• Buradasın

    Türkiye'nin Karbon Emisyonları ve Yeşil Dönüşüm Stratejileri

    youtube.com/watch?v=Z8VPXA0XkEQ

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir akademisyen tarafından sunulan, Türkiye'nin karbon emisyonları ve iklim değişikliği politikaları hakkında kapsamlı bir eğitim dersidir. Konuşmacı, Boğaziçi Üniversitesi'nden Gürkan Kumbaroğlu ekibinin çalışmalarını eleştirmekte ve kendi ekibiyle hazırladıkları alternatif tasarımları paylaştığını belirtmektedir.
    • Video, 2015 Paris Antlaşması sonrası uluslararası karbon emisyon politikalarının değişimi, Türkiye'nin karbon emisyonları ve yeşil dönüşüm stratejileri üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacı, 1990-2019 yılları arasındaki emisyon verilerini analiz ederek, Türkiye'nin 2030'a kadar karbon emisyonlarını %21 azaltma taahhüdünün gerçekçi olmadığını açıklamakta ve dört farklı senaryo sunarak Türkiye'nin yeşil büyüme stratejilerini değerlendirmektedir.
    • Sunumda ayrıca, Türkiye'nin 1990'da Ek-1 ülkeleri olarak sınıflandırılan ancak 2016'da Ek-2 ülkeleri grubuna çıkarıldığı, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın Türkiye için fırsatlar sunabileceği ve fosil yakıtlara dayalı üretim deseninin dönüştürülmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Konuşmacı, yeşil dönüşüm için gerekli siyasi irade ve milli gelirin %2,5-4,5'ini bu amaçla kullanmanın gerekliliğini belirtmektedir.
    00:032015'te İklim Değişikliği Tartışmalarında Değişim
    • 2015'te 21. Taraflar Konferansı'nda Kyoto Mutabakatı ve Avrupa Birliği'nin yönlendirmesiyle ülkelere belirli yükümlülükler ve kotalar tahsis ediliyordu.
    • 2015'e gelindiğinde, uluslararası anlamda bir yönlendirici sistem olmadıkça ülkeler kendi kendilerine iklim değişikliği konusunda hedefler belirlemek istekli ve başarılı olamıyordu.
    • Paris'te "Uluslararası Determint İdent Contributions" (IDC) adı verilen, ulusal düzeyde belirlenmiş niyet katkı payı sistemi kuruldu.
    02:51Paris Konferansı Sonrası Sistem
    • IDC'deki "intended" (niyet) kelimesi çıkıp "National Determined Contributions" (NDC) olarak geçerlilik kazandı.
    • Ülkeler Paris'teki 2015 toplantısına önümüzdeki onlarca yılın kapsayan genel hedefleri koyan bir projeksiyon sundular ve 2030'a kadar olan karbon emisyonu projeksiyonlarını ortaya koydular.
    • Bu ulusal katkı beyanları beş'er senelik dilimler halinde revizyona tabi olacak ve uluslararası düzeyde değerlendirilecek, ancak yaptırım yok, sadece "naming and shaming" (diplomatik yalnızlaştırma) yöntemi kullanılacak.
    04:38Paris Öncesi Enerji ve Karbon Emisyon Projeksiyonları
    • 2015'e gelene kadar Avrupa Birliği, Amerika ve Japonya'da enerji talebinin negatif olduğu, dolayısıyla enerjiden kaynaklı karbon emisyonlarını kontrol etmekte sorun olmayacağı düşünülüyordu.
    • Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada, Latin Amerika ve Afrika'da 300 megaton ile 600 megatonluk enerji talebi söz konusu olacağını projekte ediyorlardı.
    • Çin ve Hindistan'ın enerji talebi, diğer ülkelerdeki tasarrufları kat ve kat aşacak, 2030'a gelindiğinde dünyanın enerji talebinin üçte birini bu iki ülke sürüklecek.
    07:30Çin'in Enerji ve Karbon Emisyon Durumu
    • Çin'in ekonomisi yapısal bir değişime geçiyor ve daha çok sanayi sonrası toplum haline geliyor, ancak hala büyüdükçe sanayide büyüyor.
    • Çin'de enerji üretiminde kömür ve petrol temelli fosil yakıtların payı neredeyse üçte ikisi, nükleer ve gazın payı yüzde on beşler düzeyinde, yenilenebilir enerjinin payı ise sadece yüzde on civarında.
    • Bu enerji deseni, fosil yakıtlara dayalı enerji emisyonunun yarattığı karbon emisyonunu kontrol altına almakta küresel çapta yeterli olmayacak.
    10:03Küresel Karbon Emisyon Hedefleri ve Gerçekler
    • 2015 yılında 200-204 ülke Paris'te ulusal katkı beyanlarını paylaştı ve yaklaşık 1 milyar ton (1 gigaton) toplam karbon emisyonu bütçesi ortaya çıktı.
    • Küresel anlamda 2040 yılına kadar karbon emisyonunun 30 gigatondan 17 gigatona düşmesi gerekiyor.
    • Paris'teki niyet beyanları, küresel emisyonların artmaya devam edeceğini ve 2040'a gelindiğinde 18 gigatonluk bir açığa ulaşacağını gösteriyor.
    13:09Açığı Kapatma Stratejileri
    • Uluslararası Enerji Ajansı, 2015'ten sonra başlayarak daha fazlası yapılması gerektiğini vurguluyor.
    • En büyük pay enerji verimliliğini arttırmaktan geçiyor, açık mavi payda bu 18 gigatonluk açığın neredeyse yüzde kırk'ı, yarısına yakını enerji tasarrufunu sağlayacak.
    • Akıllı binalar, elektrikli ulaşım ve yenilenebilir enerjinin daha az yoğun, daha verimli kullanımına dayalı tasarrufların geliştirilmesi öneriliyor.
    14:27Türkiye'nin Durumu
    • Türkiye 2015'te çok hazırlıksız ve kuramsal temelleri sağlam olmayan bir senaryo ile gitti.
    • Ekim ayında yapılacak olan taraflar konferansı'na 2015'te yaz aylarında toplantılar, ara seminerler ve bilgilendirme toplantıları düzenlendi.
    • Paris konferansı'nda kabaca bir ay evvel resmi Türkiye'nin resmi niyetlendirilmiş katkı beyanı (INDC) birdenbire ilan edildi.
    15:31Türkiye'nin Sera Gazı Emisyonu Projelemleri
    • 2015'te Türkiye'nin sera gazı emisyonu 430 milyon ton karbondioksit eşdeğeri olarak biliniyordu ve 2015'te 447 milyon ton, 2020'de 673 milyon ton, 2030'da ise 1.175 milyon ton olacak şekilde projeleme yapılmıştı.
    • Türkiye'nin sera gazı emisyonu 1990'dan 2013'e kadar %90 artmış, 2013'ten 2030'a kadar ise %126 artması projeleme edilmiş, bu da tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan bir ivmelenme anlamına geliyordu.
    • Türkiye, Paris'te sunduğu resmi ulusal katkı beyanında 2030'da sera gazı emisyonlarını %21 azaltmayı taahhüt etmiş, bu taahhütün 1.175 milyon tondan 929 milyon tona düşürme anlamına geliyordu.
    18:15Türkiye'nin Taahhütlerinin Gerçeklendirilebilirliği
    • Türkiye'nin %21'lik karbon emisyonu azaltımının 15 sene içinde gerçekleştirilebilirliği, sürdürülebilir kalkınma ve büyüme hedeflerinden vazgeçilmesi gerektiği sorularıyla tartışılmıştır.
    • Türkiye, 2030'da GSYİH'ın en büyük 10 ekonomisi olma hedefi için bu taahhütlerin etkileri endişe kaynağı olmuştur.
    • Türkiye'nin taahhütlerinin gerçekleştirmesi için ya çok hızlı büyümesi (yüzde 8-9 büyüme) gerekiyor ya da fosil yakıtlara, kömüre dayalı enerji yoğunluğunun artması gerekiyordu.
    22:06Türkiye'nin İklim Değişikliği Stratejisinin Eleştirileri
    • Türkiye'nin %20'lik karbon emisyonu azaltımı, tarihsel patikadan çok daha fazla olup, hiçbir şey yapmadan bile gerçekleşecek bir tasarıma dönüştürülmüştü.
    • Türkiye'nin iktisadi büyümesi, karbon emisyonunun artış hızı ve ileriye yönelik projelemlerin tutarlı olmadığı görülerek Türkiye itibar kaybetti.
    • Türkiye'nin Paris'te sunduğu resmi ulusal katkı beyanı itibarsızlaştırıldı ve Türkiye, Paris Antlaşması'nı kendi meclisinden geçirip bir yasa haline dönüştürmeyen altı ülkeden biri olarak kaldı.
    24:25Türkiye'nin Ekonomik Durumu ve İklim Değişikliği
    • 1990'da Rio de Janeiro'da ilk iklim değişikliği konferansı düzenlenirken, OECD ülkeleri ek-1 ve ek-2 olarak iki gruba ayrılıyordu.
    • Ek-1 ülkeleri sanayileşmiş gelişmiş ülkeler statüsüne sahip ve 1990'dan itibaren karbon emisyonlarını mutlak anlamda düşürmek durumundaydı.
    • Türkiye, ek-1 ülkeleri arasında yer almasına rağmen, 2011-2016 arasında ek-2 ülkeleri grubuna çıkarılmış, bu da Türkiye'nin iklim finansmanı sağlayacak ülkeler arasında olmaması anlamına geliyordu.
    29:26Türkiye'nin Ekonomik Krizleri ve Karbon Emisyonları
    • Türkiye, 1994 krizi sonrası 1990'lı yıllarda ekonomik sorunlar yaşamış, 2001 ve 2009 krizlerinden sonra krizlerden kurtulamamıştır.
    • Türkiye, karbon emisyonları konusunda gerçekçi bir plan ve program ortaya koyamamıştır.
    • 2015'te Boğaziçi Üniversitesi'nden Gürkan Kumbaroğlu ekibi tarafından başlatılan resmi tasarımlar son derece zayıf ve iktisadi ve bilimsel temelleri eksik olan bir katkı beyanı oluşturmuştur.
    31:43Türkiye'nin Karbon Emisyonu Karnesi
    • Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, 1990'da 220 milyon ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı miktarı olan Türkiye, 2019'da bu rakamı 506 milyon tona çıkarmıştır.
    • Karbon emisyonu miktarındaki azalmalar genellikle ekonomik kriz yıllarına denk gelmiştir: 1994, 2001 ve 2008-2009 krizleri.
    • 2013'te Türkiye ekonomisi büyürken karbon emisyonu düşmüş ancak bu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun envanter düzenini değiştirmesi sonucu ortaya çıkmıştır.
    34:28Türkiye'nin Karbon Emisyonu Detayları
    • 1990'dan 2019'a kadar Türkiye'nin toplam emisyonları %130 artmıştır.
    • Türkiye, kişi başına sera gazı salınımında dünyada en hızlı artış gösteren ekonomilerden biridir ve şu anda Avrupa OECD ortalamasının biraz üstünde, dünya ortalamasının biraz altında seviyede bulunmaktadır.
    • Türkiye İstatistik Kurumu, karbon emisyonlarını dört ana gruba ayırır: enerji yaratımı ve kullanımından kaynaklanan emisyonlar, sanayi proseslerinden kaynaklanan emisyonlar, tarımsal proseslerden kaynaklanan emisyonlar ve atıklardan kaynaklanan emisyonlar.
    36:39Türkiye'nin Elektrik Üretimi ve Karbon Emisyonu
    • Türkiye'de elektrik üretimi için yaratılan toplam karbon eşdeğeri sera gazı emisyonu, 2019'da 154 milyon ton karbondioksit eşdeğeridir.
    • Türkiye'de her bir avro değerinde elektrik üretmek için 17,50 kilogram karbon eşdeğeri sera gazı atmosfere salınıyor, bu rakam Avrupa Birliği ortalamasının (4,50) yaklaşık dört mislidir.
    • Türkiye, karbon emisyonu miktarında ve emisyon artış hızında dünyada hızlı artan bir ekonomi olarak görülüyor.
    39:18Türkiye'nin İklim Değişikliği Diplomasisi ve Geleceği
    • Türkiye, Paris Antlaşması'nda sunduğu kötü tasarlanmış ve bilimsel temelleri olmayan katkı beyanını kabul ettirmeyip, meclisten geçirmemiş durumdadır.
    • Türkiye'nin iklim değişikliği diplomasisi içerisinde yalnızlaşması ve itibarsızlaşması riski yüksektir.
    • Dünyada artık Paris'teki katkı beyanları konuşulmuyor, net sıfır emisyonu hedefleri ilan edilmeye başlanmıştır.
    41:34Türkiye'nin Karbon Emisyonu Patikaları
    • Türkiye'de bağımsız çalışmalar çerçevesinde net sıfır emisyonu patikaları üzerinde çalışmalar sürüyor.
    • Türkiye'nin 2030'a değin karbon emisyonu patikası, yapılan varsayımlar, kullanılan teknoloji ve zaman ufkuna bağlı olarak 787-984 milyon ton arasında değişmektedir.
    • Türkiye, %21 hedefini uygulayarak 2028'de 666 milyon tonluk bir karbon emisyon hedefi kurgulayabilir.
    44:06Türkiye'nin İklim Değişikliği ve Karbon Vergisi Sorunu
    • Türkiye, 1996'da Avrupa ile gümrük birliği anlaşması imzaladı, ancak Avrupa'nın Türkiye'ye uygulayabileceği karbon vergisi riski var.
    • Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ihracatı sırasında yılda yaklaşık 1,80 milyar avro karbon vergisi ödemesi söz konusu olabilir.
    • Türkiye'nin 2018 itibariyle toplam 450 milyon ton karbon emisyonundan 333 milyon ton elektrik üretimi, 117 milyon ton ise diğer sektörlerden kaynaklanmaktadır.
    45:48Ekonomik Genel Denge Analizi
    • Ekonomik genel denge, ekonominin kapalı bir sistemini cebirsel olarak tasarlama yöntemidir ve 2018'den 2030'a kadar takip edilecektir.
    • Ekonomide hane halkları, işletmeler ve devlet arasında bir döngü vardır; hane halkları tüketim yapar, işletmeler üretim ve istihdam sağlar, devlet vergi ve sosyal yardım yapar.
    • Hane halkları ve işletmelerin tüketim ve üretim süreçleri sırasında karbondioksit salınımına neden olmaktadır.
    47:44Yeşil Patika Modeli
    • Yeşil patika modelinde karbon vergisi, teşvikler ve var olan teşviklerin yeniden rehabilitasyonu gibi politikalar uygulanmaktadır.
    • Kömür ve fosil yakıtları için verilen teşvikler kaldırılırken, yenilenebilir enerji kaynaklarına yeni teşvikler kurulmaktadır.
    • Hane halkları ve işletmelerin tüketim alışkanlıklarını fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye dönüştürme amaçlanmaktadır.
    49:05Ekonomik Modelin Detayları
    • Üretim yapısında 24 sektör bulunmakta ve fosil yakıtlar, kömür, petrol, doğalgaz ve elektrik enerji olarak kullanılmaktadır.
    • Her sektörde A katsayısı, K sermaye, L emek, İD aralıklı kullanım ve ENG enerji kullanımını göstermektedir.
    • Modelde karbon emisyonu sanayiden, enerjiden ve hane halklarından üç bileşenden oluşmaktadır ve ekonomik katsayılar aracılığıyla tahmin edilmektedir.
    52:15Farklı Senaryolar
    • 2020'den 2030'a kadar dört farklı senaryo incelenmektedir: Avrupa Yeşil Mutabakatı olmadan Türkiye'nin kendi patikası, Avrupa'nın karbon vergisi uygulaması, Türkiye'nin Avrupa ile uyumlu bir sistem kurgulaması.
    • Hayali bir dünyada Türkiye ekonomisi 2018'de 3,70 trilyon TL'den 2030'da 5,30 trilyona çıkartan, yılda %3,5 büyüme sağlayabilir.
    • Avrupa'nın karbon vergisi uygulaması durumunda Türkiye'nin ihracat gelirleri düşecektir ve 2030'da hayali dünyadan daha düşük bir milli gelir elde edecektir.
    55:09Gerçekçi Yeşil Patika Stratejisi
    • Gerçekçi bir yeşil patika stratejisinde %20'lik bir karbon azaltım için karbon vergisi sistemi kurulacaktır.
    • Elde edilen karbon vergisi, enerji dönüşümünü yansıtmak amacıyla üretici şirketlerin bilançolarına geri dağıtılacak ve yatırım fonu olarak kullanılacaktır.
    • Bu strateji, yıllık %1'lik enerji verimliliği artışını ve enerji yoğunluğundaki azalşımı sağlayarak Türkiye'yi bir kazanç stratejisi ile çıkarmayı hedeflemektedir.
    57:56Sonuç ve Beklentiler
    • Türkiye'nin karbon emisyonu 2030'da 608 milyon ton olacak, gerçekçi pas patikası ile ise 481 milyon ton olacak.
    • Türkiye'nin bu dönüşümü gerçekleştirmesi durumunda uluslararası diplomasi alanında daha sağlam ve saygın bir konuma gelebilecektir.
    • Bu stratejinin başarıyla uygulanabilmesi için siyasi iradenin gösterilmesi gerekmektedir.
    58:42Yeşil Büyüme ve Ekonomik Dönüşüm
    • Karbondioksit kota vergilerinin milli gelirdeki oranı 2025'te %2,70, 2030'da %4,70 olacak şekilde artacak, bu can acıtıcı bir vergi yükü kirleten endüstrinin üzerine binmeye başlayacak.
    • Ekonomik dönüşüm için kaynakların fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji ve daha az kirletici, enerji yoğunluğu daha düşük teknoloji sanayilerine aktarılması gerekiyor.
    • Avrupa Yeşil Düzeni, Türkiye için sürdürülebilir kalkınma, yeşil büyüme ve COVID-19 pandemisi sonrası yeşil toparlanma olarak değerlendirilen yeni bir fırsat sunuyor.
    1:00:12Yeşil Dönüşümün Ekonomik Etkileri
    • Elde edilen fonların şirketlerin yeşil dönüşümünü hızlandırmak amacıyla yatırım fonu olarak kullanılması ve enerji verimliliğine dayalı alternatif bir yeşil ekonomik dönüşüm senaryosu, hem milli gelirde hem de sera gazı emisyonlarında önemli iyileştirmeler sağlayabilir.
    • Yeşil ekonomik dönüşüm için siyasi irade ve gerçekçi bir ekonomik modelleme gerekiyor, ekonomi biliminin çevre biliminin verilerine ve tasarımlarına özen gösteren uluslararası örneklerin Türkiye'yi kazandırabileceği düşünülüyor.
    • Yeşil büyüme patikasında kaybeden ve daralan sektörler olacak, geçici istihdam ve refah kayıpları yaşanacak, ancak bu fonların bu kayıpları azaltıcı ve dönüşümü hızlandırıcı şekilde kullanılması durumunda Türkiye'nin önemli fırsatları olacağı düşünülüyor.
    1:07:37Yeşil Büyümeye Geçişin Zorlukları
    • Yeşil büyüme dönüşümü maliyetli bir süreç olacak, Türkiye enerji teknolojilerinde ve yeşil teknolojilerde teknoloji açığı nedeniyle dışarıya bağımlı bir yapıya sahip.
    • Karbon fiyatlaması ve vergisi toplanacak, kısa vadede ucuz ve yerli üretim yapabilme zorluğu yaşanacak, Avrupa Birliği'nin yeni vergileri de ek yük oluşturabilir.
    • Sektörel bazda bir ödünleşme süreci gerekiyor, şirketler ve insanlar kar maksimizasyonu hedeflediği için gönüllü olmayacaklar, bu süreç siyasi irade ve stratejik planlama olmadan gerçekleşemeyecek.
    1:10:24Sosyal Bilimlerin Görevi ve Yeşil Dönüşüm
    • Sosyal bilimcilerin görevi en gerçekçi veriler ve teoriler ışığında olanakları, riskleri, tehditleri ve fırsatları sunmaktır.
    • Fosil yakıtlara dayalı ve enerjiyi israf eden üretim desenini hızla dönüştürmek gerekmektedir.
    • Yeşil enerji ve yeşil büyümeye yönelik piyasa sisteminin planlanması ve yönlendirilmesi gerekmektedir.
    1:12:13Yeşil Dönüşüm İçin Finansman
    • Yeşil dönüşüm için milli gelire oranla yüzde 2,5'den başlayıp yüzde 4,5'a kadar yükselen büyük bir fon oluşturulması gerekmektedir.
    • Bu fonun çarçur edilmemesi ve yeşil dönüşüme dönüştürülebilmesi için siyasi irade gerekmektedir.
    • Yeşil dönüşümü gerçekleştirmek, savunmak ve sürdürmek için inanç ve irade göstermek zorunludur.
    1:13:21Kapanış ve Teşvik
    • Konuşmacı, dinleyicilere bilim akademisine ulaşmalarını ihmal etmemelerini tavsiye etmektedir.
    • Sosyal bilimlere inanmaya devam etmeleri ve mücadeleye devam etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
    • Konuşmacı, dinleyicilere sağlıklı kalmalarını ve yollarının açık olmasını diliyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor