Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Öteki Gündem" programında sunucu ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Profesör Dr. Ekrem Bora Ekinci arasında geçen bu röportaj, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültür hayatını ve insan bakışını konu almaktadır.
- Video, Osmanlı sarayının iç yapısı, padişahın istihbarat sistemi, sır katibi ve enderun sistemi hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır. Ayrıca Osmanlı armasının tarihi ve sembolleri, Kürtlerin Osmanlı'daki konumu, Sabetaycılar ve dönme kavramları gibi çeşitli tarihsel konular ele alınmaktadır. Program, Profesör Ekinci'nin yeni kitabından ilham alınarak hazırlanmıştır.
- Videoda ayrıca padişahın halkın içinde ne olup bittiğini öğrenme yöntemleri, sarayda görev yapan dilsizler ve cücelerin özel iletişim dilleri, Osmanlı padişahlarının adalet anlayışı ve Kılıç Ali Paşa Camii'nin yapım hikayesi gibi ilginç tarihsel detaylar da paylaşılmaktadır. Konuşmacı, tarih kaynaklarının kritik bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulamaktadır.
- 02:03Programın Tanıtımı
- "Öteki Günden" programında Osmanlı İmparatorluğu'nun kültür hayatı ve insana bakışı konusu ele alınacak.
- Profesör Ekrem Bora Ekinci'nin seçtiği konu başlıkları arasında sabetacılık ve dönmeler, Kürtlerin Osmanlı vatandaşı olması, Osmanlı ordusunun "peygamber ocağı" olarak adlandırılması, Osmanlı armasının hikayesi ve sembollerinin sırları yer alıyor.
- Programda ayrıca sarayda görev alan dilsiz ve cüceler, Osmanlı hanedanının Kureyş'ten olup olmadığı konuları da ele alınacak.
- 04:00Osmanlı Hanedanı ve Kureyş İlişkisi
- İngiliz emperyalizmi döneminde Osmanlı padişahlarının halifeliğin meşruiyeti sorgulanmış, "halifeler Kureyş'tendir" hadisi dayanak olarak kullanılmış.
- Arap uleması, halifenin Kureyş'ten olmasına gerek olmadığını, halifenin gücüne baktığını belirtmiş.
- Osmanlıların Kureyş'ten olup olmadığı konusunda tarihçilerde farklı iddialar var; bazıları Osman Gazi'nin Kureyş kabilesinden olduğunu, diğerleri ise Yıldırım Bayezid'in Germiyan prensesi ile evliliği sayesinde Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin soyundan geldiklerini belirtiyor.
- 09:17Muhittin Arabi ve Osmanlı Devleti
- Muhittin Arabi, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan 60 yıl önce vefat eden, manevi keşifleriyle tanınan bir bilgindir.
- Muhittin Arabi'nin "inne aslı haddevle bades nebi ve sahabe hz. peygamber'den onun arkadaşlarından sonra en iyi devlet, en salih devlet devleti osmaniye'de osmanlı devletidir" sözü meşhurdur.
- Yavuz Sultan Selim, Şam'a geldiği zaman Muhittin Arabi'nin kabrini bulmuş ve Sultan Abdülhamit de Muhittin Arabi'ye çok emniyet vermiştir.
- 12:30Osmanlı'da Padişahla İletişim
- Padişah, halkın içinde ne olup bittiğini en geç bir hafta gecikme ile öğrenme imkanına sahipti ve bu vesileye çok emniyet vermiştir.
- Padişahı gördükleri zaman başvurabilecekleri bir yöntem vardı; padişaha dilekçe vermekten yararlanabilirlerdi.
- Padişaha verilen dilekçeler daha şanslı olurdu çünkü çok fazla kimse olmadığı için.
- 13:21İngiliz Ticaret Kalyonlarının Dilekçesi
- 1648 yılında İngiliz ticaret kalyonları İstanbul'a mal getirdiklerinde, ticaret anlaşması ile belirlenen %3 yerine yanlışlıkla %6 gümrük vergisi alınmıştı.
- İngiliz sefiri Thomas Benzi, gemi sahiplerine sarayın önünde ateş yakan bir yol gösterdi ve padişah haberdar oldu.
- Kemankeş Mustafa Paşa sadrazam, padişahın emriyle meseleyi çözdü, para ödenip vergi düşürüldü.
- 14:42Osmanlı'da Ceza Uygulaması
- Osmanlı'da ceza zamana, zemine ve şahsa göre değişirdi; suçun bilinmesi gereken kişinin cezası daha ağır olurdu.
- Devlet adamlarının işlediği suçlar daha ağır cezalarla cezalandırılırken, haktan kişiye daha hafif cezalar verilirdi.
- İhtiras suçları normal karşılanırken, hırsızlık, kalpazanlık gibi yüz kızartıcı suçlar çok aşağı görülür ve gayrimüslime yapılan suçlar daha vahim kabul edilirdi.
- 16:06Padişahın Has Odası ve Sır Katibi
- Padişah cuma namazından sonra toplanan kişilerin dilekçeleri sığır katipleri tarafından toplanıp padişaha takdim edilirdi.
- Saray'daki Enderun Mektebi, devlet adamlarının yetiştirildiği bir akademiydi ve bugünkü Mülkiyenin esasını teşkil eden kaliteli bir mektepti.
- Has Oda'daki talebeler padişahın özel hizmetini görür, padişahın yanına girip çıkabilirlerdi ve bunlardan biri sır katibiydi.
- 17:40Sır Katibi ve Görevi
- Sır katibi, padişahın mektuplarını yazar, gelen mektupları okur ve has odalar içinde en entelektüel ve güvenilir kişidir.
- Sır katibi, padişahın rutin yazışmalarını yürütür, ancak gizli yazışmaları sadece sır katibi yürütür.
- Tanzimat'tan sonra sır katibi unvanı "mavi katibi" olarak değiştirilmiş ve bu görev 1922'ye kadar devam etmiştir.
- 19:13Sır Katibinin Özellikleri
- Sır katibileri saraydaki dilsizler arasında değildir; dilsizler enderun'da çalışır ve vücut özürlü kişilerdir.
- Sır katibi olarak alınırken fiziki kusur olmamasına, zeki olmasına ve güzel olmasına dikkat edilir.
- Osmanlı'da güzelliğe kıymet verilirdi ve güzellerde iyi huy aranırdı.
- 21:11İç Oğlanlar ve Haremin Düzeni
- İç oğlanlar, sarayda okuyan enderun talebeleridir ve evlenmeleri yasaktır.
- İç oğlanlar arasında sıkı bir disiplin vardır ve hadım ağları onları gece aralıklarında izler.
- Haremin dışında, haremle dışarı arasındaki bölgede harem ağları vardır ve harem içine sadece iş için ve nöbetçi kıdemli cariyeler aracılığıyla girebilirler.
- 23:19Osmanlı Sarayında İstenmeyen İşler
- Osmanlı sarayında haremde gönül macerası veya gayrı tabi aşk yaşanmış olabilir, ancak bu olaylar nadirdir ve anlatılanların doğruluğu şüphelidir.
- Haremde olup bitenler rivayetler üzerine kurulmuştur, nadir olan olaylar dikkati çeker ve anlatılır.
- Enderun'da içki içmek, ibadet etmemek ve gayrı tabi aşklara yönelmek ahlaki bir zaaf olarak görülür.
- 24:40Saraydaki Özel Görevliler
- Saatler sarayda emniyetli görevlerdir, mahrem konuşmalarda getir-götür işleri yaparlar ve konuşmaları duymazlar.
- Sağır-dilsizler sarayda itibarlı kimselerdir ve kendilerine mahsus bir işaretleşme dili vardır.
- Sağır-dilsizlerin işaretleşme dili zamanla yaygın bir kullanım haline gelmiş, hatta saraylılar bile bu dili öğrenmiştir.
- 26:15Sağır-Dilsizlerin İşaretleşme Dili
- Sağır-dilsizler sarayda popüler, sevimli ve zekilerdir, bu nedenle saray halkı onların dillerini öğrenmiştir.
- Sağır-dilsizler özel işaretlerle padişahı, vezir-i azamı, kaptan-ı deryayı, adliye nazırını ve diğer önemli görevlileri gösterirler.
- Şark kültüründe büyüklerin yanında konuşmak ayıptır, bu nedenle padişahın yanında konuşmak için dilsiz dili kullanılır ve bu dili anlatmak bir saray eğlencesidir.
- 28:23Saraydaki Cüceler
- Cüceler bedeni kuvvet gerektirmeyen işlere bakarlar, en çok yaptıkları iş kütüphane memurluğudur.
- Sultanahmet kütüphanesinde nadide eserler vardır ve cüceler bu kitapların ne içerdiklerini bilirler.
- Cüceler ayrıca hastanelere, revirlere bakar ve sarayda personel subayı gibi görevler görürler.
- 29:42Saraydaki Kadrolar
- Enderun'da her sınıfın kadrosu belli olsa da, bu kadrolar sabit değildir, zamana, ihtiyaçlara ve çıkmalara göre değişir.
- Dilsizler ve cüceler de enderun ağlarından sayılır ve ihtiyaçlara göre azaltılıp çoğaltılırlar.
- Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra da Topkapı Sarayı'nda yaşayan cüceler ve dilsizler cumhuriyet devrinde müze memuru olarak görev yaptılar.
- 31:12Osmanlı Sultanları ve Adalet
- Sultanlar da adalete uymaları gerekir, başı kesile dendi mi gitti gibi bir anlayış değildir.
- Kanuni Sultan Süleyman'ın Belgrad seferinde bir köylüyle geçen hikayesinde, padişah köylünün şikâyetine kanuna göre cevap vermiştir.
- Osmanlı askerlerine sefere giderken ve gelirken mali halka zarar vermeyecekleri konusunda dikkat edilmiştir, bu hem adaletin hem de pratik bir faydanın icabıdır.
- 33:35Kürdistan Kavramı ve Kürtlerin Tarihi
- Kürdistan, Doğu Anadolu, Kuzey Irak ve İran arasında bulunan dağlık bir bölgedir ve tarihte bu bölgeye Kürdistan denmiştir.
- Osmanlı kayıtlarında Kürdistan Sancağı, Kürdistan Uleması, Yakın Kürdistan, Kürdistan Mutasarrıfı gibi ifadeler sıkça kullanılmıştır.
- Kürtler, Asurlular zamanında yerleşmiş, çeşitli Türk ve İslam devletlerinin hakimiyetinde yaşamış, Bizans ve Pers hakimiyetinde de yaşamışlardır.
- 36:30Kürtlerin Osmanlı Devleti'ne Katılması
- Kürtler, Osmanlı-Safevi mücadelesinde Osmanlılar'ı müttefik olarak görmüşler ve Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı Devleti'ne katılmak üzere ariza (dilekçe) vermişlerdir.
- Kürt beyleri, Safevilere karşı korunmak maksadıyla Osmanlı hakimiyetine girmişlerdir.
- Kürtlerin arzındaki cümlelerde, Safevilere karşı yardım isteyen ve Akkoyunlu topraklarının Osmanlı'ya yakıştığını vurgulayan ifadeler bulunmaktadır.
- 39:30Kürtlerin Osmanlı Devleti'ndeki Durumu
- Klasik devirde Anadolu'nun Türk olan eyaletlerinde elli'ye yakın isyan çıkmışken, Doğu'da ciddi bir problem yaşanmamıştır.
- Kürt bölgelerinde otonomi verilmiştir, ancak bu otonomi bugünkü manada değil, imtiyaz anlamında kullanılmıştır.
- Sultan Mahmut, Rusya ve İran sebebiyle merkeziyetçi bir devlet kurmak istedi ve Kürtlerin otonomisini kaldırmıştır.
- 41:10Kürt İsyanları ve Kürtlerin Devlet Hizmetindeki Durumu
- Tanzimat devrinden sonra ve Cumhuriyet döneminde baş gösteren Kürt isyanları, Kürt milliyetçiliği isyanları değil, otonominin kaldırılmasından kaynaklanan isyanlardır.
- Kürtler kapalı devre yaşayıp, dağlık ve göçebe bir yaşam tarzından dolayı tedrisat ve yükselme imkanları azdı.
- Zaman içinde Kürtler yerleşik hayata geçtikçe, özellikle Doğu'da ilmiye sınıfında ve ulema sınıfından çok kişi yetişmiştir.
- 44:01Evliya Çelebi ve Yavuz Sultan Selim Hakkında Yanlış Bilgiler
- Evliya Çelebi'nin kitaplarında geçen bilgilerin doğruluğu kesin değildir, çünkü klasik tarihçilik geleneğinde tarihçiler doğru ve yanlış olabilecek tüm bilgileri toplamaktadır.
- Evliya Çelebi, gittiği yerlerde duyduğu hikayeleri kaydetmek için pratik etmiştir, bu nedenle seyahatnamesinde mübalağa içeren anlatımlar bulunmaktadır.
- Yavuz Sultan Selim'in Türkçe şiir yazmadığı, sadece Farsça divanı olduğu bilinmektedir, bu nedenle ona mal edilen Türkçe şiirlerin doğruluğu şüpheli görünmektedir.
- 47:13Kürtlerin Osmanlı vatandaşı Olduğu ve İdris Bitlisi
- Konuşma sırasında Kürtlerin nasıl Osmanlı vatandaşı olduğu ve İdris Bitlisi'nin hizmeti anlatılmıştır.
- İdris Bitlisi'nin İstanbul'da önemli bir yeri vardır, Bitlisi mahallesi, İdris Köşkü Caddesi ve mezarı bulunmaktadır.
- 47:52Osmanlı Arması ve Arma Geleneği
- Osmanlı'nın resmi bir arması yoktur, ancak Türk boylarının ongunları (bayraklar, işaretler) vardır.
- Arma geleneği Avrupa'da daha eskiye dayanır ve şövalyeler askerlerini ayırt etmek için kullanmıştır.
- Avrupa'da arma hukuku ciddi bir ilim ve sanat haline gelmiştir, İngiltere'de hala arama mahkemesi bulunmaktadır.
- 49:52Osmanlı Devleti ve Avrupa Nişanları
- Osmanlı Devleti, 1856'da Napolyon tarafından ihdas edilmiş meşhur Fransız nişanı Légion d'Honneur'u Sultan Abdülmecid tarafından kabul etmiştir.
- İngiltere'nin meşhur Dizbağı Nişanı da Sultan Mejid'e verilmiş, ayrıca Atatürk'e ve cumhuriyetçilerden iki kişiye de verilmiştir.
- İngiltere hükümeti, Osmanlı hükümetinden bir arma istemiş, Kraliçe Victoria bir arma mütehassısı göndererek basit bir arma çizilmiştir.
- 51:18Osmanlı Arma'nın Gelişimi
- Sultan Abdülaziz, 1882 yılında bu armayı alıp bazı değişiklikler yaparak geliştirerek bugünkü Osmanlı armasını meydana getirmiştir.
- Armanın sembolik manaları sonradan yüklenmiş manalardır ve resmi olarak kabul edilmiştir.
- Armanın en basit sembolleri iki bayraktır; sağdaki ve soldaki kırmızı bayrak Osmanlı Devleti'ni, sağdaki yeşil bayrak ise Osmanlı Hilafetini sembolize eder.
- 52:04Türk Bayrağı ve Sembolizmi
- Kırmızı renk ve ayyıldız, Osmanlı Hanedanı'nın sembolüdür ve Ayyıldızlı bayrak Sultan III. Selim'den beri Türk bayrağıdır.
- Kırmızı renk Türk milleti için murattır, lohusa organları kırmızı yapılırdı ve kırmızı altını sembolize eder.
- Ay Allah'ı, yıldız ise Hz. Peygamber'i sembolize eder ve hem Türk hem Müslüman kimliğini temsil eder.
- 53:59Osmanlı Arma'nın Detayları
- Armanın üst kısmındaki tuğra, Osmanlı padişahını; altındaki ay, bütün Türkler ve Müslümanlara olan hakimiyetin himayesini sembolize eder.
- Ayın altındaki tavuk, Osmangazi'yi; tavuğun altındaki güneş ise Osmanlı padişahının ülkeyi güneş gibi aydınlattığını sembolize eder.
- Armanın altındaki yazı "Rabbani Muvaffak, El-Müstenid Bir Bir Tefvikiye Devleti Aliyye-i Osmaniyeye" olarak yazılır ve "İlahi başarılara dayanan, büyük Osmanlı Devleti" anlamına gelir.
- 55:39Osmanlı Devleti'nin İtibarı
- Osmanlı Devleti itibarlı bir devlettir, pasaportu ve parası itibarlıdır.
- Osmanlı pasaportu çok kıymetliydi, nereye giderse gitsin selam dururdu ve ecnebi o zaman şapka çıkarırdı.
- Osmanlı Devleti'nde sınır ve gümrük yoktu, Araplar çok rahattı.
- 57:32Osmanlı Arma'nın Diğer Sembolleri
- Terazi adaleti sembolize eder, soldaki kanunnameler ise her işin kanuni ve ilmi olarak yapılmasıdır.
- Silahların asılması Osmanlı medeniyetini, özellikle tüfek ve kılıç ise Osmanlı silahlarının aslını ifade eder.
- Boru bereketi, çiçek tesaf toleransı sembolize eder ve asılı madalyonlar çeşitli milletlerden oluşan Osmanlı halkını ifade eder.
- 59:15Cumhuriyet Dönemi Arma
- Cumhuriyet ilan edildikten sonra Osmanlı armasının geçerliliği yok oldu, devlet binalarındaki armalar ve tuğralar kazındı.
- 1927'de İsmail Hakkı Altunbezer tarafından bozkurt ve ayyıldız içeren bir arma tasarlandı, ancak kullanılmadı.
- Sonra kırmızı zemin üzerine yuvarlak yukarıya doğru bakan ayyıldız içeren basit bir arma kullanılmaya başlandı.
- 1:00:45Kızılelma Kavramı
- Kızılelma, Türk destanlarında ve şiirlerinde geçen önemli bir mefhumdur ve ordunun nihai hedefi olarak anlatılır.
- Kızılelma'nın nerede olduğu konusunda farklı görüşler vardır; Belgrad, Viyana, Roma, İstanbul veya hatta "kör bile" olarak tanımlanmıştır.
- Kızılelma, kızıl renk ve elmanın sembolize ettiği murad, arzu ve hedefi temsil etmektedir.
- 1:02:17Kızılelma'nın Tarihsel Yeri
- Kızılelma, Türk cihan hakimiyeti mefkuresinin nihai hedefi olarak tanımlanmıştır ve orduya ilahi kelimetullah (Allah'ın ismi) kadar önemli bir hedef olarak gösterilmiştir.
- Kanuni Sultan Süleyman, askerlerin kışlalarını ziyaret ederken "Kızıl elma'da görüşürüz" diyerek ordunun nihai hedefini vurgulamıştır.
- Ömer Seyfettin ve Yahya Kemal, kızılelma ülküsünü daha mücerret ve soyut bir manaya büründüren iki edebiyatçıdır.
- 1:04:19Yeniçeri Ocağı ve Hatıralar
- Yeniçeriler arasında hatıra yazan yoktur çünkü eski Türklerde kendinden bahsetmek ve gizli bilgileri anlatmak ayıp olarak karşılanır.
- Otuz altı padişahın hiçbiri hatıralarını yazmıştır, sultanlar, vezirler, ulemaların hatıraları yoktur.
- Saray ve saray kuralları dahilinde yazılan günlükler sadece padişahın hareketlerini ve rutinini anlatır, enteresan detaylar içermemektedir.
- 1:06:17Sabataycılık ve Dönme Hakkında Genel Bilgi
- Sabataycılar ve dönme, İslam kültüründe müslüman olana "mühted" veya "hidayet kavuşmuş" denilirken, bazı gruplar "dönmüş avreti" olarak adlandırılır.
- Sabatay Sevi, 17. yüzyılda İzmir'de yaşayan ve kendisini Mesih ilan eden bir Yahudi liderdir.
- Mesih, Hıristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık'ta kıyamete yakın gelecek, dünyaya hakim olacak ve dinini güçlendirecek bir şahsiyettir.
- 1:07:36Sabatay Sevi'nin Hayatı ve Dönüşümü
- Sabatay Sevi, kendini kral ilan ederek Osmanlı ülkesini 38 parçaya böldü ve adamlarını vali tayin etti.
- Osmanlı hükümeti, devletin bütünlüğünü tehdit ettiği için Sabatay Sevi'yi Gelibolu'ya sürdü.
- Sabatay Sevi, kurtulmak için Müslüman olmayı tercih etti ve Mehmet Aziz ismini aldı.
- 1:09:17Sabataycılar'ın Gelenekleri ve Prensipleri
- Sabatay Sevi, Müslüman olmasına rağmen gizlice faaliyetlerine devam etti ve mezhep ayinleri düzenledi.
- Sabataycılık tarikatının 18 prensibi arasında Allah'ın birliği, Sabatay Sevi'nin Mesih olması, yalan yere yemin etmemek ve adam öldürmemek yer alır.
- Sabataycılar, Müslüman gibi görünerek dışarıda Müslüman ibadetlerini yerine getirirken, evlerinde kendi mezheplerini sürdürdüler.
- 1:11:55Sabataycılar'ın Osmanlı Toplumunda Yeri
- Sabatay Sevi öldükten sonra müritleri Arnavutluk, Selanik, İstanbul ve İzmir gibi yerlere dağıldı.
- Sabataycılar, azınlık psikolojisi, birkaç lisan bilme, ticaret yeteneği ve Avrupalılarla temas kabiliyetiyle Osmanlı toplumunda önemli yerler edindiler.
- Tanzimat döneminde, Avrupa kültürünü bilen Sabataycılar Osmanlı Devleti'nin modernleşmesinde önemli rol oynadılar.
- 1:12:46Sabataycılar'ın Modern Tarihte Yeri
- Meşrutiyet döneminde Sabataycılar aktif rol oynadılar ve Yahudilerle rekabet içindeydiler.
- Sabataycılar üç mezhebe ayrılmış ve içlerinden şeyhülislamlar ve elçiler çıkmıştır.
- İttihat ve Terakki'de, Cumhuriyet'in kuruluşunda ve sonrasında gazetecilik, yayında ve politikada önemli yerler edinmişlerdir.
- 1:15:15Sabataycılar'ın Toplumsal Algısı
- Türkiye'de her Selanikli bir dönme veya hoşlanılmayan birini Yahudi, Ermeni veya gayrimeşru olarak nitelendirmek bir gelenektir.
- Sabataycılar kapalı yaşamaları nedeniyle birbirlerini tanırlar ve meşhur olanları bilirler.
- Osmanlı toplumunda kimlikleri açıkça bilinse de, onlar hakkında istihbarat toplanmazken, İspanya'da dönme Yahudileri hakkında sıkı bir kontrol yapılmıştır.
- 1:18:57Sabataycılar ve İnançlar
- Sabataycılar, Bektaşi, Melami ve Mevlevi şeyhlerinin çok sayıda üyesi olmuştur.
- Sabataycılar üç gruba ayrılmıştır: inançlarını hayatlarında yaşatanlar ve samimi Müslüman olanlar.
- Komplo teorileri insanı yanıltır ve gerçekleri görmesine engel olur.
- 1:20:01Kılıç Ali Paşa Camii Hikayesi
- Kılıç Ali Paşa, padişaha cami yapmak istediğini söyler, padişah "derya doldur, camii denize kur" diyerek latife yapar.
- Kılıç Ali Paşa, padişahın sözünün hilafına hareket ederek tophane önündeki denizi doldurur.
- Padişah sonradan maksadının latife olduğunu söyler, Kılıç Ali Paşa istediği yere cami yapabilir.
- 1:21:16Caminin Özellikleri
- Cami Mimar Sinan tarafından yapılmış, Ayasofya'nın kasvetini bulmayan, aydınlık, geniş ve zarif bir camidir.
- Cami bir külliye şeklinde yapılmış, hamamıyla, çeşmesiyle, mektebi ve medresesiyle birlikte gelmiştir.
- Mimar Sinan, üç kaptan-ı derya'ya aynı sahil boyunca üç güzel cami yapmıştır: Kasımpaşa'da Piyalepaşa, Beşiktaş'ta Sinanpaşa camileri.
- 1:22:09Cami Hakkında Rivayetler
- Halk arasında Kılıç Ali Paşa camii'nde kırk gün sabah namazını kılanların Hızır Aleyhisselam'ın göreceğine inanılır.
- Caminin yapılışı ile ilgili birçok hikaye vardır, bunlardan biri hamamın yapımının nedeni.
- Kılıç Ali Paşa, yaşının 80'e dayandığı zaman caminin yapılmasını ister ve dua eder, ancak bir işçi gusül abdesti almadan çalışamayacağını söyleyince önce hamam yapılıverir.
- 1:24:50Kılıç Ali Paşa'nın Menşei
- Kılıç Ali Paşa'nın menşei hakkında farklı rivayetler vardır: İtalyan kökenli olabileceği, İtalya'dan esir alınmış bir çocuk olduğu söylenir.
- İsmi orijinalde "Uluç" veya "Julio" olup, İnebahtı zaferinden sonra "Kılıç" adını almıştır.
- Kılıç Ali Paşa ve Mimar Sinan gibi kişilerin menşeileri ne olursa olsun, Türk-Islam kültürüyle büyümüşlerdir.
- 1:26:39Mimar Sinan ve Mihrimah Sultan Aşkı
- Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a aşık olduğu ve bu aşkın iki cami yapımına neden olduğu hikaye, yakın zamanda bir roman vesilesiyle yaygınlaşmıştır.
- Mihrimah Sultan'ın ismi aslında "Mihr-ı Mah" (ay ve güneş) anlamına gelir ve Farsça kökenlidir.
- Mihrimah Sultan'ın camilerindeki minare bezemeleri ve çinilerin onun beline kadar uzanan saçlarına benzediği anlatılır, ancak bu hikayenin gerçek bir alakası yoktur.
- 1:28:17Mihrimah Sultan'ın Gerçek Hayatı
- Mihrimah Sultan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı olarak doğduğu, çocukluğundan beri bir hastalığa sahip olduğu ve dirayetli bir kadın olduğu bilinmektedir.
- Mihrimah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ın oğullarından çok kızına itimat etmiş ve Hürrem Sultan'ın vefatından sonra sarayın merkezinde yer almıştır.
- Mihrimah Sultan'ın iki kızı daha varmış: vefat etmiş Tasasız Raziye Sultan ve muhtemelen başka bir hanımdan doğmuş olan Hesap Ediyor.
- 1:29:14Yahya Efendi ve Saray Halkı
- Yahya Efendi, Kanuni Sultan Süleyman'ın Trabzon'dan gelen kardeşidir ve Osmanlı tarihinin en meşhur şahsiyetlerindendir.
- Saray halkı Yahya Efendi'ye bağlıdır ve onun vefatından sonra bile manevi bağlılık devam etmiştir.
- Yahya Efendi'nin tekkesinde çok sayıda saray mensubu gömülmüştür.
- 1:30:48Evladı Fatihan
- "Evladı Fatihan" ifadesi, Rumeli fethedildiğinde Anadolu'dan Rumeli'ye gönderilen çiftçileri tanımlamak için kullanılmıştır.
- Bu çiftçilerin toprak verilmiş ve vergi muafiyeti gibi imtiyazlar tanınmıştır, daha sonra askerlik hizmeti istenmiştir.
- Evladı Fatihan zaman içinde atlı jandarma birliklerine dönüşmüş, Tanzimat'tan sonra imtiyazlar kaldırılmış olsa da isim devam etmiştir.
- 1:32:33Osmanlı Tarihi ve Günümüz
- Osmanlı tarihine son dönemde ciddi bir ilgi duyulmaktadır.
- Günümüzde "Evladı Fatihan" ifadesi, Rumeli'den gelen her Rumeli göçmenine mecaz olarak kullanılmaktadır.
- 1:33:09Osmanlı Tarihinin Değişen Anlatımı
- Mekteplerde, gazetelerde ve kitaplarda anlatılan Osmanlı ile özel meclislerde yaşlılar ve uzmanlar tarafından bahsedilen Osmanlı farklıdır.
- Öğrenilen Osmanlı "dezenfekte edilmiş" bir versiyondur; bazı şahsiyetler (Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman) yüceltilirken, diğerleri (Sultan Meçid, Sultan Abdülhamit) itham edilir.
- Sultan Abdülhamit Türkiye'de ideolojik kamplaşmaların sembolüdür; bazıları onu kötülerken, bazıları göklere çıkarır.
- 1:34:46Tarih Eğitiminin Sorunları
- Türkiye'de tarih konusunda travma yaşanmış, bu nedenle tarih sevilmemiştir.
- Türkler tarihini bilmeyen ve sevmeyen bir topluluk olmuştur, ancak tarih bugünkü durumu anlamak ve gelecekte inşa etmek için gerekli bir bilgidir.
- Tarih ideolojik kimliğe bürünmüş ve soğuk karşılanmış, bu nedenle Osmanlı'nın hem hataları hem de sevapları değerlendirilmelidir.
- 1:36:51Osmanlı'nın Bilinmeyen Yönleri
- Osmanlı'nın sadece kötü yönleri değil, iyi yönleri de vardır ve bunlar yıllarca abartılı olarak anlatılmıştır.
- Sultan Meçid, telgrafı bulana memleketinde kimse yüz vermezken kendisini davet edip telgraf hattı kurdurmuş ve dünyada ilk telgrafı çeken kimse olmuştur.
- Sultan Abdülhamit, Pasteur'in kuduz mikrobunu bulmasından sonra buluşunu dünyada ilk defa tatbik etmiştir.
- Osmanlılar, akıl hastalarını "içine şeytan girmiş" diye yakıp öldürmek yerine hastaneler kurmuş, delilleri hasta kabul etmiş ve kuş ötüşü, su sesi, müzik ve meşguliyetle tedavi etmişlerdir.