Buradasın

İslam Ümmetinin Durumu ve Ortadoğu Siyaseti Üzerine İslami Bir Konuşma

Ortadoğu Siyaseti

youtube.com/watch?v=CbR_fBdibwo

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir İslami konuşmacının İslam ümmetinin durumu, Ortadoğu siyaseti ve Kudüs sorunu hakkında yaptığı kapsamlı bir konuşmayı içermektedir. Konuşmacı, İslami bir bakış açısıyla toplumsal ve siyasi konulara değinmektedir.
Konuşma, İslam ümmetinin yozlaşması ve Filistin sorunundan başlayıp, Batı medeniyetinin yapısı, Amerika ve Batı'nın tarihsel katliamları, Ortadoğu bölgesinin siyasi durumu ve Türkiye'nin rolüne kadar uzanan bir yapıya sahiptir. Son bölümde ise İslam ülkelerinin birlikte hareket etmesi, tevhid akidesiyle birlikte çalışması ve Kudüs sorununun çözümü için Kur'an'a dayalı bir yaklaşım gerektiği vurgulanmaktadır.
Konuşmacı, İslam ülkelerinin birlikte hareket etmesinin öncelikli olarak her ülkede Kur'an'a dayalı toplumlar oluşturulmasıyla başlayacağını, günümüzdeki parçalanmanın siyasi sistemlere bağlanma sonucu olduğunu ve Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşunun sadece Allah'ın yardımıyla gerçekleşebileceğini belirtmektedir. Ayrıca, AKP hükümetinin İsrail politikası ve Ortadoğu'daki siyasi durumlar eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmektedir.

01:07İslam Ümmetinin Yozlaşması: İslam ümmeti saltanat sürecinden itibaren bir değişim ve dönüşüm sürecine girdi, siyasal alanda meydana gelen sapma zamanla diğer alanlara da sirayet etti.
Ümmet-i Muhammed büyük bir yozlaşma içine girdi, Kur'an'ı mahcur bıraktı ve Resulullah'ın güzel bir örnek olduğu hayatından uzaklaştı.
Kur'an'ın çizgisinden uzaklaşınca İslam kimliği, tevhidi kimliği ve tevhidi zindeliği kaybedildi, ümmet olma vasfı yitirildi.
03:19Parçalanma ve Sömürgecilik: Allah'a ve Resulüne itaati terk edince zillet, parçalanma ve yozlaşma kaçınılmaz oldu.
Sömürgeciler geldi, işgal etti, zulüm ve sömürü yaptılar, giderken kendi adamlarını yetiştirdiler ve bölgede devletler kurdular.
Filistin'de "bir bıçak gibi" İslam coğrafyasının böğrüne saplanan İsrail'i işgal ettiler ve o gün bugündür bölgede sürekli kan ve gözyaşı var.
06:20İttihat Terakki Çetesinin Rolü: Türkçü İttihat Terakki çetesinin içinde yahudiler ve Ermeniler de vardı, İslam'la savaşan grupların tefsircileri yer alıyordu.
İttihat Terakki, Cemal Paşa gibi despotlar arap halklarına, Müslümanlara büyük katliamlar ve zulümler yaptı.
İttihat Terakki, Müslüman halkı teşhir edip bölgedeki Müslüman varlığını zayıflatarak siyonistlerin önünü açanlar oldu.
08:50İsrail'in Kuruluşu ve Terör Devleti: Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler bölgeyi işgal ederek Batılı Yahudileri Filistin'e yerleştirdi.
Balfour Deklarasyonu sadece İngilizlerin değil, bütün Batılıların müşterek bir deklarasyonu gibiydi.
Siyonistlerin oraya yerleşmesi için Rusya'nın bile desteği vardı ve İsrail'i ilk tanıyan iki devlet Bir Sovyetler Birliği ve Bir Amerika oldu.
10:31Terör Devleti İsrail: Siyonist çeteler önce terör örgütü olarak başladı, Cemal Paşa'nın bitiremediği halkı geri kalanını o bölgeden kovmaya başladılar.
1948'de Birleşmiş Milletler kararıyla İsrail işgal devleti terör devleti kuruldu, Birleşmiş Milletler kararıyla kurulan tek suni devlet olarak bilinir.
Birleşmiş Milletler'in İsrail'deki yeni işgallerin aleyhine aldığı yüze yakın kararın hiçbiri uygulanmıyor, yaptırım gücü Birleşmiş Milletler'den yürürlüğe konmuyor.
14:09Batı Medeniyetinin Doğuşu ve Özellikleri: İslam coğrafyasına gelen emperyalist devletler, Türkiye'nin çözülme, çürüme ve yozlaşmasından ve sömürge olma durumundan kaynaklanmaktadır.
Batı medeniyeti, sapkın paganist kültür, heva ve zanna dayalı seküler zihniyetin doğal sonucu olarak işgaller, katliamlar, sömürü ve zulümlerle ortaya çıkmıştır.
Batı medeniyetinin arka planda Yunan paganizmi, Roma putperestliği ve Hristiyanlık kültürü (ruhbanın ilahlığına dayanan teokratik sistem) bulunmaktadır.
16:09Batı Medeniyetinin Gelişimi: Batılı insanlar, İslam coğrafyasında üretilen medeniyetle tanışarak, Endülüs kütüphanelerinden aldıkları eserler sayesinde akletme ve düşünme yolunu bulmuşlardır.
Teokratik dönemde akıl ve düşünce yok edilmiş, akleden düşünenler diri diri yakılmıştır.
Batı kültür ve medeniyeti hiçbir zaman vahiy ile bütünleşmedi, tevhitle buluşmadı; hep bir şirkten başka bir şirkte sürüklendi.
18:27Batı Medeniyetinin Günümüz Durumu: Fıtri bir arayışla meydanlara çıkan istisnalar "başka bir dünya mümkün" diye haykırarak adalet aramaktadır, ancak vahiy olmadan fıtrat tek başına yetmez.
Batılı olmayan toplumların batılılarca acımasızca sömürülmesi sonucunda, fakir ve güçsüz dünya halklarının kan ve gözyaşı pahasına batı kapitalizmi gelişmiştir.
Batı medeniyetinin bugünkü önderi Amerika, uzun zamandan beri bu medeniyetin değerlerini yaymaya çalışan temsilcidir.
20:56Amerika'nın Doğuşu ve Katliamları: Amerika'yı kuranlar için para aşkının insanların kalplerinde böylesine büyük bir yer tuttuğu başka bir halk tanımıyormuş.
Amerika'ya gelen Avrupalılar, Kızılderililere karşı büyük bir soykırım gerçekleştirmiş, asgari 10-20 milyon olmalı olan Kızılderililerin 250 bin civarına indirilmiştir.
Amerikalılar, özgürlük ve haklardan bahsettikleri bağımsızlık bildirgelerinde Kızılderilileri "merhametsiz vahşiler" olarak tanımlamışlardır.
24:02Amerika'nın Sömürgeciliği ve Katliamları: Kızılderilileri yok ettikten sonra, Afrika'dan kaçırıp getirdikleri siyahi insanları köleleştirmişlerdir.
Amerika, Vietnam'da 4 milyon, Doğu Timor'da 200 bin, Latin Amerika'da 200 bin, Filipinler'de, Lübnan'da on binlerce, Orta Amerika'da 200 bin, Japonya'da 350 bin, Irak'ta 2 milyon, Afganistan'da on binlerce insanın ölümüne yol açmıştır.
İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Portekiz, İtalya, Hollanda, Belçika gibi sömürgeciler de aynı şekilde emekleri çalıp, kaynaklarını çalmışlardır.
26:43Seküler Modern Paradigma ve Katliamlar: Seküler modern paradigma üretimi olan komünizmin uygulamalarında da vahşet görülüyor; Sovyet Rusya'da Stalin döneminde on milyon kişi katledilmiş, bunların çoğu Müslüman halklar.
Çin'de Mao döneminde kültür devrimi sırasında milyonlarca insan öldürülmüş, toplam Çin'de katliam seksen milyona yakın; Doğu Türkistan'da Uygur Müslümanlara yönelik katliamlar halen devam ediyor.
Birinci Dünya Savaşı'nda 65 milyon, İkinci Dünya Savaşı'nda 72 milyon civarında insan ölmüş, toplamda 400-500 milyona yakın bu "alçak vahşilerin" yaptığı katliamlar yaşanmış.
28:00Mülteciler ve Zulüm: Katliamlardan sonra insanlar mülteci olmuş, kaynakları ve emekleri çalınmış, kendi ülkelerinde despot sömürgecilerin emir eri olan yönetimlerin baskısı altında yaşayan halklar aç ve sefil bırakılmış.
Akdeniz mülteci mezarlığına dönüşmüş; bazen kendilerince tedbir alınarak gemilerin Akdeniz'e batırılması sağlanmış, karaya ulaşan mültecilerin çocukları çalınmış.
Mülteciler hor görülüyor, aşağılanıyor, ancak onların mülklerini çalmasaydı, zalim yönetimleri egemen kılmasaydı, bu insanlar kendi topraklarında Allah rızkı tekeffül etmiştir.
29:36İslam'la Buluşamayan Halkların Durumu: Bu ülkelerin ve halkların çocukları, İslam'la buluşmasını engellenmiş, eğitim almasını engellenmiş, kaynakları çalınmış, açlığa mahkum edilmiş.
İslam'ı tam bilmiyor ama İslam adına bir çığlık atan bu halkların çocukları ortaya çıkmış.
ISIS de bu insanlar tarafından işkence yaparak ve yönlendirerek doğurulmuş, şimdi bu örgüt de İslam aleyhine kullanılıyor.
31:11Batı'nın Katliamları ve Medeniyeti: Batı'nın katliamları hava araçlarıyla yapılmış, sivil bir sürü katliam Afganistan'da, Yemen'de, Afrika'da her yerde yaşanıyor.
Siyanın binlerce işkencehanesi var dünyada ve bu o ülkelerin de bilgisi altında.
Batı'nın katliamları, sapkın seküler paradigmanın ürettiği kapitalizmin ve komünizmin doğal üretimi olarak ortaya çıkıyor.
32:56Batı Medeniyetinin Sonu ve Müslümanların Durumu: Batı medeniyeti intihara teşebbüs etmiş durumda; önemli medeniyetler suikaste kurban gitmez, intihar ederek yok olurlar.
İç çürüme başlar, yozlaşma başlar, zulüm, katliam, adaletsizlikler üretir ve tarih sahnesinden silinir.
Müslümanlar bu intiharı kolaylaştırmamak yerine, Batı'nın demokrasisini, liberalizmini, laikliğini içselleştirerek onların intiharının gecikmesine yol açıyor.
35:11Filistin Sorunu ve Çözüm: Filistin sorunu, ümmetin sorunlarının merkezinde yer alan en temel sorundur; Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin ümmetin oğlunu temsil etmektedir.
Köklü, kalıcı ve adil bir çözüm ancak ümmetin terk ettiği Kur'an ve Sünnete yeniden dönmesiyle, ümmetin vahiy ekseninde yeniden inşa edilmesi ve tevhid akidesi ile bütünleşerek birlik oluşturmasıyla ulaşılabilecek bir sonuçtur.
Bu sonuç ancak ümmetin Allah'ın yardımını hak edecek Kur'ani tevhidi bir nitelik kazanmasıyla mümkün olabilecektir, çünkü ancak Allah'ın yardımıyla galibiyet söz konusu olabilir.
36:20Kudüs'ün Geleceği ve İslam'ın Hakimiyeti: Kudüs'ün lideri olmasaydı Abbas, Kudüs kurtulamazdı; Yahudi zulmü ve küfrü giderilemezdi.
Kudüs "bütün dinlerin ortak bekarı" ve "uluslararası bir şeyle yönetilmeli" gibi iddialar yanlıştır; Kudüs İslam'ındır ve Müslümanların sahibidir.
İslam hakim olduğunda Kudüs ve Mescid-i Aksa özgür olur, diğer dinler de ancak İslam hakim olduğunda hürriyetlerini tadabilirler.
37:09İslam Hakimiyetindeki Adalet: İslam hakimiyetinde Kudüs'te tüm dinlerin ibadethaneleri dokunulmadı, kiliseler ve havralar açık kaldı.
İslam hakimiyetinde herkes kendi dinlerine göre eğitilebilirdi ve kendi özerk mahkemelerinde davalarını görebilirdi.
İslam hakimiyetinde herkes adaletle muamele görürken, diğerlerinin hakimiyetinde sadece egemenler ve onların içindeki bir grup özgür olur, diğerleri ezilir.
38:58İslam Coğrafyasındaki Devletler: İslam coğrafyasında emperyastlerin çizdiği suni sınırlarla bölünmüş ulus devletlerin yönetimleri çoğunlukla emperyalist devletlerin işbirlikçisi konumundadır.
Bu ülkelerin halkları Filistin İslam Direnişini desteklerken, yönetimleri çoğunlukla İsrail ve ABD'nin işbirlikçisi konumunda, Hamas'ı eleştiren bir tutum sergilemektedir.
Halka dayanmayan yöneticiler kendilerini ayakta tutabilmek için dış güçlerden destek almak zorunda kalır ve onlara köpeklik yaparlar.
39:50Türkiye ve İran'ın Durumu: Bölgede görece bağımsız davranmak bakımından en iyi durumda olan İran ve Türkiye, halka dayanınca kısmi bağımsızlık kazanabilirler.
İran ve Türkiye, ulusal çıkar putu eksenli yanlış politikalar ürettiklerinde doğulu ve batılı emperyalistlerin figüranı olmaktan kurtulamazlar.
Bu iki ülke tamamen bağımsız hareket edip inisiyatif alıp birlikte bir irade üretememeleri sonucunda bölge ve kendileri de zor duruma düşmüş durumdadır.
41:01Suriye Krizi ve Türkiye'nin Rolü: Arap Baharı sürecinde İran ve Türkiye bağımsız bir inisiyatifle el ele verip Esed'i ikna ederek Suriye'de halkın iradesinin önünü açabilirdi.
Erdoğan ve Esed yakın dosttu, ancak Batı, Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri Erdoğan'a büyük baskılar yaptılar ve Esed'den uzaklaşmasını istediler.
Türkiye'de "Suriye'nin dostlar" toplantısı yapıldı, ancak aslında Suriye'nin düşmanları toplandı ve muhalif grupları silahlı mücadeleye teşvik ettiler.
42:24Suriye Krizinin Sonuçları: Suriye'de silah verilmedi, bir uçaksavar bile verilmedi; Esed helikopterle varil bombası atabildi.
Antalya toplantısı sonrası iki hafta içinde Esed'in düşeceği düşünüldü, ancak altı yıl geçti ve Suriye mahvoldu.
Erdoğan'ın Nato'nun füze kalkanını Türkiye'ye yerleştirme kararı İran'ı ürküttü ve İran doğulu emperyalistlerin safına girdi.
44:16Türkiye'nin Dış Politikası: Türkiye, Batı'dan "dünya beşten büyüktür" demeye başladı ve Rusya ile beraber olmak zorunda kaldı.
Türkiye, İsrail ile anlaşmak zorunda kaldı ve şimdi Rusya'nın gölgesi altında İran ile ittifak ediyor.
Türkiye, inisiyatif alsaydı ve kendi özgün iradesini koysaydı, bölgede bu kadar kan dökülmesine engel olabilirdi.
45:26Kudüs Yılı: 2007 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın koruması altında "Kudüs Yılı" ilan edildi.
Bu yıl sadece bir konser ve bir sempozyum düzenleyerek geçti, hiçbirinin haberi olmadı.
Amerika 2007 yılında Kudüs'ü başkent ilan ederken, Türkiye sadece bu iki etkinlikle Kudüs konusunda bilinçlendirmeye ve sorumlulukları hatırlatmaya çalıştı.
46:37Bölgenin Yeniden Dizayn Edilmesi: Amerika ve Rusya, bölgenin ülkelerinin iradesini kaybetmesiyle bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışıyor.
Bölge ülkeleri, önce İngiliz ve Fransızlar haritayı çizmiş, şimdi Amerika ve Rusya bölgenin yeniden çizilmesini planlıyorlar.
Suriye, Suudi Arabistan ve Irak gibi ülkeler üç parçaya bölünerek, etnik ve mezhebi ayrımlarla bölgedeki insanları birbirine düşman haline getirmeye çalışıyorlar.
47:23Bölgedeki Devletlerin Durumu: Irak ve Suriye hem İran'a hem de Doğu ve Batı emperyalistlerin bağımlıları olup, devlet olma vasıfları bile yok denecek konumda.
Suudi Arabistan, Mısır, Körfez ülkeleri doğrudan Amerikan kuklaları ve İsrail ile işbirlikçi.
Trump, bölgeden haraç toplamak için 350 milyar dolarlık silah anlaşması yapıyor ve Katar'ı ikna ederek 15 milyar dolarlık silah alıyor.
48:31Bölgedeki İlişkiler ve Siyasi Durum: Amerika, Suudi Arabistan ve İsrail arasında üç genç lider (30-40 yaş) var ve bunlar Amerika'nın köpeği olarak nitelendiriliyor.
Abbas'a Ryad'da baskı yapılarak tereddütlü hale getiriliyor ve yerine Dahlan'ı geçireceklerini söylüyorlar.
Suudi müftüsü, İsrail'e karşı savaşmanın caiz olmadığını ve Hamas'ın terör örgütü olduğunu söylemiş.
50:01Suudi Arabistan ve Amerika'nın İlişkisi: Suudi Arabistan ve Amerika, dünyanın iki kutbu olarak birlikte yönetildiği ifade ediliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri generali, İsrail'i kardeşi, Amerika'yı abisi olarak tanımlıyor.
Siyah başkanı, İsrail ve bazı Körfez ülkelerinin terörizmle mücadelede birlikte çalıştıklarını söylüyor.
51:15Demokrasi ve Bölgesel İlişkiler: İsrail'in çevresinde demokrasi ile yönetilen ülke yok, Amerika ve Avrupa bölgede demokrasiyi hakim kılmıyor.
Demokrasi teorik olarak halkın iradesinin hakimiyeti olmasına rağmen, aslında Sisi, Amerika, Avrupa ve Suudi krallarının dediği oluyor.
Genç liderler halka rağmen her türlü kararı alıyor ve dayatıyor, kaynaklarını çalıyorlar.
52:50Bölgenin Genel Durumu: Trump, küresel bir mafya babası ve korsan gibi bölge ve dünya halklarına sopa ve silah göstererek sömürü ve hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor.
Kısmen inisiyatif alma ve kısmen bağımsız hareketli iradesine sahip iki ülke İran ve Türkiye, bir miktar Katar.
Doğu ve Batı emperyalistlerin (Rusya ve Amerika) baskı, tuzak ve oyunlarında muhatap kılınıyor ve kuşatma hatları alınıp yönlendiriliyor.
53:31Bölgedeki Siyasi Durum ve Sorunlar: İran ve Türkiye gibi bölgede irade ve inisiyatif üretebilecek iki ülkenin yanlış politikaları sonucu Suriye, Irak, Lübnan ve Mısır'da Müslüman halkların özgür iradelerinin tecellisi ile yönetimler belirlenemiyor.
Kaos, çatışma ve katliamlar yaşanırken, ABD ve İsrail rahatlatılarak cüret ve şımarıklığı arttırılıyor.
BAE, Suudi Arabistan, Amerika gibi bölgedeki uşaklar İsrail'in yayılma hayallerini gerçekleştirmeye, bölgenin kaynaklarını çalmaya ve ılımlı İslam adı altında kendi hegemonyalarına zarar vermeyecek emperyalist projelere uyumlu bir şirk dinini bölgeye egemen kılmaya çalışıyorlar.
54:40Bölgedeki İnsanlık Afetleri: Suudi Arabistan ve BAE'nin Yemen'de yürüttüğü yıkım ve sivil katliam sonucu ülkede yedi milyondan fazla kişi kıtlık riski altında, bir milyon kişi kolera salgından tutulmuş durumda.
Yemen'de açlık, sefalet, temiz su kaynaklarının yokluğu, hastanelerin ve ilaçların kalmaması, difteri vakalarının yaygınlaşması gibi büyük insanlık afetleri yaşanıyor.
Saddam'ın ülkesi, Kaddafi'nin ülkesi, Mısır Mübarez'in döneminden, Suriye Esed'in tek başına hakim olduğu dönemden daha kötü durumda.
55:41Bölgedeki Siyasi Stratejiler: Bölge halklarının iradelerini kullanamaması ve söz sahibi olamaması için her şey yapılıyor çünkü bölgedeki emperyalist çıkarlar, halkın söz sahibi olduğu durumda risk altına girecek ve İsrail güvence sirri kaybedecek.
Obama'nın Irak'ta sünni çoğunluğu oluşturan halka rağmen mezhepçi Maliki yönetimini desteklemesi ve İran'ın Irak'a nüfuzunu dolaylı yoldan sağlaması, bu politikaların Obama döneminde gerçekleşen örnekleri.
Sopa ve havuç politikalarıyla bölge yönlendiriliyor; bazen Şiilerin önünü açıyorlar, bazen Sünnilerin önünü açıyorlar.
58:01Bölgedeki Çatışmalar ve Amaçları: Bir taraftan Sünnilik adı altında Suudi Arabistan'ın önü açılıyor, bir taraftan Şiilik adı altında İran'ın önü açılıyor.
İki taraf denge halinde birbirine galebe çalması fırsat verilmiyor, sürekli kavga ve kaos halinde olmaları sağlanıyor.
Kürt-Arap-Türk çatışması bölgede sürekli diri tutulup, Amerika ile Rusya bölgeyi istedikleri gibi bölüp parçalayıp yönetmeleri amaçlanıyor.
58:36Arap Baharı Süreci ve İsrail: Mısır ve Suriye'deki Arap Baharı sürecinde halkların harekete geçmesi İsrail'in en çok tarihsel süreçte korktuğu süreçti.
Halkların iradesi, İslam hükümet olması şart değil, laik bir hükümet olsa bile halkın dayandığı için tavır koyabilmesi İsrail'i korkutmuştu.
Küresel aktörler bölgedeki ülkelerde inisiyatif kullanamadıkları için bu hale getirerek İsrail'i rahatlattılar ve Kudüs'ün başkent olduğunu ilan edecek kadar şımarık ve cüretkar davranabildiler.
59:35Mekke ve Mescid-i Nebevi'nin Durumu: Mekke Mescidi (Mescid-i Haram) ve Mescid-i Nebevi işgal altında durumda.
Şerif Hüseyin İngilizlerle irtibatlı bir şekilde ayaklandı ve orayı ele geçirdi, ancak İngilizler görevleri aldı ve orayı Suud ailesine teslim ettiler.
Suud ailesi önce İngilizlerin, sonra Amerika'nın desteklediği ve şu anda tamamen Amerika'nın güdümünde olan bir sistemdir.
1:00:59Bölgede Müslümanların Özgürlüğüne Müsaade Edilmemesi: Bölgede Müslümanların kendilerine gelmesi, özgür davranması ve özlerine dönmesi asla müsaade edilmiyor.
Bu durumun üç sebebi vardır: İsrail'in güvenliğini sağlamak, petrol ve doğalgaz kaynaklarını kontrol etmek, bölgeye İslam'ın yeniden dirilmesini engellemek.
Bölge Kur'an'la yeniden dirilirse, vahiy diriltici yetkisini gerçekleştirir ve insanlar vahiy ile bütünleşirse, bütün dünya insanlığı kurtuluşa erecek ve Batı medeniyeti son bulmuş olacak.
1:03:16Türkiye'nin Durumu: AKP hükümeti döneminde Türkiye daha bağımsız davranabiliyor çünkü halkın desteğine güvenerek inisiyatif alabiliyor.
AKP döneminde halkın değerlerine daha saygılı, halkı daha özgür kıldı, yasakları kaldırdı, baskılar azaldı.
AKP hükümetinin yaptığı olumluluklar çok abartılıyor, laik bir hükümet ve laik bir cumhurbaşkanı olduğu için bu durumun sınırları içinde değerlendirilmeli.
1:05:02AKP'nin Dış Politika Hataları: Türkiye'deki İslam alimleri ve akademisyenler, Erdoğan'ın çıkışlarıyla sevinip Müslümanları AKP'ye desteğe çağırırken, esas sorumluluklarını ihmal ediyorlar.
AKP, Filistin'deki çocuk ve sivil katliamlar sebebiyle İsrail'e karşı sert tepkiler verirken, Afganistan halkını sivil, kadın-çocuk ayırmadan katleden NATO ordusunun katliamlarını sorgulamıyor.
Türkiye, Batıya ve NATO'ya güvenerek Suriye ve Mısırlı Müslümanları silahlı mücadeleye ve demokrasi seçimlerine yönlendiriyor, ancak Batı'dan yediği kazıkla ortada yalnız bırakılıyor.
1:06:05İsrail'in OECD Üyeliği: İsrail'in 25 yıldır beklediği OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) üyeliği, Türkiye'nin vetosu sayesinde verilmemişti.
OECD üyeliği, ülkelere büyük ekonomik ve sosyal güç katıyor, siyasal itibar kazandırıyor ve insan haklarına bağlı, özgürlüklere saygılı bir devlet olduğu kabul ediliyor.
İHH başta olmak üzere birçok STK temsilcisi Erdoğan'ı ziyaret etti, ancak Erdoğan hiçbirisini ciddiye almadı ve veto etmedi, karşılıksız olarak İsrail'e OECD üyeliği verdi.
1:07:50NATO İlişkileri ve İsrail: Mavi Marmara saldırısı sırasında 2010'da Türkiye, İsrail'in Akdeniz'deki NATO tatbikatına katılmasını veto etmişti, ancak 2012'de bu vetoyu kaldırdı.
AKP hükümeti, Malatya Küreci'ye İsrail'e yönelik saldırıları önleme amaçlı NATO füze kalkanını yerleştirdi ve İsrail'i korumak için bölgenin istihbaratını verecek imkan sağladı.
AKP hükümeti, Suriye ile İsrail'i uzlaştırmaya çalışmakla İsrail'e benzer destekler vermişti, ancak bu uzlaşı sonrasında İsrail Gazze'ye saldırdı.
1:09:28İktisadi İlişkiler ve Diplomatik İlişkiler: İsrail'in Gazze'ye saldırmasıyla Türkiye-İsrail ilişkileri 2008 sonunda bozulsa da, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler bozulmadı ve 2014 yılından itibaren ticaret hacmi bir milyar dolardan yedi-sekiz milyar dolara ulaştı.
2016 Eylül-Ekim aylarında Türkiye, İsrail ile yakınlaşarak, Gazze'ye yönelik kuşatma ve hava bombardımanlarının devam ettiği süreçte karşılıklı elçilerin gönderilmesini sağladı.
Başbakan Erdoğan'ın "İsrail konuşsun" demesi üzerine, Başbakan'ın çıkışları olmasa Türkiye'de antisemitizm daha çok artar demesi üzerine, Başbakan "Halk verilmesi gereken tepkiyi benim devletim veriyor" dedi.
1:11:43Hamas İlişkileri ve İslam Birliği: Babacan, Dışişleri Bakanı iken Hamas hakkında "Hamas'ın karar vermesi gerekiyor, silahlı bir örgüt mü olmak istiyorlar, siyasi bir hareket mi?" dedi.
AKP yanlısı bir gazeteci, AKP hükümetinin Hamas ile ilişkisinin onu ılımlaştırarak sistemin içine çekilmesine vesile olduğu ve Abbas ile uzlaşmanın sağlanması sonucunda Hamas'ın İsrail'i tanıması olacağı iddia edildi.
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi'nde ve Birleşmiş Milletler oylamasında Arap yöneticilerin hiçbiri hayır oy kullanamadılar çünkü Arap sokağından korkuyorlardı.
1:13:34Kudüs Kararı ve Sonuçlar: İslam İşbirliği Teşkilatı kararında inisiyatif alan tek ülkeler İran, Türkiye ve belki Katar'dı, diğerleri çoğunlukla Amerika'nın işbirlikçisi ve İsrail'in arka planda işbirlikçisiydi.
Kudüs kararında sadece Filistin'in doğusu Filistin'in başkenti ilan edilmiştir, batısı İsrail'e bırakılmıştır.
İlk defa bu kadar çok İslam ülkeleri (50'ye yakın) Oslo Antlaşması'na onay vermişlerdir, bu antlaşma 1967 sınırlarına kadar ve batı Kudüs'ü İsrail'e bırakmaktadır.
1:15:55İslam Birliği ve Birlik Çağrısı: İslam Birliği üyeleri ilkesiz bir şekilde birlik çağrıları yapıyor, ancak bu ülkelerin (Suriye, Suudi Arabistan, İsrail, İran, İsrail Veliahtı, Ürdün Kralı, İrak İbadi) Müslüman kadına eli bulaşmış ülkeler olduğu belirtiliyor.
Türkiye laik bir ülke olup Suriye'ye eli bulaşmış durumda ve yanlış politikalar nedeniyle kanına bulaşmış.
Önce her ülkede Müslümanların Kur'an'a dayalı bir toplum oluşturması, bu toplum nüveleri ülke sınırlarını aşarak küresel bir birliğe gitmesi gerektiği vurgulanıyor.
1:17:34İslam Birliği'nin Yapması Gerekenler: İslam Birliği üyeleri 67 sınırlarını meşru kabul etmemeli, Filistin topraklarında Filistin halkının haklarının devam ettiğini belirtmeli.
Doğu Kudüs'ün Filistin başkenti olarak tanınmasını, Kudüs'ün Müslümanların ve İslam'ın olduğu iddiasını savunmalı.
Filistin işgalcisi rejime karşı direnen gruplara maddi, siyasi, stratejik ve askeri destek verme kararı almalı.
1:18:35Türkiye ve Diğer Ülkelerin Alması Gereken Tedbirler: Tüm Müslüman ülkeler İsrail'de açtıkları elçilikleri kapatmalı, kendi topraklarında bulunan siyonist temsilcilikleri sınır dışı etmeli.
İsrail ve Amerika patentli şirket ve kuruluşlar lağve edilmeli, siyonist rejimle ticari ilişkiye giren şirketlere karşı ekonomik ambargo yasası çıkarılmalı.
Amerika'nın topraklarındaki üsler kapatılmalı, NATO'dan çıkılmalı, Suudi, Mısır ve Körfez rejimleri ablukaya alınmalı.
1:19:43İslam Birliği'nin Eylemsizliği: İslam Birliği'nin yapması gereken tedbirleri gerçekleştirmemesi, İsrail'in duruşunu güçlendirmiş durumda.
İsrail gazetesi yazarı, Erdoğan'ın İsrail ile ilişkisini kesebileceğini ancak ekonomik ve ticari çıkarları nedeniyle bunu yapmadığını belirtiyor.
Venezuela başkanı Chavez'in İsrail elçisini kovup kendi elçisini çekmesi gibi Türkiye'nin bile yapmadığı eylemler.
1:22:29İslam Birliği Zirvelerinin Etkisizliği: 1981'de toplanan İslam Konferansı Zirvesi'nin bildirisi "İslam ümmetinin tarihinde bir dönüm noktası, islami dirilişin başlangıcı olacaktır" şeklinde bitmiş.
İslam Konferansı Örgütü 1969'da Kudüs korumak amacıyla kurulmuş, 1980'de İsrail'in Kudüs'ü ebedi başkent ilan etmesini protesto için ilişkileri ikinci kat seviyesine düşürmüş.
1947'de İsrail devletinin kurulmasına karşı Birleşmiş Milletler'de yapılan oylamada, Filistinli Taksim'e ve İsrail devleti kurulmasına karşı ret oyu veren 13 ülke arasında CHP tek parti hükümeti de bulunuyormuş.
1:25:02Türkiye'nin Kudüs Yılı Etkinlikleri: Cumhurbaşkanlığı himayesinde 2017 Kudüs Yılı ilan edilmiş ve İstanbul'da "Osmanlı döneminde Kudüs uluslararası sempozyumu" düzenlenmiş.
Aya İrini Kilisesi Kilise Müzesi'nde Tuluy Han'ın "Uğurlu" konseri verilmiş.
Konuşmacı, Müslümanların esas meseleye yoğunlaşıp halimizi ıslah etmeyi, terk edilmiş bırakılan Kur'an'a tekrar dönerek vahiyle ümmeti yeniden inşa etmeyi hedeflemeyi savunuyor.
1:27:08İslam Ümmetinin Durumu ve Çözüm Önerileri: İslam ümmetinin yaşadığı zillet ve saldırılar, işgal, katliamlar, sömürü, zulümler ve baskılar yaklaşık bir asırdır şiddetini arttırarak devam ediyor.
Ümmet coğrafyasında Allah'ın vadettiği ilahi yardımı hak edecek nitelikte vahiyle diriliş yaşanmadıkça gerçek bir kurtuluş mümkün olmayacak.
İnsanları sadece vahye çağırması gereken tevhidi, öncüler siyasete bulaşıyor ve Kur'an'a davetle çelişen bir konuma yer alarak sistem içi ehveniş yapıyorlar.
1:28:39Yeniden Kur'an'a Sarılma Gerekliliği: Davet kalmadı, tebliğ kalmadı, Kur'an çalışmaları köreldi, bu nedenle yeniden bir hamle gerekiyor.
Toplumun önüne çıkıp yeniden Kur'an'a sarılalım, Kur'an'la inşaya ve Kur'an'ın mesajını daha çok insana ulaştırmaya koşalım.
Tevhidi istikamette vahdet oluşturamayanlar, sistem için siyasete destekte ve Kur'an dışı yollara çağrıda kolayca vahdet oluşturuyorlar.
1:30:05Ortak Mütevatir Hattı Önerisi: Ortak mütevatir hattı çizmek öneriliyor: Kur'an, sünnet, ahad haber ağırlıklı hadis birikimi ve siyer bilgileri üzerinde ortak akide oluşturulmalı.
Nüzulü İsa'ya iman edenlerle iman etmeyenler arasında farklılıklar olsun, ancak ortak mütevatir hattın üzerinde ortak akidede şirket ifsadı, küfre karşı tevhidi mücadelede birlikte olunmalı.
Eklektik anlayışların peşine takılıp kitlelerin peşinden sürükleneceğinize gelin, tevhidi bilinçli olanlar vahdet oluştursun ve kitlelere mesajı götürecekler.
1:32:22İslam'ın Kurtuluşu İçin Gerekli Şartlar: Tevhidle vahdeti sağlamayan ümmetin onurlu ve izzetli olması mümkün değil, çünkü izzetin onurun tamamı Allah'ın yanındadır.
Müslümanlar bir taraftan müslümanlara yapılan zulümlere karşı çıkacak, diğer taraftan da vahiy ekseninde ümmeti yeniden inşa etme esas meselesinden kopmayacak.
Emperiya Batı'nın, ABD'nin seküler, laik, demokratik model ve şirke ait kültürünü içselleştiren zihniyetin Kudüs'ün, Aksa'nın kurtuluşuna vesile olması mümkün değildir.
1:34:54İslam'ın Kurtuluşu İçin Kur'an'a Sarılma: Ümmet tarihsel süreçte üretip tutunduğu ve kendisini zillete düşüren cahiliye iplerini bırakıp hablullah olan Kur'an'a yeniden topluca vahdet halinde sarılmayı başarabilir.
Tevhid akidesi de vahdeti sağlamış, hizbullah olma vasfını kazanmış ümmete Allah'ın izni ve yardımıyla hiçbir güç galip giremeyecektir.
İslam coğrafyasında yaşayan ümmet bakiyesi yığınların parçalanmış, dağınık ve güçsüz halleriyle Filistin'deki vahşi işgale son verip, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı Siyonist kuşatmadan kurtarmaları mümkün değildir.
1:36:50Allah'ın Yardımı ve Kur'an'dan Alınan Mesajlar: Rabbimiz diyor ki: Nice sayıca az topluluklar Allah'ın izniyle nice sayıca çok topluluklara galip gelmişlerdir.
Allah yolunda direnen ve sabrı kuşanmış, Allah'a bağlılığını, teslimiyetini sağlamış, yardımını hak etmiş olmak gerekiyor.
Allah'ı, resulünü ve iman edenler dost edinirse galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarları olan hizbullah olanlardır.
1:38:32Huneyn Savaşı ve Dersleri: Huneyn'de 12 bin kişilik bir çoğunluk oluşmuş ve Müslümanlar bu çoğunluğa güvenmeye başlamışlar.
Hevazin kabilesinin okçuları tuzak kurmuş, Müslümanlar panik kapılmış ve sorumluluklarını ihmal etmişler.
Resulullah ve yanındaki kahramanlar düşmanın üzerine saldırıp diğerlerini de çağırdıktan sonra, tövbe edenler yeniden savaşa girdi ve Allah'ın yardımını hak ettiler.
1:39:56Müslümanların Sorumlulukları: Müslümanların ilk sorumluluğu, dayatılmış sınırlar içinde tevhidi grupların bir araya gelmesi ve Kur'an toplum nüvesi oluşturmasıdır.
Tevhidi gruplar ortak mütevatirin üzerindeki ortak payda akidleriyle buluşup, birbirlerine hoş gönül olmalı ve Allah yolunda omuz omuza savaşmalıdır.
Her toprak parçasında müminler ve müvahitler bir araya gelerek kör şiddet ve sistem içi politikadan bağımsız, İslam kimlikli bir yapı oluşturmalıdır.
1:41:37Toplum İnşası İçin Çalışmalar: Her bağımsız yapı kendi ülkesinde maruf olmalı ve toplumu vahiyle inşa etme sorumluluğu için tebliğ, davet, eğitim ve vahye şahitlik çabalarını güçlendirmelidir.
Akraba çalışmalarının öneminden bahsedilerek, Resulullah'ın ilk pratiği olan akrabalarına yemek verip davet etme hareketinin vurgulanması yapılmıştır.
Ülkeler arasında ilişkiler kurulmalı ve İslam'ın tevhidi öbeklerinin birleşmesiyle bir Kur'an nesli şurası oluşturulmalıdır.
1:43:29Toplum Değişikliği ve İslam'ın Gelmesi: Allah, bir toplum kendi özündekini değiştirmezse toplumun durumunu değiştirmez.
İslam'ın gelmesi için önce toplum değiştirilmeli, özümüzdekini değiştirdiğimizde Allah da toplumun durumunu değiştirecek ve İslam'ın iktidarını takdir edecektir.
İslam gelmediği sürece ümmet zilletten kurtulmayacak, Kudüs'te, Mescidi Nebevi'de ve Mescidi Haram'da kurtulmayacaktır.
1:44:31Kur'an'ı Hakkıyla Okumak: Kur'an'ı haşır neşir olmazsan, hayat kitabı olmasını sağlayamazsan ve her gün birlikte oturup kalkmazsan, Kur'an'ı okumuş sayılmazsın.
Sürekli okuma, yazma, not çıkarma, altını çizme, ayetler arasında bağ kurma ve siyerle sünnetle bağını kurmak gerekir.
Kur'an'ı hakkıyla okumayan iman etmemiştir, Allah kitabı hakkıyla tilavet edip ona iman etmek konumuna gelen mümin kullarından olmayı bize nasip etsin.

İslam Ümmetinin Durumu ve Ortadoğu Siyaseti Üzerine İslami Bir Konuşma

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir