• Buradasın

    Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Göçler ve Türkiye'nin Göçmen Politikası

    youtube.com/watch?v=R22PqNOOFZo

    Yapay zekadan makale özeti

    • "Tarihin Satır Arası" adlı programda bir sunucu, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Turan ve Bilkent Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hakan Kırımlı, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki göçler ve Türkiye'nin günümüzdeki göçmen politikası hakkında sohbet etmektedir.
    • Video, Osmanlı'nın farklı dindendirler için sunduğu sığınma imkanlarından başlayarak, Endülüs'ten, İspanya'dan gelen Yahudi ve Müslüman Arap göçlerini, 19. yüzyılda Macar mültecileri, Kırım Hanlığı'nın Rusya tarafından ilhakından sonra yaşanan göçleri, Kuzey Kafkasya'dan gelen göçmenleri ve Balkan Savaşları sonrası Türk-Müslüman göçlerini kronolojik olarak ele almaktadır. Son bölümde ise Türkiye'nin günümüzde 2,7 milyon Suriyeli ve Iraklı'yı nasıl barındırdığı tartışılmaktadır.
    • Programda ayrıca Rus İmparatorluğu'nun Müslüman toplumlara yönelik zorbalıkla hıristiyanlaştırma politikaları, Osmanlı'nın farklı etnik ve dini gruplara karşı politikaları, göçmenlerin yaşadığı trajediler ve Osmanlı'nın bu göçlere verdiği tepkiler detaylı şekilde incelenmektedir. Türkiye'nin tarihsel bağlamda göçmenlere sığınma rolü ve günümüzdeki insanlık davranışları da vurgulanmaktadır.
    00:40Tarihte Göçler ve Programın Amacı
    • Program, Osmanlı tarihinde ve günümüzdeki göçleri ele alacak.
    • Suriye'deki savaşlar milyonlarca insanı evlerinden ediyor ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın en büyük kitlesel göçleri yaşanıyor.
    • Programda Yahudi göçleri, Kırım göçleri ve Balkanlardan Osmanlı'ya sığınanlara değinilecek.
    01:36Osmanlı'nın Göçmenlere Açık Politikası
    • Osmanlı Devleti başlangıçtan itibaren dışarıdan gelen insanlara karşı açık bir politika benimsemiş.
    • Anadolu ve Osmanlı'nın hükmettiği bölge coğrafi olarak geçiş bölgesi olduğu için bu politikaya mecbur kalmış.
    • Osmanlı'nın kültürü, geleneği ve inancı, sığınmak isteyen insanlara hayır demeyen bir yapıdaydı.
    02:48Osmanlı'nın Göçmenlere Himaye Etiği
    • Osmanlı'ya "Hami Devlet" veya "Koruyucu Devlet" olarak hitap ediliyordu.
    • İslam Devleti olarak Osmanlı, sığınan herkesi "Ehli Kitap" olarak adlandırıp koruma altına alıyordu.
    • Osmanlı'ya ilk büyük göç Yahudiler tarafından yaşandı ve bu dönemde Avrupa'da benzer bir ülke bulunmuyordu.
    05:16Endülüs'ten Gelen Göçmenler
    • Endülüs'ün düşmesinden sonra Osmanlı'ya gelenler sadece Yahudiler değildi, aynı zamanda Müslüman Araplar da vardı.
    • İstanbul'daki Eski Venedik Cenevis Kilisesi'nin asıl adı Arap Camii olup, 1490'larda ve 1500'lerin başlarında gelen Endülüslü Arap göçmenlerden alındı.
    • Avrupa'da benzer örnekler var ancak kabul edenler genellikle aristokratlar, paralı insanlar ve üst sınıf teknik kabiliyetlilerdi.
    07:48Yahudilerin Göçü ve Himaye
    • İlk kitlesel göç olarak Yahudilerin İspanya'dan (Endülüs'ten) kaçması ve kıyma uğramasıyla birlikte müslümanların da gelmesi söz konusu.
    • Avrupa'nın Endülüs'te yaşattığı zulümler, kılıçtan geçirmeler ve Hıristiyanlığa zorlama politikaları utanılacak bir tarih oluşturuyor.
    • Osmanlı'ya sığınanlar, perişan olmuş, zulme uğramış ve kaçmak zorunda kalmış insanlardı.
    09:22Osmanlı'nın Himaye Etiği ve Avrupa'daki Farklılık
    • Avrupa'daki himaye, din kavgalarından kaynaklanan ve aynı coğrafyanın insanları arasında gerçekleşen bir himaye idi.
    • Osmanlı'ya ait kültürel ve İslam'a ait bir özellik olarak, etnik ve dini olarak tamamen farklı başkasını kabul etme politikası vardı.
    • Avrupa'da Yahudiler, İsa'yı çarmıha geren bir grup olarak görülürken, Osmanlı'da zenciler bile normal insan olarak muamele görüyorlardı.
    11:4615. Yüzyılda Yahudi Göçleri
    • 15. yüzyılın ikinci yarısında İspanya ve Portekiz'den (İber yarımadası) yahudilerin kovulması, Osmanlı'ya göçlerin arka planını oluşturuyor.
    • İber'den çıkarılan yahudilerin bir kısmı Avrupa'ya, bir kısmı Kuzey Afrika'ya, büyük bir kısmı ise Osmanlı'ya sığınıyor; Stanford Shaw bunu yaklaşık 250 bin olarak tahmin ediyor.
    • 1492 tarihi, İspanya'dan ve Endülüs'ten Osmanlı topraklarına yahudi göçü için sembolik bir tarih olarak kabul ediliyor.
    15:27Osmanlı'da Yahudilerin Durumu
    • Osmanlı İmparatorluğu'nda Yahudiler gibi İslam dışındaki toplumlara yaşama ve ibadet hakları kural olarak mevcut ve hukuk tarafından korunuyordu.
    • Avrupalı seyyahlar, Osmanlı toprağında Hristiyanlar ve Yahudilerin serbestçe ibadet edebildiğini hayretle karşılamıştı.
    • Rekonkistadan sonra İspanya'da Yahudilere "Hristiyan ol ya da git" seçeneği sunulmuşken, Osmanlı'da dinini değiştirmek zorunluluğu yoktu.
    18:31Yahudilerin Osmanlı'ya Tercihi
    • 1450-1469 yılları arasında Şarl'ın Fransa'dan sürdüğü Yahudilerden Edirne'nin başı İshak Serfati, Almanya'daki Yahudilere hitaben bir mektup yazmış.
    • Mektupta, Almanya'daki Yahudilere Türkiye'ye göç etmeleri tavsiye edilmiş ve burada "herkes kendi bağının ve incir ağacının gölgesinde rahat ve sulh içinde yaşar" denilmiştir.
    • Osmanlı'da Yahudiler ciddi bir sosyal ortam geliştirme konusunda kendilerini rahat hissetmiş, ibadetlerini ve ticaretlerini yapabilmüşlerdir.
    21:03Diğer Göçmen Gruplar
    • 19. yüzyılda Macar milliyetçileri Habsburg yönetimine karşı başkaldırdıklarında Osmanlı'ya sığınmışlar ve binlerce insan kucak açılmıştır.
    • Kütahya'da Kozakların evi hala var, Kozaklar Türkiye'de iki yıla yakın kalmış ve Türkiye'nin ilk gramerini yazan yabancılar arasında yer almışlardır.
    • Osmanlı İmparatorluğu'na sığınanlar arasında Fransız ihtilali sonrası gelen generaller, Rus ordusundan gelenler ve özellikle Bolşevik ihtilali öncesinden gelenler de bulunmaktadır.
    22:39Osmanlı İmparatorluğu'nun Göçmenlere Kapılarını Açması
    • Bolşevik ihtilali sonrası kaçıp sığınanlar Osmanlı topraklarına sığınmış, Osmanlı İmparatorluğu herkesin kendine bir yer bulabileceği bir ülke olmuştu.
    • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde değil, Orta Avrupa'dan Magribe kadar, Akdeniz'in ucuna kadar giden Osmanlı sınırları içinde çok sayıda insan gelmiştir.
    • Orta Asya'dan Osmanlı coğrafyasına göçler hiçbir zaman durmaksızın devam etmiş, özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda Kazak gruplarının Osmanlı İmparatorluğu'na gelmesi olmuştur.
