Buradasın

Nuh'un Gemi: Kurtuluş Savaşı'nın Deniz Cephesi

youtube.com/watch?v=77in4wJsqmA

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Nuh'un Gemi" adlı tarih programı, Dr. Doğu Perinçek'in daimi konuğu olduğu bir formatı içermektedir. Programda Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Alper Pala ve Yıldırım Örer gibi konuklar yer almaktadır.
Bu video, Kurtuluş Savaşı'ndaki deniz cephesinin önemi üzerine odaklanmaktadır. Program, İstanbul'un işgali sonrası Türk donanmasının durumu, Nakliyat-ı Bahriye, Bahriye subaylarının Anadolu'ya kaçışı, Karadeniz'deki ablukanın kırılması, Rusya ile olan stratejik ilişkiler ve Türk donanmasının lojistik başarıları gibi konuları ele almaktadır. Ayrıca, "Uçak Gemisi Büyük Taarruz'un Meçhul Denizcileri" ve "Kurtuluş Savaşı'nın Deniz Cephesi" gibi eserler tanıtılmaktadır.
Programda, Türk donanmasının Kuvayı Milliye'ye katılan gemileri, Rus denizaltılarının diplomatik misyonları, Alemdar gemisinin kurtarılması, Enosis gemisinin ele geçirilmesi ve içindeki altınların Kurtuluş Savaşı'na sağladığı destek gibi detaylar anlatılmaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin jeopolitik konumu, Montreux Anlaşması ve Atatürk'ün vasiyetleri de ele alınmaktadır.

00:03Nuh'un Gemi Programının Tanıtımı: "Nuh'un Gemi" programı Türkiye'den kalkan bir gemiye binme fırsatı sunuyor.
Ulusal kanalda yeni bir tarih programı olan "Nuh'un Gemi" başlıyor ve daimi konuğu Dr. Doğu Perinçek olacak.
Program, Türkiye'nin gündeminde olan ya da olmayan tarihi konuları uzmanlarıyla tartışacak ve haftalık olarak yayınlanacak.
01:47Kurtuluş Savaşı'nın Meçhul Denizcileri: Programın konusu "Kurtuluş Savaşı'nın Meçhul Denizcileri" olup, "Uçak Gemisi Büyük Taarruz'un Meçhul Denizcileri" adlı yeni bir eseri sunuyor.
Eser, Mehmet Perinçek, Alper Pala ve Yıldırım Örer'in birlikte hazırladığı, Profesör Dr. İlber Ortaylı'nın önsözünü taşıyan bir kitap.
Kurtuluş Savaşı'nda deniz mücadelesi ve deniz cephesi konusu, Türkiye'de daha önce yeterince gündeme gelmemiş bir konu.
04:27Kitabın Hazırlanışı ve İçeriği: Kitabın hazırlığı, reklam yazarı Alper Pala'nın Mehmet Perinçek'in arşiv çalışmaları sırasında rastladığı bilgiler üzerine başlamış.
Başlangıçta film senaryosu olarak düşünülen proje, yüksek maliyet nedeniyle kitap formatına dönüştürülmüş.
Kitap, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra enflasyonist ortamda yaşanan olayları anlatıyor; Mustafa Kemal'in Almanya'dan uçak satın alması ve bunların Trabzon'a aktarılması hikayesi.
09:02Kitabın Detayları: Kitapta, Nuri Conker ve Saffet Arıkan'ın Almanya'ya gönderilen parayı borsaya yatırarak uçak sayısı artırmaya çalıştıkları anlatılıyor.
Uçakların tren yoluyla gelirken bazıları telef oluyor ve sadece üç tanesi cepheye ulaşabiliyor.
Kitabın %90'ı kurgu değil, gerçek olayları anlatıyor ve Adil Kaptan adlı gerçek bir kahramanın etrafında örülmüş hikayeleri içermektedir.
13:54Kurtuluş Savaşı'nda Deniz Tarihi: Kurtuluş Savaşı'ndaki nakliyat-ı bahriye olarak anılan tarihin bu safhası Türklerin deniz tarihinin en parlak ve aydınlık dönemidir.
İtilaf Devletleri'nin 270 bin tonluk bir istila donanmasının Karadeniz'deki hakimiyetine karşı Kuvayi Milliye donanması savaş vermiştir.
O dönemde savaş gemileri ağırlığıyla (tonaj) ölçülmekte, tonaj büyüdükçe silah da büyümektedir.
15:47Kurtuluş Savaşı'nda Lojistik Önemi: Büyük Taarruz'da kullanılan silah ve cephanenin neredeyse yarısına yakını Karadeniz'den gelmiştir.
Lojistik olmadan savaş kazanılmaz, cephane, silah ve irade gereklidir.
Mustafa Kemal, bir avuç Bahriye subayının sayesinde lojistiği temin ettiğini ve her şeyi İstanbul'a odaklamış olmanın cezasını çektiklerini belirtmiştir.
17:14İstanbul İşgali ve Bahriye Mektebi: 13 Kasım 1918'de 55 savaş gemisi (22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız, 4 Yunan) İstanbul Boğazı'na demirlemiştir.
Bahriye Mektebi'nden kaçışlar, İstanbul işgali sırasında ilk Anadolu'ya kaçışlar olarak başlamıştır.
İstanbul işgali sırasında Rus devriminden kaçan beyaz Ruslar, aristokrat ve yüksek burjuva Ruslarla dolu olup, mütarekenin yetki verdiği işgal güçleri Türkleri evlerinden çıkarıp Ruslara yerleştirmiştir.
20:49Celaleddin Orhon'un Hikayesi: Celaleddin Orhon, Rumelihisarlı zengin bir ailenin tek oğludur ve 1914 yılında Bahriye Mektebi'ne kabul edilmiştir.
16 Mart 1920'de İstanbul'un İngiliz güçleri tarafından işgal edildiği gün, Celal Bey ve arkadaşları Boğaz'da yemek yiyordu.
Rus aristokrasisine ait bir Rus kızı, Celal Bey'e "Celal ne oldu? Yüzün neden sapsarı ve asıl hasta mısın?" diye sorduğunda, Celal "Hayır, bu hastadan da beterim. Düşmanlar yurdumu istila etti" cevabını vermiştir.
22:06Bahriye Subaylarının Anadolu'ya Kaçışı: Konuşmacı, kitapta anlatılan hikayenin %90'ının gerçek olduğunu, ancak roman ve sinema tadı için bazı detaylar eklenmiş olduğunu belirtiyor.
Bahriye subayları, iki yabancı dil biliyor, Boğaz'da yalıda oturuyor ve İstanbul'un sayılı tüccarlarına ve teğmen babalarıyla konuşuyorlardı.
Subaylar, Anadolu'ya kaçmaya karar veriyorlardı çünkü okuldan kaçanlar, fena grubu, muavenet-i bahriye grubu ve karakol cemiyeti üzerinden silahların Anadolu'ya kaçırılması gerekiyordu.
22:58İlk Kaçış Hareketi: 1919 kışında son sınıf öğrencileri, Boğaz'da dört kürekli bir sandal (kik) kullanarak Yalova'yı kaçırıyor ve ilk kaçış böyle başlıyor.
Subayların babaları, düşmanların güçlü olduğunu ve Türk-Osmanlıların neye sahip olduklarını sorguluyor, ancak subaylar "her gün ölüyorum" diyerek Anadolu'ya gitmeyi reddediyorlardı.
Subaylar, adadaki güzel kız ve kadınlara rağmen, Anadolu'da başlamış olan işgale karşı hareketlere katılmak için geceli gündüzlü kaçış planları hazırlıyorlardı.
25:08Uyanış Dönemi ve Atatürk'ün Görüşü: 1919'dan 1922'ye kadar bu uyanışlar başlıyor, en büyük uyanış 1920 Ağustos ayında Bekir Sami ile Rus hükümetiyle yardım anlaşması yaparak gerçekleşiyor.
Bahriye subaylarının çoğu karada savaşmak için kaçıyor, örneğin Tafdil Bayat gibi subaylar Yalova üzerinden kaçıyor ve Ankara'ya gidiyor.
Atatürk, bahriyelerin savaşa gönderilmemesini emrediyor çünkü Yeni Türkiye'yi kurduklarında güçlü bir donanmaya ihtiyaçları olacak ve bahriyeliler zor yetişecek.
27:16Atatürk'ün Deniz Stratejisi: Atatürk, bir bahriye subayı olmasa da çok okuyan biri olduğu için deniz tarihini ve stratejisini biliyordu.
Çanakkale harpleri sırasında armada saldırısını yaşamış ve bu deneyimden sonra deniz stratejisinin önemini anlıyordu.
Atatürk, deniz sızıntısının ne olduğunu görmüş ve yarımada coğrafyasında güçlü bir donanmada olmadan yaşamanın imkansız olduğunu anlamıştı.
29:38Bahriye Subaylarının Savaşa Katılması: Deniz subayları, karada savaşmak istiyorlardı çünkü karadaşları savaşıyorlardı.
Atatürk, onları nakliyatı Bahriye örgütü kurulmasıyla Trabzon, Amasra, Samsun ve Batum'da bir ağ oluşturarak savaşa katılmalarını sağladı.
Tafdil Bayat gibi subaylar, karaya gönderilmemeleri durumunda intihar edeceklerini söyleyerek savaşa gittiler ve birinci İnönü'de yaralandıktan sonra ayağının kesilmesini engellediler.
31:24Kurtuluş Savaşı'nda Donanma Personeli: Toplam 1590 subaydan 233 kişi (bahriye mektebi mezunu, güverte mezunu, makine çakçı, gemi inşaat subayı ve denizci doktorlar) namus cephesini seçmiştir.
Diğer subaylar ise "ömrüm verilmiş" diyerek görevlerini sürdürmekle yetinmiş, gemilerin Haliç'te kıştankara seyir yapmadığı ve nöbet işi olmadığı belirtilmiştir.
Damat Ferit, İngiliz komutanın emriyle Akhisar gemisine Kuvayi Inzibatiye'yi doldurup Mudanya ve Bandırma'daki kuvvacıları savaşa döndürmüştür.
32:34Kurtuluş Savaşı'nda Gemi Kaynakları: Aydın Reis ve Preveze gibi heyecanlı bir grup, kimseden emir almadan Kuvayi Milliye'ye katılmış ve Trabzon'a giderek "size katıldık" demişlerdir.
1920'de Kuvayi Milliye Ankara'da teşkilatını kurduktan sonra el koymalar başlamıştır.
Rusya'dan iki tane 500 tonluk gambot (bir ve iki numaralı) verilmiş, ancak iki ay sonra arıza yapınca Ruslar onları Bakü'ye götürmüş ve bakımını yapmışlardır.
34:02Birinci Dünya Savaşı'ndaki Alman İlişkileri: Birinci Dünya Savaşı'nda Almanlarla birlikte olduğumuz ve Çanakkale'de Alman denizaltılarının olduğu bilinmektedir.
Kurtuluş Savaşı sırasında Almanlardan bize kalan tek gemi Yavuz (Almanların tabiriyle Goeben) olmuştur.
Mondros Antlaşması imzalandıktan sonra, Yavuz 13 Kasım 1918'de 55 parça gemiyle gelmiş, bir hafta sonra 20 Kasım'da yaralı olarak İznik'te işgal edilmiştir.
35:01Yavuz'un Tarihi: Yavuz 1917 yılına kadar Karadeniz'de Rus donanmasını tutmuş ve çok büyük işler yapmıştır.
Çanakkale'den çıkıp Akdeniz'e doğru giderken Midilli'ye gelirken mayına çarparak yaralanmış ve Nara Burnu'na karaya oturtulmuştur.
Almanlar giderken teknoloji transferi olmasın diye geminin her şeyini sökmüşlerdir.
36:18Alman İlişkilerinin Gerçekleri: Almanlar Türkiye'yi çok sevdikleri için değil, çıkarları için desteklemişlerdir.
Çanakkale cephesi açılırken, Marne'de Fransa-Almanya cephesinde muazzam bir baskı vardı ve binlerce Alman ölmüştü.
Bu basıncı azaltmak için yeni bir vakuma ihtiyaç vardı ve bu boşluğu Türk kanıyla doldurmayı istediler.
37:29Denizcilerin Kurtuluş Savaşı'ndaki Önemi: Türk denizcisinin sayesinde Atatürk "gözüm Sakarya'da, kulağım İnebolu'da" diyebilmiştir.
Kurtuluş Savaşı'nda ikmal teşkilatının başında bulunan Korgeneral Muzaffer Ergüder, 1925 yılında "Kurtuluş Savaşı'nda bir avuç deniz subayımız olmasaydı ne İnönü, ne Sakarya, ne de Dumlupınar ve dolayısıyla kurtuluş savaşı olmazdı" demiştir.
38:02Cephane ve Savaş: Cephane olmadan savaş kazanılamaz, silah, top mermisi ve uçaklar gibi mühimmat savaşın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Atatürk, 1 Mart 1923'te mecliste yaptığı konuşmada, İstanbul'a sıkıştırılan deniz kuvvetleri, silah, cephane depoları ve harekat üslerinin sakınca olduğunu belirtmiştir.
Büyük Taarruz'da en ağır silahlar son anda Trabzon'dan İnebolu'ya gemilerle getirilip, İnebolu'dan karayoluyla Afyon'a taşınmıştır.
39:33Savaşın Stratejisi: Günümüzde de cephane olmadan savaş olabilir, Kumpas davalarında Türk ordusu bir mermi atmadan etkilenmiştir.
Bismarck'ın "günlükün jeopolitik sorunları lafla çözülmez, demir ve kanla çözdürdü" sözü, savaşın son sözünün hala aynı olduğunu göstermektedir.
Zaferin süngünün ucunda olduğu söylenir, ancak o silahın ve gücün deniz yoluyla geldiği, denizi kontrol edemediğimiz sürece ablukaya maruz kaldığımız sürece başaramayacağımız belirtilmiştir.
40:33Karadeniz'de Nakliyat: Karadeniz'de abluka olsaydı, 300 bin ton harp malzemesi taşınması imkansız olurdu, ancak ortalama bir gemi üç yılda 76 sefer yapmış ve süreçte sadece bir gemi kaybedilmiştir.
Ruslar, Türkiye'ye iki mil kuralı sayesinde yardım etmiş, bu kural sayesinde Yunan veya İngiliz gemileri karasu'na giremezdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Kumpas davalarına rağmen kuvvet yapısı yerinde durmaktadır ve milli savunma sanayimiz Türk ordusunun sayesinde gelişmiştir.
43:36Türk Devrimi ve Strateji: Türkiye Cumhuriyeti, bir imparatorluğun devamıdır ve sosyogenetik kodlarında imparatorluk kurma geleneği vardır.
1923 ile 1938 arasında 15 yıla, hatta 5 yıla sığdırılmış bir devrim var ve bunun örneği Mustafa Kemal'dir.
Birinci Dünya Savaşı'na girerken Türkiye'yi paylaşmak isteyen İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası gibi üç büyük devlet vardı, ancak Çanakkale'deki direnişimiz tüm hesapları bozmuştur.
46:52Rusya İlişkileri: Çanakkale'deki direnişimizle bağlantılı olarak Rusya'da emekçiler, askerler ve köylüler çarlığı devirmiş, sonra yeni gelen demokratları da Bolşeviklerin önderliğinde devirmişlerdir.
İngilizler, Sovyetlerin üzerine Türkiye'yi sevk etmeye çalışıyorlardı ve Kafkas Seddi'nde Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan cumhuriyetlerini kurarak iki devrimci ülke arasında bir set oluşturmuşlardı.
Mustafa Kemal'in stratejisi bu oyunu bozmuş, Rusya düşmanlığı yapmasaydı bu hikayelerin hiçbirini anlatamayacaktı.
48:14Programın Başlangıcı ve Müziksel Performans: Sunucu, izleyicilerin yoğun ilgi gösterdiğini ve konukların mükemmel performansıyla izleyicilerin de mükemmelliği gösterdiğini belirtiyor.
"Kuvayi Milliye Destanı"ndan Arhavili İsmail bölümü müziksel olarak sunuluyor.
Sülfü Livaneli tarafından seslendirilen Nazım Hikmet'in "Kuvayi Milliye Destanı"ndan Arhavili İsmail bölümü dinleniyor.
52:40Birinci Dünya Savaşı ve Sovyet Devrimi: Birinci Dünya Savaşı sırasında üç büyük devlet Türkiye'yi paylaşmak için peşindeydi, ancak Çanakkale direnişi ve Sovyet devrimi dengeleri değiştirdi.
Sovyetler Birliği Kafkas Seddi'ni tutarak İngilizleri presleyip, Türkiye ile birleşen Karadeniz üzerinden İngiliz ve Fransız'ı yorarak savaşı kazanma şansı sağladı.
Rusya'nın Türkiye'ye geçmesi, düşman sayısını iki eksi bir haline getirdi ve bu durum Türkiye'nin savaşı kazanmasını sağladı.
54:49Devrimlerin Etkisi ve Asya Çağının Başlangıcı: 1900'lerin başında başlayan devrimler; 1905'te Rus Devrimi, 1908'de Türkiye'de Hürriyet Devrimi, 1911'de Çin Devrimi ve Meksika Devrimi gibi önemli olaylar oluşturdu.
Bu devrimler imparatorluk topraklarını hedef alarak bağımsızlık birikimi oluşturdu ve başı dik yaşama geleneklerini canlandırdı.
1917'de Sovyet Devrimi ve 1920'de Türk Devrimi, meclisin Ankara'da açılmasıyla birlikte devrimler birbirlerini tetikleyerek birbirlerine el uzatarak ilerledi.
56:42Türk Taarruzu ve Rus İşbirliği: 26 Ağustos Türk Taarruzu'nda, Kocatepe'de Mustafa Kemal Paşa'nın yanında Rus komutanların da bulunduğu bir fotoğraf bulundu.
Atatürk, Rus komutanlarla birlikte İlgın-Manevraları denetledi ve bu işbirliği denizden kara savaşlarına kadar devam etti.
Atatürk, İtalyan heykeltıraş Arlof'un heykelini Taksim Anıtı'na dikerek bu stratejik dostluğu gelecek kuşaklara taşa yazdı.
1:00:49Kurtuluş Savaşı'ndaki İkmal Zorlukları: Savaşta mühimmat çok önemliydi, ancak Trabzon Limanı'ndan gelen tüfeklerin süngüleri olmamış, bu yüzden evlerin cumbalarındaki demir parmaklıkları eritip süngü dökülmüştü.
Karadeniz'de düşman donanması cirit atarken, Türk ikmal gemileri fırtınalı havada açılıp düşmana enselenmeyecek şekilde hareket ediyordu.
Fırtınada denizaltı gemileri kıyıya yanaşamadığında, cevheri getiren küçük kayıklarla "denk kay" yöntemiyle yükleme yapılıyordu; dalga küçük kayığı geminin hizasına getirince sandıklar itilerek karaya getiriliyordu.
1:02:02İnebolu ve Rus Denizaltıları: Bekir Sami Anlaşması sonrası diplomatik misyonlar için en kısa yol deniz yolu olmuş, Rus diplomatlar denizaltı ile getiriliyor ve götürülüyordu.
Almanlar hiçbir şey bırakmadığı için denizaltılar batırılmıştı, ancak AG-23, AG-24 ve AG-25 denizaltıları Sivastopol-Inebolu ekseni (yaklaşık 220 mil) üzerinden gidip geliyordu.
Bu bilgi Türk deniz tarihinde bilinmeyen bir detaydı ve Mehmet Perinçek'in Rus arşivlerindeki araştırmalarıyla ortaya çıkmıştır.
1:03:53Alemdar Gemi Hikayesi: Alemdar gemisi olmasaydı Türk-Fransız Antlaşması imzalanmazdı; bu gemi Ereğli'den kurtulmuş ve savaşa destek olmak için Sinop'a gitmişti.
Fransızlar Alemdar'ı yakalayıp Zonguldak'a götürdüler, ancak Türk askerleri esir olmama ruhuyla Fransızları yenip gemiyi geri aldılar.
Fransız donanması Ereğli'yi bombardıman edeceğini tehdit etti, ancak Ankara hükümetinin direnci sonucunda gemi teslim edilmedi ve altı ay sonra Ankara Antlaşması imzalandı.
1:08:08Rusya İlişkileri: Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya büyük bir iç savaşın içindeydi ve işgal güçleri tarafından ziyaret ediliyordu.
Türkiye, Rusya'ya buğday göndererek yardım etti.
Karadeniz'in şu an için de çok önemli olduğu belirtilmiştir.
1:08:44Türkiye'nin Jeopolitik Konumu: Türkiye batıda Yunanistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile kuşatılmış bir coğrafyada yaşıyor.
Montreux Antlaşması'nın kaldırılması durumunda Karadeniz, Basra Körfezi gibi bir alan haline gelebilir.
Karadeniz'de şu anda Nato'nun sadece 3-4 mayın tarama gemisi bulunurken, Basra Körfezi'nde ortalama 40-50 savaş gemisi var.
1:09:46Karadeniz'in Önemi: Bir yarımada ülkesi olarak Türkiye, Karadeniz'de savaş gemilerinin bulunması durumunda rahat hissedemeyecek ve ablukaya uygulanabilir.
Karadeniz'in boş kalması ve bir abluka bölgesi olmaması Türkiye'nin lehine olmaktadır.
Karadeniz'in sakin tutulması ve barış denizi olması herkesin çıkarına olacak.
1:12:43Karadeniz'de Yabancı Güçler: Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin NATO'ya yeni üye olmasının heyecanıyla, Romanya'ya en güçlü balistik füze savunma sistemi kurulmuştur.
Karadeniz sahillerinde yabancı güçlerin çıkması, bölgenin jeopolitik dengesine aykırı bir davranıştır.
Jeopolitik açıdan, Türkiye ile Rusya'nın Karadeniz'i boş tutması, 1921'deki nakliyatın gerçekleşmesi için önemli olmuştur.
1:13:31Türk Hava Kuvvetleri'nin Kuruluşu: Türk Hava Kuvvetleri'nin temeli 1911'den itibaren atılmış ve deniz pilotları önemli bir rol oynamıştır.
Fethi Bey, denizci çarkçı olarak tayyarecilikte önemli rol oynamış ve Kudüs uçuşu sırasında şehit düşmüştür.
Sami Uçan gibi pilotlar, Almanlardan kalan uçakları milli mücadeleye katmak için kaçış operasyonları düzenlemişlerdir.
1:15:42Uçak ve Hava Teknolojisi: Atatürk'ün büyük stratejik dehası, uçak teknolojisini 1920'li yıllarda önemsemesinden kaynaklanmaktadır.
1911'de piyasaya çıkan 12 uçak, teknolojinin hızlı ilerlediğini göstermiştir.
Türk Hava Kurumu, Atatürk tarafından kurulmuş ve Bahreyn'in parasıyla donanma vakfı olarak 1909'da kurulmuştur.
1:17:56Kelebek Etkisi ve Alemdar'ın Önemi: Nusret mayın gemisinin 1926'da mayın döşememesi durumunda durum değişecektir, bu tür küçük değişimler "kelebek etkisi" olarak adlandırılır.
Alemdar'ın Fransızlar karşısında elde ettiği taktik olay, dünya deniz tarihinde binlerce örneği olan esir alınan bir gemi olayı olmasına rağmen, yarattığı siyasi etki çok önemlidir.
Alemdar'ın yarattığı siyasi etki, Ankara hükümetinin iradesinin kabul edilmesi ve anlaşmaya oturulması sonucu önemli bir etki yaratmıştır.
1:18:49Kış Dönemindeki Mücadele: Ocak, Şubat, Mart kış döneminde malzeme getirme çalışmaları yapılmış, İnebolu, Karadenizli, Arhavili ve İsmaili gibi gemiler fırtına döneminde malzeme taşımıştır.
Cem Karaca'nın "İlyas Temel Süreyya" şarkısında anlatıldığı gibi, bu adamlar kış günlerinde suya da giriyorlardı.
Mat-4 gemisi ilk başta yakalanmış, sonra kendini batırmış, baş tarafta yangın çıkarılmış, gemi tekrar yüzdürülmüş ve kurutulmuştu.
1:19:37Pontus Çeteleri ve Sakarya Savaşı: Celalettin Orhan görev yaparken, Pontus çeteleri 30 Ekim 1918'de Mondros ilanı sırasında Türkiye'de iç isyanlar başlatmış ve 25 bin kişilik bir ordusuyla katliamlara girişmiştir.
Sakarya Savaşı sonrası Karadeniz olaylarında muazzam bir kendine güven oluşmuş ve küçük gemiler karşı taarruza geçmiştir.
Sovyetlerden alınan motorlar tamir için Novoroski'ye giderken, Enosis adlı gemiye el konulmuş ve bu gemide 6 çuval altın (500 bin Osmanlı lirası) bulunmuştur.
1:21:30Enosis ve Diğer Gemilerin Önemi: Enosis gemisi, Alemdar kadar önemli olup, içindeki altın Kurtuluş Savaşı'na büyük bir destek olmuştur.
Diğer gemiler ortalama 76 tur yapmış ve cephane getirmiştir.
Türk-Rus dostluğu bu dönemde pekişmiş, ancak Atatürk komünist devrimi önlemek için önlemler almıştır.
1:22:05Sovyetlerle İlişkiler: Konuşmacı, Gorbaçov döneminde Sivastopol'a giren ilk Türk savaş gemisinin seyir subayı olmuştur.
29 Ekim 1914'te savaşa giren Yavuz ve Vataniye adlı gemilerin isimli gemiler Sivastopol'a girmiştir.
Sovyet bahriyeleri Türk gemilerine "siz nerede kaldınız?" demek istemiş, konuşmacı ise "bu kadar uzak ama bu kadar yakın olacağımızı bilmiyorduk" demiştir.
1:23:39Samsun Limanında Bir Karşılaşma: Celaleddin Orhan adlı bir adamın Batum adlı çürük bir gemide çalıştığı anlatılıyor.
Samsun limanında, dört bacalı Amerikan huribesi gemisi duruyordu ve bu gemi, Amerikan Huer gemileri projesi kapsamında kıtlığa yardım etmek için kullanılıyordu.
Amerikan gemisinin komutanı ve subayları, yan yatmış duran Batum vapurunu görerek alkışlayıp selam verdi, Türk gemisinin kıç tarafındaki denizciler de bayrağı selamladı.
1:27:10Türk Denizcilerinin Kutsal Vazifesi: Amerikan subayları, Türk denizcilerinin sivil kıyafetli olduğunu ve yokluk içindeki bir milletin istiklalini kurtarmaya çalıştığını bilmiyordu.
Çürük teknede çalışan Türk denizcileri, gemiyi batmaktan kurtarmak için zift, branda ve çimento kullanarak yaraları kapatıyordu.
Batum Vapuru'nun şahsında, İstiklal Savaşı'nda Anadolu Donanması'nın varlığıydı ve bu varlık, düşmandan zapt edilmiş teknelerden oluşuyordu.
1:29:09Aydın Reis'in Veda Mesajı: 25 Kasım 1923'te Trabzon Nakliyatı Bahriyesi artık ilan etti ve Aydin Reis gemisine veda mesajı gönderdi.
Aydin Reis, Karadeniz'de Türk Bahriyesini temsil eden ve düşmanlarına üstün olan bir gemiydi.
Geminin personeli, çelikten azimli subay ve erlerinin gösterdiği harikalar, şahit olanların hatıralarında ebediyen işlenmiş kalacaktı.
1:31:44Türkiye'nin Denizcileştirilmesi: Konuşmacı, Türkiye'nin denizcileştirilmesinin Atlantik sistemi tarafından engellenmiş olduğunu ve bu durumun bir "uygarlık atlaması" olduğunu belirtiyor.
Türk halkının denize yakın olmasına rağmen, Türkiye'nin denizcileştirilmesi hem devlet hem de emperyal sistemler tarafından izin verilmemiş.
Denizcilerin hazırlıklı olmaları ve denizin insan psikolojisine etkisi vurgulanıyor.
1:34:03Kurtuluş Savaşı'ndaki Gemiler: Şahin gemisi tarafından getirilen uçaklar, Baltis limanından demiryoluyla Navorisiski'ye, oradan Şahin vapuruyla Samsun'a ve Trabzon'a, Trabzon vapuruyla da Samsun'a gelmiştir.
Getirilen uçakların sadece üç tanesi kullanılabildiği, diğer yirmidokuzunun harap halde olduğu belirtilmiştir.
Mudanya'da 16 Mart 1923'te Şehzadebaşı baskını ve Haziran ayında İngiliz donanmasının Yalova, Mudanya ve Marmara'nın güney kıyılarına karavanmardımanı yaptığı gösterilmiştir.
1:35:53Atatürk'ün Sovyet Dostluğu Vasiyeti: İstiklal Savaşı'nda kalmayan Türk-Sovyet dostluğu, 1930'larda Türkiye'nin en hızlı gelişen iki ekonomisinden biri olmasına katkıda bulunmuştur.
1937 yılında veda dönemindeki Atatürk, yakın arkadaşlarına Sovyet dostluğunu bırakmamalarını vasiyet etmiştir.
Atatürk, Sovyet dostluğunun geleceğimiz, devrimin devamı ve bağımsız yaşamımız açısından hayati önemli olduğunu vurgulamıştır.
1:38:00Stratejik Bakış: 1945'ten sonra Amerika'nın prestijli olduğu dönemde Türkiye, Atlantik'e bağlanarak Amerika'nın denetimi altına girmiştir.
Günümüzde Türkiye, Amerika ve İsrail'in stratejik piyonu olan PKK ile büyük bir teröre karşı mücadele sınavından büyük başarılar kazanmaktadır.
Türkiye'nin stratejik bakışla Rusya ve Suriye ilişkilerini göz ardı etmemesi gerektiği, aksi takdirde ekonomik kurtarılması mümkün olmayacağı vurgulanmıştır.
1:39:50Kitap ve Program Hakkında Bilgiler: Mehmet Perinçek, Alper Pala ve Yıldırım Örer'in ortak çalışmasıyla oluşturulan eser, programın temel konusu olmuştur.
Yıldırım Örer, 1965 doğumlu bir çizgici olup İtalya'da 15 sene ikamet ederek çizgi roman dünyasında yerini almıştır.
Program, Ulusal Kanal'da "Nuh'un Gemisi" adıyla başlamış olup, Kurtuluş Savaşı'ndaki gemileri ele almıştır.

Nuh'un Gemi: Kurtuluş Savaşı'nın Deniz Cephesi

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir