Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- CNN Türk'te yayınlanan bu program, Cübbeli Ahmet Hoca olarak hitap edilen bir din adamı ile sunucu arasında geçen, "Başka Şeyler" etiketiyle izleyicilerin sorularını da ele alan bir dini sohbet formatındadır.
- Video, tasavvufun ne olduğu, İslam'daki yeri, mürşitlik kavramı, tarikatlar, tevessül (aracılık), velayet ve iman gibi temel İslam itikadı konularını kapsamlı şekilde ele almaktadır. Program boyunca Kur'an ayetleri ve hadisler referans gösterilerek, tasavvufun İslam'dan ayrı bir şey olmadığı, mürşide bağlanmanın önemi, zikir ve ibadetlerin manevi gelişimdeki rolü gibi konular detaylı olarak açıklanmaktadır.
- Sohbetin ilerleyen bölümlerinde Şam toprakları, ebdallar, kader, tarikat ve cemaat arasındaki farklar, Kehf Suresi'ndeki Hızır hikayesi ve Osmanlı Devleti'nin İslam dünyasındaki konumu gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, Vehhabiler ve Selefi görüşlerine karşı çıkarak, İslam'da tevessülün meşruiyetini, mürşitlik kavramını ve tarikatların günümüzdeki rolünü Kur'an ve hadislerle destekleyerek açıklamaktadır.
- 00:08Programın Tanıtımı
- CNN Türk ekranlarında "Başka Şeyler" programı başlıyor ve bu akşam tasavvuf konusu ele alınacak.
- Programda tasavvuf nedir, mürşide bağlanmak niçin gereklidir ve nasıl bağlanılır gibi konular konuşulacak.
- Cübbeli Ahmet Hoca, programın üç hafta sonra tekrar konuk olarak yer alıyor.
- 02:32Günah ve İstiğfar Hakkında
- Hz. Ali'nin sözüne göre büyük günah, kolaylıkla işleyebildiğin günahındır; küçük gördüğün günah büyüktür.
- İsrar edilen günah küçük kalmaz, istiğfar edilen günah büyük kalmaz.
- Bir günde aynı günaha yetmiş kere avdet etse de istiğfar ettiyse ısrar etmiş olmaz, ancak aynı günaha sürekli dönen ve istiğfar eden kişi rabbiyle dalga geçen gibidir.
- 04:41Tövbe ve İstiğfar
- Bir insan günahtan tövbe ederken hakikaten pişman olmalı ve bir daha dönmeme azmi kasteder.
- Gıybet gibi günahlar muhabbet açılan ortamlarda bir gün içinde yetmiş kere istenebilir.
- İstiğfar, sadece "estağfurullah" demek değildir, mağfiret talep etmektir ve mağfiret "ört beni, günahımı affet" anlamına gelir.
- 05:46İstiğfarın Doğru Anlamı
- Af dileyerek "bir daha yapma niyetliyim" demek doğru değildir, çünkü bu gaflettir ve huşusuzluktur.
- İstiğfar gafletle söylenirse, ikinci istiğfar da gafletle olacaktır.
- Tasavvufun kaynağına geldiğinde huzur temin etmek gerekir, huzur aklın, kalbin ve fikrin sende bulunması demektir.
- 07:15Seyr-i Sülük ve Tecelli
- Seyr-i sülük manevi gidişattır ve menzili maksuda ulaşıldığında gidişin sanaymış olur.
- "Hak padişah konmaz saraya hane mamur olmadan" beyti, Allah'ın tecelli etmesi için insanın kalbinin temiz olması gerektiğini gösterir.
- Allah'ın tecelli etmesi için insanın engel koymaması gerekir, aksi takdirde Allah insanı gafil görür.
- 08:45Mevla ve Tecelli
- Mevla devamlı bakar ve tecelli eder, kulun kalbine göre bakar.
- Müminin kalbi beytullah (Allah'ın evi) olduğunda, Kabe'ye yüz yirmi kere tecelli vardır.
- Mevla, kulun kalbine göre tecelli eder; kul mevladaysa feyzi yağdırır, başka şeylerde masiva (dağınık alakalar) varsa feyzi vermez.
- 10:35Fenafillah ve Tasavvuf
- Fenafillah, Allah'ta fani olmak için varlığını, benliğini eritmek anlamına gelir.
- Tasavvufi tabirlerde "fenafillah" demek, kendinden geçtiğinde her şeyden haberin var demektir.
- İslam, bütün dünyanın havadisi haberlerinden uzak olmayı değil, akıllı kişinin zamanını bilmesini gerektirir.
- 11:30Akıllı Kişiye Gerekli Özellikler
- Akıllı kişiye zamanını bilecek, dilini fuzuliyattan koruyacak ve işine bakacak özellikler gerekir.
- Dünya ve ahiret arasında bir ayrım yapmak gerekir; eğlence için vakit harcanmamalıdır.
- Allah'ın kuluna yönelmesi veya yüz çevirmesi, kulun uğraşısına bakılarak anlaşılabilir.
- 12:22Eğlence ve İlmin Önemi
- Şaka, latife, çoluk çocuğunla muhabbet ve sünnet gibi şeyler caizdir, ancak bunlar tevhid için değil.
- Konuşurken güldürmek için değil, lafın akışı ve üslubun doğal olması gerekir.
- Allah'ın katındaki değerini bilmek için Allah'ın seni neyle meşgul ettiğine bakılmalıdır.
- 13:51Allah'ın Dışındaki Düşünceler
- Bir insanın bin sene ömrü olsa bile, Allah'tan gayrı bir şeyi kalbine yerleştirmeyi zorlasa bile, Allah'ın dışındaki şeyi düşünmeye ve hatırlamaya yakın bile olmaz.
- Evliyaullah (Allah'ın velileri) dünyada var olup, Allah'tan başka bir şey düşünmese de su isteyebilir, yemek yiyebilir.
- Veliler peygamberlerin varisleri olup, beşeriyet muhtazam devam ederler.
- 15:35Allah ile İlişki
- Allah ile nispetimiz devamlı akan ırmağa benzer; aklımıza Allah'tan gayrı düşünceler gelse de yerleşmez.
- Göz fotoğraf gibi kaydeder ve kalbi etkiler; gözüne malik olamayan kalbi onun yanında değildir.
- Kalp havuz gibi, göz ırmak akış yeri, kulak duydukları, beyin düşündükleri ve hayal gücü kalbe doldurur.
- 19:12Nefesin Değeri
- Necip Fazıl'ın "Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten affet senden habersiz aldığım her nefesten getirdim" beyti, nefesin değerini vurgular.
- Bir nefes almak veya vermek için dünyanın tüm nimetlerini bile verebiliriz çünkü nefessiz yaşayamayız.
- Tasavvufsuz insanlar bu tür lafları konuşamaz, intisabı olmayan mürşide bağlılığı olmayan kişiler bu konuları anlayamaz.
- 21:24Allah'ın Kullarına Sevgisi
- Allah, kullarını sevdiği zaman onların işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olur.
- Allah, kullarına özel bir muhabbetle sevdiğinde, onlar manen ona yakınlaşır ve Allah onları özel sevmeye başlar.
- Bu hadis, Buhari'de yer aldığı için diğer hadis alimleri tarafından reddedilmemiştir, ancak müteşabihat olduğu için kesin bir anlamı verilemez.
- 23:18Allah'ın Kullarına Verdiği Özel Kudretler
- Allah, kullarına özel bir kudretle başka kulakların duyamayacağı şeyleri duymaya başlarlar.
- Allah, kullarına özel bir nurla bakmalarını sağlar, böylece normal ışıkta görünmeyen şeyleri de görebilirler.
- Allah, kullarının ayaklarına da kendisi olur, böylece farklı yerlerde namaz kılabilirler.
- 24:19Çakıl Taşlarının Tesbih Etmesi
- Ebu Cehil'in kulağından perdeyi kaldırarak taşların zikrini dinlettiren Allah, dostuna için de bu lütfu gösterir.
- Sahabeden İbni Mesud, yediğimiz yemeğin tesbihini duyabildiğimizi belirtmiştir.
- Çakıl taşlarının elinde tesbih ettiği avuç, hastaların şifası için sabah akşam kullanılır.
- 27:17Allah'ın Yaratılışının Amacı
- Allah, yerleri, gökleri ve arasındakileri insanlar için yaratmıştır.
- Allah, insanlara "Ben senin içindim, sen kimin içindin?" diye soracaktır.
- Allah, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı, melekleri, felekleri ve yerdeki her şeyi insanlar için yaratmıştır.
- 29:00Allah'ın Sisteminin Düzeni
- Bulut, rüzgar, ay, güneş ve felekler hepsi hizmet kemerini kuşanmış, sıralı çalışıyor.
- Allah'ın sisteminde bir aksatan yoktur, her şey dakika rotar.
- Allah'ın takviminde şaşmazken, insanların ayarları şaşabilir.
- 29:37Günah ve Tevazu
- İnsan ayarı şaştıktan sonra tekrar bir format atıldığında Allah'ın hoşuna gider ve bu günahın ağır bir lütuf olması gerekir.
- Günah, insanı Allah'a karşı boyun eğdirecek ve mahçupluk getirecek bir lütuftur, kibir getiren ibadetten daha hayırlıdır.
- Hz. Cüneyt'in müridiyle olan bir olayda, mürid seher vakti namaz kıldığını söyleyince, Hz. Cüneyt ona "Keşke sen de uyusaydın da bu lafı söylemeseydin" demiştir.
- 30:57Kibir ve Tevazu Hakkında
- Kendini beğenmek kolay kolay temizlenmeyen bir beladır ve şeytanın meleklerin vaizidir.
- Her mahlukun içinde gizlenmiş bir maraz ve illet vardır, insanda daha çok görünür ve kimisi aşırı tevazuda kibirdendir.
- Tevazu, kendinden üstün bilmeyi gerektirir; günahkar mümini de kendinden üstün görmemek gerekir.
- 32:06Evliyaullah'ın Dua Hikayesi
- Evliyaullah'ın müritleriyle zikir yaparken, bir kayıkta kadın erkek toplanıp müzik çalıyorlardı.
- Evliyaullah, müritlerinden birinin beddua etmesini istemesine rağmen, "Ya Rabbel alemin, sen bu kullarını dünyada eğlendirdiğin gibi ahirette de eğlendir" diye dua etmiştir.
- Dua kabul edilmiş, müzik sesi kesilmiş, kayık kayıp kıyıya yanaşmış ve insanlar tövbe ederek tarikata intisab etmişlerdir.
- 34:05Tevazu ve Hidayet
- Dervişan atmaya hacdan çıkmış bir derviş, meyhanedeki sarhoş bir vatandaşın kendisine yaklaşmasını reddetmiş ve "Ben bunu birkaç yerde anlattım" demiştir.
- Eğer sarhoş vatandaş dervişi dışlasaydı veya kendisi onda eftal bilseydi, onu kurtarmayacaktı.
- Boyun kırıklığı veren masiyet-i hatayye'de, Allah'ın iskenderiye'yi az kalsın Kur'an gibi olacak şekilde yarattığı belirtilmiştir.
- 35:16Vahiy ve İlim
- Hz. Ömer, peygamber olmasa da vahiy gelmeden önce on sekiz yerde hüküm beyan etmiş ve bu sözler Kur'an'da uygun gelmiştir.
- Vahiy ezelidir, ancak Hz. Ömer'in söylediği sözler Allah'ın ezeldeki vahye isabete muvaffak etmiştir.
- Konuşmacı, uzun bir programdan sonra gazetelere manşet olarak çıkan bir durumdan bahsediyor ve dinleyicilerin farklı seviyelerde olduğunu vurguluyor.
- 37:27Bismillah ve Zikir
- Güneş, ay, bulut, rüzgar gibi her şey insanın bir ekmeği elde etmesi için çalışıyor.
- Bismillah demek sadece dilin zikri değil, kalbin zikri de olmalıdır; kalbin zikri varsa hakikat zikir bilakiftir.
- Bismillah demek zahiri vaat edilen sevabı alır, ancak kalbin iştirak etmediği durumda sadece lak laka-i lisan kabilinden kalır.
- 40:37Charlie Hebdo Saldırısı Hakkında Değerlendirme
- Konuşmacı, Charlie Hebdo saldırısında yapanların Müslüman görünümlü kişiler olduğunu ancak yüzlerini kapatmaları ve soğukkanlı hareket etmeleri konusunda şüphe duyduğunu belirtiyor.
- Saldırının zamanlaması ve Avrupa'da zaten ortaya çıkmış olan İslamofobiyi vurguluyor.
- Saldırıyı yaptıranın siyonizm olduğunu, Papa'nın da rahatsız olduğunu ve Hristiyan alemine bakıldığında İsa ve Meryem Validemizle dalga geçildiğini söylüyor.
- 45:11İslam'da Cezai Müeyyideler
- İslam'da cezayı müjdeleri devlet uygular, ferdin intikam alması caiz değildir.
- İslam cezai müeyyideleri mahkeme-i şeriyeye verilmiştir, kaza müessesesi kadılık dediğimiz ayet ve hadislerden çıkan hükümlere bağlıdır.
- İslam'a göre devlet cezai müeyyideleri uygulamak durumundadır, aksi takdirde kan davaları çıkar ve uzun süre devam eder.
- 46:49İslam'da Alay ve Küfür
- İslam'da alay edilmiş, dalga geçilmiş durumlarda iki dönem ayrımı yapılır: Mekke dönemi ve Medine dönemi.
- Mekke döneminde Rasulullah, kalkalım ayağa diyenlere "bizim buna gücümüz yok" diyordu.
- Medine döneminde ise Allah'ın ayetlerini duyarsanız, küfre ediliyorsanız (inkar ediliyorsa, sövülüyorsanız) onlarla birlikte oturmayın, benimsemeyin, razi gelmeyin, mani olabiliyorsanız yapmayın, olmadı dilinle söylersin, olmadı kalbinle dersin, rahatsızım, razı değilim diyerek çekip gidersiniz.
- 49:32Konuşmacının Kişisel Deneyimi
- Konuşmacı, kendisinin bu konuda Vehhabiye reddiye, Selefi yakınlarına reddiye yapan biri olduğunu ve bundan dolayı yirmi-otuz senedir tehdit alan biri olduğunu belirtiyor.
- Geçen ışıkta çıkalı beş-altı aylık mazisi var ve bunlar hakkında kimse konuşmazken konuşan biri olduğunu söylüyor.
- Yahudi öldürmek için cennetin kokusunu bile duyamayacağını, çünkü cennetin kokusu beşyüz seneden duyulur ve onun onda nasibinin olmadığını vurguluyor.
- 51:08İslam'da Zimmi Statüsü ve Ceza Uygulaması
- İslam'da bir müslümanın kanına girmekten daha ehvendir, dünya batsın da bir müslüman katledilmesin.
- Cezalar kanunla ve devletler tarafından verilir, fertler veremez.
- İslam, bir gemide 999 idam infazı vacip olan suçlu ve bir masum varsa, gemiyi bombalatmaz çünkü bir kişinin kanı zimmi de aynıdır.
- 54:34Tasavvuf Kavramı
- Tasavvuf lügat manası "suf" (yünden) gelir, sahabe serisi giydikleri için mescid-i nebevi'ye girdiklerinde koyun gibi kokardı.
- Tasavvuf, ashab-ı sufe (yün giyenler) den gelir ve bazen yetmişi düşmeyen, bazen artan yüzü geçen fakir muhacirlerden oluşur.
- Tasavvuf, Rasulullah'ın hane-i saadettin'in arkasındaki sofa ehli (arınmışlık safiilikten) den gelir.
- 56:37Tasavvufun Tarihsel Gelişimi
- Tasavvufun ismi hicri üçüncü asırda kullanılmaya başlanmıştır.
- Hasen-i Basri, tasavvufun büyüklerindendir ve "asr-ı saadette ismi yoktu, kendisi vardı; bugün ismi var, kendisi yok" demiştir.
- Tasavvuf, Kur'an'da ve sünnette geçmese de, aslı sünnette varsa şekil değiştirmesiyle bidat olmaz.
- 1:00:16Bid'at ve Sünnet Kavramları
- Bid'at, sünnetin ruhuna muhalif olan şeydir, Resulullah zamanında olmayan şey değildir.
- Ashab-ı Suffenin bulunduğu yeri kurma, onları yatırma, sahabeden yardım isteme gibi sünnetlerin sistemleştirilmesi mümkündür.
- Kur'an kursu, medrese, yatılı Kur'an kursu gibi kurumlar ve bağış toplama gibi faaliyetler sünnetin ruhuna uygun olabilir.
- 1:01:35Hamam Kültürü ve Sünnet
- Asr-ı Saadette hamam yoktu, Şam bölgesinde Rumlar fethedilince hamam işleri zuhur etti.
- Resulullah hamam hakkında hadis-i şerifler buyurdu ve hamama peştemalsız girmemek gerektiğini belirtti.
- Sünnet, aslı sünnet-i seniyede var olan, sesin ulaştırılması gibi maksatları yerine getiren uygulamadır.
- 1:03:09Tasavvuf ve Şeriat Kavramları
- Tasavvuf sistematik hale gelmiş ve müesseseleşmiş bir tarikat olmuştur.
- Kur'an'da "tarikat" kelimesi "yol" anlamına gelir ve şeriat da "cadde" veya "yol" demektir.
- Kur'an'da ve hadislerde tarikat ve şeriat kavramları delil olarak gösterilebilir.
- 1:04:31Şeriatlar ve İslam
- Tek din İslam'dır, dinler diye bir şey yoktur; İbrahim, İsa ve Musa'nın getirdiği şeriatlar da İslam'dır.
- Şeriatlar farklıdır, oruç süresi, zekat oranları gibi konularda farklılıklar vardır.
- Dinin aslı tevhid inancıdır ve bu esaslar hiçbir şeriatta değişmemiştir.
- 1:07:10Ruhbanlık ve Sofilik
- İsa aleyhisselama tabi olanların kalplerine esirgeme ve merhamet koyulmuştur.
- Ruhbanlık, sofilik anlamına gelir ve İslam'da ruhban sınıfı yoktur.
- Resulullah "Ümmetimin ruhbanlığı" hadisini söylemiştir, bu el-mescitte oturmak, namaz bitti çıkmamak, öbürünü beklemek anlamına gelir.
- 1:08:34Allah Korkusu ve İbadet
- Allah korkusu, yemeği azaltmak, oruca devam etmek, uykuyu azaltmak, gece kıyam etmek gibi ibadetlerin temelidir.
- Sabaha kadar oturanlar Allah korkusundan değil, aşıklıktan dolayı olabilir.
- İslam'da evlenmeyi terk etmek, et yememek, yağlı yememek gibi ruhbanlık uygulamaları yoktur, ancak Allah'tan korkup az yemek, az içmek, az uyumak sünnettir.
- 1:11:20Sahabe'nin Sofilik Meşrebi
- Hazreti Ebubekir'in meşrebi sofilik meşrebidir ve sahabeden bazı kişiler bu meşrebe dahildir.
- Osman bin Maz'un evinde toplanan sahabeler, erkekliklerini gidermeye, ebedi yağlı yiyeceklerden uzak durmaya, güzel elbise giymemeye ve hanımlarına yaklaşmamaya yemin etmişlerdir.
- Osman bin Maz'un hanımı bu durumu duyunca, Rasulullah'a haber vermiş ve o anda Allah'ın vahiy nazil olmuştur.
- 1:12:35Allah'ın Vahyinin İçeriği
- Allah, "Size helal ettiği lezzetli şeyleri yiyin, tavukta yiyin, balıkta yiyin, et yiyin, yağda in, helva yiyin ama vela haddi aşmayın" buyurmuştur.
- Az yemek hiç yemekten daha zor gelir çünkü nefsin tadını tattıktan sonra fren tutmaz.
- Tarikatlarda genellikle az yemek, az uyumak ve konuşmak gibi ibadetler vardır.
- 1:13:13İbadet ve Nefsin Dizginlenmesi
- Nakşibend hazretlerinin halifelerine "çok ibadet etmek varmış demek ki çok yersek işin yarısını yapmış oluyoruz" denilmiştir.
- Bidayette, tam işi geliştirmeden yemeği kesmezsen, azaltmazsan, nefsin azgınlığını frenlemezsen, o riyazata girmezsen, başta girmediğin zaman, o zaman bütün yediğin, konuştuğun ettiğini ibadetle eritemeyeceğin için o manevi ağırlık yapabilir.
- Abdulkadir Geylani hazretleri'nin çocuk meselesi, nefsi dizginlemek için bir imtihan olarak gösterilmiştir.
- 1:14:32Bidat ve Tasavvuf
- Allah, "Biz onların kalplerine bir Allah korkusu koyduk" demiştir ve bu korkusundan dolayı yememek, içmemek, uyumamak gibi zarurete indirmişlerdir.
- Tasavvuf farz değildir, tarikata intisap farz değildir, mürşide bağlanmak farzdır.
- Bu kişiler Allah'ın rızasını arama niyetiyle, halis ve samimi bir niyetle bu ibadetleri yapmışlardır.
- 1:15:40Ayetlerin Anlamı
- Ayetin tümünü okumazsan hiçbir şey anlamazsın, kendi koydukları nezir ve adaklara dikkat edilmelidir.
- Bir insan farz namazlar bellidir, ancak Allah için her gün on rekat kılmak gibi bir taahhüt ederse kendini bağlar ve bu taahhüt farz olur.
- Allah, "Ben onlara farz etmedim ama kendilerini adak ettiler, kendilerini bağladılar oluyor" demiştir.
- 1:16:30İbadet ve Riyazat
- Allah, "Sana da kendini bağlayacak, nafileden, aşırı muhabbetten, bana yakınlık için nafileyi artırma hakkı verdim" demiştir.
- Bazı kişiler otuz sene mağarada ibadet etmiş, itikafları otuz sene olmuş ve bu riyazat kabul edilmiştir.
- Bu sofuluğu kendileri tespit ettiler, nezrettiler fakat buna hakkıyla riayet etmediler.
- 1:19:45Şeriat ve Tarikat
- Fahruddin Razi, müfessirlerin imamı olarak "şir'a şeriattır, minhaç tarikattır" demiştir.
- Allah, "Ümmetlerden her biri için biz de dahil kıldık, sizden her bir ümmet için kıldık, bir şeriat verdik" buyurmuştur.
- Herkes mükellef, yapmasa mesul oluyor ve cehennem tehdidine maruz kalıyor.
- 1:20:58Herkesin Meşrebi
- Her insan on iki göze çıktı ve meşrebini bildi; kimisi sesli zikretmeyi, kimisi gizli zikretmeyi nefisle cihatta daha uygun yol görüyor.
- Hazreti Ebubekir'in sessiz namaz kılmasının da meşreplerin oluşmasına katkı sağladığı belirtiliyor.
- 1:21:30Tasavvuf ve Mürşid
- Tasavvuf veya tarikat, bir insanın mürşid-i kamilin elini tutup seyr-i süluk yoluna girip Allah'ın rızasını tahsil etme gayretidir.
- Mürşitsiz usulüne gitmezse, Allah'ın rızasına ulaşma yolunda tehlikeler ve zorluklar yaşanabilir.
- Kur'an, ayetler ve hadisler açık bir şekilde ortaya koymuş olsa da, Allah'ın rızasını tahsil eden birini koymaya gerek yoktur.
- 1:23:29Mürşide Bağlanmanın Anlamı
- Mürşide bağlanmanın manası, mürşidden ders okumak, öğrenmek, ilim almak ve ona muhabbetle sevgi beslemektir.
- Mürşide tapmak değil, öğrenmek, taallüm etmek ve muhabbet beslemektir.
- Bir sanatçıya aşık olmak gibi, mürşide aşık olmak da şirk sayılmaz.
- 1:24:26Düşüncenin Önemi
- Aklına gelen bir şeyle müşrik olmuyorsan, aklına gelen şey fasitse düşüncen fasit neticeler doğuracak.
- Beynin ameliyesi, tefekkürü ve düşüncesi bir şeyi dışa vuran tesir neticesi gösterir.
- Allah dostunu Allah için sevmek ve düşünmek, hadis-i şerifte emredilen bir şeydir.
- 1:25:10Allah'tan Utanma
- Allah'tan utanmak, Allah'tan, komşudan, eş dostundan, salih olan zatların yanında utandığın gibi utanmaktır.
- Hadis-i şerifte, çok sevdiğin, saydığın bir şeyh, alim veya velinin yanında namaz kılarken, o sana bakarken sağa sola bakmamak, gözünü ve gönlünü toplamak emredilmektedir.
- Salih komşularından utandığın gibi Allah'tan utanmak, salih olmayanlardan utanmamak anlamına gelir.
- 1:26:24Aracı Koyma Meselesi
- "İyya kenabudu ve iyya kene sayın" ayeti, her gün beş vakit namazda Fatiha'da okunur ve "ancak senden yardım ister sana kulluk ederiz" anlamına gelir.
- Bazı veliler, hasta olsalar bile ameliyat olmazlar ve hiçbir şeyden uğursuzlanmazlar.
- Yusuf aleyhisselam'ın hapiste on iki sene fazla kaldığı, kralın yanında kendisini hatırlatması için bir aracılık istemesi örnek olarak verilmiştir.
- 1:29:39Aracı Koymanın Gerekliliği
- Yusuf aleyhisselam'ın hadisesi, aracı koymaya gerek olmadığını söyleyenlere delil olarak gösterilebilir.
- Peygamber Yusuf aleyhisselam, Allah'tan direkt istemeyip kendisini kralın yanında anması için oniki sene unutturulduğunu belirtmiştir.
- Konuşmacı, makamda olan birinin aracı koymaması gerektiğini, ancak makamda olmayan birinin aracı koyması gerektiğini vurgulamaktadır.
- 1:30:28Aracı Koymanın Meşruiyeti
- Başkaları için normal ve Müslüman fertler için meşru olan bir iş olarak aracı koymak eleştirilmemelidir.
- Tasavvufa karşı olanlar bile, mazlum bir durumda aracı kullanmanın meşruiyetini kabul etmelidir.
- Bir dervişin hırsızlık suçuyla yakalanması ve komiserin ona "senin dersini yukarı çekiyorum" diyerek cezalandırmaması örneği verilmiştir.
- 1:31:37Yüksek Makam ve Aracı Koyma
- Eyüp aleyhisselam'ın yedi sene inim inim inleyerek Allah'tan şifa istememesi, yüksek bir makamda aracı koymanın gerekliliğini göstermektedir.
- Yüksek makamda olan birinin "Ya rabbi neden rıza makamı benim için bunu tercih ettiysen efendim ben sevdiğim için kendi sevdiğimi terk ederim" diyerek aracı koymaması gerektiği belirtilmiştir.
- Aracı koymam diyen sahtekarlar, ufak tefek işlerde bile aracı koyup, hatta faiz ve rüşvet gibi şeriatın zahirine göre haram olan işlere bile tevessül etmektedir.
- 1:33:14Tevessül ve Peygamber
- Ayet-i kerimede "Vesile arayın" denildiği için, Allah'tan doğrudan istemek yerine vesile aramak gerekir.
- Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Sen kraldan beter kralcı olamazsın" diyerek tevessülün önemini vurgulamıştır.
- İbn-i Mace hadisinde, Hz. Ali'nin annesi Fatıma binti Esed'i defnederken "Peygamberin hakkı için" diyerek tevessül etmiştir.
- 1:34:43Peygamberin Tevessülü
- Kainatın efendisi olan Hz. Muhammed Mustafa, Allah'ı direkt ulaşmakta "senden istiyorum" demeye en ziyade hak sahibidir.
- İlk mercinin duası her zaman "ben senden isteyip de verdiğin kimselerin, verilenlerin, müstecapların hakkı istiyor" şeklinde olmuştur.
- 1:35:19Tevessül Hadisi ve Anlamı
- Tirmizide yer alan bir hadis, tevessülün kuvvetli delillerinden biridir.
- Hadis, bir sahabenin Resulullah'a dua etmesi ve Resulullah'ın ona "Ya Muhammed" diyerek cevap vermesiyle ilgilidir.
- Sahabe, Resulullah'ın yanında olmasa da onu görmek istediğini belirtmiştir.
- 1:36:06Tevessül Usulü
- Resulullah, sahabeye abdest almasını ve "Ya Muhammed" diyerek dua etmesini öğretmiştir.
- Tevessülde aracı koymak, Allah'tan değil aracıdan istemek anlamına gelmez, Allah'tan istenir.
- İbni Hacer, Şafii'nin en büyük fakihlerinden biri olarak, evliyaullahın kerametlerinin diriliklerinde olduğu gibi ölülüklerinde de devam ettiğini belirtmiştir.
- 1:38:11Keramet ve Tevessül
- Keramet, yanında olmayanın duyması da olabilir ve bu keramet Allah'ın bir nimetidir.
- Keramet, Allah için olan aşırı muhabbet ve bağlılık gelişmiş olanlarda olur.
- Peygamberler nübüvvetten önce de masum olduklarından, Allah'ın delilini görerek günahlara meyletmezler.
- 1:40:30Tevessülün Meşruiyeti
- Ulema, peygambere mahsus bir şey değilse, diğer velilere de "Ya Muhammed" diyebileceğimizi belirtmiştir.
- Tevessülde yanında olma şartı yoktur, yanında olmasa da kalbinden geçirince şirk olmaz.
- Mürşitlerin derdi, müridlerini Allah'a taptırmak ve namaz kılarken sadece Allah'ı düşünmelerini sağlamaktır.
- 1:42:46Hadislerin Değerlendirilmesi
- Bu hadis, Tirmizi'de yer alan Osman bin Huneyf hadisidir.
- Vehhabiler, Resulullah'ın hayattayken yanında olmadığı için bu hadisi kabul etmezler.
- Vehhabiler, hayatta olandan tevessül edilir, ölüyle tevessül edildiğinde işin bittiğini düşünürler.
- 1:45:50Hacet Namazı ve Peygamberle İletişim
- Osman bin Huneyf adlı bir zat, halifeye bir işi düşürmek için gidip geldiğinde itibar göremediği için hadis-i şerifi hatırlayarak hacet namazı kılmayı tercih etti.
- Sahabe-i kiram, Resulullah'a bile terliklerini getirdiklerini ve Resulullah'ın "İste benden ne istersen" dediğini, sahabenin ise "Cennette komşuluğunu isterim" dediğini anlatıyor.
- Osman bin Huneyf, hacet namazını kıldıktan sonra Resulullah'ın kabrine gidip "Ya Resulallah" diyerek dua etti ve bu durumda halifeye karşı tavır değişikliği yaşadı.
- 1:48:42Peygamberle İletişimin Şirk Olup Olmadığı
- Peygamberle iletişim kurmak şirk olarak görülse de, "Ya Resulallah" diyerek dua etmek şirk değildir çünkü Allah'ın şahit gönderdiği kişiye hitap edilmektedir.
- Bilal bin Haris, Medine'de kuraklık olduğunda Peygamber'in kabrine gidip dua etti ve rüyasında Peygamber'in Hazreti Ömer'e "Ben Ömer'i akıllı bilirdim, niye aklını kullanmıyor?" dediğini duydu.
- Hazreti Ömer, Bilal'in Peygamber'in kabrine gidip dua etmesini ilk başta şirk olarak görse de, rüyadan sonra ağlamaya başladı ve yağmur duasını geciktirdiklerini fark etti.
- 1:51:22Tevessül ve Velayet
- Tevessül, hayatta olan birinden dua istemektir çünkü hayatta olan da yaratan değildir, ölüden ise aracılık ve dua istenmez.
- İslam, ölüye diri gibi hürmet ettirir: suyunu ılık yapar, kemiğine terbiyeli davranır, mezarını çiğnemeyi ve üstüne oturmayı yasaklar.
- Peygamberin peygamberliği ölümünden sonra soyulmaz, velinin de veliliği devam eder ve her namazda "Peygamber" denir.
- 1:52:30Velayet Mertebeleri
- Peygamber ve Allah dostu (evliyaullah) arasında velayet mertebeleri vardır, ancak Allah bütün inananların velisidir.
- İman edip amel-i salih isteyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlarla bir tutmak doğru değildir.
- Peygamber, Ebubekir Sıddık'ın önünde yürüyen birine "Dünya ve ahirette senden üstün olan birinin önünde nasıl yürürsün?" diye sormuştur, bu da velayet mertebelerinin farkını göstermektedir.
- 1:55:03İmanın Kamil Olması
- İmanın kamil olması için kişinin mümin kardeşini istemeden iman etmiş olamaz, önce Müslüman kardeşi sonra kendisi olmalıdır.
- Resulullah'ın "Ben sizin birinize malından, evladından, anasından, babasından, bütün insanlardan geliyor, canından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olamaz" hadisi, imanın kamil olması için gerekli seviyeyi göstermektedir.
- Hazreti Ömer'in "Canım hariç her şeyden sevgili oldun canım müstesnadır" sözü, imanın kamil olması için en büyük delildir.
- 1:58:01Evliya Olmanın Şartları
- Evliya olmak için kamil iman aranmalıdır ve bu imana sahip olduğunu anlamak için haramlardan sakınmak gerekir.
- Kamil iman, sadece haramlardan sakınmakla kalmaz, şüphelerden ve tenzihi mekruhtan da kaçmayı gerektirir.
- Şeriatı yaşamakta ve haramlardan sakınmakta ne kadar kılı kırk yarıyorsa o kadar velayette ileridir.
- 1:59:33Günümüzde Allah Dostları
- Eskiden mürşit bulmak için fizana gidilirdi, ancak günümüzde de Allah dostları vardır ve onları aramak ibadettir.
- Beyazıt Bestami'nin hadisinde, Allah'ın dişeatının bir edebi kıbleye doğru tükürmemek olduğu ve bu edebin sırrını koruyamayanın Allah sır vermediği belirtilmiştir.
- Hadis-i şerif'e göre ümmetinin her asrında sabitler (mukarrebler) vardır ve bu kişiler Allah'a çok yaklaştırılan, cennete en önce gideceklerdir.
- 1:03:41Sabitlerin Sayısı ve Konumu
- Sabitlerin sayısı kırk kişidir ve bu ifade Ahmed'in ve Hanbel'in müstedde geçmektedir.
- Sabitlerin Şam eyaletinde (Ürdün, Filistin dahil) bulunduğu belirtilmektedir.
- Hazreti Ali'ye Şam ehline lanet etmemesi, çünkü onlar içinde de kırk kişi olduğu söylenmiştir.
- 2:05:10Şam Toprağı ve Ebdallar
- Şam toprağı, Suriye'deki Şam ve Antakya'ya kadar uzanan bir alandır.
- Hadis-i şerifte, peygamberlerin kalpleri üzere tevzi edilen ebdallar (üçler, yediler, kırklar) her üm asırda sabit olarak bulunur.
- İbni Abidin bu konuda risale yazmış ve bu rivayetlerin manevi tevatür derecesine vasıl olduğunu belirtmiştir.
- 2:07:44Ebdalların Tasarrufu ve Hikmeti
- Dünyada zulümler olsa da ebdalların tasarruflarını kafirleri ezmek için kullanmadıkları sorusu sorulmuştur.
- Ebdalların tasarruf kullanmamasının hikmeti, Allah'ın izni olmadan hiçbir şefaatçi olmadığıdır.
- Rivayetlere göre yağmurlar ve rızıklar ebdalların hürmetine yağdırılır, Allah onlarla diriltir ve öldürür.
- 2:09:52Şam'ın Önemi
- Sahih hadislerde Şam ehlinden belanın kaldırıldığı belirtilmiştir.
- Kıyamete yakın camilerin en çok Şam'da çalışacağı, tekkelerin ve zikir yerlerinin Şam'da bulunacağı, salihlerin ve malların Şam'da toplanacağı hadisler vardır.
- Şam toprağına Türkiye'den Urfa'ya kadar, Antakya ve Humus gibi bölgeler de dahildir.
- 2:12:00Ebdalların Özellikleri
- İbni Abbas'a göre Nuh aleyhisselamdan bugüne kadar ve kıyamete kadar yeryüzü yediden boş kalmamıştır.
- Resulullah zamanında sahabeden ebden mertebesi olan kişiler bulunmuştur.
- Ebdalların en büyük özelliği çok oruç tutarak, sadaka vererek veya namazla değil, kalbine yerleşen bir şeyle, taklit kabiliyeti ve ittibasıyla üstünlüğe ulaşmışlardır.
- 2:14:23Bela ve Veliler
- Bela, beşyüz kişiden bir gelir ve halk müracaat ettiklerinde o zatı tanımazlar.
- Veliler genellikle gizlidir, bilinmez ve meşhur olmazlar.
- Ebdalden veya eftalden olmak için her gün on kere bir dua yapmak gerekir, ancak bunu seksen veya bin kişi yaparsa kabul olunma ihtimali artar.
- 2:15:02Dua ve Velilerin Özellikleri
- Dua eden kişinin vasıfları genelde tutacak, kalbi temiz olmalı, kin ve nefret olmamalı, lanet ve beddua yapmamalı.
- Veliler bir kişiye vurmaz, fiske vurmaz ve beddua yapmazlar.
- Ebdal'i bulmak bile bir meseledir.
- 2:15:35Yağmur Duası Anısı
- Beykoz'da yağmur duası yapılmış, Tayyip Bey belediye başkanı yeni olmuştu ve kuraklık vardı.
- Fat Camii'nde toplanan efendiler, Beykoz'da Uyuş Hazretleri'nin yanında yağmur duası yapmışlardı.
- Dua yapıldıktan sonra birkaç kere yağmur yağmaya başlamış, ancak bir gün geçmeden durmuştu.
- 2:16:54Dua Tutmamasının Sebebi
- Hayvanların ve günahsız masumların hakkı olduğu için dua hemen tutmuyor.
- İnsanlar İslam'ı, şeriatı ve sünneti istemedikçe Allah zorla vermiyor.
- Hadiste, beş yüzler dua yapar, olmadı bu dua yetmişlere intikal eder, olmadı bu dua kırklara intikal eder denilmiştir.
- 2:17:50Tevessül ve Kutuplar
- Doğu Türkistan'da Türkiye'deki bulunanlardan daha salih zatlar var ve şeriatı, sünneti muhafaza etmişler.
- Tevessül, zamanın sahibinin hürmetine denir ve çoğu zamanın sahibini tanımaz.
- Evtad dörtlüdür ve dört direk doğuda, batıda bulunur.
- 2:18:40Kutuplar ve Tasarruflar
- Tevessül adrese gider, posta gibi beş yüzlerden dua oradan geliyor ve en son kutbu gavsa geliyor.
- Kutupla gavs aynıdır, gavs birdir tektir ve ekseri rivayet Mekke'dedir.
- Seyyid Ahmet Bedevi, Fransız gavuruyla uğraşmakta ve esirlerini kurtarmakta, lakabı "hattat" (kapıp getirendir) olarak bilinir.
- 2:19:45Levh-i Mahfuz ve Kazalar
- Gavsa en son nokta olup Allah'a yalvarır ve Allah levh-i mahfuzdaki durumu gösterir.
- Suriye'nin belasının sebebi ortadan kalkmamıştır ve kazayı mübremdir.
- Kazayı muallak ise askıdadır, arka tarafı ancak Allah bilir, ön tarafını meleklerde ve velilerde görür.
- 2:20:17Kader ve Dua İlişkisi
- Allah'ın kaderinde, sadaka veren ve ana babasına iyi bakan kişinin ömrü yüz senedir, hor bakanın ise altmış yaşında öleceği belirtilmiştir.
- Dua belayı defeder, az sadaka çok belayı defeder ve ömrü ancak iyilik uzatır.
- Levh-i Mahfuz'dan devam edildiğinde, ömür uzatma şartları görülür ve bu askıdaki şeyi görür, gördükten sonra askı değil.
- 2:21:35Gavs ve Dua İlişkisi
- Gavs iftihal eder, yalvarır, yakarır ve dua eder, ancak kaza muallaktaysa gavsın yüzü, suyu, hürmeti ve hatırı vardır.
- Mübrem kaza, ilmi indim ilahi de kesinleşmiş olan konudur ve bu durumda dua ibadet ve zikir sayılır.
- Gavs Allah'tan muradından gayrı bir şey istemez ve kabul olunmadığını söylemez çünkü onu bilmektedir.
- 2:23:41Tövbe Almak ve Tövbe Etme
- Tövbe etmek ve zikretmek şarttır, ancak mürşid elinden tutup tövbe etmek farklı bir usuldür.
- Tövbe Allah'a edilir, tövbe ettiğine mürşit şahit edilir ve bu şahitlik, sözleşme ve tövbeyi öğrenme anlamına gelir.
- Mürşit, tövbenin şartını öğretir ve bir daha yapmama azmedeceğini belirtir.
- 2:25:30Tarikat ve Manevi Nispetler
- Garip zamanda tarikat şartları çok koşulmuyor, eskiden her mektup herkes dinleyemezdi.
- Tasavvufun delilleri, zikrullah, zikran, kesir çok zikredin, tövbe almak ve biat eden Allah'a biat etmiş olur.
- İnsanlar mürşide tövbe etmiyor, mürşitle birlikte Allah'a tövbe ediyor.
- 2:27:08Peygamber ve Sahabelerin Tövbesi
- Peygamber bile istiğfar ediyordu ve sahabe ile birlikte tövbe ederdi.
- Resulullah'ın kabri şerif'in yanında istiğfar etmek için silsile yoluyla gelen hadisler vardır.
- Nakşibendi yolu Hz. Ebubekir'den, Kadri meşrep Hz. Ali'den gelir ve manevi nispetlerin irtibatı devam etmektedir.
- 2:30:20Tarikat ve Cemaat Arasındaki Fark
- Cemaat, herkesin oluşturabileceği bir yapıdır, ancak tarikat kurmak için mutlaka bir mürşitten el almak ve icazet almak gerekir.
- Tarikat, Hazreti Sıddık ve Hazreti Ali gibi mutlaka bir silsile yoluyla devam etmelidir.
- "Şeyhi olmayanın şeyhi şeytan" sözü, akıl ve mantıkla, nakle tabi olmadan Allah'a ulaşmanın tehlikeli olduğunu ifade eder.
- 2:32:47Tarikat Kurma Şartları
- Herkes bir cemaat oluşturabilir, ancak tarikat kurmak için mutlaka kendisinden evvel bir mürşitten el alması ve icazet alması gerekir.
- Tarikat kurabilen kişinin elinde sahiyyet olması, yani kendisine bir kamil mürşitten el almış olması gerekir.
- Tarikat silsilesinde kopukluk olduğunda, feyzin ve nispetin gelmemesi, elektriğin kopması gibi sorunlar yaşanabilir.
- 2:33:55Üveysilik ve İcazet
- Üveysilik, zahirde bir şeyhi olmasına rağmen maneviyatta tarikatı ona kurduran başka bir şeyhi olan durumdur.
- Günümüzde önüne gelen bir mezara oturup "ben buradan el aldım" diyerek ilan etmek, şahit olmadığı için insanları bağlamaz.
- Halifelik icazetini alan kişi, millete sahihyet olan kapılara yönlendirmelidir.
- 2:35:47Zikir ve İcazet
- Her mürşid delilidir, ancak her veli mürşit değildir.
- Esmaül Hüsna gibi terkipler genel izin verilmiş havas kitaplardır ve icazet mevzubahistir.
- Kur'an'da "esmaül hüsna ile Allah'a dua edin" emri vardır ve bu emir geneldir, sayılı olması zikir emrini bozmaz.
- 2:39:10Zikir ve İbadet Hakkında
- Sünneti canlandırmak, sünneti meşru etmek anlamına gelir ve Nakşibend tarikatında günde beş bin kere "Allah" demek gibi özel zikirler vardır.
- Hadislerde zikir sayıları belirtilir: yüz kere "Kuluvallah", otuz üç kere "Sübhanallah", iki yüz kere "La ilahe illallahukul mübin" gibi.
- Hadiste belirtilen zikir sayıları herkesi bağlar, velilerden gelen zikir yolları ise özel bir vird yolu olarak verilir.
- 2:40:34Zikir ve Namaz İlişkisi
- Zikir çok önemlidir ve kalpte yerleşmesi için özel şartlar toplanır: göz kapalı, huzur içinde, gece veya teheccüd namazında.
- Zikir dışarıda rabıtayı kuvvetlendirir ve namazda ihsan makamını bulmayı sağlar.
- İhsan makamı, Allah'ı görür gibi olmak için çalışılır ve zikre devam etmeyen kişi Allah'ı görüyormuş gibi ibadet yapamaz.
- 2:42:34Mürşit ve Terbiye
- Mürşit, insanı yola götüren kişidir ve terbiye şeyhi nefsin kötü huylarını verir.
- İmami Rabbani'nin Mektubat'ında, mürşidin gölgesi bile başta olan için kuvvetli zikirler yapmaktan evladıdır.
- Allah'ın dostu, Allah'a çok zikretmekten kendini kaybetmiş, mir'at olmuş, ayna olmuş ve tecelliye mazhar olmuş kişidir.
- 2:44:00Mürşit Seçimi
- Hadis-i şerifte, görüldüklerinde Allah akla gelen dostlar vardır.
- Kimin konuşması ilminizi artırıyorsa, kimin sohbeti sizi dünyadan soğutuyorsa, onlardan ayrılmamalısınız.
- Bir mürşitten ayrıldığınızda kalbinizde Allah'a karşı sevgi, dünyaya karşı soğukluk, ibadete heves ve Allah sevgisi artmışsa, o mürşit size uygundur.
- 2:45:17Şeriat ve İbadet
- Kur'an, sünnet, din ve şeriatın zahiri ortada olmasına rağmen, kadınlara kürek gibi uzatılmış ve kadın-erkek bir arada zikretmek yasaktır.
- Şeriat fasl eder, akla göre faziletli ameli tespit edemeyiz ve kendimize eziyet edeceğiz diye bir şey bize meşru edilmedi.
- Nefse eziyet vermek için kendini ayağından tavana asmak meşru değildir, oruç tutma veya iftarda az yemek yoluyla verilir.
- 2:47:25Tarikat ve İntisab
- Bir yere intisab olmadan bütün zatları sevmek, hiçbir yerde olmamak anlamına gelir.
- Resulullah, Hazreti Ali'ye özel zikir talim etmiştir, bu özel talimden nispet ve manevi irtibat vardır.
- Şeriat sohbeti için her düzgün konuşan ehl-i sünnet alimi dinlenebilir, ancak tarikat ve meşrebi için bu meşrepte olan mürşitlere intisab edilmelidir.
- 2:48:40Tarikat ve Hatm-i Şerif
- Ali Haydar Efendi, İsmet Baba dergahında bir paşanın haddisine katılmaya çalışırken, Abdülhakim Arvasi'ye bağlı Eyüp Tekkesi'nden gelen büyük şeyh efendi kabrinin fatihasını okumak için gelmiştir.
- Ali Haydar Efendi, keşfi olan bir kıtmir yalını (Osmanca kahi) yazarak, kapıyı hoşça beklemeyi öğretmiştir.
- Hatm-i Şerif, özel bir tarikat değil, tarikatçıların sünnetidir ve nispet ve feyiz-i nikasi yansıması vardır.
- 2:49:35Tarikat ve Şeriat İlişkisi
- Kaşgari dergahında veya Arvasi dergahında hatm-i şerif yapıldığında, orada olmayan kişi de bağlantısı sayesinde feyiz alabilir.
- Şeriat ilmi ise ehl-i sünnet alimlerden ders okunabilir.
- Sünneti hasene çıkartmakta, la ilahe illallah zikrini günde beş bin tertip etmek gibi bir tedavi metodu olabilir.
- 2:50:28Tarikat Terbiyesi ve Mürşit İlişkisi
- Tarikat dersi almak vacip değil, aldıktan sonra yapmak vaciptir ve adak hükmündedir.
- Mürşid kamil değilse de, mürşidin mürşidi kamil ise, mürşidin mürşidi kamil ise yine o silsileden ona feyiz gelir.
- Mürşit olmayıp müttehi (müteşeyyih) olan kişi, şeyhlik taslayan şeyh bozuntusudur ve silsilesi yoktur.
- 2:52:18Silsile ve Mürşit Özellikleri
- Silsile, mürşidin kim olduğu, icazet verdiğine dair şahitlerin kim olduğu ve halifeliğin varlığı gibi konuları içerir.
- Silsile zincir demektir ve halkaları birbirine ekli olmalıdır, kopukluk olursa irtibat kopar.
- Nakıs mürşid, seyri sülük makamlarını bitirmemiş, fena kalmış veya fani olmuş olabilir.
- 2:53:58Kamil Mürşit Özellikleri
- Kamil mürşit, şeriatın zahirinin alimi olmalıdır, aksi takdirde müridi nerden sakındıracağını bilemez.
- Mürşid-i kamil olup da müridinin sorduğu soruyu başka bir alime yönlendirebilir, bu onun kamilliğine sıkıntı vermez.
- Mürşid, müridinin müşkillerini şeriatın zahiri ve batın konularında çözüme kavuşturabilecek vasıfta olmalıdır.
- 2:55:14İlim ve Bereket
- Ne kadar tazim, hürmet ve edeple seyredersen o kadar şeye nail olursun.
- Yatarak dinlersen ilme nail olursun, ancak bereket ayrı bir şeydir.
- Bereket, ilimden faydalanma demektir ve edep ve hürmetle duyan kişi kırk tane yayık yapıp çıkarır.
- 2:55:53Allah Dostlarının Yüzüne Bakmak
- Zorluk çekenler yaklaştıracak şeylere vesile olması gerekir, örneğin Allah dostunun oturduğu oda veya post gibi yerler.
- Allah dostunun yüzüne bakmak ibadettir, bu Hazreti Ali'ye mahsus bir özellik olarak belirtilmiştir.
- Velilere bakmak alimin yüzüne bakmak demektir ve Allah'ı bilen arif kastedilmektedir.
- 2:56:43Büyüklerin Yüzüne Bakma Edepleri
- Büyüklerin yüzüne keskin bakılmaz, göz göze bakılmaz, ancak hırsızlama bakılır.
- Hz. Muhammed'in yüzüne bakılamıyordu çünkü nur olduğu için, onu çocukken gören İbn Ebiha ile Hazreti Ali hilyeyi tarif edebildi.
- Abdullah bin Amr bin As, Hz. Muhammed'in heybetinden iclal ve tazim olduğunu, hiç bir zaman göz dolusuyla cemaliyle gözlerini dolduramadıklarını belirtmiştir.
- 2:57:21Kutupların Görülmesi
- Kutupların yüzüne bakmak zordur, bir mürid Osman Hattab'ın Mekke'de bir kutbu görmek istemesi üzerine, zat geldiğinde Osman Hattab'ın kafasını kaldıramadığı anlatılmaktadır.
- Kutuplar geldiğinde bir fatiha ve lilafi okur, kalkarken de "Bu Osman, iyi ihtimam göster şeyhine bu ricalullahtan olacak" derlerdi.
- Büyük velilerin nurdan bakılamadığı, ancak bakışa bağlı olduğu, hakaret gözle bakıldığında mahrum olunduğu belirtilmektedir.
- 2:58:52İntisap ve Teslim Olma
- Gönderilmek demek evvel intisap ettiği zat gönderiyor demektir ve teslim olacak kişi kendi gittiğine dair sebeb-i mucip parasa (şeriatsızlık görmek gibi) gider.
- İmam Gazali'ye göre, intisap edilen zatın emirlerine yıkayanın elindeki ölü gibi teslim olunmalıdır.
- Aklınızı başkasına kiraya vermeyin, Allah Resulü'nün verdiği kararda mukayyerlik yoktur, bu nedenle intisap edilen zatın halifesi olup olmadığı araştırılmalıdır.
- 2:59:55Şeriatsızlık Görünen Emirler
- Rastgele bir adama teslim olunmamalı, çünkü o adam da "karına dokunacağım, okunacağım" derse onu öldürmek gerekmez.
- Şeriata uygun olup, bağlandıktan sonra imtihan yapıldığında, zatın genel ahvalinde tam takva üzere olduğuna kanaat getirilirse, zatın zahiri şeriatsızlık gibi görünen bir şey emrettiğinde ne yapılacağı önemlidir.
- Hızır Aleyhisselam'ın ilmine az enbiya da Musa bile dayanamamıştır, bu husus müteşeklerin istismar ettiği bir konudur.
- 1:01:29Özel ve Genel Emirler
- Bir zatın genel ahvalinde müseccel bir şeriat abidesi ise, onun sana yaptığı şey genele vermez.
- Genele "bu gece girin evlere, bulduğunuz çuvalları çalın" dendiği anda bu şeriatsızlıktır, özele dendiği anda özele girer.
- Hızır Aleyhisselam'ın çocuğun kafasını koparması, çocuğun büyürse kafir olacağı için yapılmıştır, bu hadiseyi sadece Hazreti Musa görmüş ve kavrayamamıştır.
- 1:02:32Kehf Suresi ve Çocuk Meselesi
- Konuşmacı, Kehf suresindeki hadiseyi ve oradaki çocuğun hikayesini anlatıyor.
- Bir gazetede "Ey Allah, gecenin üçünde niye kin kustun? Bu çocukların ne günahı vardı da öldürdün?" şeklinde bir soru sorulmuş.
- Konuşmacı, çocukların günahı olmadığını, ana-babalarına şefaatçiler olduklarını ve cennet kuşları olduklarını belirtiyor.
- 1:03:07Hızır Aleyhisselam'ın Çocuk Hikayesi
- Konuşmacı, Hızır Aleyhisselam'ın bir çocuğu öldürdüğünü ve bu çocuğun yaşasaydı kafir olacağını, ana babasını da zorla gavur edeceğini anlatıyor.
- Bu durumun Kur'an'ın ayetiyle sabit olduğunu, hadis olsa bile milletin aklı kavramaz diye söylemediğini belirtiyor.
- Konuşmacı, bu ayeti inkar eden kişinin hiçbir alime göre Müslüman sayılmayacağını söylüyor.
- 1:03:53Hikayenin Hikmeti
- Allah'ın ana babasına acıdığını, çocuğa da acıdığını ve yerine bir kız çocuğu verdiğini, o kız çocuğundan on iki peygamber doğduğunu anlatıyor.
- Bu hikayenin hikmetinden sual olmaz, bir gün başlı başına konuşulabileceğini belirtiyor.
- Hz. Musa ile Hızır kıssasından gidilirse çok iyi çıkabileceğini söylüyor.
- 1:04:14Kur'an'da Muhal Farz Olmasının Önemi
- Eğer bu kıssa Kur'an-ı Kerim'de muhal farz olmasa ve hadis-i şerif diye anlatılsa, mevzu deyip atarlar veya menkıbe deseniz kısaca deyip bırakırlar.
- Kur'an'da olunca yapılan yorumları, zahirine bakan ve derine vukufiyeti olmayan insanlar nasıl baktıklarını anlatıyor.
- Kur'an'a inanıp akılla izah etmeye çalışan güruh için bu sayıyı nasıl izah edeceklerini sorguluyor.
- 1:05:01Ledün İlmi ve Veliler
- Ülül Azim peygamberin şeriatın zahirine göre hükmettiği için haklı olduğunu, Ledün ilminden olan manevi tarafını kabul etmek gerektiğini belirtiyor.
- Ledün ilminin sadece Hızır Aleyhisselam'a mahsus olmadığını, Buhari'de geçmiş ümmetlerde ilham alan muhaddesler olduğunu söylüyor.
- Hz. Ömer'in de bu gibi ilhamlara mazhar olduğu bildirildiğini, sahabe veliden aladır ama veli sınıfındandır diyor.
- 1:06:42Hızır Aleyhisselam'ın İşinin Hikmeti
- Hızır Aleyhisselam'ın işinde zahiren çocuğun kafasını koparılması şeriat'a muhalif olmadığını belirtiyor.
- Nakşibendi'nin bir müridine çuval çalmasını söylediğini, o eve o gece hırsız girdiğini ve çuvalda adamın altınları olduğunu anlatıyor.
- Nakşibendi'nin sadık bir müridini korumak için çuvalı çaldırdığını, zahiri şeriata muhalif bir şey yapılıp da hikmeti izah edilmedik bırakılmaz diyor.
- 1:08:05İman Kurtarma Devri
- Bediüzzaman Said Nursi'nin "devir tarikat devri değil, iman kurtarma devridir" ifadesi, günümüzde itikat bozukluklarıyla artan İslam'ı kurtarmak için önemli bir mesajdır.
- Günümüzde İslam'ın artmasından ziyade kalite ve seviye meselesi önemlidir; cahili bulup öğretmek daha kolay olsa da, sahabeye sövmeye başlayan veya kaderi inkar eden kişileri tamir etmek çok zordur.
- Tarikatlar, İslam'ın ehl-i sünnet itikadını muhafazayı en iyi yapan kurum ve kuruluşlardır; Osmanlı'dan Cumhuriyete geçişteki kopuklukları gidermek için gizli gizli çilehanelerde bu işi korumuşlardır.
- 1:13:29Tarikatların Vazifesinin Değişimi
- Tarikatlar artık seyri sülük vazifesinden ziyade şeriatın zahirini muhafaza etmektedir.
- İman, ilim, amel, ihlas üç yüzdür; tarikat ve hakikat ve marifet hepsi son düz olan ihlası tamamlamak içindir.
- İlk asırda herkes görerek birbirine intikal ettiriyordu, ancak zaman bozuldukça kurumsallaştırdılar ve sünneti hasene meşru etme hakkı verdiler.
- 1:15:50Seyr-i Sülük ve Mürşit
- Seyr-i sülük bir meslektir; tıp, mühendislik gibi mesleklerde olduğu gibi, seyr-i sülükte de ustasının yanında iktisası fazlaysa daha çok insanlar fayda görür.
- Yarım usta ev yıkar, yarım doktor can yakar, yarım hoca din yıkar; mürşit yarım olmaz, mürşit olmayıp mürşidim diye çıkan insanları uçuruma götürür.
- "Kim ölürken zamanının imamını tanımadan ölürse cahili cahiliye ölümüyle ölmüştü" hadisi, günümüzde tarikat ehlinin intisabının onları kurtaracağını göstermektedir.
- 1:17:49Müslümanların Halifesi ve İmamı Kebir
- Dünya üzerinde Müslümanların halifesi ve İmamı Kebir yoktur.
- Zamanının imamını tanımadan ölen kişi, kendi çapında bir zatı tanıdığını ve imam olarak tayin ettiğini söyleyebilir.
- Mevla, gücün olmayan şeyi sana teklif etmez.
- 1:18:40Mürşit-i Kamil ve İman
- Son nefeste mürşit-i kamil'in ruhaniyeti gelip kişinin imanla gitmesine vesile olabilir.
- Mürşit-i kamil'in vesile olması için kişinin dünyada ona tabi olması, emirleri tutup yasaklardan kaçması gerekiyor.
- Mürşit-i kamil'in vesile olması, kişinin yaşattığı hayatla gerçekleşir, son nefes gelişiyle değil.
- 1:19:22İblis ve İman
- İblis imanı çalmak için musallat olur ve son nefese gelir.
- İblis herkese musallat olabilir, ancak şüphesi olanlara şirk üzere gönderir.
- Şeytan insanı kafir yapamaz, içindeki kafirliği dışarı çıkarır.
- 1:20:36Son Nefes ve Yaşam
- İnsan yaşarken neyle meşgul olduğu, son nefeste nasıl olacağını belirler.
- "Yaşadığınız gibi öleceksiniz" sözü, insanların son dakikada bile dünyacılıkla meşgul olabileceğini gösterir.
- Tasavvufun amacı, her an geldiğinde meleklerin nasıl bulacağını düşünmek ve Allah'ın hatırına dert etmektir.
- 1:22:07Tasavvuf ve Mürşit Rabıtası
- Tahassür hasretini çekmek, olamadığına nedamet pişman olmak ve istemek, ulaşmanın yarısıdır.
- Ölüm rabıtası, kendini kabire elinden saymak şeklinde uygulanır ve insanı bir hizaya getirir.
- Tarikatın bütün merhaleleri ayet ve hadisten kaynaklıdır, asılsız ve kaynaksız değildir.
- 1:23:18Tasavvuf Kitapları ve Mürşit Arayışı
- Konuşmacı "Rabıta" ve "Tasavvuf Risalesi" adlı kitaplarını yazmıştır.
- Türkiye'de kamil ve mükemmil mürşit sayısı bir elin parmakları kadar azdır.
- Mürşit arayışında ilim önemlidir, zahiren de olsa mürşit diye duymakla yetinmemek gerekir.
- 1:25:28Mürşit Arayışında Deneyimler
- Konuşmacı yedi yaşından beri evliya peşinde dolandığını ve naz ne ikrama çok itibar ettiğini belirtiyor.
- Mürşit arayışında kıskançlık ve gayret vardır, bu nedenle konuşmacı muhafaza edilmiştir.
- Mürşit arayışında kalpten geçenler mazurdur, ancak dil konuşmadıkça.
- 1:27:05Mürşit Arayışının Sonuçları
- Mürşit arayışı bir borazanlık, hakka delalet, namaza başlamama vesile olabilir.
- Konuşmacı belli bir tarikattan bahsetmediğini, şeriat sohbeti yapacak insanları Kur'an'a, sünnete davet ettiğini belirtiyor.
- Mürşit arayışında nasip meselesi vardır, bazen çok dert etse de hiçbir şey olmayabilir.
- 1:28:36Evliyalar ve Allah İçin Sevgi
- Evliyalar tehlikeli adamlar olabilir, geceleri çıkıp ok atabilirler.
- Allah için sevmek en büyük ameldir, hasımlı kısımlık, maddi menfaati hiçbir beklentisiz, ivazsız, gaasız sevmek gerekir.
- Allah için sevmek, Rasulullah'ın varislerine, vekillerine, halifelerine ve alimlere karşı uygulanmalıdır.
- 1:30:13Alim Kavramı ve Varislik
- Alim, ilmiyle amel edendir, akademik ünvan alimlik vasfı vermez.
- İlminin zahirine varisi olan muhaddis, ilminin batına varisi olan evliyaullah, hem zahiren hem batıda varisi olan ise tam varis kamildir.
- Konuşmacı, Osmanlı'ya ve ecdadına büyük saygı duyduğunu belirtiyor.
- 33:20Muhyiddin Arabi ve Osmanlı Devleti
- Muhyiddin Arabi'nin ilham yoluyla keşif ve mülhem olduğu belirtiliyor.
- Yavuz Selim'in Muhyiddin Harbi'nin kabrinin bulunduğu yerde külliyeyi yaptırdığı ve Selim Camii'nin orada bulunduğu söyleniyor.
- Muhyiddin Arabi'nin kabrinin sahabeden sonra devletlerin en düzgünü olan Osmanlı Devleti'nde olduğu ifade ediliyor.
- 1:34:00Osmanlı'nın İslam Devleti Olarak Değerlendirilmesi
- Vail Hoca'nın, Şam'a ulemasından ve Muhyiddin Arabi'ye düşkün bir araştırmacı olduğu belirtiliyor.
- Vail Hoca'nın, Muhyiddin Arabi'nin yazmalarını altı-yedi yüz sene evvel el nüshalarıyla görmüş ve sonradan istinsah olmaya benzemediğini, uydurulmakla alakası olmadığını vurguladığı söyleniyor.
- Osmanlı'nın hatası en az olan İslam devletleri içinde, ehl-i sünneti en iyi yaşayan ve yaşatan, özellikle Hanefi fıkhına tabi olduğu belirtiliyor.
- 1:35:23Osmanlı'nın İhya Edilmesi ve İslam'ın Geleceği
- Osmanlı'nın ihya edilmesinde bir anı ve hatıra olduğu, diğer kafirlerin eski krallıklarını sembolik de olsa yaşatmaları gibi olduğu belirtiliyor.
- İslam'ın geleceği Kur'an, Sünnet, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'te olduğu, ecdadımızın tecrübelerinden faydalanarak onları ilerleten istikamete yönelmek gerektiği vurgulanıyor.
- Son yüzelli iki senede İttihat Terakki'nin Türklerin başına açtığı belalar, kafir hayranlığı ve Avrupa medeniyetine hayranlık gibi çöküş dönemleri olduğu belirtiliyor.
- 1:36:19Sünnet ve İslam'ın Yükselişi
- Hadis-i şerifte "Ümmetim sarığı indirince izzetlerini Allah'a indirecektir" ifadesi aktarılıyor.
- Yükseliş dönemindeki padişahların sarıklarının büyüklüğüne bir duraklama ve çöküş dönemindekilerin sadece fes kalmış olduğu belirtiliyor.
- Hadis-i şerifte "Ümmetim benim sünnetime uydukça korkuları kalplere, düşmanlarının kalplerine salınacaktır" ifadesi aktarılıyor.
- 1:37:21Osmanlı'nın Vasiyetleri ve Gelecek Umutları
- Osman Gazi'nin vasiyetlerinde ayetten, hadisten fetva çıkaracak müçtehitler derecesinde alimler yetiştirilmesi gerektiği belirtiliyor.
- Molla Güraniler, Molla Fenariler gibi kişilerin bu vasiyetlerin zuhuratı olduğu söyleniyor.
- İslam'a meyil ve rağbetin var olduğu, bir dönüşün olacağı ve bu sevgi varsa ulaşılacağı umut ediliyor.
- 1:38:00Programın Kapanışı
- Cübbeli Ahmet Hoca ile tasavvufu ve tasavvufa dahil olanları, güncel konuları ve izleyicilerin gönderdiği soruları konuşmaya çalıştıkları belirtiliyor.
- Haftaya cumartesi gecesi saat 24'te CNN Türk ekranlarında yine "adı başka ama aslı aşka tekabül eden güzel şeyleri konuşmak için" huzurlarında olacakları söyleniyor.
- Yayında yapımda emeği geçen tüm dostlara, kameramanlara, rejiye, ulaşım ekibine ve kurum içerisinde çalışan herkese teşekkür ediliyor.