Buradasın
Kitle ve İktidar Sergisi: Ayin ve Tören Kavramları Üzerine Akademik Sunum
youtube.com/watch?v=lSSNyyuIJCYYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Kitle ve İktidar" sergisinin son konuşmasını içeren, akademisyenlerin (özellikle Yenitepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nde ders veren Sibel Hanım) katıldığı bir akademik sunum formatındadır.
- Video, ayin ve tören kavramlarının etimolojik kökenleri, özellikleri ve toplumsal işlevleri üzerine kapsamlı bir inceleme sunmaktadır. İçerik, ayin ve tören arasındaki temel farkları açıklayarak başlamakta, ardından tarihsel süreçte kralların iktidarının dini törenler aracılığıyla nasıl pekiştirildiğini, Fransız Devrimi ve Türk Cumhuriyeti'ndeki törenlerin yapısını ve Türkiye'de ulusal kimlik inşasındaki rolünü ele almaktadır.
- Sunumda ayrıca, Cumhuriyet törenlerinin zaman içindeki değişimleri, Özal döneminde piyasalaştırılması ve AKP döneminde İslamcı değerlerin hakim ortama nasıl katıldığı tartışılmaktadır. Son bölümde ise Anıtkabir'e katılım hareketlerinin sosyolojik açıdan değerlendirilmesi yapılmakta ve bu hareketlerin "ayin" niteliğiyle toplumsal sıkışma anlarında insanların manevi takviye ihtiyacı ile ilişkisi incelenmektedir.
- 00:07Sergi Tanıtımı
- Köken Ergun, kitle ve iktidar sergisinin son konuşmasını yapacağını belirtiyor.
- Sergi, sadece açılıp kapanan bir sergi olmak yerine kurumu sokağa açan bir platform olarak tasarlanmış.
- Sergi, sadece sanat eserlerini sergilemekten ziyade, sanatçının işlerinin kaynaklandığı konuları ele alan konuşmalara da yer veriyor.
- 01:21Konuşmacılar ve Temalar
- Sibel Hanım, Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nde ders vermektedir.
- Konuşmacılar ayin, tören, iktidar ve ulus-devlet kavramları üzerinde düşünmeyi öneriyor.
- Etimoloji (sözcüklerin kökenlerini araştırmak) konusunda vurgu yapılıyor.
- 04:02Ayin ve Tören Kavramlarının Etimolojisi
- Ritüel kavramının kökeni Hint-Avrupa-Vedik dillerde "rta" sözcüğüne dayanıyor, bu "aşkın bir düzen" anlamına geliyor.
- Tören olarak çevrilebilecek "seremoni" sözcüğü de Hint-Avrupa kökenli ve Sanskritçe'den geliyor.
- Her iki kavram da düzene ve o düzene tabi unsurlarla aşkın düzen arasındaki ilişkilere gönderme yapıyor.
- 06:09Ayin ve Törenin Özellikleri
- Antropologlar ayin ve töreni gündelik rutin faaliyetlerden ayırt etmek için belirli özelliklerle yüklüyorlar.
- Ayin ve törenin ortak özellikleri: biçimsellik, toplumsallık, düzenleyici olma, güven duygusu yaratma, bilgilendiricilik ve meşrulaştırıcılık.
- Ayin ve törenin dönüştürücü olması, katılımcıların zihnini gündelik varoluş düzleminden aşkın bir düzlemeye taşımaları anlamına geliyor.
- 11:08Ayin ve Tören Arasındaki Farklar
- Ayin, doğaüstü, kutsal veya aşkın olan ile ailenin gerçekleştirenler arasında bir sinerji yaratmak hedeflerken, dönüştürücü bir işlev üstlenir.
- Tören ise mevcut ilişkiyi, aşkınlık düzlemi ile katılımcılar arasındaki ilişkiyi sabitleyerek meşrulaştırır.
- Ayin, katılımcıları lehine doğaüstü güçleri etkilemek ve onlardan karşılıklı bir ilişki kurmak hedeflerken, tören bu ilişkiyi meşrulaştırır.
- 12:15Ayin ve Törenin Hedefleri
- Ayin, insanların inandıkları cinler, periler, atalar, şeytanlar, ilahlar veya tanrılar gibi doğaüstü varlıkları müminler lehine etkilemek hedefler.
- Ayin, insan topluluğunun doğaüstü varlıklarla kurduğu karşılıklı ilişkide, sağlık, bolluk, bereket ve zafer gibi şeyler istenir.
- Tören ise bir hiyerarşi ortaya koyarak, katılımcıların varlığını ve madun konumlarını kabul ettikleri bir meşrulaştırma sürecidir.
- 14:29Ayin ve Törenin İncelenmesi
- Ayin ve tören konuları ilahiyat, siyaset bilimi/siyaset sosyolojisi ve kültürel antropoloji disiplinlerinin konusudur.
- Din antropolojisi daha çok ayinler üzerine odaklanırken, siyaset bilimi/siyaset sosyolojisi törenler üzerine odaklanmıştır.
- Siyaset bilimciler zamanla inceledikleri törenlerin bir çeşit ayin olduğunu keşfetmişlerdir.
- 15:42Siyaset Biliminin Dönüşümü
- Siyaset biliminin ön varsayımı, siyasetin rasyonel bir iş olduğu ve insanın kendi çıkarlarını azamileştirdiği bir davranış biçimi olduğu varsayımından hareket etmektedir.
- Zaman içinde siyaset bilimciler, siyasetin irrasyonelden çok daha ağırlıklı olduğunu, simgeler, bayraklar, törenler gibi hesap eden akıla denk düşmeyen unsurların insanların siyasal davranışlarında etkili olduğunu keşfetmiştir.
- Kültürel antropoloji de toplumsal yapılar yerine simgeler sistemi olarak kültürün tamamını algılamaya başlamıştır.
- 17:59Ayin ve Törenin Antropolojik Açıklamaları
- Max Gluckman ve Mari Gluckman gibi antropologlar, ayinin okült olanı, gizli olanı, kutsal olana yönelirken törenin böyle bir yönelimi olmadığını belirtmiştir.
- Raymond Firth ve Victor Turner'a göre, ayinler dönüştürücü, etkin ve performatif uygulamalar olurken, törenler pasif ve güçler hiyerarşisini sergilendiren alanlardır.
- Ayinler dinamiktirken, törenler basit, pasif ve sergilemeye yöneliktir.
- 20:08Törenlerin Sosyal Fonksiyonu
- Ayinler insanların doğaüstü güçleri etkileyerek kendi lehlerine çalıştırma amaçlarına taalluk ederken, törenler insanlar arasındaki güç ve iktidar ilişkilerini onaylamak ve meşrulaştırmak üzere formüle edilmişlerdir.
- Törenler, ayinden devraldıkları formlarla yöneticilere kutsallık atfederek toplumsal hiyerarşileri meşrulaştırmayı amaçlar.
- Bu süreç kasıtlı bir iş değildir, ancak ayinin içindeki hiyerarşinin törenlere de uygulanması mümkün kılmıştır.
- 21:40Afrika Krallıklarında Tören Örneği
- Afrika krallıklarında, kralın bedeni toplumsal ve doğal bereketi canlandırmaktadır ve dolayısıyla kutsaldır.
- Kral yaşlandıkça, hastalandıkça, güçten düştükçe bereketini yitirdiğine inanıldığı için sembolik olarak kral öldürülmekte ve yerine yeni bir kral geçirilmektedir.
- Bu durum, yöneticilere kutsallık atfederek toplumsal hiyerarşileri meşrulaştıran bir tören örneğidir.
- 24:25Kralın Bereket ve Egemenlik Rolü
- Toplumun sürdürülebilirliği için doğanın bereketi (ekinler, sürüler, kadınların doğum yapması) ve yeni bir egemenlik sistemi birleşmiştir.
- Kral, topluluğun bereketinin taşıyıcısı olarak görülür ancak bu sorumluluk ağır olup, bereketi sürdürmede başarısız olursa tahtından indirilir.
- Bereketin sürdürülmesi için bir dizi ayinle güvence altına alınır ve bu ayinler özellikle Afrika krallarında en çok görülmüştür.
- 25:51Madagaskar'daki Krali Banyo Töreni
- Madagaskar'da Morris Blow'un gözlemlediği Krali Banyo, kralın yılda bir kez ülkenin her yerinden getirilen sularla yıkanması törenidir.
- Bu tören, ülkenin birliğini simgeler ve kralın bereketi temellük etmesi, uyrukları karşısındaki hiyerarşik konumunu doğrular.
- Tören sırasında "jaka" adı verilen sembolik bir armağan, en alt seviyeden en üst seviyeye doğru (çocuklardan, kadınlardan, kocalardan, babalardan, kabile şeflerinden krala) geçerek toplumun hiyerarşik yapısını doğrular.
- 28:30Mezopotamya'da Kralın Konumu
- Mezopotamya'da kralın bedeni kutsal değildir, kral öldürülmez ama kentin ilahının temsilcisidir.
- Mısır'da firavunlar yaşayan tanrılar olarak görülürken, Mezopotamya kralları genellikle tanrı değildir.
- Naram-Sin ve Schulgi gibi Babil kralları kendilerini tanrı ilan etmiş ve bu durumu ayinlerle doğrulamışlardır.
- 29:44Sümerler ve Babil'deki Ayinler
- Sümer kralları, kutsal fahişelerin başrahibesiyle yılda bir kez cinsel ilişki kurarak kutsallaşır ve kentin ilah ile ilişkilenir.
- Babil kralları tanrı ile daha formel ilişkiler kurar ve bunu ayinler aracılığıyla gerçekleştirirler.
- Akitu festivali, Marduk tanrısına adanmış Esagila tapınağında gerçekleşir ve kral Marduk'un oğlu olarak tanrı heykelinin yanına yerleştirilir.
- 32:37Akitu Festivali ve Hititler
- Akitu festivali, Babil halkının Marduk'la yaptığı sözleşme yenilenmesi ve kralın kutsallığının onaylanması anlamına gelir.
- Hititler ağır törensel bir devletti ve Hattuşaş'ta yılda on sekiz festival düzenlenirdi.
- Hitit kralları askeri seferde olsalar bile, tören sırasında orduyu başkomutanlarına teslim edip festivale başkanlık etmek zorundaydılar.
- 35:36Hristiyanlık ve Sekülerleşme
- Hristiyanlıkla birlikte tanrılar ile krallar arasındaki özel akrabalık ilişkileri kesintiye uğramıştır.
- Krallar kiliseler tarafından taç giydirilerek ve yağ sürülerek kutsanmaya başlamışlardır.
- 18. yüzyıldan itibaren seküler model, önce Batı Avrupa'da boy gösterip sonra yeryüzüne büyük bir süratle yayılmıştır.
- 37:44Uluslar ve Devletlerin Oluşumu
- Uzun ve yıpratıcı savaşların ardından, farklı inançlara, dillerine ve etnik kimliklere sahip cemaatler egemenler tarafından çizilen sınırlar içinde toplanmıştır.
- Devletler kurulduğunda, üzerinde yaşayan halklar darmadağın haldeydi ve çoğunluk kendi içine kapalı dinsel cemaatler olarak varlıklarını sürdürmekteydi.
- Devletler, bir ulus yaratma projesiyle karşı karşıya kalmış ve bu durum devlet kurumlarının kurulmasına yol açmıştır.
- 38:45Fransız Devrimi ve Törenler
- Fransız İhtilali, Aydınlanmanın bir ürünüdür ve ilk ilkesi akıldır, ancak bu durum karşısında Fransız ihtilalcileri aklı bir kenara bırakarak tören tartışmasına girmişlerdir.
- Mira Bu Kamu, sivil ve askeri bayramlara ilişkin söyleminde antik Yunan ve Roma törenlerine gönderme yaparak cumhuriyetçi törenlerin genç kuşakların eğitiminde önemli bir rol oynayacağını belirtmiştir.
- Jean-Jacques Rousseau, sivil festivallerin ulusal karakteri güçlendirip tüm tutkulara yeni bir güç vereceğini, La Canal ise devrimin başlangıcında gerçekleştirilen büyük eylemlerin teatralleştirilmesinin önemine işaret etmiştir.
- 40:18Yüce Varlık Festivali
- Fransız Devrimi'nin ilk yıllarında, Jack Erber ve Pierre Gaspars önderliğinde "Baldırı Çıplaklar" (San Külot) hareketi akıl kültürünü ilan etmiştir.
- Bu hareketin sonucunda kiliseler kapatılmış, bazı kiliseler akıl tanrıçasına adanmış ve karnavallar şeklinde gerçekleşen törenlerde kraliyet ve kilise ikonları yıkılmıştır.
- Robespierre, bu bozguncu törenleri frenleyerek "Akıl Kültürünü" ilga edip yerine "Yüce Varlık Festivali"ni geçirmiştir.
- 42:53Yüce Varlık Festivali'nin Detayları
- Festival, 8 Haziran 1794 tarihinde Paris'te saat beşte genel bir çağrı ile başlamış ve her yurttaş evlerini bayraklarla veya çiçeklerle süslemeye davet edilmiştir.
- Erkek yurttaşlar ve çocuklar çınar dalı, kadınlar özgürlük renklerine bürünmüş, anneler gül demetleri, genç kızlar çiçek dolu sepetler taşımıştır.
- Her seksiyon, on yaşlı erkek, on anne, on genç kız, on yeni yetme ve on çocuk seçmiş, sabah sekizde topçu ateşiyle ulusal bahçeye doğru yola çıkmışlardır.
- 46:00Törenin Anlamı ve Hiyerarşi
- Yüce Varlık Festivali, erken bir devlet töreni modelidir ve kısa süre sonra Permidor tarafından baskılanmıştır.
- Törende kadınlar ve erkekler eşit yurttaşlık konumunda olmasına rağmen, çeşitli renkler, çiçekler, silahlarla bölük bölük ayrılmışlardır.
- Konvansiyon başkanı, halkın neye inanmaları, niçin orada oldukları ve nasıl davranmaları gerektiğini dikte etmiş, böylece yeni ulus-devletin hiyerarşisi onaylanmıştır.
- 47:41Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Yıl Dönümü Kutlaması
- 29 Ekim 1933'te Ankara'da düzenlenen Cumhuriyet'in 10. yıl dönümü kutlamasında şehir sokakları ve meydanlar hınca hınç dolmuş, bayraklar dalgalanmış ve levhalar parlamıştır.
- Reisi Cumhur Hazretleri ile refakatçilerinin otomobilleri görünce meydan yerinden oynayarak alkışlar ve tezahüratlar başlamıştır.
- Gazi Hazretleri kıtaları teftiş ettikten sonra tribünlere gelmiş, Cumhur Riyaseti Bandosu İstiklal Marşı'nı çalmış ve ardından Cumhuriyet'in 10. yıl marşı söylenerek büyük geçit resmi başlamıştır.
- 49:29Cumhuriyet'in Onuncu Yılı Töreni
- Cumhuriyet'in onuncu yıldönümünde, askerler ve izcilerin geçişi sırasında yeniden verilen alay bayrakları dalgalanıyordu.
- Törende önce askerler, ardından izciler (önde izci kızlar) ve çeşitli üniversitelerin öğrencileri geçiyordu.
- Halkın yürüyüşüne Cumhuriyet Halk Fırkası, esnaf teşekkülleri ve köylüler katılmıştı.
- 50:38Ulus-Devlet Törenleri ve Türkiye'nin Özel Durumu
- Fransız Devrimi sonrası dünyada ulus-devlet modeli yayılmış, bu devletler dinsel egemenlikleri sınırlandırmak ve farklı etnik gruplardan bir ulus yaratmak için standardize törenler gerçekleştirmişlerdir.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu talihsiz bir süreçti; uzun savaşların ardından, yıkılmış bir imparatorluk altından ve motor gücü oluşturacak bir burjuvaziden yoksundu.
- Türkiye'de halkın kurtuluş savaşı sırasında kendi topraklarını ve İslam devletini korumak için mücadele etmesi, Fransız Devrimi'nde olduğu gibi dinsel egemenliği yıkmak için değil, İslam devletini yeniden kurmak için mücadele etmesiydi.
- 53:42Türkiye'de Etnik Karmaşanın Oluşumu ve Törensellik
- 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı'nın çözülme süreci etnik karmaşaya yol açmış, gayrimüslimler soykırım, sürgün ve mübadele yoluyla Türkiye'ye gelmişlerdir.
- Türkiye'de birleştirici unsur dinden daha çok dildi ve kurucu kadro bu karmaşadan birleşik bir ulus yaratabilmek için törenlere çok ciddi bir yaklaşım sergilemiştir.
- Törensellik, kulluktan yurttaşlığa, kuldan uyruğa dönüşümü için kullanılmıştır ve bu kurgu ilk yıllardaki meclis toplantlarında ulusal bayramların tescil edilmesiyle başlamıştır.
- 56:18Ulusal Bayramların Yönetimi ve Törenlerin Yapısı
- Ulusal bayram ve günler titizce belirlenmiş, her birinin nasıl uygulanacağı için ayrıntılı yönetmelikler hazırlanmıştır.
- Törenlerde kimin nasıl yürüyeceği, nasıl selamlayacağı gibi detaylar belirlenmiş, örneğin Atatürk'ü anma töreninde bayrak nasıl tutulacağı ve flama grubunun nasıl eğilmesi gerektiği detaylıca açıklanmıştır.
- Cumhuriyet törenlerinde üç kategori vardır: töreni kabul edenler (protokol şeref tribünde oturan askeri ve mülki erkan), törenin gövdesi (askeri geçit, liseli gençlik vb.) ve halk (barikatların arkasından izleyenler).
- 59:21Törenlerin Simgeleri ve Türkiye'nin Kendine İlişkin Tahayyülü
- Onuncu yıl töreninde merkezi figür Mustafa Kemal Atatürk ve genelkurmay başkanı, sivil ve askeri bürokrasi enleri oluşturuyordu.
- Geçit sıralaması genç devletin kendine ilişkin tahayyülünü yansıtır: öncelikle askerler, ardından izciler (önde izci kızlar) ve öğrenciler geçiyordu.
- Törenin sonunda Cumhuriyet Halk Fırkası, aydınlar, esnaf ve milli kıyafetlere bürünmüş köylüler yer alıyordu; ancak halkın bu kadar aktif katılımı daha sonra ortadan kalkacak ve törenler daha çok öğrenciler, askerler ve bürokratlar arasında bir olaya dönüşecekti.
- 1:02:56Törenlerin İktidarla İlişkisi
- Törenler, ezelden ebede süre gideceğini varsayan bir zamansallık ve mekansallık bilinciyle bizi doğru şeylerle aşılar, ancak toplumun farklı sınıflara bölünmüş olduğu gerçeğini örter.
- Törenler, katılımcılarının bütünsel ve homojen bir kitle olduğu imgesini dayatarak toplumun çelişkilerini yok sayar.
- İktidar sahipleri (Sümer kralları, Afrikalı krallar, Cumhuriyet elitleri) için törenler önemlidir; iktidar olduğu sürece törenler olacak.
- 1:05:37Törenlerin Değişimi ve Halkın Tepkisi
- İşgal altına girmiş şehirlerin kurtuluş törenleri yavaş yavaş düşürülmeye başlandı.
- Halk arasında törenler artık demode ve arka hep oldu, katılımın olmasa da fark etmeyecek bir hale döndü.
- Son üç-dört yıldır, andlar ve diğer törenlerin kullanılmaması gerektiği yönergeler çıktı, üzerine tepkiler oldu.
- 1:08:35Törenlerin Tarihsel Gelişimi
- Cumhuriyetin kurucu dönemi bir ulusal burjuvazinin ağırlığının hissedilmediği, asker-sivil bürokrasinin ön planda olduğu bir dönemdir.
- 1980'li yıllarda yükselen burjuvazi, Turgut Özal ve neoliberal rejimle birlikte törenleri piyasalaştırmaya başladı (pop müziği sanatçıları ve arabeskçiler sahne almaya başladı).
- AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan'ın yeni bir sınıfın (Anadolu burjuvazisi) yükselişi, kendi değerlerini hakim ortama katma çabası olarak değerlendirilmelidir.
- 1:11:17Gezi ve Şenlik
- Bizim törene değil, şenliğe ihtiyacımız var; Gezi bu anlamda bir şenlikti.
- Gezi, 31 Mayıs'ta anımsanırsa ritüelize olabilir ve kendi kendimize karikatüre dönüştürülmüş oluruz.
- Gezi, Haziran 2013 ayaklanması olarak adlandırılmalı, çünkü lokal bir ayaklanma değil, Türkiye genelinde gerçekleşen, 2,5-3,5 milyon kişiye dayanan bir kalkışmaydı.
- 1:13:19Muhalefet ve İktidarın Törenlere İhtiyacı
- Muhalefetin, isyancıların törenlere ihtiyacı yoktur.
- İktidarın törene ihtiyacı vardır, çünkü meşruiyetini ve hegemonyasını oluşturmak için törenler önemli bir kanaldır.
- Demokratikleşen Türkiye'de baskılar ağırlaşmakta, bu da hoşnutsuzluğu arttırmaktadır.
- 1:13:46Törenlerin Pedagojik Değeri
- Törenler, sıkıştırılmış mesajları kısa zamanda duygu yoğunluğu yaratarak insanlara aşılamak için kullanılır.
- Anıtkabir törenlerinde şiir okuyan çocuklar travma geçirmiş olabilir, çünkü onlar genelkurmay başkanı, vali ve belediye başkanı tarafından kucaklanmışlardır.
- Bu törenlere katılan çocuklar genellikle 11-12 yaşlarında olup, 2006-2013 yılları arasında 5 yıl geçtikten sonra 16-17 yaşlarında olurlar.
- 1:15:49Anıtkabir Törenlerinin Artışının Nedenleri
- Anıtkabir törenlerinin artışı siyaset sosyolojisinin alanında incelenen bir konudur.
- Toplumun sıkışma dönemlerinde ve polarizasyon güçlendiğinde insanlarda manevi takviye ihtiyacı artar.
- Anıtkabir, Atatürk'ün toplumsal meşruiyetinden kaynaklanan bir çekicilik ve engellenemeyecek bir hareket olarak görülür.
- 1:18:17Anıtkabir Törenlerinin Özellikleri
- Anıtkabir, insanı küçük hissettiren ve kendini yüce bir varlıkla birleştirebilecek bir mekan olarak tasarlanmıştır.
- Bu törenler artık katılmaktan nefret edilen şeylerden koşa koşa katılmak istenen bir prote haline gelmiştir.
- Bu törenler daha çok ayin niteliğinde olup, belirli bir protokolü yoktur ve daha spontan ve dönüştürücü bir yapıya sahiptir.
- 1:19:30Ayinlerin Toplumsal İşlevi
- Toplumsal sıkışma anlarında insanlar kurtarıcı figürleri çağırarak inancını tazelemeye çalışır.
- Ayinler, istikrarsızlık ve belirsizlik içindeyken her şeyin düzeleceğine dair bir inanç tazeleme aracıdır.
- Tören ve ayin arasındaki farkı gözetmek önemlidir, aksi takdirde törendeki kast veya sui kast gözden kaçırılabilir.