Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir anlatıcının kendi yaşadığı ve duymuş olduğu korku dolu hikayeleri aktardığı bir anlatım formatındadır. Anlatıcı, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde yaşayan Mahmut'un dedesinin hikayesini ve kendi yaşadığı olayları paylaşıyor.
- Video, üç farklı korku hikayesinden oluşmaktadır. İlk hikaye, 1970 yılında Mahmut'un dedesinin Yunan'ın gösterdiği harita parçası üzerine kazı yaparak altın bulmaları ve orada yaşanan garip olayları anlatmaktadır. İkinci hikaye, anlatıcının üniversite öğrencisiyken ev arkadaşı Sinan ve Ahmet'in evinde yaşadığı korku dolu deneyimi ve Sinan'ın ona yaptığı büyüden bahsetmektedir.
- Hikayelerde anlatıcı, Süleyman Demirel Üniversitesi'nde okuduğunu belirtmekte ve büyüye uğrayanların Allah'ın yardımcısı olmasını dilediğini ifade etmektedir. Ayrıca, ilk hikayede anlatıcının arkadaşlarının olaydan sonra yaşadığı sorunlar ve bazılarının ölümüyle sonuçlandığı belirtilmektedir.
- 00:12Giriş ve Konuşmacının Tanıtımı
- Konuşmacı Mahmut, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde yaşıyor.
- Alaşehir, Hititler, Frigyalılar, İyonyalılar, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanoğulları ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerdir.
- Konuşmacı tarih veya arkeoloji alanında uzman olmasa da tarihi eserlere meraklı ve birçok kazıya katılmış, mekan mekan gezmiştir.
- 01:03Dedemin Anlattığı Olay
- Konuşmacı, dedesinin yaşadığı ve kendisine anlattığı olayı aktaracağını belirtiyor.
- Olay 1970 yılında gerçekleşmiş ve o zamanlar köy kalabalık değildi, sakin bir hayat sürüyorlardı.
- Gündüzleri üzüm, pamuk, mısır gibi bağ-bahçe işleri yapıyor, akşam eve gelip temizlenip yemek yiyor ve hemen uyurlardı.
- 01:42Köy Kahvesi ve Yunan Adam
- İşler erken biterse köy kahvesine inip Ahmet, Cengiz ve Hüseyin ile konuşur ve oyun oynardı.
- Beş arkadaş çok iyi anlaşır, canciğer gibiydiler ve çocukluğunu birlikte geçirmişlerdi.
- Bir gün kahvede otururken sırtında çantayla yorulmuş bir Yunan adam kahveye yanaşıp oturdu ve elinde yırtık pırtık olmuş bir haritaya benzer bez parçası vardı.
- 02:29Yunan Adamın Anlatımı
- Adam haritayı inceliyor ve köyün birkaç kilometre uzaklığında bir yeri gösteriyordu.
- Arkadaşlar haritayı inceliyor ve nereye işaret ettiğini anlamaya çalışıyorlardı.
- Adamın "elin gavuruna verirmiyiz defini?" diyerek İzmir yolunu tarif edip orada böyle bir yer olmadığını anlattıklarını ve tabancalarını masaya koyduklarını belirtiyor.
- Tabancaları gören Yunan gülerek teşekkür edip gitti.
- 03:06Harita Üzerindeki İşaretli Yer
- Konuşmacı ve arkadaşları, harita üzerinde işaretli bir yere gitmek için plan yapmışlardı.
- Haritada gösterilen dağda koyun otlatan kişilerin başına iyi olaylar gelmediği söyleniyordu.
- Gece bir gibi Durmuş'un traktörüyle köyün çıkışından yola koyuldular.
- 04:58Kazı Yeri ve Kaya
- Kazı yapacakları yerin altına vardıklarında, haritanın işaret ettiği yerde büyük bir kaya vardı.
- Kayayı geçmeden içeri giremezlerdi ve kayayı geçince üç kapı olması gerekiyordu.
- Kayaya vurmaya başladıklarında, yönü belirsiz bir rüzgar üzerlerine esmeye başladı.
- 06:06Kaya Kırıldı ve Oyuklar
- Hüseyin sevinçle bağırdı, kaya kırıldı ve yarıktan şerifeneri tutup baktıklarında aşağı doğru inen bir merdiven vardı.
- Kaya tamamen kırılmıştı ve aşağı giden üç oyuk vardı, bunlar üç kapıyı simgeliyordu.
- Durmuş en soldaki oyuk olduğunu, haritada diğer kapıların üzerine çarpıyla işaretli olduğunu söyledi.
- 07:02Oyuktan Aşağı
- Durmuş feneri alıp ilk gösterdiği oyuya yaklaşıp "en fazla ne olabilir kaya düşer desek onu da kırdık zaten ben giriyorum" diyerek oyuya daldı.
- Merdivenlerin sonuna vardıklarında yaklaşık beş metre kadar uzakta üç-dört tane oda vardı.
- Durmuş üçüncü odaya girdiğinde "Allah" diye bağırdı ve odanın içine süründü, diğerleri de sevinçle arkasından sürünerek odaya daldılar.
- 07:43Altınlar ve Yılan
- Odanın içi altın doluydu, altınlar, heykeller, sikkeler, kolyeler, küpeler vardı.
- Altınlara doğru atıldıkları an, soba borusu kalınlığında kara bir yılan altınla aramıza girdi.
- Durmuş küreğin ucuyla alıp kenara bıraktı ama yılan gene aynı noktaya geldi ve kıvrılıyordu.
- 08:25Silah ve Çığlık
- Durmuş sinirlenmeye başladı, küreği kenara bırakıp elindeki revolver çekti ve yılana ateş etti.
- Silah ilk iki kez ateş almamıştı, üçüncü defa ateş edildiğinde merminin yılanın bedenine girdiğini gördüler.
- O an odanın içinde çok şiddetli bir çığlık sesi kapladı, konuşmacı bayıldı ve gözlerini açtığında traktörün römorkunda olduğunu gördü.
- 09:04Arkadaşların Durumu
- Ahmet ve Cengiz silah sesi duyduklarını, oyuktan büyük bir ışık patladığını ve gözlerinin karardığını anlattılar.
- Durmuş, kara sakallı, kara giyinmiş, kara gözlü bir adamın onlara bakıp "gidin buradan" diyerek hakaretler yağdırdığını söyledi.
- Hüseyin kara yılanın üstüne atladığını, saldırdığını, birkaç defa ısırdığını ve kendisini sarmalayıp nefessiz kaldığını ve bayıldığını anlattı.
- 10:02Sonrası
- Konuşmacı ve arkadaşları korku içinde köye döndüler, malzemeleri alıp eve girdiler.
- Konuşmacı temizlenip abdest alıp namaz kıldı, Kuran okumaya başladı ve sorunsuz kurtuldukları için şükür duas etti.
- Bir hafta sonra Durmuş kahvede konuşmacıyı kenara çekip "peşimdeler, ben istiyorlar, çok korkuyorum" dedi.
- 10:55Arkadaşların Sonu
- Durmuş konuştuğu günün gecesi felç geçirdi ve bir ay sonra vefat etti.
- Ahmet bir ay boyunca ıslak çayından ona seslendiklerini, geceyi oraya çağırdıklarını, türlü kılığa gelip götürmeye çalıştıklarını söyledi.
- Hüseyin dengesini kaybetti, ilac tedavisi görüp hocalara gitti, Cengiz ise olaydan bir hafta sonra traktörün yoldan çıkması sonucu traktörün altında kalarak can verdi.
- 11:55Üniversite Evindeki Misafirler
- Konuşmacı 2011 yılında üniversitede evde kalırken, sınıf arkadaşı Ahmet ve farklı fakültede okuyan Sinan adlı iki arkadaşla tanışmış.
- İlk kez misafirlerini kabul ettiğinde, Sinan'ın soba borusunun geçtiği duvardaki deliklere baktığını fark etmiş ve onları evinden göndermiş.
- İki gün sonra tekrar misafirlerini kabul etmiş, ancak Sinan'ın evsiz kalışına karşı "ben de evde tek kalmayı düşünüyorum" demiş.
- 13:58Korku Dolu Gece
- Konuşmacı evine döndüğünde salonda duvara yapışık sallanan gölgeler görmüş ve korku dolu bir gece geçirmiş.
- Antrede ateş yaşandığını ve birilerinin dolaştığını hissetmiş, ancak korku nedeniyle gidememiş.
- Uyandığında alarm sesini duyunca korkunun bir rüyadan ibaret olduğunu anlamış.
- 14:38Okulda Karşılaşma
- Okula gittiğinde Sinan ve Ahmet'i karşılamış, Sinan ona "nasılsın Eray? Rahat uyuyabiliyor musun geceleri?" diye sormuş.
- Sinan "anlarsın yakında boşver" diyerek dost sırtını pohpohlayıp uzaklaşmış.
- O akşam yeni bir kabusla karşılaşıp, yüzü görünmeyen birinin kendisine seslendiğini ve "sakın sesini çıkarma" dediğini görmüş.
- 15:17Evdeki Tuhaflıklar
- Ev arkadaşıyla konuşup yaşadıklarını anlatınca, evde yalnız kalmaması gerektiğini söylemiş.
- Her gece kabuslar görüyordu; sobaya atılan kedilerden tutun sobadan çıkardığı kemiklere kadar bunların hepsini kabus olarak görüyordu.
- Rüyalarında bedenine zarar vermeseler dahi yatağına vurup kaçıyor, bıçakla kovalıyorlardı.
- 16:18Çıkış ve Sonuç
- Kapı çalınca sevdiği iki arkadaşının mezun olup çıkışlarını almaya geldiğini görmüş.
- Arkadaşlarına başına gelenleri anlatınca, evden uzaklaşması gerektiğini söylemişler.
- Okulun bitmesine iki gün kalmış, o iki günde alt sınıftan arkadaşlarının evinde geçirmiş ve tüm eşyalarını toplayıp Marmaris'e gitmeye karar vermiş.
- 17:01Sonuç ve Düşünceler
- Ev sahibi onu arayıp soba deliğinde bulduğu Arapça yazılar bulunan bir kağıt olduğunu söylemiş.
- Konuşmacı başından geçen her şeyi anlattıktan sonra ev sahibi evi satacağını söylemiş.
- Şu an çok mutlu ve güzel bir hayat sürdüğünü, işiyle uğraştığını ve Allah'ın büyüye uğrayan herkesin yardımcısı olmasını dilediğini belirtmiş.