Buradasın
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadına Yönelik Şiddet Üzerine Bir Konuşma
youtube.com/watch?v=LK9KeXRPRqQYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularında yaptığı bir sunum veya konuşmayı içermektedir.
- Konuşma, mekansal planlama süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin entegrasyonu, pandemi döneminde kadına yönelik şiddetin artışı ve İstanbul Sözleşmesi'nin önemi gibi konuları ele almaktadır. Konuşmacı, kadınların kamusal alanlarda yaşadığı korkuları, pandemi döneminde ev içi şiddet olaylarının artışını ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin nasıl sağlanabileceğini açıklamaktadır. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi'nin yanlış yorumlanması ve uygulanmasındaki sorunlar hakkında bilgi verilmektedir.
- 00:01Mekansal Süreç ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
- Kadınların birçok kurumda söz sahibi olmaları ve yönetecek topluluklar oluşturulması, şehir planlamaları için önemlidir.
- Mekanlar toplumsal eylemlerin gerçekleştiği boş kutular değil, toplumsal kodlarla işlenmiş, kendine ait hafızası olan aktif alanlardır.
- Planlama süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin entegre edilmesi öncelikle yasalarla mümkündür ve mekansal planlar yapım yönetmeliği yeniden düzenlenmelidir.
- 00:59Kamusal Alanlarda Kadın Özgürlüğü
- Şehirdeki tüm planların halka açık olmaması katılımcı planlama ilkelerine aykırıdır ve sadece erkek karar vericiler tarafından oluşturulması kadınların kaderlerine mahkum bırakmaktadır.
- Sosyal donatı alanlarının iyileştirilmesi, kadınların kamusal alanlarda geçirecekleri vakitleri daha doğru bir noktaya getirecektir.
- Kadınlar karanlık sokaklarda, gece toplu taşıma araçlarında ve tek başına yürürken tedirginlik ve korku duygularını deneyimlemektedir.
- 02:04Pandemi ve Şiddet Artışı
- Pandemi ve gereksiz alınan önlemler sonucunda bireylerin ruh ve beden sağlığında bozulmalar, özel yaşam ve ilişkilerde sorunlar, ebeveynlik ve bakım vermeyle ilgili zorluklar, ekonomik güçlükler ve işsizlik yaşanmaktadır.
- Pandemi döneminde izolasyonda dünya genelinde pek çok ülkede ev içi şiddet olgularında belirgin bir artış olmuştur.
- Birleşmiş Milletler'in raporuna göre pandemiden önce her üç kadından birinin yaşam süresi boyunca şiddete maruz kalacağı tahmin edilirken, pandemi ile bu kadınların pek çoğu faillerle birlikte eve hapsolmuş durumdadır.
- 03:28Şiddetin Toplumsal Etkileri
- Şiddet ve şiddet türleri toplum, aile ve birey kavramlarına zarar vermektedir ve bu üç kategori birbirinden bağımsız değildir.
- Kadına yönelik şiddetin doğurduğu sonuçlar arasında kadının ortamlarda vicdanını zedelemek, yetersizlik duygusunu kapılmasına, insan haklarından mahrum bırakılmasına ve daha sonraki kuşaklarda olumsuz izler bırakılmasına neden olmaktadır.
- Dünyada insan haklarının gelişmiş olduğu ülkelerden Türkiye'ye kadar kadına şiddet devam etmektedir.
- 04:15Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
- Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeğin toplumun ve yaşamın her alanında eşit katılımı sağlamak olarak tanımlanabilir.
- Evde "kız-erkek eşitliği vardır, ayrımcılık yapmıyoruz" denilse de, kızlara "duygu" ismi, erkeklere "yiğit" ismi verilmesi, kızlara "cici kızım", erkeklere "aslan oğlum" denilmesi ve oyuncakların cinsiyet kodlarıyla temin edilmesi her iki cinsin de omuzlarında büyük bir yük oluşturur.
- İnsan hakları bir cümledir ve bunun içinde dezavantajlı, avantajlı, engelli, engelsiz, göçmen, mülteci bütün grupları kapsar, ancak kadın mücadelesiyle çok güzel yerlere gelindiği için "kadının" diye başına eklenir.
- 06:12Şiddet ve İstanbul Sözleşmesi
- Şiddetin sebepleri ve gerekçeleri olmamalıdır; ruh hastalığı, uyuşturucu bağımlılığı veya alkol müptelalığı bir şiddet sebebi veya gerekçesi olamaz.
- Türkiye'de bir taciz kültürü gelişmiştir ve İstanbul Sözleşmesi'nde "kadının beyanı esastır" cümlesi aslında "mağdurun beyanı esastır" demektir.
- İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'de de toplumun temeli olan ve olması gereken aileyi amaçlamakta, ev yıkan veya eşcinselliğe özendiren bir sözleşme değildir.