Buradasın

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Açılış Töreni ve Küresel Medeniyet Krizi Dersi

youtube.com/watch?v=GX58wAhc5Ys

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir siyasetçinin ve başbakan yardımcısının Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin açılış töreninde verdiği dersi içermektedir. Konuşmacı aynı zamanda bir öğretim üyesi ve akademisyen olarak kendini tanıtmaktadır.
Konuşma, "küresel medeniyet krizi" konusunu ele alarak başlamakta ve Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması, Batı'nın yükselişi ve 19. yüzyıldan günümüze kadar olan dünya tarihi sürecini kronolojik olarak incelemektedir. Konuşmacı, günümüzdeki ekonomik, siyasi ve muhtemelen gıda, enerji ve su krizlerini ele alarak, Osmanlı medeniyetindeki barış anlayışını ve "komşu kapıcı" fikrini örnek göstermektedir.
Konuşmanın son bölümünde, Türkiye'nin mülteci politikası ve çözüm süreci üzerinde durulmaktadır. Konuşmacı, Türkiye'nin 1,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını, 4 milyar dolar yardım ettiğini ve gayri safi milli hasıla açısından dünya birincisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin medeniyet birikimini ve değerlerini gelecek nesillere aktarmanın önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin Kobani ve Yezidiler gibi mültecilere gösterdiği ev sahipliği örneği üzerinden, milletin birliğini koruma konusundaki kararlılığını göstermektedir.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Açılış Töreni: Konuşmacı, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin açılış töreninde bulunmak ve açılış dersini vermek için büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtiyor.
Siyasetçilerin üniversitelerde, araştırma merkezlerinde ve öğrencilerle yaptıkları konuşmaların en keyifli ve zevkli olduğunu ifade ediyor.
Mehmet Akif, Muhammed İkbal ve Bahtiyar Vahapzade'nin anılacağı sempozyumun üniversitenin açılış törenine denk gelmesi için güzel bir tesadüf olduğunu söylüyor.
02:18Küresel Medeniyet Krizi: Konuşmacı, ilk derste ele alacağı konunun küresel medeniyet krizi olduğunu ve günümüzde yaşadığımız kaoslar ve krizlerden medeniyet perspektifimiz açısından nasıl bir çıkış yolu bulunabileceğini sorgulayacağını belirtiyor.
Dünyanın büyük bir krizler yumağının içerisinden geçtiğini, bu krizlerin sadece bugünün meselesi olmadığını, son bir asırda ortaya çıkmış olan bir büyük krizler döneminin devam eden bir süreci olduğunu vurguluyor.
Eğer şartlar bugünkü şekliyle devam ederse önümüzdeki on yıllarda da devam edecek olan bir krizler dönemiyle karşı karşıya kalacağımızı, hatta kaoslar dönemi ile karşı karşıya kalacağımızı ifade ediyor.
04:11Medeniyet Krizi ve Paradigma Değişimi: Bu kadar krizlere yakın, yatkın ve kaotik bir ortamda olmamızın temel nedeninin sadece birtakım detaylardaki nedenlerden kaynaklanmadığını, topyekun küresel ölçekte bir medeniyet kriziyle, düşünce kriziyle, paradigma kriziyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak gerektiğini belirtiyor.
Mevcut paradigmayı zorlayarak, mevcut değerleri değiştirmeye çalışarak küresel ölçekte bir düzeni, küresel ölçekte bir barışı kurmak için elimizden gelen her türlü gayreti sarf etmek gerektiğini vurguluyor.
Bir asır öncesinde Osmanlı İmparatorluğu dağılıyor, çözülüyor, diğer taraftan da Batı'da Avrupa ekseninde yeni güçlü bir medeniyet doğuyordu.
05:22Osmanlı Paksı ve Yeni Düzen: On yedinci asrın sonuna kadar dünyada önemli bir paks vardı, akademisyenlerin tabiriyle "Osmanlı paksı" veya "Osmanlı barışı" hüküm sürüyordu.
Osmanlı'nın kendi iç düzeninin bozulması, barışa dayalı sistemindeki çözülmeler, Balkanlarda hezimete uğraması ve Kurtuluş Savaşı'na girmesi, diğer taraftan sanayileşme ile Avrupa'nın merkez haline gelmesi, on dokuzuncu asrın sonunda yeni bir dünyayı karşımıza çıkardı.
Birinci Dünya Savaşı ve arkasından gelen gelişmeler sonrasında yeni bir düzen kurulamadığı gibi, yirmi yıl gibi kısa bir süre içerisinde dünya yeni savaşlar içerisine girdi ve İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'da halkların büyük bir kısmı masum insanlar, sivil insanlar öldü.
08:32Soğuk Savaş ve Sonrası: İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Bankası, İBRD ile bütün uluslararası sistem ortaya çıktı.
1945'ten savaşın bitmesinden sonra 1990'a kadar olan sürede, yani kırk beş yıllık yirminci yüzyılın diliminde her ne kadar silahlar sustuysa da aslında savaş içten içe devam etti, soğuk savaş dönemi.
Türkiye'deki 70'li ve 80'li yıllardaki sağ-sol kavgaları sadece Türkiye'deki gençlerin verdiği bir kavga değil, dünya ölçeğinde düzenini tutturamamış olan büyük güçlerin Türkiye üzerindeki bir paylaşım kavgasıydı.
09:43Yeni Düzen ve Gerçekler: 1990'larda Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte dünyada yeni bir düzen kurulacağını zannettik, ancak maalesef dünyada yeni bir düzen kurulamadı.
1990'larda Sovyetler Birliği çözülmüş, artık uğrunda mücadele edilecek küresel bir düşman olarak komünizm kalmamıştı, ancak ondan sonra ortaya çıkan irili ufaklı bölgesel birçok savaşlara şahit olduk.
1990 sonrasında yeni dünya düzenini ortaya koyanlar, teklif edenler hep şunu söylüyorlardı: artık barış olacak, insanlar savaşlara ayırdıkları parayı insani gelişmeye ayıracaklar, ülkeler işgal edilmeyecek, insanlar ortak bir düşman olarak eğitimsizliği, açlığı ve kıtlığı alacaklar, ancak yaklaşık yirmi dört yıl geçti ve çıkan savaşlarda ölen insanların sayısı İkinci Dünya Savaşı'nda ölen insanlardan daha fazladır.
11:46Dünya'nın Mevcut Sorunları: Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri günde iki doların altında bir geçimle hayatlarını sürdürmek zorundadır.
Her yıl beş yaşın altında beş milyon çocuk, aşıları yapılsa hayatta kalacakken basit hastalıklar yüzünden ölüme gönderilmektedir.
Dünyanın her yerinde savaşlar, düşmanlıklar ve çatışmalar devam ederken, bazı ülkeler işgal ediliyor ve bazılarında iç savaşlar hüküm sürmektedir.
12:18Suriye ve İslam Coğrafyasındaki Krizler: Suriye'de bölünmüş bir durumla karşı karşıyayız; kasabaların farklı bölgelerinde PYD, ISIS, Suriye rejimi ve Özgür Suriye Ordusu hakimdir.
Irak'ta ve İslam coğrafyasının birçok yerinde de benzer şekilde yanlış ve üzücü manzaralar yaşanmaktadır.
Dünyada gücü elinde bulunduranlar barışa, hakkaniyete, adalete ve insafa dayalı bir düzen kurmak istemedikleri için filler tepişiyor, çimenlere oluyor ve çimenler eziliyor.
13:53Değişimin Temelleri: Değişim kağıtların üzerinde, mimari projelerle veya siyasi yapıların değişmesiyle başlamaz, önce zihinlerde ve vicdanlarda başlar.
Barış, adalet ve hakkaniyetin dilini konuşabilmek için lisanı iyi kullanmak yetmez, zihnin berrak, kalbin temiz ve vicdanın parlak olması gerekir.
Medeniyetimizin son yirmi yüzyıldaki temsilcileri olan Akif, İkbal ve Bahtiyar Vahapzade'den büyük bir ihtiyaç vardır.
15:08Müzakere ve Rızaya Dayalı Toplumsal Akitler: Küresel ve kapsamlı krizlerden çıkış yolu olarak müzakereye ve rızaya bağlanmış toplumsal akitlere ihtiyaç vardır.
Mısır'da insanlar eski rejimin ortadan kalkması için sokaklara çıktı ancak müzakereye ve rızaya dayalı bir birliktelik oluşturulamadı.
Mısır, önünün açıldığını zannettiği bir anda yeniden eski karanlık bir döneme doğru geri döndü.
16:26Osmanlı Medeniyetinin Barış Anlayışı: Osmanlı toplumu hiçbir zaman zoraki bir arada durmadı ve gelişme zamanlarında entegrasyon peşinde koşmadı.
Osmanlı medeniyetinde asimilasyon ve entegrasyon yoktur, sadece birlikte barış içinde yaşamak vardır.
Makedonya'nın Cumhurbaşkanı Georgia Ivano, Osmanlı barışının Balkanlar'da dört asır boyunca kimse kimseye yan gözle bakmadığı bir dönem olduğunu belirtmiştir.
18:00Osmanlı Kültüründe Saygı ve Tolerans: Osmanlı kültüründe tolerans kavramı yoktur, sadece saygı vardır; karşısındakinin farklılığına saygı duyulur.
Toleransın temelinde saygı değil, güçlünün zayıf gördüklerine tahammül etmesi vardır.
Makedonya'da "komşu kapıcı" tabiri vardır; farklı dinlerden insanlar bir arada yaşarken, komşuların evlerini birbirine bağlayan küçük kapıcılar vardır.
20:18Etnik Fitnelerin Tehdidi: Bir asır önceki senaryo neredeyse tıpatıp aynen uygulanmaktadır; etnik fitneyle Balkanlar, Arap Yarımadası, Hicaz ve Yemen çökertilmiştir.
İnsanlara etnik kimlikler aşılandığında, komşu kapıcıları kapatan anlayış ve birbirimize karşı saygının kapılarını kapatan anlayış ortaya çıkmıştır.
Türkiye olduğu müddetçe, Türkiye'nin gücü olduğu müddetçe İslam'ın iç savaşının çıkartılmasına asla müsaade edilmeyecektir.
22:34Yeni Bir Barış ve Ortaklık: Gönüllü birliktelik, barışa, adalete, hakkaniyete ve saygıya dayalı yeni bir paksın yolu ortaklaşmadan geçiyor.
Tarih, kültür, ekmeğimiz, kaderimiz ve coğrafyamız ortaklaşa paylaşılmalı.
Balkanlarda ve Kudüs eyaletinde (Şam'ın altından Masadaya kadar) farklı etnik gruplar (Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler) otuz'a yakın etnik yapı bir arada yaşamış.
23:47Yeni İnsan Anlayışı: Yeni paksın önemli unsurları arasında yeni bir insan anlayışı bulunuyor.
Materyalist olmayan, faydacı olmayan, çıkarcı olmayan, vefa, ihsan, dayanışma ve paylaşma değerlerine sahip yeni bir insan tipinden geçiliyor.
Modern dünyanın homo economicus modeline karşı, ahsen-i takvim üzerinde olmaya gayret eden, yaratılmışların en kutsalı olma hayali ve arzusu istikametinde hareket eden bir insan modeline ihtiyaç duyuluyor.
24:59İnsan ve Kainat İlişkisi: Küresel ısınma, çevreyi kirletme ve şehirlerin felaketlerle karşı karşıya olması, insanın çevresiyle ve kainatla çatıştığı sonucu ortaya çıkıyor.
Kainat, sadece zenginlerin değil, yeryüzünde yaşayan bütün insanların emrine musahhar kılındı.
Modern insan dünyada emanet içerisinde olduğunu unuttuğu için kainata karşı hoyrat, sorumsuz ve savurgan bir halde oldu.
26:49Yeni Bir Dirilişe İhtiyac: Yeni bir söze ve dirilişe ihtiyaç var, bu çıkmaz sokakta daha fazla gidilemeyeceği söylenecek bir sese ihtiyaç var.
Bu sesin alternatif bir medeniyet havzasından, Türkiye'nin merkezinde olduğu büyük medeniyet havzasından çıkması ve yeniden diriliş sözlerinin ortaya konulması gerekiyor.
Üniversitelerin önemli görevlerinden biri, bilimi üretmek gibi her bilimin arkasındaki zihniyeti üretmektir.
28:41İslam Dünyasının Durumu: İslam dünyası bilim, sanat, edebiyat, şehirleşme ve birlikte yaşamakta yerlerde sürünüyor.
Bir ülkeyi bölmenin yolu onları askeri olarak bölmek değil, zihinlerinde bölmek ve parçalamaktır.
Osmanlı'daki büyük medeniyetimizi batıranlar önce zihinleri batırdılar, bu nedenle önce zihinlerin inşasından başlamak gerekiyor.
30:05Mehmet Akif Ersoy: Mehmet Akif Ersoy, tarihsel çözülüşümüzün cevabını üretecek, üreten adamlardan biridir.
Akif'in babası Arnavut, annesi Buhara'dan gelmiş, kendisi İstanbul'da doğmuş.
Akif, Osmanlı'nın çözülüşünde Balkanlardaki Arnavut milliyetçiliğinin yükselişine karşı duyduğu ızdırabı şiirlerinde ifade etmiş ve kavmiyetin İslam'a aykırı olduğunu vurgulamıştır.
32:25Milli Şairlerin Birlik Mesajları: Osmanlı topraklarını işgale uğradığı ve milli mücadelenin verildiği dönemde, Akif'in sözlerinin günümüzde de çok önemli olduğu vurgulanıyor.
Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal'in Türkiye sevgisi ve Osmanlı'ya hayranlığı muhteşem, mezarının başında "Bu medeniyetin değerlerini Hazreti Mevlana'dan öğrendim" sözlerini nakşetmiş.
İkbal, uçağı Türkiye toprakları üzerinden geçerken saygısından dolayı ayağa kalkmış ve "Soyla övünmek cehalettir, biz soy üstünlüğünü din ateşiyle yok ettik" diyerek birlik mesajını vermiş.
34:31Bahtiyar Vahapzade'nin Şiirleri: Bahtiyar Vahapzade'nin Rus işgalinin karşısında ve Afganistan'ın bağımsızlık mücadelesi sırasında Allah sevgisi, Müslüman sevgisi ve Azerbaycan milletinin birleşmesi konusunda birçok şiir yazdığı belirtiliyor.
Vahapzade'nin "İmandan, güman'dan, esen külek'ten bu millet bir nice yere bölündü" dizeleriyle birlik ve beraberliği dağıtacak gelişmeleri lanetlediği ifade ediliyor.
Vahapzade'nin "Gerçekte şu ki gizlidir her zerrede vahdet bir zerre iken külle ulaşmak" sözleriyle Allah sevgisini dile getirdiği belirtiliyor.
36:22Birlik ve Beraberlik İçin Gerekli Şartlar: Bu fikirlerin günümüzün dilinde bütün insanlığa ve coğrafyaya haykırılacağı vurgulanıyor.
Köklerin sağlam olduğu sürece, 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başındaki yıkıntı döneminde Mehmet Akif ve Muhammed İkbal gibi insanlar çıktığı gibi, bu dönemin içerisinden de milletin ayağa kalkacağı belirtiliyor.
Bir millete yapılacak en büyük kötülüğün zihinlerin dağılması olduğu, ancak ondan daha büyük kötülüğün o milletin fertlerinin rüyalarının farklılaşması olduğu vurgulanıyor.
39:53Türkiye'nin Mülteci Sorunu: Türkiye'nin Suriye'deki bataklığa doğru çekilmeye çalışıldığı ve mültecilerin baskısı altında kaldığı belirtiliyor.
19 Eylül 2014'te Kobani'den mülteciler gelmeye başladığında, Türkiye 18 saatte 70 bin Kobanili mülteciyi kabul etmiş ve 3 gün içerisinde 200 bin Kobanili Kürt kardeşini Türkiye'ye almış.
Aynı şekilde 2 hafta önce Irak ve Suriye'de baskı altında kalan Yezidiler için Türkiye birkaç gün içerisinde 36 bin Yezidi'ye ev sahipliği yapmış.
42:02Türkiye'nin Mültecilere Yardım Etmesi: Türkiye, sınırlara yakın bölgelerde AFAD ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla mültecilere imkanlar sundu.
Türkiye, 18 saat içerisinde 70 bin Suriyeli Kobanili kardeşini misafir olarak kabul ederken, bazı televizyon kanalları "Türkiye sınırlarını kapattı, Kobani'li Kürtleri ISIS'in insafına terk etti" yayınını yaptı.
Türkiye, 540 sene önce İtalya ve İspanya'dan kaçan Yahudilere, Hitler zulmünden kaçanlara, Jilko zamanında Bulgaristan Türklerine ve Saddam'dan kaçan Kürtlere kucak açmıştır.
43:47Suriyeli Mültecilere Verilen Yardım: 2011 Nisan ayında ilk Suriyeli mülteci akını başlamış olup, şu an itibariyle yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli mülteci Türkiye'dedir.
Türkiye, 2011'den bu yana Suriyeli mültecilere 4 milyar dolar yardım etmiştir.
Türkiye, gayri safi milli hasıla ile yardımları oranladığınızda dünya birincisi olan bir ülkedir.
45:34Türkiye'nin Medeniyet Mirası ve Sorumlulukları: Türkiye, büyük bir medeniyet birikimine sahip olup, bu birikim zenginlik verirken aynı zamanda sorumluluk ve zorluk da getirmektedir.
Türkiye, 41 yurttaşının ölmesi kabul edilebilir bir şey olmadığını vurgulamaktadır.
Türkiye, çözüm süreci ile ilgili olarak hassas bir noktadan geçmektedir ve muhatabı bölge halkı olmak üzere bütün Türkiye'dir.
47:21Çözüm Süreci ve Güvenlik: Türkiye, çözüm sürecini sonuna kadar sürdürecektir ve bu süreçte muhatabı hak ve özgürlüklerini geliştireceğimiz insanlardır.
Çözüm süreci devam ederken Türkiye'nin ulusal güvenliği ihmal edilmeyecektir.
Türkiye, demokrasi içerisinde, bireysel haklarda geriye dönmeden, insanların kazandıkları hakların geri gitmesine müsaade etmeden kamu düzenini kuracak adımları gerçekleştirecektir.
48:31Türkiye'nin Geleceği: Türkiye, vandalizmin, sokak eşkıyalığının ve insanların canına kastetmenin ortaya çıkmadığı daha özgür, daha hür ve daha insani bir Türkiye'yi kuracaktır.
Türkiye'nin bu hedefi için birikimi, tecrübesi ve medeniyet değerleri vardır.
Türkiye, coğrafyasını, tarihini ve kültürünü paylaşarak, çoğaltarak ve sonraki nesillere aktaracaktır.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Açılış Töreni ve Küresel Medeniyet Krizi Dersi

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir