Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Açık Diyalog İstanbul tarafından düzenlenen ve Akbank Sanat'ın katkılarıyla gerçekleştirilen, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu desteğiyle 15. İstanbul Bienali etkinlikleri kapsamında gerçekleşen bir konferanstır. Konferansın moderatörü Doçent Dr. Nevra Ertürk'tür ve konuşmacılar arasında Prof. Dr. Zeynep Alum, Murat Germen, Prof. Dr. Asman Türk, Prof. Dr. Ali Akay ve diğer akademisyenler bulunmaktadır.
- Konferans, kültür mirası ve komşuluk ilişkileri teması çerçevesinde dört uzman akademisyenin konuşmalarını içermektedir. Konuşmalar, tarihi yerleşimlerdeki komşuluk ilişkileri, kentleşme süreci, mahalle yapısı, kültürel mirasın korunması, kamusal alan kullanımı ve modernleşme sürecindeki sosyal değişimler gibi konuları ele almaktadır. Konferans iki turdan oluşmakta olup, ikinci turda konuşmacılar daha fazla görüntü sunmaktadır.
- Konferans sırasında İstanbul, Cumalıkızık, Mardin, Divriği, Tarsus, Antalya gibi farklı şehirlerdeki komşuluk ilişkileri, Rum mahallesi, Safranbolu, Fener-Balat, Ayvansaray ve Prizren gibi yerlerdeki kültürel miraslar, 1950'lerden günümüze kadar Türkiye'deki kentleşme süreci ve sosyal değişimler detaylı şekilde incelenmektedir. Ayrıca Latin Amerika şehirlerindeki kamusal alan kullanımından Abu Simbel örneği üzerinden kültürel mirasın sahteleştirilmesine kadar geniş bir yelpazede konular ele alınmaktadır.
- 00:51Konferansın Tanıtımı
- Açık Diyalog İstanbul tarafından düzenlenen ve Akbank Sanat'ın katkılarıyla gerçekleştirilen kültür mirası ve komşuluk ilişkileri konferansı, 15. İstanbul Bienali etkinlikleri kapsamında ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu desteğiyle gerçekleşmektedir.
- Konferans, iki saatlik bir dilim içinde kültür mirası ve komşuluk ilişkileri teması çerçevesinde tartışılacaktır.
- Konferans sonunda Açık Diyalog İstanbul'un kurucusu Billur Tansel bir teşekkür konuşması yapacaktır.
- 02:32UNESCO'nun Bakış Açısı
- UNESCO, 1946'da II. Dünya Savaşı'nın hemen akabinde Paris'te kurulmuş, hükümetler arası bir organizasyon olup, barışı eğitim, bilim ve kültür vasıtasıyla tüm dünyaya yaymak amacıyla kurulmuştur.
- UNESCO Dünya Mirası Listesi 1976'dan itibaren aktif olarak çalışmaya başlamış, 1978'den itibaren pek çok miras alanı listeye kaydedilmeye başlanmıştır.
- Günümüzde 2017 yılı itibariyle 1073 tane doğal, kültürel ve karma miras alanı listede kayıtlıdır.
- 04:50Konuşmacının Tanıtımı
- İlk konuşmacı Prof. Dr. Zeynep Alum, 1977 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden mezun olmuş ve 1971-2013 yılları arasında aynı kurumun öğretim kadrosunda çalışmıştır.
- Mimarlık tarihi ve kültür mirası korunması alanlarında uzmanlaşmış, Sıda Apollon Tapınağı'nın restorasyonu ve pek çok Türkiye'de ve yurt dışında danışmanlık ve restorasyon projeleri gerçekleştirmiştir.
- Ayasofya ve Divriği Ulu Camii Darı Şifası Bilim Kurulu üyesi olan hocamız, Cumalıkızık'taki koruma çalışmalarına da danışman olarak görev almaktadır.
- 06:53Komşuluk İlişkileri ve Kültür Mirası
- Komşuluk, kültürümüzde çeşitli özdeyişlerle vurgulanmış olup, dayanışma ve birbiriyle uyum içinde yaşamayla ilgili önemli bir konudur.
- Belli yerleşmelerin kuruluşundan itibaren aynı yerde yaşayan insanlar, aileler ve evlilikle oluşan ilişkiler zamanla daha da yakınlaşmaktadır.
- Göç dolayısıyla kırsal alandan şehirlere giden insanlar bazen tarihi evleri boş bırakıyor ve bu durum komşuluk ilişkilerini zayıflatmaktadır.
- 08:20Örnekler ve Değişimler
- Cumalıkızık, 19. yüzyıl mimarisiyle ve ailelerin yerliliğiyle önemli bir örnek olup, ailelerin evlerine sahip çıkmaları ve başkalarına satmamaları önemli bir konudur.
- İstanbul'da tarihi çevrenin korunmaya çok geç kaldığı noktalarda değişiklikler yaşanmış, örneğin Üsküdar'da Mimar Sinan'ın yaptığı 16. yüzyıl külliyesi çevresindeki 20. yüzyıl sonuna kadar mevcut olan ahşap mahalle apartmanlaştı.
- Mardin'de 19. yüzyılda bir kısmı göçle ayrıldığı için bugün daha çok Mardin'in köylerinden gelen insanlar var, ancak şehirlilerin de bir kısmı yaşamakta ve geleneklerini sürdürmektedir.
- 12:37Diğer Örnekler
- Sivas'ın Divriği ilçesi, nüfus kaybeden ancak geleneksel dokusunu büyük ölçüde devam ettiren bir yerleşme olup, Mengücek oğulları beyliğinden günümüze kadar devam eden Divriğili ailelerin özel kültürleri vardır.
- Tarsus'ta Roma dönemine kadar giden eski bir şehirde, tarihi merkezdeki büyük avlulu evler sahipleri tarafından terk edilmiş veya kiraya verilmiş durumdadır.
- Antalya'da da benzer durum yaşanmakta, kale içindeki tarihi yapılar yeni işlevlerle korunmaya çalışılmaktadır.
- 15:12Kültür Mirası ve Komşuluk İlişkileri
- Rum mahalleleri boşalmış, değişmiş ve kültür mirası turizm amaçlı kullanılıyor, ticari bir ilişki ağının kurulduğu görülüyor.
- Safranbolu 1970'lerde çok boşalmış evleri olan bir şehir olarak tescil edilmiş ve belediyenin olumlu yaklaşımıyla dünya mirası listesine girmiş.
- Yenileme projeleri, özellikle Ayvansaray'da, komşuluk ilişkilerini göz ardı eden, ticari amaçlı bir proje olarak uygulanmış.
- 17:22Komşuluk İlişkilerinin Değişimi
- Komşuluk etnik ve farklı inançlara sahip insanlar arasında da olabilir, saygılı bir gelenekle farklı inançlılar arasında saygı gösterilir.
- Prizren şehrinde Yugoslavya döneminde hem Hristiyan hem Müslümanlar yan yana yaşarken, sonraki ayaklanmalar ve baskılar sonucu komşuluk ilişkileri bozulmuş.
- Prizren'de Sinanpaşa Camii'nin sütunları bir manastırdan getirilmiş, ancak Sırp yönetiminin baskısı altında sütunların sökülmesine kadar gitmiş.
- 19:37Savaş Sonrası Komşuluk İlişkileri
- Kosovo ve Bosna'da savaş sonrası komşuluk ilişkileri çok değişmiş, insanlar kendilerini güvenli hissedebilecekleri dini topluluk olarak daha ağırlıklı bölgelere hareket etmiş.
- Foça şehrinde Evliya Çelebi'nin ziyaret ettiği caminin son cemaat yerindeki yazı günümüze kadar korunmuş, ancak şehirdeki dini Müslüman yapılar son savaşta yok edilmiş.
- Mostar şehrinde Sırp bombardımanı ve sonrasında Hırvatlar tarafından yapılan tahribat sonucu büyük kayıplar oluşmuş, UNESCO'nun desteğiyle projeler yapılmış.
- 22:22Komşuluk ve Kültür Mirası
- Dubrovnik kenti savaşta Sırp bombardımanıyla zarar görmüş, dünya mirası listesinde olduğu için Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden katkılarla bütünlüğüne kavuşmuş.
- Komşuluk ilişkileri devam ediyor ve Dubrovnik daha önceki turizm merkezi halinden daha fazla ilgi çeken bir merkez haline gelmiş.
- Konuşmacı, komşuluk ilişkilerinin önemini vurgulayarak, komşulukların fiziki olarak yan yana olmak zorunda kalmadığını, her an her yerde geçici olarak tesis edilebileceğini belirtiyor.
- 25:23Komşuluk ve Toplumsal Yapı
- Tepeden düşmeci tavırlarla (siyasi, finansal) zorla komşuluk yaratılamaz, bireylerin bizzat bireysel ve kolektif olarak uğraş vermediği bir toplumda gerçek komşuluk yoktur.
- Üretmekten çok tüketmeye yönlendirilen, rekabetin teşvik edildiği toplumlarda yalnızlık artıyor ve komşuluk azalıyor.
- Gecekondu mahallelerinde yatay bir hiyerarşi var, binalar çok yüksek katlı değil, arada yeşil alanlar bulunuyor ve yaşam alanlarının şekillenmesinde hemşehrilerin ciddi katkıları var, bu nedenle komşuluk sık görülen bir durum.
- 28:55Komşuluk İlişkileri ve İnsan Ölçeği
- Hemşehrilerin katkısı, sakinlerin katılımının komşuluk ilişkilerinin güçlenmesinde faydalı olduğu vurgulanıyor.
- İnsan ölçeğinin çok üzerine çıkan yerlerde komşuluk ilişkilerinin aksayacağı belirtiliyor.
- Devasal inşaatların insanı küçülttüğü ve bazı faşist hareketlerin mimari çıktılarında büyüklüğün insanları küçük hissettirmek için kullanıldığı ifade ediliyor.
- 30:16Aidiyet ve Mahal Oluşturma
- Aidiyet oluşabilmesi için yerin "mahal" oluşturabilmeli, bu da İngilizce'de "place making" olarak ifade ediliyor.
- Aidiyet için açık ve net iş birliği, imece ve katılımcı vatandaşlık eylemleri gerekiyor.
- Kentteki mimari yapılanmaların büyük çoğunluğunun hazır bir şey verildiği ve bireylerin toplumsal komşuluk oluşmasında katkısı olmadığı belirtiliyor.
- 31:28Miras ve Kültür
- Miras atalete geçmek için harcanacak bir birikim değil, kültür ve bellek kavramlarının bel kemiği olarak görülüyor.
- Kültürsel miras bir piyango değil, hak edilmesi gereken bir kazanımdır ve kişisel çıkarlar için tüketilmeyen kamusal bir birikimdir.
- Muhafazakarlık lafı geçerken, geleneklere hasar verilirse muhafazakarlıktan bahsedilemeyeceği vurgulanıyor.
- 32:39Dönüşüm ve Mülksüzleştirme
- Dönüşüm diye sunulan rant hareketi ile insanları mülksüzleştirip yerlerinden ettiğinizde aidiyet, komşuluk, bellek ve kültür yok edilmiş olur.
- Mülksüzleştirme yapıldıkça toplumun bu ana bileşenleri gitmeye mahkum olur.
- Ayrıştırıcı ve birleştirici şehir kavramları üzerine yapılan çalışmalar ve bu ayrışmanın fiziki, toplumsal ve siyasi cihetlerde yürütüldüğü belirtiliyor.
- 36:02Komşuluk ve Mekan İlişkisi
- Komşuluk kavramı genellikle mahalleyle neredeyse eş anlamlı olarak kullanılıyor, ancak günümüzdeki komşuluklar mekanın dışına çıkan, teknolojilerle birlikte kurabildiğimiz komşuluklar da dahil oluyor.
- Komşuluk sadece yan yana durma değil, tanış olma, yüz yüze ilişkiler, yardımlaşma, ahbaplık etme, konuşma, bellek oluşturma ve birlikte hareket etme kapasitesi geliştirme anlamına geliyor.
- Mahallede olumlu özelliklerin yanında baskı ve denetim de bir parçası olarak görülüyor.
- 38:37Yer ve Zaman İlişkisi
- Bir yer zaman içinde sosyo-kültürel yapıların, anlamların ve pratiklerin oluşturduğu katmanların üst üste gelmesiyle inşa oluyor.
- Bir yerin geçmişi statik olmaktan çok, bugünkü farklı anlatımlarımıza ve okumalarımıza bağlı olarak sürekli yeniden kuruluyor.
- Mahalleler kimi içine aldıklarıyla hem de kimi dışında bıraktıklarıyla kurgulanıyor ve farklı dönemlerde farklı tür komşuluklar ve mahalleler kurulmuş.
- 40:50Kentleşme ve Refah Devleti Dönemi
- Konuşmacı, kentteki yaşam kültürünün nasıl kurulduğunu ve zaman içinde nasıl değiştiğini sorgulamayı amaçlıyor.
- 1950'ler ve 1980'lerde kitlesel göçler, üretimin ve sanayileşmenin hızlanmasıyla büyük kentler ortaya çıkmış, konut alanları örgütlendirilmiştir.
- Bu dönemde Avrupa ve Amerika'da yaygın olan refah devleti uygulamaları (sosyal konutlar, sağlık ve eğitim harcamalarının kamunun üstlenmesi) tüm ülkelerde farklı şekillerde uygulanmıştır.
- 42:17Modernleşme ve Kent Yapısı
- Modernleşme, mekanı toplumsal dönüşümün hem ideolojik aracı hem de fiziksel ortamı olarak ele almış, modern kent uluslararası planlama ilkeleri ve mimari formlarla şekillenmiştir.
- Kent, çevrenin değiştiğinde bireyin davranışının da değiştiğine inanılarak homojen zonlara ayrılmış, işlevsel bölgeler olarak konut, üretim, ticaret ve kamusal alanlar oluşturulmuştur.
- Kent, eşitsizliklerin, çatışmaların ve bir araya gelişmelerin mekanıdır; karşılaşma olmadan kent olmaz ve bu karşılaşmaların kamusal alanlarda gerçekleşmesi gerekir.
- 43:41Mahalle ve Konut Alanlarının İkili Yapısı
- 1980'lere kadar İstanbul, İzmir ve Ankara gibi kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerde mahallelerin konut alanlarının planlı ve plansız (gecekondu) alanlar şeklinde ikiye ayrıldığı görülür.
- Orta ve üst sınıflar için mahalle ve apartmanlar yapılmış, 1950'lerden sonra kat mülkiyeti yasasıyla bahçelievler mahallesinin apartmanlara dönüştüğü ve kooperatiflerin (Levent ve Ataşehir) yaygınlaştığı belirtiliyor.
- Bu dönemde hala naif bir mahalle yaşamı var, bahçeler ve boş alanlar oyun oynanabiliyor, ancak dar gelirli kesimler için hemşehriliğe dayanan, altyapısı yetersiz yeni mahalleler oluşuyor.
- 45:24Gecekondu Alanları ve Sınıfsal Ayrışma
- Gecekondu alanları "kentleşemeyen köylüler" olarak görülmüş, modernleşmeyle ortadan kalkacak bir ara form olarak ele alınmıştır.
- Planlı ve plansız alanlar arasında temelde sınıfsal ayrışma var, ancak kapıcı, temizlikçi ve hizmetli olarak birbirlerinin alanlarına girmeleriyle karşılaşma yaşanmıştır.
- Kentlerin yapısında sınıfsal ayrışmalar belirgin olmasına rağmen, günümüzde daha fazla sınıf içi katmanlar ve yaşam biçimleri ortaya çıkmış, bu ayrışmalar daha karmaşıklaşmıştır.
- 47:24İstanbul'un Konut Dönüşümü
- 1970'lerde İstanbul'da apartmanların yükseldiği ve kentin keşmekeşinde bir kırışık düzenin oluştuğu görülüyor.
- Hisarüstü'deki gecekonduların özellikle 1980'ler sonrası dört-beş katlı apartmanlara dönüştüğü belirtiliyor.
- Ediler Profesörler Sitesi'nin önünde bir çocuk gösteriliyor ve iki ayrı dünyanın bir ara noktası olarak tanımlanıyor.
- 48:19Altı Mahalle Araştırması
- Altı Mahalle araştırması, dar gelirli kesimlerin yaşam alanlarını inceleyen bir çalışmadır.
- Araştırmanın örnekleri: üç gecekondu mahallesi (Tarlabaşı, Tozkoparan Gecekondu Önleme Bölgesi, Güngören), Bezirgan Bahçesi ve bir tarihi merkez mahallesi.
- Bu mahalleler farklı dönemlerde dar gelirliler için bulunan çözümleri simgeliyor ve dönüşüm baskısı altında oldukları için seçilmiştir.
- 49:20Gecekondu Yapısı ve Özellikleri
- Gecekondu yapısı, sokaklar, bahçeler ve sokak-konut ilişkisinin kurulduğu mekanları içerir.
- Kapı önleri aynı zamanda küçük işletmeler olarak kullanılır ve katlarda ikinci nesil barındırılır.
- Bu alanlar kiracı olarak veya ikinci nesil için hala ucuz yaşam alanları sunar.
- 50:01Güngören ve Tozkoparan
- Aydınlı, her ihtiyaçlarını kendi içinde halleden ve dışarı çıkışlarında sınırlı olan bir gecekondu bölgesidir.
- 1960'ların sonlarında açılan Tozkoparan Gecekondu Önleme Bölgesi, dar gelirler için konut politikasının bir ürünüdür.
- Bu dönemde borçlar daha kolay ödenebilir ve işsizlik az olduğu için, borçlandırılarak mahalleye yerleşim sağlanmıştır.
- 50:54Güngören'in Kentli Özellikleri
- Güngören, İstanbul'un nadir yerleşim bölgelerinden biri olarak, şehircilik standartlarına (yeşil alan, sağlık alanı) uygun bir yapıya sahiptir.
- Mahalle büyüyordu ve daralma duygusu yaşanmıyordu çünkü hayat evlerin önündeki bahçelerde kurulan çardaklar altında geçiyordu.
- Küçük konutlar insanlarda eve kapanma ve izole olma hissini yaratmıyordu.
- 51:37Tarlabaşı'nın Tarihi
- Tarlabaşı, kentsel yoksullar ve kentin marjinal kesimleri için barınma alanı olmuştur.
- 1930'lar, 1940'lar ve 1950'lerden sonra buranın eski sahipleri (Rum ekaliyet) ülkeyi terk ettiğinde alanlar el değiştirmiştir.
- 1950'lerden sonra tarihi merkezler, yeni göçmenler için ilk barınma mekanı haline gelmiş ve bekar odaları şeklinde kiralanmıştır.
- 53:101990'lar Göçü ve Tarlabaşı'nın Dönüşümü
- 1990'ların göçünün yapısında, gecekondu yapmanın şansının olmadığı bir dönemde Tarlabaşı kalıcı bir mahalle haline gelmiştir.
- Araştırmada hem mülk sahiplerinin hem kiracıların özellikle 1990'lar ve 2000'ler sonrasında buraya yerleştiği görülmüştür.
- Tarlabaşı'nın yeni komşuları, zorunlu göçle gelmiş ve hazırlıksız göçle gelmiş, dar gelirli kesimlerin göçmenleri olmuştur.
- 54:21Eğitim Durumu Verileri
- Türkiye'de 2009 yılı verilerine göre okuma yazması olmayanlar oranı kadınlar için %13,80, erkekler için %3,40 iken İstanbul'da bu oranlar daha düşüktür.
- Araştırılan mahallelerde okuma yazması olmayanlar oranı İstanbul ve Türkiye ortalamasından yüksektir (Başıbüyük'te kadınlar için %15,70, Derbent'te %9,10, Aydınlı'da %11,10).
- Tarlabaşı'da yeni göçmenler arasında kadınlar için %31,60 okuma yazması olmayanlar görülmüştür.
- 57:00Lise Mezuniyet Oranları
- Türkiye'de lise mezunu oranı yükselmiş durumda, İstanbul'da kadınlar için %20, erkekler için %23'tür.
- Araştırılan mahallelerde lise mezunu oranı düşük seviyede, özellikle Tarlabaşı ve Bezirgan Bahçesi gibi yeni göçmenlerin yaşadığı yerlerde çok azdır.
- 57:47Neoliberal Kent Politikaları
- 1980'ler sonrası neoliberal politikalar kent mekanında büyük etkiler yaratmıştır.
- Kent mekanının insanlar için yaşanabilir ve paylaşılabilir bir toplumsal tüketim alanı olması ile birikim aracı olması arasında ciddi bir gerilim vardır.
- Neoliberal kent politikaları döneminde, kent politikaları kullanım değerinden değişim değerine (rant değeri) yöneldi.
- 59:02Kentte Yeni Ayrışmalar
- Kentte yeni ayrışmalar ortaya çıktı, planlamanın etkinliği azaldı ve rant potansiyeli olan alanlarda noktasal dönüşümler gerçekleşti.
- Bu alanlar genellikle üst gelir gruplarına açıldı, kent yoksulları temizlendi ve sınıfsal ayrışmalar arttı.
- Dar gelirli kesimler için tek tip uygulamalar (TOİ blokları) görüldü, sosyal bağlarından koparılmış yeni yaşam tarzları ve adalaşmalar oluştu.
- 1:00:10Kent Dönüşümleri
- Rant kapasitesi yüksek olan yerler piyasa aktörlerinin dikkatini çekti, etiler, Levent, Kadıköy gibi alanlar çok yüksek katlı bloklara, sitelere ve AVM+rezidanslara dönüştü.
- Eski doku ve yeni doku yan yana gelişti, eski siteler apartmanlara dönüştü ve kooperatif alanları büyük projelere sahne oldu.
- Harbi'ye göre kapitalist kentleşmenin merkezinde mülksüzleştirerek birikim sağlama vardır, bu da dar gelirli kesimlerden toprak almayı gerektirir.
- 1:02:19Kültür Endüstrileri ve Kentsel Turizm
- 1980'ler sonrası dönüşümler, kültür endüstrileri ve kentsel turizm başlığıyla özetlenebilir, bugünün geleceğinden bugünün geçmişine bir sıçrama yapıldı.
- Modernleşme döneminde kentlerin yıkılarak yeniden inşası bir gelecek öngörüsüyle yapıldı, ancak günümüzde gelecek öngörüsü belirsizdir.
- Modern kentlerin tek tipleşmesine ve kimliksizleşmesine duyulan tepkiyle geçmişin katmanları bugüne getirilerek bugünün kurulması amaçlanıyor.
- 1:04:20Miras Endüstrisi ve Kentlerin Dönüşümü
- Jane Jacobs'ın anlattığı modern kentlerin çöküşü, miras endüstrisi tarafından karşılanıyor.
- Kentlerin belleğindeki farklı katmanlar ve özgünlükler kayboluyor, hangi tarihi korumak gerektiğine ideolojik bakış açısıyla karar veriliyor.
- Kentler hem işlevsel hem de toplumsal çeşitlilik açısından yeni bir teklifleşme ile karşı karşıya kalıyor, çeşitliliği daha az barındıran kapalı siteler oluşuyor.
- 1:06:48Turizm ve Kent Dönüşümü
- Turistlerin yerel halkın kullandığı kamusal alanları işgal ettiği ve ciddi kalabalıkların yerel halk açısından sorun yarattığı belirtiliyor.
- "Hip sterilization" (Belçika'daki bir kafe örneği) gibi kent dönüşümlerinde geçmişle gelecek arasında bir süreklilik kuruluyor.
- Kentte karşılaşma olmadan olmaz, daha fazla kamusal alana ihtiyaç var çünkü komşuluk ve aidiyet duygularının gelişmesi için.
- 1:10:18UNESCO Dünya Kültür Mirası
- UNESCO'da 1952 yılında ırk ve tarih üzerine konuşma yapan antropolog Claude Lévi-Strauss'un, yapısalcılık akımının kurucu babalarından biri olduğu belirtiliyor.
- Kültürel miras, bir piramidin bakışının içinde yer alıyor: binadan evin içinden başlayıp mahalleye, mahalleden ilçeye, ilçeden ile ilden şehre, şehirden ülkeye, ülkeden bölgeye, bölgeden dünyaya doğru açılıyor.
- Doğal kültürel miras kavramı, doğanın kültüre karşı değil, kültürün kendisinden geldiği ve topraktan geldiği anlamında kullanılıyor.
- 1:13:31Doğa ve Kültür İlişkisi
- Claude Lévi-Strauss'un konuşmasında irklar arasında bir hiyerarşi veya üst akıl gibi kavramlarla bakmanın imkanı olmadığı vurgulanıyor.
- Komşuluk sadece insanlar arasındaki yaklaşımlar değil, yerlilerin bakışları için bazen insanlar, bazen ormanlar, bazen hayvanlar topluluklar oluşturuyor.
- 18. yüzyıldan itibaren doğanın zapturapta alınması üzerine kurulu anlayış iflas etmiş halde, antropologların doğa ve hayvan mirası olarak bakmaya başladıkları belirtiliyor.
- 1:16:07Kültürel Miras Türleri
- Doğal kültürel miras, ülke haline gelmiş yerlerin içinde bulunmuş olan ve sonradan ortaya çıkarılan mekanları oluşturuyor.
- Türkiye'de Göbeklitepe ve Çatalhöyük gibi yerler, önce şehirlerin sonra köylerin olduğu fikrini destekliyor.
- Yaratılan bir miras da var, bu ideolojik bir miras olarak nitelendiriliyor ve Pierre Nora'nın çalışmalarında "lieux de mémoire" (hafıza yerleri) kavramıyla tanımlanıyor.
- 1:18:55Arşivler ve Kültürel Miras
- Arşivler, belgeler ve miraslar kolektif çalışmalara dayanarak oluşturulur ve bu çalışmalar üç ciltlik veya dört ciltlik olabilir.
- Cumhuriyet replikası, ulus kavramı ve ideolojik miras (anıtlar, ritüeller, törenler, anma günleri) nasıl yaratıldığını ve inşa edildiğini araştırır.
- Arşivler, ülkelerin arşivleri, farklı grupların ilişkilerini belirleyen arşivler ve aile arşivleri olmak üzere farklı türlerde olabilir.
- 1:20:42Sanat ve Kültür İlişkisi
- Sanat ve kültür aynı şey değildir, ancak son 15-20 yıldır sanat kavramı gitgide kültür kavramına yaslanmaktadır.
- Sanatçılar geçmişteki belgeleri yeni baştan hatırlatarak "enformatif sanat" anlayışını ortaya koymaktadırlar.
- Post medya dünyasında medya bizi sadece enforme etmekle kalmayıp dezenforme etmeye başlamış, bu durum tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
- 1:22:15Arşiv Sızıntısı ve Soykırım
- Fransız filozof Jacques Derrida'nın "arşiv sızıntısı" kavramı, bulamadığımız kaybolmuş söylemin belgelerinin üzerine negasyonist tavırların sızmasıdır.
- Belçikalı tarihçi Faurisson'un II. Dünya Savaşı'na ilişkin soykırım ve temerküz kampları olmadığını iddia etmesi, arşiv sızıntısı olarak görülür.
- Nazilerin yaptıklarından utanç duyması nedeniyle arşivleri imha etmesi, arşiv sızıntısının bir örneğidir.
- 1:25:42Arşivlerin Açılışı ve Unutma
- Arşivlerin açılmaması, var olan belgelerin bilinme imkanlarını ortadan kaldırmaktadır.
- Arşivler kimi zaman savaş arşivleri, kimi zaman bina arşivleri olabilir ve el değiştiren yerlerin eski sahipleri unutulmaktadır.
- Avrupa Birliği, II. Dünya Savaşı sonrası bir kültürel ve siyasi proje olarak başlamış, ancak Brexit gibi olaylar ve post medya dünyası bu projeyi unutturmaya çalışmaktadır.
- 1:27:31Hızlı Yaşam ve Simülatif Arşivler
- İnsanların düşünmeye zaman kalamayacak kadar hızlı yaşamları, psikolojik ve fiziki hastalıklara neden olmaktadır.
- Simülatif arşivler ve bellekler, kültürel mirası korumak için oluşturulur ancak gerçeklikten uzaklaşır.
- 1989 sonrasında arşivlerin sahteleşmesi daha da yaygınlaşmıştır, örneğin Romanya'da Çavuşesku'nun sahte mahkemesi.
- 1:30:02Komşuluk İlişkisi ve Bilgi Türleri
- Komşuluk ilişkisi kültürel mirasın içinde yer alır ve bu komşuluk hem ev komşusu, hemşire, ülke komşusu ve sosyal medya komşusu olabilir.
- Resmi Özal'ın "üç tür bilgi" yaklaşımı, yeni kentleşmede ve gençleşmede komşuluk ilişkilerinin zorlaşmasında bir paralel oluşturur.
- Modern binalarda asansörlü yapılar, insanların birbirleriyle karşılaşma imkanlarını azaltarak komşuluk ilişkilerini zorlaştırır.
- 1:31:18Kulaktan Duyma Bilgi ve Hezeyanlar
- Modern devletlerin oluşturduğu kurguların vatandaşları, tarih boyunca kulaktan duyma bilgiye sahip olarak girdiler ve birbirlerini tanıma veya tanımama çabaları yaşadılar.
- Spinoza'ya göre bu tür bilgi, bilmeme üzerine veya söylenti-dedikodu üzerine kurulu bir bilgidir.
- 16-17. yüzyılda dini savaşlar sırasında yahudiler hakkında "Hıristiyan çocukları fıçılara koyup kanlarını akıtarlar" gibi söylentiler yayılmıştır.
- 1:33:21Hezeyanlar ve Komşuluk İlişkileri
- Bu kara karalamalar büyük hezeyanlara yol açmıştır; Emil Durkheim'ın anlattığı gibi toplumsal heyecan insanları suçlu haline sokabilir.
- Osmanlı'nın hoşgörüsü üzerine kurulmuş mahalle sistemi, aynı zamanda büyük bir husumetin yaşandığını tarihçiler göstermektedir.
- Komşuluk iyi veya kötü değil, tanıyan veya tanımayan komşular vardır; gerisi atasözleri ve ritüellerdir.
- 1:34:33Bilgi Türleri ve Misafirperverlik
- İkinci bilgi türü, Avrupa Birliği'nin kurulmasına benzer şekilde yavaş yavaş birbirlerini tanıma ilişkisidir.
- Antropolojide "egzogami" (dış evlilik) olarak adlandırılan ilişkiler, insanların birbirini tanıması için ilk harekettir.
- Üçüncü bilgi türü, Spinoza'nın "tanrısal birliktelik" olarak adlandırdığı, tanımaya ihtiyaç duymadan herkese karşı açılma ve misafirperverlik ilişkidir.
- 1:36:26Sınırlar ve Komşuluk
- Komşuluk sınırlar üzerine kurulu bir kavramdır ve sınırlar her zaman belirli olmuştur.
- Tarihte coğrafi ve iklim faktörleri insanların yerleşimini belirlemiştir.
- Kapitalizmle başlayan özel mülkiyet, ortak mülkiyetlerin yok olmasına ve komşuların birbirlerine düşman olmasına yol açmıştır.
- 1:37:51Modern Zihniyet ve Çevre Sorunları
- Modern zihniyet, türlerin farklılığını yok eden bir zihniyettir ve bu zihniyet komşuluk ilişkilerini etkilemiştir.
- Klimalı binalar ve çitleme ilişkisi, nefes alma imkanlarını ortadan kaldırmıştır.
- Batılılar sömürge yapmış oldukları Amerika kıtasındaki yerlileri griple karşı karşıya getirmişlerdir, benzer şekilde klimalı hayat da gelecekte mikroplarla birleşip hayatımızı yok edebilir.
- 1:39:36Doğa ve Yerleşimler
- Doğa her zaman insanla beraberdir ve insanlar doğanın içinde yerleşmeye, etkilerinden korunmaya çalışarak ilk yerleşmelerini kurmuştur.
- Çatalhöyük ve Göbeklitepe gibi yerlerin arkeolojik kalıntıları, bugüne ulaşan önemli kaynaklardır.
- Zorunlu komşuluk, rejim veya sürgünler dolayısıyla oluşur ve tarihi çevrede yaşayan insanlar, esas yerleşmeyi oluşturan insanlar çoktan gitmiş olsa da korunması gereken bir değerdir.
- 1:41:42Yaşama Birimleri ve Görsel Çalışmalar
- Yaşama birimleri arasında söz ve göz ilişkisi olan, işitsel ve görsel ilişki olan, insanlar birbirine merhaba dediği, sağlığı sorduğu bir yerleşim biçimi vardır.
- Yapı Kredi'nin yeni sanat mekanında sergilenen "Kırılma" adlı çalışması, 25 senelik fotoğraf arşivinin yansımasıdır.
- Tahribatın duraksız ve büyük olduğuna bir gösterge olarak, beş sene veya beş ay önce çekilen fotoğrafların bile tarihi olabildiği belirtilmiştir.
- 1:44:27Latin Amerika'daki Sokak Hayatı
- Konuşmacı, 56 ülkede seyahat ettiği ve yakın zamanda Latin Amerika'da bulunduğunu belirtiyor.
- Buenos Aires'te her pazar saat 7'de Plaza Dorrego meydanında 2-3 saat süren kamusal tango etkinlikleri düzenlendiğini anlatıyor.
- Etkinlikte önce profesyoneller, sonra halk katılıyor ve herkesin yüzünün gülüyor, 80-85 yaşındaki insanlar bile katıldığı belirtiliyor.
- 1:46:25Kamusal Alanlarda Yaratıcı Örnekler
- Bir aşçının Amerikan doları değil, gayet edilen bir fiyata evlere gelip yemek yapabileceğini ilan verdiğini ve cep telefonunu kamusal alanda bırakarak bu işi yaptığını anlatıyor.
- Güven duygusu sayesinde insanlar rahatlıkla telefonlarını kamusal alanda bırakabiliyor.
- Performans gösteri sanatları merkezinin kitapçaya dönüşmesi ve genç insanların orada araştırma yapabilmesi gibi örnekler veriliyor.
- 1:49:43Mezarlıklar ve Kent Hayatı
- Buenos Aires'teki Recoleta mezarlığı, turistik listelerde olmasına rağmen konuşmacının kendisi tarafından planlanmış bir ziyaret olarak değerlendirildiği belirtiliyor.
- Mezarlıklarda insanlar birbirleriyle konuşmasa da huşu içinde dolaşarak keyif aldıkları vurgulanıyor.
- Bogota'daki mezarlıkta "desaparecidos" (görmezden gelinmişler) olarak bilinen kayıp kişilerin ailelerinin her hafta düzenlediği bir etkinlik tanıtılıyor.
- 1:52:31Kent Dönüşümü ve Sanat
- Bogota'da "Bellek, Barış ve Uzlaşma Merkezi" olarak adlandırılan bir müzede, işkence görüntüleri içeren bir sanat yerleştirmesi gösteriliyor.
- Santiago, Şili'nin başkentinde Pinochet zihniyetinin vatandaşlarına yaptığı şeyleri kabul etme ve barışma adına bir sanat eseri tanıtılıyor.
- Konuşmacı, sanatın birleştirici ve komşuluk yaratıcı bir unsuru olarak sokağa daha fazla dökülmesini talep ediyor.
- 1:55:43Kent Dönüşümü Sorunu
- Kentlerde dönüşüm ve insanların yaşadığı yerleri yabancılaşması süreci ele alınıyor.
- Deprem tehdidi, çarpık kentleşme ve asayiş sorunu gibi kavramların haberlerde sürekli bir arada zikredildiği belirtiliyor.
- Modernlikin yüksek katlı apartmanlarla özdeşleştirildiği ve bu durumun insanların yaşadığı yerleri yabancılaşmasına neden olduğu vurgulanıyor.
- 1:57:24Mekanların Sosyal Algısı ve Dönüşümü
- Siyaset, medya, bürokrasi ve bazen bilim insanları aracılığıyla üretilen gecekondu alanlarına karşı algı ve dil, orta sınıflar tarafından gündelik hayatta yeniden üretilerek toplumsal belleğe yerleşiyor.
- Tecrit edilmiş, sınırları çizilmiş mahalleler halkın gözünde cehennem olarak bilinir ve şiddet, ahlaksızlık ve mahrumiyetle anılması sıradan olgulardır.
- Bu negatif imaj oluştuğunda, bu yerlerin yıkıcı dönüşümü meşrulaştırılmış oluyor.
- 1:58:29Çin Mahallesi Örneği
- Altındağ Belediye Başkanı Çin, Çin Mahallesi'nin dönüşümüyle ilgili yaptığı açıklamada, mahallenin yıllardır yasadışı işlerle, kavgalarla ve asayiş sorunlarıyla anıldığını belirtiyor.
- Dönüşüm sonrası, derme çatma gecelik kondusunun yerini konforlu ve yüksek bloklara bırakacağı ve Çin Mahallesi'nin artık gecekonlarla, suçla ve düzensizle anılmayacağı vurgulanıyor.
- Bu tür yıkıcı dönüşümler sağlıklaştırmayı söz konusu etmeksizin meşrulaştırılıyor, halbuki bazı alanlar gerçekten rahatça sağlıklaştırılabilecek yerlerdir.