Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Mimar Sinan Üniversitesi Şehir Planlama Bölümü'nün çarşamba seminerlerinden biri olup, konuşmacı Rakel Sezer'in Sakız Adası'ndaki Suda mülteci kampında 2016-2018 yılları arasında gönüllülük deneyimlerini anlattığı bir sunum formatındadır. Ayrıca videoda Gaziantep'ten bir yer bilimcisi ve Sinop'tan bir sivil toplum girişimcisi gibi diğer konuşmacılar da yer almaktadır.
- Video, Suriye savaşından sonra başlayan göç krizi, Avrupa'ya göç akını ve Avrupa Birliği'nin tepkisi üzerine odaklanmaktadır. Sunum üç ana bölümden oluşmaktadır: göç istatistikleri ve uluslararası hukuki boyut, Sakız Adası'ndaki mülteci kampı izlenimleri ve fotoğrafları, dünya genelindeki göç durumu ve gelecek hakkında düşünceler. Ayrıca Türkiye'nin 1951 Birleşmiş Milletler Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ni imzalama süreci ve Avrupa Birliği'nin Dublin III Sözleşmesi de ele alınmaktadır.
- Videoda Sakız Adası'ndaki mülteci kampının günlük yaşamı, farklı etnik grupların (Afrikalı, Kürt, İranlı, Azeri) nasıl bir arada yaşadıkları ve kamp içindeki çeşitli hizmetler (yemek dağıtım, çay saati, İngilizce dersleri) detaylı şekilde anlatılmaktadır. Ayrıca Türkiye'deki göçmen ve mülteci sorunu, Gaziantep ve Sinop örnekleri üzerinden incelenmekte, mülteci hakları ve yerel yönetimler arasındaki ilişki ele alınmaktadır.
- 00:01Rakel Sezer'in Tanıtımı
- Rakel Sezer, mesleki olarak göçle ilgilenmese de 2016-2018 yılları arasında Sakız Adası'ndaki Suda Mülteci Kampı'nda aktivist olarak bulunmuştur.
- Rakel, biyoloji lisansından sonra Alman bir ilaç firmasında çalışmakta ve şu anda bir firmada klinik araştırmalar kalite müdürü olarak çalışmaya devam etmektedir.
- Suda Mülteci Kampı 2015'teki göçmen krizinde, Suriye'den savaşın en zirve olduğu dönemde Ekim 2015'te kurulmuştur.
- 02:15Göç Akını ve Avrupa'daki Reaksiyon
- Suriye'den yerlerinden kalkan yaklaşık 10 milyon insanın bir kısmı Lübnan, Ürdün göçmen kamplarına, bir kısmı Türkiye'ye, Türkiye'den de Avrupa'ya akış yapmıştır.
- Türkiye'nin Avrupa'ya sınırı olan Yunan adaları ve Yunan anakarası üzerinden Edirne'den geçiş olmuştur.
- Rakel'in deneyimi, ikinci Dünya Savaşı'ndan beri Avrupa'nın gördüğü en büyük göç akımının reaksiyonunu izlemesi açısından çok önemli olmuştur.
- 03:43Sunumun Yapısı
- Rakel, sunumunu üç bölümde paylaşacağını belirtmiştir: izlenimlerini, düşüncelerini ve seminerin interaktif olmasını istemesini.
- İlk bölümde 2015-2019 arası göç istatistiklerini ve uluslararası hukuksal boyutunu anlatacak.
- İkinci bölümde fotoğraflarla Suda Mülteci Kampı izlenimlerini paylaşacak.
- Üçüncü bölümde dünya genelindeki göç istatistiklerini ve gelecek hakkında fikirlerini paylaşacaktır.
- 05:04Göç Akınının Gelişimi
- 2011'den beri süregelen Suriye'deki iç savaştan sonra 2014 yılına gelindiğinde Türkiye'den Yunanistan anakarasına ve deniz yoluyla botlarla adalara varışlar başlamıştır.
- 2015 yılında Afrika genelindeki kriz, savaş ortamı ve haksız hapisler nedeniyle Afrika ve Asya'dan gelenlerle birlikte ikinci Dünya Savaşı'ndan beri Avrupa'nın gördüğü en büyük göç yaşanmıştır.
- Göç halen devam etmekte ve Avrupa ülkeleri arasında bir göç koridoru mevcuttu, geçebilen göçmenler limanlarda birikmeye başlamış ve feribotlarla Yunanistan üzerinden diğer ülkelere geçme olanağı bulmuşlardır.
- 08:01Avrupa'ya Ulaşan Göçmen Sayıları
- 2014 yılında 526.700, 2015 yılında 1.257.000, 2016 yılında 1.224.300 göçmen Avrupa'ya ulaşmış, toplam 3 milyon bir adetten bahsedilmektedir.
- Mülteci başvurusu almış ülkelerin dağılımında Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan ve Avusturya ilk sıralarında yer almıştır.
- Avrupa parlamentosu bu haber karşısında tamamen değişmiş, sağcı partiler mülteci karşıtı olmuş ve terör olayları, güvenlik, ekonomik ve entegrasyon endişeleri nedeniyle müdahale etmek zorunda kalmıştır.
- 09:49Avrupa Birliği-Türkiye Anlaşması
- 20 Mart 2016'da Avrupa Birliği-Türkiye arasında ticari bir anlaşma yapılmış, insan hakları örgütlerinden eleştiri almış ve evrensel ilkelere karşı bir anlaşmadır.
- Anlaşma, 20 Mart 2016'dan itibaren gelen tüm düzensiz göçmenlerin Türkiye'ye geri gönderileceğini, toplu sınır dışı etme işlemi olmayacağını belirtmektedir.
- Suriyeli konular konusunda Türkiye, Suriye'den geri gönderilen Suriyeliler karşılığında bir Suriyeli alacak, bir değiş tokuş olacak.
- 12:05Anlaşmanın Detayları
- Anlaşmanın amacı Avrupa Birliği'nin seçmek istemek, Türkiye'nin ise göç akınıyı ülkesinde tutmaya söz vermek.
- Sayı 72.000'i aştığında Avrupa Birliği gönüllülük esasıyla almaya başlayacak.
- Türkiye'ye 3 milyar Euro ödeme yapılacağı, Türkiye'ye vize serbestisi yol haritası belirleneceği ve güvenli bölge projesi geliştirileceği belirtilmiştir.
- 15:28Anlaşmanın Yasal Yönleri
- Anlaşma, 1951 Birleşmiş Milletler Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne karşıdır.
- Sözleşmenin en önemli maddesi, hiçbir devletin bir mülteciyi ırkı, dini, tabiiyeti, sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı veya özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına geri göndermeyeceğini belirtmektedir.
- Bu hükümden yararlanamaz olan durumlar: ülkenin güvenliği için tehlikeli sayıldığı ve adi bir suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükmü olan kişilerdir.
- 16:33Türkiye'nin Mülteci Sözleşmesi İmzalaması
- Türkiye, 1951 Birleşmiş Milletler Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ni 1961 tarihinde resmi gazete yayınlamış ve imzalamıştır.
- Sözleşme 1951 tarihinde ilk defa Birleşmiş Milletler'e sunulmuş ve 22 Nisan 1954 tarihinde bir revizyon görmüştür.
- İlk sözleşme sadece Avrupa'da meydana gelen olaylar nedeniyle gelen mültecileri kapsarken, revizyonda bu coğrafi sınırlama kaldırılmıştır.
- 17:49Türkiye'nin Mülteci Sözleşmesi Üzerindeki Şerhi
- Türkiye, coğrafi sınırlama ile bir şerh koyarak bu maddeyi kabul etmiş ve bu durum Birleşmiş Milletler tarafından onaylanmıştır.
- Türkiye, Avrupa Konsey ülkeleri dışında gelen insanlara mülteci statüsü vermek zorunda değildir.
- Türkiye, sözleşmeye göre istedikleri zaman geçici koruma statüsü verebilir veya geri gönderme yapabilir.
- 19:12Avrupa Birliği'nin Mülteci Politikası
- Avrupa Birliği, 20 Mart 2016 tarihinden sonra Türkiye'ye geri gönderdiği her göçmeni Türkiye'den de ülkelerine geri göndereceği riskiyle göndermektedir.
- Avrupa Birliği, Türkiye'den sadece seçtiği Suriyelileri mülteci olarak kabul etmektedir.
- Kamplarda Afrika'nın birçok yerinden (Cezayir, Tunus, Orta Afrika, Gana, Somali, Sudan) gelen mülteciler bulunmaktadır.
- 20:19Dublin III Sözleşmesi
- Dublin III Sözleşmesi, Avrupa Birliği'nin kendi içinde mültecilerin tanımı, sığınma başvurusu süreci ve geri gönderme konularını düzenleyen bir sözleşmedir.
- Sözleşmeye göre, Avrupa Birliği üye ülkelerinden herhangi birine ayak bastığında parmak izinin alındığı yerde sığınma başvurusu yapılabilir.
- Mülteciler parmak izinin alınmamasına dikkat ederek istedikleri destinasyonlara ulaşabilmektedir.
- 21:44Yunanistan'ın Mülteci Sorunu
- Yunanistan, ekonomik ve nüfus dağılımı anlamında diğer Avrupa ülkelerine göre daha çok mültecinin yükünü almaya zorunlu bırakılmıştır.
- Dublin Sözleşmesine göre kampta kalış süreleri maksimum altı ay olmalıdır, ancak Yunan hükümeti bu başvuruları proses etmek için yeterli altyapıya sahip değildir.
- Şu anda Yunanistan'da bekleyen sığınma dosya sayısı 68.000'e ulaşmıştır.
- 23:14Türkiye'deki Mülteci Kampları
- Türkiye'de Ayvalık, Çeşme, Sınye, Kuşadası ve Kaş üzerinden mülteci geçişleri devam etmektedir.
- Midilli'de 23.170 kişi, Sakız Adası'nda 7.225 kişi bulunmakta olup, bu sayılar adaların nüfusuna göre inanılmaz bir orandadır.
- Mülteciler sınırlı bir yerde tutulmakta ve şehre gidip geliyorlar, ancak bir yaşam mücadelesi vermektedir.
- 25:19Sakız Adası'ndaki Mülteci Kampı
- Midilli adası Sakız'dan daha büyük olduğundan, Yunan sahil güvenliği bazen botları Midilli'ye yönlendiriyor veya sahil güvenlik teknesine alıp Midilli'ye götürüyor.
- Sakız Adası'nda 2015 yılının sonunda 48-72 saat geçiş için kurulan konteyner kampı, 2016 anlaşması sonrası 1.500 kişiye ulaşmıştır.
- Kamp, kale duvarları içindeki bir otopark alanında kurulmuş olup, yerleşik insanlar için stresli bir atmosfer yaratmıştır.
- 29:04Kampın Durumu ve Etnik Yapı
- Kamp çok güvensiz bir alanda bulunmakta ve sadece bir belediye görevlisi güvenlik olarak görev yapmaktadır.
- Sakız Adası'nda protestolar ve yürüyüşler yaşanmış, kampa Molotof kokteyli atılmış ve mülteciler de konteynerleri yakmıştır.
- Kamp içinde etnik bölgeler oluşmuştur; Kürtler, Iraklılar, Afrikalılar (Ganalı, Cezayirli, Nijeryalı) kendi kültürlerine göre bölgelerini oluşturmuşlardır.
- 32:13Sakız Adası'daki Mültecilerin Yaşamı
- 2017 yılı Yunanistan genelinde en soğuk yıl olarak tespit edilmiş ve Sakız Adası'na kar yağmıştır.
- Mülteciler kışı çadırlarla geçiriyor ve zamanla bu çadırları güzelleştirmeye çalışıyorlar.
- Sakız Adası'nda Kürt, İranlı ve Afrika mahalleleri bulunuyor, sınırlar geçişsiz olmasına rağmen herkes kendi mahallelerinde yaşıyor.
- 33:51Save the Children Çadırı
- Save the Children çadırında emzirme ve bebek maması sağlanıyor, ayrıca emziremeyen kadınlarda da bebek maması sağlanıyor.
- Konuşmacı, lokal inisiyatif olarak çalıştığı grupla Save the Children arasında işbirliği yapma girişiminde bulunmuş ancak lojistik sebeplerle başarılı olamamış.
- Lokal inisiyatifler ilk tepki olarak daha çabuk başarıyor, Save the Children gibi büyük sivil toplum örgütleri proje bazlı çalışıyor.
- 36:26Çocukların Durumu
- Yaklaşık 100-150 çocuk vardı ve anne-baba ilişkisi tamamen yok olmuş, anne-babaların tek sorusu gitmekti.
- Çocuklar kampı yaşayacak yer olarak kabul ediyor ve hızlı adapte oluyorlar, ancak ilgi ve stimülasyon ihtiyaçları vardı.
- Gönüllüler çocuklara günlük aktiviteler düzenliyor ve erişkinlerle top futbol oynuyorlardı.
- 37:35Yemek ve İletişim Hizmetleri
- Günde üç öğün yemek veriliyordu, sabah kahvaltısı Drop Indition (Norveçli gönüllü organizasyon) tarafından yapılıyordu.
- Zaporia adlı küçük bir sivil toplum örgütü, İspanya'dan getirdiği malzemelerle kampın yakınında mutfak kurup 1500 kişiye yemek çıkarıyordu.
- Afrika mahallesindeki kişiler pide ve patates yerine kendi yemeklerini yapmak istiyor, 90 Euro aylık mülteciye verilen para ile marketlere gidip mal alıyor ve balık tutup birbirleriyle paylaşıyorlardı.
- 39:58Sosyal Aktiviteler
- Lokal inisiyatif çay kuyruğu düzenliyordu, kışın günde yaklaşık 2 varil çay yapılıyordu.
- Çay saati hem insanların çadırlarından çıkmasına hem de birbirleriyle sosyalleşmesine olanak sağlıyordu.
- İngilizce dersleri veriliyordu, özellikle 17-18 yaşlarındaki çocuklar iyi İngilizce konuşabiliyordu.
- 42:07Depo ve Kaynaklar
- Konuşmacının çalıştığı KIOS Eastern Show Response Team (KIOS ESR) adlı lokal inisiyatif, Sakız Adası'nda en büyük depoya sahip.
- Depoya İngiltere'den, çeşitli Hristiyan derneklerinden ve Avrupa çapında çocuk derneklerinden gelen bağışlar ekleniyordu.
- 42:42Mülteci Yardım İşlemleri
- Konuşmacı, mültecilere ihtiyaç duyulan ayakkabı ve bot gibi eşyaları Avrupa'dan, İsviçre'den, İngiltere'den ve İskoçya'dan derneklerden temin ettiler.
- Barcelona'dan gelen kıyafetleri kadın, erkek ve çocuk olarak ayırıp, kışlık ve yazlık olarak düzenli olarak değiştirdiler.
- Her sabah 8:30'da toplantılar yapıldı ve "night shift" olarak adlandırılan bot karşılamada tek izin almış örgütler vardı.
- 44:10Mülteci Karşılama Süreci
- Mültecilerin gelmesi polis tarafından suç mahali olarak değerlendiriliyor ve polis taraması yapıldıktan sonra adları ve nereden geldikleri alınıyordu.
- Polis taraması sonrası mültecilere kıyafetler veriliyor ve ilk yemeklerini konuşmacıların ekibi sunuyordu.
- SMG Salvatore Mari Teemo Humanitaria adlı İspanyol-Bask bölgesinden gelen arama kurtarma ekibi de oradaydı ve doktorları ilk kontrolü yapıyordu.
- 45:42Mülteci Yardım Görevleri
- "Night shift" sonrası bebek kıyafetlerini ayrıştırıp dağıtıyorlardı ve sürekli değişen görevlerde acil yardım gerektiren yerlere yardım ediyorlardı.
- Bebekleri olan anneleri tespit edip özellikle bebek bezi ve kıyafet dağıtıyorlardı.
- Görevliler sürekli değişen görevlere atamakta ve acil durumlarda Zapora'ya veya Bask mutfağına yardım ediyorlardı.
- 46:47Sakız Adası'ndaki Cerst Hikayesi
- Ekim 2015'te Sakız Adası'nda bir pansiyon işleten bir kadın, sahile yanaşan botlardan gelen mültecilere yardım etmeye başladı.
- Her bot 40-50 kişilik mültecileri taşıyordu ve kadın onların pansiyonunu alıp kıyafetlerini komşulardan topladı.
- Polis mültecileri mevcut kamplara götürdü, ancak kadın Facebook'tan Avrupa'ya çağrıda bulundu ve yardım topladı.
- 48:46Sosyal Medyada Mülteci Krizi
- Sosyal medyada mülteci krizi hakkında bilgi almak zor oluyordu çünkü medyada genellikle sayılar ve botların devrilme gibi genel bilgiler paylaşılmaktaydı.
- Konuşmacı, Tula'nın fotoğraflarını görüp yardım etmek için gittiğini belirtti.
- Mültecileri geri göndermeye çalıştıklarını ve başvuru sürelerini uzattıklarını, bir bottan çıkıp polisin kayıt yaptığı günden ilk başvuru tarihi altı ay bulabildiklerini söyledi.
- 50:10Mültecilerin Durumu
- Mülteciler duvarlara "I'm here from 20 Mart 2016" gibi mesajlar yazıyor ve "I feel cold in Europe winter" gibi şikayetlerini dile getiriyorlardı.
- İnsan trajedisi sonrası Yunanistan, Ağustos 2009'da bir eylem paketi sundu ve Türkiye'den şikayetçi oldu çünkü göçler devam ediyordu.
- Temmuz ayında Yunanistan'da muhafazakar Demokrasi Partisi Çipras hükümetinden yönetimi devraldı ve 2020 sonuna kadar 10 bin sığınmacıyı Türkiye'ye geri göndermeyi planladı.
- 53:50Mülteci İstatistikleri
- Dünyada 70,80 milyon insan zorla yerlerinden edilmiş durumda, 41,30 milyon kişi ülkesi içinde yerinden edilmiş, 25,90 milyon UNCR ülkesinde yaşıyor.
- 23,90 milyon kişi kampta yaşıyor ve 5 milyon Filistinli bir ülke.
- 3,5 milyon kişinin sığınma başvurusu devam ediyor ve 2018'de 341 bin 800 yeni başvuru alındı.
- 55:19Mülteci Durumu ve Yaş Grupları
- Dünyada en çok 6,70 milyon Suriyeli, ikinci Afganistan, üçüncü Güney Sudan'dan mülteciler var.
- Her gün 37 bin kişi göçmen yapıyor ve sınırlar üretilerek bu durum devam ediyor.
- Mülteciler sınırlara ve duvarlara karşı durup, evlerinden, arkada bıraktıkları kişiler ve ailelerinden olmak pahasına yerlerinden göçüyorlar.
- 57:22Kamptaki Dil ve Yaş Grupları
- Konuşmacı, kampta konuştuğu dilin Türkçe olduğunu, çocuklarla çalıştığını ve çocuklar bir-iki sene içinde Türkçe biliyorlarını belirtti.
- Kamptaki dil Türkçe, Arapça ve Kürtçe olup çocuklar bu dilleri biliyorlardı.
- Mültecilerin çoğu yaşlılarını geride bırakmış ve yaşlılar gençlere "gidin buradan" diyerek izin vermişlerdi.
- 59:18Suriyeli Göçmenlerin Hukuki Durumu
- Gaziantep'teki Nizip sınırından giren yaklaşık 450 bin Suriyeli göçmen, Türkiye'de refüje statüsünde değil.
- Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesi'ne göre Türkiye, doğudan gelen ülkelerden mülteci başvurusu almıyor.
- Türkiye'de mülteci statüsü verilmiyor, sadece geçici koruma statüsü sunuluyor.
- 1:02:12Göçmenlerin Entegrasyonu
- Erişkinler ve çocukların göç olayına farklı tepkileri var; çocuklar hemen dili öğreniyor ve okula gidiyor, erişkinler ise post-travmatik sendrom içindedir.
- Erişkinler özellikle babalar, yeni ortamda entegre olabilmeleri çok zordur.
- Çocuklar zamanla yeni ülkeye alışır, ancak ailelerin orijinal ülkelerine olan bağları kopmaz.
- 1:05:42Sivil Toplum Örgütleri ve Göçmenler
- Türkiye'ye verilen 3 milyar Euro, göçmen başına yaklaşık 1000 Euro'ya denk gelmektedir.
- Adalarda her pazartesi belediyede bir toplantı düzenleniyor, burada UNCR, belediye ve diğer sivil toplum örgütleri bir araya geliyor.
- Bütçeleri bittiğinde sivil toplum örgütleri geri döndükten sonra adalar kendi başına bırakılmış durumda kalmıştır.
- 1:09:44Entegrasyon Stratejileri
- Almanya ve Avusturya'da entegrasyon bakanlıkları var, Türkiye'de de benzer bir bakanlık kurulabilir.
- Avrupa'da göçmenler için social wildfire adı altında aile büyüklüğüne göre 250 ile 1000 Euro arasında para ve bedava ev sağlanmaktadır.
- Almanya'da Merkel, aldıkları göç sayısını ve entegre ettiği sayıyı açıkça belirtmektedir.
- 1:12:40Türkiye'deki Suriyeli Göçmenlerin Durumu
- Türkiye'deki Suriyeli göçmenler kişi başı ayda 120 lira Kızılay kartı ile destek görüyor ve hastanelerden ücretsiz yararlanabiliyorlar.
- Kimliklerine sahip olan göçmenler için daha fazla imkan sunulurken, kimlik alamayanlar hastaneye bile gidemiyor.
- Bazı bölgelerde "kotamız doldu" diyerek göçmenlere başka şehirlere gitmeleri söyleniyor.
- 1:13:53Mülteci ve Göçmen Sorunu Üzerine Platform
- "Yanlış Bildiğimiz Doğrular, Doğru Bildiğimiz Yanlışlar" adlı platform, Türkiye'de göç ve mültecilik alanında çalışanlar tarafından kurulmuştur.
- İnsan Hakları Derneği ile birlikte yayınlanan raporda Türkiye'deki mülteci ve göçmenlere karşı insan hakları ihlalleri ele alınmaktadır.
- Platform, bu konuları infografiklerle destekleyerek daha etkili bir şekilde ifade etmektedir.
- 1:14:52Gaziantep'teki Mülteci Sorunu
- Gaziantep'in nüfusu 1,5 milyon iken yaklaşık 450 bin refüjenin gelmesi, şehrin sosyoekonomik, demografik ve kültürel yapısını değiştirmeye başlamıştır.
- Devletin bu soruna sistemli bir yaklaşımı olmadığı için, sorunun tamamen Gaziantep'teki halkın üzerine atıldığı belirtilmektedir.
- Gaziantep'te 3-8 yaş arasındaki kız çocuklarına tecavüz vakalarının 3.500'e ulaştığı, fuhuş ve çocuk ölümlerinin arttığı bildirilmektedir.
- 1:16:13Devletin Rolü ve Çözüm Arayışı
- Devletin bu konuda sistemli bir programı ve planı olmadığı için, halkın kendi içinde mültecilerle karşı karşıya kaldığı ve korunmacı bir düşünce yapısına büründüğü belirtilmektedir.
- İrkçılık gibi farklı boyutlarda sorunlar ortaya çıkıyor ve bu durumun devletin sistemli bir yaklaşımı gerektiğini vurgulamaktadır.
- 4 milyon mülteciyi nasıl entegre edeceğimiz konusunda bir düzen içerisinde yaklaşılması gerektiği, sadece "bırakır-gönderir" mantığının yeterli olmadığı vurgulanmaktadır.
- 1:18:31Sinop'taki Mülteci Deneyimi
- Sinop, 50 bin nüfusuna 2 bin küsur göçmenin (yeni Sinoplu) katılmasıyla %40'ı mülteci olma oranına ulaşmıştır.
- Göç meselesinin sadece Suriyeli olmakla sınırlı olmadığı, 1990'larda Irak-Körfez Savaşı'ndan sonra 500 bin Iraklı'nın Türkiye'ye gelmesi gibi örneklere de ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.
- Sinop'ta göçmenlerin çocuklarının hızlı adapte olmuş, başarılı ve yetenekli olduğu, ailelerinin de "bu memleket bizim" fikrine sahip olduğu vurgulanmaktadır.
- 1:21:16Sivil Toplum ve Devletin Rolü
- Sinop'ta göçmenlerin entegrasyonu için sivil toplum kuruluşlarının ve yerel halkın önemli bir rol oynadığı, günlük yaşamda yardımcı oldukları belirtilmektedir.
- Devletin bu konuda yeterli olamayacağı, sivil toplum ve bireylerin de çözüm arayıcı inisiyatifler geliştirmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
- 4,5 milyon refüjenin entegrasyonu için devletin bir stratejisi olması gerektiği, sadece sivil toplum örgütlerinin sınırlı kapasitesiyle bu sorunun çözülemeyeceği ifade edilmektedir.
- 1:24:06Şehir Planlama ve Mülteciler
- Şehir planlama tartışmasında bireyler ve devlet arasında yerel ölçek, hemşehrilik hukuku ve belediyeler kanunu'ndan gelen göçmenlik ve mültecilik hakları vurgulanmıştır.
- "Mülteciyim Hemşehrim" adlı platform ve Halkların Köprüsü hareketi İzmir'de mülteci ve yerel toplum arasında köprü kurma çalışmalarında önemli rol oynamıştır.
- Hemşehrilik hukuku, yerel yönetimlere ve aynı mekanı paylaşmaya dayalı vatandaşlık bağı ile kısıtlı olmayan mekan hakkı ve komşuluk hukuku mevcuttur.
- 1:25:27Avrupa ve Türkiye İlişkileri
- Konuşmacı, Avrupa'da hayatın pembe olmadığını ve Avrupa Birliği-Türkiye arasındaki sözleşmelerin ve kanun hükmünde kararnamelerin evrensel hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.