    24:59Osmanlı'nın Göçmenlere Verdiği İtibar
    • Osmanlı İmparatorluğu din, mezhep ve etnisite ayrımı yapmadan muhtaç durumda olan herkese kapılarını açmıştır.
    • Mezhep savaşlarında ortaya çıkan mazlum duruma düşen Protestanları kabul etmiş, araziler vermiş ve işler sağlamıştır.
    • Osmanlı uzmanlığa hürmet ediyor, itibar ediyor ve dinine, milliyetine bakmadan onları kabul ediyor ve onlara çok itibar ediyor.
    28:24Kırım Hanlığı'nın Durumu
    • Kırım Hanlığı, Osmanlı İmparatorluğu ile münasebeti içindeyken bile bir Osmanlı vilayeti statüsünde hiçbir zaman olmamış, kendi parası, hanı, hanedanı, ordusu, bürokrasisi, diplomasisi ve hukuku olan ayrı bir devlet olmuştur.
    • 1774'ten sonra teorik olarak bu bağ ortadan kaldırıldığı iddia edildi, ancak Rusya'nın amacı Kırım Hanlığı'nın gerçek manada bağımsız olması değil, ilhakına zemin hazırlamaktı.
    • 1783 yılında Rusya resmen Kırım'ı ilhak ettiğini ilan etti, bu hem Kırım için, hem Kırım Tatarları için, hem Kafkasya için, hem Osmanlı İmparatorluğu için ve Rusya'nın kendisi için de olağanüstü derecede önemli bir dönüm noktası oluşturdu.
    30:50Rusya'nın Misyonerlik Faaliyetleri
    • Rusya, Kırım ve Kafkasya'yı Ruslaştırmak ve Hıristiyanlaştırmak için önce kendi misyonerlerini göndermiş, ancak Kırımlılar onları itibar etmemişler.
    • Rusya, Kırım ve Kafkasya'da Batılı ve Protestan misyonerlik cemiyetlerini faaliyet göstermeye başlamış, ancak kitlesel bir Hıristiyanlaşma gerçekleşmemiştir.
    • Protestan misyonerler, insanları İslam'dan uzaklaştırmış ancak Rus Ortodoks inancına göre vaftiz ettirmemişler, bu anlaşmazlık sonucunda Rusya misyonerleri Kırım'dan kovmuştur.
    35:56Kafkasya'daki Hristiyanlaştırma Çalışmaları
    • Kafkasya'daki Hristiyanlaştırma çalışmaları son derece başarısız oldu; 20 sene kadar uğraşmalarına rağmen hristiyan edindikleri kişi sayısı 20 kişiyi bulamadı.
    • Kırım'da 1820-1830'lar arasında ilk defa Protestan misyoner faaliyeti gösterildi, ancak Alexander I'nin ölümünden sonra (1825) Protestanlara izin verilmedi.
    • Kırım Harbi'nin hemen ardından 1856 yenilgisinin ardından Piskopos Innokenti, Kırım'da Hristiyan ülkesi imajı yaratmak için büyük çaba gösterdi.
    37:36Kırım'da Hristiyanlık İmajının Yaratılması
    • Kırım'ın her yerinde kadim Hıristiyanlığa ait yerler bulunmaya başladı, papazlar rüyada gördüklerini iddia ederek kiliseler inşa ettiriyorlardı.
    • Müslümanların mukaddes su olarak bildikleri şifalı sular, azizlerin eseri olarak tanımlanmaya başladı.
    • Başsaray'daki Salacık'ta 14. yüzyılda Kırım Hanlarının müsaadesiyle yapılmış olan Panya Kilisesi, 1850'lerden sonra "Rus Hristiyanlığın aslı" olarak muazzam bir kompleks haline getirildi.
    39:28Göçlerin Tetiklenmesi
    • Kırım Harbi'nin hemen akabindeki hadiseler Müslümanları son derece ürküttü ve 1859'dan itibaren kitlevi göçlere yol açtı.
    • Dedikodular ve provokasyonlar göçleri tetikledi; beş dedikodu atıldığında halk arasında onbeş-ellibeş'e kadar yükseldi.
    • Ruslar Kırım'ı alırken dini ve vicdani hürriyet vadederken, İdil-Ural bölgesinde 250 senedir bu hürriyetin tanınmadığını gösteren bir paradoks yarattılar.
    41:00İdare-i Ruhaniye Sistemi
    • 1887 senesinde Kazan-Kazan Tatarlarına Orenburg Müftülüğü kuruldu, bu hem tolerans görüntüsü vermek hem de kukla adamlarla idare etmek için yapıldı.
    • Kırım İdare-i Ruhaniyesi de benzer şekilde sürdürüldü, müftülüklerin başına dinle imanla alakası olmayan işbirlikçi kişiler getiriliyordu.
    • Sovyetler Birliği döneminde bir adamın müftü olması için önce KGB rütbeli olması gerekirdi ve bu politika Putin döneminde de devam etti.
    43:02Çerkezlerin İslamiyet'e Geçişleri
    • Çerkezler, Kuzey Kafkasya'da izole bir bölgede yaşayan ve Müslüman topluluklar içinde en geç Müslüman olan gruplardan biriydi.
    • Ferah Ali Paşa zamanında (19. yüzyılın sonu) İslam'a geçişleri hızlandı, ancak kitlesel halde İslam'a geçiş İslamiyet ve Nakşibendilik sayesinde gerçekleşti.
    • Rusya'nın Kuzey Kafkasya'yı hakim olması, Rus İmparatorluğu'nun en büyük bedel ödediği coğrafyaydı; 100 yıldan fazla süredir oraya hakim olabilmek için mücadele etti.
    46:12Rusya'nın Göç Politikası
    • Rusya, Kırım ve Kafkasya'daki Müslümanların ve Türklerin etkinliği devam ettiğinde, zorla yerinden etme politikalarına başladı.
    • Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'nun bunu kabul edeceğini biliyordu ve belirli bir akış içerisinde göçlülerin gönderilmesi için ayarlamalar yapıldı.
    • Kırım'dan ve Kafkasya'dan Osmanlı'ya gelen kitlelerin büyüklüğü, hangi yıllarda gerçekleştiği ve hangi bölgelere yerleştikleri konusu geniş bir konudur.
    47:22Kırım Tatarı'nın Göçü
    • Kemal Karpat'a göre 1774'ten 1922'ye kadar Kırım'dan gelenlerin sayısı bir buçuk milyon civarındadır.
    • Kırım'ın Rusya'nın hakimiyetine geçişinden sonra (1783) dini ve ekonomik baskılar sonucu Kırım Tatarları Anadolu'ya, Dobruca'ya ve Romanya'ya yakın bölgeye göç etmeye başlamıştır.
    • Kitlesel göç 1860'ların başlarında başlamış, 1859-1861 yılları arasında en büyük dalgalar yaşanmıştır.
    49:27Rusya'nın Kırım Politikası
    • Rusya, Kırım'ı ilhak ettikten sonra (1783 Temmuz) Sivastopol'de askeri üs inşa etmiş ve Karadeniz filosunu İstanbul'a yönelik olarak kurmuştur.
    • Kırım, subtropik bir ülke olup muz gibi ürünler yetiştiği, verimli ve güzel bir yerdir.
    • Rusya, Kırım'ı Hristiyanlaştırmak ve Ruslaştırmak istemiş, ancak bunu başaramadığı için yerel halkı korkutup kaçırmış, yerine Osmanlı'dan kaçan Rumlar, Bulgarlar gibi koloniler yerleştirilmiştir.
    52:34Göçmenlerin Yerleşimi
    • Kırım'dan gelenler başlangıçta karayoluyla Dobruca'ya gelmiş, Kuzey Kafkasya'dan gelenler ise büyük ölçüde deniz yoluyla gelmiştir.
    • 1864'te Şeyh Şamil'in yenilgisiyle Kuzey Kafkasya'dan yaklaşık 800 bin insan Osmanlı topraklarına göç etmiştir.
    • Göçmenlerin bir kısmı Bulgaristan'ın kuzeyine ve Dobruca'ya, bir kısmı ise Trabzon, Samsun ve İstanbul'a yerleşmiştir.
    54:35Osmanlı'nın Göçmen Politikası
    • Osmanlı İmparatorluğu 1860 yılında bir muhacir komisyonu kurmuş, gelen göçmenlerin listesini çıkarıp onları uygun bölgelere yerleştirmiştir.
    • Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na yaklaşık 5-7 milyon insan kazasız bir şekilde yerleştirilmiştir.
    • Osmanlı Devleti Rusya'ya göçmenlerin kışın gönderilmemesi ve eşyalarıyla birlikte gelmeleri için lojistik aranjman yapılması konusunda ısrar etmiştir.
    55:44Avrupa'nın Tepkisi
    • Avrupa, Kafkasya'da yaşanan zulümü görüyordu ve gazeteciler Ruslara karşı direnen Kafkas halklarından söz ediyordu.
    • Karl Marx, Kafkasya dağlılarından ibret alarak hürriyetin nasıl elde edilebileceğini anlatmıştı.
    • Londra Hükümeti Çerkezleri korumaya yönelik bir yaklaşım sergilemiş, ancak Avrupa'dan etkili bir itiraz yükselmemiştir.
    58:19Göçmenlerin Zorlu Yolculuğu
    • Kırım Harbi'nden sonra Rus ordusu Kuzey Kafkasyalılara kuzeye gitmeleri veya terk etmeleri konusunda ultimatom vermiştir.
    • Göçmenler çorba taslarını yarım bırakarak, kadınlar iğnelerini üzerinde bırakarak mecburen canlarını kurtarmak için terk etmek zorunda kalmışlardır.
    • Göçmenler deniz yoluyla gitmek zorunda kalmış, gemilerin kapasitesini aşarak bin kişi alarak yolculukta salgın hastalıklar ve ölümler yaşanmıştır.
    1:00:23Kuzey Kafkasya Göçleri ve İthamlar
    • Kuzey Kafkasya göçmenleri, gemileri doldurup denize atılan korsanların cesetleriyle beslenmiş olabilirler.
    • Abdülhamid'e ve Osmanlı İmparatorluğu'na "göçleri kendileri istediler" ve "İslamlaştırma politikasının bir parçası" olarak ithamlar yöneltiliyor.
    • Sovyetler Birliği döneminde tarih literatüründe bu göçler, Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisini beslemek için teşvik ettiği ve Rusya'nın baskısı olmadığı şeklinde ele alındı.
    1:02:04Göçmen İthamları ve Gerçekler
    • Günümüzde Türkiye'de 3 milyon yakın Suriyeli ve 300 bin Irak'tan gelen göçmen bulunuyor ve bunun için stratejik amaçlarla bu insanları alındığı iddia ediliyor.
    • Bazı insanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya'yı zayıflatmak için göçmenleri çağırdığı şeklinde yanlış bilgilere inanıyor.
    • Göçmenlerin gelip gidişi büyük felaketlerle sonuçlanmış ve zorlu şekillerde gerçekleşmiş.
    1:03:03Göçlerin Başlangıcı ve Ölçütleri
    • En büyük göç dalgaları Kırım Harbi sonrası 1859'da Deşt-i Kıpçak'ta (bugün Güney Ukrayna ve kısmen Rusya'nın güneyi) yaşayan Nogaylarla başladı.
    • Kıpçak Türkleri Secde eski tebası olan Nogaylar, yaşadıkları yerlerde etnik temizlik yaşanmış ve 1860'ların başında orada sadece bir veya iki Türk ailesi kalmış.
    • Din değiştirme zorlaması ve diğer baskılar neticesinde 1860 yılında Kırım Tatar göçü tetiklendi ve Kırım'da ilk defa Tatar nüfusun mutlak çoğunluğu olmanın altına düştüler.
    1:04:30Göçlerin Boyutu ve Belgeler
    • Göçlerde milyonlarca insan beş-on sene içinde gelmiş ve tarihçilerin göçleri sadece resmi belgelerden incelediği zaman yanılmaları mümkün.
    • Gerçek göçlerin ancak kısıtlı bir kısmı belgelere yansımış, yolda ölenler ve öldürülenlerin belgesi yok.
    • Kağıt üstündeki belgelere göre 300-500 bin muhacir geldi ve onlara yerleştirilme ve maddi destek sağlandı, ancak gerçek durum çok daha kötüydü.
    1:06:31Göçmenlerin Yaşadığı Zorluklar
    • Göçmenler yazın cehennem sıcağında, baharda yağmur altında, kışta kar altında beklemek zorunda kaldılar ve Trabzon'da 1865 yılına kadar 53 bin kişi ölmüş.
    • Göçmenler tren veya uçakla değil, büyük kısmı yürüyerek muazzam arazileri geçerek yeni tabiata gittiler ve sıtmadan ölenlerin haddi hesabı yoktu.
    • Çukurova, Çerkez muhacirleri ve sonraki Balkan muhacirleri için cehennem haline geldi, ancak bu kasten değil, Devleti Aliye'nin imkanlarının sınırlı olması sonucuydu.
    1:08:57Balkan Göçleri
    • Balkanlar'da 19. yüzyılın başından itibaren milliyetçiliğin artmasıyla büyük katliamlar gerçekleşti, Moro Yarımadası'nda birkaç ay içinde 50 bin Osmanlı Türk'ü öldürüldü.
    • Osmanlı Balkanlar 14. yüzyılda kuruldu ve 19. yüzyılda yıkıldı, yaklaşık 500 yıl içinde bölgede Türk ve Müslüman nüfus büyük ölçüde arttı.
    • 19. yüzyıl boyunca her bir isyan hareketi sadece yönetime değil, aynı zamanda oradaki Türk, Müslüman ve Yahudi nüfuslarına yönelik saldırı hareketi şeklinde gelişti.
    1:11:361877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı Öncesi Nüfus
    • 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesi bugünkü Bulgaristan topraklarında 3.2 milyon insan yaşıyordu.
    1:12:26Balkanlar'da Demografik Yapı ve 1913 Harbi
    • Balkanlar'da üç milyon iki yüz bin nüfusun yarısı Müslüman, yarısı Müslüman olmayan (Bulgar, Sırp, Ermeni, Rum, Yahudi) olup, Ruslar bu demografik yapıyı tespit ediyor.
    • 1913 harbi başlangıcında kurulacak olan Bulgaristan'da Bulgarlar azınlık olacak, bu nedenle 1913 harbi bir ırklar ve yok etme savaşı olarak planlanıyor.
    • Savaş sonrası Bulgaristan topraklarındaki Müslümanların sayısı savaştan önceki bir milyon altı yüz bin rakamından savaştan sonraki ilk sayımda altı yüz-sekiz yüz bin'e düşüyor.
    1:14:45Balkanlar'daki Camilerin Durumu ve Kırım Tatarları
    • Sofya'da ve Filibe'de camilerin sayısı savaş sonrası büyük ölçüde azalıyor, Filibe'de savaştan önceki otuz üç camiden savaştan sonra sadece üç cami kalmış.
    • Türkiye'de milyonlarca Kırım Tatar göçmen var, ancak bazıları "Kırım'dan değil, Romanya'dan gelmişiz" diyerek gerçek kökenlerini gizliyor.
    • 1850'lerden itibaren özellikle 1860'larla birlikte Dobruca bölgesinde yoğun olarak Kırım Tatar ve Nogay muhacirleri yerleştiriliyor.
    1:16:20Balkanlar'daki Göçmenlerin Trajedisi
    • Milyonlarca insanın yaşadığı, bugün tamamen unutulmuş olan trajedisi, tarifsiz bir şahsi trajedi olarak anlatılıyor.
    • Balkan harbi sonrası yapılan "temizlikler" sadece Türk-Müslüman muhacirlerin trajedisi değil, aynı zamanda Balkanlara yeni kurulan devletlerin etnik olarak temiz olması isteğiyle sonuçlanıyor.
    • Her devletin sadece kendi etnik grubunu barındırmaya çalışması, başkalarını ya öldürme ya da dışarı yollama politikası, 1990'larda Bosna ve Kosova katliamlarına kadar devam eden bir trajedi oluşturuyor.
    1:19:40Osmanlı İmparatorluğu'nun Reaksiyonu
    • 1913 harbi öncesi Balkanlar'da sadece Yunanistan bağımsız devletken, 1913 harbi sonrası Rus orduları Tuna Nehri'ni geçerek Balkan Dağları ve Yeşilköy'e kadar ilerliyor.
    • İngilizler ve Fransızlar İstanbul'u Rus saldırısına karşı nasıl koruyacaklarını düşünüyor ve planlar yapıyorlar.
    • Balkan savaşlarının sonunda Bulgaristan Çatalca'ya kadar gelmiş ve İstanbul'u tehdit ediyor, durum bu kadar kötü olunca İstanbul'daki elçiler ve diplomatlar bir komisyon kurarak göçmenlere asgari yaşama imkanları sağlayabilmek için çaba gösteriyorlar.
    1:23:08Suriye Krizi ve Türkiye'nin Göçmen Politikası
    • Cumhuriyetin ilk yıllarında Almanya'dan gelen Yahudi göçler, Yunanistan'dan gelen nüfus ve Türk nüfus mübadelesi yapılmıştır.
    • Suriye krizi, Rusya'nın işin içine girmesiyle ve İran'ın destek olmasıyla farklı bir boyuta sahip olmuştur.
    • Türkiye, bugün 2,7 milyon Suriyeliyi misafir eden dünyada en çok Suriyeli misafir eden ülkedir.
    1:24:02Batı'nın Göçmen Sorununa Yaklaşımı
    • Batı'da olaya bakış açısından "burada bir şey olmaz çünkü mülteci gelir" düşüncesi vardır.
    • Batı ülkeleri, mültecilerin gelmemesi halinde insanların orada ölmesinin fazla bir zararı olmadığını düşündükleri için müdahale etmezler.
    • Suriye'deki Asad rejimi, Rusya'nın desteği olmasaydı bugün orada olamazdı.
    1:24:46Türkiye'nin Göçmenlere Açığı
    • Türkiye'nin Suriyeli mültecileri kabul etmesi, Türkiye'nin tarihi olarak şerefine en büyük katkılardan biridir.
    • Türkiye'nin Osmanlılardan beri gelen şerefinin, gururunun ve haysiyetinin en büyük örneğidir.
    • Her ülkenin insanlık adına bu tür bir karar vermesi gerekir.
    1:25:15Sınırlar ve Göçmenlik
    • Çizilmiş sınırlar, kısmen masa başında, kısmen harbin durumuna göre çizilmiştir.
    • Antep, bugün Suriye'nin bir kazası olabilirdi veya tersine Halep Türkiye'nin içinde kalabilirdi.
    • Sınırlar çizildiğinde, aileler birbirinden ayrılmış, insanlar farklı vatandaşlıklara sahip olmuştur.
    1:26:31Türk Kültüründe Göçmenlik
    • Türkler Anadolu'ya göçmen olarak gelmiştir ve bu masada oturan kişilerin çoğu göçmen kökenlidir.
    • Ensar-muhacir dayanışması ve kardeşliği, Türk tarihi kültüründe önemli bir yer tutar.
    • Avrupa'nın da kökeni göçmenlik olmasına rağmen, mültecilere karşı ilgisiz bir tutum sergilemektedir.
    1:27:24Avrupa'nın Göçmen Politikası
    • Türkiye, kısıtlı maddi imkanlarına rağmen 3 milyondan fazla Suriyeli ve Iraklı'yı misafir ediyor.
    • Avrupa'nın zengin ülkeleri, mültecilerin kendilerine gelmemesi için Türkiye'ye politik baskı uyguluyorlar.
    • Avrupa, mültecilerin Ege Denizi'nde ve Akdeniz'de ölürken bile dikkatini bu konuya çekmedi, sadece kapılarına vardıklarında ilgi gösterdi.
    1:28:51Türkiye'deki Mülteci Kampları
    • Türkiye'deki kamplar dünyanın en iyi kamplarıdır ve mültecilere üç öğün yemek verilmektedir.
    • İnsanlar evi barkı gibi olmasa bile kendi fakirhanesini tercih edecektir, ancak Türkiye bu insanlara bir ev sahipliği yapabilmektedir.
    • Programda Osmanlı İmparatorluğu'na Yahudi göçleri, Kırım göçleri, elit göçü, Kafkaslardan ve Balkanlardan göçler ve Suriye'den Türkiye'ye sığınan mültecilere değinilmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor