Buradasın

Kur'an'da Anlatılan Kavimler ve Megalitik Yapılar

youtube.com/watch?v=O-NQu2VVGwE

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, "Dünyanın Kara Kutusu" serisinin bir bölümü olup, bir konuşmacının Kur'an'da anlatılan helak edilmiş kavimler ve dünya genelindeki megalitik yapılar hakkında bilimsel ve dini bir inceleme sunduğu belgesel formatında bir içeriktir.
Video, Kur'an'da bahsedilen Ad ve Semud kavimlerinin Akad ve Sümer uygarlıklarına ait olduğu iddiasını savunarak başlamakta, ardından dünyanın farklı bölgelerindeki kayaya oyulmuş megalitik yapıların özellikleri ve tarihsel önemi incelenmektedir. Konuşmacı, bu yapıların MÖ 3000'e ait olduğunu, aynı teknolojiyle yapıldığını ve günümüzde bile yapımı zor olan antik bir teknolojiye sahip olduğunu belirtmektedir.
Video ayrıca, Akad İmparatorluğu'nun yıkılışının nedenlerini Oxford Üniversitesi'nden Stasy Carolin ve ekip arkadaşlarının çalışmaları, İran'daki Demavend mağarasındaki sarkıtlar ve çeşitli arkeolojik buluntular üzerinden bilimsel kanıtlarla açıklamaktadır. Hz. Hud'un hikayesi, Ad kavmi ile ilgili Kur'an-ı Kerim'deki anlatımlar ve arkeolojik buluntular da videoda ele alınan konular arasındadır.

Kur'an'da Anlatılan Kavimler: Kur'an'da anlatılan yok edilmiş kavimler sadece küçük kasabalar değil, şehir şehir yayılmış ülkelerdir.
Kur'an'da anlatılan bu kavimler en önemli ve en büyük helak olmuş uygarlıklardı.
Kur'an'da çoğunlukla dünyanın merkezine gönderilen peygamberler ve bu bölgede yaşayan kavimler anlatılmıştır.
01:40Megalitik Eserler: Helak olmuş bu kavimlerin çok güçlü uygarlıklar olduğunu, yarım kalmış, harabe olmuş megalitik eserlerden anlıyoruz.
Herkesi hayrete düşüren antik megalitik eserler dünyanın her yerinde mevcuttur.
Bu eserlerin ortak özellikleri: tarihleri bilinemeyecek kadar eski olmaları, sert ve ağır kayalardan inşa edilmiş olmaları ve bilinmeyen bir antik teknoloji ile yapılmış olmalarıdır.
02:47Mu Kıtası ve Akad-Sümer İmparatorlukları: Mu, Akad ve Sümer ülkeleri birbirine yakın dönemde yaşamış ve aynı teknolojiyi kullanmış ülkelerdir.
Aynı Mu döneminde yapılan ve sular altında kalan megalitik yapılarla Giza piramidi, Maya piramidi ve Petra ile Madain Salih antik yapıları benzer teknolojinin ürünüdür.
Giza piramidi aslında Mısır'ın en eski tufan öncesi yapılmış piramidi olup, içindeki deniz suyu ve sfenksteki yağmur aşınmalarından büyük tufana maruz kaldığı anlaşılır.
04:41Tufan ve Sümerler: Tufan ile dünyayı kolonileştirmiş olan Mu kıtası batmış, dünyanın bazı yerleri bu sel felaketinden etkilense de sular bir süre sonra geri çekilmişti.
Akad ve Sümerler kendi antik kayıtlarında tufanı ve Mu kıtasını yazmış, kabul etmişlerdir çünkü tufanı yaşamış ve tufandan sonra dünyada süper güç olmuşlardır.
İlk süper güç Mu tufandan sonra artık yoktu ve bu yüzden de en eski tufan efsaneleri Sümerlerindi.
05:40Ad ve Semud Kavmi: Kur'an'daki Ad ve Semud kavmi, Nuh tufanına yakın bir zamanda yaşamış kavimlerdi.
Bu kavimler tufanı görmüş, bir kısım zararlarını yaşamışlardı.
Ad ve Semud kavimleri Nuh'un soyundan gelmemiş, uzun süre boyunca putlara tapıyor olmaları ve Mu'nun helakına şahit olmuş olmaları bu görüşü desteklemektedir.
07:33Nuh Tufanı ve Gemisi: Kur'an'da anlatıldığı üzere tufan, Hz. Nuh'un tebliğ ettiği bölgeyi yok etmiştir, diğer bölgelerde sular dağların seviyesine ulaşmamıştır.
Nuh'un gemisi tufan sonrası Judi'ye (tepe anlamına gelen) oturmuştur.
Tufanın tevratta ve diğer efsanelerde anlatıldığı gibi tüm yeryüzünü ve tüm dağları yutmadığı, sadece belirli bir bölgeyi kaplamış olduğunu Kur'an'dan öğrenmektedir.
08:33Nuh Geminin Aranması: Birçok bilim adamı Nuh'un gemisini araştırmaya koyulmuş, birçoğu da geminin Türkiye topraklarında olduğuna dair ipuçlarına ulaşmıştır.
Alman bilim adamı Fredrich Bender, Judi dağı'nda bulduğu katrana benzer madde ile birbirine yapışmış kalın tahta parçalarını analiz ettirmiş, sonuçta katranımsı maddenin 5000, tahta parçalarının ise 6600 yıllık olduğu açıklanmıştır.
Kur'an'da geminin tek parça halinde ibret-i alem olacak şekilde bulunacağı yazmaktadır.
10:07Tufandan Sonraki Dünyada Yeni İmparatorluklar: Nuh'un oğulları Ham, Sam ve Yafes'in soyu yeni dünyanın merkezine yayılmış ve hakim olmuştur.
Yafes Türklerin, Sam Avrupalıların, Ham ise Arapların babasıdır ve bu üç ırk tufandan sonraki yeni dünyanın büyük imparatorluklarını kurmuşlardır.
Tufandan sonra Ortadoğu'da Akad ve Sümer devletleri ilk kurulduklarında dip dibe bile değil, neredeyse iç içe yaşıyorlardı ve aynı dini inancı, dili, medeniyet seviyesi ve teknolojiye sahiptiler.
11:20Akad ve Sümer Uygarlıkları: Akad ve Sümer uygarlıkları, Mu'nun özelliklerine birebir benziyordu ve Kur'an-ı Kerim'de Nuh kavminden sonra kurulan Ad ve Semud kavimlerinin dünyanın yöneticisi olduğu anlatılır.
Akad şehri, MÖ 6500 yıllarında kurulduğu tahmin edilen Sümer şehirlerinden biriydi ve daha sonra Akad imparatorluğu'na bağlandı.
Akad ve Sümer'in tam tarihleri bilinmemektedir, Sargon'un hüküm sürdüğü MÖ 2350-2250 arası sadece tahminlerdir.
13:18Akad İmparatorluğu'nun Kuruluşu: Akad ilk kralı Sargon, önceleri Sümer krallığı'nda bir memurdu, sonra yönetimi ele geçirdi ve Akad imparatorlukunu kurdu.
Sümer dili kutsal bir dil olarak kalmaya devam etti ve bilinen hiçbir dil ailesine ait olmadığı için dil biliminde yalıtılmış bir dil olarak kabul edilir.
Akadca MÖ 2000'de konuşma dili olarak Sümerce'nin yerini aldı, Sümerce ise törensel ve edebi amaçlarla kullanılmaya devam etti.
14:18Akad ve Sümer Uygarlıklarının Benzerlikleri: Akad ve Sümerlerin yöneten insanların iri yapılı olması bir benzerliktir, tarihçilerin bildirdiğine göre Akadlılar normal insanlardan daha iri ve güçlülerdi.
İslam alimleri Ad kavminin boy itibariyle Hz. Adem'den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır.
İlk Sümer hükümdarlarından Gılgamış, resimlerde dev şeklinde tasvir edilir ve Gılgamış efsanesinde tufandan kurtulduğu anlatılır.
15:38Ad Kavmi ve Sargon'un Benzerlikleri: İslam kaynaklarına göre Ad kavminin lideri Şeddattır ve temel hedefi yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmekti.
Hz. Hud'a göre Ad kavmi, Nuh kavminden sonra yerine geçtiler ve bedenen güçlü, kuvvetli, gösterişli kılındılar.
Sargon, Mezopotamya'da siyasi birliği sağlayarak dünyanın bilinen ilk imparatorluğunu kurmuştu ve imparatorluğun sınırları geniş bir alana kadar uzanmaktaydı.
17:13Akad İmparatorluğu'nun Etkisi: Akadlılar kendilerini çevreleyen topraklara boyun eğdirmekle övünüyorlardı ve etkisi imparatorluk sınırlarının ötesinde de hissedildi.
Sargon yıllarca tüm dünyayı tek bir imparatorluk altında birleştirmek için savaştı ve dünyayı ele geçirmek için her türlü zulmü işledi.
Akad kralı Rimuş, Sümer şehir devletlerinin toplu katliamını başlattı ve bu yıkımların titiz kayıtlarını tuttu.
18:26Ad Kavmi ve Akad İmparatorluğu'nun Kötülük Sistemi: Hem Ad kavminin hem de Akad imparatorluklarının dünyayı istila edip bir kötülük sistemi kurmuş olmaları bir benzerliktir.
Hadislerde ve Kur'an'da anlatıldığına göre Ad kavmi dünyaya olabildiğince yayılmış, ülkeleri ele geçirmiş ve insanlara zulmetmişlerdi.
Ad kelimesinin Arapça'daki manası "avdet eden, saldıran, zulüm yapan, tecavüz eden" anlamına gelir.
20:50Ad Kavmi ve Akad İmparatorluğu'nun Dini İnançları: Hem Ad kavminin hem de Akad imparatorluklarının aynı dini inanca ve ideolojiye sahip olması bir benzerliktir.
Akad ve Sümer tanrılarının Mu'daki gibi uzaylılar, yani cinler olduğuna inanılırdı.
Akad ve Sümer tanrıları olan Anunnakiler insan benzeri olarak tasvir edilirler ama doğaüstü güçleri vardır ve insanlara görünmezler, yani boyut varlıklarıdırlar.
22:03Akad İmparatorluğu ve Anunnakiler: Anunnakiler tufandan önce var olan ve tufandan sonra Akad ve Sümerlere tanrılık yapmaya devam eden bir grupdır.
Akadlılar, kendilerinden önceki Mu kavmi gibi çok tanrılı dine inanıyor ve şeytanların emrettiği kötülükleri ibadet olarak işliyorlardı.
Mu kıtasının tanrıları, İslam dininde cin olarak bilinen gri uzaylılar (Tiki) ve yılan kılığında olan Reptilian uzaylılardı.
23:14Ad Kavmi ve İnançları: Ad kavmi, kendilerinden önce yaşamış ataları olan Nuh kavmi'nin sistemini ve ideolojisini devam ettirmişlerdir.
Ad kavminin tanrıları insanları çarpıp psikolojilerini bozacak yeteneğe sahipti, bu tanrılar cinler (uzaylılar) olarak tanımlanmıştır.
Ad kavmi, Hud Peygamberin getirdiği gerçeklere karşı çıkmakta ve sahip oldukları şeytani ideolojiyi bırakmayıp insanlara zulüm etmekte diretmişlerdi.
25:01Ad ve Akad İmparatorluğu'nun Coğrafyası: Kur'an'da Ad ve Semud kavminin yerlerinin Mekke'ye yakın olduğu, harabelerinin Mekkeliler tarafından görülebildiği anlatılmıştır.
Tarihçilere göre Akad ve Sümer imparatorlukları da Mekke ve Medine'ye yakın yerlerde ikamet etmiştir.
Cahiliye Arapları, kerpiçten evleri zor yaparken, kayalara oyulmuş muhteşem mimariye sahip yapıların nasıl yapıldığını ve bu kavimlerin nereye kaybolduklarını anlamıyorlardı.
26:25Devler ve Melezler: Hem Ad kavmindeki hem de Akad ülkesindeki dev yapılı insanlar cin ve insan çiftleşmesinden doğma melezlerdi.
Nuh tufanı döneminde devler etkin olmuş, tufandan sonra da tüm dünyada var olmuş ve hatta krallık yapmışlardır.
Akad kralı Sargon'un annesi bir "değişken" (peri/cin) olduğu, kendisi de dev bir yapıya sahip olduğu antik metinlerde anlatılmaktadır.
28:31Ad Kavminin Teknolojik Özellikleri: Ad kavmine verilen teknoloji ve bedensel güç ile tüm dünyada iktidar olmuştu.
Ad kavmine verilen özellikleri, normal insanlarda olmayan boyut varlıklarına ait bir kısım özellikler de vardı.
Hadis-i şeriflerde anlatıldığına göre yakın zamanda gelecek olan Deccal de dev olacaktır ve harikulade sihir ve manyetizma gibi özelliklere sahip olacaktır.
30:18Megalitik Yapılar: Hem Ad kavminin hem de Akad İmparatorluğu'nun üstün bir mühendislik teknolojisine sahip olmasıdır.
Kur'an-ı Kerim'de Ad kavminin yüksek bir inşaat teknolojisine sahip olduğu belirtilmektedir.
Tüm dünyada aynı tarz, stil ve mimari ile kayalara oyularak yapılmış megalitik yapılar vardır ve bunların üzerinde yazı yoktur veya Mu kavmindeki semboller bulunmaktadır.
32:22Antik Megalitik Yapıların Ortak Özellikleri: İslam kültüründeki cinlerin uzaylılar olduğu ve antik çok tanrılı dinlerde bu uzaylılara tapıldığı iddia edilmektedir.
Tüm bu yapıların aynı döneme (MÖ 3000 civarında) tarihlenmesi, bugün bile yapımı zor olan antik teknoloji ile yapılmış olması ve yapıları inşa eden uygarlıkların ani şekilde yok olması ortak özelliklerdir.
Bu yapıları yapan uygarlıkların Akad ve Sümerler olduğu, bu teknolojiyi de Tufan öncesi Mu kavminden aldıkları iddia edilmektedir.
34:20Devlerle İlişkili Antik Yapılar: Dünyanın her yerinde bulunan antik dönem yapılarında devlerin resimleri, heykelleri ve ayak izleri bulunmakta, devlerle ilgili mitolojik anlatımlar ve efsaneler vardır.
Bu antik megalitik yapıların dönemi ve teknolojisi, kayaya oyularak yapılmış antik dönem yapılarınkine benzerdir.
Devlerin boyu genel olarak 2,5-3 metre civarında olduğu için, tonlarca ağırlıktaki megalitik taşları hareket ettirmek için teknolojik bilgiye ihtiyaçları vardı.
35:25Kur'an'daki İsimler ve Antik Yapılar: Kur'an'da Semud'un kayaları oyarak inşaat yaptığı ve Ad kavminin sütunları olan benzeri görülmemiş inşaatlar yaptığı anlatılır.
Tüm dünyada hem kayaya oyulmuş hem de sütunları olan antik yapılar mevcuttur.
Arap Yarımadası'ndaki Petra ve Madain Salih antik şehirlerindeki yapılara benzer yapılar dünyanın her yerinde bulunmaktadır.
36:09Türkiye'deki Kayaya Oyulmuş Yapılar: Antalya civarında Likyalılardan kalma yapıların MÖ 3000'den beri var oldukları bilinmektedir ve bu yapılar Petra ve Madain Salih'teki yapılarla neredeyse aynıdır.
Likya bölgesinde Demre'deki Mira antik kalıntıları, Kantos Vadisi'ndeki Tulos kaya mezarları, Kaunos kaya mezarları ve Fethiye'deki Amintaş gibi kaya mezarları bulunmaktadır.
Bu eserlerin üzerinde neredeyse hiç yazı olmaması, başlangıçta yazısız inşa edildikleri ve aynı elden çıktıklarını gösterir.
37:48Dünyanın Diğer Bölgelerindeki Benzer Yapılar: Türkiye'deki Termessos antik kentindeki yapılar, İran'daki Nakseus Dam'daki Darius'un mezarı gibi benzer yapılar bulunmaktadır.
İran'daki bu eserin üzerindeki eski Fars çivi yazısının Akat ve Sümerceye benzerliği, yapıyı Akat ve Sümerlerle bağlar.
İtalya'daki Pantalica nekropolündeki yapılar kireç taşından yapılmış olsa da Petra'daki ile aynı şekilde yapılmıştır.
39:49Hindistan ve Gürcistan'daki Antik Yapılar: Hindistan'daki kayaya oyulmuş antik yapılar içinde dev figürlerini içerir ve bu figürlerin boyu yaklaşık 3 metredir.
Gürcistan'daki antik Vardiza kenti, Hıristiyan Gürcüler tarafından yapıldığı söylense de geçmişi Tunç Çağına kadar gitmektedir.
Vardiza'daki mağaraların 13 kat aşağı indiği ve binlerce kişiyi iskan ettiği söylenmektedir, bu açıdan buranın antik teknoloji ürünü olduğu ve sonra savaştan kaçan insanların kullandığı iddia edilmektedir.
41:28Kapadokya Yeraltı Şehirleri: On üç katlı yapılar inşa etmek üstün bir mühendislik teknolojisi gerektirmektedir.
Kapadokya yeraltı şehirleri, Hıristiyanların yaptığı zannedilse de, aslında Hz. İsa'nın doğumundan 2000 yıl önce kurulan Hitit medeniyetine aittir.
Kapadokya'daki antik yapılar, Hititlerde de görülen dev insan kabartmalarıyla bağlantılıdır.
42:40Diğer Yeraltı Yapılar: Derinkuyu yakınlarında Kaymaklı, Özkonak, Acıgöl, Mazı, Özlüce ve Sivas'a yeraltı şehirleri de bulunmaktadır.
Mardin'deki Deyrülzeferan manastırı, antik bir güneş tapınağı üzerine yapılmıştır ve taşları aralarında çimento kullanılmadan tutturulmuştur.
Lalibela kiliseleri, ilk dönem Hıristiyanlarına ait olduğu zannedilse de, son keşifler buranın çok daha eski olduğunu göstermektedir.
43:59Dünyadaki Megalitik Yapılar: Peru'daki Kusko mağaraları, MÖ 1400'den kalma seramik çanak çömleklerle tarihlendirilmiştir ve yumuşak kaya olan volkan tüfüne oyulmuştur.
Çin'deki antik Guyaju yapısı, kayaya oyularak yapılmış olup her odanın bir yerleşim yeri olduğu belli olmaktadır.
Bu yapıların bazıları MÖ 3000'den farklı zaman dilimine tarihlense de, hiçbirinin esasında tam tarihi bilinmemektedir.
44:43Taş Yapıları Tarihlendirmek: Arkeologlar taş yapıları karbon 14 metoduna göre tarihlendirirler, ancak bu yöntem canlı varlık kalıntısı bulunmaya çalışarak sonuç verir.
Giza piramiti örneğinde, çevresindeki fosillerin farklı tarihlerde ölmüş olması nedeniyle tarihi MÖ 3000'lerden MÖ 10.000'lere kadar değişmiştir.
Göbeklitepe, tamamen toprağa gömülü halde bulunması nedeniyle MÖ 10.000 olarak tam bir tarihle bilinmektedir.
46:48Türkiye'deki Antik Yapılar: Şanlıurfa'daki Kızıl Koyun nekropolündeki yapılar, nispeten yumuşak kireç taşına oyularak yapılmış olup en az 75 antik yapı bulunmaktadır.
Bu yapıların MÖ 200'lerde yapıldığı söylense de, bu tarih burayı daha sonra mezarlık olarak kullanan medeniyetin tarihidir.
Van ve Tunceli illerinde Urartulara ait olduğu söylenen kayaya oyulmuş antik yapılar vardır ve MÖ 2000'li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir.
48:31Megalitik Yapıların Özellikleri: Tüm dünyada benzer türde sayısız megalitik eser bulunmaktadır.
Bu megalitik yapıların en çok bilinen ve en eski olanları taş çemberler, menhirler ve dolmenlerdir.
Taş çemberler, menhirler ve dolmenler tüm dünyada sayısız adette bulunmakta ve hepside birbirlerine benzemektedir.
49:04Megalitik Yapılar ve Dolmenler: Bazı mehirlerin astronomik işlevleri olduğu düşünülmektedir ve uzaylılara benzer tarzda yapılmış olan bu mehirlerin tanrıları simgelediği açıktır.
Ermenistan'daki mehirlerde antik yılan olan Vishkar'ın kabartmaları bulunmaktadır ve eski ermeni masallarında güneş tanrısı Ari'nin dev ırkına taş blokları taşıyıp inşa ettirmesi anlatılmaktadır.
Stonehenge gibi taş çemberler güneş ve ay astronomik hizalanmalarının bilindiğinin kanıtlarıdır ve taş çemberlerin en eskisi Türkiye'de bulunan Göbeklitepe'dedir.
50:24Dolmenlerin Özellikleri: Dolmenler arkeologlar tarafından portal mezar olarak adlandırılır ve birçok portal mezarın insan kalıntıları içerdiği bulunmuştur.
Dolmenlerin birincil işlevinin mezarlık olarak kullanılıp kullanılmadığı tartışılırken, tanrıları anmak için yapılmış mini ibadethaneler olma ihtimali yüksektir.
Dolmenler dünyanın hemen her yerinde benzer şekilde bulunmaktadır ve dolmenlerin teknolojisi ile kayaya oyulmuş antik yapıların teknolojisi aynıdır.
51:46Dolmenlerin Özellikleri ve Özellikleri: Dolmenlerin üzerinde diğer antik dönem mega yapılarında olduğu gibi yazı yoktur, bazılarında çok tanrılı dinlere ait resim ve semboller bulunmaktadır.
Dolmenlerin geneli MÖ en az 3000'li yıllara tarihlenmeleridir ve birçoğunun devler tarafından yapıldığı veya devlerle ilgili olduğuna dair efsaneler bulunmaktadır.
Dolmenlerin tüm dünyada kayaya oyulmuş yapılar gibi yaygın ve aynı tarzda olması, dünyaya yayılmış güçlü bir uygarlık tarafından yapılmış olduklarını göstermektedir.
52:22Dolmenlerin Kültürel Önemi: Bir çok yerde dolmenlerin dini bir değeri ve kutsallığı vardır, hatta günümüzde bile bazı bölgelerde pagan ve putperest dinlerin mensupları tarafından ayin yapma yeri olarak kullanılırlar.
Dolmenler aynı Akad ve Sümerlerin çok tanrılı dinlerine ait, onların devleri ile bağlantılı, onların zamanında, onların tarzı ve teknolojisi ile yapılmış yapılardır.
Kayaya oyulmuş eserler, mehirler ve dolmenler, Mu kıtası'ndan arta kaldığını ispatladığımız okyanus adaları'nda da bolca bulunmaktadır.
53:13Dolmenlerin Devlerle İlişkisi: Dolmenler neredeyse her kültürde devlerle ilişkilidir; Almanca'da Hunne Grab, Hollanda'da Hunebat, Malta'da Sunsuna, İspanya'da Jantilaklarla ilişkilidir.
Baskı efsanelerine göre devler, Fransa'nın Brittany kentindeki Karnak'ın inşasından sorumludur ve Rusya'daki dolmenlerin de devlerin yaptığına inanılır.
Hindistan'daki Seddi Puniam dolmenleri ile ilgili efsaneler, dev ırkın bölgeyi terk ettiğini ve medeniyetlerini hatırlatmak için anıtların ayakta bırakıldığını söylüyor.
54:05Tarihte Devlerin Anlatımı: Tarihin birçok döneminde birçok tarihçi dolmenleri devlerin yaptığını yazmıştır ve özellikle İncil ve Tevrat'ta tufan zamanı devlerin varlığı bu inancı güçlendirmiştir.
MÖ 400'de Yunan şairi Homeros "bir zamanlar yeryüzünde devler vardı" demiştir ve Eski İrlanda mitolojisinde dev bir deniz insanları olan Farmorak'ı vardır.
Kuzeybatı Avrupa'nın İskandinav ve diğer Germen halkları tarafından devlerle ilgili daha fazla hikaye anlatılmıştır.
55:31Devlerin Özellikleri ve Dolmenler: İtalya'nın Monte Prama bölgesinde bilinemeyecek kadar eski bir tarihte Akınlar düzenleyen devlerin boyları 2,50 metre şeklinde tasvir edilmiş ve heykelleri yapılmıştır.
Buralara "dev mezarı" denmesinin sebebi devlerin buraya gömülmesi değil, devlerin kurbanları burada öldürüldüğü içindir.
İrlanda'da bir dolmenin dibinde MÖ 3800'de ölmüş onlarca ceset bulunmuş ve tarihçiler bunların insan kurbanı ritüelinde olduğunu düşünmektedir.
56:31Dolmenlerin Modern Anlamı: Pagan Durui rahipleri dolmenlerde tanrılarına insan kurban etmiştir ve Hristiyanlık geldikten sonra büyücülerin ve cadıların dolmenlerde siyah keçiler kurban ettikleri anlatılır.
Günümüzde Masonların dolmenlerde veya dolmen tarzı antik yerlerde toplandığı dedikoduları da yaygındır.
Ad Kavmi dönemindeki üstün teknoloji ile tepelere yerleştirilmiş anıtlar yapılmış, dağları yontmak, saraylar yapmak ve yüksek tepelere işaretler yerleştirmek için inşaat fabrikaları kurulabilmişlerdir.
58:11Megalitik Anıtlar ve Akad İmparatorluğu: Tepe noktalara yapılmış antik anıtların tarihi çok eski olduğu bilinmekle beraber, haklarında genel olarak başka bilgi yoktur.
Bu anıtlar, piramitler gibi çok eski bir dönemde bilinmeyen, anlaşılamayan antik teknoloji ile yapılmış ve yerleştirilmiştir.
Kur'an'da anlatılan anıtlara çok benzeyen dolmenler, insanların yaşam yerlerine yakın tepelik bölgelere yapılmış ve çoğu efsanede devler tarafından yapılmıştır.
59:03Megalitik Yapıların Özellikleri: Dünyanın farklı yerlerinde aynı zaman diliminde ve aynı şekilde yapılmış bu megalitik anıtları yapanlar, dünyaya yayılmış ve antik inşaat teknolojisine sahip iri yapılı insanlar olan Akadlardan başkası olamaz.
İnsanların dolmenlerle ilgili efsaneleri vardır: devlerin mezarları, tahtları, kurban sunakları, doğaüstü varlıkların kutsal yerleri gibi.
Portekiz'deki antik yapılar Maura adı verilen esrarengiz boyut varlıkları ile devlerle ve yılan kılığında büyülü varlıklarla bağlantılıdır.
1:00:44Megalitik Yapıların Kültürel Önemi: İrlanda'da dolmenlerin periler tarafından inşa edildiği ve hala bu periler tarafından korunduğu söylenmektedir.
Endonezya'nın Güney Sulawski dağlık bölgesindeki Toraja halkının megalitik kültürü MÖ 2500'lü yıllara kadar uzanır.
İtalya'nın Sardinya bölgesinde MÖ 3500'lü yıllara tarihlenen yüzden fazla dolmen vardır.
1:01:59Megalitlerin Küresel Dağılımı: Güney Asya'daki megalitler MÖ 3000'den önce tarihlenirken, Güney Hindistan'daki megalitlerin tarihi MÖ 5000'e kadar uzanıyor.
Megalitler Güney Asya'nın hemen hemen her yerinde bulunur, Malezya, Endonezya, Afrika'nın birçok yerinde ve okyanus adalarında da vardır.
İskandinav megalit mimarisi MÖ 3500'lü yıllara kadar tarihlenmektedir.
1:02:40Megalitlerin Amaçları: Bilim adamlarına göre megalitler, sınır işaretleri olarak hizmet etmekten, geçmiş olayları hatırlatmaktan toplumun dininin bir parçası olmaya kadar çeşitli amaçlar için kullanılmıştır.
Asa ve balta gibi yaygın motifler, siyasi gücün sembolleri gibi görünmektedir.
Hindistan, Malezya, Polinezya, Kuzey ve Güney Afrika, Kuzey ve Güney Amerika'nın yerli halkları arasında bu taşlara tapınma veya bu taşların bir ruhu veya tanrıyı sembolize etmek için kullanıldığına inanılıyor.
1:03:24Megalitlerin Tarihi ve Teorileri: 1805'te Jaquas Camry'nin Kelt etimolojisi üzerine kitabı, Keltlerin antik yılan rahipleri olan Druidler ile megalitler arasındaki bağlantıları göstermiştir.
Bazı megalitlerin dibinde mezar bulunması onların mezar amacıyla yapıldığı zannedilmesine yol açmıştır, ancak dibinde mezar olmayan da birçok megalit vardır.
20. yüzyılın başlarında bazı akademisyenler tüm megalitlerin tek bir küresel megalitik kültüre ait olduğuna inanırken, karbon-14 yöntemiyle farklı zaman dilimleri de ortaya çıkabilmektedir.
1:04:26Akad İmparatorluğu'nun Sonu: Hem At kavmi hem de Akad İmparatorluğu'nun büyük bir kuraklık ve fırtınası ile yok olması vardır.
Kur'an'da anlatıldığına göre, At kavmi bekledikleri ve yağmur getirdiğini zannettikleri bir bulut gördüklerinde, bu bulut onları yok edecek bir kasırga getirmiştir.
İngiltere Oxford Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Akad İmparatorluğu'nun tahminen 4200 yıl önce kuraklık ve kum fırtınalarından dolayı dağılarak yok olduğunu ortaya çıkarmışlardır.
1:08:02Akad İmparatorluğu'nun Tarihi: İran'da dikitler üzerine yapılan bir araştırma, Akad İmparatorluğu'nun düşüşünün, Mısır ve İndus Vadisi'ndeki büyük çöküşlerle aynı döneme denk geldiğini ve her üçünden de yaygın bir iklim olayının sorumlu olabileceğini ileri sürmüştür.
Kral Sargon'un kurduğu ve güçlü bir memur mekanizmasıyla idare edilen Akad İmparatorluğu, zamanının en güçlü süper devletlerinden biri kabul edilse de kurulmasından yalnızca 200 yıl sonra dağılmıştır.
Başkenti olan Akad kenti geriye iz bırakmadan yok olmuştur.
1:08:37Sümer Uygarlığının Sonu: Araştırmacılar, Mezopotamya'daki eski düzen yanlılarının Sargon ve soyundan gelenlere karşı savaş açtığını veya Gütiler'in istilaları nedeniyle güçlü devletin düşeceğini düşünürken, bazı tarihçiler, iklim bilimcileri ve jeologlar, Sümer uygarlığının felaketinin iklim şartlarından kaynaklandığını savunmaktadır.
Suriye'deki kazılarda, MÖ 2200'lü yıllarda Ortadoğu'da tüm büyük kentleri yok eden güçlü bir kuraklık dalgasının başlamış olduğu yönünde ipuçları bulunmuştur.
Oxford Üniversitesi'nden Stasy Carolin ve ekip arkadaşları, İran'ın kuzeyindeki Demavend kentinin yakınlarındaki mağarada son 5000 yıl içinde oluşan sarkıtları inceleyerek, imparatorluğun yok oluşuna kuraklığın yol açtığı konusunda doğrudan kanıtlara rastlamışlardır.
1:10:32Akad İmparatorluğu'nun Helakı: Bu iklim değişikliği "4.20 K olayı" olarak bilinmektedir ve Akad İmparatorluğu'nun başkenti Akad şehri bu felakette ya yok olmuş ya da tüm izleri silinerek bugün tam yerleri tespit edilememektedir.
Bilim adamları, Akad döneminden hem Sümerce hem de Akadca yazılmış yaklaşık 7000 metin belgelemiş olsa da, Akad şehri henüz bulunamamıştır.
Normal bir kuraklık olsaydı insanlar susuzluktan ölmeyi beklemez ve bir yere göç ederlerdi, ancak Akadların başkentleri de dahil tüm şehirleri arkalarından bir iz bırakmadan yok oldular, bu çok ani ve helak edercesine bir kuraklıktı.
1:11:53Akadların Yok Olma Delilleri: Akadların ani şekilde yok olduğunun bir delili, Akadların teknolojilerinin ve dillerinin de aniden yok olmuş olmasıdır; çünkü yaygın bir teknolojinin yok olması ancak bunları yapanların ani ve toplu şekilde yok olması ile açıklanabilir.
Akadca, Sümerce, Asurca, Urartuca gibi birbirine yakın dönemde yaşamış aynı dil ailesine sahip bu diller, günümüz dilleri ile belirgin bir genetik ilişkisi bulunmayan bir dil ailesine mensuptur.
Akad ve Sümerlerin tamamen yok olduğunun bir delili de bugün Akad veya Sümer soyundan olabilecek bir ırk olmamasıdır.
1:13:17Kur'an-ı Kerim ve Kayıp Şehirler: Tüm bu bilimsel veriler ve tarihi olaylar Kur'an-ı Kerim'i doğrulamıştır; Kur'an'da anlatıldığına göre Ad kavminin başkenti Irem şehri, hiçbir şehirde bulunmayan özellikte ve güzellikte sütunlarla kaplıdır.
Ronald Finess, "Kumların Atlantis'i" adlı kitabında Ubar veya Irem diye anılan kayıp şehrin peşine düşmüş ve kumlara gömülü bir bölge ile karşılaşmıştır.
Bölgeyi araştıran bilim adamları, bu şehrin yok olmasını ve kumlara gömülmesinin nedenini göktaşı çarpmasına bağlamıştır.
1:14:24Hz. Hud ve Kayıtları: Hz. Hud ve beraberindekiler Kur'an'da anlatıldığı üzere bu helaktan kurtulmuştu ve farklı dönemlerde farklı araştırmacılar tarafından Hz. Hud ile ilgili deliller bulunmuştur.
Emevi devrinde Muaviye bin Ebu Süfyan döneminde Ad kavminden kalan bir kitabe Hısnel Gurubta bulunmuştur ve 1834 yılında İngiliz arkeolog John Forester bu kitabeyi Aden çarşısı yakınlarındaki bir hisarın kalıntıları arasında mermerler üzerine kazılı olarak bulmuştur.
Kitabede yazanların bir kısmı "hükümdarlarımız Hud'un dininden doğru kanunu bize tatbik ettiler ve biz de inandık mucizelere, ölümden sonra dirilişe ve Allah'ın nefesiyle ölülerin diriltilmesine" şeklinde çevrilmiştir.
1:15:35Hz. Hud'un İzleri: Bu yazının bulunduğu bölge olan Hadramevt, Hz. Hud ile anılmaktadır ve Hadramevt kelimesinin manası "Hud'un kabri" demektir.
Bu bölgede Hz. Hud'a ait olduğuna inanılan birçok kabir olsa ve ziyaret edilse de Hz. Hud büyük ihtimalle belirtilen kabirdedir.
Hz. Hud'un kabrinin yakınlarında esrarengiz bir kayada bulunmaktadır; bu antik kaya hakkında pek bilgi yoktur ve sanki yerçekimine karşı koyuyormuşçasına dik durmaktadır.
1:16:55Akad İmparatorluğu'nun Sonrası: At kavminin yok olmasından sonra Semud kavmi (Sümerler) teknoloji ve güçleri ile onların yerine geçtiler.
Akad İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından bir başka yerli Sümer hükümdarı olan Lagaşlı Gudeha, yerel yönetime sahip olduğu ve Sargon krallarının tanrısallık iddialarının uygulamalarını sürdürdü.
Benzer bir son onları da beklemiştir.

Kur'an'da Anlatılan Kavimler ve Megalitik Yapılar

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir