• Buradasın

    Osmanlı Kadın Hareketi ve "Kanatlanmış Kadınlar" Kitabı Üzerine Akademik Röportaj

    youtube.com/watch?v=YRbCplz58DU

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Mülkler Birliği tarafından düzenlenen edebiyat buluşmaları kapsamında Selem Timur ile yapılan bir akademik röportajdır. Selem Timur, Mimar Sinan Üniversitesi ve Paris'teki akademik geçmişi olan bir akademisyendir.
    • Röportaj, Selem Timur'un "Kanatlanmış Kadınlar" kitabı üzerine odaklanmakta ve Osmanlı kadın hareketi, transnasyonel feminizm yöntemi ve Fatma Aliye Topuz gibi önemli Osmanlı kadın yazarlarının edebi mirasını ele almaktadır. Video, Osmanlı modernleşmesi sürecinde kadınların rolünü, Fatma Aliye'nin "dindar aydınlanma" yaklaşımını ve Osmanlı kadınlık hareketinin uluslararası bağlamdaki yerini tartışmaktadır.
    • Konuşmacı, Osmanlı kadınlık hareketinin Cumhuriyet sonrası bakış açısına göre yanlış yorumlandığını, Fatma Aliye'nin Ahmet Mithat ile olan ilişkisini ve dönemin diğer kadın yazarlarıyla olan dayanışma ilişkilerini anlatmaktadır. Ayrıca, edebiyat alanındaki cinsel taciz, #MeToo hareketi ve Türk feminist hareketinin tarihsel gelişimi gibi güncel konular da ele alınmaktadır.
    00:29Edebiyat Buluşması ve Kitap Tanıtımı
    • Mülkler Birliği tarafından düzenlenen edebiyat buluşmasında "Kanatlanmış Kadınlar" kitabı tanıtılıyor.
    • Kitap, Osmanlı ve Avrupalı kadın yazarların dostluğuna odaklanıyor.
    • Selem Timur, Zam de Sion Fransız Lisesi'ni bitirdikten sonra Mimar Sinan Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş.
    01:03Selem Timur'un Akademik Yolculuğu
    • Paris'te Doğu Dilleri ve Kültürleri Enstitüsü'nde ve Bilkent Üniversitesi'nde Türk Edebiyatı bölümlerinde yüksek lisans derecesini almış.
    • 2017'de Paris Sorbonne'da "19. Yüzyıl Osmanlı ve Fransız Kadın Edebiyatına Feminist ve Transasyonel Bakışlar" adlı tezini tamamlamış.
    • 2009 yılından beri Özyeğin Üniversitesi'nde toplumsal cinsiyet edebiyat dersleri ve feminist teori üzerine dersler vermekte.
    02:13Kitabın Macerası
    • Kitabın macerası, Mimar Sinan Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı okurken Tanpınar'ın öğrencileri ve Tanpınar'ı önemseyen bir ekolden başlıyor.
    • Radyasyon mezunu olduğu için Paris'te yüksek lisans yapmaya karar vermiş ve akademikte kalmak istemiş.
    • Tanpınar'ın şehirle olan ilişkisi üzerine çalışmak üzere Paris'e gitmiş, orada iki sene boyunca yüksek lisans yapmış.
    03:17Osmanlı Modernleşmesi ve Paris Deneyimi
    • Mimar Sinan Üniversitesi'nde Osmanlı modernleşmesi, yeni Osmanlılar, Jön Türkler ve Tanzimat edebiyatı konuları inceleniyor.
    • Tanzimat aydınları modernleşmenin dilini olan Fransızca öğrenmek için ilk olarak Paris'e gitmişlerdir.
    • Konuşmacı, Tanpınar'ı çalışırken Osmanlı aydınlarının Paris deneyimini araştırmış, ancak feminist bilinci olmadan başlamıştır.
    04:51Paris'teki Ötekilik Deneyimi
    • Konuşmacı, Paris'te oryantalizm ve ırkçılıkla karşılaşıp, kadın olarak sokaklarda gezememiş ve ırkçı saldırılar görmüştür.
    • Bu deneyim, konuşmacıda bir ötekilik deneyimi yaratmış ve bu travmatik deneyim bir uyanışa ve soru işareti koymaya yol açmıştır.
    • Bilkent'te feminist teoriyle tanışması, yaşadıklarının kişisel olmadığını ve bunun patriyarkal ve kapitalist sistemlerin sistematik bir şiddet olduğunu fark etmesine yardımcı olmuştur.
    06:46Hafızasızlık ve Araştırmalar
    • Konuşmacı, Mimar Sinan Üniversitesi'ndeki tarih bilincinin kendisinde yarattığı hafızasızlık ve güçsüzlük üzerine araştırmalar yapmaya karar vermiştir.
    • Araştırma sonuçlarını hem resmi müfredatta eksik olan hafızasızlığa katkıda bulunmak için hem de yurtdışına karşı koymak için paylaşmak istemiştir.
    • Serpil Çakır'ın Osmanlı kadın hareketini, Yaprak Zihni Oğlu'nun "Kadınsız İnkılab" kitabını ve Nezihe Muhittin'i 1990'lı yılların sonunda çalıştığını fark etmiştir.
    08:53Osmanlı Kadın Hareketi
    • Osmanlı kadın hareketi, 19. yüzyılda Osmanlı aydınlanmasını yaşayan, entelektüel alanda bilinçlenmiş ve üretmiş kadınlarla ilgilidir.
    • Osmanlı modernleşmesinin anlatısı genellikle Namık Kemal, Ahmet Mithat ve Tevfik Fikret gibi erkek aydınların yaşadığı travmalara dayanır.
    • Erkekler batılı patriyarkayı almak zorunda kalmak ve erkeklik anlamında güç kaybı yaşamak gibi travmalara sahipken, kadınlar bu deneyimi güçlenme ve birey olma olarak yaşamışlardır.
    10:04Edebiyat Tarihi ve Kadınların Rolü
    • Osmanlı kadın hareketinde önemli figür olan Fatma Aliye, beş roman yazan ve gazetelere yazı yazan bir entelektüeldir.
    • Edebiyat tarihi verirken kadınları ayrı bir yerde değil, bütün tarihin içerisinde entegre olmuş bir şekilde göstermek gerekir.
    • Hatice Zinnur, 1906-1912 yılları arasında Avrupa'yı gezmiş ve bu deneyimlerini "Türk Kadının Avrupa İzlenimleri" adlı eserinde anlatmıştır.
    12:45Transasyonel Feminizm Yöntemi
    • Konuşmacı, kitaplaşırken akademik bir metni daha okuyucuya ulaşılabilir hale getirmeye çalıştıklarını belirtiyor.
    • Çalışmasında Çandıra Mohant'in transasyonel feminizm yöntemini kullanmıştır.
    • Transasyonel feminizm, ikilikleri aşan, sınırları aşan bir bakış açısıdır ve tek bir feminizm değil, farklı feminizmlerin var olduğunu vurgular.
    14:19Transasyonel Feminizmin Özellikleri
    • Transasyonel feminizm, batılı feminizmin tek bir norm olduğunu ve diğer feminizmleri "fark olan" olarak görerek kurtarılması gerektiğini savunduğu karşıt bir teoriyi içerir.
    • Bu yöntem, alışveriş ve etkileşimle bir direniş, strateji kurmak ve ortaklıklar kurmak anlamına gelir.
    • Hint akademisinin pos kolonyal (sömürge karşıtı) bir bakış açısını yansıtan bu yöntem, teorinin üçüncü dünyaya odaklandığını gösterir.
    15:18Osmanlı Kadınlıkları ve Transasyonel Feminizm
    • Transasyonel feminizm çerçevesinde bakıldığında, malzeme kendini gösterir ve doğu-batı, oksidantalizm, oryantalizm gibi ikiliklerin dışına çıkar.
    • İstanbul, batılı kadınlar için kurtuluş ve özgürlük yeri olurken, diğerlerinin kafes ve harem olarak görülmesi gösterilir.
    • Mekanlar, bu ikiliklerin dışına çıktığımızda kendi anlamlarını çoğulcu bir şekilde üretirler.
    16:47Fatma Aliye ve Feminist Tarihçilik
    • Konuşmacı, transasyonel feminizm yöntemini ve feminist tarihçiliği kullanarak Fatma Aliye'nin arşivlerini inceledi.
    • Transasyonel feminizm, feminizmleri çoğaltır ve tarihi ulusal sınırların ötesinden, milliyetçilikten nefes alabileceğimiz alanlardan bakar.
    • Fatma Aliye'yi dünya edebiyatı içerisinde, ulusal sınırları aşan bir yerde konumlandırmak istemiştir.
    17:43Fatma Aliye'nin Değerlendirilmesi
    • Fatma Aliye, tarihi uzun süre ulusal sınırlar içerisinde yazılmış ve müfredatta sadece Halide Edip ile birlikte yer almıştır.
    • Fatma Aliye, cumhuriyet karşıtı ve dindar olarak ikilikler içerisinde okunmuştur.
    • Araştırmalar sonucunda, Fatma Aliye'nin bu ikilikleri aştığı ve ulusal sınırları aştığı görülmüştür.
    18:44Fatma Aliye'nin Edebi Mirası
    • Fatma Aliye, bir romanını Fransızca'ya çevirmiştir ve bu dönemde Fransızca'ya çevrilmiş başka bir roman yoktur.
    • Yeni Osmanlılar arasında ilk transnasyonal düşünür, entelektüel kadın düşünür ve yazar olarak yer almıştır.
    • Müslüman dünyayı etkilemiş ve Mısır feminizmine katkı sağlamıştır.
    19:37Fatma Aliye'nin Dini Yaklaşımı
    • Fatma Aliye'nin dini yaklaşımları, İslam'ı merkezi alan yapıtlarıyla ifade edilir.
    • Yeni Osmanlılar, İslam'ı merkezi alarak anti-sömürgeci bir merkez yaratmak ve özgün bir kültür oluşturmak için kullanmıştır.
    • Fatma Aliye, Müslüman feminist olmadığını gösterir çünkü müslüman feminizm 1990'lar sonrası çıkan bir akımdır.
    20:13Fatma Aliye'nin Aydınlanma Yaklaşımı
    • Konuşmacı, Fatma Aliye'nin yaklaşımını "dindar aydınlanma" olarak tanımlamıştır.
    • Fatma Aliye, İslam'ı yeniden aydınlanmış, akılcı ve rasyonel hale getirmiştir.
    • Fatma Aliye'nin beş romanı, birinci dalga feminizmin entelektüel tohumlarını gösterir ve Mary Wollstonecraft'ın akılcılığıyla paraleldir.
    21:08Fatma Aliye'nin Romanları
    • Fatma Aliye'nin romanları Osmanlıca'dan dolayı günümüzde ulaşılabilir değildir.
    • İstiklal Bankası Yayınları, liseli öğrencilere ulaşması için romanları günümüz Türkçe'sine sadeleştiriyor.
    • "Refet" romanı, yoksul, çirkin ama çok akıllı bir kız çocuğunun büyüme ve okuma macerasını anlatır.
    • Fatma Aliye'nin romanlarındaki mesaj, eğitim, çalışma, ayakları üzerinde durma ve aklı kullanma üzerinden ilerler.
    22:03Osmanlı Kadın Hareketinin İlk Evresi
    • Osmanlı kadın hareketinin ilk erken evresinde, kadınların aklıyla nasıl özgürleşebilecekleri, nasıl direnebilecekleri öğreten bir kuşak var.
    • Fatma Aliye, Mahsus Gazete'nin en önemli figürlerinden biri olup, 1908'e kadar en uzun süreli gazete olan Mahsus Gazete'de yazmıştır.
    • Bu kuşak, kadın-erkek eşitliği için mücadele etmek, kadın okurları bilinçlendirmek ve yoksul kadınları, kız çocuklarını okutmak amacıyla romanlar yazmış, elde ettikleri gelirle ve kurdukları derneklerle bu amaçları gerçekleştirmişlerdir.
    22:57Fatma Aliye'nin Romanları ve Dayanışma
    • Refet romanı, yoksul ve çirkin kadınların evlenmekten vazgeçerek kimseye bağlı olmadan tek başına gücünü elde edebilme imkanını göstermektedir.
    • Fatma Aliye, bürokrat bir adamın kızı olup Konak'ta eğitim görmüş, yüksek sınıf bir kadındır.
    • Bu kadınlar arasında sınıfsal bir dayanışma vardır; Fatma Aliye, Emine Semiye, Selma Rıza ve Şair Nigar gibi kadınlar arasında birlik vardır.
    24:39Kadın Hareketinin Önemi ve Refet Romanı
    • Refet, Fatma Aliye'nin en önemli romanlarından biridir ve yoksul bir anne, kızını okutmak için çaba göstermesini anlatır.
    • Roman, ilk kız okullarının kuruluşunu ve Abdülhamid'in ilkokulları açtığı tarihi göstermektedir.
    • Reşat Nuri, Fatma Aliye'nin romanlarının kadınlar arasında çok okunduğunu, taşralı kadınlar tarafından da okunduğunu anılarında belirtmiştir.
    26:21Osmanlı Kadın Hareketinin Doğası
    • Osmanlı kadın hareketi, akılcı ve rasyonel bir hareket olup, birinci dalga Avrupalı kadınlarla birlikte ilerlemiştir.
    • Cumhuriyet sonrası bakış açısında Osmanlı kadın hareketi müslüman ve dindar, karanlık çağa ait olarak görülürken, aslında akıl çağı ve aydınlanma çağıyla ilişkilidir.
    • Refet romanında, öğretmen okuluna giden kızların birbirlerine destek olup Aristoteles gibi antik felsefeleri birlikte okuyorlar.
    26:59Ahmet Mithat ve Fatma Aliye İlişkisi
    • Ahmet Mithat, Fatma Aliye'ye destek olmakla birlikte, ataerkil bir kıskac içinde olduğu görülmektedir.
    • Ahmet Mithat'ın Fatma Aliye'ye mektupları yayınlanmış olup, bu mektuplar edebiyat mekanizmasını ve iktidar mekanizmasını çözen bir ipucu sunmaktadır.
    • Ahmet Mithat, edebiyat kurumunun iktidar mekanizmasında en güçlü mevkide olup, çıkarttığı gazeteleri ve matbaasını kullanarak kadın şairleri himaye etmiştir.
    29:01Tarih ve Bilgi Hazinesi
    • Tarih, büyük bir bilgi hazinesi sunarak Amerika'yı yeniden keşfetmemizi sağlar.
    • Bilgi hazinesinden ayrı tutulduğumuz için sürekli baştan düşünüp yeni bir dil kurmaya çalışırken, aslında bir kurulmuş dil var.
    • Ahmet Mithat'ın Fatma Aliye'ye mektupları, bugünkü psikolojik şiddet terminolojisi ile güzel örnekler sunar.
    29:43Fatma Aliye'nin Edebiyat Balosuna Giriş
    • Fatma Aliye, edebiyat balosuna tek başına girmeye çalışırken, çevresinden "yapamaz" denilmesine rağmen, Fransızca bir metni Türkçe'ye çevirerek giriş yapmıştır.
    • Fatma Aliye, edebiyat balosuna maskeli bir şekilde girdiğinde, serserilerin aşağılık ve şerefsiz olduğunu fark etmiş ve şiddetli saldırılarla karşılaşmıştır.
    • Fatma Aliye, tehdit mektupları almakta ve kendi otosansür uygulamakta, Fransızca yazarak kendini korumaya çalışmıştır.
    31:02Fatma Aliye'nin Özgürlük Alanı
    • Fatma Aliye, Ahmet Mithat'ın kalem silahşörü olduğunu ve çok bilinen biri olduğunu fark edince, korkmamaya başlamış ve kendine özgürlük alanı açmaya başlamıştır.
    • Ahmet Mithat, gücünü kötüye kullanırken, Fatma Aliye stratejilerle kendini korumuş, gerektiğinde sessiz kalmış, kendini çekmiş veya kızgın olmuştur.
    • Mektuplar, bir kadının psikolojik şiddet ve müdahalelerle nasıl baş ettiğini göstermektedir.
    32:00Fatma Aliye'nin Dayanışması ve Güçlenmesi
    • Ahmet Mithat, karakterlere karışıyor ve cinsiyetçi ve ırkçı karışmalarda bulunurken, Fatma Aliye bunları dinlememeye başlamıştır.
    • Yurtdışından gelen davetlere rağmen, Fatma Aliye'nin biyografisini yazıp kitaplarını göndermesini isteyenlerle iletişim kurmuştur.
    • Fatma Aliye, kadınlarla dayanışmaya başladığında güçlenmiştir, ancak zamanla bu dayanışma bitmiş ve yalnız kalmıştır.
    32:56Fatma Aliye'nin Son Yılları
    • Halide Edip, Fatma Aliye'ye vefasız davranmış, onun alanını işgal etmiş ve Fatma Aliye inzivaya çekilip hastalanmıştır.
    • Fatma Aliye'nin ölümü unutularak gerçekleşmiş, ancak Nezihe Muhittin ona vefa borcunu ödemiştir.
    • Nezihe Muhittin, sekiz yaşında Fatma Aliye'yi tanımış ve onu ziyaret etmiştir, bu da Fatma Aliye'nin refahsızlık içerisinde olduğu gerçeğini göstermektedir.
    34:25Fatma Aliye'nin Özgürlüğü ve Dayanışması
    • Fatma Aliye, giderek özgürleşmiş, denetimden başını kaldırmış ve kocasına karşı güçlenmiştir.
    • Fatma Aliye'nin "Türk Kadını" kitabı, erken dönem bir tarihçilik örneği olarak önemlidir.
    • Fatma Aliye, dönemin Fransız edebiyatçısı George ile karşılaştırıldığında farklı bir figür olarak ortaya çıkmıştır.
    34:49Fatma Aliye ve George'un Karşılaştırması
    • Fatma Aliye, dindar ve aydınlanmış feminizmler içinde birinci dalganın bir parçası olarak görülür.
    • George'un yapıtlarında din merkezi olurken, Fatma Aliye'nin yapıtlarında akılcı ve rasyonel bir yaklaşım vardır.
    • Fatma Aliye'nin romanlarında içten diyalog yoktur, tamamen koşullar üzerinden pratik öğütler veren, güncel olaylarla alakalı akılcı yapıtlar vardır.
    37:49Fatma Aliye'nin Entelektüel Dayanışması
    • Fatma Aliye, Avrupalı kadın gazeteciler ve Fransız gazetecilerle iletişim kurmuştur.
    • Ulus-devlet tarihinin yazımıyla Fatma Aliye gibi özgürlükçü ve devrimci kadınlar geride kalmıştır.
    • Fatma Aliye, Amerika'dan çağrılan, röportajlar yapılmış, kitapları Fransızcaya çevrilen bir yazardır.
    39:31Osmanlı Kadın Hareketinin Uluslararası Dayanışması
    • Birinci dalga feminizm ve uluslararası kongrelerde Osmanlı kadın hareketi örgütlü olarak yer almıyor, ancak Selma Bir zaman gibi bireysel temsiller var.
    • 1920'ler sonrası Türk kadınlar birliği esasında İstanbul'a gelecek uluslararası bir organizasyon yapacaklar ve daha örgütlü yer alacaklar.
    • Konuşmacı, erken dönem Osmanlı kadın hareketinin uluslararası tarihine katkıda bulunmak istediğini belirtiyor.
    40:57Harem Kavramının Yeniden Değerlendirilmesi
    • Harem kavramı sadece "dışarıdan bakıldığında görülen bir konsept" değil, kendine ait bir ev ve gündelik yaşam alanıdır.
    • Harem içinde kontaklar, karşılaşmalar ve anlar oluşuyor, bu karşılaşmalardan doğan farkındalık vardır.
    • Osmanlı ve Avrupa kadınları arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği içinde oldukları ve deneyim alışverişinde bulunma alanları yaratmışlardır.
    42:42İstanbul'un Özgürlük Alanı Olarak Görülmesi
    • Osmanlı ve Avrupa kadınları birbirlerine özgürlük alanları açmışlardır.
    • Fransız gazeteci Mark Elis, toplumsal cinsiyetten boğulduğu için İstanbul'a geliyor ve orada Hatice Nurlarla bir örgütlenme düzenliyor.
    • Hayriye Benaat, Şeref Hanım ve Selma Rıza gibi kadınlar, "haremden kaçanlar" kuşağı olarak bilinir ve onların öyküleri diğer kadınları güçlendiriyor.
    44:37Feminist Sessizliği ve Engellenen Hareket
    • Osmanlı kadınları transasyonel bir halde, sınırlarını aşarak yurtdışı gazetelerinde yazılar yazarak güçlü karakterler haline gelmişlerdir.
    • Nezih Muhittin gibi güçlü karakterler kadınlar halk fırkası kurmak için düşünmüşlerdir.
    • Cumhuriyet döneminde kadınlar halk fırkası kurulması engellenmiş, savaşlar boyunca katkıda bulunan kadınlar cumhuriyetin kuruluşunda yer alamamışlardır.
    47:39Kadın Hareketinin Devlet İle İlişkisi
    • Meclisin çoğunluğu kararlarına göre 18 yaş üstü erkekler oy verebilecekken, kadınlar Halk Fıkrası kapatılıp Türk Kadınlar Derneği haline getiriliyor ve sadece hayır işleriyle uğraşacaklar.
    • Bu durum, hem entelektüel hem örgütlü bir mücadelein önü kesildiğini gösteriyor ve yeni bir kadın hareketi inşa ediliyor.
    • Konuşmacı "devlet feminizmi" kavramının yanlış olduğunu, bunun yerine "devlet eliyle kadınlık inşası" veya "toplumsal mühendislik" olarak tanımlanabileceğini belirtiyor.
    48:53Cumhuriyetin Kızları Olarak Kadınlar
    • Yeni baştan "Cumhuriyetin kızları" şeklinde kadınlar ve baştan büyümeye başlıyorlar, birey ve yurttaş olma yolculuğuna çıkacaklar.
    • 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda feminizm ve sosyalizm cereyanı yaygındı ve Feminist Politik Bilinç Vez Muhittin'e kadar geliyordu.
    • Cumhuriyet sonrası kadınların adları tarihte kayboluyor, O Küçük Süre dergisinin yerini sadece erkeklerin yazdığı Varlık dergisi gibi edebiyat dergileri alıyor.
    50:56Tarihe Buluşma ve Feminist Dayanışma
    • Tarihe buluştıkça kadınlar güçleniyor, halkalarını birleştirmiş oluyor ve bu tarihten bir temel oluşuyor.
    • Bu tarihe buluşma, kadınlar arası dayanışma ve feminist dayanışma için zaman kazandırıyor.
    • Ezio Muhittin gibi feministler tek başına kalmış, yalnızlaştırılmış ve bu durumun bugün farklı olabilmesi için birlikte çalışmanın önemini gösteriyor.
    51:50Feminizmin Edebiyattan Çıkması
    • Türkiye feminizminin edebiyatın içinden çıktığını söylemek iddialı bir yorum olmaz.
    • Cumhuriyet sonrası toplumcu, gerçekçi edebiyat ve eleştiri kültürü yaygın olduğu için Fatma Aliye ve benzeri isimlerden haberdar olunmuyor.
    • Asım Bezirci gibi kişiler, Leylek, Sevgi Soysal ve Tezer Özlü gibi feminist yazarlara "bu kadın işleri bunlar" veya "sen toplumcu, gerçekçi yazmıyorsun" gibi eleştirilerde bulunuyor.
    53:25Özne Olmak ve Edebiyat
    • Feminizm edebiyatın çarşısından çıkmıştır çünkü özne olmak "ben demek" kalemle olacak bir şeydir.
    • 19. yüzyılda kadınlar eğitime girebildi ve eline kalemi alan kadınlar "ben demeye" başlamışlar.
    • Eline kalem aldığı anda bakan olmaya, diyalektik bir ilişkiye başlamışlar ve yeni bir dil kurmaya, "sen bana bunu yaptın" demeye başlamışlar.
    54:41Örgütlenme ve İfşa
    • Özneleşmeye başlayan kadınlar yanında destekçinin olmasıyla daha fazla kendini alan açabilirler.
    • Hanımlar gibi kadınlar birbirlerini tuttukları alan sayesinde yazabilmişler ve bu örgütlenme edebiyatın içerisinden çıkacak.
    • İfşa bir anında olmaz, arkasında varsa birileri olduğu için açıklayabilirim, bu örgütlenme meselesi orada birilerinin alan tutmasıyla gerçekleşir.
    56:29Edebiyat ve İfşa
    • Mito ifşasından önce, 1924'te bir dosya yapılmış ve Leyla Erbil'in "İki Sosyalist Eleştirmen" öyküsünde edebiyatın patriarkal bir kurum olarak eleştirildiği görülmektedir.
    • Leyla Erbil, 1970'lerde network'e bakmadan, ödüllere göndermeyerek ve yaratıcı bir şekilde konuşarak baş kaldıran önemli bir figür olmuştur.
    • Edebiyatta "yoldaş tacı" olarak ifşa edilen Fethi Naci'nin "Fethin Ağacı" derslerde okutulmasına rağmen, kutsalların yıkılması ve eşit, yatay ilişkilerin kurulması gerekmektedir.
    58:05Me Too Hareketi ve Edebiyat Alanı
    • Me Too hareketi, kutsal yazar gücünün eşitlenmesi ve hiyerarşinin bitmesi açısından önemli bir adımdır.
    • Edebiyat ve entellektüel alanlar yaratıcılık için değerlidir ve buradan dil kurulup hayalden hakikate gidilebilir.
    • İfşa denilen şey patriyarka'nın tarihinden beri var, ancak Mito ve çevrimiçi aktivizmin birleşmesiyle oluşan bir kıvılcım olmuştur.
    59:17Edebiyat Alanında Değişim
    • PEN'de etik kurul kurulması ve akademide cinsel taciz birimleri gibi kurumların oluşturulması gerekmektedir.
    • İfade özgürlüğü ancak şiddet olmadığı yerlerde sağlanabilir.
    • 19. yüzyılda modern söylemler batı-dostu, oryantalizm meselesi etkilendirmiştir.
    1:00:43Batılı ve Doğulu Patriyarka
    • Batılı ve doğulu patriyarka kadınları nesneleştirerek birbirini kullanır; batılı patriyarka "ben demokrasiyim ve modernim" derken, doğulu patriyarka "sen despotsun" der.
    • Kadınların kendilerini nasıl hissettiğini ve birbirleriyle nasıl ilişkiler kurduklarına bakmak gerekir, sadece batılı patriyarka'nın bakış açısından öteye geçilmelidir.
    • Toplumsal mühendislik yapıldı ve hala yapılmaktadır; başörtülü kadın, açık kadın, aşırı iffetsiz kadın gibi ikilikler ve bölünmeler vardır.
    1:02:39Transnasyonel Feminist Yöntem
    • Transnasyonel feminizm, Çandıra Mohant'in kavramıdır ve "Sınırları Tanımayan Feminizm" kitabını kaynak olarak verebiliriz.
    • Bu yöntem batıyı orijin olarak görmüyor, Avrupa merkezciliğini norm olarak kabul etmiyor.
    • Feminizmler çoğulcudur ve eş zamanlı olarak çıkmıştır, birbirleriyle etkileşim ve alışveriş içerisindedir.
    1:04:37Kanatlanmış Kadınlar Kitabı
    • "Kanatlanmış Kadınlar" kitabı yakın zamanda Fransızca'ya çevrilecek ve İngilizceye da çevrilmesi istenmektedir.
    • Kitabın sadece Türkçe'de kalmaması, Avrupalı kadın okurlara ve oryantalist-ırkçı bakışa da yanıt vermesi için yurt dışında da yayınlanması gerekmektedir.
    • Peride Celal gibi unutturulmaya çalışılan kadın yazarlar vardır ve onları yeniden düzenleyip okurla buluşturmaya çalışmak önemlidir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor