Buradasın
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" Kitabı Hakkında Sunum
youtube.com/watch?v=psKn7Rbn9zEYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1914 yılında Sofya'da yazdığı "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" (daha sonra "Subay ve Komutanlık" olarak da bilinen) eserinin tarihsel ve içeriği hakkında bilgilendirici bir sunum formatındadır. Videoda Prof. Dr. Afet İnan'ın sunum metni ve Ruşen Eşref Ünaydın'ın yazdığı sunuş metninden alıntılar yer almaktadır.
- Video, Atatürk'ün Mehmet Nuri Conker'in "Zabit ve Kumandan" kitabına tepki olarak yazdığı bu eserin yazılma süreci, nedeni ve içeriği hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır. Eserde Osmanlı ordusunun başarısızlıklarının sebepleri, subayların manevi nitelikleri, komutanlık becerileri ve askeri eğitim sisteminin eksiklikleri ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca Atatürk'ün 1908-1918 yılları arasında yayımlanan küçük broşürler halindeki kitapları, Mehmet Nuri Conker ile olan dostluğu ve eserin 1918'de basılması, 1919'da toplanıp imha edilmesi, 1956'da yeniden basılması süreci hakkında bilgiler de verilmektedir. Konuşmacılar, Osmanlı ordusunun komutanlık sistemi ve eğitim sorunlarına odaklanarak, askeri eğitimde sadece cesaret ve kahramanlık değil, aynı zamanda bilimsel ve teknik birikimin de önemini vurgulamaktadır.
- Zabit ve Kumandanla Hasbihal'in Yazılışı
- Mustafa Kemal Atatürk, 1914'te kurmay yarbay rütbesiyle askeri ateşe olarak görevli bulunduğu Sofya'da "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" kitabını kaleme aldı.
- Kitabın yazılması, Nuri Conker'in "Zabit ve Kumandan" adlı kitabına tepki olarak gerçekleşti; Nuri Conker, Osmanlı ordusunun başarısızlıklarının sebeplerini tartışırken, Atatürk ise kendi düşüncelerini dile getirdi.
- Kitabın yazıldığı 1914 Nisan'ında Balkan ve Trablusgarp savaşlarının acıları henüz tazeydi, ancak birinci dünya savaşının patlak vermesi beklenmeyen bir durumdu.
- 01:30Kitabın Basımı ve Yaygınılaşması
- Anafartalar muharebelerinde Mustafa Kemal ile Nuri Conker, kitaplarında gündeme getirdikleri sorunlara yönelik çözümleri başarıyla hayata geçirdiler.
- Aralık 1918'de Mustafa Kemal, Fethi Okyar ile birlikte Minber gazetesini yayımlarken, beş yıldır bekleyen "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" kitabını bastırdı.
- Kitabın ilk baskısı bin adet oldu, Mustafa Kemal bunlardan bir kısmını dostlarına dağıtmak üzere alıkoydu, kalanlar piyasaya verildi.
- 02:05Kitabın Tarihi
- Mustafa Kemal'in Mayıs 1919'da Anadolu'ya geçerek İstanbul hükümeti ile ilişiğini kesmesinin ardından, Mütareke ve İtilaf devletlerinin İstanbul işgali ile birlikte Damat Ferit Paşa hükümetinin emri ile piyasadaki kitaplar toplanıp imha edildi.
- Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün sağlığında Hasbihal yeniden basılmadı, 1956'da Hasan Ali Yücel'in hazırladığı sadeleştirilmiş versiyonu İS Bankası Kültür Yayınları tarafından ilk kez basıldı.
- Günümüzde kitap hem özgün metni hem de günümüz Türkçe'sine göre sadeleştirilmiş haliyle bir arada sunulmaktadır.
- 08:05Mustafa Kemal'in Eğitim Hayatı
- Atatürk 1893'te Selanik girdiği askeri mektebi, 1905'te İstanbul'da kurmay yüzbaşı rütbesini alarak bitirmişti.
- Mustafa Kemal, kurmay sınıflarında memleketin siyasi durumuyla ilgilenmiş, istibdada karşı hür fikirler yayan gizli neşriyatı okumuş ve arkadaşlarıyla konuşmaları sayesinde memleketin siyasi mukadderatı için meşgul olmaya başlamıştır.
- Harp Akademisi'nde okurken yazı yazmaya ve edebiyat, şiire merak sarmış, ders kitaplarından başka ne bulursa okumuş ve tecrübeleri onda derin izler bırakmıştır.
- 10:14Siyasi Faaliyetler ve Askeri Çalışmalar
- 1905'ten 1908'e kadar Mustafa Kemal Suriye'de ve Makedonya'da vazife görmüştür, bu yıllarda mesleki bilgilerini tatbiki sağda ilerletirken, ikinci meşrutiyet'in ilanından önceki siyasi faaliyetlere katılmıştır.
- Şam'da kurduğu "Vatan ve Hürriyet" adlı siyasi cemiyetin faaliyetini Makedonya'ya intikal ettirmiş bulunuyordu.
- İkinci Meşrutiyet'ten sonra Mustafa Kemal, ordu mensuplarının günlük politika konularıyla meşgul olmasını istememekteydi, ordunun ıslahını ve talim-terbiye için gerekli çalışmaların yapılmasına çok önem vermekteydi.
- 13:01Mustafa Kemal'ın Kitapları
- Mustafa Kemal'ın 1908-1918 yılları arasında küçük broşürler halinde yayımlanmış kitapları tarih sıralarına göre listelenmiştir.
- Atatürk'ün bu küçük broşürleri üç kısma ayrılır: iki kitap General Litzman'dan tercüme edilmiş, diğer ikisi askeri tatbikat esnasında tutulan notların krokiler ilavesiyle kitap haline getirilmiştir.
- "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" ise arkadaşı Mehmet Nuri'nin "Zabit ve Kumandan" adlı eserini okuduktan sonra onunla hasbihal şeklinde cevabıdır.
- 15:10Mustafa Kemal ve Mehmet Nuri Conker'ün İlişkisi
- Atatürk, Mehmet Nuri Conker'i çok severdi ve onunla samimi bir hava içinde konuşur, birbirlerine senli benli hitap ederlerdi.
- İki arkadaş, Selanik'te mahalle arkadaşı olup, askeri rüştiyede, Manastır İdadisi'nde, İstanbul Harbiye Mektebi'nde ve Harp Akademisi'nde mektep arkadaşı olmuşlardı.
- Hayatta da hemen daima aynı yerlerde vazife görmüşlerdir: Selanik'te, Üçüncü Ordu'da, Arnavutluk Harekatı'nda, Afrika'da Trablusgarp ve Bingazi Muharebelerinde, Çanakkale, Anafartalar ve Conkbayırı Muharebelerinde, Doğu'da Muş cephesinde, İstiklal Harbinde ve İnkılap devrinde.
- 17:21Mustafa Kemal'ın İnkılap Planları
- 1908'in kış aylarından bir gece Selanik'te bir subay grubu arasında Mustafa Kemal, inkılap planlarını anlatmıştır.
- Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu'nun yüksek sayılan kumandanları yerine binbaşı seviyesindeki subayların geleceği büyük kumandanlar olacağını ve ordunun kumanda sicillerinin binbaşıya kadar olanlarını muhafaza edip üst tarafını yakacağını söylemiştir.
- Arkadaşlarına "İnkılap yapacağız, memleketi binbir akılsızın eline ve keyfine bırakamam, bu çok adamların yerine birkaç kafa ile iktifa edebilirim" diyerek, kendisinin inkılapçıların makamlarını tayin edecek kişiyi olduğunu belirtmiştir.
- 20:53"Zabit ve Kumandan" Kitabı
- Binbaşı Mehmet Nuri imzasıyla çıkan "Zabit ve Kumandan" kitabı, 1929-1913 seneleri kış devresinde bir fırka ümera ve zabit hana verilmiş konferansların toplanması ve genişletilmesi ile meydana getirilmiştir.
- Kitabın gayesi, çeşitli derecelerdeki kumanda ve selahiyet erbabının zafer ve galibiyeti temin edebilecek surette vazife yapmaları için lüzumlu olan ilmi hasletlerinden ve meziyetlerinden başka askeri karakterden bahsetmektir.
- Nuri Conker, kitabın mukaddesesinde "sulh zamanında harpte imiş gibi hazırlanmak" gerektiğini vurgulamıştır.
- 23:52"Zabit ve Kumandanla Hasbihal" Kitabı
- Atatürk'ün "Zabit ve Kumandanla Hasbihal" kitabı, Sofya'da 1930-1914 yıllarında yazıldığı halde, bazı takyidattan dolayı bugüne kadar teyit edilmemiştir.
- Minber Matbaası'nda 1934 yılında İstanbul'da basılan bu kitabın ilk sahifelerinde sağ köşede Mustafa Kemal'in madalyon içinde bir asker resmi ve imzası vardır.
- Broşür otuz iki sahifedir, altı bölüme ayrılmıştır ve içinde altı tane resim vardır; bunlardan birinde Mustafa Kemal ve Nuri Conker sakallı olarak Afrika'da Trablusgarp Muharebesi'ndeki kıyafetleri ile gösterilmiştir.
- 25:36Atatürk'ün Nuri Conker'in Kitabına Yorumları
- Atatürk, Nuri Conker'in kitabını okumakta birkaç gün geç kaldığını esefle kaydederek, kitabın satır satır ve cümlelerini izah ederek kendi fikirlerini eklemiştir.
- Bazı yerlerde kitabın içeriğini bırakarak, Balkan Harbi'ndeki kumandan ve zabitlerin durumlarını ve bilgisizliklerini acıklı bir şekilde tasvir etmiştir.
- Atatürk, Balkan Harbi'nin acılarının çok derin olduğunu ve doğduğu Selanik'in düşmana hibe edildiğini Afrika'da duyduğu vakit ne kadar elemli günler geçirdiğini hatırlatmıştır.
- 26:54Kitabın İçeriği ve Önemi
- Atatürk, Nuri Conker'in kitabının her bölümünde ayrı ayrı durarak kendi fikirlerini vermiş ve misallerle zenginleştirerek, adeta istikbalin müjdelerini içeren cümleler yazmıştır.
- Kitabın bazı cümlelerinin altı çizilmiş ve "insanlar ancak emelleri, fikirleri teşhis ettirilerek sevk ve idare olunabilir" cümlesi ismi verilmeyen bir filozofa atfedilmiştir.
- Atatürk, Sofya'da yeni kitaplar okuyarak ve üzerinde durarak, "istikbalin devlet kurucusu ve inkılapçısı" olarak hangi emelleri ve fikirleri teşhis edeceğimizi sorgulamıştır.
- 28:23Kitabın Temel Konuları
- Atatürk'ün en çok üzerinde durduğu bölüm "inisiyatif" başlığı altındaki yazılardır; bu kelimenin kendiliğinden hareket ve iş görme anlamına geldiği belirtilmiştir.
- Kitabın son faslı Sirenai Harbi ile ilgili örnekler içermekte ve Türk kuvvetlerinde kuvve-i maneviye, fikre, taarruz ve inisiyatif hesaplarının mevcut olduğu belirtilmiştir.
- Bu küçük kitap, 20. yüzyılın büyük adamı Atatürk'ün hayatının belirli bir devresindeki fikri çalışmalarını yansıtmakta ve okumuş, öğrenmiş ve öğretmek için yazmıştır.
- 30:24"Subay ve Komutanlık" Kitabının Önemi
- "Subay ve Komutanlık" kitabı 1914 yılında yazılmış, bazı bağlayıcı nedenlerle basılması bugüne kadar gecikmiştir.
- Mustafa Kemal, 1913 kışında bir tümen subay arkadaşlarına verilen konferansların bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan bu eseri okuyabilmek için birkaç gün geç kaldığını esefle belirtmiştir.
- Kitabın askeri yetenek ve karakterden, bilimsel hasletler ve niteliklerden söz edeceğini, subay ruhunun moralini beslemeye hizmet edecek noktaları araştıracağını anladığında kitabına aşık olmuştur.
- 32:37Balkan Harbi'nden Dersler
- Kitapta Balkan Harbi'ndeki acılar ve felaketle sonuçlanmış savaşın eleştirilmesiyle başlanmıştır.
- Ordunun barışta izlemesi gereken ciddiyetli çalışma ve bilimsel birikimin savaşta başarı sağlayacak biçimde uygulanması için askerlerin sahip olması gereken manevi nitelik ve yeteneklerden bahsedilmiştir.
- Balkan Savaşı'ndaki kederli yenilginin acı bir gerçekte olduğu ve bu gerçeğin bilincine varanların olduğunu, bilincine varmamak için ya gafil veya cahil olmak gerektiğini vurgulanmıştır.
- 34:56Selanik Raporu ve Ordunun Durumu
- 30 Haziran 1911'de Selanik'te kolordu komutanına sunulan resmi bir raporun bazı noktaları ibret almak için gözden geçirilmiştir.
- Raporda acemi eğitimi dönemi bir sonuç elde edilemeden kesildiği, denetleyicilerin eğitim sonucunu bilmediği, komutanların bilgisizlikleri subaylarda kuşku uyandırdığı belirtilmiştir.
- Bu duruma çare bulmaya girişmek her namus ve vicdan sahibinin görevidir; emir ve kumanda yetkisine sahip olmayanların gözlem ve araştırmalarını yetkili kişilere sunmaları gerektiği vurgulanmıştır.
- 38:55Ordudaki Komuta Sorunları
- Mavi kolordunun sağ kanadında hareket eden bir tümen komutanı, kendisine sorulan emir hakkında sorulara cevap vermedi, çünkü aldığı emrin anlamını kavrayamamıştı.
- Tümen komutanı, tümene komuta etmediği için verdiği emrin neden ibaret olduğunu bilmiyordu.
- Alay komutanı iki farklı emir almasına rağmen, ne birincisini ne de ikincisini anlamıştı, bu da alayın nereye ve ne için gittiğini bilmeden hareket etmesine neden oluyordu.
- 41:19Ordunun Durumu Üzerine Değerlendirmeler
- Bu tür asker yığınlarının gidişlerinin mutlaka felakete, mezara doğru bir gidiş olacağına hükmetmek için pek keskin akla vurma yeteneğine sahip ve pek fazla uzak görüşlü olmak gerekmezdi.
- Ordu'da yaşamanın zorluğu olan askeri disiplin duygusunu Osmanlı ordusu subayları arasında gerçek düzeyde görmeyi istemek, insani ruh hallerini bilmemektir.
- Bilgili, iktidar sahibi, etkin, girişimci ve yetki sahibi bir ordu müfettişinin denetimi altında, bilgisiz ve ordunun talim ve eğitimindeki amaçtan habersiz komutanlar kabul edilmemeliydi.
- 46:01Cesaret ve Bilimsel Birikim Arasındaki İlişki
- Savaşta cesaret ve kahramanlık sadece direnişin ve kahramanlığın göreceği fikri anlaşılmasının gerekliliği vurgulanıyor.
- Bir alay komutanının cesareti hayranlık uyandırmasına rağmen, bu cesaret alayın zafere ulaşmasını veya dağılmasını engellememişti.
- Mertlik ve özveri (karakter) bilimsel ve teknik birikimle desteklenmese bile büyüklük kaynağı olsa da, her zaman emin ideal sonuçlar vermezdi.
- 49:56Askerlik Eğitiminin Yeri
- Harbiye'deki öğrenim derecesi, subaylığın asil görevlerini subayın ruhuna sokacak derecede etkili değildi.
- İlerlemeyi sağlayacak asıl okul birliklerdir ve askerlik sanatını asıl öğrenip uygulayacak gerçek öğretmen ve eğitmenler birbirinden yüksek olan komutanlardır.
- Harp okulundan alınan diploma, genç teğmenin bölük komutanı olan subayın eğitimi altına girebileceğini gösteren bir kanıttır ve genç teğmen sanatının asıl ruhunu bölüğün erleri önünde öğrenir.