Buradasın

Kerbela Olayı ve İslam Tarihi Üzerine Bilgilendirici Program

youtube.com/watch?v=C7_arveatwo

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Gündem Ötesi" programında sunucu ve konuk Prof. Dr. Adnan Demircan (İstanbul Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi, İslam tarihi konusunda 40 civarında kitap yazarı) arasında geçen bir sohbet formatında sunulmaktadır.
Video, Kerbela olayının tarihsel arka planını, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin dönemlerindeki siyasi gelişmeleri, Muaviye ve Yezid dönemlerindeki hilafet mücadelesini ve Hz. Hüseyin'in Kerbela'daki şehadetini kronolojik olarak anlatmaktadır. Program, Kerbela olayının İslam dünyasındaki etkilerini, Aşure Günü'nün tarihsel önemi ve Türkiye'deki aşure kültürü hakkında bilgiler sunmaktadır.
Programda ayrıca Hz. Hüseyin'in Kufa'ya yolculuğu, Kerbela'ya varışı, şehadet günü olan 10 Muharrem'deki olaylar, şehit edilenlerin gömüldüğü yerler ve olayın İslam tarihindeki yeri detaylı şekilde ele alınmaktadır. Video, Kerbela olayının İslam dünyasında birliğe ve beraberliğe vesile olmasını dilemeleriyle başlayıp, Aşure Günü'nün kültürel önemiyle sonlanmaktadır.

00:29Kerbela Olayı ve Programın Amacı: Program, İslam tarihinin en acı hadiselerinden biri olan Kerbela olayını ele alacak.
Kerbela olayında Hz. Hüseyin Peygamber'in torunu ve yetmiş iki yakını şehit edildiği acı hadiseyi ve bunun İslam tarihine etkilerini konuşacaklar.
Programda Muharrem ayı, halife dönemi ve halifenin seçimi gibi konular da ele alınacak.
01:24Konuk Profesör Dr. Adnan Demircan: Konuk Profesör Dr. Adnan Demircan, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olup, Kerbela olayıyla ilgili kırk civarında kitap yazmış.
Programda "Unutulmaz" etiketi kullanılarak Kerbela olayının unutulmaz bir olay olduğu vurgulanacak.
İzleyiciler sosyal medyadan soru sorabilir ve yorum yapabilir.
04:12Kerbela Olayının Önemi ve Tarihi Boyutu: Kerbela olayı İslam dünyasında birliğe ve beraberliğe vesile olmasını dileyen konuk, bu hadisenin doğru anlaşılması gerektiğini vurguluyor.
Kerbela olayının 1381. yıldönümü ve 1340. yılını idrak ettiğimiz bu olayın uzun süredir farklı kültürler ve mezheplerin algıları üzerinden değerlendirildiğini belirtiyor.
Her tarihi olayı o hadiseyi meydana getiren unsurlarla birlikte düşünmek gerektiğini, Kerbela'da öyle durup dururken olan bir hadise olmadığını, bunun bir arka planı olduğunu vurguluyor.
06:21İslam Dünyasında Siyasi Süreç: Allah Resulü irtihal ettiğinde yerine herhangi bir kimseyi bırakmadı ve Müslümanlara bir yol haritası çizmedi.
Müslümanlar el yordamıyla kendi çabalarıyla Allah Resulü'nün bıraktığı miras olan Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere yollarını bulmaya çalıştılar.
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin ortak bir özelliği kureyş kabilesinden olmalarıydı.
07:38Arap Toplumunun Yapısı ve Kabilecilik: Allah Resulü Arapları İslam'a davet ettiğinde çok parçalı bir toplumdu, birçok farklı kabileden meydana geliyordu ve her kabile bir devlet gibiydi.
Kabileler arasında sürekli mücadeleleri, rekabetleri ve kaynak kullanımında çatışmaları vardı, yağma kültürü güçlüydü.
Allah Resulü bu parçalardan bir bütün oluşturdu (ümmet) ve ümmet Hz. Peygamber'in liderliği altında birleşti.
08:49Kureyş'in Siyasi Yükselişi ve Hilafet Dönemi: Hz. Peygamber'in vefatından sonra eski sorunların bir kısmı tekrar ortaya çıkmaya başladı ve kabilecilik önemli bir problem olarak karşımıza çıktı.
Kureyş başından itibaren Hz. Peygamber'in ailesinde mensup olduğu kabile, siyaseti yöneten ana aktör olarak ortaya çıktı.
Hz. Ali'nin şehadetinden sonra Kufeliler Hz. Hasan'ı halife seçtiler, ancak Hz. Hasan takriben altı ay sonra hilafeti Muaviye lehine bıraktı.
10:38Hz. Hasan'ın Hilafetinden Feragat Etmesi: Hz. Hasan halife olmasına rağmen hilafet hakkından feragat etti ve bu durumdan dolayı babasının arkadaşları tarafından ciddi eleştiriler gördü.
Hz. Hasan, hilafeti teslim ettikten sonra Kufe'de bir törenle aile efradı, yakınları ve devlet ricalarıyla birlikte Muaviye ve hilafeti teslim etti.
Bu olay, Hicretin kırkbirinci yılında gerçekleşti.
11:31Hilafetin Karakteri ve Önemi: O dönemde birinin halife olması hem dini hem de siyasi liderlik anlamına geliyordu.
Hilafet esasen siyasi bir kurum olup, dini liderlikten çıkmış bir yapıydı.
Halife, Müslümanların dini kuralların uygulanmasını, sosyal, siyasi ve kültürel hayatın tüm alanlarını yönetiyordu.
12:49Muaviye'nin Hilafet İstemesi: Muaviye, Hz. Osman'ın yeğeni olup, Osman'ın şehadetinden sonra kabilenin lideri pozisyonunda olan diğer akrabaları gibi ortaya çıktı.
Muaviye, Hz. Ali'den katillerin cezalandırılmasını talep etti ve güçlenince Ali'nin meşru olmadığını, toplumun tamamından biat almadığını iddia etti.
Muaviye, Hz. Ali'ye karşı bir hareket başlattı ve siyasi mücadele ile hilafeti ele geçirdi.
14:13Halifelerin Seçimi: Halifelerin kendi aralarında ihtilafları veya çekişmeleri yoktu, gerginlikler çevresindekiler tarafından yaratılıyordu.
Hz. Ali, Hz. Osman'ın şehadetinden sonra Medine'de bulunan insanlar, hatta Osman'ın katline iştirak eden asilerin de içinde bulunduğu bir grup tarafından halife olarak seçildi.
14:46Hz. Ali'nin Halifeliği: Hz. Osman şehit olduktan sonra Hz. Ali'ye hilafet teklifi edildi ve kabul etti.
Hilafet o dönemde Medine'de seçiliyordu, her yerde sandık kurulmadan Medine'deki Müslümanlar halifeye biat ediyordu.
Biat etmek, halifeye itaat edeceklerine dair sözlü beyan ve birbirlerinin elini tutarak bir tören şeklinde gerçekleşiyordu.
16:01Hz. Ali'nin Eyaletlerle İlişkileri: O dönemde İslam dünyasında dört önemli eyalet merkezi vardı: Mısır, Kufe, Basra ve Şam.
Hz. Ali halife olunca eyaletlerdeki valileri değiştirmeye çalıştı, ancak Şam valisi Muaviye biat etmeyi Hz. Osman'ın katillerin cezalandırılmasına bağladı.
Muaviye'nin bu tutumu, Hz. Ali'nin otoritesini reddetmek anlamına geliyordu ve bu durum Sıffin Savaşı'na yol açtı.
17:56Hz. Hasan'ın Hilafeti ve Muaviye: Hz. Ali'nin vefatından sonra Hz. Hasan hilafeti devraldı, ancak Muaviye de kendi bölgesinde halifelik iddiasında bulunuyordu.
Hz. Hasan, Kufe'deki Hz. Ali taraftarlarının (Şi'iler) potansiyel tehdidini önlemek için ailesini Medine'ye götürdü.
Hz. Hüseyin, hilafetin Muaviye'ye devredilmesine muhalefet etse de, abisi olan Hz. Hasan'a itaat etti.
22:35Muaviye'nin Veliahtlık Sistemi: Hicret'in elli yılından sonra Muaviye, oğlu Yezid'i veliaht olarak tanıtmaya karar verdi.
Bu dönemde İslam dünyasında veliahtlık sistemi yoktu, halife hastalandığında veya öldükten sonra yeni yönetici seçiliyordu.
Muaviye, Yezid'i veliaht olarak tanıtmadan önce dört-beş yıl boyunca PR çalışması yaptı, onu topluma tanıttı ve kabile liderlerini ikna etti.
25:46Yezid'in Veliahtlığına Karşı Muhalefet: Hicret'in ellialtı yılında Yezid'in veliahtlığı açıklandıktan sonra dört kişi muhalefet etti: Hz. Ebubekir'in oğlu Abdurrahman, Hz. Ömer'in oğlu Abdullah, Zübeyr ibnül-Avvam'ın oğlu Abdullah ve Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin.
Bu dört kişi Kureyşliydi ve babaları bir önceki dönemin önemli siyasi aktörleriydi.
Yezid, bu dört kişinin hiçbiri kadar yaşlı değildi ve sahabi değildi, bu da onları veliahtlık konusunda muhalefet etmeye yönlendirdi.
29:04Medine'ye Giden Süvari Birliği ve Mekke'deki Görüşmeler: Bin kişilik bir süvari birliği, gözdağı vermek ve diyalogu devam ettirmek amacıyla Medine'ye gitti.
Bu dörtlü, Medine'ye gelmesini öğrenince Mekke'ye gitti ve kendisiyle görüşmemek için toplantılar düzenlendi.
Toplantılarda "saltanat zaten yoktu" konusu gündeme getirildi ve bu dörtlü kendilerini temsil eden sözcü olarak Abdullah bin Zübeyr'i seçtiler.
29:38Muaviye'nin Yezid'i Veliaht Tercihi: Muaviye, yaşlı bir insan olduğunu belirten bir yaşa geldiğini söyleyerek yerine oğlu Yezid'i veliaht olarak tayin etmeyi teklif etti.
Hz. Hüseyin'e, onun amcasının oğlu olduğunu ve akrabalık ilişkisini gündeme getirerek Yezid'e destek olmasını istedi.
Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Ömer ve Abdurrahman bin Ebubekir dörtlü olarak Muaviye'nin teklifini reddederek Hilaliye (Bizans sistemi) olduğunu belirttiler.
31:26Muaviye'nin Tercihlerine Karşı Çıkanlar: Muaviye'ye karşı çıkanlar, Hz. Muhammed'in yaptığı gibi meseleyi ümmete bırakmasını, Ebubekir'in yaptığı gibi akrabasız birini tayin etmesini veya Ömer'in yaptığı gibi şura tayin etmesini istediler.
Muaviye bu üç teklifi de kabul etmedi ve sorunu Yezid'in döneminde bırakarak zamana bıraktı.
Abdurrahman bin Ebubekir vefat ettiğinde üç muhalif kaldı ve Abdullah bin Ömer karakter olarak munis bir insan olarak tanımlanıyordu.
33:10Muaviye'nin Vefatı ve Yezid'in Mektubu: Muaviye, Hicret'in altmışıncı yılında vefat etti ve Medine'deki valisine Yezid'e bir mektup yazdı.
Yezid, Medine'deki valiye "Emirü'l-müminin öldü, ben veliaht olarak biat aldım, benim için Medine'de biat al" şeklinde bir mektup gönderdi.
Mektupta özellikle Hz. Hüseyin, Abdullah bin Zübeyr ve Abdullah bin Ömer'in isimlerinin ihmal edilmesi isteniyordu.
34:38Hz. Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr'in Mekke'ye Gitmesi: Vali, Yezid'in emriyle Hz. Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr'i akşam çağırmış, Emirü'l-müminin'in öldüğünü ve Yezid'e biat etmelerini istemişti.
Hz. Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr, "Biz köşede biat edecek adamlar değiliz, mescidde herkes biat ederse biz de orada biat ederiz" diyerek erteleme istediler.
Vali serbest bıraktığında, ikisi de ayrı yollardan Mekke'ye gittiler.
35:08Hz. Hüseyin'in Mekke'deki Durumu: Hz. Hüseyin Mekke'ye gittikten sonra istişarelerde bulunuyor, ne yapacağı konusunda net bir planı yoktu.
Abdullah bin Zübeyr Mekke'ye gittiğinde Harem'e sığınıp, her gün gelen hacılara konuşmalar yaparak Yezid'i eleştiriyordu.
Kufeliler, Hz. Hüseyin'e onlarca mektup yazarak "Bizim valimiz valilikten çıkmıyor, ne olur gel başımıza, sana biat edelim" diyorlardı.
36:21Muslim bin Akil'in Kufe'ye Gönderilmesi: Hz. Hüseyin, Mekke'ye gittikten bir buçuk ay sonra amcasının oğlu Muslim bin Akil'i Kufe'ye göndererek olayın durumunu öğrenmek istedi.
Kufe'nin valisi Numan bin Beşir, Ensar'dan Muaviye ile iyi ilişkileri olan, yumuşak karakterli bir adamdı.
Muslim bin Akil Kufe'ye gittiğinde kısa sürede binlerce kişi Hz. Hüseyin'e biat etti ve Hz. Hüseyin'e "Hemen çık gel, bu iş tamam gibi" şeklinde bir mektup yazdı.
38:39Hz. Hüseyin'in Karar Süreci: Hz. Hüseyin mektubu aldıktan sonra çevresiyle istişarede bulunuyor ve Abdullah bin Abbas ona "Kufeliler babana ve kardeşine ihanet ettiler, inanma onlara" diye uyarıda bulunuyor.
Abdullah bin Abbas, Hz. Ali döneminde önemli bir siyasi aktör olan Abdullah bin Abbas, Hz. Hüseyin'e Yemen bölgesine gitmesini, sıkıntılı durumda dağlara çekilmesini tavsiye ediyordu.
Hz. Hüseyin, akrabalarının muhalif kalmasına rağmen Kufelilerin davetini dikkate alarak gitme kararı verdi.
40:28Hz. Hüseyin'in Yolculuğu: Hz. Hüseyin, Hac arefe gününden bir gün önce olan Zilhicce ayının sekizinde ihramdan çıkarak veda tavafı yaptı ve Haccını tamamlayamadan yola çıktı.
Hz. Hüseyin'in yola çıkarken bir savaş yapma veya ordu toplama düşüncesi yoktu, aksine kız kardeşleri, kızları, çocukları ve bebekleriyle birlikte gitti.
Mekke ile Kerbela arasındaki mesafe yaklaşık 1500 kilometre olup, Hz. Hüseyin 24 gün süren bir yolculukla 2 Muharrem'de Kerbela'ya ulaştı.
43:14Kufe'de Olaylar: Yezid, Hz. Hüseyin ile Kufelilerin mektuplaşmasını öğrenince, Kufelilerin itaatten çıkacağından endişelenerek istişarede bulunuyor.
İstişare neticesinde Basra'da valilik yapan Ubeydullah bin Ziyad'ı Kufe'ye tayin ediyor ve kendisini Irak genel valisi yapıyor.
Ubeydullah bin Ziyad, babası gibi sertlik yanlısı ve muhaliflere göz açtırmayan bir adam olarak, Hz. Hüseyin'e karşı tavizsiz olacağı düşünülerek seçilmiştir.
44:22Müslüman'ın Ayaklanması ve Ölümü: Ubeydullah Kufe'ye gittikten sonra kabile liderlerini çağırıyor ve onlara destek olmalarını istiyor, ancak Müslüman bin Akil yalnız kalıyor ve kaçmaya başlıyor.
Müslüman bin Akil, Hani bin Urve isimli kabile liderinin evinde bulunuyor ve orada tespit ediliyor.
Müslüman bin Akil tutuklanınca ayaklanma kararı veriyor, ancak sadece 200 kişi toplayabiliyor ve bu kişilerden de çoğu arkasından kaçıyor.
46:36Müslüman'ın Teslimi ve Ölümü: Müslüman bin Akil, yaşlı bir hanımın evinde saklanırken, oğlu kadından şüpheleniyor ve Müslüman'ın orada saklandığını öğreniyor.
Müslüman'ın yerini kabile liderine bildiren oğlu, kabile lideri de Ubeydullah'a haber veriyor.
Ubeydullah, Müslüman'ı getirmek üzere görevlendirdiği kişi tarafından teslim ediliyor ve sarayın damında idam ediliyor, cesedi Küfe çarşısında asılıyor.
47:48Hz. Hüseyin'in Durumu: Müslüman'ın ölümüne karar verildiğinde, Hz. Hüseyin Ubeydullah'tan vasi tayin etmesini istiyor ve Ömer bin Sa'd- bin Ebi Vakkas'ı vasi olarak tayin ediyor.
Müslüman'ın vasiyetlerinden biri, Hz. Hüseyin'e haber göndererek geri dönmesini istemekti.
Hz. Hüseyin, Müslüman'ın ölümü haberi ve Kufelilerin biat etmemesinden haberdar olunca, aile efradıyla istişare ediyor ve yola devam etme kararı veriyor.
49:16Hz. Hüseyin'in Yolculuğu: Ubeydullah bin Ziyad, Hz. Hüseyin'in Kufelilere ulaşmasını engellemek için Hür bin Yezid'in komutasında 1000 kişilik bir süvari birliği görevlendiriyor.
Hz. Hüseyin, Mekke'den çıktığında yaklaşık 500 kişilik bir grupla gidiyordu, ancak Müslüman'ın öldürüldüğünü öğrenince 200 kişiye düşüyor.
Hz. Hüseyin, Hür bin Yezid ile görüşmeler yaparak bir uzlaşma noktasında kalmaya çalışıyor ve Kerbela'ya kadar ilerliyor.
51:31Kerbela'da Olaylar: Kerbela'ya inen Hz. Hüseyin, yanındakileri toplayarak durumun kritik olduğunu söylüyor ve ayrılmak isteyenlerin ayrılmasına izin veriyor, böylece yanına 72 kişi kalıyor.
Ubeydullah bin Ziyad, Hz. Hüseyin'e karşı Ömer bin Sa'd- bin Ebi Vakkas'ı komutan olarak görevlendiriyor.
Ömer bin Sa'd, başlangıçta bu görevi kabul etmek istemiyor ancak baskı altında 4000 kişilik orduyla Kerbela'ya gidiyor ve Hz. Hüseyin ile görüşmeler yapıyor.
54:21Hz. Hüseyin'in Teklifleri: Hz. Hüseyin, Ömer bin Sa'd'a üç seçenekli bir teklif sunuyor: Mekke'ye dönmeye izin vermesi, Yezid'le aralarındaki sorunu çözmek için Şam'a götürülmesi veya kafirlerle savaşmak için bir bölgeye götürülmesi.
Bu teklifler, Kufelilerin biatını çektiğini ve davetin artık geçerli olmadığını düşündüğü için sunuluyor.
Karşısındaki ordu, Kufelilerden oluşuyor ve içinde Hz. Hüseyin'e davet mektubu yazanlar da var.
55:41Kerbela Olayının Gelişimi: Ömer bin Sa'd, Hz. Hüseyin'in sunduğu üç seçenekle olumlu bir yaklaşım sergiliyor ve durumu vali Ubeydullah'a bildiriyor.
Ubeydullah, Şemir bin Zilcevşen adlı muhalif bir adamın önerilerini dinleyerek Hz. Hüseyin'in teslim olmaması durumunda onu ele geçirmeyi planlıyor.
Hz. Hüseyin, onuruna saygısızlık edilmekten çekinerek teslim olmayı reddediyor ve 10 Muharrem'de şehit oluyor.
57:15Kerbela Savaşı ve Sonuçları: Hz. Hüseyin'in teklifini reddedince Ömer bin Sa'd saldırı emri veriyor, ancak Resulullah'ın torununa saldırmayı kimse üstlenmek istemiyor.
Ok atışlarıyla başlayan çatışmada Hz. Hüseyin'in yakınları ve akrabaları tek tek şehit ediliyor, Hz. Hüseyin'in vücudunda 30'dan fazla kılıç ve ok darbesi isabet ediyor.
Hz. Hüseyin'in karşı karşıya olduğu kişilerin bir kısmı sahabeleri görmüş, Peygamber Efendimiz'in akrabaları arasında var, ancak bu cinayetin aktif olarak sahabeler tarafından işlenmediği belirtiliyor.
1:01:38Hz. Hüseyin'in Türbesi ve Kerbela Toprağı: Hz. Hüseyin'in türbesi Kerbela'da bulunuyor, gümüş şebeke ile çevrili sandukasında Hz. Hüseyin ve oğlu Ali Ekber'in cesetleri yer alıyor.
Hz. Hüseyin'in türbesinin çevresinde büyük bir mezarlık var ve Şia arasında burada gömülmek büyük bir manevi üstünlük olarak kabul ediliyor.
Şia mezhebinde özellikle Caferiye İmami'nde, Kerbela toprağından yapılan sekiz köşeli tabletlerin üzerine secde edilmesi yaygın bir uygulama.
1:04:01Hz. Hüseyin'in Başının Nerede Olduğu: Hz. Hüseyin'in bedeninin Kerbela'da, başının ise en yaygın kanaatte Baki mezarlığında olduğu rivayet ediliyor.
Hz. Hüseyin'in başı ve diğer şehitlerin başları kesildikten sonra valiye, daha sonra Yezid'e ve Şam'a gönderiliyor.
Hz. Hüseyin'in başının nerede defnedildiği konusunda çeşitli rivayetler var, ancak konuşmacı Şam'da defnedildiği ihtimalini daha güçlü görüyor.
1:06:15Kerbela Olayının Sonrası ve Etkileri: Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinin ardından şehitlerin ailesi önce Kufe'ye, sonra Şam'a götürülüyor.
Kerbela hadisesi İslam tarihinde önemli bir kırılma noktası oluyor ve hemen sonrasında Kufe'de büyük bir pişmanlık ortaya çıkıyor.
Hadise, Hicret'in 61. yılında Muharrem ayında gerçekleşiyor, Yezid ise 4 yıl sonra, Hicret'in 64. yılında ölüyor.
1:08:27Hz. Hüseyin'in İntikamını Arayanlar: Hz. Hüseyin'in öldürülmesinden sonra pişmanlık duyanlara "Tevvabn" deniyor, bu pişman olanlar, tevbe edenler demektir.
Hz. Hüseyin'in intikamını almak için harekete geçenler, Hicret'in 65. yılında Ubeydullah bin Ziyad'ı Kufe'den kaçırıyor.
Tevvabn, Hz. Hüseyin'in şehadetine iştirak etmiş, fiilen görev almış insanların hepsini öldürerek yaklaşık iki yıllık bir katliam yapmışlar.
1:09:50Kufe'deki Gelişmeler: Kufe'de Hz. Hüseyin'in intikamını alma iddiasıyla Muhtar bin Ebi Ubeyd es-Sakafi adlı bir adam harekete geçiyor.
Muhtar, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin taraftarlarını toplayıp birlikte hareket ederek intikam almak için çaba gösteriyor.
Bu süreçte Hicret'in 65. yılından 67. yılına kadar Hz. Hüseyin'in şehadetine iştirak etmiş insanların hepsini öldürdüler.
1:11:07İntikam Süreci ve Aşure Günü: Ubeydullah bin Ziyad'ın başı kalkanın üzerinde getirildiğinde, çok geçmeden Muhtar'ın başı Musab bin Zübeyr'in önüne getirildi.
Aşure, Muharrem ayının onuncu günü olup, Araplarda Cahiliye döneminden itibaren dört haram aydan biridir.
Muharrem ayı haram kılınmış, hürmet ayıdır ve hacıların dönüş ayı olarak kabul edilir.
1:12:53Aşure Günü Oruç Tutma Geleneği: Cahiliye döneminde Aşure günü oruç tutuluyordu ve Hz. Peygamber hicret ettikten sonra yahudilerin de oruç tuttuğunu gördüler.
Ramazan orucu farz kılınca, Müslümanlar artık o gün oruç tutup tutmamakta Allah Resulu tarafından muhayyer bırakıldı.
Hz. Peygamber, Yahudilere benzememek için sadece onuncu gün değil, dokuzuncu ve onuncu gün ya da onuncu ve onbirinci gün tutmayı tavsiye etti.
1:13:53Aşure Günü Kültürü ve Osmanlı Dönemi: Türkiye'de Aşure günü bir tatlı yemeği pişirme ve dağıtma kültürü vardır.
Osmanlı döneminde Muharrem ayında devlet erkanı padişahın huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik ederdi.
Padişahlar ve devlet büyükleri Kerbela'yı ziyaret etmiş, Kanuni Sultan Süleyman ve Murat zamanında türbeyi yeniden yaptırmışlardır.
1:15:30Kerbela Ziyaretleri ve Zafer Bayramı: Kerbela ziyaretleri ve anma toplantıları Buler zamanında başlamış, zaman zaman aşırılıklar ve çatışmalara sebep olmuştur.
Program, Muharrem ayının onuncu günü olan Kerbela'nın yıldönümünde bu meseleyi konuşarak hatırlatmıştır.
30 Ağustos, Zafer Bayramı olarak kutlanmakta ve 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla başlayan Milli Mücadele sonucu bağımsızlık kazanılmıştır.

Kerbela Olayı ve İslam Tarihi Üzerine Bilgilendirici Program

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir