Buradasın
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Çarşamba Konferansları: "Söz Uçar, Yazı Kalır" Sunumu
youtube.com/watch?v=RqxZetiCeCsYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin dokuzuncu Çarşamba Konferansı'nda Profesör Dr. Adice Budak'ın "Söz Uçar, Yazı Kalır: 83 Yıllık Medine Usul Defteri" konulu sunumunu içermektedir. Konferansta ayrıca Deniz Hoca, Ercan Hoca, Ertan Hoca, Başak Baysal ve Alican Hoca gibi hukuk akademisyenleri de yer almaktadır.
- Sunum, 1937-1938 yıllarına ait Mustafa Reşit Belgesel'in derslerini not alan bir öğrencinin defterini analiz ederek Türk hukukunun tarihsel gelişimini ele almaktadır. Konferans, kitapların ve defterlerin tarihsel değerini, hukuk dilinin zaman içindeki değişimlerini, Fransız hukukundan alınan etkileri ve Türk hukukunun akademik silsilesini incelemektedir.
- Konferans sırasında 1926 sayılı Türk Medeni Kanunu, 1927 sayılı Usul Kanunu ve 1932 sayılı İflas Kanunu gibi önemli kanunların tarihsel gelişimi, Roma ve Fransız hukukunun Türkiye'ye etkileri, harf inkılabı ve dil sadeleşmesi gibi konular tartışılmaktadır. Ayrıca, Türk hukukunun İsviçre kanunlarını resepsiyon yoluyla kabul etmesi ve bu süreçte yaşanan değişiklikler de ele alınmaktadır.
- 00:05Konferansın Tanıtımı
- Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Çarşamba Konferansları'nın dokuzuncusunda Profesör Dr. Adice Budak konuk ediliyor.
- Profesör Budak "Söz uçar, yazı kalır: Seksenüç yıllık medine usul defteri" konulu bir sunum yapacak.
- Konferans sohbet havasında başlanıyor ve katılımcılar arasında konuşuluyor.
- 01:14Söz Ucar, Yazı Kalır
- "Söz uçar, yazı kalır" ifadesi Roma hukukundan gelen bir tabir olup Latince'de de söylenir.
- Bilginin saklanması, iletilmesi ve paylaşılması yolları çok değişse de hukuk mesleğinde yazı önemini muhafaza etmektedir.
- Yazıyı okuyabilmek önemli olup, zamanla bazı yazılar okunmaz hale gelebilir.
- 02:19Harf İnkılabı ve Dil Sadeleşmesi
- Harf inkılabı ve dilde sadeleşme hareketi tarihe mal olmuş olaylar olarak değerlendirilmelidir.
- 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan milliyetçilik cereyanı, Türkiye'de de yerleşmiş ve fiziki şartlar bir araya gelince dil sadeleşmiştir.
- Dilin sadeleşmesi sonucu, günümüzdeki gençler ve orta yaşlılar bir önceki yüzyılın başında söylenen ve yazılanları anlamakta zorlanmaktadır.
- 03:33Eski Kitap Merakı
- Konuşmacı, eski kitaplar hakkında merakı sahaflarda dolaşarak başlamıştır.
- Eski kitapları okumakta bir güzellik vardır, çünkü kitapların içinde sayfa kenarına yazılmış notlar ve kitaptan çıkan çeşitli şeyler bulunabilir.
- Konuşmacı, İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken sahaflar çarşısını ziyaret etmekten keyif aldığını belirtiyor.
- 06:37Eski Kitapların Arasından Çıkanlar
- Eski kitapların arasından en çok masa takvim yaprakları çıkar, bazen mavi tükenmez kalemle yazılmış notlar bulunur.
- İkinci sırada en çok tesadüf edilenler kartvizitlerdir.
- Üçüncü sırada kesilmiş veya yırtılarak yerinden ayrılmış gazete küpürleri çıkar.
- Eski kitapların arasından ayrıca resmi belgeler, mektuplar ve çeşitli notlar da çıkabilir.
- 08:49Kitapların Arasından Çıkan Gariplikler
- Kitapların arasından beklenmedik şeyler çıkabilir, örneğin kabak çekirdeği, tedavülden kalkmış banknotlar veya gelin telleri.
- Sahaflar eski kitapların arasından çıkan değerli nesneleri (hakani tapular şirketi, hayriye hisse senedi, yaldızlı refalar, vakıf senetleri) alarak zengin olabilirler.
- Kitapların kenarındaki notlar (haşiyeler) ilk okuyandan yeni sahibine haberler getirir ve bazen yazarla tartışmaya, yazıları düzeltmeye teşebbüs eder.
- 10:04Kitap Kenarındaki Notların Önemi
- Kitap kenarındaki notlar, okuyucunun düşüncelerini yansıtır ve bazen yazarın yazılarını güncellemeye çalışır.
- Bazı notlar anlık haberleşme için kullanılmış olabilir, örneğin "King oynamaya gidelim mi?" veya "Seni seviyorum" gibi romantik notlar.
- Almanca notlar içeren bir kitapta "ama senin ağzını öpmek istiyorum" yazısı bulunmuş, bu notun gerçekçi veya romantik bir yorumu olabilir.
- 13:04Kitapların Zor Bulunan Zamanları
- 1920'ler, 1930'lar ve 1940'lar arasında kitaplar kıymetli ve zor bulunan nesnelerdi, fotokopi ve internette PDF olarak paylaşım imkanları yoktu.
- 1940 yılında Adalet Bakanlığı tarafından basılan "Adli Kanunlar" kitabında, hakimlere kanun metinlerine ulaşma imkanı sağlamak için özel bir hizmet sunulmuştu.
- Kitapların kıymetli olduğu dönemde, ders notları yayınevleri tarafından basılıp ders kitabı gibi satılırdı.
- 15:52Harf Devrimi ve Yeni Harfler
- 1928 yılında yayınlanan bir kitapta yarısı eski harflerle, yarısı yeni harflerle dizilmiştir.
- Harf devriminin başarılı olması için büyük bir kararlılık gerekiyordu ve bu değişimin önemini gösterir.
- Kitapta yeni harflerle yazılan kelimelerde hemen hemen hiç imla hatası bulunmamaktadır, bu da o günkü aydınların yüksek motivasyon ve dil hakimiyetini gösterir.
- 17:35Bir Ders Notunun Keşfi
- Defterin kapağında "HUK" yazısı ile Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu belirtiliyor.
- Defterin içi eski yazıyla yazılmış olmasına rağmen, yeni Türk alfabesi ile tasdikler ve ceza kanununun 9. maddesi yer alıyor.
- Defter 1927-1928 yıllarında tutulmuş ders notları olarak düşünülüyor, ancak aslında 1937-1938 yıllarına ait olduğu ve Hard İnkılab'dan sonra yazılmış olduğu ortaya çıkıyor.
- 19:42Defterin Özellikleri ve İçeriği
- Defterin sahibi İstanbul yargıcısı olan, sonradan İstanbul hakimi ve Ticaret Mahkemesi'nde çalışmış kıdemli bir hakim olduğu tespit ediliyor.
- Ders notları Mustafa Reşit Belgesel'in derslerinden müteşekkil olup, derslerin tamamının Belgesel tarafından verilmiş olamayacağı fikrine ulaşılmış.
- Notlar bugün dahi bir öğrencinin dikkatle okuması halinde sınavda geçer not alabileceği kadar bilgi içeriyor ve muntazam tutulmuş.
- 21:35Defterin Fiziksel Özellikleri
- Defter sığır dili olarak ifade edilen ince kenarından açılan, 24 cm ve 15 cm'lik sayfaları olan, 133 sayfalık bir defter.
- Her sayfada 38 ile 48 satır bulunuyor ve siyah mürekkepli metal uçlu kalemle yazılmış.
- Sayfaların sadece ön yüzü kullanılmış, sayfa marjı bırakılmamış ve küçük, ince bir el yazısıyla yazılmış.
- 22:41Ders Notlarının İçeriği
- Defterin kapağında fihrist yapılmış ve davaya ehliyet, davaya vekalet gibi konuların sayfa numaraları yazılmış.
- Notlarda karşılaştırmalı hukukla ilgili bilgiler, Belgesel'in kitaplarından alınmış parçalar ve kısaltmalar kullanılmış.
- Sistematik eserlerde mevcut olmayan bazı bilgilere tesadüf ediliyor, özellikle Meclis ile 1879 tarihli kanunun ilişkisine atıf yapan bilgiler.
- 23:47Tarihi Bilgiler
- Ders notlarında Temiz Mahkemesi'nin tarihi hakkında bilgiler var: 1295 tarihli teşkilat kanunu ile kurulmuş, 7 Haziran 1336'da Sivas'ta muvakkat temyiz heyeti kurulmuş.
