• Buradasın

    Küresel İklim Değişikliği ve Ekonomik Etkileri Üzerine Sosyal Demokrasi Hakkında Konferansı

    youtube.com/watch?v=oKJZ68RuX3Q

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Sosyal Demokrasi Hakkında (SODEV) tarafından düzenlenen bir online konferans serisinin bir parçasıdır. Konferansta Yusuf Şahan Gökmen sunuculuk yaparken, Prof. Dr. Levent Kurnaz, Prof. Dr. Erç Yeldam, Alp Eren Erdem ve diğer akademisyenler konuşmacı olarak yer almaktadır.
    • Konferans, küresel iklim değişikliğinin ekonomik ve sosyal etkilerini ele almaktadır. İlk bölümde iklim değişikliğinin tarihsel gelişimi ve küresel etkileri anlatılırken, Türkiye'nin iklim değişikliği karşısında durumu, doğal afetler ve ekonomik hazırlık eksikliği detaylandırılmaktadır. Konferansın ikinci yarısında ise karbon ticaret sistemi, net sıfır emisyon hedefleri, terkedilmiş varlıklar ve iklim değişikliğinin milli güvenlik üzerindeki etkileri gibi konular ele alınmaktadır.
    • Konferans, iklim değişikliğinin turizm sektörüne, sağlık durumuna, işgücüye ve kentsel dönüşüme etkilerini de incelemektedir. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin yeşil dönüşüm tasarımları, Paris İklim Anlaşması ve Türkiye'nin bu konudaki durumu da tartışılırken, kapitalizm ve neoliberalizm sisteminin iklim krizine katkıları da sorgulanmaktadır.
    00:01Konferansın Tanıtımı
    • SODEV'in online konferans serisinin bir ayağında küresel iklim değişikliğinin ekonomik ve sosyal etkileri konusu ele alınacak.
    • Konferans bir buçuk saat sürecek, ilk yarım saat konuşmacılar için, son yarım saat ise soru-cevap için ayrılmış durumda.
    • Konuşmacılar arasında Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Prof. Dr. Erç Yeldam yer alıyor.
    01:19Prof. Dr. Levent Kurnaz'ın Tanıtımı
    • Prof. Dr. Levent Kurnaz, Avusturya Lisesi'ni 1984'te, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünü 1988'de, Fizik bölümünü 1990'da bitirirken yüksek mühendis derecesini almıştır.
    • ABD'de Pittsburgh Üniversitesi'nde Fizik bölümünden yüksek lisans ve doktora derecesini almış, 1997 yılına kadar New Orleans'taki Tulane Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmalarını tamamlamıştır.
    • Halen Boğaziçi Üniversitesi'nde İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi müdürlüğü görevini yürütmekte ve iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik ile ilgili lisans ve lisansüstü dersler vermektedir.
    02:40İklim Değişikliğinin Tarihi
    • İklim değişikliği konusu çok ciddi bir problem olup, 1896 yılında Svante Arrhenius tarafından ilk kez bilimsel olarak tanımlanmıştır.
    • Arrhenius, karbondioksit miktarının atmosferdeki ısınma etkisini keşfetmiş ve atmosferdeki karbondioksit miktarının milyonda 560 ppm'a çıkması durumunda dünyanın ortalama sıcaklığının 5 derece artacağını öngörmüştür.
    • Bu bilimsel keşif, sonraki 120 yıldır doğrulanmakta ve detaylar kazanmaktadır.
    05:29İklim Değişikliğinin Etkileri
    • İklim değişikliği konusunda bilimsel kanıtlar oldukça kesindir ve bu konuda hızlı adımlar atmak gereklidir.
    • İnsanlar genellikle sıcaklık artışını önemsememekte, ancak ısınmanın dünyada yaşanan değişimlerin temel nedeni olduğu unutulmamalıdır.
    • İstanbul'un ortalama sıcaklığı eskiden 29 dereceyken, ciddi ısınmalara girişmeden önce 34 dereceye ulaşmış ve bu durumun insanlık için ciddi sonuçlar doğurabilir.
    07:00İklim Değişikliğinin Ekonomik Etkileri
    • İklim değişikliği, insanların ölüm şekillerini de etkileyecek şekilde gelecekte yaşayacağımız dünyayı değiştirecektir.
    • İklim bilimcileri, iklim değişikliğinin getirdiği sonuçları hesaplayarak bazen gece uyuyamamaktadır.
