Buradasın

Türkiye Gündemi: Sınır Perspektifi

youtube.com/watch?v=nHdfX9y31BM

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Türkiye Gündemi" adlı programın bu bölümünde, gazeteci ve akademisyenler arasında Emekli Albay Ersan Ergür, Ramazan Aras ve Prof. Dr. Mazhar Bağlı gibi uzmanlar, Türkiye'nin sınır etrafındaki gündem üzerine bir sohbet gerçekleştirilmektedir.
Program, "sınır" kavramının sosyolojik, siyasi ve kültürel boyutlarını ele almaktadır. Türkiye'nin güneydoğu sınırları, özellikle Türkiye-Suriye sınırı örneği üzerinden tarihsel gelişimi, modern dünyanın teklifleşme sürecindeki rolü ve günümüzdeki güvenlik zorlukları incelenmektedir. Konuşmacılar, Ulus-Devlet projelerinin sınırların nasıl şekillendiğini, 1920'lerden günümüze kadar Türkiye-Suriye sınırının nasıl geliştiğini ve bölgedeki terör örgütlerinin (PKK, DAESH, ISID) tehditlerini tartışmaktadır.
Programda ayrıca, sınır bölgelerindeki kaçakçılığın toplumsal boyutu, erkeklik sembolü olarak algılanması, sınır güvenliği için alınan önlemler ve teknolojik gelişmeler de ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Avrupa Birliği'nin kendi içindeki sınırları kaldırırken Türkiye'nin dış sınır olarak işlev görmesi ve bunun Türkiye'nin toplumsal dokusuna etkileri hakkında görüşlerini paylaşmaktadır.

00:21Program Tanıtımı: "Türkiye Gündemi" adlı yeni bir programla izleyicilere karşılık veriliyor.
Programda Türkiye'nin gündemini analiz, bilgi ve yorumlarla ele alacaklar.
Konuklar arasında gazeteci, akademisyen, uzman ve aydınlar yer alacak.
01:02Konuk Tanıtımı: Emekli Albay Ersan Ergür ve Adalet ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı.
Ramazan Aras, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde sosyal antropolog ve "Son Mayın ve Kaçakçı" adlı önemli bir kitap yazarı.
Prof. Dr. Mazhar Bağlı, hem siyasetçi hem de sosyolog kimliğiyle bölgede uzun süre çalışmalar yapan bir akademisyen.
06:18Sınır Perspektifi: Sınırlarla bir toplum kendini nasıl kurmaya başlıyor ve dünyanın gündemine bir sorun olarak nasıl dönüştüğü ele alınacak.
Modern dünyanın en büyük çelişkilerinden biri, teklifleşme ve birbirine benzeşme ile farklı kimlik ve kültür koruma arzusu arasındaki çatışmadır.
Türkiye'de, özellikle Urfa gibi bölgelerde, var olan sınırların meşru bir parametre olarak görülmediği ve akrabalık alışverişleri gibi hareketlerin yasal olarak sınırla ilgili olarak değerlendirilmediği belirtiliyor.
11:56Sınırların Tarihsel Gelişimi: Ulus devletlerin esas problemi egemenlikle ilgili olup, modern dünyanın egemenliği daha nüfuz edici ve derinlere inen bir yapıya sahip.
Ortadoğu'da büyük bir coğrafyanın benzer özelliklere sahip olması ve sınırların başkalarının keyfi ve fikirleri üzerine kurulması sürekli nizanın sebebi olmuştur.
Sınırlar sadece fiziki bir koruma değil, aynı zamanda mitolojik bir boyuta da sahip olup, antik kentlerin giriş kapısında tılsımlar, imgeler ve simgeler bulunurdu.
14:29Sınırlar ve Ulus-Devlet İlişkisi: Soğuk savaş döneminde Berlin Duvarı gibi duvarlar yükseldi ve ulus-devletler etrafında sınırlar oluştu.
Sınırlar dünya tarihinde hem coğrafi hem kültürel hem ekonomik olarak hep mevcuttu, ancak modernite ve ulus-devlet inşa süreçleriyle katastrofik bir anlam kazandı.
Ulus-devlet paradigmasında en temel vurgu, politik sınırlar dahilinde bulunan nüfusu linguistik, kültürel, ekonomik ve tarihsel anlamda homojenleştirme ve dışarıyla bağını kesmektir.
15:47Ulus-Devlet ve Sınırların Fonksiyonu: Politik sınırlar hem içeri doğru bütünleştiren hem de dışarı doğru ötekileştiren, ayrıştıran ve bölen bir fonksiyon görür.
Ulus-devletin temel paradigması olan yeni bir kimlik inşa sürecinde, politik sınırlar siyasi, ekonomik, kültürel, ontolojik ve epistemolojik olarak tamamıyla bir kopuşu inşa etmek üzerine kurulmuştur.
Politik sınırlar belirlenirken tarihsel süreç içerisinde gelen kültürel, ekonomik, tarihsel, linguistik ve dini hiçbir doku ciddiye alınmadan, tamamıyla masa başında belirlenmiştir.
17:49Sınırların Coğrafi Yayılımı: Sınır sorunu sadece Ortadoğu'nun değil, Latin Amerika'da, Avrupa'da ve ulus-devlet projelerinin olduğu bütün coğrafyalarda gündeme gelmektedir.
Berlin Duvarı gibi duvarlar, komünizm ve kapitalizm ekseninde yükseltildi ve birçok ulusu içinde barındıran bir ideolojiye dayalıydı.
İmparatorluklar da sınırlar belirlerdi ancak bu kadar keskin ve dramatik hikayelerin yaşandığı sınırlar değildi.
19:07Ulus-Devletlerin Oluşumu: Ulus-devletler, bir toplum içerisinde bulunmalarının o topluma zarar vereceği önyargısından hareketle ortaya çıktılar.
Fransızlar, Belçikalılar, Almanlar gibi birbirinden farklı kişilerin bir araya gelerek kendi devletlerini kurdukları düşünüldü.
İç çatışmalardan endişe duyan toplumlar, içerideki hainleri bertaraf etmenin yolunun bir ulus-devlet inşa etmekten geçtiğini düşünerek ötekisini dışlayan bir yapı ortaya koydular.
21:27Sınırların Egemenlik ve İktidar İlişkisi: Modern dönemde politik sınırların şiddet üreten bir mekanizmaya dönüşmesinin en önemli sebeplerinden biri, politik sınırın devlet tarafından egemenlik ve iktidar kurucu bir alan olarak görülmesidir.
Ulus-devletin çeperler üzerinden egemenliğini pratize etme ve gösterme, sınırların şov yapma alanı olarak ortaya çıktığı görülür.
Michel Foucault'un panoptikon tartışması, devletin sınırı kurma pratiklerinin yavaş, aşamalı bir şekilde karmaşık, keskin ve öldürücü bir şeye dönüşmesini açıklar.
22:56Türkiye-Suriye Sınırı Örneği: Türkiye-Suriye sınırı örneğinde, 1923'te Lozan'da masa başında çizilen sınırlar, 1928'de ilk defa sınır taşları konularak göstergeler olarak ortaya çıktı.
1950'lerde Soğuk Savaş döneminde, Suriye'nin Sovyet yanlısı, Türkiye'nin Amerikan yanlısı siyaseti nedeniyle tel örgü ve mayınlar döşendi.
1950'ler ve 1960'larda Kürt sol hareketinin ortaya çıkışından önceki dönemde, medreseler ve molalar üzerinden sınırları aşan organik ilişkiler söz konusuydu.
26:42Türkiye-Suriye İlişkileri ve Soğuk Savaş Dönemi: Türkiye ve Suriye arasındaki gerilim, 1950'lerde Soğuk Savaş dönemi boyunca Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki üst düzey gerilimin yerel yansıması olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, 1950'ler, 1960'lar ve günümüzde, sınırı daha katı ve kalın yapma politikalarını sürdürmüştür.
Berlin Duvarı gibi, Türkiye-Suriye sınırı da sinemada, filmlerde ve televizyonda "aşılamaz" bir sınır olarak gösterilmiştir.
28:04Berlin Duvarı'nın Yıkılması ve Küreselleşme: 1987'de 19 yaşındaki bir Alman pilot, Berlin Duvarı'nı aşarak Kızıl Meydan'ın ortasına inmiştir.
Bu olay, insanların korku ve değişmez duygularını yıktırmış ve sınırların aşılabilir olduğunu göstermiştir.
1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla küreselleşme başlamış, mesafeler kısalmış ve sınırlar aşılmıştır.
29:19Küreselleşmenin Etkileri: Türkiye, Avrupa Birliği ile ilk anlaşmalarını yaparak gümrük duvarlarını kaldırarak küreselleşme sürecine adım atmıştır.
Küreselleşme sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel duvarların da yıkılması anlamına gelmiştir.
Sınırlar yıkıldığında, farklı dünyalar ve kültürler keşfedilmiştir.
30:35Sınırların Güvenlik Anlayışı: Türk Silahlı Kuvvetleri'nde "en iyi tanksavar silahı gözü dönmüş bir piyade eridir" deyişi vardır.
Bu deyim, teknolojik silahların hataya meyilli olmasına rağmen, bir piyade neferi ölümü göze alarak hedefi imha edebilir anlamına gelir.
19 yaşındaki pilot da, Rusya'nın savunma sistemlerini delmeyi göze alarak başarıya ulaşmıştır.
32:11Türkiye'nin Sınırları ve Avrupa Birliği: 1921 yılında Ankara Antlaşması ile Türkiye ve Suriye arasındaki sınırlar belirlenmiş, bu sınır toplumu ikiye bölerek akrabaları birbirinden ayırmıştır.
Avrupa Birliği, sınırları kaldırmak istese de bir dış sınıra ihtiyaç duyuyor ve Türkiye'yi bu dış sınıra almıyor çünkü Türkiye, doğudan gelen göçmenlerin engelleneceği son sınır.
Türkiye'nin sınırları, terör, uyuşturucu, kaçakçılık ve insan kaçakçılığının Avrupa Birliği'ne girmesi için en çok etkili olduğu bölgelerdir.
34:12Türkiye'nin Sınırları ve Güvenlik Sorunları: Türkiye'nin terör problemini toplumsal ilişkileri, toplumları ve halkları birbirinden ayırmadan çözmek gerekiyor.
Türkiye'nin Irak sınırı yaklaşık 384 kilometre, Suriye sınırı ise 911 kilometre kadardır.
Türkiye'nin güneydoğu sınırında duvar örülmesi ve 1500 metre yüksekliğinde zeplinlerle kamera sistemleri gibi fiziki tedbirler alınmaktadır.
35:52Türkiye-Suriye Sınırı ve Coğrafi Boyut: Türkiye ile Suriye arasındaki sınır, Türkiye ile Fransızlar arasında yapılmış bir anlaşma çerçevesinde çizilmiş bir sınırdır, Türkiye ile Suriye arasında doğrudan bir mutabakatla çizilmemiştir.
Coğrafyada sınırlarla ilgili en önemli konulardan biri, insanların duygularında var olan romantik bir emperyalizmi törpülenmiş olmasıdır.
Anadolu'daki insanlar, genişlemeyi ve rahatlıkla gidilebilecek bir pozisyonda olmayı seviyorlar.
37:39Etnik Sınırlar ve Siyasi Ayrışma: Modern dünyanın özellikle doğu toplumları için oluşturduğu etnik vurgulu siyasal ayrışma, Türkiye'nin yaşadığı Kürt meselesinin devamı olarak okunabilir.
Etnik referanslar üzerinden sınır çizmek ve bu sınırlar içinde aynı etnik referanslarla siyasal proje uygulamak, Avrupa'da olmasa da çok sıkıntılı bir durumdur.
Avrupa'nın felsefesi faşizme imkan tanıyan bir yapıya sahipken, Doğu felsefesi ise son derece humanist ve ortak paydalarda buluşan bir yaklaşıma sahiptir.
38:42Avrupa Birliği ve Sınırlar: İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa Birliği'nin son dönemlerdeki çalışmalarıyla sınırlar anlamsız hale gelmiştir.
Avrupa'ya gittiğimizde ülkeleri rahatlıkla dolaşabilir, aynı ülke içerisinde gibi hareket edebiliriz.
Türkiye'de ise sınırlar çok yüksek duvarlar haline gelmiştir, örneğin Ürdün ve Lübnan arasındaki ara bölge 25-30 kilometre olmasına rağmen büyük sınırlar çizilmiştir.
40:21Türkiye'nin Sınırlar Politikası: Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu ve Suriye'ye karşı Batının uyguladığı çifte standart, Esad rejimine karşı hem sevmemek hem de kalsın yerinde demelerinin sebeplerinden biridir.
Başbakan Davutoğlu, Suriye Dışişleri Bakanı ile birlikte sınır bariyerini alarak, duvarı öbür tarafa atarak ve beraber bir baraj tünelin temelini atarak sınırların anlamsız hale gelmesi için politik bir mesaj vermiştir.
Türkiye'nin dış politikasında "sınırlar var ama anlamsız hale gelsinler" yaklaşımı benimsenmiştir, tıpkı Avrupa'da olduğu gibi.
42:27Sait Halim Paşa'nın Vizyonu: Sait Halim Paşa, Osmanlı'nın son sadrazamlarından ve parçalanma dönemlerine şahitlik yapan bir siyaset ve entelektüel adamdır.
Malta'da hapiste iken yazdığı mektuplarda, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasının bu toplumlara ve bölüge huzur getirmeyeceğini belirtmiştir.
"İslam beldeleri arasında sınır olmaz" diyerek, İslam toplumları arasında sosyolojik anlamda sınırın olamayacağını vurgulamıştır.
43:42Sınırlar ve Toplumsal İlişkiler: İslam toplumları arasında sınırları derinleştirip, güvenlik projeleri geliştirme uzun vadede çözüm olmaz.
Davutoğlu'nun dediği gibi uzun vadeli çözüm, sınırların anlamının kalmaması ve toplumların beraberliğidir.
Avrupa Birliği kendi toplumları için sınırları anlamsız hale getirirken, İslam dünyası için birçok yeni ulus devletlerin varoluşu için desteklerde bulunmaktadır.
44:43Sınırların Sosyolojik Boyutu: 1992 yılında Batman Gercüş ilçesinde görevli bir teğmen olarak, köy imamı, muhtarı ve kanaat önderi tarafından karakolun basılmayacağına dair garanti alındığı bir olay anlatılmaktadır.
Bölge halkıyla sosyolojik irtibat kurulduğunda sınırlar kalkar, müminler kardeştir.
Suriye ve Türkiye arasındaki anlaşmayı 1958 yılında Suriye tek taraflı olarak bozmuş ve iki ülke arasındaki halkın gidiş gelişini engellemiştir.
47:35Türkiye-Suriye İlişkileri ve Sınırlar: Türkiye ve Suriye halkı toplumsal olarak ayrılmamış olması, bu ilişkideki bir kasıt olduğunu gösteriyor.
1958 senesinde Suriye'nin Türkiye'ye 8. maddesi, Suriye'de yaşayan ve Türkiye'nin toprağı olan halk ve Türkiye'de yaşayan, Suriye'de toprak sahibi olan halkın vergisini bulunduğu devlete vermesini belirtiyor.
Türkiye, Suriye'nin tek taraflı olarak isim hak ettiğini ve devlet topraklarına geçirdiğini kabul etmedi, kiraya verdi ve gelirini banka hesabında sahiplerine vermek üzere tutuyor.
48:52Ulus Devlet İnşa Süreci ve Sınırlar: Türkiye Cumhuriyeti 1923'te başlayan süreçte eğitim kanalları, haritalar, coğrafya ve tarih dersleri üzerinden sınır inşa etme pratiklerinden bahsediyor.
Devletin sınırları çizmesine rağmen, Türkiye-Suriye hattında ve diğer birçok sınırda yüzyıllara dayanan akış devam etti ve bu akış "kaçakçılık" olarak adlandırıldı.
Tarikat yapıları gibi dini faaliyetler de sınırları aşarak devam etti, örneğin bir tarikatın haznesi Suriye'de, halifesi ise Türkiye'de olabiliyordu.
51:07Sınırların Felsefi ve Egemenlik Boyutu: Mekan sadece fiziki bir varlık değil, romantik ve felsefi bir boyutu da vardır.
Egemenliğin sınırlandırılması ve en uç noktaya kadar gitmesi gerekiyor.
Türkiye açısından, akrabalık bağları ve sosyal ilişkiler sınırların ötesine geçiyordu.
53:33Sınırların Tarihsel Boyutu: Sınırlar birinci dünya savaşından sonra, özellikle Osmanlı topraklarının işgalinden sonra belirlendi ve İslam toplumu bunu belirlemedi.
Picot anlaşması Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra sınırları belirledi.
Hilafetin sona ermesinden sonra İslam başsız kaldı ve sınırları Osmanlı'nın dağılmasına sebep olan devletler belirledi.
54:35Sınırların Planlanan Karşıtı: Tarikatlar ve toplumlar bir cetvelle çizilerek bilerek ayrıldı.
Bu toplumların gelecekte birleşmek için kargaşa çıkması planlandı.
Türkiye, Suriye, Irak ve Çin gibi ülkelerin sınırları kendileri tarafından planlanmadı.
55:35İnsanın Sınırsız İstekleri ve Sınırlar: İnsanın dünyadaki emelleri sınırsızdır ve ölmeyecekmiş gibi düşünür.
İnsanın hayal gücü, öte dünyada da kullanacağı bir şey olarak görülür.
Modern dünya, bu varoluşsal şeyi tamamen bir olguya dönüştürdü ve Weber'in söylemiyle bir büyüyü bozarak rasyonel bir şeye dönüştürdü.
58:06Sınır Algısı ve Sınırların Sosyolojik Etkileri: Konuşmacı, genç subaylara "Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Rusya, İran ve Suriye düşmanınızdır" diyerek "halk da düşmanınızdır" şeklinde bir sır verdiğini anlatıyor.
Türkiye-Suriye sınırı gibi uzun sınırların (800-900 km) insanlar arasında bir parametre oluşturmadığı, özellikle Hatay, Mardin, Urfa gibi bölgelerde sınır ötesi ilişkilerin başka bir ülkedeki gibi değerlendirilmediği belirtiliyor.
Sınırın güvenli bir hattı haline gelmemesi, terör unsurlarının ve istihbarat yapılanmalarının kolayca geçiş yapabilmesi nedeniyle güvenlikte ciddi sorunlara yol açıyor.
1:01:50Kaçakçılık ve Erkeklik Rituelleri: Konuşmacı, kaçakçılığın "erkekliğe geçiş ritüeli" haline geldiğini ifade ediyor.
Kaçakçılık, yerel halkın devletin resmi sınır algısını reddetme en güçlü pratiklerinden biri olarak görülüyor.
Yaşlılarla yapılan görüşmelerde Türkiye ve Suriye devlet isimleri çok telaffuz edilmiyor, "hattın altı, hattın üstü" gibi ifadeler kullanılıyor.
1:02:24Sınır Algısının Evrimsel Süreci: Devletin resmi sınır algısı ile yerel halkın sınır algısı arasında fark olduğunu, yerel halkın resmi ideolojiyi reddettiğini vurguluyor.
Osmanlı tecrübesinin zihinde algı olarak devam ettiğinin en güçlü göstergelerinden biri olarak kaçakçılık gösteriliyor.
Bu algının devam etmesinin en önemli etkenlerinden biri din, akrabalık ilişkileri ve ekonomi olarak belirtiliyor.
1:04:48Sınırın Kalınlaştırılması ve Yerel Tepkiler: Devletin sınırı kalınlaştırma, mayınlarla, kulelerle ve askerle öldürücü bir mekanizmaya dönüştürme çabalarına rağmen yerel halkın bunu aşma, kırma ve delme pratiklerini sürdürdüğünü belirtiyor.
1960-1980'lere kadar mayınlar aşılamaz bir noktaya geldiğinde sınır kapıları ön plana çıkıyor ve özellikle Özal döneminde insanlar kapılara daha çok kanalize olmaya başlıyor.
Tel örgüsü ve mayınları aşma pratikleri devam ediyor ve bu süreçte yerel halkın bu geçişleri "melhadda" (delip geçme) olarak ifade ediyor, bu da erkeklik ritüelini çağrıştırıyor.
1:07:37Sınır Geçişinin Farklı Amaçları: Sınır geçişinin organizeli bir şekilde yapılan ve gündelik hayat için yapılan farklı amaçları olduğu belirtiliyor.
Şeyh ziyareti için giden Nakşibendi müritlerin, kaçakçılarla anlaşarak rehber ayarladıkları, mayıncı yolu temizledikleri ve karakol komutanlığına para ödendiği anlatılıyor.
Tarikat meselesinde şeyhin öbür tarafta kalmasına rağmen müritlerin %80'inin Diyarbakır, Mardin ve Urfa hattında olduğu, bu da sadece ekonomik değil dini, kültürel ve akrabalık anlamda da devam ettiğini gösteriyor.
1:08:24Kaçakçılık ve Erkeklik Ritüeli: Kaçakçılık, Victor Turner'ın ritüel kavramına uygun bir şekilde, özellikle yaşlı kaçakçılarla yapılan görüşmelerde bir yarışma niteliği taşıyor.
Ergenlik dönemindeki 12-13 yaşlarındaki erkek çocuklar, ailelerinin dede ve baba tarafından öğretilen bu mesleğe giriyor ve bu bir baba mesleği olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Kaçakçılık, cesaret ölçülmesi, erkeklik ispatlanması ve ergenlikten erkekliğe geçiş sembolü olarak yer alıyor, ayrıca ekonomik açıdan da evlilik için para kazanma imkanı sağlıyor.
1:10:55Askerlerin Rolü ve Düzeltme: Konuşmacı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki subay ve astsubayların karakol bilgisayarlarını kişisel amaçlar için kullandıklarını belirtiyor.
Sınır bölgesindeki askerlerin kaçakçılıkla ilgili "dumansız fabrika, bacasız fabrika" olarak adlandırılan faaliyetlere yardımcı olduğu iddia ediliyor.
Sınır hattında kaçakçılarla işbirliği yapan hem vatandaş hem de asker olduğunu, bunu hayat hikayelerinden öğrenildiğini vurguluyor.
1:13:54Sınır İhlallerinin Çeşitli Boyutları: Sınır ihlallerinde trajik olaylar yaşanmış, aileler bölünmüş ve sınırların öte tarafında akrabalık ilişkileri sürdürülmüş.
Sınırlar sadece aşk ve iş için değil, aynı zamanda çeşitli suçlular ve teröristler için de geçiş noktası olarak kullanılıyor.
Terör örgütlerinin ellerinde her türlü silah bulunuyor ve bu gelirlerini kaçakçılık ve uyuşturucu gibi yollarla elde ediyorlar.
1:16:35Güvenlik Sistemi ve Çözüm Önerileri: Devletin görevi, masum halkı teröristlerden ayıracak bir sistem kurmak ve bunun için fiziki tedbirler almak.
Sınır güvenliği için duvarlar inşa edilmesi, gümrük kapılarına kanalize edilmesi ve sivil güvenlik birimleri kurulması öneriliyor.
Bölge halkının talepleri arasında dumansız fabrika olarak tarif edilen alışveriş ve ticaretin resmileştirilmesi ve kaymakamlıklar bünyesinde kurulacak heyetlerle müsaade edilmesi bulunuyor.
1:18:11Terörizmin Tehdidi: Türkiye, Irak ve Suriye'den gelen terörizm etkisi altında bulunuyor ve bu tehdit 1984'te PKK'nın Siirt Eruh'taki baskınıyla başladı.
Türkiye'de terörizm hem iç hem de dış tehdit olarak değerlendirilmeli.
Türkiye, Kuzey Irak'ta ve Suriye'de dış devletlerin beslediği, donattığı bir terörizmle karşı karşıya bulunuyor.
1:20:03Türkiye'nin Sınır Güvenliği Sorunları: Türkiye'nin sınır bölgesindeki karakollar genellikle yollar, gümrük yolları ve patikalar gibi geçiş güzergahlarında kurulmuştu, ancak PKK'nın terör eylemlerinin yoğunlaştığı dönemlerde daha hakim alanlarda (zirvelerde) kurulmaya başlandı.
Kuzey Irak ve İran sınırları çok dağlık ve ormanlık bir bölge olduğu için izlenim ve takip etmek oldukça zordur, özellikle kış aylarında.
Son 10-15 yılda Türk Silahlı Kuvvetleri'ne radar sistemleri, gece görüş sistemleri gibi teknolojik cihazlar eklenmeye başlandı.
1:22:28Türkiye'nin Dış Tehditleri ve Mücadele Stratejisi: Türkiye'de şu an terörizm değil, dış tehdit söz konusudur; Suriye'de ve Kuzey Irak'ta bulunan garnizan harp unsurlarıyla mücadele edebilmek için özel harp birimleri gereklidir.
Türkiye'nin Özel Harp Dairesi ve "bordo berler" olarak bilinen eğitimli askeri birimleri var ve bu birimler hava taarruzları ve topçu atışları dışında gerekli mücadeleleri gerçekleştirebilir.
İç mesele olarak ise çözüm süreci ve siyasi mücadele içindeki gerçek terörizmle mücadele bulunmaktadır.
1:24:12Sınırların Geleceği ve Zorluklar: Sınır meselesinin antropolojik, sosyolojik ve coğrafi zeminleri, toplumsal hafıza ve Osmanlı mirası gibi faktörleriyle karmaşık bir yapıya sahiptir.
Türkiye'nin sınırlarını daha geniş düşünmek ve özgürleştirmek gerekirken, Suriye'deki iç savaş ve Irak'a yapılan müdahaleler sonucu sınırda PKK, ISIS ve DAESH gibi terör örgütlerinin etkinliği artmıştır.
Sınırların kaotik bir duruma girmesi, var olan Türkiye'nin varlığını yok etme riski taşımaktadır.
1:27:33Sınır Sorunlarının Çözümü İçin Yaklaşım: Türkiye sınırında mülteciler dalgası, iç savaşlardan dolayı terör örgütleri (PKK, DAESH, ISIS) gibi tehditlerle karşı karşıyadır.
Siyasi ve askeri irade, bu tehditlere karşı önlem alırken, Osmanlı mirası ve toplumsal dokuya dikkat etmek gerekir.
Günümüzde sınır, sadece kaçakçılık veya akrabalık ilişkileri için değil, ciddi terör örgütlerinin (PKK, DAESH, Suriye Devleti) Türkiye'ye karşı düşmanca tutumları nedeniyle değerlendirilmektedir.
1:31:13Sınır Geçişkenlikleri ve Türkiye'nin Sınırları: Dünyada Kanada-Amerika sınırı gibi geçişkenlikler vardır; Kanada İngiltere'nin bir hayaleti olup Avrupa'nın mantalitesine uygun yasal çerçeveye sahipken, Amerika'nın kendi anayasal çerçevesindeki kanunları vardır.
Türkiye'nin Suriye sınırı gibi, Amerika-Meksika sınırı gibi son zamanlarda gündemde olan önemli sınır bölgeleridir.
Türkiye'nin sınır stratejisi "çok deneyerek öğrenme" üzerine kuruludur ve güvenlik güçlerine ve siyasilerde bu konuda eksiklikler vardır.
1:33:16Türkiye'nin Sınır Güvenliği Sorunları: Türkiye'nin bin kilometrelik sınırını kontrol etmek için teknik, bilgi, strateji ve istihbarat ihtiyaçları vardır ve bunlar bugüne kadar yeterli değildir.
PKK'nın Türkiye'ye saldırmasının en önemli gerekçelerinden biri, Irak sınırında inşa edilen karakolların terörle mücadele konusunda yeterli olmadığıdır.
Türkiye'nin terör saldırısı büyük ölçüde dışarıdan gelmekte, Irak üzerinden gerçekleştirilmekte ve Kandil'in PKK'nın yuvalandığı bir yer olduğu belirtilmektedir.
1:36:07Sınır Kapatma Fikrinin Sorunları: Sınırı kapatarak sorunu çözmeye çalışmak, Türkiye'nin Kürt meselesi ile ilgili tavrının en önemli eksikliklerinden biridir.
Sınır çizerek bir konuyu bitirmek, o konuyu temel toplumsal iç dinamiklerle ilişkilendirmez ve bu konuyu uluslararası bir soruna dönüştürür.
Türkiye'nin komşularıyla arasındaki sınırı tamamen kapatma fikri, içerideki meseleleri sağlıklı okuyamayan ve gerekli tedbirleri almaktan aciz olan bir anlayışın ürünüdür.
1:41:04Sınır Sorunlarının Kökeni: Türkiye'nin sınır sorunları modernizmden ve geç modernleşmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Türkiye'de geç bir Kürt milliyetçiliği söz konusudur; dünyada milliyetçilik ve etnik referanslı politik projelerin sona erdiği bir dönemde Türkiye'de zirveye ulaşmıştır.
Türkiye'de Türk ulusçuluğu üzerine kurulu bir siyasal sistem, Kürtleri, Muhafazakarları, Arapları, Alevileri ve diğerleri "Türklük" adı altında birleştirmiştir.
1:44:04Kürt Milliyetçiliği ve Türkiye: Konuşmacı, Kürt milliyetçiliğinin Türkiye'de en uygunsuz yerde hareketlendiğini ve Türkiye'nin bir ulus devlet modeli olduğu için bu tür bir siyasal proje için uygun bir yer olmadığını belirtiyor.
PKK'nın stratejisinin Türkiye'de rekabet ederek, kavga ederek kendini güçlü göstermek istediği ve bu durumun en büyük zararının Kürtlerin kendisinde olduğu vurgulanıyor.
Konuşmacı, Kürt milliyetçiliğinin Türkiye'ye yönelik bir husumetten kaynaklandığını ve bu meseleyi demokrasi ile çözmek isteyenlerine karşı nefret beslediklerini belirtiyor.
1:48:58Türkiye'nin Sınırlar ve Güvenlik Stratejisi: Türkiye'de iki milyonu aşan bir göçmen mülteciler grubu bulunuyor ve bu mültecilerin çoğu Türkiye'deki akrabalarıyla organik ilişkiler kurmuş durumda.
Suriye ile toplumsal ve dokusal anlamda daha önce olmadığı kadar kaynaşmış durumda olup, bu durum sınır güvenliği konusunu daha da karmaşık hale getiriyor.
Türkiye'nin sınırlar konusunda yeni teknolojiler, yöntemler ve stratejiler geliştirmek istemesi normal bir hak olarak görülüyor.
1:52:15Türkiye'nin Güvenlik ve Stratejik Arayışları: Türkiye, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yerli üretime dönen modern bir ordu konumuna geldiği ve kendi halkına ve komşu ülkelerine sınırları birleştiren bir örgü ördüğü belirtiliyor.
PKK, DAESH ve diğer terör örgütlerinin Türkiye'ye verdiği zararların önlenmesi için alınan tedbirlerin, geleceğe dönük olarak alınacak kalıcı önlemler olduğu vurgulanıyor.
Türkiye'nin son dört yıldır izlediği çözüm sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eğitiminden taviz vermedikleri ve terör örgütlerinin her adımını izlemekte olduğu belirtiliyor.
1:55:11Türk Ordusunun Görevi ve Müdahaleleri: Türk ordusu her zaman görevinin başında, uyumlu ve bu işin bilincindeydi.
Soruştaki olayların akabinde silahlı kuvvetlerin anında müdahale etmesi ve Kandil'deki PKK lojistik birimlerinin imha edilmesi, operasyonların hazır olduğunu gösteriyor.
Türkiye sınır ötesi operasyonlar yapıyor ve bu durum sınır ötesindeki halkın kaynaşmasını engelliyor.
1:56:06Bölgedeki Tarihsel Bağlantılar ve Güvenlik Tedbirleri: Bölgede bin yıldır İdris-i Bitlisi'nin kurduğu dostluk var ve Kürtlerin coğrafyada Türklerden önce gelmiş olması gerçeği inkar edilemez.
Sınırda fiziki tedbirler alınıyor, duvar örülmeye başlanmış durumda.
Türkiye, bölgedeki terör örgütleri tarafından döşenen mayınları temizliyor, bu da bölgenin refahını ve huzurunu düşünmektedir.
1:57:44Mayın Temizleme ve Fiziki Tedbirler: 2021 ve 2022 yıllarında bölgenin mayından temizlenmesi için Avrupa Birliği ile anlaşmalar yapılmış ve süre uzatma talebi kabul edilmiştir.
Türkiye'nin fiziki tedbirler alması tamamen dışarıdan gelen tehditlere yönelik, kendi içindeki halka yönelik tedbirler değil.
Cumhurbaşkanı, devletin halka karşı silahlı eylemler yapan PKK terör örgütüne karşı çok merhametli olduğunu gösteriyor.
1:59:00Terör Eylemlerinin Sonuçları: Siirt'te bir polis şehit olmuş, toplam 24 güvenlik görevlisi şehit olmuş durumda.
11 vatandaş ve 1 Irak uyruklu vatandaş bu terör eyleminden dolayı vefat etmiş, 100 kişi yaralanmıştır.
Sınır güvenliği olmak zorunda, bu Türkiye'nin ulusal sınırları için bir realite olarak görülüyor.

Türkiye Gündemi: Sınır Perspektifi

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir