• Buradasın

    Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemi ve Türk Milliyetçiliği

    youtube.com/watch?v=wxWp-QvlVvM

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, "Çılgın Türkler" programında sunucu ve tarih uzmanı Turgut Özakman arasında geçen bir röportaj formatında olup, ayrıca bir tarih dersi formatında da sunulmaktadır. Videoda Burcu adlı bir öğrenci de yer almaktadır.
    • Video, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden Mondros Mütarekesi'ne kadar olan tarihsel süreci ele almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki siyasi durum, Vahdettin padişahının İngilizlere olan bağımlılığı, Sevr Antlaşması'nın hazırlanışı, kapitülasyonların etkileri ve Türk milliyetçiliğinin gelişimi detaylı olarak incelenmektedir.
    • Videoda ayrıca İstanbul'daki halkın durumu, işgalcilerin etkisi, hükümetin tutumu, Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin politikaları, Said Molla gibi İngiliz sempatizanlarının faaliyetleri ve Mustafa Kemal'in Anadolu'ya giderek halkı ayağa kaldırması gibi önemli olaylar da anlatılmaktadır. Konuşmacı, 50 yıllık gözlemine dayanarak emperyalizmin ne olduğunu ve günümüzde sahte tarihlerin yayılmasından endişe duyduğunu da vurgulamaktadır.
    00:43Mondros Mütarekesi ve Mütareke Dönemi
    • Mondros Mütarekesi Ekim 1918'de imzalandı ve Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920'de imzalandı, bu iki yıllık süre içinde mütareke dönemi başladı.
    • Mütareke dönemi, Osmanlı Devleti'nin son zamanı ve Cumhuriyete gidişin ilk zamanı olarak Türk tarihinde çok önemli bir dönemdir.
    • Mütareke döneminde İstanbul şehri İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalcileri tarafından üçe bölündü ve Osmanlı hükümetinin egemenliği yarı yarıya azaldı.
    02:19İstanbul'daki Halkın Durumu
    • İşgalin ezikliği içerisinde halk çok yoksuldu, harbin sonuna doğru ekmek bulmak bile sorun olmuştu.
    • İngiliz bir raporunda, İstanbul'daki insanların evlerine kapanıp açlıktan ölüyorları belirtilmiştir.
    • Azınlıklar, dörtyüz yıllık hemşehriliği bir kenara koyup çılgınca sevinç içindeydi, işgal edildik ve yenildik diye.
    03:55Hükümetin Tutumu
    • Hükümet, esaretten dönen gazilere şefkat göstermedi, köylerine gidebilecekleri yol parasını vermedi.
    • Vatan uğruna savaşmış insanlar cami avlularında, boşluklarda, harabelerde ve yangın yerlerinde yatıyorlardı.
    • İktidar, esaretten ve sürgünden kaçan Hürriyet ve İtilaf Partisi'ni temsil ediyordu, bu parti İttihatçıların muhalifi olarak iktidara gelmişti.
    05:32Hürriyet ve İtilaf Partisi
    • Hürriyet ve İtilaf Partisi, İttihatçıların oldukça tersi bir parti olarak ümmetçi, muhafazakar ve dinci bir zihniyete sahipti.
    • Bu parti kendisine liberal olmasına rağmen başka hiçbir fikre hayat hakkı vermiyordu ve Avrupa'nın karşısında titriyordu.
    • Hürriyet ve İtilaf Partisi, bağımsızlık fikrinin zerresi yoktu ve yabancılarla işbirliği yaparak İttihat ve Terakki Partisi'nin iktidarından kurtarmak için Rusya'ya Türkiye ile savaş açmasını önerecek kadar şaşırtıcı bir parti olarak görülüyordu.
    07:44İşgalcilerin Etkisi ve Aydınların Durumu
    • İşgalciler Anadolu'dan silahları toplayıp İstanbul'a getiriyor, fabrikaları, atölyeleri ve ambarları yiyorlardı.
    • İstanbul işgal edildiği zaman Türkiye bütün varlıklarından mahrum kalmıştı, bu nedenle milli mücadele açıldığında kendi mallarını çalıp Anadolu'ya taşımak zorunda kalacaklardı.
    • Aydınların bir kısmı Başkan Wilson'ın savaşa girerken ilan ettiği ilkelere sarıldılar, ancak kısa süre sonra bu umuttan yanıldıklarını anladılar.
    09:43Wilson İlkeleri ve Sonuçları
    • Başkan Wilson evvela kapalı diplomasiyi kabul etmiş, eski parçalama anlaşmaları yürürlüğe girmiş ve manda gibi bir yönetim sistemi icat edilmiştir.
    • Manda, bir ülkenin başka güçlü bir ülkenin yönetimi altına girmesi demektir, bağımsızlık söz konusu değildir.
    • Aydınların içinde Amerikan, İngiliz ve Fransız himayesini arayanlar da vardı, ancak Amerika böyle bir himayeyi kabul etmemiştir.
    11:29Türklerin Tarihi ve Batı İlişkileri
    • Türkler ilk defa uzun ve önemli bir tarihleri olduğunu daha yeni keşfetmekte.
    • Son 100-150 yıldır aydınlar Batının karşısında ezilmemizi ve diplomasi kaybedeceğimizi düşünmektedir.
    • Türkiye'de bağımsızlık hissi için farklı bir eğitim, anlayış veya kanlı bir maceradan geçmek gerekmektedir.
    12:35Batı'ya Bağımlılık Fikri
    • Bazı Osmanlı yazarları Batı'nın karşısında diz çökmeli, Batı'nın yönetmesi ve yol göstermesi gerektiğini savunmaktadır.
    • Alemdar gazetesi yazarı Replevat Ulunay, Türklerin kendi güçleriyle adam olamayacağını ve İngiltere'nin onları kurtaracağını iddia etmiştir.
    • Bu aşağılık duygusu, gelecekte neler olacağını öngörmek için yeterli seviyededir.
    13:53Müttefik Arayışı ve İngiliz Bağımlılığı
    • Yöneticiler, aydınlar ve düşünürler bir dost veya müttefik arayabilirler, ancak tamamen onun yönetimine girmek istemek farklı bir şeydir.
    • İstanbul'daki aydınların çoğunluğu, özellikle İngiltere'nin yanaşması olmayı kurtuluş çaresi sanmıştır.
    • Vahdettin de İngilizlere çok bağımlıydı ve Türkiye'nin belli süreler içerisinde İngilizler tarafından yönetilmesini talep etmiştir.
    14:51İngiliz Sevgisi ve Casusluk
    • Said Molla adlı bir medrese mezunu, İngiliz severler muhitler derneği kurmuş ve yandaşları para bastırarak derneğe üye yapmıştır.
    • Said Molla, İngiliz casusu Rahip Fru'nun yandaşı olup, İngilizlerin desteğiyle görev yapmıştır.
    • Said Molla, Dışişleri Bakanlığı'na mektup yazarak parasız kaldığını söyleyerek casusluk yapmaya hazır olduğunu belirtmiştir.
    16:13Ayrılıkçı Örgütler ve Fetret Devri
    • Ayrılıkçı, işbirlikçi ve istiklale düşman örgütler ve dernekler kurulmuştur.
    • Yenilgi sonrasında Türkiye'nin çekirdeği olan Anadolu'da İstanbul dahil bir ayrışma (kimyasal çözüm) olmaya başlamıştır.
    • Merkezi idare felç olmuş, İstanbul'daki hükmünün sadece belediye sınırlarının içinde geçtiği söylenebilir.
    17:26Vahdettin'in İngilizlere İstirhamı
    • Karadeniz Orduları Genel Komutanı General Milen, Londra'ya yazdığı raporda Vahdettin'in İngilizlerin Türkiye'nin idaresini çabuk ellerine almaları için istirhamda bulunduğunu belirtmiştir.
    • Vahdettin, İngiliz subaylarının iç kısımlara gönderilmesini ve idareye yardımcı olmalarını rica etmiştir.
    • Vahdettin, Türk askerlerini İngilizlerin buyruğuna vermeye, istenmeyen subayları görevlerinden almaya ve birlikleri İngiliz subaylarının komutası altına vermeye hazır olduğunu ifade etmiştir.
    19:29Vahdettin'in İngilizlerle İlişkisi
    • Vahdettin, onbeş yıl müddetle İngilizlerin sömürgesi olmayı öneriyor ve hilafeti İngilizlerle bölüşerek yönetimi kabul ediyor.
    • İngilizler, halifenin dünyadaki Müslümanlar üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını biliyor ve halifeliği pazarlamasına rağmen kabul etmiyorlar.
    • İngilizler, Hindistan'daki Müslümanları parayla değil, çeşitli yollarla idare etmeyi biliyorlar ve tecrübeli emperyalist ülkeler olarak incelikli senaryolar geliştirmişler.
    20:52Emperyalizm ve Tarih Eğitimi
    • Konuşmacı, çocuklarımıza emperyalizmin ne olduğunun anlatılmış olmasını ister ve "Çılgın Türkler" kitabının emperyalizmin acı bir şekilde öğrettiğini belirtiyor.
    • Türkler emperyalizm konusunda çok tecrübeli ve acı çekmiş, ancak bu tecrübeden yararlanmanın yolu doğru kitap okumak ve tarihe bakmak.
    • Sahte kitaplarda emperyalizmin adı geçmiyorsa veya yabancılar dost ve melek gibi gösteriliyorsa, bu doğru değil.
    22:01Sahte Tarih ve Gerçekler
    • Konuşmacı, bir yazarın Fransızların Türkiye'de işgale gelmediğini, sadece savaş sonunda geldiklerini ve geçip gideceklerini söylediğini eleştiriyor.
    • İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar o dönemde Türkiye'yi paylaşmışlar, ancak bazı kitaplarda bu gerçekler anlatılmıyor.
    • Konuşmacı, yakın tarihimiz hakkında konuşanların Osmanlı tarihini, Batıcılar batı tarihini bilmediğini ve bilgileri yok ama fikirleri var olduğunu belirtiyor.
    24:57Osmanlı Yönetimi ve İngilizlere Güven
    • Hafız İsmail adlı yazar, Alemdar gazetesinde "tek çare galiplerle uyuşmak ve anlaşmaktır" diyerek çözüm arıyor.
    • Fransız işgali Çukurova'da başladığı zaman, İstanbul'un tayin ettiği vali Abdurrahman Bey, ayaklanmak için sebep olmadığını ve Fransızların iyiliği istediğini söylüyor.
    • Damat Ferit, İngilizlere konuşurken "bunlar hep tutanaklara geçmiş şeyler, yalnız Allah'ın ve İngiltere'nin lütfuna güveniyoruz" diyerek İngiltere'ye güveniyor.
    26:34Sevr Antlaşması ve İngilizlerin Tavrı
    • İlk Hariciye Nazırı Mustafa Çelik Paşa, "umumun arzusu İngiltere tarafından idare edilmek" diyerek bağımsızlık ve egemenlik yerine İngiltere'ye bağlılığı savunuyor.
    • Sadrazam Salih Paşa, "İngiltere'ye karşı direnmek gereksiz ve tehlikelidir" diyerek İngiltere'nin gösterdiği yola gitmeyi amaçlıyor.
    • Sevr Antlaşması, sadece bir siyasi anlaşma değil, haçlılık ruhuyla emperyalist ruhunu birleştirip Osmanlı'ya dayatılmış bir anlaşmadır.
    27:47İngilizlerin Osmanlı'ya Karşı Tavrı
    • Türk tarihinde İngilizlere güvenilen dönemler vardır, ancak dış politikada dostluklar milletlerin çıkarlarına göre değişir.
    • Birinci Dünya Savaşı'nda savaştığımız İngiltere, son elli yıldır Osmanlı İmparatorluğu'na karşı tavrı Osmanlı'yı ufalayıp parçalamaktır.
    • İngilizler, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını çeşitli gizli anlaşmalarla parçalamış ve savaşta bizi yenildikten sonra bu paylaşımı yapmaya başlamışlardır.
    30:21Osmanlı İmparatorluğu'nun Durumu
    • Osmanlı İmparatorluğu'nda kapitülasyonlar son yüzyılın içerisinde yerleşmiş, devletin bir parçası ve dış politikanın kaçınılmaz kuralları haline gelmiş, bu konuda çok geç uyanılmıştır.
    • Bulgarlar, Makedonyalılar, Yunanlılar ve Araplar bağımsızlık için uyanırken, Osmanlı'da böyle bir hareket yoktu ve milliyetçiler çıktığında ümmetçiler telaş ediyordu.
    • Osmanlı Devleti'nin Anadolu'daki Türkler ve anavatana karşı tavrı ihmalkar ve bilinçli değildi; demiryolları yabancıların işlettiği, karayolu hemen hemen yok, hastaneler az ve kişi başına milli gelir yedi lira olan yoksul bir devletti.
    32:30Türkiye'nin Uyanışı
    • Mülkiye, Tıbbiye ve Harbiye gibi üç büyük kültür yuvası Türkiye'nin geleceğini düşünen gerçek aydınlar getirmiştir.
    • Balkan Savaşındaki yenilgiden sonra yavaş yavaş memleketçilik, yurttaşlık, Türklük ve millilik uyanışı olmaya başlamıştır.
    • Aydınların öncüleri İngilizler tarafından Malta'ya tıkılmış, harp suçlusu olmayan subaylar İstanbul'da kalmış, ancak Türk subayı ve askeri savaş ahlakını uymuş, silahını ve şerefini korumuştur.
    34:45Paris Barış Konferansı
    • Paris Barış Konferansı'nda İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD etkili rol oynamış, dünyayı, Avrupa'yı ve Ortadoğu'yu istedikleri gibi yönetmek üzere hazırlık yapmışlardır.
    • Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'la yapılan barış antlaşmaları o ülkelerin lehine değildir, Versay Antlaşması Almanya'da ileride birçok olaya yol açmıştır.
    • Barış konferansında hazırlanan antlaşmalar silah zoruyla ve savaşla ancak uygulanabiliyor, bu anlayış bencilce bir yaklaşım olup, birinci dünya savaşı'nın bitişiyle birlikte ikinci dünya savaşı'nın tohumları da ekilmiştir.
    37:12Yunanistan ve İzmir
    • Yunanistan'da başbakan Venizelos İngilizlerin yanında bir cihan savaşı'na girip pay koparmak isteyen, Karaman kesilmek isteyen bir liderdi, kral ise savaş aleyhtarı ve silahlı tarafsızlık taraftarıydı.
    • Venizelos, İngilizlerden emperyalizmden yana olup, kendi de küçük bir emperyalist olmak niyetindeydi ve Yunan bayrağı altında tüm Yunanlıları ve eski Yunan topraklarını toplamak istiyordu.
    • Lloyd George, Yunanlıları gelecekte rahat kullanabileceğini hesap ederek, İtalyanlardan gizli olarak İzmir bölgesinin Yunanistan'a verilmesini önermiş, bu karar İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılar tarafından alınmıştır.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor