Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1595-1608 yılları arasındaki Kutsal Roma İmparatorluğu ile olan savaşını anlatan tarihsel bir belgeseldir. Videoda III. Murad Han, III. Mehmed Han, Koca Sinan Paşa, Damat İbrahim Paşa, Arşidük Maksimilyan ve diğer önemli tarihi karakterler yer almaktadır.
- Video, Osmanlı'nın Kutsal Roma İmparatorluğu ile başlayan 13 yıllık savaşın kronolojik anlatımını sunmaktadır. İlk olarak Yer Göğü Köprüsü faciası ve Estergon'un düşüşü, ardından Koca Sinan Paşa'nın sadrazamlık görevinden azledilmesi ve yeniden getirilmesi, III. Mehmed'in Eğri Kalesi'nin fethi ve son olarak 26 Ekim 1596'da gerçekleşen Haçova Muharebesi detaylı şekilde anlatılmaktadır.
- Videoda ayrıca Osmanlı ordusunun Avrupa'daki durumu, Haçova Savaşı'nın Avrupa üzerindeki etkileri ve Osmanlı'nın bu zaferle Avrupa'daki durumunun nasıl değiştiği de açıklanmaktadır. Savaşın ardından Osmanlı ordusunun Viyana'ya yönelme fırsatı olduğu ancak devlet adamlarının İstanbul'a dönüş kararı almasıyla bu fırsatın kaçırıldığı vurgulanmaktadır.
- 00:07Osmanlı-Kutsal Roma Savaşı'nın Başlangıcı
- Osmanlı Devleti, 12 yıl süren 1578-1590 Osmanlı-Iran Savaşı'ndan yorgun bir şekilde çıkmışken, Kutsal Roma İmparatorluğu ile 13 yıl sürecek büyük bir savaşa girmek zorunda kaldı.
- Savaşın ilk senesinde Osmanlı Devleti Vesprem ve Polatta kalelerini fethederken, Flek ve Neograd dahil on kadar kale ve palanga'yı kaybetmişti.
- Savaşın ikinci senesinde Kırım ordusunun da iltihakıyla güçlenen Osmanlı Devleti, Yanıkkale ve Papa şehirlerini fethetti.
- 00:48Balkanlardaki İsyanlar
- Balkanlardaki üç bağlı prenslik, Osmanlı ordusunun kışlamak için dağılmasından istifade ederek aynı anda isyan etti.
- Papa VIII. Klement ve Kutsal Roma İmparatoru II. Rudolf'un çabaları sonunda Erdel Voyvodası Batoi Sismund, Boğdan Voyvodası Zalim Aron ve Eflak Voyvodası Mihal, Kutsal Roma İmparatorluğu'nun tabiyetine girdiklerini ilan ederek ülkelerindeki Türkleri katletmeye başladılar.
- Osmanlı istihbaratının bu isyanlardan haberi olmadığı, büyük bir istihbarat zafiyeti olduğu ortaya çıktı.
- 01:29Osmanlı'nın Yeni Cepheleri
- Beklenmedik gelişme savaşta hiç hesapta olmayan bir cephe daha açılmasına neden oldu.
- Osmanlı Devleti, Macaristan cephesi dışında şimdi bir de Tuna cephesinde savaşmak zorunda kalmıştı.
- Eflak Voyvodası Mihal, Bükreşte bulunan 4 bin Türk'ü kadın erkek ayırt etmeden yakarak öldürmüş, Eflak'taki Osmanlı garnizonlarını kılıçtan geçirmiş, Rusçuk, İbrahim, Silistre ve daha birçok Türk şehirlerinde yağmalar ve katliamlar yapmış, bu yağmalarda pek çok Türk kazığa vurulmuştu.
- 02:01III. Murad'ın Vefatı ve III. Mehmed'in Tahta Çıkışı
- Osmanlı Padişahı III. Murad Han, 16 Ocak 1595 tarihinde sarayında felç geçirerek vefat etti.
- Osmanlı için felaketler ardı ardına geliyordu ve III. Murad'ın yerine Osmanlı tahtına oğlu III. Mehmed geçti.
- Sultan III. Mehmed tahta çıktığında henüz 29 yaşındaydı ve devlet büyük bir savaşın tam ortasındaydı.
- 02:24Eflak Seferinin Başarısı
- Artık Osmanlı Devleti için öncelik bağlı prenslerin isyanını bastırmaktı.
- Vezir-i Azam Koca Sinan Paşa ordusuyla Tuna üzerinden Yer Göğü'ne geçmişti.
- Eflak Voyvodası Mihal, Osmanlı ordusu karşısında tutunamamış ve kuzeye kaçmıştı.
- 02:58Yer Göğü Köprüsü Faciası
- Koca Sinan Paşa, Eflak seferinden elde edilen ganimet çok fazlaydı ve serdar payını almak isteyen Sinan Paşa, ganimet hesabını köprü üzerinde yapmaya karar vermişti.
- Köprünün başına dikilen müfettiş ve diğer görevliler ganimetleri tek tek not alıyorlar ve köprüden geçiş zamanını uzattıkları gibi köprü başına düzensiz bir yığılmaya yol açıyorlardı.
- Eflak Voyvodası Mihal, Avusturya ve Erdel'den aldığı kuvvetlerle güçlenmiş ve 70 bin kişilik bir orduyla Osmanlı ordusunu takibe başlamıştı.
- 04:00Köprü Yıkılışı ve Akıncıların Şehadeti
- Eflak Voyvodası Mihal, Avusturya ve Erdelden aldığı kuvvetlerle Yer Göğü'ne ulaşmıştı.
- Eflak ordusunun geldiğini öğrenen vezirazam Koca Sinan Paşa, ganimet toplamaktan vazgeçtiğini bildirdi ve herkesin bir an evvel köprüyü geçmesini emretti.
- Akıncıların köprüyü geçmeye başladığı anlarda top isabeti alan Yer Göğü köprüsü ortadan ikiye ayrılıp yıkıldı ve köprü üzerindeki yüzlerce akıncı Tuna'ya düşerek can verdi.
- 04:47Akıncı Ocağı'nın Sonu
- Köprünün çökmesi üzerine akıncıların neredeyse tamamı nehir ve düşman arasında sıkışıp kalmışlardı.
- Voyvoda Mihal toplarını köprüyü geçemeyen akıncılar üzerine çevirdi ve akıncılar için savaşarak şehit olmaktan başka çare kalmamıştı.
- Osmanlı'nın kuruluşundan itibaren en büyük bir hizmeti görmüş olan akıncı ocağı, Yer Göğü köprü faciasıyla fiili olarak son bulmuş oldu.
- 06:14Eflak Voyvodası Mihal'in Yeni Hareketleri
- Yer Göğü felaketinden hemen sonra Eflak Voyvodası Mihal, ordusuyla Yer Göğü kalesini kuşatıp ele geçirmiş, asker ve ahaliyi kılıçtan geçirip, kadın ve çocukları esir etmişti.
- Mihal'in amacı, Osmanlı ordusu dağılmış vaziyetteyken Tuna'yı aşıp Rumeli'yi de istila etmekti.
- Kırım Hanı Gazi Giray, emrindeki kalabalık Tatar ordusuyla Boğdan topraklarına girmiş ve buradaki isyanı bastırmaya girişmişti.
- 07:09Erdel ve Estergon Muharebeleri
- İsyan etmiş bir diğer prenslik olan Erdel, Voyvoda Battori Sismund önderliğindeki ordusuyla Temeşvar'ı muhasara etmekteydi.
- Belgrad'da bulunan Hadım Cafer Paşa derhal emrindeki kuvvetlerle üzerine yürüdü ve Erdel ordusunu mağlup etti.
- Osmanlı Devleti'nin isyan eden voyvorolar ile meşgul olmasını fırsat bilen Kutsal Roma İmparatorluğu, bu boşluktan istifade ederek Prens Mansfeld komutasındaki 70 bin kişilik bir ordu ile Estergon şehrini muhasaraya başlamıştı.
- 08:02Estergon'un Yıkılışı
- Veziriazam Koca Sinan Paşa, Estergon'u savunma vazifesini oğlu Mehmed Paşa'ya bırakmıştı.
- Sinanzade Mehmed Paşa serhat serdarı tayin edildiğinden cephedeki tüm komutanlar onun emrindeydi ve o ise 20 bin kişilik ordusuyla Budin'de bulunuyordu.
- Estergon'a vardığında düşmanın çokluğundan dolayı korkuya kapılan Sinanzade Mehmed Paşa, komutanlarına hücum emri verdikten sonra kendisi korku içinde Budin'e kaçtı.
- 08:49Estergon'un Son Direnişi
- Günde 800 ila 1500 arasında top güllesiyle vurulan şehir, gerçekten de metanetle direniyor ve serdar Mehmed Paşa'dan yardım gelmesini bekliyordu.
- Estergon şehri bu halde bir ay kadar daha direnmeye devam etse de şehirde baş gösteren su sıkıntısı dayanılmaz seviyeye ulaşmıştı.
- Durum böyleyken sonunda üç günlük bile suyumuz kalmamıştı.
- 09:39Estergon'un Düşüşü ve Sonrası
- Koca Sinan Paşa'nın oğlundan yardım gelmediği için şehirdekiler Estergon'u Vire ile teslim etmek zorunda kaldılar.
- Türkler Estergon'u tahliye edip Almanlar kaleye dahil olunca şehirde büyük tahribat yaptılar.
- Avusturyalı tarihçi Hammer ve Fransız tarihçi Alfons Martin, Avusturyalılar ve Macarların uyguladıkları yağma, saldırı ve kıyımın galiplerin insanlık anlayışının bir yüz karası olduğunu belirtmişlerdir.
- 10:45Osmanlı Ordusunun Yenilgileri ve Devlet İçindeki Sorunlar
- Estergon'dan hemen sonra Vişegrad ve Vaç kaleleri de Almanların eline geçti, böylece Eflak cephesinden sonra Avusturya cephesinden de İstanbul'a mağlubiyet haberleri gelmeye başladı.
- Ordunun başında kuvvetli bir komutan olmadığı ve Anadolu ve İstanbul'da serzele olup köylerin yıkıldığı haberi payitahtta akmaya başladı.
- III. Mehmed Ok Meydanı'nda büyük bir kalabalıkla dua etti ve şeriat hükümlerine tamamıyla riayet olunması hakkında fermanlar yayımladı.
- 11:27Vezir-i Azam Koca Sinan Paşa'nın Azledilmesi
- Veziri Azam Koca Sinan Paşa, Eflak'taki faciadan ve oğlunun Estergon'un düşüşüne sebep olmasından dolayı sorumlu tutularak padişahtan azar yedi ve görevinden azledilip Malkara'ya sürgüne gönderildi.
- Sadaret mührü III. Mehmed'in lalası Tekeli Mehmed Paşa'ya verildi, ancak bu vezir-i azam'ın sadareti yalnızca dokuz gün sürdü ve on gün şirpençe hastalığından vefat etti.
- İkinci vezir Damat İbrahim Paşa mührün kendine verilmesini bekliyordu, ancak Ferhat Paşa'nın suçsuz yere idamına sebep olduğu için III. Mehmed kendisine kırgındı ve uzaklaştırılarak mahrumiyet ile cezalandırılmıştı.
- 12:17Koca Sinan Paşa'nın Yeniden Sadrazamlığa Getirilmesi
- Sarayda ve İstanbul'daki taraftarlarının tesiri ile Koca Sinan Paşa yeniden sadrazamlığa getirildi.
- Sadaret mührünün yeniden Koca Sinan Paşa'ya verilmesi halkı hayret ve ümitsizlik içinde bırakmıştı.
- Koca Sinan Paşa, rakiplerini saf dışı bırakmak ve makamını korumak konusunda oldukça haristi, bu savaşı başlatan ve yenilgilerden mesul olan kişi kendisi olmasına rağmen tüm suçu kendisine rakip olarak gördüğü İkinci Vezir Damat İbrahim Paşa'ya yüklemekten geri kalmadı.
- 13:18Koca Sinan Paşa'nın Padişahın Sefere Çıkması İçin Fikri
- Akıncı kuvvetlerinin yer göğü faciasıyla mahvolması bütün Osmanlı ordusunda büyük bir umutsuzluk meydana getirmişti.
- Koca Sinan Paşa, yeni bir sefere çıkmak ve daha büyük başarısızlıklara uğramaktan korkuyordu ve ordu da onunla birlikte yeni bir sefere çıkmak istemiyordu.
- Koca Sinan Paşa, padişaha düşman memleketlerine serdar tayin etmenin büyük bir hatadır diyerek, padişahın bizzat sefere azimet buyurmasını önerdi.
- 15:00Padişahın Sefere Çıkması Kararı
- Padişahın annesi Safiye Sultan oğlunun sefere çıkmasına kesinlikle karşı çıktığından II. Mehmed sefere çıkmak konusunda tereddüde düştü.
- Vezir-i Azam Koca Sinan Paşa 1596 yılının Nisan ayında ansızın vefat etti ve sadarete geçen Damat İbrahim Paşa oldu.
- Padişahın eniştesi olan yeni vezir-i azam da valide sultan ile birlik olup padişahın sefere çıkmasını istemiyordu, ancak son yenilgiler ve kayıplar asker üzerinde büyük bir yılgınlık ve moral çöküntüsü meydana getirmişti.
- 15:55Padişahın Sefere Çıkması ve Sefer Hazırlıkları
- III. Mehmed Han, sefere bizzat çıkacağını beyan ederek hazırlıkların tamamlanmasını emretti.
- Kanuni Sultan Süleyman'ın 1566'daki Zigetvar seferinden beri otuz yıldır hiçbir padişah ordusuna bizzat başkomutanlık etmemişti.
- Sefer hazırlıkları için 150 bin flori harcanmıştı ve Koca Sinan Paşa'nın muazzam servetine el koyularak devlet hazinesine aktarıldı.
- 17:32Seferin Başlangıcı ve Belgrad'a Varış
- İstanbul'dan bizzat padişahın sefere çıktığını öğrenen Eflak Voyvodası Mihal iyice korkuya kapıldı ve padişahın bizzat sefere çıkması eklenince derhal bir mektup göndererek yaptıklarından ötürü Osmanlı padişahından affını diledi.
- Vezir-i Azam İbrahim Paşa ordu serdarlığına memur olurken, devlet katibi Hoca Sadeddin Efendi, vezir-i azam'ın yanında iç ve dışişleri yönetiyordu.
- Ordu Belgrad'a vasıl oldu ve burada III. Mehmed, Estergon'un düşmesinden mesul tuttuğu Koca Sinan Paşa'nın oğlu Mehmed Paşa'nın vezirlik rütbesini kaldırdı ve onu hapsederek bütün mal varlığına el koydu.
- 18:37Seferin Yönü Hakkında Karar
- Belgrad'da on bir gün kalan III. Mehmed, on iki gün buradan hareket ederek Salankamen yakınına gelip ordugah kurdu ve burada divan toplanıp seferin nereye yapılacağı istişare edildi.
- Komutanlar Kutsal Roma üzerine yürümenin daha doğru olacağı görüşünü savundular.
- Divan, Eğri Kalesi'nin fethedilmesinin din ve devlete menfaati çok olduğu fikrini kabul ederek seferin Eğri üzerine yapılacağı kararlaştı.
- 19:41Eğri Kalesi'nin Fethi
- Eğri Kalesi ilk kez Kanuni Sultan Süleyman devrinde Kara Ahmed Paşa tarafından 1552 yılında kırk gün kuşatılmış fakat ele geçirilememişti.
- III. Mehmed'in emrindeki ordu, Kanuni zamanında kuşatılıp alınamayan Eğri Kalesi'ni fetih için yola çıkmıştı.
- Varadin Köprüsü geçildikten sonra beş menzilde Segedin'e varıldı ve Hatvan'ın Almanlar tarafından kuşatıldığı haberi ordugaha geldi.
- 20:30Hatvan'daki Katliam
- Sultan III. Mehmed, Vezir Cağaloğlu Sinan Paşa'nın emrine on bin asker vererek Hatvan'ı müdafaa ile görevlendirdi.
- Cağaloğlu Sinan Paşa bölgeye yetişemeden Almanlar kaleyi ele geçirip içindeki Müslümanları topluca katletmişlerdi.
- Almanlar kadınları ve çocukları dahi intikam kılıcına uğratarak vahşice öldürdüler, kaleyi yıkıp yerle bir ettiler ve şehri kül yığınına çevirdikten sonra geri çekildiler.
- 21:22Eğri'ye Yolculuk
- Orduyu Hümayun 11 Eylül'de Soluk civarına gelmiş, burada Kırım Han'ı Gazi Giray'ın kardeşi Fetih Giray, maiyetindeki kalabalık Tatar süvarisi ile padişahın ordusuna katılmıştı.
- Sultan III. Mehmed, emrinde toplanan yüz binden ziyade askeri ile Eğri Kalesi'ne doğru yola çıktı.
- Eğri'ye varıldığında III. Mehmed Han, kale muhafızlarına bir emr-i şerif gönderdi ve Müslüman olmalarını teklif etti.
- 22:37Eğri'nin Fethi
- Eğri kalesindekiler padişahın davetine nağmeyi götüren elçiyi hapse atmakla karşılık verdiler.
- Sultan III. Mehmed'in emriyle kale beş koldan kuşatılarak müthiş bir top ateşine tutuldu ve onsekiz günlük kuşatma neticesinde Eğri Kalesi düştü.
- Bölgedeki zengin madenler Osmanlı'nın eline geçerken, şehirdeki altı bin Alman kılıçtan geçirildi ve bu hareket aynı zamanda Almanların Hatvan'da Müslümanlara yaptıkları katliamın bir intikamı olmuştu.
- 23:50Almanların Tepkisi
- Osmanlı ordusunun Eğri'yi kuşatması sırasında Almanlar da Türklerin harekatlarını civardan dikkatle takip ediyorlardı.
- Kutsal Roma İmparatoru'nun kardeşi Arşidük III. Maksimilyan ve Erdel Voyvodası Bathori Sigismund Eğri'nin imdadına koşma kararı vermişler fakat onlar gelene kadar Eğri çoktan düşmüştü.
- Almanlar, Kanuni Sultan Süleyman devrindeki gibi büyük Osmanlı kuvvetleri karşısına çıkmama ve esas ordu çekildikten sonra yıpratma hareketleri yapma taktiğini bırakmış görünüyorlardı.
- 24:37Haçova Meydan Muharebesi
- Sultan II. Mehmed'in Eğri'de bulunduğu günlerde büyük bir ordunun yaklaştığı haberi alınmıştı ve IV. Vezir Hadım Cafer Paşa onbeş bin askerle derhal yola çıkarıldı.
- Cafer Paşa, düşmanı görebilecek bir mevkiye geldiği zaman sayılarının kendilerinden kat kat üstün olduğunu görüp asıl orduya durumu bildirdi.
- Modern tarihçilerin dahi yüz eksi yüzyirmi bin civarında olduğunu tahmin ettiği bu büyük orduya karşı Cafer Paşa onbeş eksi yirmi bin kadar askeri ile savaşa girmeye mecbur kalmıştı.
- 25:50Muharebenin Sonuçları
- Savaşın başında düşmanın kalabalıklığını gören on binden ziyade Osmanlı askeri bu çılgınlığa katılmak istemeyip geri dönmüş, Cafer Paşa'nın etrafında yalnızca dört eksi beş bin asker kalmıştı.
- Bu ilk savaşta bin yeniçeri ve yüz tımarlı sipahi şehit olurken, kırküç Osmanlı topu ve ağırlıklar düşman eline geçti.
- Cafer Paşa'nın izni olmadan muharebe meydanından ayrılan Rumeli Beylerbeyi Veli Paşa, yenilgiden sorumlu tutulup vazifesinden azledildi, yerine Sade Hasan Paşa yeniden Rumeli Beylerbeyi oldu.
- 26:54Harp Meclisi
- 23 Ekim 1596 günü sabah namazı kılındıktan sonra Damat İbrahim Paşa riyasetinde bir harp meclisi toplanıp ne yapılacağı tartışıldı.
- Hoca Sadeddin Efendi, din düşmanlarıyla karşılaşmak vacip olduğunu ve düşman bizim üzerimize gelmezden evvel biz onlara hücum etmek üzere umumen ol sahra'ya varmamız gerektiğini belirtti.
- Hoca Efendi'nin bu sözleri padişahın da kalbine tesir edip savaşılması gerektiği konusunda karara varıldı ve nihai karar verilmiş bulunuyordu.
- 28:49Haçova Meydan Muharebesi'nde Osmanlı Ordusu
- 26 Ekim 1596 sabahı iki ordu Haço Ovasında karşı karşıya gelmiş ve harp vaziyeti almıştı.
- Osmanlı ordusunun aldığı düzene göre ordunun sağ kanadında Rumeli Beylerbeyi Sokulduzade Hasan Paşa komutasında Rumeli, Bosna ve Temeşvar eyalet askerleri bulunuyordu.
- Sol kanatta Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşa komutasında Karaman, Halep, Sivas ve Maraş beylerbeyleri bulunuyordu.
- 29:14Osmanlı Ordusunun Düzeni
- Üçüncü Vezir Cağaloğlu Sinan Paşa, Şam'dan gelen yeniçeri süvarileriyle ordunun öncü birliklerine komuta ediyordu.
- Kırım kuvvetleri komutanı Fetih Giray ve Diyarbakır Beylerbeyi Kuyucu Murat Paşa da hızlı atlarıyla onun emrindelerdi.
- Osmanlı ordusunun mevcudu elli bin kapıkulu, altmış binden fazla eyalet askeri ve Kırım Tatarlısıyla yüzon eksi yüzyirmi bin civarındaydı.
- 30:10Haçlı Ordusunun Yapısı ve Gücü
- Rudolf'un kardeşi Arşidük Maksimilyan idaresindeydi ve bu komutanın emrinde yedi kral bulunuyordu.
- Haçlı ordusunun esas kuvvetini Alman devletlerinin askerleri teşkil etmekle beraber İspanyollar, Transilvanya Macarları, Papalık ordusu, Floransalılar, Lehler, Çekler, Slovaklar, İtalyanlar, Hollandalılar, Belçikalılar ve Fransız gönüllüleri de katılmıştı.
- Orduda devrin en iyi yüz savaş topu bulunuyordu ve bu topların menzili Türk toplarından çok daha uzundu.
- 30:58Haçlı Ordusunun Sayısı Hakkında Farklı Görüşler
- Osmanlı kaynakları Haçlı ordusunun sayısının yüzbin ile üçyüzbin arasında olduğunu belirtirken, bazı Batılı kaynaklarda bu sayı kırk bine kadar indirilmiştir.
- Haçova Muharebesi'nde bulunmuş olan üç Osmanlı tarihçisi düşmanın sayısı hakkında farklı rakamlar vermiştir.
- Topçu bölükbaşı Abdulkadir Efendi, Cafer Paşa'nın haber verdiği gibi düşmanın üçyüz bin kişi olduğunu, Hasan Beyzade Ahmed Paşa ise düşmandan ele geçirilen askerlerden ikiyüz bine yakın olduğunu duyduklarını anlatmıştır.
- 31:46Haçlı Ordusunun Kuvvetlerinin Detayları
- Muharip subay Peçevi İbrahim Efendi, düşmanın yüz, belki yüzü de aşkın piyade alayı olduğunu ve Macar atlı alaylarının büyük bir dağ gibi göründüğünü belirtmiştir.
- Nemçe, Çek ve Leh süvari alaylarının sayısı elli'yi aşıyordu ve her biri en az üç, en çok beş tüfek taşıyordu.
- Haçlıların kendi tarihlerinde askerlerinin çok kalabalık olduğunu, her memleketten gelenleri birer birer sayılarıyla belirttiklerini ve toplam ikiyüz alayı aşkın bir asker gücüne sahip olduklarını yazmışlardır.
- 33:04Haçova Ovasında Savaşın Başlangıcı
- Haçova Ovasında her iki tarafın da muharip kuvveti birbirine hemen hemen denk bir durumdaydı.
- 26 Ekim 1596 günü Haçova Ovası'nda vakit öğleyi geçtiği halde iki taraf da henüz saldırıya geçmemişti.
- Vezir Cağaloğlu Sinan Paşa, düşmanı kendine çekmek için öncü bildikleri ile harekete geçti, ancak Alman topçuları yaptıkları atışlarla Osmanlı öncü birliklerinin yaklaşmasına fırsat vermediler.
- 33:53Savaşın İlk Aşamaları
- Sadrazam İbrahim Paşa kırk kadar topu ileri sevk etti, amaç bu toplar ile düşman hatlarını vurmak ve düşmanı saldırıya zorlamaktı.
- Alman toplarının menzili Türk toplarından çok daha uzun olduğu için Türk toplarını kolaylıkla etkisiz hale getirebiliyordu.
- Türk topçuları hayatlarını hiçe sayarcasına ve büyük bir kahramanlık göstererek ilerlemeye devam ettiler ve atış menziline vardıktan sonra toplar ateşlenmeye başladı.
- 34:48Savaşın Gelişimi
- Cağaloğlu emrindeki öncüler gelen süvarileri karşılayınca günün ilk çarpışması başlamış oldu.
- İkindi vaktine kadar melunlar kendilerini göstermediler, ancak ikindi vakti gelince alay alay taburdan çıkıp ehl-i İslam üzerine taarruza başladılar.
- Cağaloğlu Sinan Paşa, düşmanın aniden topyekün hareketlendiğini görünce öncülere geri çekilme emri verdi ve Kırım Tatarları sağ cenaha, Diyarbekir atlıları sol cenaha doğru çekilip pozisyon aldılar.
- 35:51Haçlı Ordusunun Saldırısı
- Haçlı ordusu bir koni biçiminde hızlıca Osmanlı merkezindeki yeniçeriler üzerine ilerledi ve aralıksız tüfek mermileri yağdırdı.
- Alman topları Müslümanlar üzerine top atışları yapıyor ve yeniçeriler de aynı şekilde tüfeklerle karşılık veriyorlardı.
- Yeniçeri tüfeklilerinin sayısı, Haçlı ordusunun tüfeklilerinin sayısıyla kıyaslanamayacak kadar azdı ve merkezdeki yeniçeri bölüğü bir miktar geri çekilmek zorunda kaldı.
- 36:29Savaşın Son Aşamaları
- Haçlı ordusunun sağ ve sol cenahlarından ağır zırhlı süvari birlikleri Osmanlı öncüleri üzerine saldırıya geçtiler.
- Savaşta bulunan Hasan Beyzade Ahmed Paşa, dalga dalga demir seli gibi süvari birliklerinin ilerlediğini ve Tatar askerlerini meydandan süpürüp dağıttığını anlatmıştır.
- Haçlı ordusunun topyekün bir saldırıya başlaması üzerine, ön cephedekiler ordugaha adamlar gönderip yardım istediler ve padişah emriyle ileri hatlara destek süvari birlikleri gönderildi.
- 37:29Osmanlı Ordusunun Bozulması
- Haçlı ordusunun müthiş saldırısını göğüslemeye çalışan Osmanlı cenahları, kısa süre içinde bozulma emareleri gösterdiler.
- Peçevi İbrahim Efendi, gelen şiddetli düşman saldırısını anlatırken, karşılarında dağlar bile duramazdı ve hiçbir alay mukavemet edemediğini belirtmiştir.
- Hasan Beyzade Ahmed Paşa, cehennem gibi ateş saçan şeytan ordusunun karşısında ehl-i imanın duramayıp perişan olduğunu ve beylerbeyilerin dağılıp batağın beri yakasına geçmeye başladığını anlatmıştır.
- 38:35Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa'nın Sonu
- Osmanlı ordusunun sol kolundaki Anadolu birlikleri diğerlerine nispeten biraz daha dayanıklı dururken, sağ koldakiler hızlı bir şekilde geri çekiliyorlardı.
- Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa, emrindeki Rumeli kuvvetleriyle düşmanı geçirmemek üzere emir alıp bir miktar süvarisiyle düşman karşısında durmak için mevzi aldı.
- Hasan Paşa, düşmanın tüfek atışı altına düşmesiyle bütün alayı dağıldı ve kafirler doğruca ordugaha ilerlediler.
- 40:11Haçova Muharebesi'nde Osmanlı Ordusunun Durumu
- Düşman askeri Osmanlı çadırlarına ve padişahın otağına kadar gelmiş, Osmanlı ordusunun sol kanadı bozulup kaçmaya başlamıştı.
- Vezirler arasında büyük telaş başlamış, padişahın eniştesi vezir-i azam Damat İbrahim Paşa, padişahı gizlice kaçırmak için teşebbüste bulunmuştu.
- Padişahın savaştan kaçırılacağı bilgisi ordugahta hızla yayıldığı ve umudu kırılmak üzere olan askerin maneviyatı iyice bozuldu.
- 41:26Padişahın Kararı ve Hoca Sadeddin Efendi'nin Rolü
- Padişah savaştan kaçmamış, vezir-i azam İbrahim Paşa'nın kaçması yönündeki telkinine kulak asmamıştı.
- Hoca Sadeddin Efendi, padişaha "yerinizde sabit ve berkarar olmak" gerektiğini söylemiş ve padişah bu sözüne itimat edip teslim olarak yerinde sebat etmeyi tercih etmişti.
- Hoca Sadeddin Efendi'nin bu metanetli duruşu olmasaydı, Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biri kaybedilmiş olacaktı.
- 43:11Padişahın Otağının Korunması
- Vaziyet Osmanlı açısından çok kritikti, Arşidük Maksimilyan ordusuna topyekün hücum emri vermiş, Haçlı ordusu Osmanlı ordugahını ele geçirmiş ve yağmaya başlamıştı.
- Saflarını terk etmeyip bozulmadan duran tek yer bizzat padişah otağının bulunduğu kısımdı.
- Arşidük Maksimilyan, padişah otağının ele geçirilmesini bizzat emrettiğinden, Haçlı ordusunun vurucu gücü topu ve tüfeği ile bizzat otağa ilerlemişti.
- 44:00Muharebenin Dehşet Verici Anları
- Alçak kafirlerin süvarisi ve piyadesi derya misal orduya dağıldılar, ordu içinde Müslüman ve kafir kılıçları birbirine girip artık tüfekler kullanılmadı.
- Boğaz boğaza, yaka yakaya çarpışıyorlardı, bazı melonlar padişah otağının halatlarına el uzattıklarında iç oğlanları yer yer silahlarını alıp saldırarak onları öldürüyorlardı.
- Vezirler ve ileri gelenler padişahı kuşatarak korumaya aldı, o gün adeta kıyamet gününden bir saat gibiydi.
- 44:50Zaferin Başlangıcı
- Hoca Sadeddin Efendi ile birlikte padişah III. Mehmed Han, üzerinde Resul-i Ekrem'in mübarek hırkası ve elinde yine onun sancağıyla çadırından çıktı.
- Padişahlarını dimdik ayakta ve arkalarında gören Osmanlı askerleri tekbirler getirerek kılıçlarını düşman üzerine indirdiler.
- Ordugah çevresinde yükselen tekbir sesleri adeta bütün ovayı kapladı.
- 45:40Zaferin Tamamlanması
- Gün akşama yakındı, artık bittiği sanılıp Allah'a yalvarmaya belirti başladığı anda fetih ve zafer belirtileri başladı.
- At oğlanı, aşçıbaşı, deveci, katırcı ve daha başka kara çullukçu denen gaziler, çadırları zapt etmiş olan mel'unlara çadır kazması, odun baltası, koltuk gövdesi, lobut ve sopa gibi şeylerle hücum edip bazılarını hakladılar.
- Kafirler kaçıyor sesleri bir anda etrafa sirayet ederek her taraftan aynı şekilde sesler yükseldi.
- 46:29Haçlıların Kaçışı ve Osmanlı Ordusunun Zaferi
- Kaçmakta olan Osmanlı askerleri tepe üzerinde padişahlarının elindeki peygamber sancağını görünce toparlanıp birleşmeye başladılar ve ordugahtaki Haçlı askerlerinin üzerine saldırdılar.
- Daha az önce zaferini kutlayan Haçlı askerleri ise müthiş bir korkuyla kaçışmaya başladılar.
- Osmanlı çadırları arasından kaçarak gelenleri gören merkezdeki Haçlılar da aynı korkuyla kaçışmaya başladılar.
- 47:10Zaferin Sonuçları
- Beklenmedik kaçışı gören vezirler derhal alaylar düzüp kaçanların takip edilmesini emrettiler.
- Fetih Giray komutasındaki Tatarlar ve Cağaloğlu Sinan Paşa komutasındaki öncüler yeniden toparlanmış ve kaçanları kovalamaya başlamıştı.
- Topçular katibi Abdulkadir Efendi, Haçlı ordusunun kaçışını "öyle bir kaçıyorlardı ki, kafirlerin atlı bildikleri can korkusundan kendi piyade askerlerini çiğneyip geçiyorlardı" sözleriyle ifade ediyor.
- 47:52Zaferin Ölçüsü
- Peçevi İbrahim Efendi, yatsı vaktine varmadığı belki bir saatlik bir zaman içinde hiç abartısız elli bin din ve devlet düşmanı yok edildiğini belirtiyor.
- Topçular katibi, bu kadar çok insanın bu kadar kısa zamanda kılıçtan geçirilmesinin insan gücünün yapabileceği bir şey olmadığını, ancak Allah'ın takdiriyle gerçekleştiğini söylüyor.
- Hasan Beyzade Ahmed Paşa, kafirlerin cesetlerinin kaldırım taşları gibi birbirinin üzerine yığıldığını ve iki saat içinde düşmanın piyade kuvvetlerinden geriye hiçbir iz kalmadığını anlatıyor.
- 49:15Zaferin Anlamı
- Daha iki saat önce kafirler İslam ordusunu tamamen kuşatmış, padişahın otağına kadar sokulmuşlar, hatta hazine sandıklarının üzerine çıkıp zaferlerini kutlamak için dans ediyorlardı.
- Bu sırada İslam atlılarının çoğu firar etmiş, birlikleri dört bir yana dağılmıştı.
- Bu zafer Allah'ın inayeti ve şeriat penahi Resulü'nün mucizesiyle gerçekleşmişti.
- 50:59Haçova Savaşı'nın Sonuçları
- Savaşın ardından kaçanları takip etme vazifesi Kırım Tatarlarına verilmiş, akıncıların boşluğunu doldurmaya çalışan Tatarlar kaçanlardan pek çoğunu öldürürken üç gün boyunca Alman topraklarını yağma ve talan ettiler.
- Haçova Savaşı, Osmanlı Devleti'nin kazandığı en büyük meydan muharebelerinden biri olmuş, Almanların uzun menzilli toplarının tamamı Osmanlı Devleti'nin eline geçtiği gibi on bin duka altın ganimet olarak alınmıştı.
- Düşmanın zayiatı çok fazlaydı; tarihçi Naima'ya göre bu savaşta kırılan küffar, Mohaç ve Çaldıran savaşlarında öldürülen küffarın iki misli kadar idi.
- 51:57Avrupa'daki Tepkiler
- Avrupa tarafında bu yenilgi müthiş bir korkuya sebep olmuştu; Alman tarihçi Zinkeysen'e göre Haçova'da yaşanan korkunç mağlubiyetin haberi Hıristiyan aleminde bir felaket gibi dilden dile dolaştı.
- Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşadığı Türk korkusunu yeniden yaşamaya başlamış, Avrupa'da Türk süngüsü karşısında düzlükte meydan tutulmaz kanaati yeniden doğmuştu.
- Kutsal Roma İmparatoru II. Rudolf, Türklerin bu zaferin ardından tekrar Viyana kapılarına dayanacağı düşüncesiyle büyük bir endişe içerisine girerken, Osmanlı'ya bağlı beyliklerde yeniden Osmanlı yanlısı hareketlenmeler görülüyordu.
- 52:40Osmanlı'nın Viyana'ya Yolculuğu
- Osmanlı ordusunun karşısına çıkabilecek bir ordu kalmamış, Türkler için Viyana yolu yeniden açılmıştı; Kanuni Sultan Süleyman döneminde Viyana'nın alınamamasının en önemli sebeplerinden biri, İmparator Şarlken'in Osmanlı ile muharebeye girmeye cesaret edemeyip ikiyüz binden ziyade olan ordusuyla Almanya içlerinde beklemesiydi.
- Kutsal Roma ordusu Avrupa'da paramparça edilmiş ve Avrupa büyük bir korkuya gark olmuşken Osmanlı'nın karşısında durmaları mümkün değildi; üstelik Lehistan Şansölyesi Zamovski bu savaşta Osmanlı tarafını destekliyordu.
- Padişah azimet edip Avrupa topraklarına yürürse Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'nun parçalanması dahi mümkündü; bu mümkün olmadığı takdirde hiç olmazsa Almanlar için zorlu barış şartları dikte edilebilirdi.
- 53:51Harp Meclisi ve Karar
- Savaştan sonra kurulan harp meclisi hayli hararetli geçmişti; Damat İbrahim Paşa, padişahın İstanbul'a dönmesini ve bundan sonra savaşın serhat serdarı tarafından devam ettirilmesini savunuyordu.
- Sultan'ın annesi Safiye Sultan, başından beri oğlunun sefere çıkmasını istemeyen ve sarayda çok baskın bir kadın olan, damadı İbrahim Paşa'ya sürekli mektuplar göndermiş ve padişahı İstanbul'a geri getirmesini istemişti.
- Diğer taraftan serhat boylarında pişmiş olan Rumeli Beylerbeyi ve Vezir Sokulluzade Hasan Paşa, padişahın İstanbul'a dönmesinden yana değildi; ona göre padişah serhadde kalırsa savaş kısa sürede bitirilebilirdi.
- 54:50İstanbul'a Dönüş Kararı
- Haçova'da kazanılan zaferle sarhoş olan vezirler, eğride çok zayiat verildiğini ve kışın yaklaştığını öne sürerek bir an önce İstanbul'a dönmek fikrini savundular; oysa yirmialtı Ekim mevsimin ilerlemiş günü sayılmazdı.
- Son karar Sultan III. Mehmed'e aitti ve herkes sultan'ın iki dudağından çıkacak olan kararı bekliyordu; III. Mehmed daha önce hiç savaş görmemişti ve devlet idaresi konusunda yeterince tecrübesi yoktu.
- Bu genç padişah da önündeki fırsatları görememiş ve divanın çoğunluğunun kararına uyarak İstanbul'a dönüş emri vermişti; böylece bu büyük fırsat kaçmış oldu.
- 56:05Tarihçilerin Değerlendirmesi
- Meydan muharebesine katılmış olan büyük tarihçi Peçevi, bu bir gaza-i ekber olduğunu ve belki de şimdiye değin olan tabur muharebelerinin hiçbirinde bu kadar kafir leşi meydanda kalmadığını belirtti.
- Peçevi'ye göre bu gazada toprak ve kanlar içinde can veren dönek kafirin sayısı Mohaç kazasındakinin iki katı olduğuna kuşku edilemezdi.
- Peçevi, eğer bu kazadan sonra da saadetli padişahımızı Budin'e götürselerdi, düşman elindeki cümle serhat kaleleri düşer ve İslam tasarrufuna girerdi; hiç olmazsa kış Belgrad'da kışlansa ve evvel baharda hedefimiz Viyana'dır deseler, Nemçe kafirlerinin de Eflak ve Boğdan gibi haraca bağlanacağı mukarrerdi.