Buradasın
Türklerin Barbar Olup Olmadığı ve Türk Kültürü Hakkında Bilgiler
youtube.com/watch?v=Dy5nGaHNY24Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir kültür tarihçisi ile yapılan bir röportaj formatındadır. Konuşmacı, kültür tarihçisi olarak kendini tanıtmakta ve bilgilerini hem kitaplardan hem de kendi deneyimlerinden edindiğini belirtmektedir.
- Videoda, YouTube'da yorum yapan beş kişinin soruları yanıtlanmaktadır. Konular arasında "Türkler barbar mıdır?", "Barbar kelimesinin kökeni", "Barbaros Hayrettin'in Türk olup olmadığı", "Türklerde Turan çıkıntısı", "Türklerin uzun saçlarının kökeni" ve "Odin'in Türk olup olmadığı" bulunmaktadır. Konuşmacı, Türklerin barbar olmadığı, barbar kelimesinin Roma toplumunda orman kavimlerine verilen bir isim olduğu ve Türk kültürüne dair çeşitli bilgiler paylaşmaktadır.
- 00:11Türklerin Barbar Olup Olmadığı
- Türkler barbar değildir, çünkü barbar kelimesi Roma döneminde şehir dışındaki orman kavimlerine verilen bir isimdir.
- Türkler yarı göçebe bir toplum olarak bozkırda yaşadıkları için Roma toplumu tarafından barbar olarak nitelendirilmişlerdir.
- Günümüzde barbar kelimesi çok kullanılmıyor, daha çok vahşi ve hunharca yaşayanlara verilen bir isimdir.
- 01:18Barbar Kelimesinin Kökeni ve İlişkileri
- Barbar kelimesi "pis kıllı" anlamına gelirken, berber kelimesi "kesen" anlamına gelir ve barbaros kelimesi "kızıl sakal" anlamına gelir.
- Barbaros Hayrettin Türk'tür ve "Barbaros" ismi kızıl sakal anlamına gelir.
- Bilge Kağan'ın belirttiği "Turan çıkıntısı" kafasının arkasındaki bir çıkıntıdır ve bu asya kavimlerinde görülebilir.
- 02:46Türk Saçları ve Mitolojik İlişkiler
- Türklerin uzun saçları, at üzerinde soğuk almamak için kış günlerinde uzatılan saçlardan kaynaklanır.
- Odin, İskandinav mitolojisindeki tanrı, Türk kökenlidir ve oğlu Thor da Türk kökenlidir.
- Odin ve Thor, 13. yüzyılda Kıpçak bozkırlarından Kuzey İskandinavya'ya göç etmişlerdir.
- 04:18Bilgilerin Kaynağı
- Konuşmacı kültür tarihçisi olup, anlattıklarının çoğunu kendi ailesinde, sülalesinde ve çevresinde yaşamaktadır.
- Anlatılan bilgilerin yüzde altmışını kitaplardan, yüzde kırkını ise yaşayarak öğrendiklerinden ve yorumladıklarından oluşturur.
- Bilgileri sadece kitaplardan veya bilgisayardan öğrenmek yerine, aynı zamanda yaşayarak öğrenmek önemlidir.