Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Mustafa Kemal Atatürk'ün 7. bölümde anlattığı tarihsel bir anlatımdır. Atatürk, Ali Rıza Paşa hükümetinin çekilmesi, Salih Paşa hükümetinin kurulması ve 16 Mart 1921'de İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesi sürecini kronolojik olarak aktarmaktadır.
- Video, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan siyasi olayları, Yunan tehdidini, İtilaf Devletlerinin İstanbul'a el konmasını ve Mustafa Kemal'in bu duruma verdiği yanıtları anlatmaktadır. İçerikte Ali Rıza Paşa hükümetinin çekilmesi, Salih Paşa'nın sadrazamlığa atanması, İstanbul'un işgal edilmesi haberi alınması ve Mustafa Kemal'in yayınladığı bildiriler detaylı şekilde ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca Atatürk'ün Cafer Tayyar Paşa, Rauf Bey, Vasıf Bey gibi kişilerle olan yazışmaları, İtilaf Devletleri'nin resmi bildirisi, Mustafa Kemal'in vali ve komutanlara yönelik yönergeleri ve Türk ulusuna ve İslam dünyasına yönelik bildiriler de yer almaktadır. Konuşmacı, İslam dünyasının kurtuluş dileklerinin gerçekleşmesi ve yüksek halifeliğin yabancı etkilerden kurtarılması için ulusal bağımsızlığın savunulması gerektiğini vurgulamaktadır.
- 00:11Ali Rıza Paşa Hükümetinin Çekilmesi
- İngiliz temsilcisi, Yunanlılarla birlikte savaşa son verilmesini önermiş ve bu sağlanırsa İstanbul'un Osmanlı Devleti'ne bırakılacağı sözü vermişti.
- Şubat'ın 18-20 günlerinde Yunanlıların İzmir'e yeni kuvvet, taşıt ve cephane getirdiği bilgisi İstanbul hükümetine duyurulmuştu.
- Ali Rıza Paşa hükümeti, Yunanlılar karşısında bulunan ulusal kuvvetleri üç kilometre geri aldırmak önerisini yerine getiremeyeceğini bildirmiş, bu nedenle 3 Mart 1920'de çekilmiştir.
- 03:23Padişahın Tutumu
- 3 Mart 1920'de hükümetin çekildiği haberleri verilirken, Felaha Vatan grubu başkanı ve meclis başkan vekilleri saraya gönderilmişlerdir.
- Padişah, başyazman aracılığıyla "işin ve durumun ağırlığını ben de onlar kadar anlıyorum" diyerek bir kişiyi sadrazamlığa seçeceğini ve ona çoğunluk grubu ile anlaşmasını öğütleyeceğini belirtmiştir.
- Mebuslar telaşlı ama isteğe uygun bir hükümet kurulacağına güveniyorlardı.
- 05:46Mustafa Kemal'in Telgrafları
- 3 Mart 1920 ve 34 Mart gecesi İstanbul'da haberleşmek ve durumu anlatmakla geçti, 4 Mart günü durumu genelge ile bütün ordularla örgüt merkezlerine ve ulusa bildirdi.
- Mustafa Kemal, mebuslar meclisi başkanlığına ve padişaha telgraflar çekerek, hükümetin çekilmesinin ulusda sert bir tepki uyandırdığını ve hükümet bunalımının çabuk giderilmesini istediğini belirtti.
- Telgraflarda, ulusal amaçları hemen gerçekleştiremeyecek bir hükümet başkanına katlanamayacaklarını ve böyle bir durumun Osmanlı Devleti tarihinde benzeri görülmeyen acı olaylara yol açacağını vurguladı.
- 09:37Salih Paşa'nın Sadrazamlığı
- 4 Mart 1920 tarihli telgraflar ve 5-6 Mart 1920 tarihli telgraflar sonucunda Salih Paşa sadrazam oldu.
- Mustafa Kemal, İstanbul hükümetinin yaşayacağından umutlu olmadığını ve Osmanlı Devleti'nin yaşamını bitirdiğine inandığını belirtti.
- Rauf Bey'in 8 Mart 1920 tarihli telgrafında Salih Paşa kabinesinde oluşturulan nazırların adları bildirilmiştir.
- 11:06Trakya'daki Durum
- Birinci Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey, 31 Aralık 1919 tarihli raporunda Trakya'da ve özellikle Batı Trakya'da Yunanlıların yaptıkları işleri ve girişimleri detaylı bir şekilde açıklamıştır.
- Cafer Tayyar Bey, düşmanın olağanüstü çalışmalarına karşı kendisinin gereği gibi önlem alamadığından yakınıyor ve General Milinin gerekli düzenlemeleri yapmaya "olmaz" diyeceğini yazışma sonunda anlaşıldığını bildiriyordu.
- Atatürk, Cafer Tayyar Bey'e 3 Ocak 1920'de silahlı birlikler kurulmasını yeniden hatırlatmış ve Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya Yunanlıların Doğu Trakya'da hazırlıklarına engel olmasını yazmıştır.
- 12:23Trakya'daki Sorunlar
- Trakya Paşaeli Cemiyeti'nin gönderdiği raporlarda gereği gibi örgütler kurulamadığından ve bazı yüksek görevlilerden yakınılıyor olduğu belirtilmiştir.
- Cafer Tayyar Bey'in 26 Ocak 1920 tarihli mektubunda, Edirne kesiminin İngilizler tarafından teslim alındığı, Yunanlıların Hadımköy, Çorlu, Lüleburgaz'da toplandığı ve Trakya'nın Bolşevikliğe karşı yabancı kuvvetlerin yığınak yeri olacağı belirtilmiştir.
- Atatürk, 3 Şubat 1920'de Cafer Paşa'ya ve İstanbul'da Rauf Bey'e bildirdiği düşüncede, Doğu ve Batı Trakya'nın ulusal bir bütün olarak tasarlanması ve söylenmesi doğru bir siyaset olmadığını, Doğu Trakya'nın yurdumuzun bir parçası olduğuna karşı gelinemeyeceğini, Batı Trakya'nın ise bir anlaşma ile daha önce bırakılmış bir toprak olduğunu belirtmiştir.
- 15:49İstanbul'a El Konulması
- 11 Mart 1920 günü Rauf Bey'e verilen bilgiye göre, İtilaf temsilcileri toplanmış ve Londra'dan gelen ve İstanbul'daki ulusal kuvvetler ileri gelenlerinin tutuklanması ile ilgili olan bir buyruk üzerinde görüşmüşlerdir.
- Rauf Bey ve diğer ilgililer, bu bilgiyi inceledikten sonra işin sonuna dek İstanbul'a kalarak namus ödevini yapmaya karar vermişlerdir.
- 10-11 Mart 1920'de Ankara'da Fransız temsilcisi Yüzbaşı Bu Vazo'nun çevirmeni, İngiliz temsilcisi Wittle'ın aldığı bir tel üzerine eşyası, ağırlıkları ve yanındaki adamları ile birlikte Ankara'dan ayrılarak İstanbul'a gideceğini ve onun binip gittiği trenden sonra İngilizlerin demiryolu ulaşımı durduracaklarını bildirmiştir.
- 19:28İstanbul'un İşgali
- 9 Mart 1920 günü İstanbul'da 10. Tümen Komutanı'ndan Ankara'da 20. Kolordu Komutanlığı'na gönderilen yazıda, İngilizlerin Türk Ocağı'na el koymaları üzerine Milli Talim ve Terbiye Binası'na taşınan ocağın yeni taşındığı yere de İngilizlerce el konulduğu belirtilmiştir.
- 16 Mart 1920 günü İstanbul'da Şehzade Başındaki Muka Karakolunu İngilizler basıp, oradaki askerlerle çarpışarak İstanbul'u işgal altına almışlardır.
- Harbiye Telgrafhanesi'nde görevli Ali, sabahleyin İngilizlerin basarak altı kişi şehit, onbeş'e yakında yaralı olduğunu ve İngilizlerin Harbiye Nazırlığına girdiklerini bildirmiştir.
- 23:11İstanbul'un İşgali ve Haber İletimi
- Rahmetli Hayati Bey'in tel yazısı üzerine verilen bilgiler özetlenerek Rumeli ve Anadolu'daki komutanların adreslerine çektiriliyordu.
- Hamdi Efendi, İstanbul telgraf merkezine girilmiş olduğu kanısına varıldı ve bu yurtsever ve yiğit manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul'da geçen acı olayları öğrenmek için çok daha uzun süre beklemek gerekecekti.
- İstanbul'da bulunan nazır, mebus, komutan ve örgüt adamları içinden bir kişinin çıkıp zamanında haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor.
- 24:47Genelge ve Dış İlişkiler
- Mustafa Kemal, doğabilecek kötülüğün önüne geçmek için genelge yayınladı ve Türkiye'nin bir süre için dost olsun düşman olsun bütün resmi dış dünya ile geçici olarak ilişki kuramayacağını belirtti.
- Yurt yararına aykırı çalışmaları görülenler ve dirlik ve düzenliği bozanlar için yasa buyruklarının sert ve eşit olarak uygulanmasını, bulundukları yerdeki hükümet örgütüne bağlılık gösteren ve uyrukluk ödevlerini eksiksiz yapanların korunup esirgenmesini önemle diledi.
- İtilaf kuvvetlerinin resmi bildirisi bazı merkezler dışında hiçbir yerden alınmadı, ancak İzmir Mutasarrıfı Suat Bey ve Konya Valisi Suphi Bey gibi bazı yetkililer bu bildiriyi aldı.
- 27:41İtilaf Kuvvetlerinin Bildirisi ve Yanıt
- İtilaf devletleri, İstanbul'un işgalinin geçici olduğunu, padişahın erkini kırmak değil desteklemek istediğini ve Türkleri İstanbul'dan yoksun etmemek istediğini belirtti.
- Mustafa Kemal, bu bildiri dolayısıyla genelge yayınladı ve İstanbul'a itilaf devletlerince çarpışma ile ve zorla el konulması gerçekleştiğini bildirdi.
- Yanlış davranışlara yer vermemek ve gerçek duruma aykırı tepkiler yaratmamak üzere söylentilere önem verilmemesi gerektiğini vurguladı.
- 29:35Yabancı Devletlere Gönderilen Protesto
- Mustafa Kemal, İstanbul'da İngiliz, Fransız, İtalyan siyasal temsilcilerine, Amerikan siyasal temsilcilerine ve tarafsız devletler dışişleri bakanlıklarına protesto gönderdi.
- İtilaf devletlerinin erlerinin açıktan açığa ve zorla resmi dairelere girmiş olduğunu ve ulusal amaçlara uygun iş gören birçok yurtsever kimselerin tutuklanmasına girişildiğini belirtti.
- Bu olayın Osmanlı ulusunun siyasal egemenliğine ve özgürlüğüne indirilen son yumruk olduğunu, ancak bu ilkelere ve insanlığın genel duyucuna indirilmiş olduğunu vurguladı.
- 31:51Vali ve Komutanlara Yönerge
- Mustafa Kemal, vali ve komutanlara genelge ile İstanbul'un ve resmi dairelerin, özellikle Mebuslar Meclisi'nin itilaf devletlerince açıktan zorla işgal edilmiş olması ve bu işin ateşkes anlaşmaları ile ulusu silahından yoksun ettikten sonra yapılması söz konusu edildiğini bildirdi.
- İtilaf devletleri temsilcilerine ve tarafsız devletler dışişleri başkanlıkları ile parlamento başkanlıklarına protesto telleri çekilmek üzere gösteri toplantıları yapılması gerektiğini belirtti.
- Protesto tellerinin birer örneğini itilaf devletlerinin parlamento başkanlıklarına ve yansız devletlerin dışişleri başkanlıklarına gönderilmesine yararlı olduğunu vurguladı.
- 34:25Ulusal Direnişin Karşıtı Stratejiler
- Ulusal örgütün ve ulusun genel desteğiyle bağımsızlığı savunmada gösterdiği dayan ve direniş, karşı tarafın düşüncelerini altüst etti.
- Ulusal örgütü aldatarak ve ondan izin alarak doğuya üstünlük sağlaması yasası gütmek için Temsilciler Kurulu'na başvuruldu, ancak kurul ulusun bağımsızlığını ve ülkenin bütünlüğünü sağlamadıkça görüşmeye yanaşmadı.
- Ulusal örgüt ile işbirliği yapan hükümetlerin işlerine karışarak ulusal birliği sarsma ve hayırca karşı koymayı özendirip daha çok kötülüğe sürükleme yolu tutuldu, ancak ulusal birliğin meydana getirdiği direnme ve dayanışma karşısında bu saldırılar eridi.
- 35:12Son Saldırılar ve Osmanlı Devleti'nin Sonu
- Yurdun yazgısı üzerine kaygı verici kararlar alındığından söz edilerek kamuoyuna baskı yapılmaya başlandı, ancak Osmanlı ulusunun dayancı ve direnci önünde bu korkutmalar da işe yaramadı.
- En sonunda İstanbul'a zorla el koyarak Osmanlı Devleti'nin yediyüz yıllık yaşam ve egemenliğine son verildi.
- Türk ulusu uygarlık yeteneğini, yaşama ve bağımsızlık hakkını ve bütün geleceğini savunmaya çağrıldı.
- 36:00Bağımsızlık Mücadelesi ve Ankara'ya Yolculuk
- İnsanlık dünyasının beğenisi, İslam dünyasının kurtuluş dileklerinin gerçekleşmesi, yüksek halifeliğin yabancı etkilerden kurtarılmasına ve ulusal bağımsızlığın geçmişteki önümüze yaraşır bir inançla savunulup sağlanmasına bağlıdır.
- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsilciler Kurulu adına Mustafa Kemal Baylar, bir yandan da bütün İslam dünyasında bu saldırıyı ayrıntılı olarak anlatmak üzere hazırladıkları bir bildiriyi türlü araçlarla yaydıkları belirtildi.
- İstanbul'a el konulması ve yapılan tutuklamalar üzerine çeşitli kaynaklardan birbirini tutmaz ve şişirilmiş bilgiler gelmeye başlayınca, soruşturmalar sürdürüldü ve bazı mebusların İstanbul'dan kaçıp Ankara'ya doğru yola çıkması anlaşıldı.