• Buradasın

    Tarikatlar ve Devlet İlişkileri Tarihsel Analizi

    youtube.com/watch?v=MubrpkP14jQ

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir konuşmacının (Engin Deniz olarak belirtilen) tarikatlar, dinler ve devlet arasındaki ilişkileri anlattığı eğitim içerikli bir söyleşidir. Konuşmacı, sosyolojik perspektiften tarikatların yapısını, devletle olan ilişkisini ve tarihsel gelişimini açıklamaktadır.
    • Video, tarikatların dinlerden farklılıklarını ve sosyolojik özelliklerini anlatarak başlayıp, Osmanlı Devleti'ndeki tarikatlarla ilişkileri kronolojik olarak ele almaktadır. Selçuklu döneminden başlayarak Osmanlı dönemindeki "uzlaşma, devletleşme ve tasfiye" dönemlerini, II. Mahmut dönemindeki reformları, Tanzimat dönemi düzenlemelerini ve son olarak Atatürk döneminde tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması sürecini kapsamlı şekilde incelemektedir.
    • Videoda ayrıca tarikatların üyelerini nasıl devşirdikleri, beş aşamalı endoktrinasyon süreci, psikolojik baskı yöntemleri ve devlete sızma stratejileri detaylı şekilde ele alınmaktadır. Osmanlı döneminde Melamiler, Nakşibendiler ve Mevlevis gibi farklı tarikatların özellikleri, Fatih Sultan Mehmet'in tarikatlara bakış açısı ve 19. yüzyılda tarikatların devletle olan ilişkilerinin değişimi gibi konular da anlatılmaktadır.
    00:09Tarikat ve Din Arasındaki Farklar
    • Sosyolojik olarak inanç piramidinde din, mezhep ve tarikat sıralaması vardır, ancak aslında bu piramit tersine bir evrim gösterir: tarikat önce mezhebe dönüyor, ardından da mezhepten değişerek başka bir din halini alıyor.
    • Sosyolog Max Weber'e göre tarikatları ve dinleri ayıran nokta yeni üye bulma metotlarıdır; tarikatlar incelemeden geçirilen kişileri kabul ederken, dinler insanın içinde doğduğu kurumlardır.
    • Tarikatlar kendi kendini gru messi peygamber kurucu ilan eden karizmatik bir lider, mutlak dini otorite, mehdilik ve mesihlik iddiası gibi özelliklere sahiptir.
    01:49Tarikat Yapısı ve Devlet İlişkisi
    • Tarikatlar kendi içerisindeki hiyerarşik yapısı gereği alternatif bir devlet tanımıdır.
    • Devlet, toplumun siyasal örgütlenişi ve örgütlerinin tümüdür; insanın yapamayacağı işleri yapabilen, ideal koşullarda objektif ve adil bir yargı sunabilen bir sistemdir.
    • Devlet sisteminin dışında başka bir sistem bulunmaması gerekir, aksi takdirde erozyona uğrayabilir ve tiranlığa dönüşebilir.
    03:35İslam ve Tarikatlaşma
    • İslam dininin devletleşme sürecinde yaşanan çatışmalardan dolayı çeşitli ekoller ve tarikatlar oluşmuştur.
    • Tasavvuf yapısı gereği buna en uygun olan aracı olmuş, İslam'ın coğrafi yayılmasıyla etkinleşen alan artmıştır.
    • Gazali tarafından doktrin haline getirilen tasavvuf, yoruma açık bırakılması sayesinde tarikatlaşma için uygundur.
    04:43Tarikatların Devletleşme Süreci
    • Tarikatlar büyüdükçe doğası gereği devletleşir; örneğin bir tarikat lideri başlangıçta bir yurt açar, sonra sponsorlar, belediye başkanları ve siyasetçilerle ilişkiler kurarak yükselmeye başlar.
    • Tarikat sadece yozlaşmış bir sistem değil, aynı zamanda yozlaştırıcı bir sistemdir; siyasetçileri de bu forma sokabilir.
    • Tarikatların dünyada sayısız örneği vardır; örneğin 1978'de Cem Jones tarikatı devletleşmeye giderken, devlet yetkililerinin dikkatini çekince lideri intihar edilmesini emreder ve 500 kişi intihar eder.
    07:08Tarikatların Türkiye'deki Etkisi
    • Cumhuriyet'in ilk kurulduğu tarihten beri yaşadığı problem, Osmanlı döneminden kalma otorite sorunu ve halkın kolaylıkla sürü halinde manipüle edilmesidir.
    • Tarikatların kendi kuralları, yargıları, cezaları, sistemleri ve liderleri vardır; bir mini devlet niteliğindedir ve bu sistemin bir devlet içerisinde var olması mümkün değildir.
    • Atatürk tekke ve zaviyeleri kapatmış, tarikatlar bu açık savaşı kaybederler ve çok partili döneme geçişle devleti yenmek değil, devletle eş zamanlı var olmak için vakıflar ve derneklerle varlık bulmaya başlarlar.
    08:33Tarikatların Eğitim Stratejisi
    • Bediüzzaman Said Nursi, diğer tarikatların yapamadığını yapar; mürit toplamak değil, mürit yetiştirmek yani eğitim stratejisini benimser.
    • Tarikat endoktrinasyonu kolaylıkla gerçekleştirebilir, ancak kendin yetiştirdiğin bir mürit sorgulama yeteneğine sahip olamaz.
    • Tarikatlar bir çocuğun elinden hayatlarını alır, bir daha normal bir insan olarak yaşamını sürdüremez, mantıklı bir tepki veremezler ve tamamen ezbere yaşarlar.
    10:31Tarikatların Çocukların Gelişimine Etkisi
    • Genel güvensizlik ve korku aşılarak sosyal izolasyon yaşanır, bu da tarikatların hedeflediği durumdur.
    • Tarikatın elindeki çocuk beyni, "dinle bu kadar basit" şeklinde eğitilirken, özerklik, utanç ve şüphe gibi önemli beyni gelişim özelliklerine sahip olamaz.
    • Tarikatta büyüyen çocuğun karakteri belli edilmeyen bir baskı sonucu erozyona uğrar, bu nedenle tek tip şahıslar görülür.
    11:00Çocukların Gelişim Aşamaları
    • Üç yaş civarında çocuk özerklik için çabalar, karakteri oluşur ve bu karakterin oluşması destekle güçlenir, baskıyla zarara uğratılır.
    • Beş yaşına kadar çocuklar bir benlik bilinci geliştirmiş olurlar ve ebeveynlerini ilk idealleri, rol modelleri olarak görürler.
    • Bu aşamada anne-baba ile özdeşleşme ve cinsiyete özgü tercihler yoluyla vicdan oluşumu gerçekleşir ve çocuk aile dışında sosyal ilişkiler koymaya başlar.
    12:30Tarikatların Özel Eğitime Etkisi
    • 1965 yılında 625 sayılı kanunla tarikatların özel eğitime el atmalarının önü açılmış, 1980 darbesinden sonra bu etkinlikler hızlanmıştır.
    • Tarikatlar siyasi amaçlarla baskı yaparak istediklerini elde etmeye başlamış ve toplumdan gelen tepki üzerine "badem bıyıklılar" olarak evrim geçirmişlerdir.
    • Bu yeni versiyonlar sakallı ve şalvarlı olan diğer tarikatçılar kadar göze batmaz ve sızabilirler.
    13:08Tarikatların Beyin Yıkama Stratejileri
    • Tarikatlar insanların zayıflıklarını ve korkularını tanıma konusunda uzmandır ve beyin yıkama yöntemlerini insanların korkularına göre uyarlarlar.
    • Psikolojik baskı ve etkileme potansiyeli yeni üye ile ilk temaslarda başlar ve üyeler devşirmeye çalıştıkları insanlarda bir özlem uyandırmayı amaçlar.
    • Tarikatçılar dışarıdan gelen insanlarla sohbet ederken asla normal bir sohbet yapmazlar, her zaman yeni üye kazanma niyetleri vardır.
    13:51Yeni Üyeleri Devşirme Teknikleri
    • Tarikatçılar, ilk aşamada gerekirse taktiksel nedenlerle kendi öğretilerini inkar etmekten çekinmezler çünkü önemli olan her şeyden evvel bir güven kurmaktır.
    • Yeni üyeler, aşırı dozda şefkat ve grup dayanışması ile coşkulu bir duygu senfonisi yaşarlar ve böylelikle yapay bir şekilde özgüvenleri ve büyük bir mutluluk imajı aktarılır.
    • Tarikat üyeleri çok arkadaş canlısı, açık fikirli ve yardımsever göründüklerinden ilgilenenler onlara güvenmemek için hiçbir neden bulamazlar.
    15:32Tarikatın İkinci Fazı: Kurtuluş Doktrini
    • Acemiler kurtuluş vaatleri ile cezbedildikten sonra tarikatın ana özellikleri ile tanışacaklar ve tarikat içerisinde zaman geçirmeye başlayacaklardır.
    • Giriş öncesi tarikatın yapısına göre sohbetler, kurslar, seminerler, Kur'an çalışmaları, sosyal etkinlikler ve kasetler aracılığıyla gerçekleştirilir.
    • Duygusal düzeyde aşırı baskı, tarikatların stratejisinin bir parçasıdır ve duygusal ve dini karışıklık eleştirilerin üstüne örter.
    16:35Yeni Üyelere Ideolojinin Verilmesi
    • Yeni üyelere ideoloji yalnızca küçük parçalar halinde verilir, çünkü tarikatın tüm kuruluş öğretisi bir kerede ifşa edilmiş olsaydı şüphelenirlerdi.
    • Yeni üyeler için hızlıca deneyimler sağlanır, ancak sözde kurtuluşa ulaşmak veya satın almak zorlu ve yavaş bir süreçtir.
    • Ancak müritler asla mutlak kurtuluşa ulaşamayacaklar çünkü tarikatın en önemli önceliği müritleri asla hedefine ulaştırmamasıdır.
    17:10Tarikatların Beyin Yıkama Süreci
    • Tarikatlar, takipçileri üzerindeki gücünü korumak için mutlak kurtuluşa ulaşma yolculuğunu bir hedef olarak sunarlar, ancak bu yolculuk asla tamamlanmaz.
    • Tarikatlar, müritleri dahil etmek için karışık formlar oluşturur; güçlü ideolojik kafa yıkamadan geçmiş eski üyeler tam zamanlı olarak dahil olurken, diğerleri boş zamanlarında sempatizan olarak çalışırlar.
    • Tarikatlar, üyeleri günlük rutinlerle (din anlatımı, bağış toplama, ritüeller) yüzleşirken, beklentilerini karşılamayanları ahlaki baskı, sevgi ve şiddetle cezalandırır.
    18:28Tarikatların Yayılma Stratejileri
    • Tarikat üyelerinin yeni üyeleri ikna etmek için tarikatın düşünce sistemini birebir devralması gerekir, bu da kısa sürede tarikatla özdeşleşme sürecine başlar.
    • Doktrinasyon tarikatı yaymada etkilidir, bu nedenle birçok tarikat yeni üyelerini reklam ve genişleme faaliyetlerinde erken aşamalarda dahil eder.
    • Tarikatlar, üyelerini "insanlığı kurtuluşa götüren seçilmiş bir eliter gruba dahil" ettikleri hissine kavuştururlar.
    18:58Çevreden Yabancılaşma ve İzolasyon
    • Tarikatlar, yeni takipçileri çevrelerinden uzaklaştırmaya çalışır; tam izolasyon ise gruba entegre olduktan sonra oluşur.
    • İzolasyonun amacı, üyeleri dış dünyadan gelen istenmeyen etkilerden korumaktır; özellikle akrabalar ve arkadaşlarla olan ilişkiler kesilir.
    • Bazı tarikatlar üyelerini yurtdışına gönderir veya şehirler arasında ailelerinden uzaklaştırır; Türkiye'de en büyük örneklerinden biri FETÖ'dür.
    20:41Tarikatların Özel Dil ve Kimlik Yapısı
    • Çoğu tarikat kendi ideolojileri için özel bir dil geliştirir ve basit şeylere bile Arapça isimler konur.
    • Üyeler, bu özel dil kullanarak manevi, mistik ve dini bir alana girdiklerini sanırlar.
    • Tarikatlar eş seçimlerinde gerçek yüzlerini gösterir; sorgucu olan partnerlerini tarikata çekmezlerse, ahlaki baskı kullanarak onları ayırmaya çalışırlar.
    21:01Tarikat İdeolojilerinin Pekiştirilmesi
    • Gruba entegre edildikten sonra telkinler azalmadan devam eder; ritüellerin tekrarı ve aşırı talepler üyenin asıl kimliğini yeniden kurmasını engeller.
    • Tarikatlar için en büyük tehlike, üyelerin gençlik, aile ve küçüklük anılarıdır; bu nedenle tüm geçmiş deneyimler ve yaşam değersizleştirilir veya günahkar olarak adlandırılır.
    • Yeni üye kendi geçmişini yalnızca utançla hatırladığında tarikat amacına ulaşır; baskı altında kalan zeki bireyler ise depresyonlar ve intiharlarla sonuçlanabilir.
    22:37Tarikatların Devlet Sızması
    • Endoktrinasyon tamamlandıktan sonra tarikatlar devlete sızma sürecine başlar; yetiştirilen öğrenciler artık meyve veriyor.
    • Tarikatlar, devleti ele geçirme zorunluluğunu çocuklara baştan öğreterek, kendilerini "Mehdi" olarak göstereceklerini ima eder.
    • Tarikatlar, Atatürk'ü "Deccal" pozisyonuna konurken, kendi liderlerini mehdilik makamına yerleştirir.
    23:38Tarikatların Siyasi Etkisi
    • Tarikatlar, devlet sistemlerine sızınca artık edilgen pozisyonda değildir; siyasetçiler onların ayağına gelir.
    • Siyasetçilerin seçim korkusu varken, yuvalanmayı başarmış tarikatların böyle bir derdi yoktur.
    • Siyasetçileri kıskacı alan tarikatçılar, normal yolla giremedikleri yerlere girmeleri için destek isterler.
    24:38Tarikatların Tarihsel Gelişimi
    • Türklerin Müslüman olması ile birlikte tarikatlarla ilişkiler başlamıştır; Horasanlı Türklerde 8. yüzyıldan itibaren tasavvufi yapılar ortaya çıkmıştır.
    • Moğol istilası sonrası Anadolu'ya göçlerle tarikatlar ve tasavvuflar yoğunlaşmaya başlamıştır.
    • 13. ve 14. yüzyıllarda Ruhilik, Vadilik, Faillik ve Refahilik gibi silsileleri Anadolu dışında oluşmuş tarikatların temsilcileri Anadolu'ya gelmiştir.
    25:41Selçuklular ve Tarikatlar
    • Selçukluların tarikatlara karşı yürüttüğü politika "denge politikası" olmuştur; devlet daha çok bu gruplar arasındaki uyumu korumaya çalışmıştır.
    • Selçuklu devleti tarikatları ve mezhepleri geniş bir hoşgörüyle ele almıştır, ancak batini ve şiir akımlarının oluşturduğu tehditlere karşı tedbirler almıştır.
    • Dervişler Anadolu'nun her köşesine giderek hem Müslümanlaştırır hem de Türkleştirme gayesinde "eller kalpleri fethetme" stratejisi uygulamışlardır.
    27:29Selçuklu Döneminde Tarikatlar
    • Selçukluların ilk dönemlerinde Anadolu'ya gelen dervişler, köylere isimlerini vererek batıya doğru ilerleyerek zaviyeler açmış ve bölge halkında güç edinmişlerdir.
    • Tarikatlar sosyal ve dini anlamda önemli propaganda ve kültür yerleri olmuş, yeni açılan memleketlere yerleşen Türklerin yerleşim ve teşkilatlanma merkezleri haline gelmiştir.
    • Köyler ve kentler devletin kurduğu merkez etrafında değil, tarikatların etrafında şekillenmiştir.
    28:36Tarikatların Devletle İlişkisi
    • Başlangıçta kalkınma ve imar göreviyle hareket eden tarikatlar zamanla devletleşerek bir memnuniyet şeklini almaya başlamıştır.
    • Selçuklu sultanları, büyük hürmet besledikleri şeyh ve dervişler için tekkeler ve zaviyeler kurmuş olsa da, bu müesseseler zamanla amacından saparak parazit haline gelmiştir.
    • Anadolu Selçuklu Devleti tarihindeki en büyük ayaklanma Baba İsyanı (1239) Baba İlyas'ın öncülüğünde gerçekleşmiş ve devletin sonunu getirmeye yetmiştir.
    29:35Osmanlı Devleti ve Tarikatlar
    • Osmanlı Devleti kuruluşunda ve devletleşme sürecinde tarikatlardan istifade edilmiş, bu ilişki üç döneme ayrılır: uzlaşma, devletleşme ve tasfiye.
    • Osmanlı Devleti, tarikatların sağladığı kolaylıklardan hızlıca istifade etmiş, yükselme döneminde tarikatlar devlet sisteminin içine entegre edilmiştir.
    • Melamiler, tarikatlardan farklı olarak dünyevi faaliyetlerinin çok az olduğu, Kur'an merkezli bir İslam tasavvuf felsefesine sahip olan bir grup olmuştur.
    33:30Nakşibendi Tarikatı
    • Şah İsmail, tasavvufi grupları kendi hedefleri çerçevesinde ve Osmanlı Devleti aleyhine stratejik olarak etkilemeye başlayınca, Sünni ulema ve şeyhler devlet katında önemli bir değer elde etmiştir.
    • Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin, sultanın tasavvufa intisap etmesini reddetmiş ve devlet ve millet işlerini düzgün idare etmenin daha faziletlidir demiştir.
    • Nakşibendi tarikatı, Fatih'in vefatından sonra yayılma imkanı bulmuş, Molla Abdullah İlahi İstanbul'a gelerek Zeyrek Camii'nin yanındaki medreseye yerleşmiştir.
    36:2116. ve 17. Yüzyıllarda Tarikatlar
    • 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarında devlet ve tarikat ilişkilerinde büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır.
    • Mevlevilik Osmanlı Sultanlarının ilgi duyduğu ve desteklediği tarikatlar arasında yer almış, bazı görevler işlenmeye başlamıştır.
    • 17. yüzyılda Nakşiler Doğu Anadolu'da ve özellikle Bursa'da faaliyetlerine devam etmiş, Kadızade Mehmet Efendi'nin hareketiyle medrese-tekke kavgası tansiyonu artmıştır.
    37:5519. Yüzyılda Tarikatlar
    • III. Mustafa döneminden itibaren tasavvufi tarikatlarda bir çözülme başlamış, şehitlik makamının ehliyet aranmaksızın babadan oğula geçmesi tehlikeli durumlara sebep olmuştur.
    • 19. yüzyılda Osmanlı yönetimi ve tarikatlar birbirlerine karşı oluşturdukları tehlikenin farkındaydı, adeta bir soğuk savaşı yaşanmıştır.
    • Tekke şehirlerinin kontrollerinde bulundukları vakıflar ve toplumda elde ettikleri manevi gücü sayesinde sufiler ekonomik imkan sunmaktaydı.
    38:47Osmanlı İmparatorluğu'nda Tarikatların Kontrolü
    • Yeniçeriler devlete kul olmaktan çıkıp idareye karşı politik bir güç pozisyonuna yükselmiş, bu durum karşısında Osmanlı yönetimi mevlevilik-yeniçeri-bektaşi birliğinden doğan gücü dengelemek için destek vermiştir.
    • II. Mahmut 1711 yılında bir fermanla tarikatları denetim altına almaya başlamış, tekke sisteminde düzenlemeler yapmıştır.
    • Fermana göre bir tarikatın merkez tekkesi olmalı, diğer tekkelerin yönetim ve denetimi buradan yapılmalı, vakıfları da Evkaf-ı Hümayun Nezaretinin kontrolünde olmalıdır.
    40:13II. Mahmut'un Yeniçeri Ocağı Reformu
    • II. Mahmut tarikatların gücünü ve tehlikesini iyi biliyordu, özellikle Bektaşi tekkeleri ve onların kontrolü altındaki yeniçeri ocakları onu en çok korkutuyordu.
    • 25 Mayıs 1825'te II. Mahmut yeniçeri ocağını kapatmak yerine eşkinci ocağını kurmuş, bu durum yeniçerileri ayaklanmaya sürüklemiştir.
    • 16 Haziran 1826'da yeniçeriler ayaklanınca II. Mahmut halkına yeniçerilere karşı savaş çağrısı yapmış, yeniçeri kışlaları top ateşine tutulmuş ve 6000'den fazla yeniçeri öldürülürken 20.000 civarında isyancı tutuklanmıştır.
    41:52Bektaşilik ve Tarikatların Yasağı
    • Bu olaya "Vaka-i Hayriye" (hayırlı olay) denilmiştir, Bektaşi tekkeleri kapatılmış ve malları kamulaştırılmıştır.
    • Bektaşilik komple yasaklanmıştır, başta Hacı Bektaş Ankara Tekkesi olmak üzere Antalya Abdal Musa Zaviyesi ve İstanbul'daki Bektaşi tekkeleri kapatılmıştır.
    • II. Mahmut'un büyük ıslahatları başlamış, tarikatlar tamamıyla şeffaf şekilde devlet yönetimine girmiş veya yok olmuştur.
    42:49Tanzimat Dönemi Tarikat Politikası
    • Tanzimat döneminde gerçekleştirilen ıslahatlar tarikat gruplarını ikiye ayırmıştır; Mevleviler gibi bir kısım tarikat mensubu reformları desteklerken, diğer bir kısım tarikatlar reformlara karşı çıkmıştır.
    • 1859'da Nakşibendi Süleymaniyeli şeyh Ahmet bir darbe girişimi yapmış, bu olay günümüzde Kuleli vakası olarak bilinmektedir.
    • 1866 yılında Şeyhülislamlık makamı altında Meclis-i Mesai kurulmuş, tekkeleri denetlemek ve idare işlerini kontrol etmek için oluşturulmuştur.
    45:02Nizamname ve Tarikatların Devlet Kontrolü
    • 15 Kasım 1856'da ilk Nizamname yürürlüğe girerken, tarikatların dini konularda neyi konuşup neyi konuşamayacağına devlet kararı verecektir.
    • Nizamname ile meşrutiyeti bulunmayan cami, mescit, türbe ve hanelerde zikir yapılması yasaklanmıştır.
    • Meclis-i Mesai'nin görevleri arasında tekkelerdeki atamalar, şeyhin görevden alınması, tekkelerin mimarı, ayinlerle ilgili hususlar ve tekkelerin mali problem ve ihtiyaçlarının giderilmesi bulunmaktadır.
    46:34Şeyhülislamlık ve Diyanet Nezareti
    • Tanzimat'la birlikte Şeyhülislam'ın görev ve yetki alanları daralmaya başlamış, bakan statüsüne getirilmiştir.
    • İttihat ve Terakki devrinde şeriye mahkemeleri de Adliye Nezaretine bağlanınca Şeyhülislam'ın etki alanı kısıtlanmıştır.
    • Ankara yönetimi, 1924 yılına kadar olan Osmanlı Devleti'nin dini-idari örgütlenmesini aynen muhafaza etmiştir.
    47:30Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuruluşu
    • Şeyhülislamlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından önce Şeriye ve Evkaf Vekaleti'ne sonra 3 Mart 1924'te Hilafetin kaldırılmasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'na dönüştürülmüştür.
    • Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tesis edilmesiyle Türkiye'de din konusundaki otorite tamamen Diyanet'in eline geçmiştir.
    • Diyanet İşleri Başkanlığı, merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşmaktadır ve ilk başkanı Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi olmuştur.
    48:38Tarikatların Yargılanması
    • Diyanet'in kurulması tarikatlar için bir felaket olmuştur çünkü tarikatlar, halkın dini konulardaki bilgisizliğinden ve korkusundan güç alıyordu.
    • 1925 Nisan ayında Nakşibendi şeyhi Şeyh Said, Türkiye'ye karşı isyan etmiş ve bu isyan hızlıca bastırılmıştır.
    • Türk milletinin din konusundaki cehaleti küçümsenmemeliydi çünkü 1920'ye kadar beşyüz yıldır çok fazla olay yaşanmıştı.
    49:47Tarikatların Kapatılması
    • Cumhuriyet'in yaşayabilmesi için tarikatların kapatılması gerekiyordu ancak bu karar vermek cesaret gerektiriyordu.
    • 30 Ağustos 1925'te Kastamonu'da Mustafa Kemal "Ölülerden medet ummak medeni bir cemiyet için lekedir" sözünü söylemiş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamayacağını belirtmiştir.
    • Birkaç ay sonra Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması Kanunu çıkarılmıştır ve Mustafa Kemal, Türk İnkılaplarının tam olarak yerleşebilmesi için en az onbeş yıla ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.
    50:54Karşı Devrim
    • İkiyüz yıllık süreç bu şekilde noktalanmış olsa da aslında noktalanmamıştır.
    • Fatih'in ölümünden sonra Nakşibendi'nin İstanbul'a yerleşmesi gibi, Atatürk'ün ölümüyle de karşı devrim başlayacaktı.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor