Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Milli Savunma Bakanlığı'nın desteğiyle Selimiye Kışlası'nda gerçekleştirilen bir röportaj programıdır. Programda sunucu ve konuk olarak Milli Savunma Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Dr. Bünyamin Kocaoğlu (Bünyamin Hoca olarak da hitap edilen) yer almaktadır.
- Video, Selimiye Kışlası'nın iki asırlık tarihini, mimari özelliklerini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecindeki rolünü kronolojik olarak ele almaktadır. Program, III. Selim dönemindeki Nizam-ı Cedid ordusu, II. Mahmut dönemindeki askeri reformlar, yeniçeri ocağı kaldırılması ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gelişimi gibi konuları kapsamaktadır.
- Videoda ayrıca Selimiye Kışlası'ndaki Florence Nightingale Müzesi ziyareti, Kırım Savaşı sırasında kışlanın hastane olarak kullanımı, Türk savunma sanayisinin son 15 yıldaki gelişimi ve Türk toplumunda devlet ve vatan anlayışının tarihsel gelişimi gibi konular da ele alınmaktadır. Program, Türk ordusunun Orta Asya Hunlarından günümüze kadar uzanan tarihsel kökenlerini ve modern Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar uzanan gelişimini de anlatmaktadır.
- 00:48Selimiye Kışlası'nın Tarihi ve Önemi
- Selimiye Kışlası, tarihin kalbinde yer alan, nöbetin, vefanın, fedanın ve duanın izlerini taşıyan görkemli bir yapıdır.
- Bu yapı sadece taş ve duvardan ibaret değil, iki asırdır süregelen disiplinin, şerefin ve vatan bilincinin sessiz şahididir.
- Selimiye Kışlası, üçüncü Selim'in cesaretiyle başlayan yenilik, Mustafa Kemal Atatürk'ün azmiyle Cumhuriyetle taçlanmış ve Türk ordusunun inancıyla sonsuza kadar mühürlenmiştir.
- 01:52Türk Silahlı Kuvvetlerinin Anlamı
- Türk Silahlı Kuvvetleri, kökleri Orta Asya bozkırlarına, ruhu Malazgirt'e, cesareti Kocatepe'ye uzanan Türk tarihinin ve vatan sevgisinin en güzel ifadesidir.
- Türk bayrağı dalgalanmaya devam ediyorsa ve vatan nefes alıyorsa, orada bir Mehmetçik nöbettedir.
- Mehmetçik, adaletin, merhametin ve insanlığın tüm dünyada nöbetini tutarak mazluma el uzatıp zalime karşı durmaktadır.
- 04:42Selimiye Kışlası'nın Tarihçesi
- Selimiye Kışlası yaklaşık iki yüz yıldır var olan ve Türkiye'nin son iki yüzyıllık macerasının her safhasını yaşamış bir yapıdır.
- Bina, askeri birliğe ev sahipliği yapmış, bazen hastane, bazen göçmenlerin ihtiyacını görmüş, bazen lojistik depo olarak kullanılmıştır.
- Günümüzde Türk Silahlı Kuvvetlerinin birinci ordusu burada konuşlanmış durumda ve ana yönetim karargahı olarak hizmet vermektedir.
- 06:37Selimiye Kışlası'nın Mimari ve Yapılış Gayesi
- Şu anda içinde bulunduğumuz bina aslında üçüncü Selim dönemine ait değil, ikinci Mahmut döneminde inşa edilen 1829'da açılan bina olup, mevkide daha önce 1800'lü yılların öncesinde Üsküdar Sarayı (bazı kaynaklarda Kavak Sarayı olarak geçiyor) bulunmaktaydı.
- Selimiye Kışlası'nın seçilmesinde stratejik olarak önem, uzak bölgelerde yer alarak tepki çekmemektir.
- Üçüncü Selim, yeni oluşturmak istediği Nizam-ı Cedid ordusunun ilk kurulduğu 1795 tarihinde Levent Çiftliği'nde (bugün Milli Savunma Üniversitesi'nin bulunduğu kısım) ilk deneme başlatmıştır.
- 09:16Selimiye Kışlası'nın Yer Seçimi ve Tarihi
- Selimiye Kışlası'nın yer seçimi stratejik olarak yapılmış, Anadolu ve Avrupa yakalarında iki ayrı bilim olarak düşünülmüş, Levent'te ise çok izole bir bölgede yer almıştır.
- Osmanlı döneminde Levent çiftliği oldukça boş ve dönüşüm yapabilecek mükemmel bir mekan olarak değerlendirilmiştir.
- İlk yapı 1803 yılında inşa edilmiş, Selim III döneminde inşa edilen birinci Selimiye Kışlası'nın üçte biri oranında olup, 1807'ye kadar kullanılmıştır.
- 10:49Kışlanın Tarihsel Gelişimi
- Nizam-ı Cedid ordusu ilk olarak Levent çiftliğinde 1795'te, ikincisi Anadolu yakasında Üsküdar'da 1799-1800'den itibaren eğitim almaya başlamıştır.
- İlk bina 1808'de yakılmış, ikinci yeniçeri isyanı sırasında büyük zarar görmüş ve taş ve ahşap karışımı yapı tamamen kül edilmiştir.
- 1826'da yeniçeri ilga edildikten sonra arsa tekrar kamulaştırılmış ve 1827-1829 yıllarında yeni mimari yapı inşa edilmiştir.
- 12:54Kışlanın Mimari Özellikleri
- Kışlanın dört yakasında yedi katlı kuleler Abdülmecid döneminde ilave edilmiş, bu kuleler yangın gözetleme amacıyla kullanılmıştır.
- 1800'lerden itibaren taş kışla geleneği başlamış, modern askeri ordu düşüncesinin yanında konuşlandırıcı binaların da büyük modern taş binalar olması daha sağlıklı görülmüştür.
- Binanın üç tarafı iki katlıdır, güney cephesi ve güneydoğu cephesindeki kot farkından dolayı orada bir kısmı üçer katlıdır.
- 15:01Kışlanın Diğer Özellikleri ve Taşkışla Geleneği
- Binanın Marmara Denizi'ne bakan güney kısmı talimgah olarak kullanılmış, dört kapısı ve iki kasma (padişah kasırları) bulunmaktadır.
- Yapının doğu ve batı taraflarında hastane, çamaşırhane ve cami gibi hizmet veren binalar bulunmaktadır.
- 19. yüzyılda elektrik olmadığı için aydınlatma çok önemliydi ve bu dönemde taş kışla bina etme süreci başlamıştır.
- 16:45Taşkışla Geleneğinin Sebepleri
- Taşkışla geleneği yangınlara dayanıklı olmak ve modern orduların toplumdan uzakta, izole olma ihtiyacı nedeniyle başlamıştır.
- Klasik ordu'nun yeniçeri odaları Vatan Caddesi'nden Aksaray Meydanı'na kadar olan kısımda bulunuyordu ve 197 yeniçeri odasından bahsedilebilirdi.
- 19. yüzyılda misyoner hareketlerin ve yabancı tesirlerin Osmanlı coğrafyasında kuvvet bulduğu bir dönem olduğu için ordu'nun daha büyük modern ordular için konuşulacak her türlü ihtiyacını giderebileceği yapıların olması gerekiyordu.
- 18:42Üçüncü Selim ve Reformlar
- Selimiye Kışlası'nın inşası Selim III döneminde başlamıştır ve Selim III kendisinden önceki Osmanlı padişahlarından farklı olarak ıslahat sürecini ciddi bir hazırlık safhasıyla geçirmiştir.
- Üçüncü Selim tahta geçer geçmez ilk isteği zulmün ortadan kaldırılması ve reformlar olmuştur.
- Kaymakam Paşa'ya hitaben yazdığı mektupta devletin durumunu öğrenmek istediğini ve doğru söze darılmayacağını belirtmiştir.
- 20:29Üçüncü Selim'in Özellikleri ve Avantajları
- Üçüncü Selim, devlet işlerine vakıf, meraklı ve kendini iyi yetiştirmiş biri olarak görülüyor; Arapça, Farsça ve Fransızca biliyor.
- Selim, Fransız kralıyla gizli yazışmalar yapıyor ve üst düzey devlet adamlarıyla görüşüyor.
- Selim'in büyük avantajı, ondan önceki yüz yıllık batılılaşma çabalarından kısmen haberi olması ve modern ordu ve devlet anlayışına geçiş sürecini başlatması.
- 21:32Osmanlı'nın Modernleşme Süreci
- Modern ordu ve devlet anlayışına geçiş süreci Üçüncü Selim ile başlamış, ancak ilk defa sadece askeri modernleştirelim algısının değişip, Batı'nın ilerlemiş olduğunu ve üstün bir ordu kurmuş olduğunu anlamışlar.
- Klasik dönemde de yeniçeriyi ve orduyu düzeltme çabaları yapılmış, sayısız nasihatname yazılmış.
- Selim'e asıl fırsat tanıyan ve zemin hazırlayan 18. yüzyılın yaklaşımıdır; bu dönemde sadece orduyu düzeltmek değil, Batı'da neler oluyor onu da anlama ve analiz etme çabaları başlamıştır.
- 23:26Üçüncü Selim'in Dış Politikası
- Üçüncü Selim döneminde sadece ordu değil, devleti de düzeltmeye çalışılmış; meşveret meclisleri ve daimi elçiler kurulmuş.
- 1721'de ilk defa ikamet elçileri (Batı'yı tanıma amaçlı kısa süreli elçiler) gönderilmiş, bu elçiler sefaretname adı verilen eserler yazmışlar.
- Üçüncü Selim'in perspektifi genişletmiş çünkü öncesinde bir birikim var; sadece askerden değil, bütün devlet penceresinden bakma fırsatı bulmuş.
- 25:14Osmanlı'nın Askeri Sorunları ve Kırım Kaybı
- 19. yüzyılın başına kadar Osmanlı'da en büyük problem askerin savaş kazanamaması ve bozulmuş olmasıydı; tımar sistemi, yeniçeri ve kapıkulu ordusu gibi askeri düzenlerde ciddi bozulma vardı.
- Bu bozulmanın faturası toprak kaybetmeyle ödenmiş; 1718 Pasarofça ile Türkiye artık kaybeden bir Osmanlı iklimine girmiş.
- Üçüncü Selim, Kırım'ı geri almadan kılıç kınına girmesin diye bilinir; 1774'te Kırım'ın kaybı ve Kuzey Karadeniz sahillerinin kaybedilmesi padişahın vicdanında büyük bir sıkıntıydı.
- 28:44Nizam-ı Cedid'in Temelleri
- Üçüncü Selim, 1787-1792 arasında Avusturya, Rusya ve Osmanlı arasında devam eden savaşlarda aldığı yenilgiyi muhafazakar reform karşıtlığı devlet ricali üzerinde baskı olarak kullanmıştır.
- Savaş bitmeden meşveret meclisi toplanmış ve "eldeki orduyla kıyamete dek harp edilse düşmana karşı zafer elde etmek mümkün değildir" hükmü verilmiş.
- Bu meşveret meclislerinde 200'den fazla üst düzey devlet adamı katılmış, 24 tane lahiya verilmiş ve hepsinin ortak kanaati devletin ordu'nun yenilenmesi ve değişimiydi.
- 32:10Osmanlı Ordusunun Yapısı ve Yeniçeri Sorunu
- Osmanlı klasik ordusu kapıkulu, yeni eyalet ordusu, tımarlı sipahi ve yardımcı birliklerden oluşuyordu.
- Kapıkulu içinde önde gelen birlikler yeniçerilerdi, ancak yeniçeri sayısı fazla olduğu için kendilerini koruma mekanizması oluşturmuştu.
- Selim döneminde toplum bu değişime hazır değildi ve köklü reform talebinde bulunan her şahıs ölüm ve katliam cezası görmüştü.
- 33:59Selim'in Reform Çalışmaları
- Selim, yeniçeriyi değiştirmek ve alternatif bir ordu yaratmak peşindeyken, 1792'de reform paketini açıkladığında çekincelerden dolayı kapı kolu ocağını revize edeceğini söylüyordu.
- Yeniçeri sayısı azalmadı, aksine arttı ve 1807 Kapakçı İsyanı'nda 25 bin sayısına kadar çıkan Nizam-ı Cedid ordularına talimat veremedi.
- Yeniçeri sadece askeri bir güç olmaktan çıkarak siyasi, ekonomik ve iktisadi bir güce dönüşmüş, esnaf ve tüccar olarak faaliyet gösteriyordu.
- 36:52Nizam-ı Cedid'in Kuruluşu
- 1792'den beri ilk defa gizli gizli Nizam-ı Cedid askerlerinin oluşturulduğu görülüyor, ilk birlikler 1792'de Levent Çiftliği'nde eğitmeye başlandı.
- Yeniçerilerin tamamen ortadan kaldırılamadığı için, ona alternatif olarak Nizam-ı Cedid 1792'de Levent Çiftliği'nde eğitmeye başladı.
- Nizam-ı Cedid'in resmi kuruluşu 1795'te Levent Çiftliği'nde gerçekleşti, o zamana kadar farklı isimlerle (bostancı, neferratı) anılıyordu.
- 38:25Osmanlı'da Dış Danışmanlar
- 18. yüzyılda Osmanlı'da Fransa'dan, 19. yüzyılın son çeyreğinde İngiltere'den askeri danışmanlar çok sayıda bulunuyordu.
- Fransız askeri uzmanları Osmanlı ordusuna önemli katkılar sağladı, örneğin Humbaracı Ahmet gibi isimler.
- Selim'in en büyük avantajlarından biri, Fransa ve İsviçre modelinde çok sayıda şey yapması ve çok bilgili, iyi elçilerle çalışmasıydı.
- 40:50Osmanlı Ordusunun Modernleşme Sorunları
- Osmanlı döneminde en büyük eksiklik eğitimli subay eksikliğiydi, özellikle disiplinli ve teknolojik olarak eğitilmiş komuta edecek nitelikli subaylar.
- 1800'lerin ortalarından itibaren Türkiye'ye gelen yabancı uzmanların metinlerinde eğitimli subay eksikliğine vurgu yapılmıştır.
- 1792'deki ordunun reformu kanununda kapıkulu ile ilgili eksiklikler sayıldıktan sonra yeni kışlaların inşası ve modern eğitim kurumlarının açılması önerilmiştir.
- 42:22Modern Askeri Eğitim ve Üniforma Değişiklikleri
- 18. yüzyılda ağırlıklı olarak Fransa'dan gelen danışmanlar Napolyon döneminden talimaneler getirip Osmanlı ordusuna adapte etmeye çalışmışlardır.
- Modern Avrupa'da bilim, Rönesans ve reformlar savaş kavramını ve savaş alanını değiştirmiş, Osmanlı'nın klasik ordusu modern ordu karşısında kazan olmaya başlamıştır.
- Tüfek kullanan güçlü piyade sınıfı oluşturma ve bu silahı kullanacak eğitim kurumlarının açılması en büyük eksikliklerden biriydi.
- 43:50Askeri Eğitim Kurumlarının Açılması
- 18. yüzyılın başından itibaren yabancı gelip Türkiye'ye sığınan kişiler, kapıkulu içerisindeki ocaklar içerisinde ilk askeri mektepleri açmaya başlamışlardır.
- 1700'lerin başlarında, özellikle 1720'lerde askeri mektepler açılmaya başlanmıştır.
- İkinci Mahmut döneminde 1834'te Mektebi Harbiye'nin açılmasıyla askeri eğitim kurumları daha da yaygınlaşmıştır.
- 44:45Nizam-ı Cedid Ordusu ve Modern Asker Tipi
- Selim'den itibaren Nizam-ı Cedid ordusuyla birlikte modern asker tipi ortaya çıkmaya başlamıştır.
- Fransa etkisi çok fazladır, ancak Selim aynı zamanda Fransızlarla da savaşmak zorunda kalmıştır.
- Nizam-ı Cedid ordusunun ilk denendiği savaşta 1799 Akka Savunması'nda 3000'e yakın askerle büyük bir disiplinle emir komuta zinciri içerisinde hareket etmiştir.
- 46:18Modernleşme Sürecindeki Tepkiler
- Modernleşme sürecine karşı muhalefet ve tepki çok fazla olmuştur, sadece yeniçeriler nezdinde değil toplumun geneline yayılmıştır.
- Toplumun devlet hayatındaki gelişmelerle ilgili yaklaşımı çok geç dönemlerde, ikinci meşrutiyet döneminde görülür.
- 1808 Temmuz'unda Selim, yeniçeri isyanı ile yeniçeriler tarafından öldürülmüştür.
- 48:11Kabakçı Mustafa İsyanı ve Sonrası
- Kabakçı Mustafa İsyanı, Selim'in sonunu hazırlayan asıl gerekçedir ve 1787'de Selim tahttan indirilmiştir.
- Kabakçı İsyanı'nda Selim taraftarı gruplar Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa'ya sığınmış ve yardım istemişlerdir.
- Kabakçı İsyanı'nda Nizam-ı Cedid askerlerini kullanabilmiş olsaydı Selim farklı bir sonuç alabilirdi.
- 50:11İkinci Mahmut Dönemi ve Sekban Cedit
- Kabakçı İsyanı'nda tahttan indirilen Selim'in yeğeni İkinci Mahmut tahta çıkarılmıştır.
- Sekban Cedit, Kabakçı İsyanı'ndan sonra Nizam-ı Cedid askerlerinden kalan ve İstanbul'un işsiz şehirli takımından seçtiklerinden yeni bir ordu kurmuştur.
- Sekban Cedit'in kurduğu ordu, 1802'den 1826'ya kadar yeniçeri ocağı kaldırana kadar kullanılmıştır.
- 52:31Kırım Savaşı ve Selimiye Kışlası
- Osmanlı, Rusya ile savaşmak zorunda kaldı ve müttefik olarak İngiliz-Fransızlar ile birlikte savaşa girdi.
- Florence Nightingale, 4 Kasım 1854'te Selimiye Kışlası'na geldi ve Kırım Savaşı münasebetiyle gelen askerlerin tedavisini burada yaptı.
- 1854-1856 arası Selimiye Kışlası tamamen hastaneler olarak kullanıldı ve Marmara Denizi'ne doğru olan güney kısmında sahra çadırları kuruldu.
- 54:12Florence Nightingale'in Hizmeti
- Florence Nightingale, "Lambalı Kadın" olarak bilinir çünkü elektrik olmadığı dönemde lambasıyla dolaşarak hastaları ziyaret ederdi.
- Nightingale, Selimiye Kışlası'nda yaklaşık 20 ay boyunca kaldı ve bu süre zarfında 300'den fazla mektup yazdı.
- Nightingale, hemşirelik mesleğinin teknik, cerrahi ve sağlık açısından donanımını geliştirdi ve istatistikte önemli katkılar sağladı.
- 57:02Florence Nightingale Müzesi
- Florence Nightingale Müzesi Selimiye Kışlası'nda yer alıyor.
- Selimiye Kışlası, Kırım Savaşı sırasında İngiliz askerlerinin aileleri için tahsis edildi.
- Florence Nightingale, dünya hemşireliği ve Türkiye'de hemşirelik mesleğinin başlamasında çok önemli bir rol oynadı.
- 58:04İkinci Mahmut Dönemi
- İkinci Mahmut tahta çıktığında, merkezi otorite ayanlar arasında paylaşılmış ve ordu direnç gösteriyordu.
- İkinci Mahmut döneminde Osmanlı İmparatorluğu milliyetçilik meselesiyle tanıştı.
- Sırplar 1806'da isyan etmiş ve ayrı bir devlet kurmak istemişlerdi.
- 1:00:11II. Mahmut Dönemi ve Sessiz Reformlar
- II. Mahmut döneminde 1813'te ikinci Mahmut döneminde zor bastırılabilir, 1821'de Mora isyanı ve Yunan talebi yaşandı.
- II. Mahmut 1826'ya kadar ses çıkarmadı çünkü yeniçerilerin etkisi altında ve merkezi otorite güç sessiz kalmıştı.
- Sessiz reformlar hem III. Selim'in hem de II. Mahmut'un yaptığı bir stratejiydi çünkü gürültü çıkarttığınızda karşılığını görüyordu.
- 1:01:24Milliyetçilik ve İmparatorluk Sorunları
- III. Selim'in farkına varmadığı milliyetçilik, Osmanlı bünyesi için kaldırılabilecek bir hastalık değildi çünkü imparatorluğu oluşturan unsurlar vardı.
- II. Mahmut tahta çıktığında Sırp isyanları ve ayrılıkçı isyanlar arkasında Ruslar vardı.
- 18-19. yüzyılın başından itibaren büyük güçler Türkiye'ye yönelik politikalarında en çok kullandıkları unsur, dini hamilelik üzerinden Osmanlı'ya karşı kışkırtmaktı.
- 1:03:00II. Mahmut'un Yeni Reçete
- II. Mahmut, Osmanlı'nın üst kimliği üzerinde yeni bir reçete yazmak zorunda kaldı ve "teba'ın Hıristiyanını kilisede, Müslümanı camide, Musevisini havrada ancak tefrik ederim" dedi.
- Milliyetçilik imparatorluğa sirayet etmiş bir hastalık olduğu için imparatorluk yapısını artık bu haliyle sürdürmek mümkün değildi.
- II. Mahmut, Osmanlı üst kimliğinde merkezi güçlü, merkezi otoritenin güçlü olduğu bir devlet yapısına dönüştürmeyi hedefledi.
- 1:04:17Sivil ve Asker Ayrışması
- II. Mahmut döneminde sivil ve asker ilk kez birbirinden ayrıldı, çünkü önceki Türk tarihinde her Türk asker doğar ve sivil, asker, devlet kademesinde ayrılmazdı.
- İmparatorluk ilk defa dağılma ile tanıştı, önce duraklama ve gerileme yaşanırken, II. Mahmut döneminde Yunanistan kuruldu.
- II. Mahmut'un reformları merkezi modern devlet ve merkezi ordu inşasını hedefledi, ordu birlikleri düzenlenmeye başladı.
- 1:06:55Birinci Ordu ve Modernleşme
- Birinci Ordu 1843'te Hassa Ordusu adıyla İstanbul'da kuruldu ve Kırım, Plevne, Teselya, Trablusgarp, Çatalca ve Çanakkale'de önemli muharebe görevlerini üstlendi.
- 1826'da yeniçeri'nin igası ve yeni ordu düzene geçilmesi gerçekleşti, ancak 1826'ya kadar Mahmut'un yaptığı askeri reform değil, ayanı bertaraf edip merkezi güçlendirme ve iç isyanları bastırma daha çok oldu.
- II. Mahmut döneminde devletin tüm organları, tepeden tırnağa, merkezden taşraya kadar bütün modern kurumlarının temellerinin atıldığı bir dönemdi.
- 1:09:23Nizam-ı Cedid ve Modern Ordu
- Asakir-i Mansure-i Muhammedi yerine kurulan Nizam-ı Cedid'in devamı olarak Sekman Cedid kuruldu, ancak yeniçeri isyanı sonrası kısa süre sonra kaldırıldı.
- Asakir-i Mansure-i Muhammedi (Muhammed'in aslan askerleri) modern ordunun başlangıcını teşkil edecek ve II. Mahmut döneminde modern ordunun yapılması için temel atıldı.
- II. Mahmut döneminde nezaretler (bakanlıklar) oluşmaya başladı, muhtarlık seçimleri Tanzimat döneminde icra edilmeye başlandı ve Tanzimat reformlarının temelleri atıldı.
- 1:12:16Osmanlı'da Yeni Ordu ve Maliye Sistemi
- Üçüncü Selim döneminde yeni bir ordu kurulduğunda, askere kaynak oluşturmak için vergi sisteminde düzenlemeler yapıldı.
- Üçüncü Selim, İradi Cedid adıyla bir hazine oluşturdu ve Bosch münhal tımar arazilerini oraya aktardı.
- İkinci Mahmut döneminde merkezi bütçe sistemi oluşturuldu ve maaşlı asker fikri ilk defa ortaya çıktı.
- 1:14:20Osmanlı'da Savaşlar ve Ordu Sorunları
- Yeni ordu oluşturma fikrinin en büyük handikabı sadece para değil, kim bu orduya neferin gelecek sorunuydu.
- 1700'lerin ortalarından itibaren Osmanlı Devleti, Lale Devri ve kısa bir barış döneminden sonra sürekli savaşlara girdi.
- 1764'te başlayan Osmanlı-Rus-Avusturya savaşları, 1800'de başlayan Rusya-Fransa-Osmanlı savaşı ve 1828-1829'da yaşanan Osmanlı-Rus savaşları orduyu zor durumda bıraktı.
- 1:16:31Yeniçerilerin İlga Edilmesi
- 1826'da Vaka-i Hayriye ile yeniçeriler ilga edildi, büyük bir kısmı öldürüldü veya sürgüne gönderildi.
- Yeniçerilerin sadece İstanbul'da değil, Anadolu'daki ve Balkanlar'daki yeniçeriler de sıkı takibe atıldı.
- Bosna'daki yeniçerileri takibe alınca Bosnalılar sert tepki göstermiş ve bu olay Bosna'nın Osmanlı yönetimi ile aralarının soğumasında önemli rol oynamıştır.
- 1:18:03Zorunlu Askerlik ve Hristiyan Unsurlar
- İkinci Mahmut döneminde ilk defa Türkiye'de zorunlu askerlik uygulanmaya başladı ve Tanzimat'ta net hale getirildi.
- Klasik dönemde Hıristiyan unsurlar orduya alınmıyor, cizye vergisi karşılığında sanat, ticaret ve tarım alanlarında kalabiliyorlardı.
- Tanzimat döneminde zorunlu askerlik uygulanmaya konulunca özellikle Hristiyan unsurların tepkisi arttı ve "bedeli asker" adı verilen vergi alınmaya başladı.
- 1:20:37Asakir Mansure ve Osmanlıcılık
- İkinci Mahmut'un Asakir Mansure denemesi, artık Anadolu ağırlıklı bir ordunun ortaya çıktığını gösteriyor.
- Asakir Mansure'nin en çok yapıldığı bölgeler Batı Anadolu ve kısmen Rumeli coğrafyasıydı.
- İkinci Mahmut döneminde Silistre Süvari Birliği gibi denemelerde gayri müslim unsurlar da yer aldı, bu Osmanlıcılık temelinde bir kimlik yaratma ve halkı bir arada tutmanın bir göstergesi olarak görülüyor.
- 1:24:11Tanzimat Dönemi ve Askerlik
- Tanzimat döneminde anayasal vatandaşlık kavramının Türkiye'de gelişmeye başladığı ilk metin Tanzimat Me'dir.
- Tanzimat'ı ilan eden Birinci Abdülmecid'in katkısı azdır, katkı Üçüncü Selim ve İkinci Mahmut dönemlerinde olmuştur.
- Tanzimat'tan bugüne yurttaş askerlik kavramı tam anlamıyla başarı vermiştir.
- 1:25:35Türk Toplumunda Askerlik Geleneği
- Türk devletlerinde savaş ve asker bir millet geleneğimiz vardır, 2200 yıllık geniş devlet hayatımızda asker kimliği hep var olmuştur.
- 18. ve 19. yüzyıllarda modernleşme sürecinde savaşlar çok fazla olmuş, can kaybı çok fazla olmuştur.
- Paralı askerlik eski çağdan beri uygulanan bir şeydir, Selçuklu'dan Osmanlı'nın klasik dönemine kadar var olan bir uygulamadır.
- 1:27:15Zorunlu Askerlik ve Milli Devlet
- Tanzimat dönemi ve İkinci Mahmud'tan itibaren başlatılan zorunlu askerlik uygulamaları bir yurttaş-vatan kavramının gelişmesiyle paralellik arz eder.
- Bu uygulamalar aynı zamanda modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmaya başlamıştır.
- Türk toplumu asker millet olarak görülür, ordunun toplumun göz bebeği olduğu belirtilir.
- 1:28:10Türk Ordusunun Tarihsel Önemi
- Türk toplumunun ilk tarih sahnesine çıktığı Orta Asya bozkırlarında yaşam mücadelesi askerlik eğitimi gibiydi.
- Türk milletinin asker millet olması, savaşçı bir millet olması tarihsel süreçle ilgilidir.
- En eski Türk devletlerinden itibaren devlete atfettiğimiz kutsallık, feda etme ruhu ve İslam döneminde şehitlik algısı askerlik mesleğini daha büyük bir perspektif kazandırmıştır.
- 1:29:52Türk Ordusunun Kültürel Değeri
- Türk toplumunda gençleri davullarla zurnalarla askeri uğurlama geleneği vardır, bu başka milletlerde bulunmamaktadır.
- Batı Avrupa ve Amerika'daki çağdaş devletlerin askeri almalarında ağırlıklı olarak paralı askerler vardır.
- Türk milleti ordusuna çok farklı bir anlam yüklemiş, devletin ve milletin güvenliği için kutsallık duymuştur.
- 1:31:59Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kökeni
- Modern Türkiye Cumhuriyeti kurumları içerisinde en köklü hafızaya sahip, en derin, en tarihi kurum silahlı kuvvetlerdir.
- Kara ordusu Orta Asya bozkırlarında kurulmuş, Asya'nın açık denizlere kapalı sadece ırmakla bilinen bir teması vardır.
- Türk ordusu süvari atlı birliklerinin midilli adı verilen daha küçük boyda ama hızlı hareket edebilen askeri bir süvari yeteneği geliştirmiştir.
- 1:33:03Türk Ordusunun Askeri Taktikleri
- Türk ordusu "Turan taktiği" doktrinerini icat etmiştir, bu taktikte örtme birlikler öndeki tahrik eden düşmanı üzerine çeker.
- Sağ ve sol taraftaki yer alan savaşçılar, okçular ve geride merkezi ordu yer alır, hilal taktiği ile düşman hilal'in içerisine çekilir ve imha edilir.
- Türk askeri sistemi onluk sistemdir, ilk Orta Asya devletlerinde askeri yapıya onluk, yüzlük, binlik, on binlik sayılarla ordular teşkil edilmiş, bu onbaşı, binbaşı, yüzbaşı kavramlarının temelidir.
- 1:34:07Türk Ordusunun Özellikleri
- Türk ordusu çok dinamik bir ordudur, Orta Asya'daki süvari birlikleriyle kalmamış, İslam dairesine, Selçuklu gibi yerleşik coğrafyaya, Anadolu ekseninde Anadolu beylikleri ve Osmanlı döneminde gelişmiştir.
- Türk ordusu travmatik, ilkeli, hiyerarşik ve disiplinli bir ordudur, aynı zamanda çok dinamik ve değişime açık bir yapıya sahiptir.
- Osmanlı klasik döneminde de ordu batıda ne kadar değişim varsa ona ayak uydurma ve ondan bir şeyler alma özelliğini korumuş, geçişkendir.
- 1:35:45Türk Ordusunun Modern Dönüşümü
- At sırtında kurulan Türk ordusu bugün dronlar kullanan, insansız hava araçları ve sistemleri kullanan, teknolojiyi adapte olan ve geliştiren bir yapıya sahiptir.
- Orta Asya'nın atlı süvarisi bugün Ortadoğu bölgesinde bütün savaş teknolojisini üretebilen ve kullanabilen bir orduya dönüşmüştür.
- Son 15 yılda dijital dönüşüm, orduda siber güvenlik alanlarında ve kendi savunma ekosistemini oluşturmuş bir Türk ordusu olmuştur.
- 1:36:44Türk Savunma Sanayisinin Gelişimi
- Son on beş yılda Türk savunma sanayisinde büyük gelişmeler yaşanmış, Akıncı İHA'lar, Milgem, TCG Anadolu savaş gemileri gibi projeler gerçekleştirilmiş.
- Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Amerika'nın uyguladığı savaş ambargosu, Türk savunma sanayisinin gelişimine göz açıcı bir etki yapmış.
- Aselsan ve Havelsan gibi şirketler büyük zirveye ulaşmış, Türk ordusu ve savunma sanayisi kendi milli silahını ve teknolojisini üreten bir ekosistem geliştirmiş.
- 1:38:00Selimiye Kışlası'ndaki Askeri Ortaokul
- Selimiye Kışlası'nın önemli bir fonksiyonu eğitim olmuştur; 1959'da ilk defa Cumhuriyet döneminde askeri ortaokul olarak kullanılmıştır.
- Modern orduya geçtikten sonra eğitim önem kazanmış, İstanbul, Balkanlar ve Anadolu'nun farklı yerlerinde askeri rüştiye (ortaokul), idadi (lise) ve askeri lise okulları açılmıştır.
- Selimiye Kışlası'ndaki askeri ortaokulda toplam 2500 öğrenci eğitim görmüş, bu öğrenciler daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nde subay ve farklı kademelerde görev almıştır.
- 1:39:41Askeri Ortaokulun Eğitim Süreci
- Öğrenciler yazılı sınav, sözlü mülakat ve spor beden eğitimi için farklı sınavlarla kabul edilmiş, sınavlar Kuleli Lisesi'nde icra edilmiştir.
- Geçim sıkıntısı çeken, ayakkabıları olmayan çocuklar bile ordunun ve askerlik mesleğinin toplumda önemli bir yeri nedeniyle bu okula gelmişlerdir.
- İlk dönem sınavlarında 1800 küsur öğrenci kabul edilmiş, mezun olanlar askeri liseye devam etmiş ve oradan subay olarak mezun olmuşlardır.
- 1:41:30Askeri Ortaokulun Tarihi ve Önemi
- Selimiye Kışlası'ndaki askeri ortaokul 1959'da ilk defa planlanmış ancak üç yıl sonra devam ettirilmemiştir.
- Lise eğitimi ise Kuleli ve diğer yerlerde devam etmiş, askeri liseler Cumhuriyet döneminde yakın zamana kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.
- Selimiye Kışlası sadece bir eğitim kurumu değil, gerektiğinde lojistik merkez ve idari merkez olarak da kullanılmış, bugün de bir ordu komutanının ana karargahı olarak hizmet vermektedir.
- 1:43:15Türk Askeri Eğitim Sisteminin Gelişimi
- Selimiye Kışlası sadece bir askeri kışla değil, dönem dönem birçok fonksiyon icra etmiştir.
- Osmanlı döneminde askeri rüştiye (ortaokul) ve idadi (lise) geleneği vardı, özellikle II. Abdülhamid döneminde Balkanlar ve Anadolu'da çok sayıda askeri eğitim kurumu açılmıştır.
- Askeri lise geleneği 1847'den itibaren devam etmektedir, Kuleli Askeri Lisesi 1847'den beri var olup, Mekteb-i Harbiye'den itibaren askeri eğitim önem kazanmıştır.
- 1:44:32Türk Toplumunda Devlet Anlayışı
- Marmara Selimiye'nin içinde olmanın bir avantajı olarak vapur sesi duyuluyor.
- Türk toplumunda "devlet baba, vatan ana" ifadesi yaygın olarak kullanılıyor.
- Eski metinlerde devletin baba figürü olarak görülüyor, Tonyukuk Bilge Kağan'ın "açı doyurdum, çıplak giydirdim" sözleri bu anlayışı yansıtır.
- 1:45:30Devletin Kutsallığı
- Eski metinlerde devletin kuttur olduğu ve gök tanrı inancıyla ilişkilendirildiği belirtiliyor.
- En eski tarihten Cumhuriyet'e kadar Türk geleneğinde padişahın, hakan'ın, kaan'ın kutsallığı ve devletin kutsa olduğu anlayışı devam etmiştir.
- Toplumda devlete bu bakış açısı bugün de devam ediyor, devletsiz kalmak çok zor bir durum olarak görülüyor.
- 1:46:52Cumhuriyet Dönemi ve Devlet Anlayışı
- Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra Cumhuriyet kuruldu, siyasal sistemi değişti ve toprak küçüldü.
- Adı Cumhuriyet olsa da devletin ahlakında, yaşantısında, felsefesinde ve inancında devlete kutsiyet atfetme geleneği değişmedi.
- Bu gelenek kanunla veya anayasayla belirlenmemiş, vicdanların meselesi ve halkın kanaatidir.
- 1:47:56Vatan Anlayışı
- Vatanın dişi ile özdeşleştirilmesi, ailenin devletin en temel çekirdeği olduğu kültürümüzde önemli bir nedenidir.
- Baba aileyi korur ve doyururken, anne aileyi ayakta tutar ve doğurganlık özelliği taşıyan en büyük bereket kaynağıdır.
- Bu denge bugün siyasete yansıyor.
- 1:48:50Devletin Bedeli
- Son ikiyüz yıllık tarihimizde müthiş dönüşümler, kırılmalar ve büyük sıkıntılar yaşadık.
- Devlet olmak herkese nasip olmuş bir mesele değil, bu coğrafyada devlet olabilmek çok zor bir şeydir.
- Bin yıldır devlet olabilmek için bedel ödedik.
- 1:49:36Selimiye Kışlası'nın Tarihi
- Selimiye Kışlası, içinde bulunduğumuz kışla şu anda ordunun ana yönetim merkezi ve ordu komutanlığı karargahıdır.
- 1963'ten itibaren orduya tahsis edilmiş, ancak öncesinde farklı amaçlarla kullanılmıştır.
- 1923'ten 1959'a kadar okul, 1959'dan 1962'ye kadar ortaokul olarak kullanılmış, 1963'ten itibaren birinci ordu komutanlığı olarak görev yapmaktadır.
- 1:51:51Cumhuriyet Bayramı Tepkisi
- 102. yılını kutlayacağımız Cumhuriyet'i ve halkımızın bu bayramını tebrik ediyoruz.
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve topraklar için canını feda etmiş tüm şuhedayı rahmetle, minnetle ve şükranla yad ediyoruz.
- Devletimize ve ordumuza her daim sahip çıkmamız gerektiğini, farklı fikir ve yaşam tarzlarına sahip olabiliriz ama devlet ve ordu bir tane olduğu için ayrışmayacağımızı vurguluyoruz.