    • Akdeniz havzası için yapılan bir turizm çalışmasında, ideal turizm koşullarının 25-35 derece sıcaklık aralığında olduğu ve bu koşulların Mekke'nin en uygun olduğu görülmüştür.
    10:26Sıcaklık ve Konfor Seviyeleri
    • Sıcaklık, rüzgar, bulutluluk ve nem gibi faktörler orta seviyede olsa bile, sıcaklık fazla yüksek olduğunda kumsalda yatmak mümkün olmaz.
    • ıslak termometre sıcaklığı 32-35 derece arası konforsuz olsa da hayatta kalınabilir, 35 derecenin üzerinde ise dışarıda bulunmak tehlikelidir.
    • Antalya'nın bu yüzyılın sonunda ısınma nedeniyle insanlar sıcaktan ölecek derecede sıcak olabileceği tahmin edilmektedir.
    13:02Pakistan'daki Tehdit
    • McKenzie'nin raporuna göre, Pakistan'ın İndus Nehri havzasında 2050 yılında sıcaklık artışının nedeniyle insanlar sıcaktan ölecekleri durumun olasılığı her sene %70'dir.
    • Pakistan, dünyanın en nüfuslu beş ülkesinden biri olup, bu olayda yaşam kaybı 20-30 milyon seviyesinde olabilir.
    • 2003 yılında benzer bir sıcak hava dalgasında Avrupa'nın orta göbeğinde yaklaşık 70 bin kişi ölmüştür, bunların 15-18 bin'i Paris'te gerçekleşmiştir.
    16:06Enerji Sorunu
    • Türkiye'nin en fazla enerji ihtiyacı olduğu gün 27 Temmuz'da olup, aynı zamanda enerji üretimi de en düşük seviyede olmaktadır.
    • Enerji üretimimiz termik santrallerden (kömür ve doğalgaz) kaynaklanmaktadır ve nükleer geçiş olsa bile aynı problem devam edecektir.
    • Soğutma suyu dış mekandan alınması nedeniyle sıcak günlerde enerji üretimi düşmektedir ve güneş panelleri de bu sorunu daha da artırabilir.
    17:22Türkiye'nin İklim Değişikliği Önemi
    • Türkiye, iklim değişikliği açısından en tehlikeli bölgelerin ortasında yer almaktadır.
    • Türkiye, tüm uygarlıkların beşiği ve geçiş noktasıdır, bu da nüfus yoğunluğunu artırmaktadır.
    • Türkiye, iklim değişikliğinden kaçan milyonlarca mülteci için bir hedef olacaktır, ancak ekonomik ve tarımsal olarak bu duruma hazır değildir.
    19:54İklim Değişikliğinin Sonuçları
    • 2022 yılında Türkiye'de Marmara'da "müsilaj" (deniz canlılarının fazla üremesi) oluştu.
    • Müsilaj, yoğun yağışlardan gelen gübre ile denizdeki planktonların çoğalması sonucu oluşur.
    • Müsilaj, doğada doğal bir olaydır ve toplanıp arıtıldığında tarım için değerli gübre kaynağı olabilir.
    23:05Kuraklık ve Orman Yangınları
    • Türkiye uzun süredir ciddi bir kuraklıkla mücadele etmektedir.
    • Kuraklık, orman yangınlarının artmasına neden olmaktadır.
    • İklim değişikliği, kuraklıkları daha uzun süreli ve yağışsız hale getirirken, yağışları daha yoğun ve daha geniş alanlarda görülmesine neden olmaktadır.
    24:59Bozkurt'taki Taşkın Sorunu
    • Bozkurt'ta kesilen ağaçlar önce deniz kıyısına, sonra nehrin kenarındaki bir düzlüğe taşınmıştır.
    • Karayolları Genel Müdürlüğü, meteorolojik verilere dayanarak köprü yüksekliğini belirlerken, iklim değişikliği nedeniyle tahmin edilen taşkın seviyelerini aşan yağışlar oluşabilmektedir.
    • Tomrukların nehrin kenarında depolanması ve aşırı taşkınlar, köprüyü tıkayarak yıkmasına ve çamurlu suyun kütüklerle birlikte ilerlemesine neden olmaktadır.
    28:04İklim Değişikliği ve Doğaya Karşı Tutum
    • İnsanlar, 2500 yılda bir olan olayların her beş veya on yılda bir olacağını kabul etmeyip planlama yapmıyor.
    • Doğaya ve doğanın bize vurabileceği şiddete saygı duymuyoruz.
    • Doğanın yokmuş gibi yaşayarak müsilaj, orman yangını ve sel gibi felaketlere yol açıyoruz.
    29:31İklim Değişikliğinin Etkileri
    • Küresel iklim değişikliği çok boyutlu ve büyük bir mesele olarak birçok soruyu dikine kesen bir eksen oluşturuyor.
    • Trajik hava değişiklikleri ve sıcaklıkların artması insan hayatına trajik etkiler yaratıyor.
    • İklim mülteciliği tehlikesinin kapımızda olduğu ve buna hazırlıklı olmadığımız belirtiliyor.
    31:36İklim Değişikliği ve Ekonomik Etkiler
    • Karbondioksit emisyonları sera gazı ile birlikte küresel ısınmanın önemli sorunlarından biri.
    • Yerkürenin ortalama ısısı kabaca 17 santigrat derece olup, insan vücudu gibi 1 derece artışta keyif hissi, 2 derece artışta ise 39-40 dereceye ulaşarak hayatta kalmakta zorlanıyor.
    • İklim değişikliği hava akımlarını değiştiriyor, bazı yerlerde sel felaketleri, bazı yerlerde kuraklık yaratıyor.
    34:30İklim Değişikliğinin Ekonomik Etkileri
    • Karbondioksit emisyonları Rio de Janeiro konferansından bu yana daha ciddi bir şekilde ölçülüyor ve yıllık toplam emisyon 20-35 milyar ton arasında.
    • Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) 1995 yılında ısı stresine bağlı işgücü kayıplarının 2030'da 80 milyon işçiye çıkacağını hesaplıyor.
    • Bu durum küresel gayri safi milli hasıla kaybına 250 milyar dolardan 2,5 trilyon dolara kadar yükselecek.
    36:21Net Sıfır Emisyon ve Karbon Ticareti
    • Net sıfır emisyon kavramı, sadece emisyonun kontrolü değil, aynı zamanda sanayileşme, enerji dönüşümü, yeni işgücü seni ve tarım stratejisi altında tasarlanıyor.
    • Avrupa Birliği 2050 yılına kadar çeşitli aşamalarda detaylı bir planla net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı amaçlıyor.
    • Karbon ticaret sistemi, belli kotalar belirleyerek kotasını aşan sektörlerin karbon salım hakkı satın almasını sağlıyor.
    41:30Avrupa'nın Karbon Ticaret Sistemi
    • Avrupa'nın Europin Trade System (ETS) karbon ticaret sistemi dünyadaki en gelişmiş ve en iyi sonuç alan bir sistem olarak görülüyor.
    • 2012 yılına kadar tahsis edilen karbon kotaları yeterince kısıtlayıcı olmadığı için onaylanmış emisyonlar yaklaşık 2 milyar ton civarında devam ediyordu.
    • 2013'ten itibaren daha kısıtlayıcı kotalar uygulanınca, karbon ticaret sistemine dahil olan şirketlerde emisyonlar 1,5 milyar tonun altına inmeye başladı.
    42:21Karbon Ticaret Sisteminin Kapsamı ve Etkisi
    • Karbon ticaret sistemine dahil olan yaklaşık 15.000 işletme ve 800 havayolu işletmecisi, Avrupa'daki toplam karbon dioksit sera gazı emisyonunun sadece %45'ini temsil ediyor.
    • 1990'da 5,60 milyar ton olan Avrupa'daki karbon emisyonları 2019'a gelindiğinde 4 milyar tona düşmüş durumda ve bu azalma yaklaşık %20 oranında gerçekleşmiş.
    • Bu azalma çok yavaş ilerliyor ve Climate Action Tracker (İklim Değişikliği İzleyicisi) sivil araştırma örgütü tarafından "salyangoz hızıyla ilerlediği" belirtiliyor.
    44:09Küresel Karbon Emisyonları ve Zaman Çizelgesi
    • Avrupa'daki toplam karbon emisyonları yaklaşık 4 milyar ton iken, karbon ticaret sistemi altındaki onaylanmış emisyonlar 1,5 milyar tonun altında.
    • Dünya toplam sera gazı emisyonu 1990'ta 29 milyar ton iken, günümüzde yaklaşık 50 milyar tona ulaşmış durumda.
    • Sanayi devriminden bu yana küresel ısınmayı 1,5 santigrat dereceyle sınırlamak için toplam 2,90 milyar tonluk bir bütçe var ve şimdiye kadar 2,29'ünü kullanmış bulunuyoruz.
    45:26Zaman Çizelgesi ve Gelecek Tahminleri
    • Geriye 500 milyar tonluk bir yıllık toplam bütçe kalmış durumda ve yıllık 50 milyar ton sera gazı emisyonu ile toplam 10 senemiz var.
    • 1,5 santigrat dereceyi aştıktan sonra, gezegenimiz geri dönülemeyecek bir şekilde 2-5-7 santigrat derecelere kadar hızlı bir şekilde ısınma yaşayacak.
    • Türkiye'nin toplam emisyonlarda yaklaşık %1'lik bir payı var ve 500 milyon tonluk bir emisyon ile.
    46:19Ulus Ötesi Şirketlerin Rolü
    • Ulus ötesi şirketlerin toplam küresel emisyonlar içerisinde ciddi bir payları var ve bu şirketler Avrupa'da ciddi bir çevre düzenlemesi olduğunda, kirlilik cennetlerine ve vergi kaçırma cennetlerine çalışmalarını ve operasyonlarını kolayca taşıyabilecek durumda.
    • Dünya Enerji Ajansı'nın çalışmaları, 20 en büyük çok uluslu şirketin sanayi devriminden bu yana küresel emisyonların %30'undan doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu olduğunu gösteriyor.
    • Çok uluslu şirketleri dizginleyemezsek ve onların spekülatif tasarımlarını kontrol edemezsek, karbon emisyonu ile mücadelede başarılı olamayacağımızı ve zaman yitirdiğimizi söylemek durumundayız.
    48:06Karbon Ticaret Sistemindeki Sorunlar
    • Karbon ticaret sisteminde "offsetler" (yerine koymalar) olarak adlandırılan mekanizmalar, rastgele fiyatlarda, hukuki sistemlerde ve onaylanmış şirketlerde peş peşe bir kota sisteminden kaçış yolları oluşturuyor.
    • Türkiye'nin Paris Antlaşması'na katılmasıyla 500 milyon tonluk bir pazarın 4 milyar tona ilave edileceği, bu durumda finansal spekülatif şirketlerin iştahının kabardığı belirtiliyor.
    • Karbon alım satımından spekülatif kazançlar üzerinden yepyeni finansal enstrümanlar ve riskler geliştirileceği, ancak gerçek bir karbon emisyon azaltımı gerçekleşmediği gizleniyor.
    51:01Küresel İklim Hedefleri ve Eşitsizlik
    • 2030'a kadar küresel ısınmayı 1,5 santigrat derecede tutmak için 2030 itibariyle küresel ortalama 2,29 ton karbondioksit emisyonu düşünülmesi gerekiyor.
    • Bugün yaklaşık 5 ton civarında olan ortalama emisyon, bütün tedbirler alınırsa net sıfır emisyonu uygulamaya kararlı 70'ye yakını ülke küresel emisyonları %80'inden sorumlu.
    • En zengin %1'lik gelir payı, 1990'a göre kişi başına emisyonlarının %25 arttığını ve 2030'da ulaşacakları karbon emisyonunun 67 ton daha fazla olacağını gösteriyor.
    54:27İşgücü Kayıpları ve Fosil Yakıtlar
    • 2030'da 80 milyon kişiye ulaşacak olan işgücü kayıtları tahmininin çoğunun bugünün yoksul coğrafyası olan düşük-orta gelirli ve yoksul ülkelerde olacağını belirtiyor.
    • Dünya'da 8.500 kurulu kömür santrali var ve kurulu güç toplamları teravat ve küresel sera gazı emisyonlarında üçte biri bu kömür santrallarından geliyor.
    • Gelişmiş sanayileşmiş ülkelerde mevcut kömür santrallerinin %79'unu 2030 yılına kadar, %43'ünü 2040 yılına kadar teknolojik olarak etkin tutacakken, gelişmekte olan ülkelerde bu oranlar %83 ve %161 olarak hesaplanıyor.
    56:56Fosil Yakıtlar ve Ekonomik Sorunlar
    • Terkedilmiş varlıklar (stranded assets) ciddi bir iktisadi sorun olarak karşımıza çıkıyor ve fosil yakıtlar lobisi bu olguları şantaj olarak kullanarak lobi faaliyetlerini yürütüyor.
    • Fosil yakıtlara sağlanan mali desteğin 83 ülkede yılda 500 milyar dolar civarında olduğu, 2020'de küresel ekonomik kriz nedeniyle düşmesine rağmen OECD 2021 yılında bu rakamın 450 milyar doların üzerine çıkacağını hesaplıyor.
    • Türkiye'de doğrudan ve dolaylı üretici teşviklerin milli gelirimizin binde beşine yaklaşan bir rakama tekabül ettiği belirtiliyor.
    1:00:20Doğal Yutaklar ve Karbon Emisyonları
    • Türkiye'nin saldığı sera gazı yaklaşık 500 milyon ton iken, emilen miktar 80 milyon ton civarında.
    • Doğal yutaklar olarak ormanlar ve denizler (göller dahil) önemli rol oynuyor, ancak Türkiye'de tarım yutak olarak yeterince kullanılmıyor.
    • Glasgow'da alınan önemli kararlardan biri ormanların korunması üzerine olup, yutakları korumak gerekiyor.
    1:02:15Ekolojik Dönüşüm ve Kentsel Yaşam
    • Modern kent yaşamının devamlılığı üzerine kurgulanan geleneksel ekonomi-politik teorilerin dışında ekolojik politikaların uygulanabilirliği için yapısal dönüşüm süreci gerekiyor.
    • Türkiye'de kentsel dönüşüm kavramı tehlikeli bir hal almış, depreme karşı mücadele için atılan adım yerine yeni çarpık kentleşme modeli ortaya çıkmış.
    • Var olan konut stokunun üçte birinin dönüştürülmesi gerekiyor, en azından net sıfır emisyona ulaşana kadar.
    1:05:12Küresel İklim Değişikliği Tehlikeleri
    • Küresel ısınma Hollywood filmlerindeki gibi aniden değil, adım adım ilerleyecek ve kutuplarda buzullar erirken içinde hapsolmuş bakterilerin ortaya çıkacağı endişesi taşıyor.
    • Buzulların erimesiyle oluşan su buharı hem deniz seviyesinin yükselmesine neden olacak hem de küresel ısınmayı daha da tetikleyecek.
    • Son 20 yılda ulaşılan küresel emisyon miktarının 80% daha fazla bir misyona yol açabileceği endişesi taşıyor.
    1:08:08Yeni Bir Düşünce Yapısı Gerekiyor
    • Ekonomik politikalar ve kentsel dönüşüm konusunda oyun oynanıyor, insanların ne yapmaları gerektiğinden ve nasıl yapmaları gerektiğinden haberleri yok.
    • İstanbul gibi şehirlerde "saçaklanma" (sprolling) modeli yanlış, iklim değişikliği buna müsaade etmiyor.
    • Sekiz milyar nüfus için ekolojik yaşam diye bir şey söz konusu değil, hayatta kalma çabası içindeyiz ve yeni bir düşünce tarzı gerekiyor.
    1:10:05Askeri Harcamalar ve İklim Değişikliği
    • Askeri postal karbon izi adı verilen kavram, askeri ekipmanların doğa üzerinde tahribatını ölçmek için kullanılıyor ve dünyadaki toplam karbondioksit emisyonunun %6'sını oluşturuyor.
    • terörizm ve hareketli göç hareketliliklerinden kaynaklı askeri harcamalarda büyük bir artış yaşanırken, Türkiye'de 1980'ye yakın bir artış gerçekleşmiş.
    • Askeri harcamaların azaltılması, karbon emisyonunun azaltılabilmesi için önemli bir adımdır.
    1:10:47Milli Güvenlik ve Jeopolitik Mücadele
    • Milli güvenlik kavramı jeopolitik mücadelede tılsımlı bir rol oynuyor ve bu kavramın teferruatında takılıp kalmamak gerekiyor.
    • Tüketim ve üretim yönetiminde değişiklik yapmak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için hayatta kalabilmek için zorunlu.
    • Antarktika'daki buzulların erimesi, kapitalist üretim tarzının uluslararası şirketlerin iştahını kabartan bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
    1:13:24Yerel Güvenlik ve Milli Güvenlik
    • Gelecekte "milli güvenlik" kavramı yerini "yerel güvenlik" kavramına bırakacak ve 2050'de Türkiye'nin nüfusu mültecilerle birlikte 130 milyona çıkabilir.
    • Dünyanın nüfusa ihtiyaç duyan bölgeleri ve fazla nüfusu olan bölgeleri olduğu için uluslararası sınırların mevcut durumdan çıkması gerekiyor.
    • Avrupa Birliği, Rusya ve ABD gibi bölgelerde de bu sorun tartışılmaya başlanacak.
    1:15:08Kapitalizm ve Neoliberalizm Tartışması
    • Kapitalizm sistemi 600 senedir varlığını sürdürüyor ancak 1970'lerden sonra çok uluslu şirketlerin katkılarıyla sistem raydan çıktı.
    • Karbon emisyonlarının hızlandığı dönem, 1970'lerden önceki "kapitalizmin altın çağ"ı olan ikinci dünya savaşı sonrası dönemde denk geliyor.
    • Neoliberalizm döneminde spekülasyon ve finansal krizler artarak gezegeni bir kumarhane masası gibi görmeye başlandı.
    1:17:54Ekonomik ve Ekolojik Çözümler
    • Yerelleşme, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olacak ve artık ülkeler düzeyinde değil yerel coğrafyalar üzerinde değişkenler konuşulacak.
    • Piyasanın yeniden regülasyonu ve fosil yakıtların toprağın altında bırakılması gerekiyor.
    • Kentler, iklim değişikliğiyle mücadelede öncelikli aksiyon alanları olmalı ve yerel düzeyde başlamalı.
    1:20:30Otomotiv Endüstrisi ve Çevre
    • Elektrikli otomobil endüstrisi "sıfır ve çevre dostu" argümanlarıyla pazarlanmasına rağmen, pil üretiminin yarattığı çevre kirliliği fosil yakıtlı araçlarla rekabet edebilecek seviyede.
    • Otomotiv endüstrisinin yarattığı kirlilik üzerine gelecek öngörüler önemlidir.
    1:20:55İklim Değişikliği ve Kişisel Sorumluluk
    • Konuşmacı, insanların iklim değişikliği nedeniyle arabalarından vazgeçmediğini ve kendi rahatlarından vazgeçmedikleri için bu problemin içinde olduklarını belirtiyor.
    • En önemli aktörün biziz ve biz ne zaman rahatımızdan vazgeçmeye karar verirsek, o zaman şehirler, devletler ve şirketler bize uyacaklarını vurguluyor.
    • Otomobilin insanlığın yarattığı en geri zekalı araç olduğu ve bugün ona verdiğimiz enerjinin sadece yüzde biriyle bizi taşıdığı, geri kalanının boşa gittiği iddia ediliyor.
    1:24:04Yeşil Dönüşüm Maliyetleri
    • Avrupa Birliği'nin net sıfır emisyon ve yeşil dönüşüm tasarımlarının toplam maliyetinin 2050'ye kadar 30 trilyon avro olacağı belirtiliyor.
    • Bu maliyette en önemli kalemin enerjinin dönüştürülmesi ve ulaşım sektörünün dönüştürülmesi olduğu vurgulanıyor.
    • Maliyetlerin sadece iktisatçılar tarafından anlaşıldığı, fayda maksimizasyonu yaparken sadece maliyetlerden bahsedildiği belirtiliyor.
    1:26:12Tüketim ve Üretim İlişkisi
    • İklim değişikliği sorununda "Çin kötü, Amerika kötü, biz iyiyiz" düşüncesinin yanlış olduğu, hepimizin aynı gemide olduğu vurgulanıyor.
    • Önemli olan hesapların ülkelere değil, bireylerin tüketiminden hesaplanması gerektiği belirtiliyor.
    • Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve talep eğrisinin düzenlenmesinin öncelikli olduğu, ardından üretime bakılması gerektiği iddia ediliyor.
    1:29:07Türkiye ve Yeşil İklim Fonu
    • Türkiye'nin Paris iklim anlaşması tarafı olmadan önce UNFCCC sekreterine çıkma talebi getirdiği ve 2017 Ekim'de bu talebin geri çekildiği belirtiliyor.
    • Yeşil iklim fonu adı verilen kutunun 2009 yılından beri her sene 100 milyar dolar para birikeceği ve şu anda 1,20 trilyon dolara varması gereken biriktirme yapacağı umulduğu anlatılıyor.
    • Gerçekten 12 sene içerisinde sadece 10 milyar dolar birikince, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne 3 milyar dolar karşılığında anlaşmayı onaylaması ve 500 milyon tonluk emisyon pazarını Avrupa Birliği'nin radarına girmesinin olduğu belirtiliyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor