Buradasın

Türk Tarihi ve Milli Mücadele Üzerine Eleştirel Bir Sohbet

youtube.com/watch?v=v9IE1-LCsxE

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir tarih uzmanı ile yapılan sohbet formatında olup, Profesör Doktor Mehmet Çelik ve Ahmet Mehmet gibi konuşmacıların yer aldığı bir programdır. Konuşmacılar kendilerini partiler üstü akademisyenler olarak tanıtmaktadır.
Videoda, Sevr Antlaşması, Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk dönemi gibi Türk tarihinin önemli olayları eleştirel bir bakış açısıyla incelenmektedir. Konuşmacılar, tarihin yaygın algıdan farklı yorumlarını paylaşarak, bazı tarihsel olayların (İnönü savaşları, 24 Eylül gibi kurtuluş günleri) uydurma olduğunu iddia etmektedir. Ayrıca, Türk tarihinin doğru anlatılması, milli şuur ve Türk milletinin tarihi haysiyeti konuları da tartışılmaktadır.
Programda ayrıca, İstanbul'un fethi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleri, İngilizlerin Osmanlı'nın parçalanmasındaki rolü, Yunanistan ile ilişkiler ve Türk eğitim sistemi gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, tarihin ideolojik değil, günümüz politikalarına ışık tutacak şekilde anlatılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Programın Tanıtımı: Profesör Doktor Mehmet Çelik ile zafer haftası, zaferi, zafere giden süreç ve Sevr antlaşması hakkında konuşulacak.
Cumhurbaşkanının kulak rahatsızlığı, CHP'nin çelenk koyma tartışmaları gibi güncel meseleler de masaya yatırılacak.
Programda tarihi bir bakış açısıyla konular ele alınacak.
02:13Zafer Bayramı ve Sevr Antlaşması Hakkında Genel Bilgi: Zafer bayramı, milli mücadele ve büyük taarruz kutlamalarının nasıl geliştiğini doğru algılamak önemlidir.
Sevr antlaşması uyarınca Türkiye'nin birçok bölgesi işgal edilmişti: Antalya ve civarları İtalyanlara, İzmir-Bursa bölgesi Yunanlara, Doğu'da Ermenistan devleti kurulmuştu.
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı ve milli mücadele sonucunda işgal edilen toprakların kurtarılması anlatılırken.
05:35Sevr Antlaşmasının Gerçekleri: Sevr antlaşması sonuna kadar uygulandı ve başarıya ulaştı, ancak bu gerçeği farklı kesimler farklı şekilde algılar.
Sevr antlaşması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı yapılmamış, Osmanlı coğrafyasına beş milyon kilometre kareye uygulanmıştır.
Sevr antlaşması, Suriye, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan gibi ülkelerin doğuşunu sağlamıştır.
08:32Sevr Antlaşmasının Uygulanması: Sevr antlaşması uygulanırken, Türkiye'yi küçük bir şeyle meşgul etmek ve nöbetçi dikmek için emperyalist güçler harekete geçmiştir.
İtalyanlar, Fransızlar ve İngilizler Suriye, Irak gibi bölgelerde nöbetçi olarak yerleştirilmişlerdir.
Yunanlılar ise İngiliz ve Fransızların işaretiyle İzmir'e çıkarmış, ancak sonradan onlar da yüzüstü bırakılmışlardır.
11:23Lozan Konferansı ve Milli Mücadele: Lozan konferansı, Sevr antlaşmasının onayıdır ve Türkiye adına Sevr'i uygulayan emperyalistlere söz verenler sözlerine sadık kalmışlardır.
Milli mücadele sırasında Yunanlılar bile Lozan masasında yoktu, çünkü Sevr antlaşması zaten uygulanıyordu.
Sivas Kongresi'nde Amerikan ve İngiliz heyetleriyle görüşüldüğü ancak bu toplantıların tutanakları bulunmamaktadır.
13:58Tarihin Doğru Anlaşılması: Konuşmacı, tarihin doğru anlaşılması ve algılanması gerektiğini vurguluyor.
Atatürk'ün Malatyalı veya Selanikli olması değerini etkilemez, bu konuda uydurma tarihlerin ortaya çıkması gerekiyor.
Dünyada her ülke şeffaflaşırken, Türkiye'nin de tarihini doğru yere oturtması gerektiğini belirtiyor.
17:05Sevr Antlaşması ve Gerçekçi Yaklaşım: Mustafa Kemal'in Musul'u alamamasının nedeni, o dönemde Türkiye'nin askeri, nüfus, diplomatik ve dış etkinlik açısından yetersiz olmasıydı.
Sevr Antlaşması'nın tamamen uygulanması ve İngilizlerin onaylarıyla uygulanması, Sivas Kongresi'nde kararlaştırılmıştı.
Sevr Antlaşması'nın ana metninde, Birleşmiş Milletler'in kuruluşu ve azınlık hakları gibi konular yer alıyor, sadece Anadolu'nun tarihine değil.
22:39Sivas Kongresi ve Sonrası: Sivas Kongresi'nde (4-11 Eylül 1919) sadece manda konusu tartışıldı ve İngilizler "mandaya lüzum yok" dediler.
İngilizler, Meclis-i Mebusan'ı kapatıp Ankara'ya taşınmasını sağladılar, bu da Ankara'nın başkent olması için önemli bir adım oldu.
Başkentin Ankara olması, tarihsel gelişmelere bağlı olarak gerçekleşti, değil Türkiye'nin ortasında olması veya stratejik nedenlerle değil.
26:22Millet ve Ulus Kavramları: Millet olmak şuuru ve uydurma bir ulus yaratmak farklı kavramlardır.
Büyük bir millet tarihine sahipken, uydurma bir ulus tarihe sahip değildir.
1920'de gökten indi gibi bir ulus yoktur, 16 imparatorluğun tarihi yok sayılırken, o günkü dedem cam yavrusunda gibi bir zihniyetle yaklaşılması yanlıştır.
27:10Almanya Örneği: Türk milleti, Almanlar kadar şahsiyetli, haysiyetli ve şerefli bir millettir.
İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'in ihtirası sonucu Almanya teslim oldu ve ikiye bölündü.
Almanya, 50 sene başkentliğini Bonn'da tuttu ve Berlin'i "Almanya'nın doğusu" olarak hitap etti.
28:24Almanya'nın Tarih Anlamı: Sovyetler ekonomik krize girdiğinde ve dağılmaya başladığında, Doğu Almanya ile iltihak etti.
Almanya, Berlin'i başkent olarak geri alırken, 1945'te Bonn'daki milletvekili faytonlarını çıkarıp, Mercedes, BMW gibi markalı otomobilleri tercih etmedi.
Faytonları müzeye koymuş, o günkü milletvekillerinin adlarını yazmış ve mevcut milletvekillerine o günkü kıyafetleri giydirmişlerdir.
30:07Milli Şuur ve Atatürk: Milli şuur, tarihi yok etmek, maymunlaştırmak veya medeniyet etmek değildir.
Atatürk'ü doğru yere oturtmaya çalışmak, onu savunmak değildir; tarihi bir şahsiyeti yaptığı şeyleri anlamak gerekir.
Atatürk, bu devletin kurucusudur ve tarihte yaptığı şeyler vardır.
31:39Milli Mücadele Belgeleri: Milli Mücadele ile ilgili belgeler, Cumhuriyet kurulduğu andan itibaren toplanarak Ankara'da Çankaya Köşkü'ne konulmuştur.
Erzurum'daki Albayrak Gazetesi'nin 1919-1923 yılları arasındaki gazeteleri kaybolmuştur.
Bu belgelerin bir kısmı Amerika'ya satılmıştır.
33:41İnonu Zaferleri: Milli Mücadele tarihinde geçen "İnonu Zaferleri" aslında gerçek savaşlar değildir.
Birinci İnonu Zaferi, keşif müfrezeleri arasında kısa bir çatışmadır ve uydurulmuştur.
Bu zafer uydurularak Kuvayi Milliye'nin boğazı sıkılmış ve İsmet Paşa'nın rütbesi general olarak yükseltilmiştir.
37:02İkinci İnonu Zaferi: İkinci İnonu Zaferi olarak bilinen Eskişehir-Kütahya savaşlarında Türk ordusu mağlup olmuştur.
Zafer gösterilerek ileri gidilmesine rağmen, aslında düşman Polatlı'ya dayanmıştır.
Bu zaferlerin gerçekleştiği dönemde Londra Konferansı gibi anlaşmalar da yapılmıştır.
38:27Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemindeki Antlaşmalar: İzmir'in Türkler'e verilmesi ve Yunanların isyan etmesi, İtilaf Devletleri tarafından organize edilmiş bir oyun olarak görülüyor.
Moskova Antlaşması'nda Batum bölgesi verilmiş, ancak milletvekilleri bu konuda seslerini çıkarmamışlar.
Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması, Milli Mücadele başlamadan önce yapılmış ve Mustafa Kemal Paşa henüz görevlendirilmemişti.
40:07Teşkilat-ı Mahsus ve Milli Mücadele: Milli Mücadele başlamadan önce Teşkilat-ı Mahsus, Anadolu ve Suriye ile beraber günümüzdeki Kuzey Irak bölgesini teşkilatlandırmış.
Teşkilat-ı Mahsus, silahlı güç olan Kuvayi Milliye ve siyasi-hukuki yapılar olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri şeklinde iki şekilde çalışmış.
Suriye'de Mustafa Kemal Paşa ve Enver Paşa'nın büyük pankartları, Şam ve Halep sokaklarında Balıkesir ve İzmir sokaklarından daha fazla bulunuyordu.
41:45Fransızların Suriye'deki Durumu: Sevr Antlaşması'nda Suriye ve Lübnan Fransızlara, Irak İngilizlere bırakılmıştı.
Fransızlar Suriye'de dikiş tutturamıyor, Nusayrileri, Yezidileri, Ermenileri, Süryanileri, Keldanileri ve Marunileri ayrı ayrı teşkilatlandırıyorlardı.
Fransızlar Suriye halkına etki edemeyince Ankara'ya geldi ve Yunanlılarla cephe alacaklarını, Türkiye'ye para ve silah yardımı yapacaklarını, karşılığında Suriye'ye karışmamalarını teklif etti.
43:52Ankara Antlaşması ve Suriye: Ankara Antlaşması ile Türkiye Suriye'yi "satmış" ve Suriyelileri oyalamış.
Suriyelilerin çoğu İttihatçı gelenekten geliyordu ve ayrı bir devlet düşünmüyor, Türkiye ile birlikte eski sistemle devam etmeyi istiyorlardı.
Sakarya Muharebesi'nde Suriyeli ve Lübnanlı çocuklar asker olarak bulunmuş, Sakarya Savaşı kazandıktan sonra Beyrut'ta toplanan 10 bin altın lira Ankara'ya gönderilmişti.
46:08Tarihi Kurtuluş Tepkileri: Konuşmacı, Maraş'ın kurtuluşu gibi tarihi olayların anısını kutlama günleri ilan etmenin Türk milletinin haysiyetine uygun olmadığını belirtiyor.
Fenerbahçe'nin Pendik Spor'u yendiği günü kutlama günü ilan etmesinin Türk milletine hakaret olduğunu örnekle açıklıyor.
Ege'de birçok yerde Yunan düşmanından kurtuluşunun yıldönümü törenleri kutlanıyor, bunun gerekli olup olmadığını sorguluyor.
49:57Partiler Üstü Bir Konuşmacı: Konuşmacı, Milliyetçi Hareket Partisi genel merkezinde vermiş olduğu bir konferansta, parti iktidardan düşmüş ve AK Parti iktidara gelmiş bir dönemde olduğunu belirtiyor.
Kendisini partiler üstü bir adam olarak tanımlıyor ve CHP dahil tüm partilerde konferans verdiğini, çağrılırsa geleceğini söylüyor.
Ülkenin duvarına bir taş koyan her siyasi kişiyi saygıyla anacağını, kimin partili olup olmadığına bakmadan milletin derdinin kendisinin derdi olduğunu vurguluyor.
51:08Fenerbahçe Kutlaması Tartışması: Konferans sırasında Fenerbahçe'nin Pendik Spor'u yendiği günü kutlama günü olarak ilan edildiğini söyleyince salon şoka girdiğini anlatıyor.
Konferansta kongre üyesi Osman Durmuş, bu durumu haysiyet ve onuruna bir saldırı olarak kabul ederek istifa etmeye karar verdiğini belirtiyor.
Konuşmacı, futbolun on bir kişiyle oynandığını ve Fenerbahçe'nin büyük bir kulüp olduğunu, bu durumun şaşırtıcı olduğunu ifade ediyor.
52:27Tarih ve Milli Eğitim Tartışması: Kenan İşık'ın bilgi yarışmalarında, kendisine karşı ilkokul çocukları yerine tarih profesörleri getirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Yunanistan'ı kendine düşman olarak görmeyerek, Ruslar, İngilizler, Fransızlar ve Almanlar gibi ülkelerin daha uygun düşman olacağını söylüyor.
Yunanistan'ın dört yüz sene bir Osmanlı eyaleti olduğunu, nüfusu iki-üç milyon iken bugün yedi-sekiz milyon olan, ekonomik sorunlar yaşayan bir ülke olduğunu vurguluyor.
54:18Kurtuluş Günleri Kutlaması Eleştirisi: Milliyetçi Hareket Partisi'nin belediye başkanlıkları kutlaması için Fenerbahçe'nin kazanması gerektiğini söyleyerek, Türkçülük ve Türk milliyetçiliğinin partinin merkez ideolojisi olduğunu belirtiyor.
Malazgirt, Mohaç, İstanbul'un fethi ve Çanakkale gibi tarihi olayları kutlamak yerine Fenerbahçe'nin kazanmasını kutlamak gerektiğini eleştiriyor.
Yeryüzünde istiklal kutlaması yapmayacak beş milletten birinin Türk milleti olduğunu, beş milyon kilometrelik topraklarından dört milyon kilometreyi kaybetmiş bir millet olduğunu vurguluyor.
56:31Yunanlı Çocukların Psikolojik Durumu: Adıyaman'da düzenlenen Nemrut festivalinde, bir Yunan ailesinin eski Yunanca metinleri okuyan sekiz yaşındaki çocuklarını gördüğünü anlatıyor.
Yunan çocuklarının yetmiş iki milletin bulunduğu ortamda, atalarının kurduğu medeniyeti ve yazısını görmekle gurur duyduğunu belirtiyor.
Türk çocuklarına "Yunanlı gelmiş seni işgal etmiş" diyerek kurtuluş günlerini kutlamanın, çocukların ruhunu ve zihinsel yapısını yok ettiğini eleştiriyor.
59:33Yunan İşgali Hakkında Görüşler: Akademisyenlerin Yunan işgali konusunda aşırı dramatikleştirdiklerini, gerçek olaylardan çok daha kötü hale getirdiklerini belirtiyor.
Yunanlıların dört yüz yıllık Osmanlı sadık depası olduğunu, evin yaramaz çocukları olduğunu, sonradan birileri akıllarına girdi ve ayrıldıklarını söylüyor.
Yunanlılarla büyük ciddi savaşlar yapılmadığını, Malazgirt, Çanakkale gibi savaşların bırakılıp Yunanlılarla küçük çatışmaların vurgulanmasını eleştiriyor.
1:04:02Kurtuluş Günleri Kutlamalarının Eleştirisi: Konuşmacı, Türk milletinin tarihine hakaret olduğunu düşündüğü kurtuluş günleri kutlamalarını eleştiriyor.
Bu kutlamaların çocuklara zarar verdiği, zihinlerini körelttiği ve ruhlarını yok ettiği iddia ediliyor.
Konuşmacı, Türk milletinin büyük bir millet olduğunu ve medeniyetiyle iftihar etmesi gerektiğini vurguluyor.
1:04:58Yunanistan Düşmanlığı Eleştirisi: Konuşmacı, Yunanistan'dan sürekli korkulan ve medya tarafından sürekli karşılaştırılan durumun eleştiriyor.
İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıcısı olmasına rağmen, İngiltere'de olumsuz düşüncelerin bulunmadığı, aksine Yunanistan'ın düşman edildiği belirtiliyor.
Konuşmacı, gençlerin ufkunda sadece Ermeniler ve Yunanlılar olarak düşman görüldüğünü eleştiriyor.
1:06:47Bolvadin Örneği: Afyon'daki Bolvadin ilçesinde 24 Eylül kurtuluş günü kutlamaları ve "24 Eylül Anaokulu" adlı bir okulun varlığı eleştiriliyor.
Bolvadin'in 1952 yılına kadar hiç işgal edilmediği, bu kutlamaların 1952 yılında alınan bir kararla başladığı belirtiliyor.
Konuşmacı, Yunanlıların Bolvadin'e hiç gelmediğini, bu kutlamaların icat edildiğini iddia ediyor.
1:08:22Diğer İlçelerin Rekabeti: Çay, Sultan Dağı ve Emirdağ gibi diğer ilçelerde kurtuluş günleri kutlamaları olmadığı, bununla ilgili rekabetin başladığı belirtiliyor.
Konuşmacı, Anadolu'nun yaşlı kadını hastalığa nazlanacağını, işgal ve kurtuluşun da nazlanılacak bir durum olduğunu söylüyor.
Emirdağ belediyesinin 2009-2012 yılları arasında ATASE'den kurtuluş günü talep ettiğini, 2012'de 20 maddelik bir cevap aldığını anlatıyor.
1:10:23Emirdağ'ın Kurtuluş Günü Tartışması: ATASE'nin cevabında, Yunan ordusunun Afyon'a geri çekilirken Sivrihisar'a ve Bolvadin'e uğrayıp yakıp yıkarken Emirdağ'dan da uçarak geçtiği belirtiliyor.
Konuşmacı, bu mantığa göre her ilçe kurtuluş günü olacağını, düşmanın her yerde uğradığını iddia ediyor.
Emirdağlıların İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, Niğbolu'da ve Sakarya'da var olduklarını, bu nedenle kurtuluş gününe ihtiyaçları olmadığını söylüyor.
1:12:39Kurtuluş Günleri Kutlamalarının İptali Çağrısı: Konuşmacı, Mardin Belediyesi'nin kurtuluş gününü kaldırdığını, onun yerine "Onur Günü" adı altında sosyal faaliyetler düzenlediğini tebrik ediyor.
Ege'deki tüm belediye başkanlarına kurtuluş günlerini iptal etmeleri çağrısı yapıyor.
Konuşmacı, bu kutlamaların Atatürk'ü anma günleri veya milli mücadele şehitlerini anma günleri gibi olumlu etkinliklerle değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
1:14:18Türk Tarihinin Önemi: Batılı tarihçilerin Türkleri barbar ve kan dökücü olarak tanımladığını ancak hepsinin ortak bir görüşü olduğunu belirtiyor.
Batılı tarihçilerin "Türkleri tarihten çekin çıkarın, geriye tarih diye bir şey kalmaz" görüşünü aktarıyor.
Konuşmacı, Yunanlı ve Bulgar tarihçilerin Osmanlı'nın düşmanlıklarıyla ilgili duygusal ilişkilerinin bitmiş olduğunu, güzel şeyler çıktığını söylüyor.
1:15:10Osmanlı Devleti ve Ortak Tarih: Bir Bulgar tarihçisi, 80 yaşına gelmişken Osmanlı'yı yeniden düşünmek gerektiğini ve Türkler olmasaydı Sırplar ve Makedonlar Bulgar kimliklerini yok edeceğine dair düşüncelerini dile getirmiştir.
Amerikalı ve İngiliz tarihçiler, Yunanlı tarihçilere Osmanlı Devleti'nin bir parçası olduklarını ve 400 yıllık ortak bir tarihin olduklarını hatırlatıp daha objektif yaklaşmalarını istemektedir.
Konuşmacı, Türkiye'de Osmanlı düşmanlığının hala devam ettiğini ve bazı kesimlerin bu tür programlara karşı şovenist ve ırkçı olmakla suçladığını belirtmektedir.
1:16:32Türk Tarihinin Değerlendirilmesi: Konuşmacı, büyük bir millet ve medeniyet kurmuş olduklarını, emperyalizme düşman olduklarını ve ayak izlerinin dünyanın dört bir yanında olduğunu vurgulamaktadır.
Yunanistan'ın Türk tarihinin bir parçası olduğunu, Yunanlıların düşman olamayacağını ve sadece tebaa olduklarını ifade etmektedir.
Kürtajın yasaklanmasının CIA ve Amerikan ordusunun baskısı üzerine yapıldığı iddialarını mantıksız bulmaktadır.
1:19:12Yunanistan ve Türk Tarihi: Yunanistan'ın 9 Eylül tarihini milli matem günü ilan ettiğini, İngilizler ve Fransızların Yunanlıları kandırıp Anadolu'ya çıkardıklarını ve sonra ihanet ettiklerini iddia etmektedir.
Sevr antlaşmasının uygulanması için Yunanistan'ın piyon olarak kullanıldığını ve Güney toprakları (bugünkü sınırların güneyi) için bir meşguliyet olarak oraya çıkarıldığını belirtmektedir.
Büyük milletin tarihini komediye çıkarmamak gerektiğini vurgulamaktadır.
1:20:00Urfa'nın Tarihi: Urfa'nın kendi tarihini iyi bilmediği ve şehirde bir kutlama düzenlemeye çalıştığı iddiasını savunmaktadır.
Urfa'nın Selahattin Eyyubi ile hareket ettiğini, Yavuz Sultan Selim ile Ridaniye'de bulunduğunu ve Çaldıran'da Şah İsmail'e karşı çıktığını belirtmektedir.
Urfa'nın Kudüs'ün Haçlılardan temizlenmesi için katkısı olduğunu ve Nemrut'u devirdiğini ifade etmektedir.
1:22:19Tarih Değerlendirmesi: Konuşmacı, ilkokul çocuklarının kendisini dünyanın en büyük tarihçi ilan etmesine karşı çıkmakta ve tarihçileri tanımamalarını eleştirerek mantıksız olduğunu belirtmektedir.
Urfa'nın şanlı tarihini getirip İso tarlasına bağlamayı eleştirerek, Fransızlarla on beş şehit vermek gibi olayların anlaşılabileceğini ancak bunun için ünvan almanın mantıksız olduğunu ifade etmektedir.
Kültürel bir anıta ait hikaye anlatarak, kaybedilen savaşlara rağmen ünvan almanın mantıksız olduğunu vurgulamaktadır.
1:24:14İstanbul'un Fethi ve Kurtuluşu: İstanbul'un fethi belediyeler tarafından kutlanırken, İstanbul'un kurtuluşu devlet töreniyle yapılır, bu çarpıklık olarak görülüyor.
1950 yılına kadar İstanbul'un fethi kutlanmıyordu, yasaktı.
İstanbul'un kurtuluşu, Lozan'da oturulup Sevr antlaşması onaylanmasından sonra gerçekleşti.
1:25:01İstanbul'un İşgali ve Kurtuluşu: İngilizler "İmzalayın, sonra gitmiyoruz" diyerek baskı yapmış, ancak İsmet İnönü imzalamasam bile dört gün içinde İstanbul'u terk ettiler.
İngilizler İstanbul'u işgal etme sebebi, Sevr antlaşmasının Suriye, Lübnan, Irak, Kudüs, Kuveyt ve Arabistan'da uygulanması için bekçilik yapmaktı.
İngilizler Sivas'ta Anadolu topraklarını bırakacaklarını söylemişlerdi.
1:25:54Tarihin Yeniden Yorumlanması: Yeni bir tarih inşa etmek için küçük olaylar büyütülmüş, İnonu Savaşı'nda "yüzbin kişi Yunanlı öldürdük" gibi ifadeler kullanılmış.
Günümüzde bu tarih anlatımı, halkın kafasını karıştırıp aşağılık kompleksi yaratmış.
"Yedi düvelle savaştık" ifadesi sorgulanmalı, İtalyanların Antalya civarını almak için geldiğinin değil, Sevr antlaşmasının uygulanması için bekçilik yaptıklarının anlatılması gerekir.
1:27:08Sevr ve Lozan Antlaşmaları: Sevr antlaşması, Anadolu topraklarının değil, Türkiye'nin güneyindeki toprakların paylaşılması projesiydi.
Lozan'da Yunanlılar masaya konulmadı, İngilizlerden pazarlık edildi ve orada Japonlar, Amerikalılar gibi büyük devletler oturdu.
Lozan'da Sevr antlaşmasının uygulanması gerçekleşti.
1:27:50Ermeni Meselesi ve Büyük Devlet Politikası: İngilizler, Fransızlar ve Ruslar Doğu Anadolu'da bir Ermeni devletinin kurulmasına müsaade etmedi.
İngiltere gibi büyük devletler, Osmanlı gibi dünya politikası düşünür ve dengeleri göz önünde alır.
Kırım Savaşı'ndan sonra Yeşilköy Havaalanı'na kadar Rus orduları geldiğinde, İngiliz büyükelçisi Rusları durdurmuş ve Berlin Kongresi'yle Ruslar geri çekilmiş.
1:29:26Rusya'nın Sıcak Denizlere İniş İhtiyacı: Büyük Petro'dan gelen ideal, sıcak denizlere inmekti, bu bugün Rusya'nın ihtiyacı değil.
Balkanlar elden çıkarsa, Trakya ve boğazlardan itibaren sınır kesilirse, oranın yarısı Bulgarların, yarısı Yunanlıların eline geçecek.
Yunanlılar ve Bulgarlar Ortodoks olduğu için Akdeniz'de Rusya'ya avantaj sağlayacak, İngiltere bunu önlemek için Lozan'da sınırı Edirne'den çizdirmiş.
1:30:15İngilizlerin Osmanlı'nın Parçalanmasındaki Rolü: Yunanistan, İstanbul'un kendisine verileceğini zannediyordu ve İngilizlerin kullandığı belgelerde bunun kanıtı bulunmaktadır.
İngilizler, Rusya'nın Sırpistan'a girmesini engelledi ve Anadolu'ya sadece Türklerin yeterli olduğunu düşündüler.
Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulması durumunda, Rusya'nın Akdeniz'e ulaşması engellenmek isteniyordu.
1:32:21Tarihin Günümüze Uygulanması: Tarihin anlatımı, sadece geçmişteki olayları anlatmakla kalmayıp, bugüne ders çıkarmak için de önemlidir.
Yunanistan'ın dünkü çakallığı, bugün PKK ile devam etmektedir.
PKK, Türkiye'yi meşgul ederek enerjisini orada harcattırıyor ve Suriye'de Irak'ta olduğu gibi uluslararası çıkarlar için taşeronluk yapıyor.
1:34:12Suriye Krizi ve Uluslararası İlişkiler: Suriye'deki Esad rejimi, Rusya'nın Latakia'daki deniz üssü ve İran'ın Lazkiye'deki gizli üssü için destek görüyor.
Amerika'nın Kasım seçimlerini beklediği ve sonrasında Rusya ile anlaşması durumunda krizin sona ereceği düşünülmektedir.
PKK, otuz yıllık tarihinde en faal olduğu dönemdir ve bu dönemde Türkiye'yi meşgul ederek enerjisini orada harcattırıyor.
1:35:21Kürt Meselesi ve Terör Örgütleri: Kürt meselesi, kürt hakları gibi bir konu değil, uluslararası bir taşeron şirketi olarak görülüyor.
Terör örgütleri, istihbarat teşkilatları tarafından kurdurulur ve dağdaki eşkıyalarla ülkenin kurulması mümkün değildir.
Türkiye ekonomik sıkıntıları olan yıllara bakıldığında terör olayları azaldığını, ülkenin güçlenmesi ve ayağa kalkmasıyla terör kartı devreye sokulduğunu belirtiyor.
1:37:38Osmanlı'nın Son Yüzyılı ve Cumhuriyet Dönemi: Osmanlı'nın son yüzyılı çok rezil bir yüzyıl olarak değerlendiriliyor, devlet adamları hırsız, parti ve hain olarak nitelendiriliyor.
Tarih bölünemez, bir bütündür; Türkiye Cumhuriyeti devleti adıyla sadece rejimin adı değişmiştir.
Cumhuriyet dönemindeki kadroların kafaları karışık olmasına rağmen, çoğu samimi olduğu belirtiliyor.
1:39:06İstiklal Mahkemeleri ve Tarih Yazımı: 1920-1923 yılları arasında milli mücadele devam ederken, 59.164 kişi istiklal mahkemelerinde yargılanmış, 41.670 kişi ceza almış ve 1.014 kişi idam edilmiştir.
Mustafa Kemal, meslektaşıyla anlaşmayan kişileri "vatandaşlıktan çıkarılacaklar" listesine yazdırmıştır.
İzmir'in kurtuluşu anlatılırken, ordu komutanlarının isimleri unutulmuş, sadece tek bir kahraman olarak anlatılmaktadır.
1:42:46Atatürk ve Tarih Anlayışı: Büyük Taarruz anlatılırken, ordu komutanlarının isimleri kitaplara yazılmamaktadır.
Atatürk, tek adamlık bir lider değil, Türk milletinin bir ferdidir, büyük bir asker ve komutanıdır.
Dışarıda, örneğin Büyük Britanya Ansiklopedisi'nde Atatürk maddesi "diktatördür" diye başlıyor.
1:44:48Türk Ordusu ve Atatürk: Konuşmacı, Türk ordusunun Atatürk'ün ordusu olmadığını, Türk ordusu olduğunu ve Atatürk'ün sadece başkomutanı olduğunu vurguluyor.
Türk ordusunun milletin ordusu olduğunu, şahısların orduları olmadığını belirtiyor.
Atatürk'ün büyük bir asker ve komutan olduğunu, ancak ordunun kuruluş yıldönümünü Mete Han'a dayandırmak yerine Atatürk'e dayandırmak gerektiğini söylüyor.
1:45:56Tarih Anlatımı ve Eğitim Sistemi: Bir devletin kurucusunun biyografisinin eksik olması durumunda, tarihin doğru anlatılması gerektiği vurgulanıyor.
Lisede okutulan derslerin üniversiteye taşınması ve doğru dürüst işlenmemesi eleştiriliyor.
Matematik, kimya, fizik gibi derslerde Atatürk'e yer verilmesi eleştiriliyor.
1:48:44Teknoloji ve Eğitim: terörle mücadelede başarısızlık nedeniyle eleştirilenlerin, teknoloji eksikliği nedeni olarak bahsettiği belirtiliyor.
İran'ın 30 senedir ambargo altında olmasına rağmen, teknolojik gelişmelerde ilerlediği örnekle gösteriliyor.
Türk üniversitelerinin laboratuvarlarının 20 senedir çalıştırılmadığı iddia ediliyor.
1:51:43Siyasi Eleştiriler: Siyasetçilerin sadece Tayyip Erdoğan'a yönelmiş eleştirilerde bulunduğu, diğer siyasi liderler hakkında konuşmadıkları belirtiliyor.
Milletin Erdoğan'ı anladığını ve onun bir siyasi partiye katılsa bile %65 oyu alacağını söylüyor.
Siyasetçilerin Suriye gibi önemli konularda planları olmadığını, sadece Erdoğan'ı eleştirmeye odaklandıklarını eleştiriyor.
1:54:23Dış İlişkiler ve Güç: Türkiye'nin şu an riskli bir dönemden geçtiğini, ancak Ahmet Davutoğlu'nun birikimli bir dışişleri bakanı olduğunu vurguluyor.
Türkiye'nin güçsüz olduğunu, Amerika gibi güçlerin interneti kapatabileceğini ve Türkiye'nin bu durumda ne olduğunu sorguluyor.
Zafer Bayramı gibi tarihî olayların anısının, o dönemde şehit düşenlerin aileleri tarafından değil, başka kişiler tarafından kutlandığını eleştiriyor.

Türk Tarihi ve Milli Mücadele Üzerine Eleştirel Bir Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir