Buradasın
Türkiye'nin Kuşatılmışlığı ve Batılılaşma Süreci Üzerine Bir Diyalog
youtube.com/watch?v=90qa67A6nvAYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, sunucu Atilla İlhan ile yapılan bir diyalog programıdır. Atilla İlhan, Türkiye'nin kuşatılmışlığını konu alan yazıları ve konuşmalarıyla tanınan bir Türk aydınlığıdır.
- Programda Türkiye'nin kültürel, siyasi ve ekonomik perspektiflerinden incelenmesi amaçlanmaktadır. Video, Batı ve Doğu arasındaki kültür farkları, Atatürk dönemi Türkiye'nin dış politikası, laiklik kavramı, Batılılaşma süreci ve küreselleşme konularını ele almaktadır. Konuşmacı, Türkiye'nin tarihindeki önemli dönüm noktalarını, Mustafa Kemal Atatürk'ün düşüncelerini ve Türkiye'nin Batı'ya yönelişinin tarihsel sürecini analiz etmektedir.
- Videoda ayrıca, Batı'nın Doğu'ya karşı tutumu, misyonerlik hareketlerinin amacı, Kültürel devşirme politikaları ve Amerika'nın büyük medeniyetlere karşı yaklaşımı gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacı, Türk kültürünün sentez niteliğini vurgulayarak, farklı etnik grupların katkılarıyla oluşan bu kültürün önemini anlatmaktadır.
- 00:01Programın Tanıtımı
- Sunucu, izleyicilere selamla ve Türkiye'nin gittikçe daha da zorlaşan sorunlarını ele aldıkları diyalog programında olduklarını belirtiyor.
- Programda Türkiye'nin kuşatma altında olduğunu ve bu durumdan kurtulmanın yollarını sunmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
- Bu akşamki konukları, Türkiye'nin kuşatılmışlığını geniş bir perspektiften inceleyen ve çözüm yolları arayan Attila İlhan'ı tanıtıyor.
- 01:51Attila İlhan'ın Batı'daki Deneyimi
- Attila İlhan, Paris'te ders çalışmak için bir kütüphane ararken Saint Genevieve adlı bir kütüphaneye girdiğini anlatıyor.
- Orada bir papaz ona "Attila" adının batıl inançlara dayalı bir anlamları olduğunu söylediğini belirtiyor.
- Papazın anlattığına göre, Attila'nın Paris'e (Lutetia) saldırması bekleniyordu ve kilise onu durdurmak için bir heyet göndermiş, bu heyette kızlar da bulunmuş.
- Attila'nın Paris'e saldırmaması üzerine kilise, bu kızı azize ilan etmiş ve Saint Genevieve olarak anılmaya başlanmış.
- 03:49Batı'nın Doğu Korkusu
- Atilla adında bir adamın Batı'yı korkutması, Batı'nın Asya ve Türk korkusunu yansıtmaktadır.
- Batı'nın sorunları Asya'da köken alıyor ve Batılılar Asyalıları "barbarlar" olarak adlandırıyorlar.
- Batılılar genellikle gerili, nüfusları az, çekingen ve korkak insanlar olarak tanımlanıyor.
- 04:48Roma İmparatorluğu ve Batı'nın Kimliği
- Batı'nın kendisi için düşünebildiği en güzel yer Roma'nın yeri olarak görülüyor ve Roma gibi olabilmek istiyorlar.
- Atilla gibi bir lider Roma'yı dahil tüm Avrupa'yı döverken, Batı onu korkunç, iğrenç ve tahammül edilmez bir adam olarak görüyor.
- Batılılar ırkçı bir tutum sergiliyor, bu sadece Almanlara değil, tüm Batılılara mahsus bir özellik.
- 06:17Fransa'da Yaşanan ırkçılık Örneği
- Konuşmacı Fransa'ya ilk gittiğinde, trenin üçüncü mevkisinde seyahat ederken, Cezayirli yolcuların diğer vagonlara gitmesini engelleyen kapılara rastlamış.
- Cezayir, Fransa'nın diğer sömürgelerinden farklı olarak bir vilayet olarak kabul edilmiş.
- Batılılar Asyalılarla karşılaştıklarında farklılık tefrik ediyor ve ırkçı davranışlar sergiliyorlar.
- 07:37Demokrasi ve Oligarşi
- Roma İmparatorluğu büyük bir imparatorluk olmasına rağmen, aslında bir oligarşi sistemiydi.
- Yunanistan'da demokrasi sadece Atina'da doğan erkekler için geçerliydi, kadınlar, çocuklar, melezler ve köleler için seçim hakkı yoktu.
- Roma, sömürgelerinde mecburi dil ve din politikaları uyguladı, bu da sonraki Avrupa sömürgeciliğinde de benzer şekilde uygulandı.
- 09:42Doğu ve Batı Arasındaki Farklar
- Kuzey Afrika'da Fransız sömürgeciliği, yerel halka Fransızca konuşmalarını ve Hristiyanlık inançlarını zorlamış.
- Osmanlı İmparatorluğu'nun 300-350 yıl boyunca yönettiği Cezayir, Fas ve Tunus, Fransız hakimiyetine geçtikten sonra çok sayıda Fransızca konuşan ve Hristiyan olan kişiye sahip oldu.
- Asyalılar mecburiyet politikaları uygulamazlar, yerel din ve dili değiştirmeden yönetirler.
- 11:16Osmanlı İmparatorluğu'nun Mirası
- Osmanlı İmparatorluğu'dan çıkan 30-40 devlet, dini ve dillerini koruyarak bağımsızlıklarını kazandı.
- Ruslar 200 yıldır Türk kavimleriyle yaşadıktan sonra, serbest bırakıldıklarında dinleri ve dilleri aksamadan kaldı.
- Asyalılar arasında tefrik yapmazken, Batılılar bu tefrikleri yaparak bu tutumu Türk toplumuna da telkin ediyorlar.
- 13:07Batı'nın Kaderini Değiştiren Olaylar
- 19. yüzyılın sonu Batı'nın dünya hakimiyetinin zirvesiydi, Afrika tamamen sömürgeydi ve Asya'nın yarısı sömürgeydi.
- Batı'nın kaderini değiştiren iki beklenmedik olay oldu: 1917'deki Rus İhtilali ve Anadolu'daki Türk İhtilali.
- Bu iki ihtilal 20. yüzyılda Batı'nın kaderini altüst etti.
- 14:49İki İhtilalin Anlaşması ve Etkileri
- Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki anlaşma, Urallardan Doğu Akdeniz'e kadar uzanan bir set oluşturarak, sömürgeci ülkeleri zor durumda bıraktı.
- İngiltere, Rus istilasını engellemek için Polonyalı, Çek ve Rus askerlerinden oluşan Beyaz Orduları gönderdi, ancak bu ordular yenildi ve Sovyet ihtilali devam etti.
- Türkiye'nin üzerine Yunanistan sevk edildi, ancak Yunanistan da Türkiye'de yenildi.
- 16:11İhtilallerin Dünyaya Etkisi
- 20. yüzyılın başında sosyalist ve demokratik iki ihtilal dünyayı değiştirdi ve ardından demokratik devrimler birbiri ardına geldi.
- Hindistan ve Çin'den sonra diğer sömürgeci ülkeler de ayaklandı ve 20. yüzyılın sonunda Batı tüm sömürgeci ülkelerini kaybetti.
- 20. yüzyılın üçüncü yarısında Sovyet bloğu ve Üçüncü Dünya bloğu iki büyük güç olarak ortaya çıktı, Üçüncü Dünya bloğunun lideri Mustafa Kemal'di.
- 17:52Türkiye'nin Yönü
- Türkiye, Anadolu ihtilalini gerçekleştirdi ancak yönünü doğuya değil batıya çevirdi.
- Atatürk'ün hedefinin batıya gitmek olmadığını, bunun yerine "muasırlaşmak" (çağdaşlaşmak) kavramını kullandığını belirtiyor.
- Atatürk'ün sağ kaldığı sürece Türkiye Cumhuriyeti'nin batılı devletlerle anlaşıp ittifak kurmadığı, Sovyetler Birliği ile yakın ilişkisi olduğu ve Sadabat Paktı gibi doğuya yönelik ittifaklar kurduğu vurgulanıyor.
- 23:35Kafkas Seddi ve Strateji
- Kafkas Seddi, İngilizlerin Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı kontrol altına alarak Orta Asya petrolüne erişimini garanti altına aldığı bir stratejiydi.
- Mustafa Kemal Paşa, Kafkas Seddi'ni yıkmayı ve Bolşevik ordu ile işbirliği yapmayı önererek İngilizlere karşı durdu.
- İngiliz Kralı VIII. Edward'ın İstanbul'a geldiği halde hiçbir anlaşma yapmayan Mustafa Kemal Paşa'nın "Avrupalı" olamayacağı belirtiliyor.
- 25:13Mustafa Kemal Paşa'nın Vefatından Sonra Türkiye'nin Yönü
- Mustafa Kemal Paşa'nın sağlığında bile Türkiye Cumhuriyeti'nin yönünü değiştirmek için teşebbüsler yapılmıştır.
- Müdafaa-i Hukuk hareketindeki kişiler, Gazi ile beraber olan Hüseyin Rauf Bey, Karabekir Kazım Paşa, Ali Fuat Paşa ve Refet Paşa, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurmuş ve Gazi'yi iktidardan düşürmek istemişlerdir.
- Bu kişiler İngiltere'nin düşündüğü gibi Rusya Bolşevik olduktan sonra emrine olacak ve Ruslara karşı İngiltere menfaatlerini koruyacak bir Türkiye istiyorlardı, ancak Gazi buna şiddetle karşı çıkmıştır.
- 26:31Mustafa Kemal Paşa'nın Vefatı ve İsmet Paşa'nın İktidarı
- Mustafa Kemal Paşa'nın vefatı çok kritik bir dönemde olmuştu: Almanya ortaya çıkmış, Nazi mihver kurulmuş, İspanya Harbi yeni bitmiş ve kapitalistler arası bir savaş ufukta görünüyordu.
- İsmet Paşa iktidara geldiğinde dış politikayı değiştirmiş ve Türkiye'nin rotasını değiştirmiştir.
- Atatürkçülük, İnonu'dan itibaren içeriğinden boşaltılmış, sadece laiklik sorunu olarak şekillenmiş ve ulusal kültür solu ortadan kalkmıştır.
- 29:03Atatürk ve İsmet Paşa Arasındaki İhtilaflar
- Atatürk ile İsmet Paşa arasında ölümden sonra ortaya çıkmış bir zıtlaşma değil, eskiden beri var olan bir ihtilaflar vardır.
- Hasan Rıza Bey'in "Riyaset-i Cumhur Kati Bir Umumisi" adlı hatıralarında, Gazi ile İsmet Paşa'nın özellikle Hatay meselesinde ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeni tüzüğü meselesinde ciddi ihtilaflar yaşadıkları belirtilmiştir.
- İsmet Paşa, CHP'nin yeni tüzüğü için Almanya ve İtalya gibi faşist ülkelerde etüt yapmış ve hazırlanan tüzükte Büyük Millet Meclisi'nin dışında bir yüksek konsey kurulması önerilmiştir, bu Gazi'yi isyan ettirmiş ve sonunda İsmet Paşa görevden alınmıştır.
- 32:41CHP'nin Dönüşümleri ve Laiklik
- CHP, Mustafa Kemal Paşa zamanında halkçı ve ihtilalci bir parti iken, onun ölümünden sonra faşist bir parti haline gelmiş, sonra San Francisco Konferansı nedeniyle demokratik bir parti olmaya karar vermiştir.
- Türkiye'de demokrasi yapmak için çıkarılan ilk madde sınıf esası üzerine dernek kurulabilir maddesiydi, ancak kurulan iki sosyalist parti altı ay sonra kapatılmıştır.
- Laiklik 1937'de anayasaya girmiş, ancak Mustafa Kemal ölmeden bir sene evveldir ve o zamana kadar Türkiye'de büyük bir tartışma konusu bile değildi; milli demokratik devrimlerin doğal sonucu olarak laiklik olacaktı.
- 36:53Laikliğin Gerçek Anlamı
- Laikliğin asıl tarifi, dinin kamusallıktan çıkıp bireyselleşmesidir; din kamusal halde imparatorluk ve ümmet toplumunda olurken, cumhuriyete geçildiğinde bireyselleşir.
- Laiklik, "din senin dinin, ne istersen yap, inaniyorsun, güveniyorsun, tamam ama ben yapmıyorum, sen de bana karışma, ben de sana karışmayayım" anlamına gelir.
- Konuşmacı, bu uygulamayı gözlemlemiş ve demokrasinin bu şekilde işlediğini belirtmiştir.
- 37:48Atatürk'ün İrtica Kavramı
- Atatürk'ün irtica dediği zaman hitap ettiği kişilerin hepsinin arkasında yabancı devletler vardır; örneğin Şeyh Sait isyanı İngilizler tarafından desteklenmiştir.
- Kuble olayında da İngilizler, Dersim isyanında ise Fransızlar arkada bulunmuştur.
- Günümüzde de aynı durum devam etmekte, bir tarikat seçiliyor, o tarikattan bir grup seçilerek Türkiye'de din zulmü yapıldığı intibaı yaratılmak istenmektedir.
- 40:15İstiklal Savaşı ve Emperyalizm
- Mustafa Kemal Paşa'da dinin kendisine, bir insanın itikadının kendisine hiçbir taarruz veya saldırı yoktur.
- Atatürk sadece arkasında yabancı devlet olanlara saldırır ve emperyalistlere saldırmazsa olmaz çünkü istiklal savaşı tam bağımsızlıkçı ve anti-emperyalist bir karaktere sahiptir.
- 41:44Batı'daki Laiklik Uygulamaları
- Batılı ülkelerin hepsi Hristiyan olmasına rağmen (Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya), bunlar birbirlerine benzememektedir.
- Cumhuriyet olmadan, modern zamanlara gelmeden önceki tarihlerde daha fazla benzerlik görülür, ancak Fransız İhtilali sonrası Fransa'da dinsizlik dönemleri yaşanmış ve sonra laiklik keşfedilmiştir.
- Batı'da ümmet toplumu (feodal toplum) döneminde din ağır basarken, Osmanlı'da padişah aynı zamanda halifedir ancak halifeliği şeyhülislam'a verir ve onun padişaha karşı çıkması mümkün değildir.
- 44:36Osmanlı'da Tolerans
- Batı'da taassup ve fark önemlidir, farklı dindendir biri yakınına gelse tahammül edemezlerken, Osmanlı'da böyle bir durum yoktur.
- Osmanlı halifelerinin anneleri ve karıları devşirmedir, hristiyan kökenlidir ve bunlar evlenip Müslüman olunabilir.
- Osmanlı'da Sünni halife, ordusu Bektaşi olabilir ve böyle bir durumda kavga olmaz.
- 45:46Osmanlı'da Müslümanlık ve Tanzimat
- Bogomiller (Boşnaklar) Hristiyan olmalarına rağmen, Osmanlı'da dinine karışmadığı duyulduğunda Müslüman olmaya başlamışlardır.
- Osmanlı'da Müslümanlık bir tesamuh ve tolerans örneğidir, ancak Müslümanlığın katılaşması Tanzimat'tan sonradır.
- Tanzimat'tan sonra Batı'nın üstüne abanmasıyla halkın kendini koruma refleksiyle dine sığınması başlamış, bu durum Gazi'ye kadar sürmüştür.
- 47:20Tanzimat Dönemi ve İngiliz Etkisi
- Fransız tarihçisi Vizo'nun saptamasına göre, Reşit Paşa'nın reformcu olamamasının sebebi "az Türkütü" olmasıdır.
- Lord Stradford Canning, o dönemde İngiliz sefiri olarak İstanbul'da bulunmuş ve Reşit Paşa'nın batılı davranışlarını ve Batı'nın her dediğini ciddiye aldığı belirtilmiştir.
- 1853'te yazılmış mektupta, İngiliz sefiri padişahla görüşerek azlettiği kişileri yeniden göreve aldırabilmiştir, bu da İngiltere hükümetinin Türkiye yönetimindeki etkisini göstermektedir.
- 49:18Tanzimat Fermanı ve Batılı Düşünceler
- Tanzimat Fermanı'nda İngiliz elçisi Canning'in beyanatı, Müslümanların din değiştirme hakkına sahip olduklarını açıkça ilan etmelerini istiyor ve bu, misyoner hareketinin başlangıcıdır.
- Lord Palmers'ın beyanatında, Türklerin Müslüman oldukları için taraftar olmadığını, Hristiyan olabilirlerse mutlu olacağını belirtiyor.
- Bu düşünceler 1800'lerde Batı'nın kafasındaki düşüncelerdir ve bugün bile değişmemiştir.
- 50:24Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Eğitim Sistemi
- İsmet Paşa Cumhurbaşkanı olduktan kısa bir süre sonra Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu değiştiriyor, bu kanun Cumhuriyet'in temel kanunlarından biridir ve Misak-ı Milli'ye benzer.
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na göre Türkiye'deki okullarda Türkçe ile tedrisat yapılır, yabancı dil yardımcı dil olarak okutulur ve yabancı okullar kurulmaz.
- İsmet Paşa'nın değişiklikten kısa bir süre sonra Türkiye'de İmam Hatip okulları açılıyor, ancak bu okulların amacı sadece camilere imam ve hatip yetiştirmek değil, zamanla başka bir mana kazanıyor.
- 51:50Fransa Modeli ve Eğitim Sistemindeki Değişimler
- Türkiye Cumhuriyeti kendi kuruluşu içinde kalsa Fransa Cumhuriyeti gibi olacak, çünkü Mustafa Kemal Paşa Fransız İhtilali'nin modelini Türkiye İhtilali'ne uygulamıştır.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kurduğu ortaöğretim okullarının adı "lise" olup, Fransız'da da aynı isim kullanılır.
- Türkiye'de birdenbire Yunan-Latin hikayesi ortaya çıkıyor, ancak bu hikaye Fransa'daki laik okullarda değil, sadece Katolik misyoner okullarında vardır.
- 53:00Misyoner Okulları ve Kültürel Etkileri
- Türkiye'de sonradan itibar gören bazı okullar Fransızca veya İngilizce öğretiyor ve başında papazlar bulunuyor, bu okullar misyoner okullarıdır.
- Misyoner okulların amacı gittikleri yerde dini yaymak ve aynı zamanda oradaki ticaretin gelişmesini sağlamaktır.
- Türkiye'de rejimin yeniden bürokrasi ve oligarşi haline gelmesi ile batılı, alafranga ve ilerici sayılan bir kesimin oluşması iç içedir.
- 54:12İlericilik Kavramı ve Kültürsüzleştirme
- İlericilik kavramı Batı'da kültürel değil, iktisadi bir kavramdır; sosyalist ilerici, çalışan sınıfların menfaatlerini savunduğu için ilerici sayılır.
- Türkiye'de batı kültüründen yanayan kişiye ilerici denilirken, aslında sömürgeci olmalıdır çünkü o ülkenin kültürünü getirip adapte etmeye çalışıyor.
- Batı'da kültürsüzleştirme prensibi Roma'dan beri aynıdır: kültürünü başkasına vermek, onu kültürsüzleştirmek, dilini değiştirmek ve dinini değiştirmek.
- 55:51Kültürel Çevreler ve Farklılıklar
- Dünyada Batı Hıristiyan kültür çevresi Balkanlar'a kadar, Doğu Müslüman kültür çevresi Hindistan'a kadar, Semavi dinlerin dışında dinlerin hakim olduğu bir başka Doğu kültür çevresi vardır.
- Bu kültür çevreleri asırlardan beri belirli bir kültür içinde gelişme göstermişlerdir ve bu gelişmeler birbirinden farklıdır.
- Hıristiyan kültüründe bakan insanlar yakılırken, Müslüman kültüründe böyle bir yobazlık yoktur; yobazlık Osmanlı'nın batmaya başladığı ve Batı etkisi Türkiye'ye girdikten sonra daha çok ortaya çıkmıştır.
- 59:10Kültürsüzleştirme ve Ulusal Güvenlik
- Esas mesele kültürsüzleştirmektir; kendi kültürün olmayacak, kendine güvenemeyeceksin ve tarihin okutulmayacak.
- Batılılar kırmızı derili ırkları ve zencileri mahvederken kimse onlara bir şey söylemez, ancak Türklerin orta Avrupa'ya gidip iki kiliseyi yakması büyük barbarlık olarak görülür.
- Misyonerlik sadece ifade özgürlüğü değil, bir ulusal güvenlik meselesidir çünkü misyonerlerin amacı açıkça belirtilmiştir: dili öğretirken aslında ticaret yapacak ve yerleşecektir.
- 1:01:15Türkiye'de Avrupa ve Amerika Tutumları
- Türkiye'de İstiklal Savaşı sırasında Amerikan mandası taraftarları vardı ve günümüzde de benzer bir durum yaşanıyor.
- Türkiye'de Avrupa Birliği ve Birleşik Amerika bir yekpare halindeyken, zamanla kapitalizmin diyalektiği ortaya çıkarak ihtilaflar başladı.
- Türkiye'de iki tür insan var: Avrupa Birliği'ne karşı olanlar ve Amerika'yı eleştirenler, ancak her iki taraf da sadece bir tarafı eleştiriyor.
- 1:02:36Mustafa Kemal Paşa'nın Yabancı Teklifine Yanıtı
- 1920'lerde Amerikalılar, savaşta yetim kalan Türk çocukları için çiftlikler ve okullar kurmak istediler.
- Bu teklif İçişleri Bakanlığı'na başvurulmuş, sonra Dışişleri Bakanlığı'na ve sonunda Mustafa Kemal Paşa'ya iletilmiş.
- Mustafa Kemal Paşa, yabancı müesseselerin Türkiye'de çalışmasının dört temel gayesini tespit etmiş ve bunlara kat'iyyen müsaade edilmemesi gerektiğini belirtmiş.
- 1:07:05Mustafa Kemal Paşa'nın Dini Tutumu ve Metinlerinin Yayımlanması
- Mustafa Kemal Paşa CHP'yi kurarken Anadolu'yu dolaşmış ve halka sorular sorulmuş, büyük bir kısmı dini konularla ilgiliydi.
- Mustafa Kemal Paşa dini konuları çok iyi biliyormuş ve sorulanlara tatmin edici cevaplar vermiş.
- Daha önce yayınlanan metinlerde dini konulara dair bölümler çıkarılmış, ancak yeni çalışmalarla bu metinlerin tamamı ortaya çıkmış.
- 1:09:19Türkiye'nin Batılılaşması ve Dış Şartlar
- Türkiye'nin batılılaşması yaklaşık 200 yıldır süren bir süreç olup, bu süreçte Türkiye'ye sürekli şartlar konuluyor.
- Son zamanlarda Türkiye Ceza Kanunu'nda zina yasası değişimi ve Aleviliğin ayrı bir din olarak kabulü tartışılıyor.
- Almanya'da çıkan bir karikatürde Türkiye köpek olarak gösterilmiş ve Almanlardan izin bekleyen bir şekilde tasvir edilmiş.
- 1:11:02Batılıların Sömürge Politikası ve Sonuçları
- Batılılar yaklaşık üç-dört yıllık bir süreçte yeryüzünde hakim olmuş ve sömürgelerinde büyük ölçüde sömürmüşlerdir.
- Sömürge ülkeleri Sovyet ve Anadolu ihtilallerini örnek alarak bağımsızlıklarını ele geçirmeye çalışmış, bazıları gerçekten bağımsız olmuşlardır.
- Batılılar, sömürgelerin bağımsızlığına rağmen kültürel ve ekonomik egemenliklerini sürdürmek için okullarda kendi dillerini okutulmasını ısrarla teşvik etmektedirler.
- 1:13:04Batılılaşmanın Sonuçları
- Batılılaşmaya heveslenen iki büyük devlet vardır: Çarlık Rusyası ve Osmanlı İmparatorluğu.
- Çarlık Rusyası Büyük Petro döneminde batılılaşmaya karar vermiş, aristokratlar Fransızca konuşmaya başlamış ve iki asır içinde çarlık batmıştır.
- Osmanlı İmparatorluğu da batılılaşmak için Tanzimat hareketini başlatmış ve 1918 Kasım'da batmıştır.
- 1:14:42Çağdaşlaşma ve Kültürel Kimlik
- Batılılaşmak yerine çağdaşlaşmak gerekir, kendi kültürünü bırakıp yabancı bir kültür uygulamak başarısızlığa uğrayacaktır.
- Okullarda yabancı diller okutulduğunda, öğrenciler o ülkelerin vatandaşlarına dönüşmektedir ve Türkiye'de yaşamak istememektedir.
- Batılılar, insanların kültürel kimliklerini değiştirmek için "devşirme" politikası uygulamaktadır.
- 1:17:47Küreselleşme ve Gerçekler
- Konuşmacı küreselleşmeye inanmadığını, bu kavramın aslında Batı emperyalizminin makyajlı ismi olduğunu belirtmektedir.
- Birleşik Amerika'nın 21. yüzyıl için hazırladığı belgelerde küreselleşmenin amacı, dünyanın Amerika'nın hakimiyetine girmesidir.
- Çin ile yapılan sanal savaşlarda Çin'in kazanması, Amerika'nın Çin'e hem destek hem de köstek olmaya çalışmasına neden olmuştur.
- 1:20:24Türk Kültürünün Önemi
- Türk kültürü Asya'dan getirilmiş ve bu topraklarda geliştirilmiş önemli bir kültürdür.
- Türk kültürü sadece Türk, Arap, Acem veya diğer bir kültür değildir, bu topraklarda yaşayan tüm insanlardan Türk dehasının ortaya çıkardığı bir sentezdir.
- Osmanlı şiirlerinin Arapça kelime içerse bile, Türk esprisi ve mantalitesi içinde yazıldığı için Araplar tarafından anlaşılamamaktadır.
- 1:23:14Birleşik Amerika'nın Büyük Medeniyetlere Yönelik Tavrı
- Konuşmacı, bir terkibin içinde birini nasıl ezeceğini, alacağını ve yok edeceğini sorguluyor.
- Birleşik Amerika'nın büyük medeniyetlerden korktuğu ve bunları yok etmek için hayal kurduğu belirtiliyor.
- Türkiye'nin, İran'ın ve Hindistan'ın tarih olmuş büyük medeniyetler olduğu ve Bunlardan ürkmeye başlandığı vurgulanıyor.