Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, İslam tarihindeki önemli şahsiyetlerin hikayelerini anlatan dini bir anlatım formatındadır. Hz. Muhammed, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Cüneyd-i Bağdadi, Yahya Efendi, Ahmet-i Bican, İbrahim Hakkı, Cabir, Hasan Basri, Rabia Tül Adeviyye ve Maşite Hatun gibi dini kişiliklerin hikayeleri aktarılmaktadır.
- Video, çeşitli dini hikayeleri bölümlere ayrılmış olarak sunmaktadır. Her bölümde farklı karakterlerin yaşadığı olaylar, Allah'a olan inanç, cömertlik, sabır ve iyilik yapmanın önemi gibi İslami değerler vurgulanmaktadır. Hikayeler arasında Hz. Osman'ın kıtlık döneminde buğdayı yoksullara dağıttığı, Ebu Ubeyde'nin zorlu deniz yolculuğu, Hz. Musa'nın kasapla tanışması, zikir yapan bir adamın şeytanın vesvesesiyle yaşadığı olay, Hz. Peygamber'in yetim çocuğa yardım etmesi ve Maşite Hatun'un Firavun'un kızına Allah'ın varlığını anlatması gibi anlatılar yer almaktadır.
- Videoda ayrıca zikir, dua, affetme, tövbe ve Allah'a karşı gelmekten sakınma gibi dini konular da işlenmektedir. Her hikaye, izleyicilere İslami değerler ve yaşam öğretileri sunarak, dini bir mesaj vermektedir.
- Hz. Osman'ın Buğday Satışı
- Hz. Ebubekir'in halifeliği sırasında Medine'de büyük bir kıtlık yaşanmış ve halk ekmek yapmak için buğday bulamamıştı.
- Hz. Osman, Şam'a bir ticaret kafilesi göndererek yüz deve yükü buğday satın almış ve Medine'ye getirmişti.
- Tüccarlar buğdayı satın almak istemiş ancak Hz. Osman, "sizden daha fazla veren var" diyerek hiç kimseye satmak istememiş, bu tutumunu fırsat düşkünlüğüne bağlayanlar halifeye anlatmışlar.
- 01:21Hz. Ebubekir'in Açıklaması
- Hz. Ebubekir, tüccarların anlattıklarını dinleyip "bu işte bir gariplik var" demiş ve Hz. Osman'ın halkın ihtiyacını fırsat bilip kar elde etmek istemediğini düşünmüş.
- Hz. Ebubekir ve tüccarlar birlikte Hz. Osman'ın yanına gidip durumu sormuşlar.
- Hz. Osman, buğdayı sadece Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yoksullara ücretsiz dağıtacağını söylemiş.
- 02:14Cüneyd-i Bağdadi'nin Talebesi
- Cüneyd-i Bağdadi'nin bir talebesi vardı ve tüm iyilik ve faziletler onda mevcuttu.
- Cüneyd-i Bağdadi, talebelerine kuşları kimsenin görmediği bir yerde boğazlayıp getirmelerini söylemiş, ancak talebesi ıssız bir yer bulamadığı için boğazlamadan getirmiş.
- Cüneyd-i Bağdadi, talebesinin firasetini gördüğünü söylemiş ve talebeler tövbe edip affedilmelerini dilemişler.
- 03:22Cömert Salih Zat
- Bir gün çok cömert bir zat hastalanmış ve alacaklılar onun ölüm döşeğinde olduğunu düşünerek başucuna dikilmişler.
- Salih zat, alacaklıların asık yüzlü olması onu üzmüş ve helva satın alıp ziyaretçilere ikram etmiş.
- Çocuk helvaların parasını isteyince, Salih zat borç olarak yazmasını istemiş, çocuk tek kelime söylemeden gitmiş ve ağlamaya başlamış.
- 04:41Valinin Yardımı
- Şehrin valisi çocuğu görmüş, ağladığını sormuş ve çocuk olup biteni anlatmış.
- Vali, hasta yatan Salih zatı yakından tanıyıp çocuğun parasını ödemiş ve ona altın vererek Salih zatta vermesini söylemiş.
- Altınlar eve gelince alacaklılar neşelenmiş, ancak Salih zat, çocuğun edebi hürmetine Allah'ın sıkıntıları giderdiğini söylemiş.
- 05:47İyilik Yapmanın İmtihanları
- Alacaklılar utanıp paraları tekrar vermek istemişler ancak Salih zat kabul etmemiş.
- İnsan bir iyilik yaptığında samimiyetinin belli olması için peş peşe imtihanlardan geçirilir.
- İyilik yaptıklarından küfranı nimet görür, sabrederse iyiliğinin karşılığını kat kat alır.
- 06:16Yahya Efendi ve Rum Çobanı
- Yahya Efendi dergahını yaptırdığı zaman, o civarda Ortaköy Rumlarından başka kimseler yoktu.
- Bir gün bir Rum çoban davar güderken koyunlarından iki tanesi dergahın bahçesine girmiş.
- Yahya Efendi, Rum çobanı dergaha içeri aldırmış, ona bal ve ekmek ikram etmiş, çoban koyunlarına değil kendine talip olmuş ve Müslüman olmuş.
- 07:28Ahmet-i Bican'ın Vaazı
- Ahmet-i Bican Gelibolu'nun en büyük camisinde vaaz verirken, insanı Rabbinden uzaklaştıran perdelerin en büyüğünün kalbi öldürmek ve karartmak olduğunu söylemiş.
- Vaaz sırasında caminin giriş kapısında ağabeyini görmüş, içeri girip oturmamasına hayret etmiş.
- Akşam annesiyle sohbet ederken ağabeyinin camiye girmediğini sormuş, ağabeyi ise Ahmet-i Bican'ın vaazını dinlemek için gitmiş ve meleklerin kanatlarını sererek vaazını dinlediklerini görmüş.
- 09:47Ahmet-i Bican'ın Melekleri Görmemesi
- Ahmet-i Bican, ağabeyinin melekleri gördüğü halde kendisinin göremediğini sormuş.
- Annesi, Ahmet-i Bican'ın henüz süt emme çağında iken abdestsiz bir kadın tarafından emzirildiğini anlatmış.
- Ahmet-i Bican, annesinin doğru söylediğini kabul etmiş.
- 10:50İbrahim Hakkı'nın Hikayesi
- Erzurum'un büyük velisi İbrahim Hakkı Hazretleri çocukken İsmail Fakirullah Hazretlerine teslim edilmiş.
- Bir gün çeşmeye giderken atlı biri onu azarlayarak atını çeşmeye sürmüş, İbrahim Hakkı testisini bırakıp kendini kurtarmaya çalışırken testiyi kırmış.
- Hocası İsmail Fakirullah Hazretleri, İbrahim Hakkı'ya atlıya bir şeyler söylemesini söylemiş, İbrahim Hakkı kararlı olarak gidip atlıyı kendi atı attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış.
- 13:40Hz. Peygamber'in Müfrezesi
- Cabir Hazretleri anlatıyor ki, Hz. Peygamber onları bir müfreze askeri birlik ile göndermiş ve başlarına Ebu Ubeyde'yi komutan tayin etmişti.
- Kureyş'e ait bir kervanı ele geçirmekle vazifeliydiler ve azık olarak bir dağarcıkta hurma verilmişti.
- Ebu Ubeyde onlara birer tane hurma veriyordu, o hurmayı ağzlarında tutup emiyor, üstüne su içiyorlardı ve böylece bir gün, bir gece yetiyordu.
- 14:29Deniz Kıyısında Amber Balığı
- Deniz kıyısında büyük bir kum tepesi gibi görünen bir şeyin amber balığı (balina) olduğu anlaşıldı.
- Ebu Ubeyde ve elçileri, zaruret haline düştüklerini söyleyerek bu hayvanın etinden yaklaşık bir ay boyunca üçyüz kişilik bir grup geçindiler.
- Medine'ye döndüklerinde Resulullah'a durumu anlatınca, Resulullah "O, Allah'ın size çıkarı verdiği bir rızıktır" dedi ve etten yedi.
- 15:51İslam'ın Yayılması ve Arap İleri Gelenlerinin Tepkisi
- İslam kısa zamanda yayılmaya ve kendine taraftar toplamaya başladı, bu durum Arap ileri gelenlerinden Ebu Leheb ve Ebu Cehil'i huzursuz etti.
- İslam, putperestlikten, içki içilmemesinden, eşit muamele edilmesinden ve kız çocuklarının diri diri gömülmesinden vazgeçilmesini şart koşuyordu.
- İslam, tüm insanları Allah birdir bayrağının altında toplanmaya çağırıyor ve haksızlıkların asla yapanların yanına kalmayacağını bildiriyordu.
- 17:52Ebu Cehil'in Tuzağı
- Ebu Cehil, Hz. Muhammed'i ortadan kaldırmayı göze almış ve evine girilen yolun üzerine bir kör kuyu kazdırmıştı.
- Hz. Muhammed, hastalık haberini alan Ebu Cehil'in evine koşup geldi, ancak Cebrail tarafından hazırlanan tuzağı haber verildi ve içeri girmekten men edildi.
- Ebu Cehil, Hz. Muhammed'i çağırdığında, Hz. Muhammed "Allah'a ve resulüne iman edersen seni bu kör kuyudan çıkarırım" dedi ve Ebu Cehil iman ederek kuyudan çıkarıldı.
- 22:19Ebu Amr'ın Mucizevi Yardımı
- Bir büyük zat, düşmana karşı tedbir almak için para toplamak istedi ancak hak bu parayı vermedi.
- Geceleyin bir meçhul insan (Ebu Amr) peydahlanarak o büyük zatın önüne iki bin akçe bıraktı ve parayı dilediği işe sarf etmesini istedi.
- Ebu Amr, parayı annesine ait olduğunu ve annesinin paranın bu işe sarf olunmasına razı olmadığını söyleyerek parayı iade etti ve ikinci gece de aynı şekilde yardım etti.
- 24:11Hz. Musa'nın Dua Hikayesi
- İsrailoğulları büyük bir kıtlıkla karşılaştığında, Hz. Musa ve müminler üç gün yağmur duasına çıktılar ancak yağmur yağmadı.
- Hz. Musa, Allah'a yalvardığında, Allah "Ben içinde ara bozmak için söz taşıyıcılık eden bir insanın bulunduğu bir cemaatin duasını kabul etmem" dedi.
- Hz. Musa ve kavmi tövbe edince semadan bardaktan dökülürcesine yağmur yağmaya başladı.
- 27:01Hz. Musa'nın Arkadaşı
- Hz. Musa, bir kasap dükkânının önünde oturarak onun gaddar ve zalim olduğunu, sattığını eksik takmakta olduğunu görür.
- Hz. Cebrail, kasapın Hz. Musa'nın hatırına nasıl arkadaş olabileceğini haber verir.
- Kasap, akşam et alıp eve giderken Hz. Musa'ya misafir kabul eder ve birlikte yemek yemeye başlarlar.
- 28:09Kasapın Annesi
- Kasap, eti pişirip evin köşesindeki zımbımdan küçük ve zayıf bir kadın çıkarır ve ona yemek yedirir.
- Kadın yemek yedirirken dudakları hareket eder ve konuşur gibi olur.
- Kasap, kadının annesinin her gün dükkandan geldiğinde hizmet ettiğini ve karnını doyurup hizmetini yaptığında "Ya Rabbi, bu oğlumu cennette Musa'ya arkadaş eyle" diye dua ettiğini anlatır.
- 29:39Zikir ve Allah'ın Lütfu
- Bir adam geceleri devamlı Allah'ı zikreder, zikir kalbine yerleşmiş ve gönlüne tat vermiştir.
- Şeytan, adama Allah'ın ona karşılık vermediğini söyleyerek zikri bırakmasını sağlar.
- Gece rüyasında Hz. Hızır, adama Allah'ın zikrini terk etmesinin yanlış olduğunu, Allah'ın onu zikretmesinin onun zikrini kabul etmesi olduğunu anlatır.
- 31:27Allah'ın Zikrini Unutturan Dertler
- Allah bir kulun kalbini bağlarsa, o kul Allah'ı zikredemez; Allah yolunu açmazsa kul dua edemez.
- Allah bir dert içinde Allah diyen kula, kendisini zikrettirmek için bu derdi vermiştir.
- Allah firavuna mal verdi, dert vermedi; o da hiç inleyip zikretmedi; Allah'ı zikrettiren dert, onu unutturan maldan ve sıhhatten daha hayırlıdır.
- 32:04Aşık Çoban Hikayesi
- Aşık bir delikanlı, sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden ve konuşmaya mecali olmadığından, gözleri uyku görmedi, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi, gündüzü, havası, suyu o kız oldu.
- İhtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilgeydi ve padişahın kızının aşkıyla eriyip muma dönen genç çobana yardım eder.
- Bilge, genç çobana kırk gün mağarada gece gündüz Allah derse sevdiğine kavuşabileceğini söyler.
- 34:40Kırk Gün Zikir
- Aşık çoban mağaraya gelir gelmez diz çöker, dualar eder, gözlerini kapatır ve kalbini padişahın kızına bağlar.
- Günler geçtikçe mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti sarar; herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu.
- Kırk günün yarıdan fazlası geçtiğinde, aşık çoban tesbihine bakarken, karşısındaki dostunun gözlerine yayılan başkalık dikkatini çekti ve o da tesbihini alıp gözlerini kapattı.
- 37:01Padişahın Dervişle Karşılaşması
- Padişah, dervişlerin sürekli kalmadıkları ve bulundukları mekana bereket getirdikleri konusunda başvezirin tavsiyelerini dinledi.
- Padişah, bilge ihtiyarın dağ kulübesine giderek derdini anlattı ve derman diledi, ancak bilgenin "gönül erleri mala, mülke, makama itibar etmezler" demesiyle her teklifi reddetti.
- Bilge, padişaha "kerimenizin nikahını teklif etmiyorsunuz sultanım?" diye sordu ve padişah şaşırarak bu teklifi kabul etti.
- 38:19Mağaraya Ziyaret
- Padişah, vezirler, halk ve aşık çobanın arkadaşı ile birlikte kırk günlük çile sonunda dervişin mağarasına gitti.
- Padişah, dervişi ziyaret ederek meramını anlattı ve çeşitli teklifler sundu, ancak derviş hiçbir teklifi reddetti.
- Derviş, padişahın kızını istemediğini söyledi ve arkadaşı ona kırk gündür çileyi çektiğini hatırlattı.
- 41:38Peygamberin Yetim Çocuğa Yardımı
- Ramazan Bayramı günü, Peygamberimiz camiye giderken zayıf ve üzgün bir yetim çocuğa rastladı.
- Çocuk, babasının savaşta şehit düştüğünü, üvey babasının onu sokaklara attığını ve aç susuz dolaştığını anlattı.
- Peygamberimiz, çocuğa baba, anne ve kardeş olmayı teklif etti ve onu evine götürdü.
- 44:48Yetim Çocuğun Yeni Hayatı
- Hz. Ayşe, çocuğu yıkar, giyindirir ve güzel bir kıyafete büründürdü.
- Çocuk, arkadaşlarının arasına döndüğünde durumunun büyük değişikliğe uğradığını ve artık kimsesiz olmadığını anlattı.
- Peygamberimiz vefat ettiğinde, yetim çocuk "asıl ben bugün kimsesiz bir yetim kaldım" diyerek feryat etti ve Ebu Bekir onu yanına aldı.
- 47:41İyilik Hakkında Düşünceler
- İyilik, sadece doğu ve batı taraflarına bakmak değil, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin mala olan sevgilerine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyene ve kölelere vermesidir.
- Namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, sözlerini yerine getiren ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda direnip sabredenlerin tutum ve davranışları doğru olanlardır.
- Yüce Allah, yoksullara, yetimlere ve kimsesiz çaresizlere yardım elini uzatarak bu kimseleri sevindiren iyiliksever müminlerden eylesin.
- 48:58Zalim ve Alim Hikayesi
- Bir zalim, saygı ve sevgiyle anılan Allah bağlısı bir alime ziyarete gider.
- Alim, zalimin zulmünden korktuğu için yüzünü örter ve oğlu onun hasta olduğunu söyler.
- Alim, zalimle karşılaşmak istemediğini söyleyerek onu evinden uzaklaştırır ve zalim tövbe eder.
- 50:38Hz. Süleyman ve Azrail Hikayesi
- Bir adam, Azrail'in kendisine hışımla baktığını ve canını almaya kararlı olduğunu düşünerek Hz. Süleyman'dan Hindistan'a götürülmesini ister.
- Hz. Süleyman adamı Hindistan'a götürür, ancak Azrail de divanda oturur ve adamın Hindistan'da olamayacağını fark eder.
- Azrail, adamın Hindistan'da olamayacağını çünkü Allah'ın ona Hindistan'da canını almasını emrettiğini söyler.
- 52:33Şişman Kral ve Hekim Hikayesi
- Şişman bir kral, kendisini zayıflatacak ilaçlar talep eder, ancak hekim ona bir aylık ömrü kaldığını söyler.
- Kral hekimi hapsettirir ve halktan gizlenir, ancak bir ay içinde keder ve üzüntüden zayıflar.
- Bir ay sonra kral ortaya çıkar ve hekimi cezalandırmak ister, ancak hekim onun şişmanlığını gidermenin tek ilacı keder ve üzüntü olduğunu açıklar.
- 53:58Hasan Basri ve Kız Hikayesi
- Bir kadın, vefat eden kızını rüyasında görmek için Hasan Basri'ye danışır ve bol bol salavat getirmesini ister.
- Kadın salavat getirirken kızını katrandan gömlek giymiş, mahkum zinciri ve ateşten kösteklerle azap çekerken görür.
- Hasan Basri, kızın acıklı durumundan etkilenerek rüyasında cennette kızını görür ve kız kendisini tanıtır.
- 55:55Mezarlıkta Azap Kaldırma
- Hasan Basri'ye soran birine, mezarlığa gelen bir mübarek zatın dua etmesi üzerine binbeşyüzelli mevtadan azabın kaldırılması için Allah'tan emir geldiğini anlatıyor.
- Bu mübarek zatın salavatı ve yüzü suyu hürmetine azaptan kurtularak cennete girdiklerini belirtiyor.
- 56:21Oduncu ve Şeytan Hikayesi
- Odunculukla hayatını kazanan, Allah'a karşı kulluk vazifesini yapan ve kimsenin ekşisine tatlısına karışmayan bir zahit vardı.
- Oduncu, Allah'a isyan ettikleri bir ağacı kesip odun etmek ve pazarda satarak ekmek parası kazanmak istiyordu.
- Yolda karşılaştığı şeytan, oduncuya ağacı kesmeye müsaade etmeyeceğini söyleyince, oduncu şeytanı öldürmek için hücum etti.
- Şeytan, Allah'ın kendisine kıyamete kadar müsaade ettiğini söyleyerek her gün bir altın vereceğini teklif etti ve anlaşarak ayrıldılar.
- İlk gün adam yastığının altına baktığında altını gördü, ikinci gün ise şeytan altını koymamıştı.
- Adam kızıp ağacı kesmeye gittiğinde, şeytan onu altına aldı ve Allah rızası için değil, altını vermediği için kızdığından dolayı mağlup olduğunu açıkladı.
- 59:03Hz. Resulullah'ın Namaz Öğretisi
- Hz. Resulullah, mescitte otururken namazı yeni öğrenmiş bir bedevi olan Hallad'ın rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldığını gördü.
- Resulullah, Hallad'a namazını tekrar kılmasını söyledi ve üç defa tekrar ettikten sonra doğru namazı öğretti.
- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest alıp, kıbleye dönüp, iftitah tekbirini alıp, Kur'an okuyup, rükuya varıp, secdeye varıp, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar oturulması gerektiğini anlattı.
- 1:00:28Rabia Tül Adeviyye'nin Ekmek Hikayesi
- İki kişi Rabia Tül Adeviyye'yi ziyarete geldiğinde, aç olduklarını anlayıp evdeki iki ekmeğini kapıya gelen birine verdi.
- Bir saat sonra bir kişi kucağında onsekiz ekmekle geldi, Rabia Hazretleri ekmekleri saydı ve eksik olduğunu söyledi.
- Rabia Hazretleri, Allah'ın Kur'an'da bire on vereceğini bildirdiğini ve bu vaadine güvendiğini, iki ekmek yerine yirmi ekmek geleceğini bildiğini açıkladı.
- 1:01:56Mehmet Emin Tokadi ve Antepli Vaiz
- Mehmet Emin Tokadi Hazretleri İstanbul'da insanları irşad ederken, Antepli ismiyle meşhur bir vaaz hocası vardı.
- Antepli vaiz, Mehmet Emin Tokadi'nin büyüklüğüne inanmaz ve meclislerde uygunsuz sözler söylerdi.
- Bir gün Antepli vaiz, Mehmet Emin Tokadi'ye alay ederek gözlerinin ağrısını geçirmesini istedi, Mehmet Emin Tokadi "kör ol" dedi ve oradan geçti.
- Antepli hoca, edepsizliğinin farkına varıp Mehmet Emin Tokadi'nin huzuruna gitti ve özür diledi.
- Mehmet Emin Tokadi, sözün geri dönmediğini ve yerine bir göz vermek gerektiğini söyledi, ancak Antepli hoca çok yalvarıp özür dilediğinde özrünü kabul etti.
- Antepli hoca onaltı ay devamlı göz ağrısı çekti, daha sonra Mehmet Emin Tokadi'nin duası ile göz ağrısından kurtuldu ve ona son derece bağlı ve hürmetli oldu.
- 1:04:17Maşite Hatun'un İmanı
- Firavunun hazine işleriyle görevli veziri Maşite adında bir hanımı vardı ve firavunun kızının dadılığını yapıyordu.
- Maşite Hatun, Musa aleyhisselam'ın dinine inandığı halde imanını gizliyor ve ibadetlerini gizli yapıyordu.
- Bir gün hamamda firavun'un kızının saçını tararken tarak yere düştüğünde, gayri ihtiyari besmele çekerek aldı ve bu durum firavun'un kızının dikkatini çekti.
- 1:05:15Firavun'un Sorgulaması
- Firavun'un kızı, Maşite Hatun'u babasına şikayet etti ve Firavun ona benden başka bir tanrıya inanıyor musun diye sordu.
- Maşite Hatun, Firavun'a kendisinin de Allah tarafından yaratıldığını, Firavun'un ise fanis olduğunu ve Allah'ın ebedidir, fani olmadığını söyledi.
- Firavun, Maşite Hatun'u hemen öldürmektense her gün bir uzvunu keserek başkalarına ders olmasını istedi.
- 1:06:05Firavun'un Şiddetli Cezası
- Firavun önce Maşite Hatun'un tırnaklarını çektirdi, saçından tavana asıldı ve kamçılarla vücudundan kan çıkıncaya kadar kırbaçlandı.
- Firavun, Maşite Hatun'u bir ağaca bağlattı ve beş yaşındaki kız çocuğundan onu tanrı olarak kabul ederse serbest bırakacağını söyledi.
- Maşite Hatun, yavrusunun acıklı haline ve Firavun'un haline baktıktan sonra "Ben ancak bir olan Allah'a inanıyorum" dedi.
- 1:06:40Firavun'un Son Cezası
- Firavun, eline geçirdiği bıçakla beş yaşındaki yavrunun gırtlağını annesinin gözü önünde kesti ve kanını Maşite'nin ağzına ve yüzüne sürdü.
- Firavun, beş aylık kundaktaki yavruyu getirmelerini istedi ve yavru meme aramaya başladı.
- Maşite Hatun, önceki yavrusunun akıbetini düşündü ve ikinci yavrusunun da kesilmesine dayanamayacağını anladı.
- 1:07:23Maşite Hatun'un Son Anları
- Maşite Hatun, Firavuna "Rabbim sensin" diyecek fakat kalben inanmayacağını kararlaştırdı.
- Tam "Rabbim sensin" diyeceği sırada küçük yavru dile gelerek "Hayır anne, hayır, sabreyle, rabbim sensin deme, imanından asla dönme" dedi.
- Firavun, beş aylık yavruyu da boğazlattı, ancak Maşite Hatun ağlamıyor, gülüyordu çünkü kızının gördüklerini artık o da görüyordu.
- 1:08:15Son Cezanın Uygulanması
- Firavun, kocasıyla beraber Maşite Hatunu ve yavrusunu kaynar kazanın içine attı.
- Fakat Firavun'un kini hala yatışmamıştı.