Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Sait Faik Abasıyanık'ın "Son Kuşlar" adlı eserinin okunuşu formatındadır. Anlatıcı, bir adada yaşayan ve kuşları seven bir kişidir. Konstantin Efendi adında Galata'da bir yazhanesi olan, zahire tüccarı olan ve kuşları toplayan bir karakter de hikayede yer almaktadır.
- Video, kış mevsiminde adanın bir tarafında yerleşmek için gelen kuşların hikayesini anlatmaktadır. Anlatıcı, yazın göç eden kuşları takip ederken, Konstantin Efendi'nin kuşları toplama yöntemlerini ve kuşların giderek azaldığını anlatır. Son bölümde ise yol kenarındaki yeşilliklerin sökülmesi ve bunun doğa üzerindeki olumsuz etkileri ele alınır. Video, "dünya değişiyor" ve "çocuklar için kötü olacak" mesajıyla sona erer.
- 00:07Adanın İki Yüzü
- Kış, adanın bir tarafında rüzgarlarla seferber ederken, öteki yakada yaz daha pılısını pırtısını toplamamış, mahsus bir göçmen gibi oturmuştur.
- Yaz, elinde pasaport ve altınlarla, gitmekle gitmemek arasında sallanır bir halde, adanın bu yakasında hiç ev yoktur, yalnız bir kır kahvesi vardır.
- Konuşmacı, soğuk hayata alıştırmak için yazın o güzel göçmenin peşine düşmüş, nerede yakalarsa orada kucaklamıştır.
- 01:34Kır Kahvesi
- Kır kahvesinin tahta masalarında hala karıncalar ve sinekler gezerek, kahvecinin kendisi sevimsiz bir adamdır, kahveciden çok ters bir devlet memuru hüviyeti taşır.
- Ağaçtan ağaca serilmiş beyaz çamaşırlar durgun, güneşsiz, ıslak bir şekilde ılık havada hiç kurumayacak, kedi tahta masanın üstüne çıkmış, köpeğe durmadan homurdanacak.
- Deniz Bozburun'a doğru gidiyor, İstanbul'un sesleri gelmiyor, sadece uçağın sesi duyuluyor.
- 03:33Kuşların Yokluğu
- Kedi sustu, köpeğin gözünü kapadı, karga sesleri geliyor, vaktiyle bu adaya sonbahara doğru kuşlar uğrayıp cıvıl cıvıl öterlerdi.
- İki senedir kuşlar gelmiyor, belki geliyorlar da konuşmacı farkına varmıyor.
- Sonbahara doğru bir takım insanların çoluk çocuk ellerinde bir kafes adının tek tepesine doğru gittiklerini görmüştür.
- 04:52Konstantin Efendi
- Konstantin, Galata'da bir yazhanesi olan Zahire tüccarı, kalın tüylü bilekleri, geniş göğsü, delikleri kapanıp açılan, üstü benekli bir burnu, deriyi yırtmış da fırlamış gibi saçları, kısa yürümesi, kalın gülmesi vardır.
- Sabahleyin işine kısa adımlarla koşarken, akşam filesini doldurmuş vapurdan çıkarken, iriliğine, salla pati karamanlı ağzına, basit ama hesaplı fikirlerine, sevimli şakalarına rağmen güz mevsiminde birden bire canavar kesilirdi.
- Konstantin, eylül sonlarına doğru gökyüzündeki esmer damlacıkları (kuşları) görür, etrafına bakar, tanıdık görürse gözünü kırpar, gökyüzüne işaret çakar ve "bizim pilavlıklar geldi" derdi.
- 07:11Kuşların Çalınması
- Havalar sertleşir, poyrazlar, lodoslar birbirini kovalar, günün birinde teşrinlerin sonlarına doğru ılık, rüzgarsız, bulutlu günlerde Konstantin, en çığırtkan kafes kuşunu nereden bulursa bulur, mahalle çocuklarını çağırtır.
- Bin tanesi ikiyüzelli gram et vermeyen, sakaları, isketeleri, floryaları, serçeleri gökyüzünden birer birer toplardı.
- Sonbahar, kuşlarla beraber olunca insana sulh, şiir, şair, edebiyat, resim, musiki, mesut insanlarla dolu, anlaşmış, açsız, hırsız bir dünya düşündürüyor.
- 08:41Yeşilliklerin Yokluğu
- Kuşlardan sonra şimdi de milletin yeşilliğine musallat oldular, konuşmacı yol kenarındaki yeşilliklere basmaya kıyamayarak yola çıkmıştı.
- Yolun kenarında yeşilliklerin bazı yerleri sökülmüş, dört çocuğa rastlanmıştır, yeşilliklerin en güzel yerinde duruyor, bir kaldırım taşı kadar büyük bir parçayı belle söküyorlardı.
- Çocuklar, Mühendis Ahmet Bey'in söktürdüğü çimenleri Hollandalı deri tüccarının bahçesini düzeltmek için İngiliz çimesi alsın diye aldıklarını söylüyorlardı.
- 10:18Dünya Değişiyor
- Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı.
- Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler (kuşlar) göremeyeceksiniz.
- Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz, biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük, sizin için kötü olacak.