Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını ve kariyerini anlatan kapsamlı bir tarihsel belgeseldir. Videoda Atatürk'ün yanı sıra Fethi Bey, Enver Paşa, Talat Bey, Fevzi Paşa, Kazım Karabekir, İsmet İnönü gibi dönemin önemli siyasi ve askeri figürleri yer almaktadır.
- Video, Atatürk'ün Selanik'teki çocukluk yıllarından başlayarak askeri eğitimi, Birinci Dünya Savaşı'ndaki görevleri, Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı, Milli Mücadele süreci, Cumhuriyet'in ilanı ve Atatürk dönemindeki reformlar kronolojik olarak anlatılmaktadır. Son bölümde ise Atatürk'ün sağlık sorunları, vefatı ve mirasının günümüzdeki yankıları ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca Atatürk'ün laiklik, kadın hakları, halkın egemenliği gibi modernleşme anlayışının temel taşları, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi ve dünya tarihindeki etkisi de vurgulanmaktadır. Atatürk'ün evlatlık aldığı Abdurrahim, Zehra Aylin ve Sabiha Gökçen gibi yakınları hakkında bilgiler de videoda yer almaktadır.
- 00:12Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı
- Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk milletinin değil, dünya tarihinin de önemli figürlerinden biridir.
- Atatürk'ün liderliği, devrimleri ve vizyonu, 20. yüzyılın en çalkantılı dönemlerinden birinde yeni bir ulusun inşasına yol açmıştır.
- Bu video, Atatürk'ün Selanik'teki çocukluk yıllarından askeri okul günlerine, Çanakkale'deki zaferinden Kurtuluş Savaşı'na uzanan hayatına tanık olacak.
- 00:49Aile ve Çocukluk
- Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi, 1839 yılında doğmuş ve Manastıra bağlı Debreki Bala bölgesinden gelen bir ailenin üyesiydi.
- Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, 1857 yılında Selanik'in batısındaki Langaza'da çiftçilikle uğraşan bir ailede doğmuştur.
- Mustafa Kemal, 1880-1881 yılları arasında Selanik'te dünyaya geldi ve doğum günü bilinmemektedir, ancak 19 Mayıs'ı doğum günü olarak kabul etmiştir.
- 02:01Eğitim Hayatı
- Mustafa Kemal, öğrenim çağına geldiğinde annesi dini temelli eğitim veren bir mahalle mektebine gitmesini isterken, babası daha modern bir eğitim anlayışına sahip olan Şemsi Efendi Mektebi'ni tercih ediyordu.
- Mustafa Kemal, 1888 yılında babasının vefat etmesiyle zor bir döneme girdi, ancak annesinin eğitimsiz kalmasından duyduğu endişe nedeniyle Selanik'e dönerek halasının yanında yaşamaya başladı.
- Mustafa Kemal, Selanik Mülkiye Rüştiyesi'nde eğitimine devam etti, ancak asker üniformalarından etkilenerek 1893 yılında Selanik Askeri Rüştiyesi'ne kaydoldu.
- 03:26Askeri Eğitimi
- 1895 yılında Selanik Askeri Rüştiyesinden mezun olduktan sonra Manastır Askeri İdadisi'ne devam etti ve 1898 yılında sınıf ikincisi olarak tamamladı.
- 1899 yılında Harp Okulu'na başladı ve burada da başarılarıyla dikkat çekti, 1902 yılında Harp Okulundan piyade teğmeni olarak mezun oldu.
- 1905 yılında Harp Akademisi'nden kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu ve bu eğitim yılları Mustafa Kemal Atatürk'ün ilerleyen dönemdeki liderlik vasıflarının temelini oluşturdu.
- 04:16İlk Askeri Görevleri
- Kurmay yüzbaşı Mustafa Kemal, 1905 yılında Harp Akademisi'nden mezun olduktan sonra ilk stajını yapmak üzere Şam'da bulunan 5. Orduya gönderildi.
- Suriye'deki bu dönemi isyanlarla ilgilenmesini ve özellikle gerilla savaşı üzerine tecrübe kazanmasını sağladı.
- Bu görev sırasında "Vatan ve Hürriyet" adlı bir cemiyeti kurarak bağımsızlık düşüncesini örgütlü bir hale dönüştürmeye çalıştı.
- 05:03Siyasi Gelişimi
- 1907 yılında kıdemli yüzbaşı rütbesine terfi eden Mustafa Kemal, aynı yıl Selanik'teki 3. Orduya kurmay subay olarak atandı.
- Selanik'e vardığında Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleştiğini öğrendi ve 1908 yılında bu cemiyete katıldı.
- 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Mustafa Kemal, toplumsal ve siyasi sorunları incelemek üzere Trablusgarp'a gönderildi.
- 07:03Trablusgarp Savaşı
- 1911 yılında İtalya, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuzey Afrika'daki son toprakları olan Trablus ve Bingazi'yi ele geçirmek amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.
- Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki Komitesi'nden destek isteyen kendi imzasıyla borç senetleri düzenleyerek Trablusgarp'a gitti.
- Mustafa Kemal, 22 Aralık 1911 tarihinde Tobruk yakınlarında İtalyan kuvvetleri ile ilk çatışmasına girdi ve yerel halkın desteğini alarak etkili bir direniş organizasyonu kurdu.
- 09:15Savaşın Sonuçları
- Savaşın uzaması ve Balkanlarda yeni bir savaş ihtimalinin belirmesi üzerine Osmanlı Devleti, İtalya ile barış görüşmelerine razı oldu.
- 18 Ekim 1912 tarihinde imzalanan Uşi Antlaşması ile Trablus ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı, Osmanlı yönetimi ise bölgedeki dini otoritesini koruma hakkını saklı tuttu.
- Mustafa Kemal, Trablusgarp Savaşı sırasında yalnızca askeri tecrübelerini değil, aynı zamanda yerel halkla diplomatik ilişkiler kurma yeteneğini de geliştirdi ve bu deneyimler ilerleyen yıllarda özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında onun stratejik planlamalarına rehberlik etti.
- 10:07Mustafa Kemal'in İstanbul'a Dönüşü ve Balkan Savaşları
- Mustafa Kemal, 1912 yılının Kasım ayında İstanbul'a vardığında Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa kıtasındaki toprakları büyük ölçüde kaybedilmişti.
- Bulgar kuvvetleri Çatalca'ya kadar ilerlemiş ve İstanbul'u tehdit ediyordu.
- Mustafa Kemal, Bolayırda bulunan Bahri Sefit Boğazı Kuvayi Mürettebesi Harekat Şubesi Müdürlüğü'ne atandı.
- 10:57Şarköy Harekatı ve Balkan Savaşları
- Bulgarların ilerleyişini durdurmak için Akdeniz Boğazı Bileşik Gücü batıdan, Enver Bey'in kurmay başkanlığındaki 10. Kolordu ise güneyden Bulgarları kıskaca almayı hedefleyecek bir plan hazırlandı.
- Şubat 1913'te gerçekleştirilen harekat kötü hava koşulları ve yetersiz koordinasyon nedeniyle başarısız oldu.
- Birinci Balkan Savaşı'nda Edirne 1913 yılının Mart ayında Bulgarlar tarafından ele geçirildi, ancak Temmuz ayında Osmanlı ordusu Edirne'yi geri aldı.
- 12:57Sofya Büyükelçiliği
- İkinci Balkan Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal İstanbul'a dönerek arkadaşı Fethi Bey'in evine yerleşti.
- Talat Bey'in önerisiyle 27 Ekim 1913'te Sofya Askeri Ataşesi olarak atanarak Fethi Bey'in emrinde çalışmaya başladı.
- Bu görevi sırasında Bulgaristan'ın politik ve askeri durumlarını inceleyerek düzenli raporlar hazırladı ve İstanbul'a aktardı.
- 14:38Birinci Dünya Savaşı'na Katılım
- 28 Haziran 1914'te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun veliahtı Arşidük Franz Ferdinand'ın suikaste uğramasıyla başlayan gerilim, 28 Temmuz 1914'te Birinci Dünya Savaşı'na dönüştü.
- Osmanlı Devleti Almanya'nın yanında savaşa girdi ve Mustafa Kemal harbiye nazırlığına ve Enver Paşa'ya başvurarak cephede aktif görev almak istediğini belirtti.
- Enver Paşa askeri ataşelik görevini daha önemli görerek bu talebi reddetti, ancak Enver Paşa'nın Kafkas cephesine gitmesinin ardından gelen bir emirle Mustafa Kemal, Tekirdağ'da toplanmakta olan 19. Tümen Komutanlığı'na atandı.
- 15:35Çanakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal
- 20 Ocak 1915'te Mustafa Kemal 3. Kolordu emrinde Tekfurdağ'da kurulacak olan 19. Fırka Komutanlığı'na atandı.
- 2 Kasım 1914'te Rusya Osmanlı'ya savaş ilan etti ve İngiliz ve Fransız savaş gemileri Çanakkale Boğazı'ndaki Seddülbahir, Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombaladı.
- Türk ordusu üç ay boyunca hazırlık yaptı ve genel olarak kara ordularının savunmasına odaklandı.
- 16:07Çanakkale Savaşı'nın Başlangıcı
- Mustafa Kemal henüz tümenin istendiği gibi kurulmasına fırsat olmadan İtilaf Devletlerinin Çanakkale Boğazı'nı tehdit eder bir pozisyona gelmesi üzerine 25 Şubat tarihinde yalnızca tümenin bir parçası olan 57. Ala ile Maydosa (Eceabat) hareket etti.
- 18 Mart 1915'te Çanakkale'deki en önemli deniz harekatı gerçekleşti, ancak Mustafa Kemal'in bu harekatla sadece dolaylı ilgisi vardı.
- 25 Nisan 1915'te İtilaf Devletleri, Türklerin yoğun direnişine rağmen kuzeyden güneye doğru Gelibolu Yarımadası'nın Saros Körfezi tarafındaki Arıburnu, güney ucundaki Seddülbahir ve Anadolu yakasında Kumkale yakınlarında karaya asker çıkardılar.
- 18:17Mustafa Kemal'in Arıburnu'daki Yararlılığı
- Seddülbahir'den Arıburnu'na kadarki İtilaf öncü güçleriyle Albay Halil Sami komutasındaki 9. Tümen karşılaşmıştı.
- Mustafa Kemal, inisiyatif alarak süvariler, tümenin Topçudağı Taburu ve Seyircilerden oluşan 57. Alayı sevk etti.
- 25 Nisan çatışmalarında kritik bir nokta olan Conkbayırı tepesini elde tutmayı başardı ve 29 Nisan tarihinde Arıburnu'nda gösterdiği yararlılık için İmtiyaz Nişanı verildi.
- 19:57Mustafa Kemal'in Gelibolu Cephesi'ndeki Görevleri
- Liman von Sanders tüm kuvvetlerin komutanlığını sürdürüyordu ve Mustafa Kemal 29-30 Mayıs tarihlerinde Conkbayırı'ndan Sazlıdere sel yatağına büyük çaplı bir hücum düzenledi.
- 1 Haziran tarihinde Mustafa Kemal albay rütbesine terfi etti.
- Gelibolu cephesi'nin ikinci aşaması, İngiliz, ANZAC ve Hint birliklerinin Arıburnu'nun kuzeyindeki Suvla Koyu'na 6 Ağustos gecesi yaptıkları çıkarma ile başladı.
- 20:29Mustafa Kemal'in Komutanlık Görevine Getirilmesi
- Conkbayırı tekrar tehdit edilince Mustafa Kemal, çocukluk arkadaşı Nuri'yi 24. Alayının başında savunmaya gönderdi.
- İtilaf kuvvetleri Suvla sahiline yerleşmeye başlayınca Liman von Sanders, kıstağını koruyan iki tümene güneye inerek İngilizlere karşı saldırı yapma emri verdi.
- 8 Ağustos gecesi Liman von Sanders, Albay Fevzi'yi görevden alarak yerine Mustafa Kemal'i getirdi ve 9 Ağustos tarihinde Suvla Koyunun kuzeyindeki kireçtepe'den güneydeki Conkbayırına kadar bölgede yer alan altı tümenin komutasına geçirdi.
- 21:25Anafartalar Zaferi ve Mustafa Kemal'in Kahramanlığı
- Anafartalar grup komutanı olarak 9 ve 10 Ağustos tarihlerinde Anafartalar zaferini kazandı.
- Çarpışma sırasında bir şarapnel parçası göğsündeki saate isabet etti, parçalanan saat yaralanmasını önledi ve bu saati daha sonra Liman von Sanders armağan etmişti.
- 10 Ağustos tarihinde cephenin güney ucundaki sırtları kontrol altına aldı ve 17 Ağustos tarihinde Kireçtepe ve 21 Ağustos tarihinde İki Anafartalar zaferi takip etti.
- 22:11Mustafa Kemal'in İstanbul'a Dönüşü
- 20 Eylül tarihinde hastalandı, sıtmaya yakalandığından şüphelenildi ancak Gelibolu'da görevine devam etti.
- Osmanlı ordusunu yöneten Alman subaylarla savaşın başından itibaren sorun yaşayan Mustafa Kemal, Eylül ayından sonra Çanakkale'deki savaşın kazanılacağını öngörerek başka bir cephede görev almak istedi.
- 5 Aralık tarihinde Liman von Sanders, Mustafa Kemal'e sağlık sorunları nedeniyle ayrılma izni verdi ve 10 Aralık tarihinde İstanbul'a doğru yola çıktı.
- 23:01Edirne'deki Görevi ve Doğu Cephesi'ne Gönderilmesi
- 14 Ocak 1916 tarihinde Gelibolu'dan Edirne'ye sevk edilen 16. Kolordu Komutanlığı'na atandı.
- Edirne'de bulunduğu iki ay kadar süre boyunca 16. Kolordu'nun ikmali, toparlanması ve eğitimi ile ilgilendi.
- 11 Mart tarihinde 3. Orduyu desteklemesi için emrindeki 16. Kolordu ile birlikte Diyarbakır'a gönderildi ve 1 Nisan 1916 tarihinde Diyarbakır'da iken Tuğgeneral rütbesine yükseltildi ve Paşa unvanını aldı.
- 24:03Kafkas Cephesi'ndeki Görevi
- 16 Nisan tarihinde karargahını Silvan'da kurdu ve Bitlis ile Muş arasındaki yaklaşık yüz kilometrelik bir cepheden sorumluydu.
- 6 Ağustos tarihinde Mustafa Kemal'in 16. Tümeni Muş ve Bitlisi Ruslardan kurtararak Osmanlı birliklerine stratejik bir üstünlük sağladı.
- Kafkas cephesindeki bu başarısından dolayı Altın Kılıçlı İmtiyaz Madalyası ile ödüllendirildi.
- 25:12İttihatçı Fedailerden Yakup Cemil'in Komplosu
- Mustafa Kemal Diyarbakır'da bulunurken, İttihatçı fedailerden Yakup Cemil bir hükümet darbesi yapmaya karar verdi.
- Yakup Cemil, savaşın kaybedildiğini düşünüyordu ve tek kurtuluş yolunun Baba Ali'ye baskın yapıp hükümeti devirerek başkomutan vekili ve Harbiye Nazırını değiştirmek olduğuna inanıyordu.
- Anlaştığı arkadaşlarından biri komployu Enver Paşa'ya haber verdi ve Yakup Cemil kurşuna dizilerek öldürüldü.
- 26:09Mustafa Kemal'in Komutanlık Görevine Dönüşü
- Erken gelen 1916 kışı bölgede daha fazla çatışma olmasını önledi ve 25 Kasım tarihinde İkinci Ordu Komutanı Ahmet İzzet Paşa izin alarak İstanbul'a döndüğünde Mustafa Kemal komutan vekili olarak ordunun başına geçti.
- Vekil olduğunda gelecekte Kurtuluş Savaşı'nda beraber çalışacağı subaylar olan İsmet Cafer Tayyar ve Harbiye'den arkadaşı Ali Fuat komutası altına girmişti.
- 18 Şubat 1917 tarihinde Mustafa Kemal, Hicaz seferine katılan birliklerin komutanlığı'na atandığını öğrendi ve 26 Şubat tarihinde Enver'in başkanlık edeceği toplantılara katılmak üzere Şam'a gitti.
- 26:45Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı ve Almanya Ziyareti
- 7 Mart 1917 tarihinde karargahı Diyarbakır'da bulunan 2. Ordu Komutan Vekilliğine atandıktan sonra Hicaz Kuveyi Seferiyesi Komutanlığı'na getirilmek istendi ancak bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917 tarihinde Yıldırım Ordular Grubu emrindeki 7. Ordu Komutanlığı'na atandı.
- 15 Aralık 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht Vahdettin'in mahiyetinde Almanya'ya giderek Berlin'de Kayser, İkinci Wilhelm, Hindenburg, Ludendorf ve Genel Karargah ile savaşın stratejik durumuna dair görüşmeler yaptı.
- Ziyaret dönüşünde sol böbreğinin iltihaplanması nedeniyle uzun süre hasta olarak yattı ve 25 Mayıs'ta yola çıktı.
- 28:06Filistin Cephesi'ndeki Görevi
- 7 Ağustos'ta 7. Ordu Komutanı olarak Filistin cephesine atandı ve 26 Ağustos'ta Halep'e ulaştı.
- Suriye'de ve muharebe hattında yaptığı incelemelerin ardından Enver'in kendisine yanlış bilgi verdiğini ve elindeki kuvvetlerin oldukça zayıf olduğunu tespit etti.
- 19 Eylül'de General Albi komutasındaki İngiliz kuvvetleri, General Sendler komutasındaki Yıldırım Ordular Grubu'na saldırarak Megitto Muharebesi'ni başlattı ve muharebe sonucunda Yıldırım Ordular Grubu'nun 8. Ordu tamamen, 4. Ordu ise büyük ölçüde yok edildi.
- 29:03Mondros Ateşkes Antlaşması ve Mustafa Kemal'in Görevlendirilmesi
- Yıldırım Ordular Grubu komutanı Otto Liman von Sanders, Vahdettin'e telgraf göndererek savaş gücünü yitirdiğini ve mütareke yapılması gerektiğini bildirdi.
- 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı ve ertesi gün yürürlüğe girdi.
- Antlaşmanın 19. maddesi gereğince Yıldırım Ordular Grubu komutanı Otto Liman von Sanders görevden alındı ve yerine Mustafa Kemal Paşa atandı.
- 30:10İngiliz İşgali ve Mustafa Kemal'in Direnişi
- 5 Kasım'da Suriye'deki İngiliz komutanı, İskenderun limanını kullanarak Halep'teki birliklerine malzeme taşımak istediğini bildirdi.
- Mustafa Kemal, 6 Kasım'da sadrazama uyarıda bulunarak İngiliz işgaline karşı silahla direneceğini bildirdi, ancak Ahmet İzzet Paşa'nın telgrafıyla bu emri geri almak zorunda kaldı.
- 7 Kasım'da Yıldırım Ordular Grubu ile Yedinci Ordu lağvedildi.
- 31:00Mustafa Kemal'in İstanbul'a Dönüşü
- 10 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Kıtalarının komutasını İkinci Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya bırakarak Adana'dan İstanbul'a hareket etti.
- 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul'a Haydarpaşa Garı'na ulaştı ve şehrin işgali için boğaza demirlemiş düşman savaş gemilerini gördüğünde "Geldikleri gibi giderler" sözünü söyledi.
- İşgal altındaki İstanbul'da geçirdiği altı aylık süre boyunca ülkenin işgaline ve parçalanmasına karşı direnmek isteyen diğer yurtsever subaylarla gizli görüşmeler yaptı.
- 31:55İstanbul'daki Faaliyetleri
- İstanbul'da ilk olarak Pera Palas'ta kaldı, ardından Halep'te tanıştığı Suriyeli Hıristiyan Arap Salih Fansa'nın Beyoğlu'ndaki evine taşındı.
- 21 Aralık 1918 tarihinde hakaretlerde oturan annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbuleyi yanına alarak günümüzde Atatürk Müzesi olarak bilinen eve yerleşti.
- Bu evde İstanbul'daki hükümeti değiştirme, işgale karşı ordunun dağıtılmasını engelleme, silah ve mühimmatın saklanması gibi kararlar alındı.
- 32:42Siyasi Kriz ve Mustafa Kemal'in Durumu
- Başkentte kaldığı süre boyunca Ahmet Tevfik Paşa hükümetine karşı bir duruş sergileyen Mustafa Kemal, birkaç kez padişahın huzuruna çıktı.
- 18 Kasım tarihinde parlamento, Tevfik Paşa hükümeti'nin programını görüşmek üzere toplandı, ancak Fethi Bey'in partisi'ni destekleyen 27 milletvekilinin hükümet aleyhine oy kullanması sonucu oylama sonuçsuz kaldı.
- 21 Aralık tarihinde meclisin güvenini kaybeden Tevfik Paşa, padişahın huzuruna çıkarak meclisin feshedilmesini talep etti ve bu olayla birlikte İkinci Meşrutiyet dönemi sona erdi.
- 33:58İttihat ve Terakki Üyelerinin Tutuklanması
- 29 ve 30 Ocak tarihlerinde İttihat ve Terakki eski üyelerinden 30 kişi tutuklandı, tutuklananlar arasında Mustafa Kemal'in arkadaşı Dr. Tevfik Rüştü de yer alıyordu.
- İtalyan Yüksek Komiseri Kont Carlos Sforza anılarında, 1919 yılının başında İstanbul'daki İngilizlerin Mustafa Kemal'i tutuklayarak Malta'ya göndermeyi planladıklarını ancak diplomatik sorunlar yaratmamak için bu planın uygulanmadığını yazmıştır.
- 4 Mart'ta Damat Ferit Paşa liderliğinde yeni bir hükümet kuruldu ve milliyetçiler ordunun kontrolünü elinde tutuyordu.
- 34:44Mustafa Kemal'in Anadolu'ya Gönderilmesi
- Mustafa Kemal, bu siyasi çalkantılar sırasında Rauf, Ali Fuat, Fahrettin, Refet, Kazım Karabekir ve İsmet gibi subaylarla sık sık görüşüyordu.
- Ali Fuat ile birlikte askerlerin terhis edilmesini durdurmak, mevcut silah ve mühimmatı korumak ve aynı görüşleri paylaştıkları subay ve sivilleri stratejik görevlere yerleştirmek üzerine bir plan yaptı.
- Nisan ayında Harbiye Nazırı Şakir Paşa'nın çağrısı üzerine Fevzi Paşa ve Tuğgeneral Kazım ile yapılan bir kararla Mustafa Kemal, Doğu Anadolu'daki Rumların tacizlerini çözmek üzere Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine atandı.
- 36:09Samsun'a Hareket
- 15 Mayıs'ta Genelkurmay Başkanlığı'na veda ziyaretinde bulundu ve Fevzi Paşa ile silahların İtilaf Devletlerine teslim edilmemesi, Anadolu'da Kuvayi Milliye'ye dayalı bir yönetim kurulması konusunda görüş birliğine vardı.
- 16 Mayıs 1919 tarihinde kurmaylarıyla birlikte Bandırma Vapuru ile Samsun'a doğru yola çıktı.
- 2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa, doğudaki Osmanlı ordularını mütareke koşullarına uygun şekilde düzenlemek için müfettiş olarak Anadolu'ya gönderildi.
- 37:03Mustafa Kemal'in Görevi ve Padişah Vahdettin
- Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahdettin tarafından olağanüstü yetkilerle donatılarak altı vilayet olarak bilinen bölgede Hristiyan ahaliyi korumak ve işgal kuvvetlerine karşı ortaya çıkan küçük çaplı isyanları bastırmakla görevlendirildi.
- Karadeniz'deki İngiliz ordusunun komutanı General George Mil, Mustafa Kemal Paşa ile ilgili Harbiye Nezaretine bir mektup yazdı.
- Mustafa Kemal, gazeteci Falih Rıfkı Atay'a Samsun'a hareket etmeden önce Padişah Vahdettin ile yaptığı son görüşmeyi anlattı ve Vahdettin'in kendisine "devleti kurtarabilirsin" dediğini belirtti.
- 38:26Mustafa Kemal'in Samsun'a Varışı ve İlk Eylemleri
- 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal, kurmay subaylarıyla birlikte Samsun'a ulaştı ve bu tarih Türk Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
- Samsun'da bir hafta boyunca kalan Mustafa Kemal, bölgede meydana gelen çatışmaların nedenlerini araştırdı ve yerel Kuvayi Milli örgütlerinin kurulmasında etkin rol oynadı.
- 21 Mayıs'ta İngiliz güvenlik subayı Yüzbaşı Hurs ile yaptığı görüşmede, İngilizlerin görüşlerine karşı çıktı ve sorunların Rumların ayrılıkçı hedeflerinden vazgeçmesiyle çözülebileceğini vurguladı.
- 39:32Mustafa Kemal'in Amasya'ya Gitmesi
- Samsun'daki bir haftalık sürecin ardından Havza'ya geçen Mustafa Kemal, halktan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin bir şubesini açmalarını istedi.
- Rumlar tarafından rapor edilen bu faaliyetler üzerine İngilizler Osmanlı hükümetine Mustafa Kemal Paşa'nın görevden alınması yönünde baskı yaptı.
- Mustafa Kemal, 13 Haziran'da kimseye haber vermeden Refet'in bir tümeninin bulunduğu ve daha güvenli olan Amasya'ya gitmeye karar verdi, bu karar Anadolu'da ulusal mücadelenin örgütlenmesi sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu.
- 41:14Amasya Genelgesi
- 18 Haziran'da Mustafa Kemal, İstanbul'daki hükümetin gücünü yitirdiğini, Anadolu halkının ulusal bağımsızlık için birleştiğini ve Müdafaa-i Hukuk ile Reddi İlhak Cemiyetlerinin tek bir isim altında birleştirilmesi gerektiğini belirtti.
- Hazırladığı bildiri taslağını 19 ve 20 Haziran tarihlerinde Rauf, Refet ve Ali Fuat ile birlikte değerlendirdi ve 22 Haziran 1919 tarihinde Amasya Genelgesi yayımlandı.
- Genelgede vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğu, İstanbul hükümetinin üzerine aldığı sorumluluğu yerine getiremediği ve bu durumun milleti yok olmuş gibi gösterdiği ifade edildi.
- 43:26Erzurum'a Yolculuk
- Mustafa Kemal Paşa'dan kurtulmaya kararlı olan Dahiliye Nazırı Ali Kemal, 23 Haziran'da yerel yöneticilere gönderdiği bir genelgede, Mustafa Kemal'le hiçbir resmi işleme girişilmemesi talimatını verdi.
- Bu telgraftan habersiz olan Mustafa Kemal ve Rauf, 26 Haziran'da Amasya'dan ayrılarak Erzurum'a doğru yola çıktı.
- Kazım Karabekir, 3 Temmuz'da Mustafa Kemal Paşa'yı Erzurum'a 15 kilometre kala törenle karşıladı ve konuklarını Erzurum Kalesi'ndeki karargaha götürdü.
- 45:11Erzurum Kongresi
- Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaa-i Hukuk Kongresi'ne katılan Mustafa Kemal, Kazım Karabekir'in çabasıyla Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin iki üyesinin istifa ettirilmesinin ardından tam üye olarak kongrede yer aldı.
- 23 Temmuz ile 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında yapılan kongrede 56 delege yer aldı ve Mustafa Kemal ilk olarak hazırlık komitesi başkanı seçildi, daha sonra Kazım Karabekir'in desteğiyle kongre başkanlığına getirildi.
- Kongrede yayınlanan Erzurum Kongresi Beyannamesinde, milli sınırlar içinde vatanın bölünmez bir bütün olduğu, vatanı koruma ve bağımsızlığı sağlama görevini İstanbul hükümeti yerine getiremezse geçici bir hükümet kurulacağı kararlaştırıldı.
- 47:06Sivas Kongresi
- 2 Eylül'de Sivas'a varan Mustafa Kemal, burada mücadeleyi daha geniş bir tabana yaymak için çalışmalara başladı.
- Sivas Kongresi 4 ile 11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplandı ve kongreye Mustafa Kemal dahil toplam 38 delege katıldı.
- 8 Eylül'de Erzurum Heyeti Temsiliye üyesi Bekir Sami, Amerika Birleşik Devletleri mandasının kabul edilmesi için 25 imzalı bir önerge sundu, ancak Mustafa Kemal bu önergeye karşı çıkarak kentte bulunan Amerikalıların herhangi bir resmi görevi olmadığını belirtti.
- 48:20Sivas Kongresi ve Milli Mücadele
- Kongre, Amerika Birleşik Devletleri Senatosu'na İstanbul hükümeti ile barış antlaşması imzalamadan önce Türkiye'ye araştırma komisyonu göndermesi yönünde bir mektup yazılmasına karar verdi.
- Manda fikrinin reddedilmesinin ardından Kongre tarafından Birleşik Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin tüzüğü hazırlandı ve Mustafa Kemal Paşa lider olarak kabul edildi.
- Sivas Kongresi Beyannamesi'nde Mondros ateşkes antlaşması imzalandığı gün itibarıyla işgal edilmemiş vatan topraklarının bir bütün olduğu ve birbirinden ayrılamayacağı vurgulandı.
- 49:32İstanbul Hükümeti'nin Girişimleri
- Kongre sırasında İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamak ve kongreyi dağıtmak için girişimlerde bulundu.
- 3 Eylül'de Ali Galip olayı çerçevesinde Dahiliye Nazırı Adil ve Yeni Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa, Elazığ Valisi Ali Galip'e Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklayarak kongreyi dağıtma emri verdi.
- Bu başarısız girişimler, milliyetçilerin Anadolu'nun işgal edilmemiş bölgelerinde sivil yönetimi denetim altına almasını sağladı.
- 50:43İstanbul Hükümeti ile Mustafa Kemal Paşa Arasındaki İletişim
- 27 Eylül'de Abdülkerim Paşa aracılığıyla Mustafa Kemal ile telgraf yoluyla görüşmeler başladı ve Mustafa Kemal Damat Ferit Paşa'nın istifasını istedi.
- 30 Eylül'de Damat Ferit istifa etti ve yerine Ali Rıza Paşa sadrazam olarak atandı.
- 20-22 Ekim tarihleri arasında üç gün süren görüşmelerde zayıf bir anlaşmaya varıldı ve Mustafa Kemal Paşa'nın ısrarıyla protokol haline getirilen bu anlaşma ile hükümet Heyet-i Temsiliye'yi tanımış oldu.
- 51:25Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya Dönüşü
- Mustafa Kemal 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara'ya ulaştı ve 1919 yılının sonunda yapılan Meclisi Mebusan seçimlerinde Erzurum'dan mebus seçildi.
- Mustafa Kemal Paşa'nın öncelikli hedefi milliyetçi vekilleri Müdafaa-i Hukuk Grubu adında bir partide toplamak ve meclis başkanı seçilmekti.
- 29 Aralık'ta İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa'nın ordudan uzaklaştırılması emrini geri alarak madalyalarını iade etti ve kendi isteğiyle istifa etmiş olduğunu açıkladı.
- 52:05Osmanlı Topraklarının Paylaşılması Süreci
- Bu dönemde Osmanlı topraklarının paylaşılması sürecinin son aşaması yaşanıyordu ve Amerikan mandası olarak dile getirilen dış politika sorunu tartışılarak reddedildi.
- Aralık 1919 tarihli son Amerika Birleşik Devletleri teklifinde geniş bir Ermenistan yanında bir Türk devleti kurulması stratejik hedef olarak belirtilmişti.
- Ocak 1920 yılında Yunanlıların Batı Anadolu'yu ilhak edeceği yönündeki söylentiler yayılmaya başladı.
- 52:57Osmanlı Devleti'nin Son Meclis Toplantısı
- 12 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Devleti'nin son meclis toplantısı 72 vekilin katılımıyla açıldı.
- İtilaf Devletleri yeni hükümette Anadolu'daki milliyetçi komutanlarla güçlü bağları bulunan Cemal Paşa'nın Harbiye Nazırı, Cevat Paşa'nın ise Genelkurmay Başkanı olmasına karşı çıktılar.
- Bu esnada meclis başkanlığına Reşat Hikmet seçildi, kısa süre sonra Reşat Hikmet'in ölümü üzerine yerini Celaleddin Arif aldı ve 9 Şubat'ta yeni kabine güvenoyu aldı.
- 53:50Misak-ı Milli ve İngilizlerin Hamlesi
- 28 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Meclisi Mebusan'ı temel hatları Amasya, Erzurum ve Sivas'ta Mustafa Kemal önderliğinde belirlenen Misak-ı Milli kararlarını kabul etti.
- 17 Şubat'ta bu kararlar kamuoyuna açıklandı ve Türkiye sözcüğünün ilk kez geçtiği bu bildiri, Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdirecek olan barış antlaşması'nda Türkiye'nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içermekteydi.
- Şubat ayında milliyetçilere karşı ikinci Anzavur ayaklanması gerçekleşti ve 3 Mart'ta Sadrazam Ali Rıza Paşa istifa etti ve yerine Salih Paşa geçti.
- 54:34İngilizlerin Yönetime El Koyması
- Diğer İtilaf Devletlerini ikna eden İngilizler, 15-16 Mart gecesi yönetime el koyarak önemli binaları işgal etti ve Türk milliyetçilerini tutuklamaya başladı.
- 18 Mart 1920 tarihinde İstanbul'daki son meclis toplantısı yapıldı ve meclisin süresiz tatil edilmesine karar verildi.
- İngilizlerin bu hamlesine karşılık Mustafa Kemal öncelikle Anadolu'daki İngiliz subaylarının gözaltına alınması emrini verdi ve yeni bir seçim çağrısı yaparak İstanbul'daki vekilleri Ankara'ya davet etti.
- 55:28Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Açılışı
- Mart ve Nisan 1920 tarihlerinde İstanbul'daki milliyetçiler çeşitli yollarla Ankara'ya geçtiler ve Mustafa Kemal bu esnada Ankara'daki örgütlenmesini ilerletti.
- 11 Nisan'da meclis padişah tarafından feshedildi ve aynı günlerde Şeyhülislam Kuvayi Milliye'yi kafir ilan eden ve öldürülmelerinin vacip olduğunu belirten bir fetva yayınladı.
- 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı ve Mustafa Kemal, 120 delegenin hazır bulunduğu yoklamada 110 oyun alarak Ankara mebusu sıfatıyla meclis ve hükümet başkanlığına seçildi.
- 56:51Mustafa Kemal'in Savaşa Katılma Açıklaması
- Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan bir gün sonra Mustafa Kemal yaptığı açılış konuşmasında Birinci Dünya Savaşı'na girmenin zorunlu olduğunu ifade etti.
- Mustafa Kemal, Osmanlı'nın yıkılmasından ve İslam'ın ayaklar altına alınmasından İngiltere'yi sorumlu tuttuğunu ifade etti.
- Mustafa Kemal, Osmanlı'nın savaşa girmesinin zorunlu olduğunu gösteren açık delilleri sıraladı: İtilaf Devletlerinin para vermemesi, gemilerine el koyması, Ermenistan Cumhuriyeti kurulmasına karar vermesi ve İstanbul'un Çarlık Rusyasına vaat edilmiş olması.
- 58:24Mustafa Kemal'in Ankara Hükümeti ve Kuvayi İnzibatiye Mücadelesi
- Mustafa Kemal, birliklerine atfedilen soykırım iddialarını reddederek, sadece fesat çıkaranların temizlenmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
- 3-4 Mayıs tarihlerinde yapılan seçimde Mustafa Kemal başkanlığında çalışacak on vekil belirlendi.
- Ankara hükümetinin ilk hedefi Damat Ferit'in körüklediği Kuvayi İnzibatiye karşı iç mücadeleyi kazanmaktı.
- 59:00Kuvayi İnzibatiye'nin Dağıtılması ve Yunan İşgali
- Mustafa Kemal Paşa'nın yönlendirmesiyle Çerkez Ethem'in Kuvayi Seyyare Birliği Anzavur Ahmet'e karşı zafer kazandı.
- 14 Haziran 1920 tarihinde milliyetçilerin saldırısı sonucunda Kuvayi İnzibatiyenin bir kısmı taraf değiştirirken, kalanlar İngiliz askerlerinin gerisine çekildi.
- 25 Haziran'da bu güç resmen dağıtıldı ve yakalanan yedi subay ile bölgenin bazı önde gelenleri idam edildi.
- 59:24Yunan İşgali ve İç Mücadeleler
- 19-26 Nisan tarihleri arasında İtilaf Devletleri San Remo Konferansı'nda Osmanlı'nın bölünmesi planları üzerine çalışıyordu.
- 22 Haziran'da Yunan kuvvetleri doğuya ve kuzeye doğru ilerleyerek 8 Temmuz'da Bursa'yı ele geçirdi.
- Yunan işgali sürerken Yozgat'ta Çapanoğlu ayaklanması başladı ve Mustafa Kemal önce Kılıç Ali çetesini, ardından Çerkez Ethem'i görevlendirdi.
- 1:00:33Sevr Antlaşması ve İtilaf Devletleriyle İlişkiler
- 10 Ağustos 1920 tarihinde İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması imzalandı.
- Mustafa Kemal bu dönemde İtilaf Devletlerine karşı diplomatik destek bulmaya çalışıyordu.
- Hariciye Vekili Bekir Sami Kundu başkanlığında Sovyetlerle görüşmeye gönderilen heyet 19 Temmuz'da Moskova'ya ulaştı.
- 1:01:33Doğu Anadolu'daki Mücadeleler
- Rusların Doğu Anadolu'daki toprak talepleri net bir şekilde reddedildi.
- Mustafa Kemal, Bolşeviklerin Sarıkamış'ı Türkler'e bırakabilecekleri imalarından yararlanarak Kazım Karabekir'e Kars'ın batısını yeniden ele geçirme izni verdi.
- 29 Eylül'de Sarıkamış alındı, 24-30 Ekim tarihlerinde Kars Ermenilerden ele geçirildi ve 18 Kasım'da Ermeniler tamamen yenilerek Ankara'nın şartlarını kabul etmek zorunda kaldılar.
- 1:02:15Düzenli Orduya Geçiş
- Doğu sınırının güvence altına alınmasının ardından kuvvetler güneye kaydırıldı.
- Merkezi denetimden uzak bulunan Kuvayi Milliye örgütleri dağıtılarak düzenli bir ordu oluşturuldu.
- Milli mücadelenin en kanlı çatışmaları düzenli orduya katılmayı reddeden Kuvayi Milliye gruplarına karşı yapıldı.
- 1:03:01Kuvayi Milliye ile Mücadele
- Ankara Hükümeti 16 Mayıs 1920 tarihinde bütün milislerin düzenli orduya katılmasını ve giderlerin savunma bütçesinden karşılanmasını öngören bir yasa çıkartmıştı.
- 11 Eylül'de çıkartılan bir yasa ile İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
- 24 Ekim'de Çerkez Ethem ve düzenli ordunun Gediz'e gerçekleştirdiği bir hücum koordinasyon eksikliği sebebiyle başarısızlıkla sonuçlandı.
- 1:04:20Anayasa ve Hükümet Yapısı
- 20 Ocak 1921 tarihinde Anayasa görevi gören Teşkilatı Esasiye Kanunu kabul edildi.
- Bu kanun, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu belirterek ülkeye resmen Türkiye Devleti adını veriyor.
- Mustafa Kemal Paşa'nın ısrarıyla kanunda padişahın adının hiç geçmediği dikkat çekiyordu.
- 1:06:15Birinci İnönü Muharebesi
- 6 Ocak 1921 tarihinde Bursa'dan Eskişehir'e ve Uşak'tan Afyon'a doğru iki koldan ilerleyen Yunan ordusu, 9 Ocak'ta İnönü mevzilerine kadar ulaştı.
- Türk ordusunun savunması karşısında daha ileri gidemeyeceklerini anlayarak 11 Ocak sabahı İnönü mevzilerinden çekilmek zorunda kaldılar.
- Birinci İnönü Muharebesi düzenli ordunun ilk zaferi olduğundan Kuvayi Milliye'den düzenli orduya geçiş hızlanmış ve halkın yeni kurulan orduya olan güveni artmıştır.
- 1:07:04Londra Konferansı ve İkinci İnönü Muharebesi
- 1 Mart'ta Albay İsmet Tuğgeneral rütbesine terfi etmiştir.
- 21 Şubat ile 11 Mart 1921 tarihleri arasında yapılan Londra Konferansı'nda Türklerin lehine bir sonuç çıkmamış ve mücadele devam etmiştir.
- 23 Mart 1921 tarihinde sabah saatlerinde 3. Yunan kolordusu batı cephesinden, 1. Yunan kolordusu ise güney cephesinden ileri harekata geçmiştir ve 23 Mart ile 1 Nisan 1921 tarihleri arasında gerçekleşen İkinci İnönü Muharebesi tekrar Türk kuvvetlerinin zaferi ile sonuçlanmıştır.
- 1:07:53Sakarya Meydan Muharebesi'ne Kadar
- Zaferden sonra Fransızlar Zonguldak'tan, İtalyanlar ise Güney Anadolu'dan askerlerini çekmeye başlamıştır.
- Yunan ordusu, Türk mevzilerine saldırarak Ankara'ya kadar ilerlemek niyetindeydi ve 10 Temmuz 1921'den itibaren saldırıya geçti.
- 20 Temmuz'a kadar süren saldırılar sonucunda Türk ordusu geri çekilmek zorunda kaldı ve Eskişehir, Kütahya ve Afyon gibi stratejik bölgeler kaybedildi.
- 1:09:01Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlığı
- Kütahya-Eskişehir muharebeleri sonrasında TBMM'de Mustafa Kemal Paşa'ya karşı tepkiler artmaya başladı ve ordunun başına geçmesi için baskı yapıldı.
- Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de TBMM'de yaptığı konuşmayla başkomutan olmayı kabul ettiğini açıkladı ve meclisin ordu ile ilgili etkilerini üç ay süreyle kendisine devretmesi gerektiğini belirtti.
- 5 Ağustos 1921'de oybirliğiyle çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal Paşa, TBMM Orduları Başkomutanlığı'na getirildi.
- 1:10:08Sakarya Meydan Muharebesi
- 23 Ağustos ile 13 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunun hücum gücü tükendi ve Türk ordusu ani bir taarruzla Yunan ordusunu Sakarya nehrinin doğusundan çıkarmayı başardı.
- 19 Eylül 1921'de TBMM başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı oy birliği ile müşir (bugünkü adıyla mareşal) rütbesine terfi ettirdi ve Gazi unvanı verdi.
- Sakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun kayıpları 49.289, Yunan ordusunun kayıpları ise 23.007 olarak kaydedildi.
- 1:10:58Barış Antlaşmaları
- Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra 13 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile Güney Kafkas Cumhuriyetleri arasında Kars Antlaşması imzalandı ve Türkiye'nin doğu sınırı tamamen güvence altına alındı.
- 20 Ekim 1921'de Fransa ile Ankara Antlaşması imzalandı, Fransa Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetini resmen tanıdı ve Hatay-İskenderun bölgesi dışında Türkiye'nin bugünkü güney sınırı çizildi.
- Sakarya Meydan Muharebesi'nin ardından İtalyanlar Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde tutunamayacaklarını anlayarak 1921 yılının sonuna kadar işgal ettikleri yerlerden çekildi.
- 1:11:54Büyük Taarruz
- Tam bir yıl süren taarruz hazırlıklarının ardından 26 Ağustos 1922 sabahı büyük bir dikkatle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu.
- 26 ile 30 Ağustos 1922 tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son aşamasını oluşturdu.
- 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunun büyük bir bölümü bir gün içinde imha edildi.
- 1:12:34İzmir'in Kurtarılması
- 1 Eylül günü Başkomutan Mustafa Kemal bir bildiri yayımlayarak ordulara "bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini" emretti.
- 2 Eylül'de Türk ordusu Uşak'ı geri aldı ve burada Yunan ordusu başkomutanı General Nikolaos Trikupis esir edildi.
- 9 Eylül'de Türk süvarileri İzmir'e girdi ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar süren takip harekatı ile Batı Anadolu'daki tüm Yunan birlikleri sınır dışına çıkarıldı.
- 1:13:57Çanakkale Krizi
- İzmir'in kurtarılmasının ardından asıl mesele İstanbul ve Boğazlar bölgesinde devam etmekte olan İtilaf Devletleri işgalinin sona erdirilmesiydi.
- Mustafa Kemal Paşa'nın emri doğrultusunda Türk kuvvetleri derhal Çanakkale'ye yönelerek Trakya'da dahil olmak üzere bu bölgelerin boşaltılmasını talep etti.
- İngiltere bu talebe ek donanma ve kara kuvveti göndererek karşılık verdi, gönderilen donanmanın içinde zamanın en modern iki uçak gemisi de bulunmaktaydı.
- 1:15:11Mudanya Ateşkes Antlaşması
- Büyük Taarruzun ardından 11 Ekim 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ile İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile savaş sona ermiştir.
- Bu antlaşma ile Türk ve Yunan orduları arasındaki savaş resmen sona ermiştir, Doğu Trakya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne teslim edilmiş ve Boğazlar ve İstanbul Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin yönetimine bırakılmıştır.
- Mudanya Ateşkes Antlaşması'ndan sonra barış görüşmelerinin yapılması için tarafsız bir ülke olan İsviçre'nin Lozan şehri seçilmiştir.
- 1:16:16Lozan Antlaşması
- 23 Nisan 1923'te tekrar başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.
- Lozan Antlaşması'nda 20 Ekim 1921 tarihinde Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması'ndaki güney sınırı aynen korunmuştur, Irak sınırı belirlenememiş ve dokuz ay içinde çözülmesine karar verilmiştir.
- Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır, Osmanlı İmparatorluğu'nun borçları sermaye üzerinden yeniden hesaplanarak azaltılmış ve Türkiye'nin borçlarının Türk parası veya Fransız frangı üzerinden ödenmesi teklifi kabul edilmiştir.
- 1:17:53Mustafa Kemal'in Hükümet Anlayışı
- Mustafa Kemal, 15 Ocak 1923'te Eskişehir'de yaptığı konuşmada, kuvvetler ayrılığı esasına dayalı hükümetlerin aksine kuvvetler birliği esasına dayanarak hükümet tesis ettiklerini belirtmiştir.
- Mustafa Kemal, 19 Ocak 1923'te İzmit'te meclis hükümeti sistemini savunmuş ve bu hükümetin Fransa ve Amerika cumhuriyetleri gibi değil, bir halk hükümeti ve tam bir şura hükümeti olduğunu açıklamıştır.
- Mustafa Kemal, 2 Şubat 1923'te İzmir'de yaptığı konuşmada, cumhuriyet ile meşruti saltanat arasında çok ufak bir fark olduğunu, saltanatın belirli zaman için değişmez salahiyetlere sahip geçici bir sultan olduğunu, cumhuriyetin ise ömrü oldukça sultanlık eden ve miras olarak kalan sultanlık olduğunu ifade etmiştir.
- 1:20:02Cumhuriyetin İlanı
- Mustafa Kemal, cumhuriyet'in ilan edileceğini ilk kez 22 Eylül 1923'te Viyana'da verdiği cevapta ifade etmiştir.
- Milli mücadele sonrasında Türkiye'de iki başlı bir yönetim ortaya çıkmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922'de Vahdettin'i tahttan indirmiş ve İstanbul hükümetinin hukuki varlığına son vermiştir.
- Mustafa Kemal, 8 Nisan 1923'te yayımlanan dokuzunda ile Gazi Mustafa Kemal, yeni rejimin temelini oluşturacak Halk Fırkası'nın temellerini atmıştır.
- 1:21:24Hükümet Krizi ve Cumhuriyetin İlanı
- 25 Ekim 1923'te Fethi Bey ve Ali Fuat Paşa'nın görevlerinden ayrılması üzerine yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemal'e muhalif olan milletvekilleri kazanmış, bu durumdan memnun olmayan Mustafa Kemal, 26 Ekim 1923'te başbakan Fethi Bey'den tüm hükümetin istifa etmesini istemiştir.
- 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya Köşkü'nde İsmet Paşa ve bazı yakınlarını toplantıya çağıran Mustafa Kemal, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz diyerek kararını açıklamıştır.
- 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Fırkası Meclis Grubu'nda anayasa'nın değiştirilmesi gerektiği ifade edilmiş, tasarı kabul edildikten sonra saat 20:30'da milletvekillerinin alkışları ve yaşasın cumhuriyet nidaları eşliğinde cumhuriyet ilan edilmiştir.
- 1:23:40Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı Dönemi
- Atatürk, kendi ifadesiyle Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesine çıkarmak amacıyla bir dizi köklü değişim gerçekleştirmiştir.
- 1924 Anayasası gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisi, 29 Ekim 1923 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 1927, 1931 ve 1935 yıllarında Gazi Mustafa Kemal'i yeniden cumhurbaşkanlığına seçmiştir.
- Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde başbakanlık görevini İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Celal Bayar üstlenmiştir, bu dönemde en uzun süre görev yapan ve en fazla hükümet kuran başbakan İsmet İnönü olmuştur.
- 1:24:28Cumhuriyetin İlk Değişimleri
- 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen Tevhidi Tedrisat Kanunu ile medreseler kapatılmış ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştır.
- 17 Şubat 1925 tarihinde aşar vergisi kaldırılmış, 25 Kasım 1925'te şapka kanunu kabul edilmiş ve 30 Kasım 1925'te tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılmasına ilişkin kanun yürürlüğe girmiştir.
- 26 Aralık 1925'te hicri ve rumi takvimlerin yerine miladi takvim kabul edilmiş, 1928 yılında milletlerarası rakamlar kabul edilmiş ve 1931 yılında arşın, okka gibi eski ölçü birimleri kaldırılarak yerine metre ve kilo getirilmiştir.
- 1:26:12Hukuki ve Sosyal Değişimler
- 17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunu'ndan uyarlanan Türk Medeni Kanunu kabul edilerek 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- 1 Mart 1926 tarihinde İtalyan Zanaderli Kanunu'ndan uyarlanan Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girmiştir.
- 1 Kasım 1928 tarihinde yeni Türk harflerinin kabulüne ilişkin kanun kabul edilmiş, halkı eğitmek amacıyla millet mektepleri kurulmuş ve Atatürk 24 Kasım 1928 tarihinde millet mektepleri başöğretmeni ilan edilmiştir.
- 1:26:49Toplumsal ve Kültürel Değişimler
- 1930 yılında kadınlara yerel seçimlerde, 1934 yılında ise genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
- 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuş, 1936 yılında adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirilmiştir.
- 21 Haziran 1934 tarihinde çıkarılan Soyadı Kanunu ile her Türk vatandaşının kendi adının yanında bir soyadı kullanması zorunlu hale gelmiştir, 24 Kasım 1934 tarihinde Mustafa Kemal'e Atatürk soyadı verilmiştir.
- 1:27:52Cumhuriyet'in İlk Yılları ve Siyasi Gelişmeler
- Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkeleri 10 Mayıs 1931 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası'nın programına girmiş, 5 Şubat 1937 tarihinde anayasa ile güvence altına alınmıştır.
- Cumhuriyet'in ilanından sonra milli mücadeleyi başlatan beş kişilik kadronun Mustafa Kemalpaşa dışındaki dört üyesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu ancak 1925 Mart ayında patlak veren Genç Hadisesi nedeniyle sıkıyönetim ilan edilerek kapatıldı.
- Eski İttihatçılar, Mustafa Kemal'i öldürmeye karar vererek 16 Haziran 1926'da İzmir'de gerçekleştirilecek bir suikast planı hazırladılar, ancak plan bozuldu ve suikastçılar yakalandı.
- 1:30:23Atatürk'ün Parti ve Siyasi Konumu
- 1927 yılında kabul edilen Cumhuriyet Halk Fırkası tüzüğü ile Atatürk parti'nin değişmez genel başkanı ilan edildi ve milletvekili adaylarını seçme etkisi ömür boyu kendisine tanındı.
- 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası ikinci kurultayında Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyetin kuruluşunu anlattığı Nutuk'u okudu.
- Atatürk 1927 yılında Mareşal rütbesiyle askerlikten emekli oldu ve 25 Ekim 1927 tarihinde 1927 Tevkifatı olarak bilinen tutuklama süreci başlatıldı.
- 1:31:46Anayasa Değişiklikleri ve Siyasi Gelişmeler
- 10 Nisan 1928 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile anayasadan "devletin dini İslam'dır" hükmü çıkarıldı ve milletvekilleri ve cumhurbaşkanının yeminlerinden "vallahi" sözcüğü de çıkarıldı.
- 12 Ağustos 1930 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa'nın hükümetine alternatif sunmak amacıyla Fethi Okyar'a Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu ancak 17 Kasım 1930 tarihinde feshedildi.
- Mustafa Kemal, ordunun siyasete müdahalesinin demokrasiyi zedeleyebileceği düşüncesiyle 22 Mayıs 1930 tarihli Askeri Ceza Kanunu'nu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçirmiştir.
- 1:33:15Menemen Olayı ve Sıkıyönetim
- 23 Aralık 1930 tarihinde Menemen'de şeriat taleplerini dile getiren bir grup eylem başlatmış, Jandarma'nın gönderdiği yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay yaralanmış ve cami avlusunda eylemciler tarafından bıçakla başı kesilerek öldürülmüştür.
- Olayın hemen ardından sıkıyönetim ilan edilmiş, yapılan yargılamalar sonucunda 32 kişi idama, 73 kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır.
- 29 Ekim 1933'te Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında Atatürk yaptığı konuşmada, ülkenin kuruluş temellerini ve gelecek vizyonunu sade ve etkili bir dille Türk milletine ve tüm dünyayı anlatmıştır.
- 1:34:26Atatürk Dönemi Ekonomik Kalkınma
- Atatürk cumhurbaşkanlığı döneminde sadece bürokratların değil, tüm vatandaşların mülkiyet hakkını tanımış ve bu hakka saygıyı bir devlet politikası haline getirmiştir.
- 1923 ile 1938 yılları arasında Türkiye ekonomisi yıllık ortalama %7,30 gibi dikkat çekici bir büyüme oranı kaydetmiş, gayri safi milli hasılası dünya toplamının binde 3,62'sinden binde 6,52'sine yükselerek iki katına yakın bir artış göstermiştir.
- Atatürk döneminde ekonomik kalkınma devletçilik ilkesine dayalı olarak planlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir; tarım, sanayi ve altyapı projelerine öncelik verilmiş, demiryolları, limanlar ve fabrikalar inşa edilmiştir.
- 1:35:36Eğitim ve Sağlık Alanındaki Gelişmeler
- Eğitim ve sağlık alanındaki yatırımlarda ekonomik büyümeye paralel olarak hız kazanmıştır; yetişmiş iş gücüne olan ihtiyacı karşılamak amacıyla teknik okullar ve mesleki eğitim kurumları kurulmuştur.
- Sağlık alanında ise halk sağlığını iyileştirmek için hastaneler ve dispanserler açılmış, bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmiştir.
- Bu reformlar ekonomik kalkınmayı destekleyen bir toplum yapısının oluşmasını sağlamıştır; Atatürk'ün liderliğinde Türkiye ekonomik alanda hızlı bir dönüşüm geçirmiş ve Cumhuriyet dünyanın en hızlı kalkınan ülkelerinden biri olmuştur.
- 1:36:29Atatürk'ün Dış Politikası
- Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki dış politika konuları Musul sorunu, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi, Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi, Balkan Antantı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Sadabat Paktı ve Hatay sorunu başlıkları oluşturmaktadır.
- Atatürk dış politikasında gerçekçi bir yaklaşım benimsemiş, dinamik ve cesur adımlar atmıştır ancak maceracı bir tutumdan uzak kalmıştır.
- Atatürk, dış politikada İslamcılık ve Turancılık akımlarının zararlı yönlerine karşı Masa-ı Milli ile çizilmiş olan sınırların korunmasını savunmuştur.
- 1:37:08Lozan Antlaşması ve Atatürk'ün Dış Politika Anlayışı
- 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması, Atatürk'ün dış politikasında belirleyici bir unsur olmuştur.
- Bu antlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları büyük ölçüde Hatay sorunu dışında saptanmış, ekonomik açıdan kapitülasyonların kaldırılmasına ilişkin kazanımlar korunmuştur.
- Atatürk'ün dış politika anlayışı, onun kişiliğinin ve mizacının izlerini taşımaktadır ve Türk araştırmacılar bu anlayışın milli bir karakter taşıdığını ifade etmektedir.
- 1:38:18Türkiye-İrak Sınırı Sorunu
- Lozan Antlaşması sırasında Türkiye ile Irak arasındaki sınır çizilmemişti, özellikle Musul ve Kerkük bölgelerindeki zengin petrol yatakları İngiltere'nin dikkatini çekiyordu.
- Lozan Barış Antlaşması görüşmeleri sırasında bu konuda bir sonuç alınamamış ve sorunun daha sonra Türkiye ile İngiltere arasında çözülmesine karar verilmiştir.
- 1924 yılının Ekim ayında toplanan Milletler Cemiyeti Türkiye ile Irak arasındaki sınırı çizmiş ve Musul'u Irak tarafında bırakmıştır.
- 1:39:59Türkiye-Yunanistan İlişkileri
- Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi 1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek bir protokol gereğince kararlaştırılmıştır.
- İstanbul'da yaşayan Rumlar ile Gökçeada ve Bozcaada'da ikamet edenler, Yunanistan'da ise sadece Batı Trakya Türkleri bu mübadeleden muaf tutulmuştur.
- Atatürk, Türk-Yunan ilişkilerinde bir yakınlaşma sağlamak amacıyla 1930 yılında Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos'u Türkiye'ye davet ederek eski düşmanıyla barış temellerini atmıştır.
- 1:42:05Boğazlar Rejimi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi
- Lozan Konferansı'nda Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında Boğazlar Rejimi'ne ilişkin bir Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır.
- İkinci Dünya Savaşı'nın yaklaşmasıyla birlikte Avrupa'da siyasi dengeler hızla değişmiştir ve Atatürk, boğazlar meselesini kesin olarak çözmeye karar vermiştir.
- 20 Temmuz 1936 tarihinde Türkiye, İngiltere, Fransa, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Yunanistan, Japonya ve Sovyetler Birliği arasında Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır.
- 1:44:45Hatay Sorunu
- Mondros Ateşkes Antlaşması'nın ardından İskenderun Sancağı Suriye'den Anadolu'ya doğru ilerleyen Fransızlar tarafından işgal edilmiştir.
- 20 Ekim 1921 tarihinde Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması'nın 7. maddesine göre İskenderun Sancağı Suriye sınırları içinde kalacak, ancak burada özel bir idare kurulacaktı.
- 9 Ekim 1936 tarihinde Fransa'ya resmi bir nota verilerek İskenderun Sancağına da Suriye'ye yapıldığı gibi bağımsızlık verilmesi talep edildi.
- 1:45:57Hatay Meselesi
- Atatürk, 1 Kasım 1936'da TBMM'ye açış konuşmasında İskenderun ve Antakya çevresinin mukadderatının Türkiye'nin başlıca meselesi olduğunu vurgulamıştır.
- Fransız Büyükelçisi ile görüşmesinde "Hatay benim şahsi devamdır şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz" diyerek kararlılığını ifade etmiştir.
- 27 Ocak 1937'de Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti Hatay'ın bağımsızlığını kabul etmiş ve nüfus çoğunluğunun tespit edilmesine karar vermiştir.
- 1:46:51Hatay'ın Bağımsızlığı
- Fransızlar, Atatürk'ün Hatay'ı silah zoruyla alabileceğini düşünerek askeri bir anlaşma yapmışlardır.
- Anlaşma gereği Hatay'da tarafsız bir seçim yapılması kabul edilmiş ve Kurmay Albay Şükrü Kanatlı komutasındaki Türk birlikleri Hatay'a girmiştir.
- 13 Ağustos 1938'de yapılan seçimlerde meclis çoğunluğunu Türkler kazanmış ve 12 Eylül 1938'de Bağımsız Hatay Cumhuriyeti kurulmuştur.
- 1:47:30Atatürk'ün Sağlık Durumu
- Atatürk yaşamı boyunca büyük savaşlar, devrimler ve mücadelelerle dolu bir ömür geçirmiş, ancak yoğun çalışma temposu sağlığını ciddi şekilde etkilemiştir.
- 1936 yılından itibaren yorgunluk belirtileri göstermeye başlamış, 1938'de siroz teşhisi konulmuştur.
- Boğazında ve karaciğerinde hissettiği ağrılar günlük yaşamını etkileyen bir hal almış, ancak güçlü iradesiyle ülke meselelerinden elini çekmemiştir.
- 1:48:28Atatürk'ün Vefatı
- Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'ndaki son günleri büyük bir yalnızlık ve içsel bir hesaplaşma içinde geçmiştir.
- 10 Kasım 1938 sabahı saat 9:05'te Atatürk hayata gözlerini yummuştur.
- Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini yönetmiş, modern bir cumhuriyet inşa etmiş bu büyük lider sonsuzluğa uğurlanmıştır.
- 1:49:06Atatürk'ün Cenaze Töreni
- Atatürk'ün vefatına binlerce insan Dolmabahçe Sarayı'na akın ederek son kez veda etmek istemiştir.
- Cenazesi önce Dolmabahçe Sarayı'nda halkın ziyaretine açılmış, ardından büyük bir törenle Ankara'ya uğurlanmıştır.
- Ankara'da yapılan tören, Türk milletinin Atatürk'e olan sevgisinin ve bağlılığının bir simgesiydi.
- 1:50:13Atatürk'ün Mirası
- Atatürk'ün ölümü yalnızca bir dönemin kapanışı değil, aynı zamanda onun mirasının yeni nesiller tarafından yaşatılması gereken bir çağrıdır.
- Bu büyük liderin vizyonu ve idealleri bugün hala bir rehber olarak varlığını sürdürmektedir.
- Gelecek bölümde Atatürk'ün mirasını ve dünya tarihindeki yerini daha ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.
- 1:50:39Atatürk'ün Kişisel Özellikleri
- Atatürk kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi severdi.
- Tavla ve bilardo oynamaktan hoşlanırdı, zeybek oyunlarına, güreşe ve Rumeli türkülerine büyük ilgi duyardı.
- Sakarya adını verdiği atına ve köpeği Fox'a çok değer verirdi.
- 1:50:57Atatürk'ün Kitap Okuma İlgi
- Atatürk'ü, boş zamanlarında elinden tarihle ilgili kitapları düşürmeyen biri olarak tanımlamıştır.
- Bir politikacı "Kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın?" diye sorduğunda, Atatürk "Ben çocukken fakirdim, iki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim" diyerek yanıt vermiştir.
- Çankaya Köşkü'nde sık sık devlet adamlarının, sanatçıların, bilim insanlarının ve dostların davet edildiği akşam yemekleri düzenlenirdi.
- 1:51:38Atatürk'ün Kişisel Özellikleri
- Atatürk temiz ve düzenli giyinmeye büyük önem verirdi, doğayı çok sever, sıkça orman çiftliğini ziyaret ederdi.
- İleri derecede Fransızca, yeterli derecede Almanca biliyordu.
- Afet İnan'ın doktora tezi olarak verdiği "Türk milletinin özellikleri" konusuyla ilgili olarak Atatürk'ten yardım istemiştir.
- 1:52:19Atatürk'ün Bilimsel İlgi
- 1939 yılında dönemin en saygın antropoloji yayın organlarından Revo Antropolog gibi de Gene Pittar tarafından Atatürk hakkında uzun bir makale yayınlanmıştır.
- Makale, "Antropoloji ve tarih öncesini canlandıran devlet adamı Kemal Atatürk" başlığını taşımaktaydı.
- Atatürk, Hitit uygarlığı ile ilgili arkeolojik kazıların tutkulu bir takipçisiydi.
- 1:53:25Atatürk'ün Aile Hayatı
- Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım'ın Fatma, Ahmet, Ömer, Mustafa Kemal Atatürk, Makbule ve Naciye adında altı çocukları olmuştur.
- Fatma, Ahmet ve Ömer çocuk yaşlarında kuşpalazı hastalığından, en küçük kardeş Naciye ise 12 yaşında verem hastalığına yakalanarak vefat etmiştir.
- Makbule Hanım 1956'ya kadar yaşamıştır.
- 1:53:55Atatürk'ün Aşk Hayatı
- Küçük Mustafa 12 yaşındayken Binbaşı Rüknetti'nin 8 yaşındaki kızı dükkana aşık olmuştur.
- Selanik'te bulunduğu dönemde Rum tüccar Eftim Karinte'nin kızı Elini Krias'a aşık olduğu da iddia edilmiş ancak bu kanıtlanmamıştır.
- Çanakkale Savaşı'ndan sonra Osmanlı'nın son padişahı Vahdettin'in kızı Sabiha Sultan'a evlilik teklifinde bulunmuştur.
- 1:55:06Atatürk'ün Evlilikleri
- Milli mücadele döneminde Mustafa Kemal Ankara İstasyon Binası'nda ve eski Çankaya Köşkü'nde Zübeyde Hanım'ın ikinci eşi Ragıp Bey'in yeğeni Fikriye Hanım ile yaşamıştır.
- 29 Ocak 1923'te İzmir'in zengin ailelerinden Uşak İzade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım ile evlenmiştir.
- Mustafa Kemal ve Latife Hanım arasındaki evlilik 5 Ağustos 1925'te sona ermiştir.
- 1:55:49Atatürk'ün Manevi Evlatları
- Atatürk'ün manevi evlatları arasında Abdurrahim Tuncak, Afife Zehra, Aylin, Rukiye Erkin, Nebile İrdelp, Sabiha Gökçen, Afet İnan Sırıtmaç, Mustafa ve Ülkü Adatepe bulunmaktadır.
- 1:56:01Atatürk'ün Ailesi ve Dini İnancı
- 1916 yılında Bitlis'in Rus işgalinden kurtarıldığı dönemde ailesini kaybeden Abdurrahim, Mustafa Kemal tarafından evlatlık alınmıştır.
- Zehra Aylin 1936'da Londra'dan Paris'e trenle seyahat ederken Amiens yakınlarında trenden düşerek hayatını kaybetmiştir.
- Sabiha Gökçen Türkiye'nin ilk kadın pilotu ve dünyanın ilk kadın savaş pilotu olmuştur.
- 1:56:30Atatürk'ün Dini İnançının Değerlendirilmesi
- Atatürk'ün dini inancı tartışmalı bir konudur; bazı araştırmacılar onun dine ilişkin söylemlerinin dönemsel olduğunu vurgulamaktadır.
- Bazı kaynaklar Atatürk'ün Müslüman olduğunu iddia ederken, diğerleri deist veya ateist olduğuna dair görüşler öne sürmüştür.
- Atatürk bir konuşmasında dini lüzumlu bir müessese olarak gördüğünü ifade etmiş, Kur'an için "şanı büyük ve en eksiksiz kitap" demiştir.
- 1:57:25Atatürk'ün Dini Görüşleri
- Atatürk'ün dini lüzumlu bir müessese olarak gördüğünü belirttiği sözlerine karşın, dinin toplum üzerindeki etkilerine dair eleştirel görüşleri de bulunmaktadır.
- Kazım Karabekir, Atatürk'ün kendisine dini olanların fakir kalmaya mahkum olduklarını ve bu sebeple öncelikle din anlayışını kaldırmak gerektiğini söylediğini aktarmıştır.
- Atatürk, Kur'an'ın anlaşılır hale getirilmesi için Türkçeye çevrilmesini önemsemiş ve bu konuda adımlar atmıştır.
- 1:58:06Atatürk'ün Dini İnançının Farklı Yorumları
- 1933 yılında Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Charles Şerr ile yaptığı röportajda Atatürk dininin sadece kainatın mucidi ve hakimi olan tek Tanrı'ya inanmak olduğunu söylemiştir.
- Atatürk, Türk halkının İslam'ın gerçekte ne olduğunu bilmemekte ve Kur'an'ı anlamadığı için sadece alışkanlık gereği ibadet ettiğini ifade etmiştir.
- Atatürk, Türklerin Kur'an'ı anlayarak okuduğunda İslam'ı terk edebileceğini de ileri sürmüştür.
- 1:58:39Atatürk'ün İslam'ı Sahiplenen İfadeleri
- Atatürk'ün çeşitli vesilelerle İslam'ı sahiplenen ifadeleri de mevcuttur.
- 21 Aralık 1937 tarihinde Hatay meselesi ile ilgili konuşurken Suriye Başbakanı Cemil Merdan Bey'e "Hepimiz Müslümanız" diyerek güçlü bir ifade kullanmıştır.
- 1:59:06Atatürk'ün Masonluk İddiaları
- Bazı ansiklopediler Atatürk'ün mason olduğu iddia edilmektedir.
- Andrew Mango'ya göre bu iddia tam olarak kanıtlanmamış olsa da, Atatürk'ün 1907 ile 1909 yılları arasında masonluğa üyeliğinin en azından muhtemel olduğu ifade edilmektedir.
- Mahmut Esat Bozkurt, 1932 yılında Akşam Gazetesinde yayımlanan bir yazısında Atatürk'ün hayatı boyunca mason olmadığını belirtmiştir.
- 1:59:54Atatürkçülük ve Mirası
- Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı en büyük miras düşünceleri ve felsefesidir; Atatürkçülük yalnızca bir ideoloji değil, aynı zamanda bir yaşam rehberidir.
- Atatürk, çağdaş medeniyet seviyesini yakalamanın bir milletin hayatta kalması için vazgeçilmez olduğuna inanıyordu.
- Atatürk'ün felsefesi sadece Türk milletine değil, diğer uluslara da bir ilham kaynağı oldu ve etkisi Türkiye'nin sınırlarını aşıp dünya tarihine damga vurdu.
- 1:01:02Atatürk'ün Etkisi ve Mirası
- Winston Churchill, Atatürk'ü yüzyılın en büyük devlet adamlarından biri olarak tanımladı.
- Hindistan'ın bağımsızlık lideri Matma Ganti, Atatürk'ün ulusal bağımsızlık mücadelesini örnek alarak kendi halkına ilham verdi.
- Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi dünya barışı için evrensel bir mesaj niteliği taşıdı ve Türkiye bağımsızlık mücadelesini yalnızca savaş meydanlarında kazanmakla kalmadı, aynı zamanda diplomasi ile dünyaya barışın değerini de gösterdi.
- 1:01:38Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
- Atatürk'ün "Gençliğe Hitabe" yalnızca bir metin değil, aynı zamanda bir çağrıdır.
- Bu hitabesinde Türk gençliğini vatanın ve milletin geleceğine sahip çıkmaya davet eder ve her şartta bağımsızlığı ve özgürlüğü koruma görevini genç nesillere emanet etmiştir.
- Atatürk'ün bıraktığı idealler her yeni neslin düşüncesinde ve ruhunda yeniden hayat bulur ve bu miras, bir milletin yeniden doğuş hikayesi olmasının ötesinde, insanlık için bir örnek ve ilham kaynağıdır.
- 2:02:48Atatürk'ün Mirası ve Vizyonu
- Bu videoda Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını, devrimlerini ve dünya üzerindeki etkileri ele alındı.
- Atatürk yalnızca bir lider değil, aynı zamanda bir vizyonerdi; Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini yönlendiren ve modernleşme sürecine rehberlik eden bir yol göstericiydi.
- Atatürk'ün bıraktığı miras yalnızca Türkiye için değil, tüm insanlık için bir ilham kaynağıdır ve onun vizyonu ve idealleri bugün hala yaşamaya ve yol göstermeye devam ediyor.