Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemini ve Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıktığı dönemdeki politikalarını anlatan bir tarih belgeselidir.
- Video, Türklerin Orta Asya'dan başlayarak üç kıtaya yayılma hikayesiyle başlayıp, 1875 yılında iflas eden Osmanlı İmparatorluğu'nun durumunu incelemektedir. Ardından II. Abdülhamid'in eğitim sistemindeki reformları, dış politikası ve özellikle Osmanlı-Hicaz demiryolu projesinin dünya çapındaki bağışları ve uluslararası katılımı detaylı olarak anlatılmaktadır.
- Videoda ayrıca Tanzimat döneminde temelleri atılan eğitim teşkilatının İstanbul dışına yayılması, ibtidailer, rüştiyeler, sultaniler ve darülmuallimler gibi yeni eğitim kurumlarının açılması, Rusya, İngiltere ve Fransa arasındaki rekabeti kullanarak Osmanlı Devleti'ni ayakta tutma stratejisi ve Almanya ile yakınlaşma gibi önemli hamleler de ele alınmaktadır.
- 00:29Türklerin Tarihi Yolculuğu
- Türkler, Orta Asya, Altaylar, Tanrı Dağları ve Ötüken'den başlayarak bozkırlardan, başı dumanlı dağlardan ve yaylalardan geçen olağanüstü bir yolculuk yapmıştır.
- Binlerce yıl içinde üç kıtaya destanlarla yayılan benzersiz bir hikaye olan Türkler, Horasan ve Maveraünnehir'de Semerkant, Buhara ve Taşkent'te dünya tarihini değiştiren buluşmalar yapmıştır.
- Osmanlılar, tarihin en büyük çeşitliliğini barındıran coğrafyaya altıyüz yıl boyunca adaletle hükmeden bir barış ve huzur nizamı kurmuşlardır.
- 03:02II. Abdülhamid Han'ın Tahta Çıkışı
- II. Abdülhamid Han'ın tahta çıktığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu sosyal, siyasi ve iktisadi açıdan son derece çalkantılı bir süreç yaşıyordu.
- 1875 yılında Osmanlı İmparatorluğu iflasını ilan etmiş, Balkanlar'da Bulgar ve Bosna-Hersek isyanları yaşanmış, muhtemel bir Osmanlı-Rus savaşı ortadaydı.
- Alacaklı ülkeler, borçlarını ödeyemeyeceğini söylemiş bir ülkeye yönelik intikam alma veya Osmanlıları yıkma tarzında bir politika geliştirmeye başlamışlardı.
- 04:19Osmanlı Topraklarının Parçalanması
- Geçen süre içinde devletin toprakları parçalanmaya fiilen başlamış, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Romanya, Bulgaristan, Girit, Kıbrıs, Mısır ve Tunus gibi yerler yabancı devletlerin katıldığı çeşitli müdahalelerle Osmanlı idaresinden ayrılmıştı.
- Doğu Anadolu'da Ermeni meselesi, Rumeli'de Makedonya sorunu gündeme gelmiş, toprakların uluslararası denetime terk edilerek özerk bir yapıya dönüştürülmesi görüntüsü altında koparılmak üzereydi.
- Osmanlı topraklarına alacaklıların şemsiyesi altında yerleşen yabancı şirketler, elde kalan son varlıkları da amansızca yağmalamaya başlamıştı.
- 05:34Meşrutiyet Dönemi ve Meclis
- 1876 yılından sonra Osmanlı Türkiye'si meşrut bir ülke olarak görülüyordu ve II. Abdülhamid'in padişahlığında Mebusan Meclisi ve Meclisi Ayan adı verilen ikinci bir meclis vardı.
- İlk dönemde 119 milletvekili gelmiş, bu milletvekillerinin Müslümanlarla gayrimüslimler arasında belirli bir denge vardı.
- Meclis açıldıktan sonra yapılan tartışmalara baktığımızda, Osmanlı-Rus savaşı çıkma ihtimali varken tüm milletvekillerinin Rusya'ya savaş açılması taraftarı olduğu görülüyordu.
- 06:43Meclis'teki Farklı Görüşler
- Bazı Ermeni ve Rum milletvekilleri kendi dillerinde görüşmeleri yürütmek istiyorlardı, ancak anayasa gereği görüşmelerin Türkçe yapılması ve milletvekili seçilmek için Türkçe bilme mecburiyeti vardı.
- Meclis başkanı Ahmet Vefik Paşa, anayasa gereği görüşmelerin Türkçe yapılması gerektiğini ve milletvekili seçilmek için Türkçe bilme mecburiyeti olduğunu belirtti.
- Vilayetler kanunu hazırlanırken de Müslüman milletvekilleri ve gayrimüslim milletvekilleri farklı şeyler söylemeye başlamış, meclisin çalışmalarında sorun olabileceğini gösteriyordu.
- 08:02Meclisin Dağılması
- İlk meclis 1877 yılı 19 Mart'ında çalışmalara başlamış, Haziranda görevini tamamlamış ve 1877'nin ikinci döneminde yeni bir meclis oluşmuştu.
- İkinci mecliste 96 milletvekili vardı, bunların 56'sı Müslüman, 40'ı gayrimüslim olup, 56 Müslüman milletvekilinin hepsi Türk kökenli değildi.
- II. Abdülhamit, savaş ortamında milletvekillerinin ülke çıkarlarını düşünmediğini, kendi çıkarlarını daha ön planda tuttuklarını düşünerek meclisi tatil ettiğini duyurmuştur.
- 09:50Yeni Yönetim ve Yabancı Okullar
- Ağır bir mağlubiyetle sonuçlanmaya doğru giden Rus savaşı'nda toplum tarafından düşülen durumun sorumlusu olarak görülmeye başlayan ve büyük bir tepki toplayan meclisi dağıtıp mevcut anayasayı yürürlükten kaldırmakta tereddüt etmeyen genç padişah, sorumluluğu tamamen üzerine alarak yeni bir yönetimin temellerini atıyordu.
- Yeni yönetimin dikkatini yönlendirdiği ilk noktalardan biri, Osmanlı topraklarında yıkıcı etkileri bulunan yabancı okullar ve buna karşı alınacak tedbirler konusuydu.
- Robert Koleji 1863'te kurulmuş, laik ve modern bir eğitim kurulu olarak kurulmuş olmasına rağmen esas itibariyle İsevi esaslara göre eğitim vermiş ve çeşitli etnik zümrelerin liderlerini yetiştirmişti.
- 11:02Yabancı Okulların Etkisi
- 1863'te kurulan Robert Koleji'nin 1871'e kadar ki öğrencisi hep Bulgar'dı, mezun olanların hepsi Bulgar'dı.
- Saint-Benua'da da Bulgar öğrencilere çok büyük önem verilmekteydi, Fransız öğretmenleri 250 frank maaş alırken, Bulgar öğretmen 400 frank maaş almaktaydı.
- Dragon Zankof ismindeki Bulgar öğretmen kendisine verilen matbaada aylıkçı hareketlileri destekleyen broşürler çıkarmakta ve bu broşürler sadece kendi okulundan değil, diğer devletlerin açmış oldukları yabancı okullarda da dağıtılmaktaydı.
- 12:13Ermeni Öğrencilerin Artışı
- 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı'ndan sonra Ayastefanos Antlaşması ve Berlin Antlaşması imzalanmış, Bulgaristan bağımsızlığını neredeyse yarı bağımsız olarak elde etmiştir.
- Batılı devletlerin Bulgaristan'da işi kalmamış, dolayısıyla artık Ermenilere yönelmişlerdir.
- 1890 yılından sonra Bulgar öğrencileri artık fazla yoktur, bu tarihten sonra Robert Koleji'nde Ermeni öğrencileri çoğunluktadır ve Ermeni öğrencileri etnik bakımından kendilerinin bağımsızlığına varabilecek şekilde yetiştirilmeye başlanmıştır.
- 13:00Ermeni Örgütleri ve Yeni Hamleler
- 1890'dan önce hiçbir sorunumuz olmayan Ermeniler, 1890'dan sonra birdenbire aylıkçı hareketlerin içerisine düşmüştür.
- 1890'dan sonra Sasu İsyanı, Taknaksutyun ve Hınçak örgütlerinin, yurt dışında kurulan örgütlerin, Osmanlı Devleti'ndeki isyan hareketleri yaşanmıştır.
- Bu dönemde Osmanlı Devleti topraklarında hiçbir yerde çoğunluğu sağlayamayan Ermeniler, artık büyük devletlerin, Amerika'nın, Fransa'nın ve büyük devletlerin ilgisini, dikkatini çekmek istemektedirler ve onlar da esasında bu devletlerde bu etnik zümreleri yetiştirmek onların esas gayesidir.
- 14:27Sultan Abdülhamid'in Eğitim Politikaları
- Sultan Abdülhamid, sağlıklı bir anayasal yönetim ve toplumsal yapı için Müslüman halkın yeterince eğitilmesi gerektiğini gören, mahalle mektepleri ve medreselerin iyileştirilmesini sağladı.
- İbtidailer, rüştiyeler, sultaniler ve öğretmen okulları gibi güncel imkanlarla eğitim verecek ilk ve ortaöğretim kurumları hızla hayata geçirildi.
- Darülfunun adıyla açılan üniversite, toplumun gelişmesinde vazgeçilmez yeri olan üniversitenin hayata geçirilmesinde yaşanan gecikmeyi telafi etmeye çalışıldı.
- 15:52İkinci Abdülhamid Dönemi Eğitim ve Dış Politika
- İkinci Abdülhamid dönemi eğitim tarihimizin hem genel eğitim tarihimiz hem de din eğitimi tarihimiz açısından aynı derecede öneme sahiptir.
- Tanzimat döneminde temelleri atılan eğitim teşkilatı ve kurumları II. Abdülhamid döneminde İstanbul dışına taşraya yayılmıştır.
- Eğitimde sağlanan iyileştirmelerin yanı sıra Rus Savaşı'nda uğranılan büyük hezimet, ordunun yeniden düzenlenmesini ve ıslah edilmesini mecburi kılmaktaydı.
- 17:06II. Abdülhamid'in Dış Politikası
- II. Abdülhamid'in dış politikası bir denge üzerine kuruludur ve zor bir dönemde padişah oldu.
- 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı-Türkiye'sinin yanında olmadığı görüldü, bu da Avrupa güçlü ülkelerinin Osmanlı Devleti'nin yıkılması konusunda hemfikir bir konuma gelmiş olduklarını gösteriyordu.
- II. Abdülhamid, bu ülkeler arasındaki rekabeti kullanmak suretiyle bir denge oluşturmayı denemiştir ve bunu başarmıştır.
- 18:46Almanya ile İlişkiler ve Dış Politika
- II. Abdülhamid, Almanya'nın bu gücünü Osmanlı-Türkiye'si lehine kullanacak şekilde politikalar üretecekti.
- İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı'yı parçalamak istiyorlardı, ancak aralarında bir rekabet vardı.
- II. Abdülhamid, Bağdat demiryolu projesini Almanlara vererek İngilizleri rahatsız etti ve Mısır'da Fransız ve İngilizlerin arasında bir rekabet sokarak denge oluşturmaya çalıştı.
- 20:11II. Abdülhamid Dönemindeki Gelişmeler
- 1876 yılında zayıf bir konumda olan devlet giderek güçlenmiş ve II. Abdülhamid'in ülkeyi İttihat ve Terakkiye devrettiği 1909 yılında hatırı sayılır ve dünya siyasi arenasında önemli bir aktör haline gelmiş bir ülke görülüyordu.
- II. Abdülhamid'in uygulamış olduğu dış politika gerçekçi bir politikadır, başarıyla uygulanmıştır ve olumlu sonuçlar alınmıştır.
- Sultan Abdülhamid Han, Almanya ile yakınlaşırken, orduyu yeniden düzenlemek için son Fransız savaşında silah gücünü izlediği bu ülkenin askeri yeteneğinden yararlanma amacını gütmekteydi.
- 21:11Almanya ile İşbirliği ve Demiryolları Politikası
- 1882 yılında İstanbul'a gelerek Osmanlı ordusunun yeniden düzenlenmesine yardımcı olan Goltz Paşa başkanlığındaki Alman kurmayları, askeri okulların iyileştirilmesine önemli katkılar sağladı.
- Almanya ile işbirliği askeri alanla sınırlı kalmadı, imparatorluğun elde kalan topraklarını bir arada tutmaya destek olmak üzere ülke çapında yeni bir ulaşım ve haberleşme ağının oluşturulması Sultan Abdülhamid Han'ın öncelikli hedefleri arasındaydı.
- Demiryolları politikası yabancı sermaye ve büyük devletlerin güç gösterisine sahne olurken, İngiliz ve Fransız sermayesinin karşısında Bağdat demiryolu projesi ile ağırlığını koyan Alman sermayesi ve Almanya'nın Ortadoğu bölgesindeki yeni hedefleri, uluslararası politikada gruplaşmaları hızlandıran bir mücadele alanı haline geldi.
- 22:21Bağdat Demiryolu İmtiyazı ve Avrupa Tepkileri
- Almanya'nın Osmanlı Devleti'ndeki çıkarları daha çok ekonomiktir ve 1898'de İstanbul-Bağdat demiryolu imtiyazı Almanya'ya verildi.
- Bu demiryolu imtiyazının Almanya'ya verilmiş olması Avrupa'da, özellikle İngiltere'de büyük gürültüler koparıyor.
- Demiryolu imtiyazını alan ülkeler sadece demiryolu şeyini almakla kalmıyor, demiryolunun sağında ve solunda belli bir bölgenin imtiyazını da almış oluyorlar, oradaki yeraltı ve yerüstü kaynaklarını da işletme hakkına sahip oluyorlar.
- 23:48Avrupa'daki Bloklaşmalar
- Avrupa'da zaten bloklaşmalar meydana gelmiş, 1882'de Avusturya, Macaristan, Almanya ve İtalya'nın olduğu üçlü ittifak devletleri denilen bir grup kurulmuş.
- Daha sonraki yıllarda İngiltere ile Fransa arasında 1904'te bir anlaşma yapılmış ve sömürgelerdeki anlaşmazlıklarını çözmüşler.
- Rusya ile Fransa arasında 1907'de bir anlaşma yapılmış, İngiltere ile Rusya arasında da 1907'de Tibet, Afganistan ve İran üzerinde anlaşıyorlar.
- 24:51Hicaz Demiryolu Projesi
- Hicaz demiryolu projesi, bölgeye yönelecek saldırılara karşı önemli bir savunma imkanı olacağı ve hac yolculuklarında sağlayacağı büyük kolaylıklar sebebiyle Sultan Abdülhamid tarafından benimsenerek derhal uygulamaya konuldu.
- 2 Mayıs 1900 tarihinde yayımlanan irade ile duyurulan proje, 1 Eylül 1900'de düzenlenen törenle resmen başlamış oldu.
- Demiryolu bölgedeki askeri ulaştırmayı hızlandıracağından dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı caydırıcı olacaktı ve Osmanlı Devleti'nin askeri etkinliğinin artması bölgede siyasi otoritenin de güçlenmesine yardım edecekti.
- 25:55Hicaz Demiryolu'nun Önemi
- Arabistan yarımadasına asker ve sivil ulaşımı demiryolu ile yapılacak, böylece şimdiye kadar ağırlıkla kullanılan denizyolu ve Süveyş kanalına duyulan mecburiyet ortadan kalkacaktı.
- Hicaz demiryolu hattı, coğrafyanın getirdiği zorluklar içinde gerçekleştirilen hac yolculuğunu büyük ölçüde kolaylaştırarak hayati derecede önemli bir dini hizmete vesile olacaktı.
- Projenin en etkileyici yönü, tüm Müslümanların ortak bir amaç etrafında dayanışmasını ve birlikte bir eser inşa etmelerini sağlayacak olmasıydı, Hicaz demiryolu sadece Osmanlıların değil, bütün Müslümanların ortak eseri olacaktı.
- 27:22Osmanlı-Hicaz Demiryolu Projesi İçin Bağışlar
- Anadolu ve Rumeli'nin yanı sıra İran Şahı, Fas ve Buhara emirleri gibi devlet idarecilerinin öncülüğünde Hindistan, Mısır, Rusya, Fas Müslümanları, Endonezya, Singapur, Güney Afrika, Avrupa'daki İslam cemiyetleri, Tunus ve Cezayir'den bağışlar geliyordu.
- Bu olağanüstü katılım, Osmanlı-Hicaz demiryolu projesinin bütün dünya Müslümanlarında yarattığı heyecanın göstergesiydi.
- 27:50Projenin Teknik Ekibi
- Projede başta Türkler olmak üzere Alman, İtalyan, Fransız, Avusturyalı, Belçikalı ve Rum mühendisler görev almışlardı.
- Hicaz demiryolu inşaatı ilerledikçe Avrupalı mühendislerin yerini Osmanlı mühendisleri alıyordu.
- Projenin sonuna doğru demiryolu hatları mukaddes topraklara geldiğinde inşaatın tamamını artan bilgi ve tecrübeleri ile Müslüman mühendisler kendi elleriyle tamamlıyor olacaklardı.