- 27 Mayıs 1926 kanunu ile Eskişehir'de bir temyiz mahkemesi kurulmuş, 15 Haziran 1935 kanunu ile Ankara'ya nakledilmiş.
- Milli Mücadele döneminin ilk safhasında, meclis hükümeti zihniyeti o zamandan itibaren yargı da Anadolu'ya taşınmış.
- 25:19Hukuki Kavramlar ve Açıklamalar
- Bugün kullandığımız çoğu kavram Almanca'dan tercüme edilerek hukuk dilimize girmiş, ancak o devirde farklı isimler kullanılmış.
- Çekişme kavramı "hakim ve münasebeti başlığı altında inceleniyor" şeklinde ifade edilmiş.
- Menfi tespit davası, "bir kimsenin bir hususta hakkı olmadığını ispat için dava edebilir" şeklinde tarif edilmiş.
- 26:38Hukuki Kararlar ve İkram
- Geçici hukuki koruma önlemi için muhakkak karakterlerin kullanıldığı belirtiliyor.
- Yenilik doğuran kararlar, inşa hükümleri için "kaziye-i muhkemenin mutlak ve nisbi olduğunun tayin için kazayı enfusi ve afaki olarak ayırmalıdır" şeklinde formüle edilmiş.
- İkram bir hukuki muamele olarak tanımlanmış, şartları arzu beyan edilmesi ve netice hukuki bir sonuç doğurmak için vücuda getirilmiş olması şeklinde açıklanmış.
- 29:58İkrarın Bölünmesi Meselesi
- Mustafa Reşit Belgesel, ikrarın bölünemeyeceği görüşünün şiddetli bir savunucusu olup, o devirde ticaret kanunu da ikrarın bölünemeyeceğini açık bir hükümle belirtiyordu.
- Hukuk mahkemelerinde ikrar bölünebiliyordu, ancak Belgesel bu konuda bölünmemesi gerektiği görüşünü heyecanla savunuyordu.
- Belgesel'in kesin hüküm konusundaki açıklamaları, o günkü kanunla bağdaşabilecek görüşler içermekteydi.
- 32:24Kesin Hüküm ve Ara Kararlar
- Belgesel, ara kararları hadiseler, ön sorunlar ve davayı davaya tahkikine mütalik kararlar olarak üçlü bir ayrım yapıyor.
- Hadiseler ve ön sorunlar konusunda verilen ara kararlardan dönülemeyeceğini, bunların kesin olduğunu savunuyordu.
- Yetki konusunda verilen usule ilişkin ön sorunlar veya senenin sahih mi sahte mi olduğu konusunda verilen kararların mahkemeyi bağlayacağını belirtiyordu.
- 33:34Hukuk Dili ve Kavramların Değişimi
- Hukuk dili ve kavramları zaman içinde değişip çeşitlenmiştir, Türkiye'de bu değişimin 1920'li ve 30'lu yıllarda en hızlı yaşandığı tarihsel döneme tekabül etmektedir.
- Cumhuriyet'in kurulduğu zamanki özel hukuk ve kamu hukukunun Batı hukukunun bir parçası olduğu, Türkiye'nin Avrupa'daki kolikasyon hareketinin gerisinde kalmadığı belirtilmektedir.
- 1930'lu yılların ilmi içtihatlarını oluşturan, yer yer eski hukukun izlerini taşıyan eserler, cumhuriyeti kuran kuşağının mirası içinde yer alan ve bugün de yararlanılabilecek nitelikte olan eserlerdir.
- 35:48Mustafa Reşit Belgesel'in Dersleri
- 1937-38 ders yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ordinaryüs profesör Mustafa Reşit Belgesel'in kürsüsü tarafından verilen medeni usul hukuku derslerinde, derslerin yüksek nitelikte olduğu ve her bir ders için ayrı ayrı hazırlanıldığı görülüyor.
- Derslerde karşılaştırma hukuku dahil olmak üzere ilmi ve kaza içtihatlardaki tartışmalara ve eski hukuka ilişkin kısa karşılaştırma bilgilerine yer verildiği görülmektedir.
- Öğrenci tarafından mürekkepli kalemle tutulan ders notları, açıklayıcı şemalar, ilave edilmiş başlıklar ve muhteviyatı özetleyen bir cetveli ihtiva etmektedir.
- 37:49Türk Hukuk Tarihi ve Yorumlama
- Türk hukuk tarihinde ikrar ve kesimleri genel bir bakış açısıyla tartışılabilseydi, HK 236 ve HK 188 hükmü arasında beş esas farklılık olmayabilirdi.
- Türk hukuk doktrini olarak son elli yıldır medeni hukuk, ticaret hukuku ve medeni usul hukuku alanında Avrupa hukuk literatüründen yararlanılarak eserlerle yol alınıyor.
- İktibas edilmiş kanunları Türk ruhuna göre uygulamak, yorumlamak ve zamana uygun değişikliklerle geliştirmenin yolu, bu kanunları ilk ödünç aldığımız günlerde yazılanlardan başlayarak, eski hukuk literatürünü okuyup hatırlamaktır.
- 41:04Katılımcıların Değerlendirmeleri ve Katkıları
- Konuşmacı, katılımcıların değerlendirmelerini ve katkılarını dinlemek istediğini belirtiyor.
- Medine Usulü Hukuku Anabilim Dalı'ndan Ertan Hoca'nın sözü isteniyor.
- Ertan Hoca, önceki vesilelerle bu konuda şanslı olduğunu ifade ediyor.
- 41:45Kitap Hakkında Anekdot
- Ertan Hoca, 1928 baskısı Türkçe-Arapça harflerle olan bir kitap hakkında konuşuyor.
- Kendisinin 1986 baskısını Latin harflerle bulduğunu ve sakladığını belirtiyor.
- Kitabın 250-300 sayfa civarında olduğunu söylüyor.
- 43:01Kanunun Gerekçesi ve İçeriği
- 1986 sayılı kanunun gerekçesi kayıp, Meclis'te, Adalet Bakanlığı'nda her yerde arandığı ancak bulunamadığı belirtiliyor.
- Kitabın içeriğinde usul hukuku terminolojisi (kesin hüküm, ilk itiraz, dava şartı, yetki, görev) tanınıyor.
- 1879 tarihli kanun sayfasındaki metin yeni kanuna uydurularak yeni bir şerh oluşturulmuş.
- 44:46Hukukun Gelişim Süreci
- O dönemde yargı içtihatlarının gelişmiş olduğunu ve bugünkü Temiz Mahkemesi kararları ile karşılaştırılabilecek içerikte kararlar çıktığını belirtiyor.
- Türk hukukunun ilk ve sonrasında yaklaşık uzun bir süre böyle bir şey çıkmadığını ifade ediyor.
- İflas kanununun ilk şerinin Arap harflerine geçmiş durumda olduğunu ve 1932 tarihli olduğunu söylüyor.
- 46:27Hukukun Tercüme ve İktibas Süreci
- Konuşmacı, hukuk tarihimize kendimize haksızlık ediyor gibi hissettiğini belirtiyor.
- İsviçre'den alınan usul kanununun neredeyse üçte biri, dörtte biri farklı kanunlardan alınmış olduğunu vurguluyor.
- 1927'de kabul edilen kanunun 1932'de icraflaskan tamamen milli hale getirildiğini ifade ediyor.
- 49:27Hukukun İktibas Hareketleri
- Hukuk tarihinde iki büyük resepsiyon (iktibas hareketi) yaşandığını belirtiyor: Roma hukukunun Avrupa'da iktibası ve Fransız Medeni Kanunu'nun iktibası.
- Fransız Medeni Kanunu'nun tercüme edilerek bazen ufak değişikliklerle başka memleketlerde benimsendiği belirtiliyor.
- Türkiye'nin 19. yüzyılda modifikasyon kervanına katıldığını ve birçok memleket gibi Fransız kanunlarından iktibas ettiğini vurguluyor.
- 50:56Meçelle'de Usul Hukuku
- Konuşmacı, Meçelle'de usul hukukuna ilişkin bölümlerin nasıl hazırlandığını ve bunun Fransız etkisi olup olmadığı konusunda bilgi istiyor.
- Konuşmacı, Medeni Kanun'un içine usul hükümlerinin yerleştirilmesinin, İsviçre'de federal bir usul kanunu yapamadıkları için medeni kanun içine koydukları bir uygulama olduğunu belirtiyor.
- Meçelle'nin hazırlanmasında Avrupa kanunlarının şekil bakımından etkili olduğu, ancak içerik bakımından o dönemde muhteber kabul edilen fıkıh kitaplarından gidildiği belirtiliyor.
- 54:11Usul Hukukunun Kurucuları
- Mustafa Reşit Belgesel'in usul hukukunun kurucularından biri olduğu ve şerhlerini belgesel adeta bir ayetmiş gibi yazdığı belirtiliyor.
- Usul hukukçuları hakkında yeterli bilgi olmadığı, medeni hukukçulara kıyasla çok az eser yazıldığı vurgulanıyor.
- Usul hukukunun kurucuları arasında Mustafa Reşit Belgesel ile birlikte Ahmet Ziya'nın da zikredilmesi gerektiği belirtiliyor.
- 57:49Usul Hukukunun Tarihsel Silsilesi
- İstanbul Hukuk Fakültesi'nde Mustafa Reşit Belgesel'in oturttuğu esasları daha sonra Postacıoğlu'nun, ondan sonra da Saim Dağ'ın takip ettiği belirtiliyor.
- Baki Kuru'nun 1974 yılında yayınladığı "Hukuk Mahkeme Usulü" kitabında o dönemdeki Yargıtay içtihatlarını derleyip topladığı ve bu kitabın Türk usul hukukunun bir fotoğrafını çektiği vurgulanıyor.
- Ankara'da Baki Kuru'dan sonra Ejder Yılmaz ve Ramazan Aslan hocalarının, İzmir'de ise Hakan Pekcan ve Muhammet Özerkes'in liderliğinde bir grup usul hukukçunun olduğu belirtiliyor.
- 1:02:11Belgesi Hoca'nın Eserlerinin Değerlendirilmesi
- Belgesi Hoca'nın eserlerini konu alan bir yüksek lisans veya doktora tezi yazılması, Türk hukukunun gelişimini anlamamız ve Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki literatürü tanımamıza yardımcı olacaktır.
- Konuşmacı, bu tür bir doktora çalışmasına danışmanlık yapmayı teklif etmektedir.
- 1:03:10Belgesi Hoca'nın Kullanılan Kavramlar Hakkında Soru
- Belgesi Hoca'nın ders notlarında kullanılan kavramların, o dönemdeki yerleşik kavramlar olup olmadığı sorgulanmıştır.
- Bazı kavramların Fransız hukukundan gelen terimler olabileceği, diğerlerinin ise Belgesi Hoca'nın kendi sağduyusuyla el yordamıyla yaptığı tahliller sonucunda ortaya çıktığı belirtilmiştir.
- Derinlemesine bir araştırma yapılırsa, hangi terimlerin eski usul kanunundan ve Fransız hukukundan geldiğini, hangilerinin Belgesi Hoca'nın kendi muhakemesi sonucu ortaya çıktığını ortaya koymak mümkün olacaktır.
- 1:05:34Hukuk Biliminin Gelişimi
- Hukuk biliminde bilimsel devrimler, öncekini yanlışlayarak değil, onu kuşatacak şekilde katmanlar halinde gelişir ve genişler.
- Schwartz'ın 1939'da söylediği söz, Türk hukukunda birçok hukukçunun henüz tam anlamıyla idrak edemediği bir gerçektir: Türkiye, İsviçre kanunlarını kabul etmiş olsa da İsviçre hukuk tarihini ve düşünce tarzını devralmamış, bunları Türk ruhuna göre yorumlamıştır.
- 1923'ten sonra gerçekleşen hukuk devriminde, en makul çözüm birçok alanda yasaların resepsiyon yoluyla getirilmesiydi.
- 1:09:16Medeni Hukuk ve Aile Hukuku
- Medeni usul hukuk alanında kelimenin gerçek anlamıyla bir devrim yaşanmamış olsa da, medeni hukuk alanında özellikle aile hukukunda ve kadının korunması meselesinde bir devrim yaşanmıştır.
- Aile hukuku kararnamesi deneyimi bitmiş bir deneyimdir ve aile hukukunun bahis konusu olduğu yerlerde bir devrimin muhafaza edilmesi gereken özü vardır.
- İsviçre medeni kanununun seçilmesinin en önemli nedenlerinden biri, hakim hukuk yaratması özelliğidir ve bu yetki Türk medeni kanunu haline geldiğinde toplumun uyumunda önemli bir rol üstlenmiştir.
- 1:14:18Video Kapanışı
- Katılımcılara sağlıklı günler dileniyor.
- Başak hocanın tabiriyle tarihsel bir gezinti olduğu belirtiliyor.
- Değerlendirmeler için teşekkür ediliyor ve görüşmek üzere veda ediliyor.