• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Ali Teoman Germener'in "Modern Zamanlar" sergisi bağlamında yaptığı akademik bir sunumdur. Sunumda Zeynep adında bir kişi de yer almaktadır.
    • Video, 1950'lerden 1970'lere uzanan süreçte Türkiye'de yaşanan sanatsal modernleşme dinamiklerini incelemektedir. Konuşmacı, "Batı mihenk taşı" kavramının Türkiye sanat ortamındaki somutlaşması, soyut ve figüratif eğilimler arasındaki tartışmalar, dönemin önemli sergileri ve önemli sanatçıların çalışmaları üzerine odaklanmaktadır.
    • Sunumda Serkan Özkaya'nın "Davut" heykel projesi, Aliye Berger olayı, Zeki Faik, Sabri Berkel, Adnan Turani, Yüksel Arslan, Cihat Burak, Altan Gürman ve Nur Koçak gibi sanatçıların çalışmaları ele alınmaktadır. Ayrıca 1960'larda yaşanan çok partili rejime geçiş, 1960 darbesi ve 27 Mayıs'ın toplumcu dalganın oluşmasına etkisi, kentleşme sürecinin sanat üzerindeki yansımaları gibi toplumsal değişimlerin sanatsal arayışlara etkisi de incelenmektedir.
    00:02Konuşmacının Tanıtımı
    • Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Ali Teoman Germener, "Zamanların Belleği" başlıklı konuşmasını sunuyor.
    • Germener, "İçerdeki Yabancı Halettenger" adlı monografik çalışmalarının yanı sıra "Yirminci Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar", "Sanat, Cinsiyet, Sanat Tarihi ve Feminist Eleştiri" başlıklı derleme kitapları bulunmaktadır.
    01:05Türkiye'de Sanatsal Modernleşme Dinamikleri
    • Konuşmacı, 1950'lerden 1970'lere uzanan süreçte Türkiye'de sanatsal modernleşme dinamiklerini kültür, kimlik ve misyon bağlamında ele almayı amaçlıyor.
    • Serkan Özkaya'nın 2005 tarihli "Davut" heykeli örneği, Türkiye'de sanatçının tarihsel macerasını ve batılı anlamda sanatla olan ilişkisini metaforik olarak gösteriyor.
    • Özkaya'nın projesi, ait olmadığı bir sanat tarihinin peşinde, sürekli art zamanlılık telaşıyla üretmiş bir sanatçı tipini temsil ediyor.
    03:46Taklit ve Misyon Kavramları
    • Türkiye'de sanatçının batılı anlamda sanatla macerası, taklit ya da öykünme içeren bir pratik olarak düşünülebilir ve bu öykünme öğrenmenin temeli olarak ele alınabilir.
    • Modernlik Türkiye'de farklı bir yaşayış ve düşünüş şekli önerisi olarak deneyimlendiği için, sanatsal modernizm genellikle özgünlükten uzak bir alıntılar bütünü olarak algılanır.
    • Taklidin her biçimi (kopya, atıf, gönderme, omaj, parodi, pastiş) özünde bir üst algısı ve iktidar ilişkisi üzerine temellenir, bu iktidar ilişkisi Türkiye'nin sanatçısı için Batı'nın sanat tarihi ortamı piyasasıyla kurulan bir ilişkidir.
    05:16Misyonerlik ve Sanatçılar
    • Türkiye'de sanatçılar, kültürü, kimliği ve Batı'ya ulaşma misyonu bağlamında bir dizi yolculuk yaşamış misyonerler olarak düşünülebilir.
    • 1950'lere doğru sanatın görev bilinciyle yapılamayacağına varıp, kendi bireysel ifade biçimlerinin peşinde Paris'te yaşamayı seçenler vardır (anti-misyoner pozisyon).
    • 1960'lardan 1970'lere uzanan süreçte kendi yerel motiflerinin değerini keşfeden ve kendi kültürünü ve kimliğini ortaya koymak mücadelesinde soyut ya da figüratif düzeyde kendi yerelliğinden beslenenler vardır (yeni misyonerler).
    07:11Yeni Arayışlar Dönemi
    • 1950'lerden başlayarak, 1960'larda ve 1970'lerde çok yoğun bir "yeni arayışlar" dönemi yaşanıyor.
    • Bu dönemde farklı modernizm anlayışlarının iç içe geçtiği, sanatçıların kendi içlerinde figüratiften soyut, soyuttan figüratife, dışavurumcu soyuttan geometrik soyuta rahatça gezinen değişim içinde olan sanatçılar var.
    • Nuri İyem ve Adnan Çöker gibi sanatçılar kısa süreler dahilinde farklı ifade biçimleri arasında geçiş yapabiliyorlar.
    09:13Modernlik ve Yeni Arayışlar
    • 1960'larda Türkiye'de değerlendirme yapmayı zorlaştıran bir başka unsur, modern ya da yeni gibi nitelemelerin çok farklı ölçütlere bağlanabilmesidir.
    • Modernlik serüvenimiz 1950'lerden 1960'lara, 1960'lardan 1970'lere, 1970'lerden bugüne sürekli değiştiği için, bu ölçütlerimizin de sürekli olarak değişmesi söz konusudur.
    • 1950'li yıllarda Batı dışı modernliklerin başvurduğu formül, verili ödünç alınmış formlarla kendi yerel birikimini bağdaştırabilmek veya bireysel yaratma cesareti göstermek olabilir.
    10:48Yeni Arayışların Nedenleri
    • Yeni arayışlar süreci 1950'lerden itibaren başlıyor ve bunun çok partili rejime geçişle birlikte Demokrat Parti iktidarı döneminde yaşanan genel sosyoekonomik değişim süreciyle ilişkisi aranabilir.
    • Çok partili rejime geçiş, liberalleşme dönemi, askeri müdahale ve yeniden düzen arayışı, toplumsal dalgalanmalar yaşanıyor.
    • Cumhuriyet döneminin ilerlemeci, kontrollü modernist çizgisinden çıkmış, modernleşme deneyiminin kendine özgü politik ve kültürel sancılarını yaşamaya başlamış bir Türkiye'den bahsediliyor.
    12:231950'lerde Türkiye Sanat Ortamında Kimlik Arayışı
    • 1950'lerden itibaren Türkiye sanat ortamında, Batı'da yaşanan yapı bozucu sanatsal yaklaşımlardan farklı olarak, resim ve heykel gibi geleneksel kategorilerden kopmadan kültür, kimlik ve misyon etrafında yeni arayışlar başlıyor.
    • Bu dönemde Türkiye sanat ortamı yaklaşık yirmi yıl boyunca "biz batılılığa özenen doğulu muyuz?" gibi soruların ve farklı yanıtların çarpıştığı bir ortama dönüşüyor.
    • Kültür ve kimlik kavramlarının içeriği batılılık, doğululuk, yerellik, evrensellik gibi zıt kutuplara yerleştirilen kavramların nasıl algılandığına yönelik olarak değişebilirken, Batı sanat tarihine eklemlenmek ideali bir misyon olarak değişmiyor.
    14:08Batı Mihenk Taşı Kavramı
    • Dönemin en etkili modernistlerinden Nurullah Berk, "Batı Mihenk Taşı" terimini kullanarak, 50 yıllık gelişmelerine Batı akımlarına borçlu olan çağdaş sanatın Avrupa'ya empoze edebilecek kudretli sanatçıyı yetiştiremediğini belirtiyor.
    • Batı Mihenk Taşı, dönemin tüm paranoyalarının cisim bulmuş bir hali gibidir ve iktidar atfedilen başlıca nesnedir.
    • 1950'lerde, 1960'larda ve 1970'lerde sanat ortamında üretkenlik içinde bulunan çoğu sanatçı için bu etkiden bağımsız bir yaratı sürecinden bahsetmek mümkün değildir.
    15:46Modernist Aktarmacılık Eleştirisi
    • Modernist aktarmacılık ciddi anlamda eleştirilen bir durumdur, özellikle 1960'lı yıllardan itibaren 27 Mayıs'tan sonra gelişen toplumcu dalganın etkisiyle.
    • 1964 yılında Yeni İnsan dergisinde aktarmacı pozisyon dalga geçilerek bir yazıda konu ediniliyor.
    • Bu tartışmaların 1950'lerde yoğunluk kazanması, Batı'yla nispeten daha çok karşılaşma yaşanmasının doğal sonucu olarak düşünülebilir.
    17:17Batı ile Bütünleşme Politikası
    • 1950'li yıllarda Batı ile bütünleşme politikası güçlendikçe Türkiye, Avrupa sanat dünyasında olup biteni nispeten daha yakından izleme olanağına kavuşuyor.
    • Batı'da eğitim gören Türk sanatçıları, orada yaşayan ve sergilere katılan sanatçılar, yabancı yayınlar, yabancı elçiliklerde düzenlenen sergiler ve yurt dışına götürülen sergiler Türkiye için yeni durumlar oluşturuyor.
    • Bu karşılaşmalar, Nurullah Berk'in "Batı Mihenk Taşı" dediği olgunun Türkiye sanat ortamı için öneminin ve gücünü ortaya koyuyor.
    18:49İş ve İstihsal Sergisi
    • 1954 yılında Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Aykan'ın İstanbul'da gerçekleştirilen uluslararası kongresi vesilesiyle Yapı Kredi Bankası bir yarışma düzenliyor.
    • Yarışmayı akademik eğitim görmeyen, üstelik yarışmayı da yaptığı ilk yağlı boya resmiyle Ali'ye Berger kazanıyor ve ödülün gerekçesi Berger'in yarışma konusundan en çok uzaklaşan, böylece serbest düşünebilen bir ressam olması.
    • Bu sonuç karşısında Akademi hocaları Ali'ye Berger'e karşı yoğun bir karalama kampanyası başlatıyorlar ve bu olay Türkiye sanat ortamında önemli bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor.
    22:33Çağdaş Türk Sanatı Sergisi
    • İş ve İstihsal sergisinden on yıl kadar sonra düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı Sergisi 1963'te Brüksel'de açılmış, 1964'te Paris, Berlin, Viyana ve Roma'ya götürülmüş.
    • Sergi komiserliği Nurullah Berk, Cemal Tollu, Ercüment Kavmik, Neşet Günah ve Sabri Berkel yapıyor ve bu sergide 1950'li yıllarda İş ve İstihsal sergisindeki yaklaşımlardan farklı olarak ağırlıklı olarak soyut yönelimler olmak üzere her türlü eğilimin sergilendiği görülüyor.
    • Çağdaş Türk Sanatı Sergisinin Avrupa kentlerini gezmesinin 1960'larda hala bir tür sınav gibi nitelendirilmesi ve basında sürekli olarak "sınavdayız" psikolojisinin yansıtılması ilginç bir durum.
    25:061950'lerden 1960'lara Soyut Sanat Tartışmaları
    • 1960'lı yılların ortasında, Sabahattin Eyüboğlu ve Mazhar Şevket İbsiroğlu'nun "eskinin yeniye mal edilmesi" sorunu hala Türkiye sanat ortamında bir düğüm olmaya devam etmektedir.
    • Avrupa'daki yeni resimler Karagöz figürlerine, minyatürlerin gölgesiz renk dünyasına, kilim motiflerine ve ruhani nakış haline gelen eski yazılarımıza yakın görünse de, "Avrupa bizim eskilerimizi mi bulmaktadır?" sorusu peşlerini bırakmamaktadır.
    • Tollu Cemal Tollu, genç sanat öğrencileri için en iyi okulun Topkapı Sarayı olduğunu söylemektedir ve bu bakış açısı Sezer Tansu'nun 1960'ların başında işaret ettiği gibi, Avrupa resmini kilim açısından görür ve Türkiye toprağını batılı bir bakış açısıyla değerlendirir.
    27:54Soyut Eğilimler ve Sanatçılar
    • 1950'li yıllarda Paris ekolünün yanı sıra Zeki Faik, Sabri Berkel, Ercüment Kalmak, Adnan Turani ve Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi sanatçılar soyuta yönelmişlerdir.
    • Adnan Çoker, Ömer Uluç, Devrim Erbil gibi sanatçıların soyutlama mantığına dayalı yaklaşımlarında "eskinin yeniye mal edilmesi" sorunu yoğun bir biçimde gündeme gelmiştir.
    • Heykel alanındaki arayışlar Hadi Bara, Zühtü Müritoğlu, Kuzgun Acar, İlhan Komanş, Hadi Çalık, Ali Teman Germener gibi heykeltıraşların çalışmalarında milli veya kültürel kimlik kurgusunun ötesinde heykel sanatının kendi içsel sorunları temelinde gelişme göstermiştir.
    29:491960'lı Yılların Sonu ve Toplumcu Dalga
    • 1960'lı yılların sonunda 27 Mayıs'ın etkisiyle bir toplumcu dalganın yaşandığı ve soyut araştırmaların yabancı unsurlar olarak görülmeye başlandığı görülür.
    • Türkiye sanat ortamında ve toplumsal bir işlevi ve kültürel mesajları ancak figüratif bir sanatın karşılayabileceği yolunda bir algı oluşmuştur.
    • 1970'li yıllarda bu yaklaşım daha siyasi bir nitelik kazanarak Aydın Ayan, Seyit Bozdoğan, Hüsnü Koldaş gibi sanatçıların yapıtlarında propaganda malzemesi olarak kullanılmıştır.
    31:09Figür Temelli Arayışlar
    • Yüksel Arslan, kendi kültürünün simgesel ve biçimsel verilerini kullanır, onları dışlamaz ama evrensel düzeyde insan türünün uygarlaşma serüvenini konu alır ve sanat yapma biçimi okuma temellidir.
    • Cihat Burak, 1960'lı yıllarda yerelin köy gibi algılandığı yerin aslında yoğun bir göç dalgası yaşanıyor, kentler dönüşüyor ve kentleşme üzerine yeniden düşünülmeye başlanıyor.
    • 1970'li yıllarda Mehmet Güleryüz, Neşe Erdok, Alaattin Aksoy, Utku Varlık gibi sanatçıların yapıtlarında Cihat Burak ve Yüksel Arslan etkili bir eleştirel figürasyona dönüşmüştür.
    32:491970'li Yılların Diğer Eğilimleri
    • 1970'li yıllarda kente farklı bakışlar içerisinde müzikte Anadolu pop'un gündeme geldiği bir dönemde illustratif popvari örnekler de gündeme gelmiştir.
    • Gülsün Karamustafa ve Balkan Naci, kent-kırsal ikilemini çağrıştıran illüstratif çalışmalar yaparak akademik ortamda illüstrasyonun ayıp bir şey olduğu geleneğine karşı durmuşlardır.
    • Altan Gürman, "Resim nedir? Pentür nedir?" sorusunu ilk kez soran ve sanatın özünü düşünmeye yönelik bir araştırma yapan sanatçıdır.
    35:421970'li Yılların Son Dönemi
    • Fotografik gerçekçilik ve hiper gerçekçilik eğilimi Nur Koçak, Özdemir, Altan ve Yusuf Tak Tak gibi sanatçıların çalışmalarında görülmektedir.
    • Nur Koçak'ın yapıtlarında feminist bir yaklaşımın ilk örnekleri, kadın bedeninin metalaştırılması ve bunun eleştirilmesi bulunmaktadır.
    • 1970'li yıllarda Paris'te sanat eğitimi almak üzere gönderilen son kuşak sanatçılar, kendi yaklaşımlarını kendi ortamıyla ilişkilendirmektense, Batı'da ne varsa onu eş zamanlı olarak getirmek gibi bir misyonla oraya gönderilmişlerdir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor