Buradasın
Osmanlı İmparatorluğu'nun Hukuk, Ekonomi ve Vergi Sistemi Dersi
youtube.com/watch?v=zO8RFoyywiEYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından sunulan tarih dersi formatında olup, Osmanlı İmparatorluğu'nun hukuk, ekonomi ve vergi sistemi hakkında kapsamlı bilgiler içermektedir.
- Ders, hukuk-devlet ve ekonomi ilişkileri ile başlayıp, para sisteminin tarihsel gelişimi, Osmanlı'nın vergi sistemi, millet sistemi ve denizcilik teknolojisi gibi konuları ele almaktadır. Özellikle Yıldırım Beyazıt ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerindeki devlet yapısı, vergi politikaları ve Osmanlı'nın farklı bölgelerdeki idari düzenlemeleri detaylı şekilde incelenmektedir.
- Videoda ayrıca Osmanlı'nın ekonomik zorlukları, celali ayaklanmalar, millet sisteminin modern Türkiye'ye etkileri ve yelken teknolojisinin gelişimi gibi konular da ele alınmaktadır. Örfi, şer'i ve istisnai vergilerin nasıl uygulandığı, bölgenin özelliklerine göre belirlenen bölgesel kanunlar ve Osmanlı toplumunun reaya ve sunufu olarak nasıl bölündüğü gibi teknik detaylar da sunulmaktadır.
- 00:22Hukuk, Devlet ve Ekonomi İlişkisi
- Hukuk ve devlet üst yapı kurumları, ekonomi ve üretim ilişkileri ise altyapı kurumlarıdır.
- Altyapı ve üstyapı karşılıklı olarak birbirlerini etkiler; ekonomi hukuka, hukuk ekonomiye etki eder.
- Geçen derslerde İbni Haldun'un teorisi ve coğrafyaya göre işçi ücretlerinin farklılıkları ele alınmıştı.
- 01:14Osmanlı İktisat Politikası
- Osmanlı'nın temel prensipleri arasında iaşe ilkesi, gelenekçilik, tradisyonalizm ve psikalizm bulunmaktadır.
- Osmanlı, iktisadi yapıya, üretimi ve tüketimi tamamen hakim olup serbest piyasa ekonomisi oluşturmadı.
- Bu sistemde sultan halkın aç kalmasın diye fiyatları düşürse de, bu durumda sermaye birikimi ve varlık artışı yaşanmaz.
- 02:31Altın Çağlar ve Ekonomi
- Altın çağlar, ticaretin canlandığı dönemlerdir ve piyasada hukuk güvenliği ve güven ortamı oluşur.
- Bu dönemde insanlar rahatça alışveriş yapabilir, ekonomi daha hızlı döner ve insanlar arası ilişkiler daha iyi olur.
- Osmanlı da halkın durumunu iyi hale getirmek için piyasada mal arzını bol ve fiyatları düşük tutmak istemiştir.
- 03:26Kandaşlıktan Uygarlığa Geçiş
- Kandaşlık çerçevesinde manevi bağlarla topluluk kurulurken, uygarlıkta bu bağlar zayıflar ve yeni değer aygıtlarına ihtiyaç duyulur.
- Büyük toplumlarda manevi bağlar yerine para sistemi ortaya çıkar ve devlet, vergi ve mali örgütlenmeyle anlaşılmaya başlar.
- Para değerleri arz-salep dengesine bağlıdır; bir şey fazla bulunursa değeri düşer, az bulunursa değerli olur.
- 05:13Amerika'nın Keşfi ve Ekonomik Etkileri
- İspanyollar Amerika'da bulunan gümüş madenleriyle Akdeniz piyasasına çok fazla gümüş girdi ve 16. ve 17. yüzyıllarda gümüşün değeri düşmeye başladı.
- Osmanlı'da gümüşün değeri düşmesi nedeniyle enflasyon oluştu ve devlet daha fazla vergi salmaya başladı.
- Yeni ticaret yolları oluştuğunda, Çin'de altının gümüşe karşı değeri Avrupa'dakiyle farklılık gösterdi ve bu farklılık arbitraj imkanı yarattı.
- 07:04Para Sisteminin Değişimi
- Bazı ülkeler kendi milli paralarını bırakıp euro'ya geçtiklerinde, özellikle Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ta insanların şaşkınlığı yaşanmıştır.
- Kıbrıs Lirası, İngiliz Poundundan daha değerliydi ve paranın ibaresinde İngilizce, Yunanca ve Türkçe yazılar bulunuyordu.
- Kağıt para kolayca basılabileceği için değersizleşebilirken, gümüş ve altın paraların değerini koruması daha kolaydır.
- 07:36Ekonomik Dalgalanmalar ve Merkez Bankaları
- 1600'lerde ve 1500'lerde İspanya, Osmanlı ve İngiltere'de ekonomide büyük dalgalanmalar yaşanmıştır.
- İngiltere, 1600'lerin sonlarına doğru ihtiyaçlarını karşılayamadığı için Bank of England adlı merkez bankası kurmuştur.
- Devlet ihtiyaçlarını karşılamak için vergi salma, vergi satma veya devletin başka şeyleri satma gibi yöntemler kullanılmıştır.
- 08:12Devletin Para Toplama Yöntemleri
- İngiltere, merkez bankası kurmadan önce "lottery love" adında bir piyango ile kredi toplamaya çalışmıştır.
- Bir milyon sterlin ihtiyaçları olan İngiltere, bu miktarı yüzbin hisseye bölerek, her hisse için yıllık faiz ödemesi yaparak para toplamaya çalışmıştır.
- Anonim şirketler gibi devlet de merkez bankası kurarak tahvil alarak kredi toplamaya başlamıştır.
- 09:20İspanyol İmparatorluğu ve Madenler
- İspanyollar, yeni gümüş madenleri buldukları için Güney Amerika'yı tümüyle maden arayışıyla allak bullak etmişlerdir.
- Arjantin adının anlamı "gümüş" olduğu için, İspanyollar Güney Amerika'da gümüş bulmak için her yere bakmışlardır.
- İspanyollar, Azteklerin altınlarını çalmak için kralını esir almış, fidye olarak altın istemiş ve sonra kralı öldürmüşlerdir.
- 10:38Aztekler ve İspanyollar Arasındaki Güç Dengesi
- Azteklerde demir yoktu, metalürji gelişmemişti ve atları da bulunmuyordu.
- İspanyolların zırhları, kılıçları, tüfekleri ve atlarıyla Azteklerin taş baltaları karşılaştırıldığında büyük bir avantaj sağlıyordu.
- Hristiyanlığın Güney Amerika'da hızlı yayılmasının bir sebebi, İspanyolların güçlü görünmesi ve yerli halkın onların tanrılarına olan inançlarını sorgulamasıydı.
- 12:04Güney Amerika'nın Kolonizasyonu
- Yeni keşfedilen Amerika, Hindistan veya Çin gibi hazır kent ve üretim sistemiyle ödüllü bir yer değildi, ormanlar ve dağlarla doluydu.
- Aztekler, çevrelerindeki diğer kentleri boyunduruk altına alıp vergiler topluyorlardı, ancak İspanyollar geldiğinde bazı kentler İspanyollarla ittifak kurarak Aztekler'e karşı savaştılar.
- Amerikalılar ve Avrupalılar uzun süredir ayrı yaşamışlardı, bu nedenle birbirlerine karşı farklı hastalıklara maruz kaldılar.
- 13:31Salgın Hastalıklar ve Savaşlar
- İspanyol Gribi adının İspanya kaynaklı olmadığını, İspanya'nın Birinci Dünya Savaşı'nda taraf olmadığı ve sansür olmadığı için haberlerin ilk oradan çıktığı için böyle adlandırıldığını göstermektedir.
- Büyük ordular sefere çıkarıp muzaffer olabilirler ancak salgın hastalıklardan dolayı geri çekilmek zorunda kalabilirler.
- İnsanlar yerleşim yapınca, hayvanlarla iç içe yaşamaya başladıklarında ve yoğun kalabalıklar oluştuğunda salgın hastalıklar daha yaygın hale gelir.
- 15:46Hastalıklar ve Tıbbi Gelişmeler
- Malarya (kötü hava anlamına gelen) gibi hastalıkların kökeni, ortaçağda pis kokudan (miasma teorisi) geldiği düşünülüyordu.
- Ortaçağ doktorları kötü kokuyu almamak için çiçekli, esanslı maskeler takıyor, zenginler ise pis havaya yakın olmayan yerlerde yaşayarak hastalanmamaya çalışıyordu.
- Mikroptan kaynaklandığını yeni yeni öğrenmeye başladık, 19. ve 20. yüzyılda Pasteur, John Snow gibi bilim insanları hastalıkların kaynağına ulaşmayı başardı.
- 16:53Osmanlı'da Sağlık ve Nüfus Artışı
- Osmanlı'da tıp seferberliği ile on yılda onbeş milyon genç yaratma başarısı elde edildi.
- Verem, cüzzam, difteri, dizanteri ve kolera gibi hastalıklarla mücadele edildi ve bu zaferler sayesinde nüfus arttı.
- 17:30Osmanlı'da Vergi Sistemi
- Osmanlı'da kandaşlar (yönetim kurumları) uygarlığa geçmeye başladı, vergi ile anlaşılır hale geldiler.
- Başlangıçta kandaşlar vergi işlerini bilmezken, uygarlar bu işleri parayla yapardı.
- Zekat toplanmayan Osmanlı'da, II. Murat zamanında vezir Fazıl Allah zekat toplamayı önerdiğinde, II. Murat bunu "gazaya gidiyor, para topluyorum, maden gelirlerimiz var" diyerek reddetti.
- 19:04Yıldırım Beyazıt ve Philadelphia
- Yıldırım Beyazıt, Alaşehir (Philadelphia) üzerine sefere giderken askerlerine çöpünü zulmle almayacaklarını ve kadıların usulsüzlüklerini işittiğinde tüm kadıların diri diri yakılmasını emretti.
- Philadelphia, İncil'de geçen mukaddes bir kentti ve Bizans askerleri burayı müslümanlara vermeyi reddetti.
- Yıldırım Beyazıt, Bizans askerlerini Philadelphia'yı savunurken diğer Bizans askerleriyle birlikte kuşattı ve kenti ele geçirdi.
- Yıldırım Beyazıt kendini Roma imparatoru olarak görmeye başlamıştı, ancak Timur'a karşı harbi kaybetti.
- 21:07Yıldırım Beyazıt ve Timur
- Yıldırım Beyazıt, Roma İmparatorluğu'nu avucunun içine almak gibi görüyordu ve kendisini "ben cihan padişahım, ben Roma'yı avucumun içine almış adamım" olarak tanımlıyordu.
- Beyazıt'ın ismi "Ebu Yezid" (Yezid'in babası) anlamına gelir ve bu isim, İstanbul'u kuşatan ilk İslam ordularının komutanı Muaviye'ye atıfta bulunmaktadır.
- Yıldırım Beyazıt, Eyüp Sultan'a giderken kılıç kuşanır çünkü Eyüp Sultan, İstanbul'u kuşatan İslam ordularının bir parçası olarak oraya gelmiş ve orada şehit düşmüş, defnedilmiştir.
- 22:29Timur'un Gücü ve Stratejisi
- Timur, Altın Orduyu dümdüz ederken, Çin'e kafa tutar, Memlükleri devirir ve bir dünya hakimiyeti kurmuştur.
- Timur'un orduları Orta Asya'dan Çin sınırlarına, Moskova'ya, Rusya'nın içlerine kadar ve Suriye'ye kadar uzanmıştır.
- Timur, strateji kabiliyeti ve ordusu açısından Yıldırım Beyazıt'tan daha üstün olduğundan, Beyazıt Timur'u yenememiştir.
- 23:06Timur'un İbn Haldun ile Görüşmesi
- Timur, Şam kuşatıldığında Memlüklerin başkadısı İbn Haldun ile görüşmüştür.
- Timur, İbn Haldun'u çok beğenmiş ve onu Semerkant'taki üniversitesinde hoca olmak için götürmek istemiştir.
- İbn Haldun, Semerkant'a gitmek istememiş ve Mısır'a kaçmıştır.
- 23:57Timur'un Şam'daki Eylemleri
- Şam, Emevilerin başkentiydi ve Yezid'in mezarı oradaydı.
- Timur, Şam'ı alırken Yezid'in mezarını açtırmış, içinde pislik, dışkı ve tezekle doldurmuş, ölüsünü yakmış ve mezarı yok etmiştir.
- Timur, Yezid'e karşı düşmanlık duymaktaydı.
- 24:24Yıldırım Beyazıt'ın Yönetimi
- Yıldırım Beyazıt, Alanya'yi alırken askerlerine "kimsenin çöpünü zulmüne almayalar" demiştir, yani usulsüzlük yapmamalarını ve yağmalamamalarını emretmiştir.
- Kadılar usulsüzlük yapınca, Yıldırım Beyazıt tüm kadıları bir eve kapatıp diri diri yakılmalarını emretmiştir.
- Ulema (ilmiye) teorik olarak hür insanlardır, kalemiye, mülkiye ve seyfiye gibi kule değildir, köle değildir.
- 25:35Kadılarla İlgili Olay
- Kadılar usulsüzlük yapınca, herkes Yıldırım'a bunu anlatmaya korktuğu için soytarıya söylüyorlar ve soytarı sultan'a anlatır.
- Soytarı, kadıların yakılmasını engellemek için "kadı kalmayınca ne yapalım" diye sorar ve Yıldırım bunun üzerine durumun anlaşıldığını görür.
- Yıldırım, kadıların usulsüzlük yaptığından vezirlerine sorunca gelirlerinin düşüğünden dolayı olduğunu öğrenir ve yeni vergiler koyarak gelirleri artırır.
- 26:22İstanbul'un Fethinden Sonraki Dönüşüm
- İstanbul'un fethinden sonra kente tekrar mamur etmek için insanlar getirilip kente yerleştirilmiştir.
- Kula Şahin, Fatih Sultan Mehmet'e vergi konulmasını karşılamış ve Fatih'e bu vergiyi bağışlamıştır.
- Rumi Mehmet Paşa, Bizanslı kökenli bir vezirdir ve Üsküdar'da kırmızı tuğlalardan yapılmış güzel bir cami yaptırmıştır.
- 28:00Osmanlı'da Dönüşüm ve İmparatorluk
- Osmanlı'da yavaş yavaş bir dönüşüm yaşanmıştır; hür Türkler kendi kabiliyetleriyle yükselmişler ve adeta bir hanedan haline gelmişlerdir.
- Fatih'le beraber kulların sayıları artmaya başlamış ve önemli yerlere kullar gelmeye başlamıştır.
- Fatih, İstanbul'u alıp kendini "Kayseri Rum" (Roma İmparatoru) ilan eder ve devleti dönüştürür, böylece tamamen bir imparatorluktan bahsedilebilir olmuştur.
- 29:32Fatih'in Kanunnamesi ve Vergi Sistemi
- Fatih'in yeni kanunnamesiyle birlikte daha düzenli ve standartlaştırılmış bir vergi sistemi ortaya çıkmıştır.
- Reaya kanunnamesinde çiftçilerin vergi yükü detaylı şekilde belirtilmiş, bir çiftçinin yılda yedi farklı kulluk (hizmet veya akçe) vermesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
- Vergiler kişinin varlığına göre değişiklik göstermiş, varlıklı kişilerin daha yüksek, fakirlerin daha düşük vergileri olmasına rağmen, Fatih'in kanunnamesiyle tüm vergilerin yasal dayanağı sağlamıştır.
- 31:18Osmanlı'da Hukukun Kaynakları
- Osmanlı'da hukukun iki temel kaynağı örf (sultanın koyduğu kanunlar) ve şeriat (İslam hukuku) olarak kabul edilmiştir.
- Örf ve şeriat arasında bazen çelişkiler yaşanmış, bazı durumlarda sultanın kanunları şeriata aykırı olabilmektedir.
- Fatih kanunnamesinde hem örfi hem de şer'i vergiler bulunmakta, ancak tüm vergilerin kanunname ile yasal dayanağı sağlamıştır.
- 32:25Kardeş Katli Meselesi
- Kardeş katli meselesi İslam hukukuna aykırı bir uygulama olarak ele alınmıştır, çünkü İslam hukukunda kardeşin öldürülmesi yasaktır.
- Bu uygulama sultanın koyduğu bir örfi kanun olarak kabul edilmiş ve ekser ulemaya sordukları iddia edilerek şeriata uygun olduğu söylenmiştir.
- Zamanla kardeş katli uygulaması terk edilmiş ve primogenitör gibi yeni sistemlere geçilmiş, böylece tahta çıkacak kişinin belirlenmesinde daha düzenli bir yöntem oluşturulmuştur.
- 35:24Osmanlı'da Ahitname ve Yabancı İlişkiler
- İslam perspektifinden memleketler üç gruba ayrılır: Darül İslam (İslam memleketi), Darül Harp (İslam olmayan memleket) ve Darül Ahd (ahitname imzalayan memleket).
- Ahit olmayan memleketlerle ticaret yapılamaz, ancak ahitname imzalanan memleketlerle ticaret yapılabilmektedir.
- Her yeni sultan'ın gelmesiyle ahitnameler yenilenmek zorundadır, bu da her sultan'ın yeni bir nizam getirdiği anlamına gelir.
- 36:30Vestfalya Barış Antlaşması
- 1648 tarihli Vestfalya Barış Antlaşması'nda 80 yıllık savaşların sona erdiği ve ticaretin yeniden serbestleştirildiği belirtilmiştir.
- Savaşlar sırasında katolik ve protestanlar arasında yaşanan mücadelede, tüccarlar yolda durdurulup katolik olduklarını kanıtlamaları istenmekteydi.
- Barış antlaşmasında Bula Brabantia adlı eski bir anlaşmanın ihlaline son verilmesi ve serbest ticarete dönülmesi istenmiştir.
- 38:05Brabantia'nın İmtiyazları
- 1340 senesinde Brabantia tebası için, herkesin sadece Brabantia dükü tarafından yargılanabileceği belirlenmiştir.
- Brabantia'da yargı bağışıklığı ve vergi bağışıklığı bulunmaktadır, bu da bugünkü Belçika topraklarına ve bayrağının renkleriyle (sarı, siyah, kırmızı) ilişkilidir.
- 1648'deki Osnabrück Antlaşması'nda Kutsal Roma Alman İmparatorluğu, 1340 tarihli Brabantia dükkanında tanınmış olan imtiyazları kabul etmiştir.
- 39:07Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Yapısı
- Kutsal Roma İmparatorluğu'nda imparatorluk makamı babadan oğula geçmez, seçimle gelir.
- Bohemya kralı, Saksonya kralı gibi birçok lider oy vererek imparatoru seçerler.
- 1648'deki imparator, 1340'daki imparatorun emirnamesine uygun davranmak zorundadır çünkü bu hukuk olarak kabul edilmiştir.
- 40:05Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Vergiler
- Osmanlı'da vergiler şer'i ve örfi olarak ikiye ayrılır.
- Şer'i vergiler arasında öşür (topraktan alınan belli bir oran), haraç (gayrimüslimlerden alınan vergi) ve cizye (baş vergisi) bulunmaktadır.
- Cizye, gayrimüslimlerden alınan bir baş vergisidir ve doğrudan merkeze gider, öşür ise önce bölgedeki ihtiyaçlar karşılandıktan sonra artanlar merkeze gönderilir.
- 41:04Örfi Vergiler ve Kanunnameler
- Örfi vergiler genellikle kanunnamelerle ilan edilir.
- Fatiha Kanunnamesi gibi genel kanunnameler vardır ve bu kanunnamelerde vergi oranları belirtilir.
- Fatih'in kanunnamesinde vergi oranı 22 akçe iken, Selim Kanunnamesi'nde bu oran 42 akçeye kadar yükselmiştir.
- 41:34Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Bölgesel Kanunlar
- Osmanlı İmparatorluğu'nda genel kanunların dışında her bölgeye özel yerel kanunlar uygulanırdı.
- Bir bölge fethedildiğinde, arsa, popülasyon ve üretim bilgileri deftere kaydedilir, evvelce uygulanan vergiler devam eder veya bölgeye uygun yeni vergiler çıkarılırdı.
- Her bölgenin kanunnamesinde vergiler belirlenir, örneğin Erdel, Eflak ve Boğdan gibi bölgelerde farklı vergiler uygulanırdı.
- 42:44Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Özel Statü Bölgeleri
- Erdel (Transilvanya), Eflak (Romanya'nın geri kalanı), Boğdan (Moldova) gibi bölgeler özerk statüdeydi.
- Kırım Hanlığı, Cengiz soyundan gelen bir hanın başında bulunduğu ayrı bir statüye sahipti.
- Hicaz kutsal topraklar olduğu için merkeze vergi yollamaz, çevreden vergiler oraya akardı.
- 43:47Mısır'ın Özel Statüsü
- Mısır tarihsel olarak çok zengin bir vilayetti çünkü Nil deltası suları sürekli taşarak toprağı zenginleştiriyordu.
- Modern suni gübreler olmadan bile Mısır'da iyi tarım yapılabiliyordu, bu nedenle diğer bölgelere göre farklı statüye sahipti.
- Osmanlı İmparatorluğu'nda üniter bir sistem yoktu, her bölgenin kendi kanunnamesi ve vergi sistemi vardı.
- 44:37Ragusa ve Diğer Özerk Bölgeler
- Ragusa (Dubrovnik) Osmanlı İmparatorluğu'nda özerk statüde bir ticaret kentiydi.
- Osmanlı'da genel kanunlar olsa da (Reaya Kanunnamesi, Selim Kanunnamesi, Ahmet Kanunnamesi) bazı bölgelere ayrıksı statüler konulurdu.
- Selim Kanunnamesi'nde belirtilen vergiler bölgelere göre değişiyordu, örneğin İsparta yöresi için 42 akçe, diğer yörelerde 30 akçeye kadar çıkıyordu.
- 45:37Vergi Sisteminin Gerekliliği
- Her bölgede tarım olanakları ve sulama imkanları farklı olduğu için vergiler de değişiklik gösterirdi.
- Standart tek tip vergi uygulaması bazı bölgelerin vergi açısından avantajlı konuma gelmesine ve popülasyonun belli yerlere göç etmesine neden olurdu.
- Gelir adaleti sağlamak için her bölgenin ihtiyaçlarına göre vergiler tespit edilmeliydi.
- 46:48Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ekonomik Kontrol
- Osmanlı'da üretim nasıl olacağını, kimin ne şekilde üreteceğini devlet belirliyordu.
- Üretimde hangi kalitede olacağını ve hangi hammaddelerin hangi üretim sahalarına yönelmesini kontrol ediyordu.
- Serbest piyasa ekonomisi yoktu, üretim tamamen devlet kontrolündeydi ve bu durumda sermaye birikimi olmazdı.
- 48:28Osmanlı'da Millet Sistemi
- Osmanlı'da popülasyon millet sistemine göre ayrılırdı: Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler.
- Millet sistemindeki kişiler yabancı değildi, vatandaşlardı; yabancılar sadece dış ülkelerden gelenlerdi.
- Ermeni milleti için Gregoriyan Kilisesi'ne bağlı olmak gerekirdi, dinî ahlakiyet önem taşımaktaydı.
- 50:04Osmanlı'da Millet Sistemi
- Osmanlı'da İslam, Rum, Ermeni ve Yahudi milletleri vardı; her millet kendi dinî kurumlarına bağlıydı.
- Rum milleti, Rum Ortodoks Kilisesi'ne gidenlerdi; Sırplar ve Bulgarlar da Rum milletine dahildi çünkü Sofya ve Belgrad'daki kiliseler İstanbul Patriyarhazına bağlıydı.
- Her millet kendi cemaat başları tarafından yönetiliyordu ve kendi hukuklarına göre meselelerini çözüyor, vergilerini topluyorlardı.
- 51:33Vergi Sistemi ve Diyanet
- Müslümanlardan öşür, diğer milletlerden haraç alınıyordu; vergi türü kişinin dinine göre belirleniyordu.
- Bu sistem 600 yıl boyunca devam etmiş ve günümüze kadar kalıntılarını bırakmıştır.
- Kimliklerde din hanesi bulunmasının sebebi, toplumu 600 yıl boyunca dine göre böldüğümüzün kalıntılarıdır.
- 52:09Nüfus Mübadelesi
- Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi, Osmanlı millet sistemi temelinde yapılmıştır.
- Türkiye'ye gelenler Müslüman, Yunanistan'a gidenler Rum olarak sınıflandırılmıştır.
- Mübadelede Türk Ortodoks, Arap Ortodoks gibi farklı etnik kökenlere sahip kişiler de Rum olarak kabul edilmiş, Müslüman olarak kabul edilenler ise etnik kökenlerine bakılmamıştır.
- 53:23Lozan Antlaşması ve Sonuçlar
- Lozan Antlaşması'nda Rumların ayrı okul kurma hakkı gibi haklar belirlenmiştir.
- Bu haklardan faydalanmak için kimin Müslüman, kimin Rum olduğu tespit edilmek zorundaydı, bu nedenle kimliklerde din bilgisi vardı.
- Avrupa Birliği'ne girmeleriyle Yunanistan ve Türkiye'de kimliklerden din bilgisi kaldırılmıştır, ancak nüfus kayıtlarında hala bulunmaktadır.
- 55:00Günümüzdeki Kalıntılar
- Yunanistan'da Cumhurbaşkanı olabilmek için İncil'e el basıp İsa'ya yemin etmek gerekiyordu, bu da Müslüman veya ateistlerin Cumhurbaşkanı olamamasını sağlıyordu.
- Bu örnek, sekülarite ve laiklik fikrinin tam olarak uygulanmadığını göstermektedir.
- 56:06Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Vergi Sistemi
- Osmanlı İmparatorluğu'nda tüccarlar farklı vergiler öderdi; Müslüman tüccarlar, Rum tüccarlar ve diğer gruplar farklı vergileri ödüyordu.
- Müslüman tüccarlar arasında, Bursa'dan gelen yerel Müslüman tüccarlar ile Marakeş, Semerkant, Tebriz gibi yerlerden gelen Müslüman tüccarlar arasında vergi ayrımı yapılmıyordu çünkü hepsi "Darül İslam" içindeydi.
- Osmanlı vergi sisteminde örfi vergiler, şer'i vergiler ve istisnai ekstra ordinam vergiler (tekalifi, şakka, aarzı, divaniye) bulunuyordu.
- 57:01İstisnai Vergiler ve Harp Durumları
- İstisnai vergiler (avarız) normal olmayan durumlarda, genellikle harp durumlarında uygulanırdı.
- Harp çıkması durumunda (örneğin Nemşe - Almanya ile savaş) divanda avarız vergisi salınırdı ve bu parayla paralı asker tutulurdu.
- İstisnai vergiler zamanla düzenli olmaya başladığında, artık istisnai olmaktan çıkıyorlardı.
- 59:05Ekonomik ve Sosyal Çöküş
- 17. yüzyılda kur dalgalanması, gümüşün artışı ve paranın alım değerinin düşmesi gibi olaylar meydana geldi.
- Ticaret gelirleri kaybedildi çünkü baharat ve diğer mallar artık Sirenayka ve Beyrut gibi limanlardan değil, Lizbon ve Antwerp gibi yerlerden gelmeye başladı.
- Harp edilen ülkelerin yeni gelir kaynakları sayesinde harp kabiliyetleri arttı ve Osmanlı'nın da sürekli para toplamak zorunda kalması nedeniyle üretim düşmeye başladı.
- 59:52Celali Ayaklanmaları ve Sonuçları
- Celali ayaklanmaları nedeniyle toplumun moral bozulmaya başladı ve Kuyucu Murat Paşa gibi adamlar çıkarak celalileri öldürmeye başladı.
- Celaliler çok fazla olduğundan tek tek öldürmek zor olduğu için toplu mezarlara gömülüyor ve gaz odaları icat ediliyordu.
- Popülasyon azalmaya, üretim düşmeye başladı ve Osmanlı'nın rekabet edebilmesi için yeni teknolojileri satın alması gerekti.
- 1:01:32Yelkenli Teknelerin Çalışma Prensibi
- Yelkenli gemilerde rüzgar arkadan gelirse gemi itilerek ilerler, ancak direkt rüzgarın içine gidilemez.
- Yelken tertibatında kabata (kare yelken) ve sübye (üçgen yelken) olmak üzere iki tip arma vardır.
- Üçgen yelkenli gemilerde Bernoulli prensibine göre yandan gelen rüzgar bile gemiyi ileriye götürür.
- 1:03:32Hava Basıncı ve Yelken Teknolojisi
- Üflediğinizde kağıt yukarı kalkar çünkü üst kısımdaki basınç düşer, alttaki basınç daha fazla olur ve bu basınç farkı kağıdı yukarı iter.
- Yelkenli teknelerde yelkenin iki tarafı arasındaki basınç farkı yelkeni çekerek hareket ettirir, bu sayede tekneler rüzgara kırk veya yirmi derece açıda ilerleyebilirler.
- Bu teknoloji sayesinde seyahat kabiliyeti artar, daha uzağa gidilebilir ve evvelce bulunamayan yerler keşfedilebilir.
- 1:05:06Dünyanın Yapısı ve Keşifler
- Antik çağda insanlar dünyanın yuvarlak olduğunu ve çevresinin kaç kilometre olduğunu biliyorlardı, bu bilgi MÖ 2. yüzyıldan itibaren binlerce yıl boyunca devam etmiştir.
- İnsanlar Batıya yelken açıp Çin veya Hindistan'a ulaşmaya çalışmamışlardı çünkü yelkenli teknolojisiyle o mesafelere gidilemezdi.
- Portekizliler yeni yelken tertibatıyla Afrika sahillerini keşfetmeye başladılar ve tesadüfen Brezilya sahillerini de keşfettiler.
- 1:06:28Ekonomik ve Sosyal Değişimler
- Yeni keşiflerle dünya daha küresel bir hale geldi ve daha önce bulunmamış yeni kaynaklar keşfedildi.
- Ekonomik değişimler nedeniyle piyasalarda dalgalanmalar oluştu ve İngiliz piyasası merkez bankası gibi çözümler bulmaya çalıştı.
- Vergi sistemi hukuki yapının örfi ve şer'i olarak ayrılmasıyla şekillendi ve istisnai vergiler belirlendi.
- 1:07:19Toplumsal Sınıflandırma
- Toplumda para ve zenginlik önem kazandı ve devlet kurumları oluştu.
- Toplum iki ana sınıfa ayrıldı: reaya (İslam, Rum, Ermeni, Yahudi) ve sunufu devlet (askeri sınıf).
- Askeri sınıf vergi vermez, vergi toplar ve topladıkları vergilerin bir kısmı kendi gelirleri olurdu.