudur, deri değiştirme olayı görülür ve kalpleri üç odacıklıdır (timsah hariç).
    • Kuşlar ve memeliler, omurgalılar içerisinde uçabilen türlerin olduğu ilk gruptur, sıcakkanlı canlılardır ve kalpleri dört odacıklıdır.
    1:40:18Memeliler ve Virüsler
    • Memeliler en gelişmiş omurgalı sınıfından olup, vücutlarını kıl bulunması memelilere has özelliktir ve yavrusunu doğurup sütle beslerler.
    • Virüsler zorunlu hücre içi parazitidir, canlı-cansız arası geçiş formudur ve ya DNA'ları ya RNA'ları vardır.
    • Virüsler çok hızlı mutasyona uğruyor ve sadece glikoz, aminoasit gibi besin monomerlerinin bulunduğu ortamda çoğalabilirler.
    1:42:20Virüslerin Çoğalma Süreci
    • Bakteriyofaj (bakteriye virüs) enfekte ederken sadece nükleik asitini içeriye gönderir, protein kılıfı dışarıda kalır.
    • Virüs nükleik asiti bakterinin yapılarını kullanarak çoğalır ve daha sonra protein kılıfını sentezlemeye başlar.
    • Protein kılıfı ile nükleik asit birleştiğinde çok sayıda virüs elde edilir ve hücre patlayarak virüsler etrafa yayılır.
    1:43:26Hücre Bölünmeleri
    • Kromatin iplik, ökaryot hücrede kromozom oluşturan DNA ve proteinden oluşan yumak şeklinde yapıdır, kısalıp kalınlaşmasıyla kromozom adını verdiğimiz yapı meydana gelir.
    • Homolog kromozomlar, biri anneden biri babadan gelen, şekil ve büyüklük bakımından aynı olan, birbirine karşılık gelen bölgelerinde aynı gene taşıyan kromozom çiftleridir.
    • Homolog kromozomların kardeş olmayan kromatitleri arasında parça değişimi olayı olan crossing over, kalıtsal çeşitliliği sağlayan olaylardan biridir.
    1:45:23Kromozom Sayıları ve Hücre Döngüsü
    • İnsanlardaki somatik hücreler ve eşey ana hücreleri diploit kromozom takımına sahipken, eşey hücreleri haploiddir.
    • Dişilerde kromozom sayısı 44+XX, erkeklerde 44+XY şeklindedir; dişilerde gonozom tek çeşit, erkeklerde iki çeşittir.
    • Hücre döngüsü, bir hücre bölünmesinin başlamasından itibaren onu takip eden diğer bir hücre bölünmesine kadar geçen zaman aralığıdır ve mitotik evre ile interfaz olmak üzere ikiye ayrılır.
    1:47:36Hücre Döngüsü ve Interfaz Aşaması
    • Hücre döngüsünde en uzun gerçekleşen evre interfazdır ve burada G1, S ve G2 evreleri bulunur.
    • Interfaz aşamasında hayvanlarda sentrozom eşlenmesi G2 evresinde gerçekleşir, S evresinde DNA replikasyonu olur ve G1 evresinde hazırlıkların başladığı aşamadır.
    • Mitotik evre içerisinde DNA replikasyonu gerçekleşmez.
    1:48:11Mitoz Bölünmenin Özellikleri
    • Mitoz bölünme (karyokinez) profaz, metafaz, anafaz ve telofaz evrelerinden oluşur.
    • Mitoz bölünme en iki-üç en kromozom takımına sahip canlılarda gerçekleşir, bölünme sonucunda kromozom sayısı sabit kalır ve kalıtsal çeşitliliğin olmadığı bir bölünme şeklidir.
    • Mitoz bölünme geçiren bir hücre tekrar mitoz bölünme geçirebilirken, mayoz bölünme geçiren bir hücre tekrar mayoz bölünme geçiremez.
    1:48:57Mitoz Bölünmenin Amacı ve Sonuçları
    • Mitoz bölünme bir hücrelilerde üremeyi, çok hücrelilerde büyüme, gelişme ve yenilenmeyi sağlar.
    • Erkek arılarda spermlerin oluşturulması mitozda sağlanır, bu nedenle mitoz bölünme üreme hücresi oluşumunu da sağlayabilir.
    • Mitoz sonucu oluşan hücrelerde sitoplazma hacimleri ve hücre büyüklükleri farklı olabilir, ancak organel sayısı ve çeşidi aynıdır.
    1:50:03Mitoz Bölünmenin Evreleri
    • Profaz evresinde çekirdek zarı ve çekirdekçik kaybolur, kromatin iplik kısalıp kalınlaşarak kromozom halini alır ve iyi iplikleri oluşmaya başlar.
    • Metafaz evresinde kromozomlar ekvatoral düzlemde tek sıra halinde birbirinin üzerine gelmeyecek şekilde dizilir ve kromozom anormalliklerin en net görüldüğü evredir.
    • Anafaz evresinde sentromer yayılmasına bağlı olarak kardeş kromatitler zıt kutuplara gider ve kromozom sayısı geçici bir süreliğine iki katına çıkar.
    1:51:49Telofaz ve Sitokinez
    • Telofaz evresinde profazın tam tersi gerçekleşir: çekirdek zarı ve çekirdekçik tekrar oluşur, iyi iplikleri kaybolur ve kromozomlar kromatin iplik şeklini alır.
    • Sitokinez ile telofaz eş zamanlı olarak başlar ve bitki hücrelerinde ara lamel ile, hayvan hücrelerinde boğumlanma ile gerçekleşir.
    • Mitoz bölünme sonucunda oluşan hücre sayısını 2 üzeri n formülüyle hesaplayabiliriz (n: bölünme sayısı).
    1:54:40Hücre Döngüsünün Kontrolü
    • Hücre döngüsünün kontrolünde kontrol noktaları vardır ve bu noktalarda herhangi bir bozulma olması durumunda kanserleşme durumu oluşabilir.
    • Kromozom sayısını hesaplarken sentromer bölgeleri sayılır, ancak diploit kromozom takımına sahip canlılarda kromozomların çiftler halinde bulunması gerekir.
    1:56:02Kromozom Sayımı ve Eşeysiz Üreme
    • Kromozom sayısını belirlemek için sentromer bölgelerini saymak gerekir; çiftler halinde bulunan kromozomlar haploid, tek tek bulunan kromozomlar ise diploid hücrelere aittir.
    • Eşeysiz üremede kalıtsal çeşitlilik yoktur ve az zamanda çok sayıda birey üretilir.
    • Eşeysiz üreme çeşitleri: bölünerek üreme, tomurcuklanarak üreme, sporla üreme, rejenerasyonla üreme, vejetatif üreme ve partenogenezdir.
    1:58:01Eşeysiz Üreme Çeşitleri
    • Bölünerek üreme: protesto içerisinde amipte rastgele, paramesyumda enine-boyuna bölünme gerçekleşir; prokaryotlarda sadece DNA işlenmesi ve sitoplazma bölünmesi gerçekleşir.
    • Tomurcuklanarak üreme: ana canlının vücudundan çıkan çıkıntıdan meydana gelir, serbest yaşayabilir veya ana canlının vücuduna yapışık olarak yaşayabilir.
    • Sporla üreme: kalın örtüyle çevrili, olumsuz çevre şartlarına dayanıklı, özelleşmiş hücrelerdir; en kromozomludur ve ana canlının vücudundan mayoz veya mitozda oluşabilir.
    1:59:17Rejenerasyon ve Partenogenez
    • Rejenerasyon üreme: planarya gibi canlılarda eşeysiz üreme olarak görülür; doku düzeyinde (yaraların iyileşmesi) veya organ düzeyinde (kertenkelenin kuyruğunun yenilenmesi) olabilir.
    • Rejenerasyon yeteneği gelişmişlikle ters orantılıdır.
    • Partenogenez: yumurtadan döllenme gerçekleşmeden erkek arının olması olayıdır; döllenmemiş yumurta hücresinin mitozda gelişerek yeni birey meydana getirmesi olayıdır.
    1:00:57Vejetatif Üreme ve Mayoz Bölünme
    • Vejetatif üreme: gelişmiş yapılı bitkilerde görülür, bitki gelişimini ve üremesini hızlandırmak amacıyla yapılır; kalıtsal çeşitlilik yoktur ve tohumla üremeye göre daha hızlıdır.
    • Mayoz bölünmede homolog kromozomların kardeş olmayan kromatitleri arasında krossing over olayı görülebilir.
    • Mayoz bölünmede kiazma (temas bölgesi), sinapsis (geçici bağlanma bölgesi) ve tetrat (iki kromozomun yan yana geldiği dört kromatitli yapı) gibi kavramlar vardır.
    2:02:35Mayoz Bölünmenin Özellikleri
    • Mayoz bölünmede krossing over olmasa bile, anafazda homolog kromozomların rastgele ayrılmasıyla kalıtsal çeşitlilik sağlanır.
    • Mayoz bölünme sadece diploit kromozom takımına sahip hücrelerde gerçekleşir ve bir kez mayozu geçiren bir hücre bir daha mayoz geçiremez.
    • Mayoz bölünme mayoz bir ve mayoz iki olmak üzere iki evreden oluşur; mayoz bir'den önce interfaz olurken, mayoz iki'den önce interfaz olmaz.
    2:04:33Mayoz Bölünme Evreleri
    • Metafaz birde homolog kromozomlar hücrenin ekvatoruna çift sıra halinde dizilir, bu nedenle kromozom anormali net görülmez.
    • Anafaz birde homolog kromozomlar rastgele bir şekilde birbirinden ayrılıp zıt kutuplara gider, bu kalıtsal çeşitliliği sağlar ve kromozom sayısı yarıya iner.
    • Telofaz birde çekirdek zarı ve çekirdekçik tekrar oluşur, sitokinez başlar ve bir hücreden iki hücre oluşur.
    2:06:36Mayoz Bölünmenin Özellikleri
    • Mayoz bölünme evrelerinde anafaz birde homolog kromozomlar rastgele ayrılması nedeniyle kromozom sayısı yarıya iner.
    • Mayoz ikiye geçildiğinde anafaz ikide sentromer yarılması nedeniyle kromozom sayısı geçici olarak iki katına çıkar, sonra sitokinez ikide yarıya iner.
    • Mayoz bölünmesinde sadece bir kez DNA replikasyonu olur, bu nedenle DNA miktarı iki kez yarıya iner.
    2:08:48Eşeyli Üreme
    • Eşeyli üreme tür içi kalıtsal çeşitliliği artıran bir olaydır, cinsiyet, sperm, yumurta, döllenme ve eşey-tozlaşma gibi kavramlar eşeyli üremeyi gösterir.
    • Homolog kromozomların rastgele ayrılması, crossing over olması, mayoz bölünme, eşeyli üreme, mutasyon ve konjugasyon gibi olaylar kalıtsal çeşitliliği sağlayan olaylardır.
    • Eşeyli ve eşeysiz üremenin karşılaştırması sorularda gelebilir.
    2:09:59Kalıtım Temel Kavramları
    • Alel gen, aynı karakterin oluşmasında etkili olan, biri anneden, biri babadan gelen genlerdir ve homolog kromozomların karşılıklı bölgesinde bulunur.
    • Homozigot durumda (AA veya aa) aynı büyüklükte alel genler bulunurken, heterozigot durumda (Aa) bir büyük harf ve bir küçük harf bulunur.
    • Dominant (baskın) gen, heterozigot durumdayken etkisini gösterebilen gendir, çekinik gen ise sadece kendini homozigot durumda gösterdiğinde etkisini gösterir.
    2:12:01Genotip ve Fenotip
    • Genotip, bir canlı sahip olduğu genlerin tamamına verilen isimdir.
    • Fenotip, canlının sahip olduğu dış görünüşüdür ve gene tipe bakarak yazılır.
    • Bağımsız gen, farklı karakterlere etki eden genlerin farklı kromozomlarda bulunma durumudur.
    2:13:00Bağlı Genler ve Gamet Çeşidi Hesaplama
    • Bağlı genler, krossing over olmadıkça birbirinden ayrılmaz ve aynı kromozomda yazılır.
    • Gamet çeşidi hesaplaması 2 üzeri n formülü ile yapılır, burada n heterozigot sayısıdır.
    • Bağlı genlerde krossing over olmaması durumunda, heterozigot sayısı bir olarak sayılır ve gamet çeşidi hesaplanır.
    2:15:30Monohibrit Çaprazlama
    • Monohibrit birey, tek karakter bakımından heterozigot olan bireyi ifade eder.
    • Monohibrit çaprazlama, monohibrit bireyin kendisiyle çaprazlanmasıdır.
    • F2 dölünde fenotip çeşidi, fenotip oranı, genotip çeşidi ve genotip oranı hesaplanabilir.
    2:17:55Dihibrit Çaprazlama
    • Dihibrit çaprazlama, iki karakter bakımından heterozigot olan iki bireyin çaprazlanmasıdır.
    • Dihibrit çaprazlamada Punnet karesi yerine harfleri kendi arasında çarpmak ve çıkan sonuçları birbiriyle çarpmak daha kolaydır.
    • Çoklu çaprazlamalarda da aynı yöntem uygulanır.
    2:19:42Kontrol Çaprazlaması ve Eş Baskınlık
    • Kontrol çaprazlaması, genotipi bilinmeyen baskın özellikli bir bireyin genotipinin homozigot ve heterozigot olup olmadığını anlamak için yapılır.
    • Eş baskınlık, kan gruplarında (MN ve AB kan grupları) görülen bir durumdur.
    • Çoklukta genotip çeşidi sayısı (n×(n+1)/2) formülü ile, fenotip çeşidi sayısı ise alel gen sayısına eş baskınlık sayısını ekleyerek bulunur.
    2:21:54Soyağaçları
    • Soyağaçlarında evrensel simgeler kullanılır ve bunları iyi bilmek gerekir.
    • Herhangi bir özelliği gösteren bireyi dişi bir birey olarak gösterir.
    • Sağlıklı dişi bireyler de soyağaçlarında gösterilir.
    2:22:16Kan Grubu Soyağacı Soruları
    • Kan grubu soyağacı sorularında önce sıfırın çekirdek gen olduğunu ve yan yana gelmesi gerektiğini bilmek gerekir.
    • Negatif kan grubu çekinik olduğundan, bir çocuk negatif kan grubuna sahipse anneden ve babadan bu genleri alması gerekir.
    • A kan grubunda anti-B, B kan grubunda anti-A antikor bulunur.
    2:23:48RH Uyuşmazlığı
    • RH uyuşmazlığı, annenin negatif, babanın pozitif ve doğacak çocuğun pozitif olması durumunda anneyle çocuk arasında görülen bir olaydır.
    • Anne pozitif, baba negatif veya anne negatif, çocuk negatif olursa kan uyuşmazlığı olmaz.
    • Kan grubu soyağacı sorularında önce sıfırları, sonra negatifleri yerleştirmek gerekir.
    2:24:39Eşey Kromozomları ve Kalıtım
    • Eşey kromozomları gonozom, vücut kromozomları ise otozom olarak adlandırılır.
    • 46 kromozomlu bir canlıda dişilerde 44 otozom ve 2 X gonozom, erkeklerde 44 otozom ve 2 X ve Y gonozom vardır.
    • X ve Y kromozomları üzerinde homolog olan ve olmayan bölgeler vardır.
    2:25:16X ve Y Bağlı Kalıtım
    • X bağlı çekinik kalıtılan özellikler (kırmızı-yeşil renk körlüğü, kas distrofisi, hemofili) erkeklerde daha fazla görülür çünkü erkeklerde taşıyıcı olma durumu yoktur.
    • Dişilerde hasta olma ihtimali 3'te 1 iken, erkeklerde hasta olma ihtimali 2'de 1'dir.
    • X'in Y ile homolog olmayan segmentindeki hastalıklar erkeklerde daha fazla görülür.
    2:27:52Kırmızı-Yeşil Renk Körlüğü
    • Kırmızı-yeşil renk körlüğü X kromozomunda çekinik taşınan bir hastalık olduğu için erkek çocuk hasta ise kesinlikle annesinin de bu hastalık geni içerdiğini biliriz.
    • Anne hasta ise doğacak tüm erkek çocuklar hasta olur çünkü anneden eksi gen geçer.
    • Kız çocuk hasta ise babadan ve anneden hastalık geni alması gerekir, bu nedenle babanın hasta olması gerekir.
    2:30:03Kalıtım Türleri
    • Hemofili ve renk körlüğü gibi hastalıklar ilk kromozomuna bağlı olarak çekinik olarak taşınan hastalıklardır.
    • Bozuk dentin (çarpık dişlilik) X'e bağlı baskın olarak taşınan bir alel olduğu için dişilerde hasta olma ihtimali daha fazladır.
    • Y'ye bağlı kalıtım sadece erkeklerde görülen hastalıklardır, örneğin kulak kalınlığı.
    2:31:14Kalıtım Sorularında Harflendirme
    • X'e bağlı çekinik kalıtımda çekinik olan küçük harfle, baskın olan büyük harfle ifade edilir.
    • Otozomal çekinik kalıtımda sadece harf verilir, çekinik olanlar küçük harfle, baskın olanlar büyük harfle ifade edilir.
    • Soy ağacında çocuklara bakarak anne ve babanın genotipini net bir şekilde yazmak gerekir.
    2:34:54Varyasyon Türleri
    • Varyasyon tür içinde farklılıklara verilen isimdir ve kalıtsal olabilir veya olmayabilir.
    • Modifikasyon kalıtsal olmayan, genin yapısında değişiklik meydana getirmeyip genin işleyişinde değişiklik meydana getiren özelliklerdir.
    • Mutasyonlar kalıcıdır ve genin yapısında ve işleyişinde değişiklik meydana getirir.
    • Adaptasyon doğal seçilim sonucunda oluşur, canlıların yaşadığı çevreye uyumunu kolaylaştırır ve hayatta kalma ve üreme şansını artıran özelliklerdir.
    2:36:19Ekosistem Kavramları
    • Ekoloji kavramları küçükten büyüğe doğru sıralandığında türden başlayıp popülasyon, komünite, ekosistem ve biyom şeklinde ilerler.
    • Biyom, kendine özgü iklim özellikleri ve canlı türlerine sahip olan büyük ölçekli kara ya da su ekosistemleridir.
    • Habitat, canlının hayatını en iyi şekilde devam ettirdiği evidir ve beslenme, üreme, korunma faaliyetlerini içerir.
    • Ekoton, iki farklı komünitenin kesişim bölgesidir, alan darlığı vardır ama birey çeşitliliği fazladır.
    2:37:54Ekosistemde Etkileyen Faktörler
    • Ekosistemde canlıları etkileyen faktörler biyotik (canlı) ve abiyotik (cansız) faktörlerden oluşur.
    • Abiyotik faktörler arasında güneş ışığı, sıcaklık, iklim, toprak, mineraller, pH ve su bulunmaktadır.
    • Su, enzimlerin çalışması için %15'in altında olmaması ve optimum pH altında olması gerekir.
    2:38:39Beslenme Biçimleri ve Canlı Türleri
    • Üretici canlılar kendi besinlerini ışık enerjisi veya kimyasal enerji kullanarak üretirler.
    • Tüketiciler katı beslenenler (otçul, etçil, hem otçul hem etçil) ve ayrıştırıcı canlılar olmak üzere ikiye ayrılır.
    • Katı beslenenlerin diğer isimleri: otçul (herbivor), etçil (karnivor), hem otçul hem etçil (omnivor).
    2:40:44Ekosistemde Madde ve Enerji Akışı
    • Ekosistemde madde ve enerji akışı üretici canlıdan başlayarak birincil, ikincil ve üçüncü tüketicilere doğru ilerler.
    • Ayrıştırıcılar tüm kademelerde yer alır ve hücre dışına sindirim enzimi göndererek organik ve inorganik maddeleri ayrıştırır.
    • Besin zincirinde madde ve enerji aktarımı bir canlının diğerini yemesi şeklinde gerçekleşir, besin ağında ise birden fazla besin zinciri bir araya gelir.
    2:42:45Besin Piramidi ve Zehirli Madde Birikimi
    • Besin piramidinde üreticiden son tüketiciye doğru gittikçe madde ve enerji artar, zehirli madde birikimi ise artar.
    • Birinci tropik düzey üreticinin olduğu yerdir, ikinci tropik düzey birincil tüketicinin olduğu yerdir.
    • Zehirli madde birikimi (biyolojik birikim) üreticiden son tüketiciye doğru gittikçe artar.
    2:44:12Madde Döngüleri
    • Azot döngüsünde atmosferdeki azot gazı bitkilerin kullanabileceği forma dönüşmesi için abiyotik (yıldırım, şimşek) veya biyotik (azot bağlayıcı bakteriler) fiksasyondan geçer.
    • Ayrıştırıcılar organik maddeyi inorganik maddeye parçalayarak amonyak ve amonyum oluşturur, bu maddeler nitrifikasyon olayı ile nitrite ve nitrata dönüşür.
    • Nitrifikasyon olayı toprak verimliliğini artırırken, denitrifikasyon olayı toprak verimliliğini azaltır.
    2:46:06Karbon Döngüsü
    • Karbon döngüsünde atmosferin karbondioksit miktarını artıracak olaylar yanma, solunum ve ayrıştırıcı faaliyetlerdir.
    • Üretici canlılar (fotosentetik ve kemosentetik) karbondioksiti kullanarak besin üretimini gerçekleştirdiği için atmosferin karbondioksit miktarında azalış olur.
    2:46:51Sera Etkisi ve Küresel ısınma
    • Atmosferde oranı artan gazlar atmosferin daha fazla ısı tutmasına sebep olur ve bu sera etkisi olarak adlandırılır.
    • Sera etkisi sonucunda küresel ısınma meydana gelir.
    2:47:07Asit Yağmurları
    • Asit yağmurları, fosil yakıtların yakılması sonucu atmosferde kükürt, azot, karbondioksit ve karbon monoksit gibi gazların çeşitli tepkimelere girmesiyle oluşur.
    • Asit yağmurları toprak fakirleşmesine, bitki çeşitliliğinin azalmasına ve insanlarda zehirlenmeye ve hastalıklara sebep olabilir.
    2:47:53Ötrofikasyon
    • Ötrofikasyon, evsel ve endüstriyel atıkların sulara karışması sonucu sularda azot ve fosfor miktarının artmasıyla meydana gelir.
    • Bu gazların artması ortamda siyanobakterleri ve aletleri çoğaltır, suyun yüzeyinde bir katman oluşturur ve dışarıdaki ışığın suyun altına geçmesini engeller.
    • Oksijenli solunum yapan canlıların sayısı azalırken, oksijensiz solunum yapan canlıların sayısı artar, kokuşma olur ve canlı çeşitliliği azalır.
    2:48:56Ekolojik Ayak İzleri ve Biyoçeşitlilik
    • Ekolojik ayak izinin küçültülmesi, doğaya faydalı bir birey olduğumuzu göstermek için elektriği ve su tüketimini azaltmaktır.
    • Türkiye'de biyoçeşitliliğin fazla olmasının nedenleri ılıman iklim kuşağında olmamız, dağların kıyıya paralel olması ve coğrafi konumumuzdur.
    2:49:45Video Kapanışı
    • TYT ve MS sınavlarında benzer soru tarzlarının çıkacağı, ancak konuyu yeterli analiz etmek ve çalışmak önemli olduğu belirtilmiştir.
    • Konuyu çalışırken ağırlık verilecek kısımların önemli olduğu vurgulanmıştır.
    • Sınavda stres kontrolü yapmanın başarılı olmak için önemli olduğu ifade edilmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor